Sevgili yolcu42,
diyorsun ki Nur 31'de AVRET ile ziynet arasında bir bağ var. Elbet olacak çünkü orda ZiYNETLER ne ise avret odur. Ama ZiYNETLER "avret yerleri"dir iddiasinin kocaman bi YALAN olduğu da ortada. Nur 31'de ZiYNET "ziynet"tir yani hal hal örneğinde görüldüğü uzere TELiKEYE AÇIK şeyler tıpkı Ahzab 13'teki gibi: Munafiklar müminlerle birlikte savaşa gitmemek için evlerimize "avret"tir dediler buyutena "avret"un... (Uzağa giderlere evleri talan edilirmis...) Munafiklarin evleri gerdan ve ayak gibi avret yerleri miydi? |
Hasan bey şu anda galip beyle olan tartışmamız ön planda.
Eleştiriniz ve fikirleriniz bu bağlamda olsun rica ederim. Zinete vücut hatları dediğim için beni eleştiriyorsunuz.galip bey zinete yetenek diyor.bu pek sizi enteres etmiyor.ilginç |
Peki,
ben çekileyim. |
Galip bey ve onun gibi düşününenlerden son msjlarımı bir zahmet okuyup ayetlerle veya mantıklı(bir ilme dayanarak)güzel bir cvp vermesini bekliyorum(daha güzeli 2 sayfa geriye gidip msjlarımın hepsini okumak.
Yalnız, cevabınız sadece sataşmak,bir ilme dayanmayan fikirler sunmak(nikah=iş sözleşmesi veya zina=kalifiyesiz eleman alımı gibi)veya etiketlemek,yaftalamak vb. gibi olursa, (fussilet26)Kuran okunduğu zaman dinlemeyin,boş sözler (lağv) söyleyin.belki galip gelirsiniz.)ayetinin muhatabı olabilirsiniz. Dost1 fikirlerinizi merak ediyorum. |
Sayın yolcu42.
Peşin hükmü bırakın. Nereden çıkardın tartıştığımızı? Yüzyıllardır Sünnilerin ve bir kısım Alevilerin söylediklerini değişik varyasyonlarda, meallerin cümle kuruluşuna göre de kendinden de bir şeyler katarak bir şeyler yazıyorsun. Yani bunlar senin kendi düşüncen, kendine has görüş veya fikrin değil ki seninle bunlar üzerinden tartışalım. Biz ise bu yazdıklarınızın akla ve mantığa aykırı olduğunu, bu hususlar hakkında daha evvel etraflı olarak bir çok kişi tarafından yazılanların bu sitede var olduğunu yazıyoruz ve okumuyorsunuz diye sizileri kınıyoruz. Yaptığımız bu. Bundan sonra da yapacağımız bu olacak ve yanlışlarınızı, okurların kafalarını bulandırmaması için yine açıklayacak ve yazılarınıza müdahele edeceğiz. Bu müdahele de tartışma olmayacak. Doğruların aktarımı olacak. Bunları araştırıp faydalanırsınız ya da beminle çekişme zemini ararsınız. Keyif sizin karar benim. Saygılarımla. Galip Yetkin. NOT: CAN DOST KHAOS. MERHABA. ÖZLETTİN: YENİDEN HOŞ GELDİN. |
Selamun aleyküm,
[QUOTE=Hasan Akçay;22051]Şu ifade hep aklima takilir: lâ yadribne bi erculihinne li [U]yu’lem[/U]e mâ yuhfîne min zînetihinn gizledikleri ziynetleri [B]bilinsin[/B] diye ayaklarini yere vurmasinlar Bir kadin SERT ADIMLAR atinca saçi mi bilinir hale gelir sahiden gerdani mi, gögsü mü? [/QUOTE] Bir kadın SERT ADIMLAR atınca MEMELERİ ve KALÇALARI bilinir hale gelir. [QUOTE=Hasan Akçay;22051] Bunu idia eden hakki yilmazlar SERT ADIMLAR atarak yürüyen bi kadini gözlemis olsalardi keske.[/QUOTE] SERT ADIMLAR atarak yürüyen bir kadın -[I]İddianızı gözlem amaçlı[/I] ([COLOR="Red"]Rabbimizin Nur 30 daki "Kul lil mu’miniyne yeğuddu min ebsarihim ve yahfezu fürucehüm" emri hiçbir zaman gözardı edilmeyecek)[/COLOR]- izlenirse hangi organların oynadığı gözlenmiş olurdu. [QUOTE=Hasan Akçay;22051] Yok öyle bisey.[/QUOTE] Sizin tüm dikkatiniz kadınların takılarına yönelmiş olmalı ki,cilbab altında takı görmeye çalışmışsınız. [QUOTE=Hasan Akçay;22051] Sert adimlar atarak yürüyen bi kadinin saçi, gerdani, gögsü... açilmaz; açilarak bilinip te erkekleri kiskirtir hale gelmez. [/QUOTE] Açılmak ile ayette vurgu yapılan "[B]zahere[/B]" aynı şey değillerdir.Bunu anlamak için, "...la yübdiyne ziynetehünne illâ ma zahere minha vel yadribne bi hümurihinne alâ cüyubihinn" ayetini dönüp dönüp okumak gerekir. [QUOTE=Hasan Akçay;22051] Kaldi ki kadin eger bunlar BiLiNSiN istiyorsa başini açar, gerdanini açar, gögüs çatalini açar… ayaklarini neden yere vursun?[/QUOTE] Başını açabilir bir yasak söz konusu değil. Gerdandan kastınız boyun ise gerdan da açabilir. Göğüs çatalını ise "...bi hümurihinne alâ cüyubihinne" ayetine göre açamaz. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Selamun aleyküm,
Sesleniş Sevgili yolcu 42 ye olmasına rağmen sonundaki "Neden?" sorusu için cevapamak istedim. [QUOTE=Hasan Akçay;22066]Sevgili yolcu42, Allah ne diyor, önemli olan o. Allah ise kapalı ziynetler konusunda şunu soyluyor: İnanan kadınlar ziynetlerini acmasinlar ama örnegin kendilerine bağlı ihtiyacsiz ERKEKLER başka, onlara açmalari caizdir.[/QUOTE] Şüphesiz önemli olan Allah'ın dediğidir de Allah ne diyor? Allah'ın dediği "...la yübdiyne ziynetehünne illâ ma zahere minha vel yadribne Bi hümurihinne alâ cüyubihinne" bu. Bu ayette Cenabı Allah: "ziynetlerini açmasınlar" mı diyor? Sözkonusu olan zı-he-ra kök harflerinden türeyen zahere/[I]belli etmek,bildirmek,ortaya çıkarmak[/I] sözcüğüne yüklenen anlamdır ve sizin dediğiniz gibi açmak değildir. İsterseniz herzaman sözünü ettiğiniz Arap arkadaşınıza sorun isterseniz ben Lisanül Arabdan zı-he-ra kök harflerinin anlamını koyayım. [QUOTE=Hasan Akçay;22066] Say ki Emine Erdogan hanımefendiye bagli korumalardan ikisi Erhan Bey ve Enis Bey'dir. Emine Hanımefendi ziynetlerini onlara acabilir, caizdir... ama Meral Aksener ziynetlerini onlara acamaz, haram. Neden?[/QUOTE] Bayanların dış giysileri ile ev içerisinde giydikleri giysiler aynı değildirler. Korunması gereken kişilerin korumaları da ev içerisinde değil evin dışındadırlar. Korunması gereken kişilerin aynı zamanda içerisinde rahatça giyinebilecekleri evleri de korumalar tarafından her türlü koruma altına alınarak ev içerisindekilerin CAN GÜVENLİKLERİ sağlanmış olur. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Selamun aleyküm,
[QUOTE=Hasan Akçay;22068]Cevap yok cunku tesettür iddiası kocaman bi yalan.[/QUOTE] Kur'an'da tesettür diye bir emir sözkonusu olmayınca "tesettür iddiası" da dayanaksız kalır. Sizin bu tesettür sözcüğüne yüklediğiniz bir anlam varsa bilinmeden birşey söylenemez. [QUOTE=Hasan Akçay;22068] Ornegin 24:31'deki mustesna kisiler mahremdir deniyor. YALAN.[/QUOTE] İnsanların değil Allah'ın ne dediği önemli. Allah'ın da bu ayette " şunlar ,şunlar mahremdir." diye bir sözü yok. [QUOTE=Hasan Akçay;22068] Orda geçen ziynetler avret yerleridir deniyor. YALAN.[/QUOTE] Ziynet sözcüğünün ne olduğuna Kur'an'dan bakalım mı? Ziynet; Kur’an dilinde, güzelleştirmeye, güzel ve çekici göstermeye, hoşlanacak hâle getirmeye yarayan süs demektir. Nitekim dinimizde de bir takım süs eşyalarına “ziynet eşyası” denilmektedir.Ziynet Kur’an’da hem olumlu hem de olumsuz olarak bu anlamda kullanılmıştır. En’âm; 43:” …ve zeyyene lehümüşşeytanu ma kânu ya'melun;” Enfal; 48:” Ve iz zeyyene lehümüş şeytanü a'malehüm…” Bu ayetler; Şeytanın, inkârcılara, kendi kötü amellerini güzel-hoş gösterdiğini bildirmektedir. Kasas; 79:” Feharece alâ kamihi fiy zinetih…” Karun’un, kavminin karşısına ziyneti ile