hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kur’an (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Kur'an da Kadının Şahitliği Konusu. (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3692)

galipyetkin 13. January 2016 05:58 PM

"Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramayacak durumda(zayıf akıllı/deli) biri ise" diye tarif edilen, yani hukuki bir işlem yapabilme yetkisi olmayan bir kişiye mahalle bakkalı "sakız" bile satmaktan imtina eder. Ve İslam şeriatı yalnızca reşit ve baliğ olanların hukuki işlem yapabilmelerini dolayısı ile de sorumluluklarını kabul ederken, burada nasıl oluyor da yetkisiz kişilerin sorumlu olması anlatılıyor.
Kur'an'da çelişki yoktur; o halde bir özel durum söz konusu olmalı; "Kitap" bize değişik bir şeyler anlatıyor olmalı. Evet bize göre "mo-ta-mo" yapılan buradaki tercüme doğru olmalı. Fakat kastettiği mâna ve sunuş, tercümedeki mâna değil. Geri planına bakmak gerekiyor ki buna da "tedebbür" denmekte olup bunun ayetlerini ve de kendi anladıklarımızı yukarıda vermiştik. Dolayısı ile gerek meallerde, gerek tercümelerde bu konunun, yani geri plandaki mânanın dillendirilmesi, yanılgıya fırsat vermemek için açıklamasının yapılması gerekir. Yapılmadığı takdirde konular arasında tezat ortaya çıkmaktadır.

Saygılarımla.
Galip Yetkin

khaos 14. January 2016 01:32 AM

[QUOTE=galipyetkin;20934]"Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramayacak durumda(zayıf akıllı/deli) biri ise" diye tarif edilen, yani hukuki bir işlem yapabilme yetkisi olmayan bir kişiye mahalle bakkalı "sakız" bile satmaktan imtina eder. Ve İslam şeriatı yalnızca reşit ve baliğ olanların hukuki işlem, yani sorumluluğunu kabul ederken, burada nasıl oluyor da yetkisiz kişilerin sorumlu olması anlatılıyor. [/QUOTE]

Galip abi,
Bakara 282 de ''sefihan'' sözcüğü geçiyor. Çoğu mealde beyinsiz, aklı olmayan diye tercüme edilmiş.
Yine Nisa 5 e de baktığımızda ''es sufehâe'' sözcüğü de sefihler, aklı ermeyenler, malının değerini bilmeyenler olarak tercüme edilmiş.
Başka bir sözlükte ise sefian Malını dînin ve aklın uygun görmediği yere harc eden kimse olarak tarif ediliyor.

Sefian sözcüğü malını dinin ve aklın uygun görmediği şeylere harcayanlar, malını har vurup harman savuranlar, müflisler manasında kullanılıyor olabilir mi? O zaman bu kişiler hukuken sorumluluk altına girmez mi?

galipyetkin 14. January 2016 05:08 PM

Sayın khaos.

Biz bu kelimeyi "sefih bir hayat yaşamak" deyişinden har vurup harman savuran, müsrif bir kişinin tanımı için kullanıldığını zannediyoruz. Yani senin söylediğin gibi toplum veya ailesel yaşam gereği itidalli bir yaşamın icaplarını yerine getirmeden gününü gün eden, sorumsuz ve kendisi ve çevresi için zararlı.
Böyle kişilerin müsriflikleriyle verecekleri zararlardan hem kendisini, hem toplumu, hem de ailesini korumak için ait olduğu mahkemelerden "hacir altına" alınıp ehliyetlerinin kısıtlanması, hukuki sonuçlar doğurabilecek eylemlerini ancak mahkemelerin denetimi altında vasi vasıtasıyla kullanabilmeleri tedbirlerinin savcılığın girişimi ile yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Amme görevidir.
Biz buna akılsızlık, beyinsizlik değil, tutkularından kurtulamama hastalığı denmesini tercih ediyoruz. Bu kişilere itimat edilip de bir şey veya iş teslim edilemez. Bu kişiler eylemleri ile bir zarar meydana getirirlerse haksız fiil olup, sorumlulukları vardır ve ceremelerini çekerler.

Fakat kelimenin kökenini ve daha hangi mânalara geldiğini tabii ki [B]dost1[/B] bilir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

galipyetkin 19. January 2016 11:22 AM

Bakara-104:-"Ey iman edenler! “Raina (bize ahmak- sürü- bilinçten yoksun, ne yaptığını bilmez))” demeyin. Ve “unzurna (bize bak/bizi kaale al, bizim de var olduğumuzu ve düşüncemizin varlığını göz önünde bulundur)” deyin. Ve (Allah’ın hükmünü) dinleyin (işitin). Ve kâfirler için “elîm azap” vardır."

Bakara-282. ayetteki bir erkek şahidin yerini ancak iki kadın şahit tutabilir yönündeki açıklamaların hayatta uygulamaya konulması da kadınları "raina/davar/güdülecekler" yerine, erkeğe nazaran daha değersiz bir konuma koyduğundan yukarıda verdiğimiz Bakara 104. ayete de aykırıdır.
Bu durum bu iki ayet ve Talak Suresi arasında sanki bir tezatın varlığını ortaya koyuyor.

Dolayısı ile :
1-reşit ve baliğ olmayan bir kişinin şahitlerle borçlandırılması ve,
2-bir erkek yerine iki kadının şahitlik yapabileceği hakkındaki meal/çevrim ifade ve anlatımları
ayetlere aykırı.

Gereği acilen yapılmalı, insanlar dine aykırı işlemler yapmaya itilmemelidir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:06 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam