[QUOTE=galipyetkin;15144]Sayın Aorskaya.

1). Birinci cümlede ''Tatmin edecek düzeyde verilmesinin zorunluluğu yoktur.'' diyor;
devamı ikinci cümlede ''Herkes tatmin edecek kadar verecek'' ifadesini kullanıyorsunuz.

2). Biz yazımızda zekat verilmesini gerektiren sebepleri yazıyoruz; siz ise ''laf ola beri gele'' kabilinden yazımızın bütünlüğündeki konuyu ele almadan cımbızlayarak aldığınız cümlelere itiraz yazıyor ve yazımızın bütünlüğündeki konuya uygun gerekçe de yazmıyorsunuz.

3) Belki farkında değilsiniz ama bunu hep yapıyorsunuz. Yazılan her yazı sizin tarafinızdan tekzipli. Tamam da bütününde-ana konuda değil de, cümleler üzerinde kalıyor, hiçbir yazıya tamamlayıcı bir unsur katmıyorsunuz. Hert yazınızda yalnızca fikir ileri sürdünüz.

4) Biz toplumsal bir ''iffetli'' ekonomik ve sosyal yaşamdan bahsederken, bu yönde sizin bir tefekkürünüzü göremiyoruz. Biz zekatın toplumsal yaşamda işlemsel fonksiyonundan bahsederken, siz cımbızladığınız bir cümle üzerinde fikir yürütüyorsunuz.

5) Biz zekatın (haşr-9 ayetinden de konuşmayı biliriz ama konu bu değil) asgari verilme ölçülerinden bahsetmişken ne olduğu belirsiz, kişiden kişiye değişen bir '' tatmin olma'' diye bir afaki ölçü getirirken ''vezin-mizan''dan habersiz görünüyorsunuz ve kişileri pek hafife alıyorsunuz.
(Daha sonra devam edeceğim. Çünkü torun tepemde 'hadi dede, hadi dede'' diye beni zorlamakta. Oyunlardan oynayacakmış.)

Saygılarımla .
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Sayın yetkin,

Öncelikle rabbimden torunlarınız ve diğer aile bireyleriniz için sağlıklı ve imanlı yaşayabilmelerini nasip etmesini dilerim.

yazımdaki yaklaşımım üzerine siz, örneğin; "Biz toplumsal bir ''iffetli'' ekonomik ve sosyal yaşamdan bahsederken, bu yönde sizin bir tefekkürünüzü göremiyoruz." diye sitem etmektesiniz.

Sevgili kardeşim,

burada gerçekten belli seviyenin üstünde akıl kullanana kimselerin yazılarını okuduğumun farkında olarak, onların kabullerindeki hatalı kısımlara değinmenin zorunlu ve yeterli olduğunu düşünmekteyim.

Yoksa, sizin zekat üzerinden insanlara sağlanan faydayı yok saydığınızı kabul eden, bunları yanlış bulan birisi değilim.

Ancak, ne kadar yararlı olmaya çalışsanızda, anlattığınız şeyleri dayandırdığınız ayet yanlış ise onun o konu için yanlış olduğunu söylemek sizi incitmemelidir.

Yoksa; sırf şahsınızı zora sokmak, karalamak gibi bir çaba içinde olarak hareket etmek; benim yapacağım değil, düşünemeyeceğim bile bir hareket olur.

Yazılarınızda, hatalı kısımlar dışında yeteri kadar siz olumlu anlatımlarda bulunduğunuzdan, belki benim ayrıca eklememe yapmama gerek olmayan yazılar olduğunu kabul ettiğimi, o anda sadece hatalı kısım gösterilirse, yazarın konuyu incelemesini ve hatalı olduğunu düşünürse bu hatayı düzeltmesi halinde yazısı daha verimli olacaktır diye benimsediğimi lütfen anlamaya çalışın.

yazımı; sizin çelişki var diye gösterdiğiniz bir kısmı alıntılayarak çelişki olmadığını o yazı üzerinden açıklamaya çalışacağım. Belki o zaman, hatalı anlayabildiğinizi daha net görmenizi sağlayabilirim.