çıktığını bildiren bu ayet, “Ziynet”in olumsuz anlamda kullanılışına birer örnektir. Alemlerin Rabb’i olan Yüce Allah: Hucurat; 7:”… lakinnAllahe habbebe ileykümül iymane ve zeyyenehu fiy kulubiküm…” İmanı müminlere sevdirerek kalplerini süslediğini;. Fussılet; 12:”… ve zeyyennes Semaed dünya bi mesabiyha ve hıfza…” . Mülk; 5:” Ve lekad zeyyennes semaeddünya bimesabiyha…” Bu iki ayette gökyüzünün kandillerle süslendiğini;. Ta Ha; 59:” Kale mev'ıdüküm yevmüzziyneti…” Musa peygamberin ,Firavun’un büyücüleriyle buluşma gününün “ziynet günü” olmasını istediğini bildiriyor. Yukarıdaki dört ayetde de “ziynet” olumlu anlamda kullanılmıştır. Kehf; 46:”El malu vel benune ziynetül hayatid dünya…” “Mal ve oğullar dünya hayatının süsüdür.” Bu ayet de, hem ziynet sözcüğünün kapsamını belirtmekte ve hem de Arapların ziynet sözcüğüne nasıl bir anlam yüklediğini en iyi şekilde anlatmaktadır. Nur;31ci ayette, kadınlardan; -kendiliğinden açığa çıkanların dışında- ayette sayılan kişiler dışında zinetlerini açığa vurmamaları,belli etmemeleri,ortaya çıkarmamaları emredilerek, ayaklarını yere vurmak suretiyle belli etmemeleri istenen “ZİYNETLER”, bilezik, kolye, küpe, halhal, hızma, pazubent ve gerdanlık gibi takılar değildir. Bİsterseniz bu ayetteki “ziynetin” bu çeşit takılar olduğunu varsayalım. Allah’ın; “Ziynetlerini -kendiliğinden açığa çıkanların dışında- açığa vurmamaları,belli etmemeleri,ortaya çıkarmamaları “ifadesinden, esasında kadınların takı takmalarını uygun gördüğü bildirilmiş olmuyor mu? Alemlerin Rabb’ı olan Yüce Allah, hem takı takılmasını sakıncasız görecek, hem de takıların saklanmasını isteyecek. Takı, göstermek için takılır. Görünmemesi gereken takının herhangi bir anlamı olabilir mi? “Ziynet” sözcüğünden, takı türü eşyaların anlaşılması, ayetin bütünselliği açısından da mümkün müdür? Kadınların taktıkları süs eşyaları, cinsel tahrik unsuru olmaktan çok gururlanmak, büyüklenmek, hava atmak amacı ile takılan eşyalar değil midir? Bu tür gururlanmanın, büyüklenmenin, hava atmanın, böbürlenmenin, önüne geçilmek istenseydi, ziynetlerin herkesten saklanması emrinin verilmesi gerekmez miydi? Ayette kadınların ziynetlerini diğer kadınların yanında açabilecekleri ifade edilmiyor mu? Rabbimiz Olan Yüce Allah; A’râf; 31: “Ya Beniy Ademe huzu ziyneteküm ınde külli mescidin ve külu veşrebu ve la tüsrifu inneHu la yuhıbbul müsrifiyn;” A’râf; 32“Kul men harrame ziynetellahilletiy ahrece li ıbadiHi vettayyibati miner rızk kul hiye lilleziyne amenu fiyl hayatid dünya halisaten yevmel kıyameti, kezâlike nufassılul ayati li kavmin ya'lemun;” “Ey Âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.” “ De ki: Allah’ın kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş? ...” diyerek, takı türünden olan ziynetlerini, kadın-erkek herkesin mescit gibi en kalabalık yerlerde teşhir etmelerini istememiş midir?, Burada altın ya da gümüş gibi bir istisna getirmiş midir?, Kısıtlamış mıdır? Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Alalh'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Sayın dost1'in iddialarına cevap vermiyorum
çünkü onun da benim de yazdıklarımız ortadadır, yeterlidir (bunu kendisi belirtmişti) ama benim yazdıklarım sonradan silindi, bi daha yazsam yine silinir, silinmeyeceğinin en azından güvencesi yok. Bu iletiyi cevap vermek için değil bu foruma uzun süredir girmediğimi, artık girmeyeceğimi bildirmek için yazdım. |
Sayın Akçay.
Silintiler hakkında fikir beyanı benim yetkim değil . Ama hepimizin iki günlük yazıları galiba dışarıdan gelen bir saldırı ile etkilendi. Bu sizin yazmamanıza sebep olmamalı. Lütfen. Sitede sizin gibi bilgiye, düşünceye dayalı yazan; tecrübeli ve de düşündüren kaç kişi var ki? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
Selamun aleyküm, değerli Hasan Akçay kardeşim,
[QUOTE=Hasan Akçay;22182]Sayın dost1'in iddialarına cevap vermiyorum çünkü onun da benim de yazdıklarımız ortadadır, yeterlidir (bunu kendisi belirtmişti) ama benim yazdıklarım sonradan silindi, bi daha yazsam yine silinir, silinmeyeceğinin en azından güvencesi yok. Bu iletiyi cevap vermek için değil bu foruma uzun süredir girmediğimi, artık girmeyeceğimi bildirmek için yazdım.[/QUOTE] Sanırım sitemizin birkaç gün kapalı kalıp tekrar açılıp tekrar kapalı kaldığını gözlemleme fırsatınız olmadı. Sitemizin hizmet aldığı hosting şirketinde sorun yaşandı ve barındırdığı bütün siteler kapandı. Açıldığında bir haftalık yazıların kaybolduğu görüldü. Kaybolan yazılar arasında sizin de yazdıklarınız var. Hosting yedekleme de yapmamış. Biz de haftalık yedekleme yapıyorduk. Kaybolan yazılarımızı geri getiremedik. Bu durum girişteki mesajlaşmada belirtilmişti sanırım gözünüzden kaçtı.chatboxdaki 30 ağustos tarihli iki adet yazıya bakarsanız durumu oradan da görebilirsiniz. Kaldı ki, bu siteye uzun süredir üye olduğunuz için bilmeniz gerekir ki, özellikle tarikatçi vb oluşumların saldırıları yüzünden hiçbir Hosting şirketinin sitemizi barındırmak istememesi ve saldırılar sonucu yaşanan göçmeler nedeniyle birçok kez yazıların bir kısmının yitirildiğini. Değerli kardeşim, Forum sitemizde, forum kurallarına aykırı olmayan hiç bir yazı silinmez özellikle de uyarılmadan silinmez. Bugüne kadar gözlemlediğiniz tek bir yazı silinme durumuna rastladıysanız lütfen bildiriniz. Yazılarınızın silindiği düşüncesine ve silinmeyeceğinin güvencesi olmadığı düşüncesine kapılmanıza çok üzüldüğümü belirteyim. Yazıp yazmamakla ilgili takdir ve seçiminiz size aittir. Site yöneticisi Halil Ay |
[QUOTE=dost1;22185]Selamun aleyküm, değerli Hasan Akçay kardeşim,
Sanırım sitemizin birkaç gün kapalı kalıp tekrar açılıp tekrar kapalı kaldığını gözlemleme fırsatınız olmadı. Sitemizin hizmet aldığı hosting şirketinde sorun yaşandı ve barındırdığı bütün siteler kapandı. Açıldığında bir haftalık yazıların kaybolduğu görüldü. Kaybolan yazılar arasında sizin de yazdıklarınız var. Hosting yedekleme de yapmamış. Biz de haftalık yedekleme yapıyorduk. Kaybolan yazılarımızı geri getiremedik. Bu durum girişteki mesajlaşmada belirtilmişti sanırım gözünüzden kaçtı.chatboxdaki 30 ağustos tarihli iki adet yazıya bakarsanız durumu oradan da görebilirsiniz. Kaldı ki, bu siteye uzun süredir üye olduğunuz için bilmeniz gerekir ki, özellikle tarikatçi vb oluşumların saldırıları yüzünden hiçbir Hosting şirketinin sitemizi barındırmak istememesi ve saldırılar sonucu yaşanan göçmeler nedeniyle birçok kez yazıların bir kısmının yitirildiğini. Değerli kardeşim, Forum sitemizde, forum kurallarına aykırı olmayan hiç bir yazı silinmez özellikle de uyarılmadan silinmez. Bugüne kadar gözlemlediğiniz tek bir yazı silinme durumuna rastladıysanız lütfen bildiriniz. Yazılarınızın silindiği düşüncesine ve silinmeyeceğinin güvencesi olmadığı düşüncesine kapılmanıza çok üzüldüğümü belirteyim. Yazıp yazmamakla ilgili takdir ve seçiminiz size aittir. Site yöneticisi Halil Ay[/QUOTE] Tamam, anladım. Teşekkür ederim. Siyaset bölümünde sayın Chaos'un 15 Temmuz darbesiyle ilgili bir iletisi var. Ona cevap vereceğim, Allah isterse. |
[COLOR="Blue"]Bir kadın SERT ADIMLAR atınca MEMELERİ ve KALÇALARI bilinir hale gelir[/COLOR].
[B]Say ki[/B]... öyledir, o halde kadınların MEMELERi ve KALÇALARI örneğin ihtiyaçsız erkek tâbileri tarafından farkedilsin diye sert adımlar atmaları caizdir, öyle mi? [I]ve ziynetlerini kimseye belli etmesinler ama... ihtiyaçsız erkek tâbileri hariç ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li... t tâbiîne [U]gayri ulîl irbe[/U]ti miner ricâl[/I] Meal ve tefsirlerde öne sürülüyor ki o erkekler KADINA ihtiyaç duymaz haldedirler. Oysa Allah KADINA ihtiyaç duymayan demiyor [U]ihtiyaçsız[/U] diyor yalnızca ama hadi [B]yine[/B] say ki... kadına ihtiyaç duymuyor o erkekler peki ya KADINLAR onlara ihtiyaç duyarsa? Hatırlayın, Sümbül Ağa hadımdı ve kadına ihtiyaç duymuyordu ama bir kadın (Cevher Hatun) yatağına girdi onun. Sonra kadın ona evlenme teklif etti ([url]https://www.youtube.com/watch?v=zn5_l6eFR8o):[/url] şöyle diyerek (5:50'den itibare BiR dk) [I]Hayatta her şeyin bi çaresi bulunur, öyle değil mi. Anasız babasız kalmış bi sürü sabi var neticede. Alırız evimize bir kaç tanesini. Bakarız onlara. Evlatlarımız olur... Evlatlarımız olur. Bi aile oluruz... Bi aile oluruz seninle. Kocaman mutlu bi aile oluruz.[/I] . |
Soru şu:
Allah Nûr 31'de inanan kadınların kendilerine bağlı ihtiyaçsız erkeklere belli edebilecekleri şeylerinin KALÇALARI ve MEMELERi olduğunu mu söylüyor, halhal gibi TAKILARI olduğunu mu? Caiz olan hangisi? |
"Cilbab altında takı görmeye çalışmışsınız. "
Sevgili Halil Ay, bu izlenimi nasıl edindiniz bilmiyorum ama ben cilbab altinda asla takı görmeye çalışmadım, çalışmam. Cilbab islevi, onu giyenleri tanıtmak olan bir giysidir. Tipki kadin polislerin üniformasi gibi. Kadinlari uniforma devletin polisi olarak tanıtır, cilbab ise INANANLARIN kadinlari olarak tanitir (ki 5:5 geregince bazıları isevidir, bazilari musevi). Cilbabin, üniformanin takılarla ilgisi yok. . |
[COLOR="Blue"]Alemlerin Rabb’ı olan Yüce Allah,
hem takı takılmasını sakıncasız görecek, hem de takıların saklanmasını isteyecek[/COLOR]. Çelişki yok efendim. Sakıncalı olan şey bizim dilimizde takıp takıştırmak diye ifade edilen "takı teşhirciliği"dir, "kokona"lık. Ve vücut teşhirciliği nasıl sakıncalıysa (Ahzâb 33) [B]takı teşhirciliği[/B] de öyle sakıncalıdır (Nûr 60). Ahzâb 33: Peygamber eşleri! Evlerinizde ağırbaşlı davranın, cahiliyyedeki gibi AÇILIP SAÇILMAYIN ([U]lâ teberrecne[/U] teberrucel cahiliyye)... Nûr 60: Cinselliği kalmamış olup evde oturan kadınlar ziynetleri ile TEŞHiRCiLiK yapmaksızın ([U]gayre müteberricât[/U]in bi ziynetin) giysilerini atabilirler... * [COLOR="Blue"]Takı, göstermek için takılır. Görünmemesi gereken takının herhangi bir anlamı olabilir mi?