[QUOTE=galipyetkin;15144]

1). Birinci cümlede ''Tatmin edecek düzeyde verilmesinin zorunluluğu yoktur.'' diyor;
devamı ikinci cümlede ''Herkes tatmin edecek kadar verecek'' ifadesini kullanıyorsunuz.
[/QUOTE]

Yazımı bütün olarak dikkatlice inceleyerek, ikinci cümlede ilk cümleye ters bir şey söylemediğimi görmeye çalışalım.

[QUOTE=aorskaya;15073]

1- Tatmin edecek düzeyde verilmesi güzel olanıysa da verecek kimsenin böyle bir zorunluluğu yoktur.
2- [I][COLOR="Green"]Kaldıki, herkes ya tatmin edecek kadar verecektir, aksi halde verdikleri zekat/infak olmaz[/COLOR] [COLOR="Red"][B]denilemez.[/B][/COLOR] [/I]

3- Tatmin düzeyinin üstünde de verebilir, çünkü ne kadar çok verirse karşılığı da o denli iyi olacaktır.

[/QUOTE]

[FONT="Comic Sans MS"]2 nolu cümleye dikkat ederseniz; "Kaldıki, herkes ya tatmin edecek kadar verecektir, aksi halde verdikleri zekat/infak olmaz" dememişim. Aksine bunu söyleyenler olabileceğini düşünerek, böyle düşünülmesinin yanlış olduğunu ifade eden bu cümleyi, bir daha bakarsanız[COLOR="Red"][SIZE="3"]"...denilemez" [/SIZE][/COLOR]kelimesiyle bitirdiğimi göreceksiniz.[/SIZE][/COLOR] Bu durumda ben demediğim gibi böyle denilemez diyorum.

Yani tamda bana ait olduğunu anlama hatasına düştüğünüz bu fikri aksine ben yanlışlamışım.

Kaldıki, 3 nolu cümle de zaten, bu dediğimi destekleyerek bitirmişim.

yani kısaca 2.cümlede sizin dediğimi iddia ettiğinizi ben demiyorum, aksine onun denilemeyeceğini belirtiyorum.

Lütfen daha dikkatli anlamaya çalışalım.

selamlarımla,
aorskaya[/FONT]

Sayın Bartsimpson.

Bir mesaj gönderdim. Alındı mı acaba? Mesaj 1000 karekterli olacakmış. Biz de kısalta kısalta kuşa döndürdük ama, herhalde anlaşılır. Sorulacak bir şey olursa cevaplarım.

Saygılarımla
Galip Yetkin.

Sayın Aorskaya.

''[COLOR="Red"]Nahl 71. ayet ekonomik veya sosyal hayatı yada bir parçası olan gelir dağiılımını anlatan bir ayet değildir. Bu ayetin ana fikri, rabbimizin verdiği nimetleri üzerinden örneklenmek suretiyle, insanların kendilerine bile ortak/eş/denk kabul edememekle birlikte, rabbimizin yarattıklarıyla eş/ortak kabul edebilmesi tenkit edilmektedir.

Yani, bu ayet zekatla ilgili olmayıp, sosyo-ekonomik yaşamın temelini de oluşturmaz.''
[/COLOR]Bu izah sizin. Mazur görün. Anlayamadım.

Ayeti de yazarak açıklar mısınız? Demek istediğiniz ne ise ona ikna edin beni. Lütfen mümkün olduğunca kısa cümlelerle lütfen.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

[QUOTE=galipyetkin;15148]Sayın Bartsimpson.

Bir mesaj gönderdim. Alındı mı acaba? Mesaj 1000 karekterli olacakmış. Biz de kısalta kısalta kuşa döndürdük ama, herhalde anlaşılır. Sorulacak bir şey olursa cevaplarım.

Saygılarımla
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Abi mesajını almadım bende sana yolladım eğer sendede görünmüyosa bi sorun var demektir.

site yönetimine söyleyelim

saygılar ve hürmetler

Selamun Aleykum! Değerli Bartsimpson Kardeşim!

[QUOTE=bartsimpson;15150]Abi mesajını almadım bende sana yolladım eğer sendede görünmüyosa bi sorun var demektir.

site yönetimine söyleyelim

saygılar ve hürmetler[/QUOTE]

Mesajlarda bir sorun yok. Mesaj kutunuz dolmuş olabilir. Size bir mesaj yollayacağım inşaAllah. Aldığında bilgilendirirseniz sevinirim.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

[QUOTE]Tıpkı, timsahın diş diplerinde kalan etlerle karnını doyuran kuşun değil, timsahın minnet duyması gibi.[/QUOTE] Güzel benzetme ....

İhtiyaç nedir? İhtiyaçlar değişken midir?

[QUOTE=seckin;15153]Güzel benzetme ....

İhtiyaç nedir? İhtiyaçlar değişken midir?[/QUOTE]

Bir arap seyhinin yerden fiskiran Allah'in nimeti olan petrolu kendi stokuna alip geliriyle garajini jaguar, mercedes, bentley, ahirini en cins atlarla doldurmasi, kendisine özel bin bir usaginin olmasi, hanimi icin dünyanin en zengin kollektion firmasini satin almasi, gökdelenler seklinde hoteller kurmasi herhalde ihtiyaclar icinde sayilmaz. Normal takim elbise yerine halen torba cuval misali giyimleri var, esasinda iyice arastirmak lazim bu kiyafet kimlerden ulasmis mollalara, seyhlere!

Gerci ihtiyaclar cagdan caga degisir, teknikle bilimle yoluyla atilan adimlara göre artar. Evvelden elde bulasik, camasir yikanir, ates üzerinde kazanlarda yemekler pisirilirdi. Kayalara daglara evler oyanlar oldugu gibi dadirlarda da oturanlar olurdu. Ava gidilirdi bugün kasaba gidiliyor, elde dikilirdi bugün konfeksiyondan hazir aliniyor. Giyilecek bir ayakkabisi olmayan oldugu gibi bugün garderobunda 100 lerce cift ayakkabisi bulunanlar var.

Evvelden günlerce aylarca yaya olarak oraya buraya ulasiliyordu, bugün gemilerle ucaklarla trenlerde cok kisa bir zamanda ulasiliyor. Mekke icinde yasiyanlar dahi deve yerine arabayla geziniyorlar :-) sehir icinde.

Kimi icin "ihtiyac" duyulan kimisi icin fuzüli luxus sayiliyor. Handy zamanimizda vazgecilemez bir durum iken seriat adi altinda kadinlara yasaklaniyor, araba kullanilmasinin yasaklandigi gibi. Sanki icat edildiklerinde bunlar icin sart kosulmus: kadinlar kullanamaz :-)

Öyle zannediyorum ihtiyaclar insanlara göre degisiyor, yani nefislere göre degisiyor, kimisi cok zengin dahi olsa gayet mütevazi bir hayat yasiyor, kimisi parasi olmadigi halde borc altina girip ev araba yazlik kislik villalar almaya kalkisiyor. Icinde yasanilan bölgeninde ihtiyaclari geleneklere görede ayri oluyor. Ayak basilmamis ormanlarda steplerde bir yay ve oka ihtiyac duyulurken bir afganlinin bir pakistanlinin palaskova ihtiyac duymasi gibi.

Kimimize normal dösenilmis bir ev yeterken, kimimiz en sahana manzarali yüksek katlardaki evleri tercih ediyor ve en modern sekillerde möbilyelerle dösüyür. Kimiside basinin üstünde bir cati olmadigindan köprü altlarinda uyku tukumlarinda gecelemeyi uygun görüyor.

Nefis nefis nefis... ihtiyaclarimizi nefsimiz tayin ediyor. Onun var benim niye olmasin diyenlerin yani sira, al kardesim benim buna ihtiyacim yok sen faydalan diyen milyarda bir olabilir.