[/COLOR] Bazı takılarınızı örneğin zincir denen uzun kolyenizi [COLOR="Red"]tanıyıp güvendiğiniz[/COLOR] insanların önünde takınırsınız yalnızca, herkesin önünde takınmazsınız. Yoksa sizin GÖRMEMiŞiN BiRi olduğunuzu ve teşhircilik yaptığınızı düşünürler, hattâ o takınızı çalmaya kalkışanlar bile çıkar. * [COLOR="Blue"]Nûr 31'de kadınların ziynetlerini [/COLOR] [COLOR="Red"]diğer[/COLOR] [COLOR="Blue"]kadınların yanında açabilecekleri ifade edilmiyor mu?[/COLOR] Lütfen! Diğer kadınların yanında değil [B]kendi[/B] kadınlarının yanında: nisâi[COLOR="Red"]hinne[/COLOR] Tıpkı ihtiyaçsız erkek tâbileriniz gibi tanıyıp güvendikleriniz onlar sizin, yakın çevrenizde bulunmalarına o yüzden izin verdikleriniz. * Siz "nisâiHiNNE"yi sorgulamak istiyorsanız asıl şunu sorun: Nûr 31'deki ziynetler örneğin MEMELER ve KALÇALAR olsaydı kadınların memeleri ve kalçaları kadınları neden tahrik etsin? Kadınların, memelerinin ve kalçalarının KADINLAR tarafından bilinir hale gelmesi neden sakıncalı olsun? . |
Müftülüklere nikah kıyma yetkisi verildi
ve Allah'ın [B]Nûr 31[/B]'deki hükmü EMSAL oluşturacak şekilde yepyeni bir boyut kazandı. Şimdi onu anlatmaya çalışayım. Nûr 31'in Hakkı Yılmaz çevirisi: [I]Mü'min kadınlara da, bakışlarından bir kısmını kısmalarını ve ırzlarını korumalarını söyle. Zînetlerini de –görünenler hariç– [COLOR="Purple"]belli etmesinler[/COLOR]...[/I] Yani [COLOR="Purple"]farkedilmez kılsınlar[/COLOR], örneğin göğüs çatallarını (MEMELERiNi) aç[U]ma[/U]mak suretiyle yapsınlar bunu ya da seke seke yürü[U]me[/U]mek suretiyle... Allah'ın hükmü bu. Ve madem ki din adamları Allah'ın hükümlerini yerine getirmekle görevlidir [I]farkedilmez kılsınlar[/I] hükmünü de yerine getireceklerdi, getirdiler. Hem ÖYLE bi getirdiler ki yaratılan ortamda hiç kimse itiraz edemedi, gıkını çıkaranın dünyasını başına yıktılar. Örneğin ilahiyatçı Bahriye Üçok öldürüldü, "İslam ve Giyim Kuşam"ı yazan Zekeriya Beyaz itibar linçine uğratıldı. Yetmedi; adamcağız 3 yerinden bıçaklandı, ölümden döndü. Peki, [B]Nisâ 3[/B]'teki hüküm de Allah'ın (?) hükmü: [I]NiKAHLAYIN size helal olan kadınların ikişerini, üçerini, dörderini Fenkihû mâ tâbe lekum minen nisâi mesnâ ve sulâse ve rubâa[/I] Nolacak şimdi? Din adamları nikah kıyacak ve Allah'ın hükmünü yerine getirecek, tamam. İkinci, üçüncü, dördüncü kadınlarını almak isteyen evli erkekler müftüye baş vurup "Kıy nikahımı" diyecekler. "Sen din adamısın, Allah'ın hükmünü yerine getir." Allah'ın kadınlar ziynetlerini [COLOR="Purple"]farkedilmez kılsınlar[/COLOR] hükmünü ölümüne yerine getiren din adamları çok eş nikahı kıymayacak ve Allah'ın [COLOR="Purple"]dörde kadar evlenin[/COLOR] hükmünü yerine getirmeyecek öyle mi? Din adamlarına bu ne zulümdür. Nikah kıyma yetkisi var ama yok. Başörtüsü zulmü de başörtüsü zulmü dedik yıllarca... nikah zulmü de nikah zulmü mü demiyeceğiz? Ne sanıyo birileri bizi, ne biçim müminleriz birilerinin gözünde? . |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:16 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam