![]() |
[B]BİRAZ İSLAM BÜYÜĞÜMÜZÜ TANIYALIM..[/B]
[URL="http://www.tasavvufnedir.com/allah-dostlari-ve-tasavvuf/imam-i-rabbani.html"] İmamı Rabbani (K.S)[/URL] |
[QUOTE]Kur'an; apaçık ayetleri açıklayan ve kutsallığı kıyamete kadar sürecek olan kitabımız olduğu halde onun yolundan nasıl gidileceğinin metodlarını biliyor musunuz?.bu metodlar nelerdir sizce? Tebliğ nasıl yapılır?[/QUOTE]
Bu metodlar Allahın kitabı Kuranda yazıyor, bizde zaten onu anlamaya ve yaşamaya calısıryoruz. bir düsünürün lafı aklıma geldi; hakikatı arıyorum diyen insana tabi olabilirsin, ama hakikati buldum diyene güvenme... Peygamberler dahi sadece kendilerine vahyolunan kadarını bilebildirler, pek çoğu şüphede dahi kaldı (bkz; ibrahim güvercin olayı, musa ve bilgin kul olayı v.s.) İnşallah o bahsettiğiniz methodları hayatımıza geçireceğiz, Allah izin verirse |
[QUOTE=hiiic;7379]Değerli arkadaşım...
Mezhepler konusundaki hükmü Allah Yüce Kuranında belirtmiştir,,, Onun dışında Alim kisvesi altındaki herhangi birisinin lafı benim için dini otorite olamaz. Aksi taktirde Budsit rahipleri örnek almam doğru olur mu? Ya takip edip alim dediğiniz kişiler doğruyu bulamamışda yoldan çıkmış kimselerse... Buyrun Allahın izniyle mezhepler konusunu Kurandan inceleyelim. İslamı farklı mezheplere ayırmanın hükmü nelermiş, Allahın izin verdiği kadarını paylaşıyorum; [B]Âl-i İmrân 103 [COLOR="DarkGreen"]Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.[/COLOR] Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. [/B] [B]Âl-i İmrân 105 Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra [COLOR="darkgreen"]parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın[/COLOR]. İşte bunlar için büyük bir azap vardır. [/B] [B]Şûrâ 13 "Dini ayakta tutun ve [COLOR="darkgreen"]onda ayrılığa düşmeyin[/COLOR]" diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı...[/B] Özellikle ayette diğer peygamberlerinde aynı dini tebliğ ettiğini görebilirsiniz. [B]En'am 159 [COLOR="darkgreen"]Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, [/COLOR]senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir. [/B] Bunlar rabden gelen ayetler, kabul etmediğiniz yada beğenmediğiniz var mı?[/QUOTE] Bu ayetlerin hepsine iman etmişizdir.Lakin Allah'ın ipini siz gevşek tutuyorsunuz..Tarikat ve tasavvufta ayrılığa tefrikaya yer olmadığını bilmiyorsunuz..Tasavvuf erbabı bu ayetleri inkar etmez. Budist rahipleriyle tasavvuf erbabını aynı kefeye koyarsanız yolunuzu şaşırırsınız.Bilmeden öğrenmeden, incelemeden, irdelemeden atıp tutmak akıl kârı değildir.Tarikat asla Kur'an çizgisinden ayrılmaz. Ha, aklıma gelmişken söyleyeyim; hadis-i şeriflerden hiç bahsetmiyorsunuz.Yoksa onu hiçe mi sayıyorsunuz? Hadisleri de inkar ederseniz tartışmayı burada keserim hemen!... |
Siz üzerinize sakın alınmayın, lafım size değil ama bu rabbani denen arkadaş hakkında şöyle bir yazı var o sitede;
[I]Vahdet-i Vücud-Vahdet-i Şühud: İmam-ı Rabbanî'nin en önemli özelliklerinden biri de genellikle "Vahdet-i" denilen "Panteizm" ile karıştırılan vahdet vücüd-i vücudu "Vahdet-i şühüd" adıyla daha anlaşılabilir hale getirmesidir. Vahdet-i vücud'daki "Herşey O'dur" anlayışına, "Herşey O'ndandır" şeklinde anlayan, Hakk ile halkin ayrı ayrı varlığı bulunduğunu, ancak halkin vücudunun Hakk'ın varlığına göre gölge mesabesinde olduğu görüşünü benimsemiştir. "Eşya'da Hakk'ı görme" şeklinde ifade edilen vahdet-i şühud bir bakıma vahdet-i vücudun ileri derecesi olarak görülmesidir. [/I] bu ne demek Allah aşkına, bu neler saçmalamış ne anlamsız laf gebeliği,... zaten şirkin başı bu yahudi ajanları, dine dışardan olmayanları sokuyorlar.. bunlar islam büyüğü felan değil, bunlar dolandırıcı düzembaz kimseler,,, Lütfen bu kaynaklara fazla dalmayın,, Lütfen kuran okuyun... Bu verdiğiniz link sadece kşisel yorum,,, içeriği yalan dolan budist bozması... Lütfen Allahın izniyle zümmer suresini bulup okuyun... |
Bana söyler misiniz, nefisle nasıl mücadele edilir, metodları nelerdir? Hadi anlatın bakalım...
|
tarikat tefrikaya düşmez diyorsunuz,,,, ama nedense 100 türlü sapık tarikatı savunuyorsunuz,,,, ben anlamadım sizden, çok çelişkili sözler konuşuyorsunuz?
[QUOTE]Hadisleri de inkar ederseniz tartışmayı burada keserim hemen!...[/QUOTE] hangi tartışmayı? benim size yazdığım ayetleri inkar etmeyi mi keseceksiniz? bu sizin içinde iyi olan yoldur, ayetlerle tartışmayın onları kabul edin artık... birde, istediğiniz an araştırmayıda kesip eski sapıklığınıza dönebilirsiniz. Ben size vekil değilim,,, arınmanızda umrumda değil açıkcası, ben kendi nefsimi arındırmanın derdindeyim, burdaki herkeste öyle,,, ama sözlerinizden dolayı size acıklı azap dokunur diye korkuyorum,,, yinede Allah size irade vermiş,,, karar sizin... öğrenmek gibi bir niyetin olsa zaten çoğu konuyu kavramıştın çoktan,,, ama amaç farklı.. |
[QUOTE=hiiic;7381]Bu metodlar Allahın kitabı Kuranda yazıyor, bizde zaten onu anlamaya ve yaşamaya calısıryoruz. bir düsünürün lafı aklıma geldi;
hakikatı arıyorum diyen insana tabi olabilirsin, ama hakikati buldum diyene güvenme... Peygamberler dahi sadece kendilerine vahyolunan kadarını bilebildirler, pek çoğu şüphede dahi kaldı (bkz; ibrahim güvercin olayı, musa ve bilgin kul olayı v.s.) İnşallah o bahsettiğiniz methodları hayatımıza geçireceğiz, Allah izin verirse[/QUOTE] Kur'anda ki o tebliğ metodlarını açıklar mısın? Nasıl metod olduğunu senden öğrenelim diyorum. Veya siz nasıl metod uyguluyorsunuz? |
benden mi öğreneceksiniz?
size Allahın kitabı vahyi ulaşmadı mı? illa araya birini mi sokmanız gerekiyor? yoksa kitabı anlamıyor musunuz? [B]Enfâl 22 Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir. Yûnus 42 Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın? [/B] Siz kurana başvurup ondan birşey alamamışsanız, ben size duyuramam, kusura bakmayın.. ZÜmmer suresini bulup okudunuz mu? |
[QUOTE=hiiic;7385]tarikat tefrikaya düşmez diyorsunuz,,,, ama nedense 100 türlü sapık tarikatı savunuyorsunuz,,,, ben anlamadım sizden, çok çelişkili sözler konuşuyorsunuz?
hangi tartışmayı? benim size yazdığım ayetleri inkar etmeyi mi keseceksiniz? bu sizin içinde iyi olan yoldur, ayetlerle tartışmayın onları kabul edin artık... birde, istediğiniz an araştırmayıda kesip eski sapıklığınıza dönebilirsiniz. Ben size vekil değilim,,, arınmanızda umrumda değil açıkcası, ben kendi nefsimi arındırmanın derdindeyim, burdaki herkeste öyle,,, ama sözlerinizden dolayı size acıklı azap dokunur diye korkuyorum,,, yinede Allah size irade vermiş,,, karar sizin... öğrenmek gibi bir niyetin olsa zaten çoğu konuyu kavramıştın çoktan,,, ama amaç farklı..[/QUOTE] Güzel arkadaşım benim..Sen ne dediğinin farkında mısın?ben ne zaman ve hangi ayeti inkar etmişizdir?Verdiğin ayete muhalefet eden de kimmiş? [B]Evet, soruma cevap verin! Hadisleri (sünnetleri) yaşıyor musunuz yaşamıyor musunuz?[/B] Eğer inkar ediyorsanız, hadislerin büyük bir çoğunluğu Kur'anın tefsiri sayılır, ancak bazı hadislerin de tefsire ihtiyacı olduğunu unutmayın!.. |
[url]http://www.tasavvufnedir.com/allah-dostlari-ve-tasavvuf/imam-i-rabbani.html[/url]
verdiğiniz linkdeki siteyi inceledim de,, çok şükür rabbe imanım arttı, bu tür saçmalıklarla alakalı çok fazla ayet var,,, kendi uydurmalarını millete dayatmaya çalışmışlar, adı islam değil, kuranı sadece ismen ve şeklen kullanıyorlar,,, bunların çoğuda beyinsiz aptallar zümresi,, inanıyorum ki sizin gibi gece geç saatlerde dahi hakikatı arayan birisi böyle beyinsizlerden uzaktır... |
Allah size hidayet vermedikten sonra ben ne diyebilirim ki,,,
sizi sonkez daha uyarıyorum ve rabbe havale ediyorum,,, Kuran okuyun, bilhassa "zümer" suresinden başlayın... sizin amacınız sadece inatlaşmak,,, mezhepleri sordunuz, ayetleri yazdım şimdi onlarla çelişkili açıklamalr yapıyorsunuz,,, ayetlerden gayet net anlaşılacağı üzere mezhep de tarikatta hizipçilikte yasaklanmıştır,,, kuranın ipine sımsıkı sarılmak emrolunmuştur,,, tabi bu beyinsizler için muammadır herkez bu inceliği göremez, Allah nasip etsin. selametle kalın,,, Allah size benden daha yakın... |
[QUOTE=hiiic;7387]benden mi öğreneceksiniz?
size Allahın kitabı vahyi ulaşmadı mı? illa araya birini mi sokmanız gerekiyor? yoksa kitabı anlamıyor musunuz? [B]Enfâl 22 Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir. Yûnus 42 Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın? [/B] Siz kurana başvurup ondan birşey alamamışsanız, ben size duyuramam, kusura bakmayın.. ZÜmmer suresini bulup okudunuz mu?[/QUOTE] Biraderim bu sorumun cevabı değil!Zümmer Suresi değil "ZÜMER SURESİ" olacak Ben senden tebliğin nasıl olduğunu öğrenmek için değil sadece nasıl tebliğ etme metodunu uyguladığınızı öğrenmek istedim...Ne malum belki bilmediklerimi sizden öğreneceğim.Kusur mu işleriz sanıyorsunuz beni?!.. Demek istediğim soruyu net söyleyeyim de yanlışlık olmasın... [B]"İSLAM'I HER HANGİ BİRİLERİNE ANLATIRKEN NASIL TEBLİĞ YOLUNU VEYA METODUNU SEÇİYORSUNUZ?" [/B] İstediğim soru bundan ibaret!... |
[B]Peki, son kez,
madem hadislere bu kadar ehemmiyet veriyorsunuz,,, aşağıdaki hadisleri dikkatlice okuyunuz.[/B] Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi. Tirmizi, Es Sunan, K. İlm 11 Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve “Yazdığınız şey nedir?” dedi. “Senden işittiğimiz hadisler” dedik. Hz. Peygamber: “Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.” El Hatib, Takyid 33 Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah’a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kuran’ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal kılmadım. Kuran’ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım. İbni Hişam Siret 4 sayfa 332 Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın. Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403 Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir. Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/El-Müracaat sayfa 20 Peygamber’imiz Medine’ye geldiğinde Medineliler hurmayı aşılıyorlardı. Peygamber’imiz “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Onlar “Biz bunu yapardık.” dediler. Peygamber’imiz “Belki yapmazsanız daha iyi olur.” dedi. Onun sözüne uyarak bu işlemi terk ettiler de hurma ürün vermez oldu. Bu durumu Peygamberimiz’e hatırlattıklarında kendilerine şöyle buyurdu: “Ben ancak bir insanım. Size dininizle ilgili bir şeyi emrettiğimde onu alın. Kendi görüşümden bir şeyi emrettiğimde ise ben ancak bir insanım.” Müslim, K. Fazail 140 / İbni Hanbel 3/152 Peygamber’imiz Bedir’de suyun yakın olduğu bir yeri ordugah olarak seçmişti. Sahabeden el Habbab b. el Munzir O’na şöyle dedi: “Ey Allah’ın elçisi, burası bize laf düşmeyecek şekilde Rabbinin senin için seçip yerleştirdiği bir yer midir? Yoksa o bir görüş, öneri ve harp hilesi midir?” Allah’ın elçisi cevaben “ Aksine o bir görüş ve harp hilesidir.” dedi. Bunun üzerine el Habbab: “Burası hiç de iyi bir konak yeri değildir. Kalkıp karşımızdaki topluluğa en yakın suyun başına karargah kuralım. Sonra orada bir kuyu kazıp suyu depolayalım da biz içelim, onlar içmesinler.” dedi. Peygamber’imiz: “Doğru söyledin.” dedi ve onun söylediğini yaptı. İbni Hişam, es Sireh c.1 sf.620/ Taberi-et Tarih c.2 sf.144 Ben ancak bir insanım. Sizler aranızdaki davaları bana getiriyorsunuz, umulur ki bazılarınız delillerini diğerlerinden daha iyi dile getirirler de ben duyduğum üzere onlar lehinde bir hükme varırım. Kime (haksız yere) kardeşinin hakkından hüküm verirsem, o kardeşinin hakkı olan bu şeyi kesinlikle almasın. Haksız yere alan için ancak ateşten bir parça ayırırım. El Kadı Iyaz, Eş Şifa, c.2 sf.179 “Bilin ki; Kuran’dan başka bir şey eken, ektiğini biçerken belalara uğrar. Artık siz de O’nu ekin, O’na uyun. Rabbinize O’nu delil edin, nefislerinize O’nu öğütçü yapın. Kendi reyleriniz O’na uymazsa reylerinizi (yorumlarınızı, seçiminizi) töhmetleyin, dilekleriniz O’na aykırıysa dileklerinize hıyanette bulunun.” Nehcül Belağa sayfa 55 HALİFELER Ebubekir, Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı, aranızda onun helalini helal kılın, haramını haram görün.” Zehebi, Tezkiratul Huffaz 1/3, Buhari 1.cilt Hz. Osman çok hadis nakletmelerinden dolayı Ebu Hureyre’yi Devş dağlarına göndermekle, Kab’ı Kırede dağlarına sürgün etmekle tehdit etmiştir. Tahzırul Havas 10b. Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi. Buhari K. Fezailul Kuran 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30,31 Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmizi K. Fiten 43 İbni Abbas hadis yazmayı yasaklar ve şöyle derdi: “Sizden önceki ümmetlerin sapmaları bu şekilde kitaplar vücuda getirmek yüzünden olmuştur.” İbn Abdül Berr, Camiul Beyanil ilm 1/63-68 Abdullah bin Mesud elinde bir hadis sayfasıyla geldi. Sonra su isteyerek yazıları sildi, sayfanın yakılmasını emretti ve şunu söyledi: “Allah kime bir hadis sayfasının yerini bildirirse ve o da beni bundan haberdar ederse Allah’a yemin ederim ki, Hindistan’da dahi olsa o hadisi arar bulur ve yok ederdim. Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetinin Aydınlatılması s. 27 Hz. Ali minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yoketsinler. Zira halkı helak eden olay, alimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.” bn Abdülberr, Camiul Beyanil İlm Birgün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış.” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki: “Kurtuluş Kuran’dadır. Çünkü sizden öncekilerin haberleri de, sizden sonrakilerin haberleri de, aranızdakilerin hükmü de ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. O’nu terkeden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu O’ndan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür. O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kuran’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.” Sünen-i Tırmizi/Darimi ----------------------------------------- |
[QUOTE]"İSLAM'I HER HANGİ BİRİLERİNE ANLATIRKEN NASIL TEBLİĞ YOLUNU VEYA METODUNU SEÇİYORSUNUZ?" [/QUOTE]
Kuran... sadece Kuran... *** bu konular daha öncede tartışıldı,,, hepsi sitede mevcut,, içerik biraz karışık gözükebilir ama aslında sadece yayılmış halde,,, isterseniz önce bir göz atıp bu soruları sitede aramaya çalışınız... iyi sabahlar, ben ayrılıyorum... |
[B]SEN SAĞ, BEN SELAMET! NİYETİNİZ ANLAŞILMIŞTIR.ARTIK BUNDAN BÖYLE TARTIŞMAK BANA HARAM OLMUŞTUR.:mad:
UYDURUK HADİSLERLE BİR YERLERE VARAMAZSINIZ....[/B] :mad: [B][COLOR="Red"]HADİSLERİ, SÜNNETİ RED, İNKAR EDEN VE SADECE KURANIN YETERLİ OLDUGUNU SAVUNANLARIN DAYANAKLARI[/COLOR][/B] Hadisleri/sünneti reddetme egiliminde olanların dayandıkları delillerin,genel olarak geçmişte aynı egilimi paylaşanların ileri sürdükleri delillerden alındıgı ve onların tekrarı niteliginde oldugu görülmektedir.Bu konuda başvurulan delillerin en başta geleni ve önemlisi,kuranın tek başına her ihtiyaca cevap verecegi,onun dışında başka bir kaynaga ihtiyaç olmadıgı şeklinde formüle edilmektedir.Bu iddianın ispatı sadedinde bir takım ayetler delil olarak gösterimektedir ki, bunlar şu ayetlerden ibarettir. 1-''biz kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık.''(el-en'am,38) Kaynak olarak sadece kuran ile yetinilebilinecegini savunan görüşe göre bu ayetin anlamı şudur:''kuran bu ayetiyle herşeyi açıkladıgını ifade etmekte,dolayısyla bir başka kaynaga ihtiyaç bulunmamaktadır.''Bu sebeble hadislere,dolayısyla sünnete ihtiyaç ve gerek yoktur. Ayete bu mananın verilmesi,ayette geçen ''el-kitab'' kelimesine''el-kuran'' anlamı verilmesine dayanmaktadır. Bu sebeble önce ayette gecen kitabın kuran anlamına gelip gelmedigini incelemek gerekir.Reşid rıza el-menar tefsirinde,bu ayette gecen el-kitabın ne oldugu konusunda farklı yorumların bulundugunu ve 1)ummul kitab,2)el-lavhul mahfuz,3)el-ilmul ilahi,4)el-kuran,olmak üzere dört anlam verildigini kaydeder. Görüldüğü gibi bu ayette gecen el-kitab ile kuranın kastedildiği görüşü,yegane yorum degildir.Dolayısyla bu ayeti delil olarak kullanmak,ancak el -kitaba kuran anlamını vermeyi tercih edenler için mümkündür.Diger yorumların benimsenmesi durumunda, bu ayeti delil olarak kullanmak dogru olmaz.Kaldıki,bu ayette gecen el-kitabın kuran anlamına geldigi kabul edilse bile,yinede sünnete ihtiyaç olmadıgını ispat için kesin bir delil teşkil etmesi mümkün degildir. Zira ayeti harfi anlamıyla yorumlamak bizi bir takım cıkmazlara götürür.Mesela''biz kitapta(kuranda)hiç bir şeyi eksik bırakmadık'' ayetini harfi anlamıyla alacak olursak,bu takdirde insanoglunun bugune kadar sahip oldugu bütün bilgileri tek tek kuranda bulmamız gerekir.Halbuki bu dogru degildir.Bu durumda zorunlu olarak kur'anda herşeyin bilgisinin bulunmadıgını,kur'anın herşeyi açıklamasının sadece insanlıgı hidayete ulaştıracak ilkelerle ilgili oldugunu kabul etmek gerekecektir. Bu takdirde bile kuranın dini hususularda her türlü bilgiyi içermedigi görülecektir.Zira namaz,oruç,zekat,hac,alışveriş,cezalar vb.çeşitli konulardaki bir takım tafsilat ve teferruat ile ilgili açıklamaları kur'anda bulmak mümkün degildir.Bu durumda söz konusu ayetin''kur'an dinin temel hüküm ve prensipleriyle ilgili gereken her şeyi açıklamıştır.Fakat tafsilat ve teferruatı ilgilendiren hususları kastetmiştir.''şeklinde anlaşılması gerektigini belirtmemiz gerekir.Nitekim reşid rızada ''ayette gecen el-kitab ile kuran kastedilecek olursa,genelleme bildiren ''hiçbir şeyi''kelimesinin anlamı ''peygamberlerin gönderiliş ve kitapların indiriliş sebebi olan dinin konusu ''hidayet''namına hiç bir şeyi eksik bırakmadık''şeklinde olur...(daha açık bir ifade ayetin anlamı)kur'anda peygamberlerin gönderiliş amacı olan hidayetle ilgili olarak açıklanmadık hiç bir şey bırakmadık.demek olur,diyerek dediklerimizi dogrulamaktadır.reşid rıza bu ifadelerin ardından ''kuran her konudaki her bilgiyi ihtiva eder.''iddiasınıda eleştrip reddeder. Öte yandan seyyid kutub,siyak ve sibakını göz önünde bulundurarak,ayetin allahın varlıklar hakkındaki bilgisine işaret ettiğini,yüce allahın hiç bir canlı türünü,hiç bir varlık kesimini öntasarlayıcı ve cekip çevirici iradesi ve bilgisinin kapsamı dışında bırakmadıgını ifade etmekle,ayetin ne anlama geldigi konusunda farklı bir bakış açısı getirmektedir. 2-''sana,herşeyi acıklayan...kuranı indirdik.''(en-nahl,89)ayetine gelince,yukarıdaki(el-enam,38)ayetiyle ilgili olarak yapılan yorumların aynen bu ayet hakkında de gecerli oldugunu belirtmekle iktifa ediyoruz... 3- ''bugün sizin için dininizi tamamladım.''(el-maide,3) ayetide sünnete ihtiyaç bulunmadıgını ispat sadedinde delil olarak ileri sürülen ayetlerdndir.Genelde ayette dinin tamamlandıgından söz edildigi için,dinde herhangibir eksiklik söz konusu olamayacagı,binaenaleyh kur'anın başka bir şeye ihtiyacı olmayacagı şeklinde bir akıl yürütmeye dayanılarak,sünnete gerek ve ihtiyaç olmadıgı sonucu çıkarılmaktadır. Ancak bu ayete,öncekiler gibi harfi mana verildigi,siyak-sibakının da göz önünde bulundurulmadıgı görülmektedir.Halbuki ayetin siyak-sibakına bakarak,dinin tamamlanmasından kastedilenin,müşriklerin mekkedeki hakimiyetlerinin sona ermesi,kabenin onlardan temizlenmesi ve sadece tevhid ehlinin kabeyi tavaf ederek haccetmesi-yani hakkın batıla,tevhidin şirke galebesi-oldugunu söyleyen müfessirler yanında ayetten kastın,dinin esaslarının ve hükümlerinin tamamlanması oldugunu söyleyen müfessirler de vardır. Ancak,bu ayetin inişinden sonra da bir çok ahkam ayetinin nazil oldugunu söyleyerek,ayetten kastın dini hükümlerin tamamlanması olamayacagını ileri sürenlerde vardır.Buna ragmen ayeti harfi anlamda alarak,kuranda dini açıdan bir insanın ihtiyaç duyabilecegi her konu ve karşılaşabilecegi her proplem ile ilgili yeterli bilgi ve çözümlerin bulundugu şeklinde yorumlamak,acaba gerceklerle ne ölçüde bagdaşmaktadır.? Herkesçe bilinen bir gercektirki namaz,zekat,hac,oruç,vb. ibadetlerden tutun,ceza,miras,evlenme,vb.hukuki konulara kadar pek çok konuda kuran temel ilkeleri vermekle birlikte,genelde tafsilata girmemiştir.Bu durumda,kuran,başka hiç bir bilgiye gerek kalmaksızın,-tafsilat ve teferruat dahil-her konuda kendi kendine yeterlidir demek,herşeyden önce gerceklere ters düşer.İşte bu sebeble hz. peygamber kendi döneminde kuranın anlaşılması ve uygulanması ile ilgilii bir takım acıklamalarda bulunmuş,teferruatla ilgili birtakım hususları belirlemiştir.Hz. peygamberin bu acıklamaları,allahın ilham ve yönlendirmesiylemi,kendinden önceki uygulamalara bakarakmı,yoksa kendi şahsi içtihadı ilemi yaptıgı ise ayrı bir husustur.Burada önemli olan,kuran metninin en ince teferruatına kadar insan hayatının her alanını düzenleyici nitelikte olmadıgı,bir ansiklobedi ise hiç olmadıgı hususudur. İnsanın karşılaşacagı bireysel ve toplumsal problemler adeta sınırsız oldugu içindirki kur'an,genelde bu problemlerin çözümünde bize rehberlik edecek temel ilkeleri vermekle yetinmiştir.İşte bu temel ilkeler bakımından dinin tamamlandıgı öne sürülebilir ve bu dogrudur.Ancak bu,hz.peygamberin sünneti tarafından getirilen bir takım açıklamaların reddedilmesi için yeterli bir sebeb teşkil etmez.Öte yandan ileride ele alınacagı gibi-sünnetin kuran ile tam bir uyum içerisinde olmasının zorunlu oldugu kabul edilecek olursa-ki biz bu kanaatteyiz-bu durumda sünnetin kurana karşı,ona ters ve hatta ona rakip bir kaynak şeklinde degerlendirilmesi ve sünnete olumsuz bir şekilde yaklaşılması da anlamsız olacaktır. Kısaca sünneti red için gerekçe gösterilen,kuranın eksiksiz oluşuna dair ayetlerin,genel ilkeler ve temel esaslar açısından kurnın eksiksiz oldugu şeklinde anlaşılması gerektiği ortaya çıktıgına göre,bu ayetlerin delil olarak kullanılmasının da dogru olmadıgı sonucu kendiliginden anlaşılmış olmaktadır. 4-Hadislerin/sünnetin islamda delil olamayacagı görüşünün dayanaklarından biride,''zikri biz indirdik,onu koruyacak olanda biziz.'' (hicr,9)ayetidir.Bu görüş sahipleri,allah bu ayetle sünneti degil kuranı koruyacagını garanti etmiştir,;şayet sünnetde kuran gibi delil olsaydı,allah onuda korurdu''şeklinde bir mantık yürütmede bulunmaktadırlar. buna verilen cevabı yazıyıda yarına bırakalım inşallah............ __________________ ''SİZİ SAKINDIRDIGIM KONULARA GİRMEM,SİZE MUHALEFET ARZUMDAN KAYNAKLANMIYOR;AKSİNE TÜM ARZUM GÜCÜMÜN YETTİGİNCE DÜZELTMEYE ÇALIŞMAKTAN İBARETTİR,BAŞARIM İSE YALNIZCA ALLAH'A BAGLIDIR:SADECE O'NA GÜVENDİM VE YALNIZCA O'NA YÖNELDİM (ALINTIDIR) |
[b]bu konu hakkında tartışmayı burada bitiriyorum...
Herkes doğru bildiği yolunda yürüsün diyorum...[/b] |
[B]A’râf 52
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. A’râf 174 Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler. En’âm 55 İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin! En’âm 97 Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır. En’âm 126 Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık. Yûsuf 111 Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.[/B] *** Size ayet getirdim kabul etmediniz, hadis getirdim onuda uydurma dediniz,,, :) Gerçekten ben daha devam edemiyeceğim, çünkü apaçık inkara gidiyorsunuz,,, bunun sebebi sapıklıkta ayak diretmenizdir. Her inatçı şetanın peşine düşmeyin lütfen. aşağıdaki ayetlerin muhatabı olursunuzda yazık olur. [B]A’râf 176 Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. [/B] [B]Bakara 171 (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler. [/B] |
hiiic yorulma hiiic kardeşim :)
Onlara yaptıkları güzel gösterilmiştir. Selamlar. |
:)
Allah hidayeti dilediğine veriyor. Galatasarayada nasip etti diyenleri esefle kınıyorum, hiç komik değiller. |
Kimin hidayette olduğunu en iyi Rabbimiz bilir.
Bize düşen doğruyu araştırmaktır. En büyük yanlışta olanlar 100% doğruyu bulduğunu, doğrunun kendinde olduğunu sananlardır. Kalbin mühürlenmesi bunu ifade ediyor olabilir. Bir Hristiyan çocuk büyüyünce büyük bir din alimi olmayı diler ve hayatını buna adarsa muhtemelen büyüyünce büyük bir din alimi olur ama "Hristiyan kalır". Doğruyu bulmayı dilemek farklıdır çünkü yanlışa saplıyken doğrunun ne olduğunu bilmek mümkün değildir. Allah bizi doğruya yakın olanlardan eylesin. |
[QUOTE=Anonymous;7412]Kimin hidayette olduğunu en iyi Rabbimiz bilir.
Bize düşen doğruyu araştırmaktır. En büyük yanlışta olanlar 100% doğruyu bulduğunu, doğrunun kendinde olduğunu sananlardır. Kalbin mühürlenmesi bunu ifade ediyor olabilir. Bir Hristiyan çocuk büyüyünce büyük bir din alimi olmayı diler ve hayatını buna adarsa muhtemelen büyüyünce büyük bir din alimi olur ama "Hristiyan kalır". Doğruyu bulmayı dilemek farklıdır çünkü yanlışa saplıyken doğrunun ne olduğunu bilmek mümkün değildir. Allah bizi doğruya yakın olanlardan eylesin.[/QUOTE] Bir Hristiyan çocuk büyüyünce hangi büyük bir din alimi olur?.İslam alimi olmuş kimse nasıl hıristiyan kalabilir? Konuştuklarınızı kendiniz anlıyor ve duyuyor musunuz? |
amma lakinki öyle değildir...
Ben tespiti yaparım arkadaş... |
[QUOTE=FEDAKARADAM;7464]
[QUOTE=Anonymous]Kimin hidayette olduğunu en iyi Rabbimiz bilir. Bize düşen doğruyu araştırmaktır. En büyük yanlışta olanlar 100% doğruyu bulduğunu, doğrunun kendinde olduğunu sananlardır. Kalbin mühürlenmesi bunu ifade ediyor olabilir. Bir Hristiyan çocuk büyüyünce büyük bir din alimi olmayı diler ve hayatını buna adarsa muhtemelen büyüyünce büyük bir din alimi olur ama "Hristiyan kalır". Doğruyu bulmayı dilemek farklıdır çünkü yanlışa saplıyken doğrunun ne olduğunu bilmek mümkün değildir. Allah bizi doğruya yakın olanlardan eylesin. [/QUOTE] Bir Hristiyan çocuk büyüyünce hangi büyük bir din alimi olur?.İslam alimi olmuş kimse nasıl hıristiyan kalabilir? Konuştuklarınızı kendiniz anlıyor ve duyuyor musunuz? [/QUOTE] Zaten benim de size anlatmak istediğim "ilim" ve "doğru" konusunun göreceli olduğuydu. Hristiyan bir insan [U]yanlışta olduğunun farkında bile olmadan[/U] yanlış bir öğretinin eğitimini alır ve [U]yanlış bir anlayışın alimi olur[/U]. Çünkü dileği doğruyu bulmak değil, konusunda gelişmek, ilim sahibi olmaktır. Kasten Hristiyan demiştim, tepki gösterdiniz. İslam alimi diyince doğru mu demektir? İslam alimi diyince dikkate alır mısınız? Daha bir kaç saat önce başka bir başlıkta "Mehmet Okuyan'a mı güveneceğiz" demiştiniz. Demek ki İslam alimi de olmak yetmiyormuş. Alim olması için illa sizinle aynı görüşte olması gerekiyormuş. Sizce İslam alimleri kaça ayrılıyor? Örneğin Şii veya başka xx mezhebi alimlerini dikkate alır mısınız? Mezhepsiz İslam alimlerini dikkate alır mısınız? Halbuki onlar da Kuranı ilmi sizden benden çok iyi bilmektedirler. O yüzden hepsini okumak takip etmek daha iyi değil midir? Sürekli yanlış söyleyen bir insanın da bir gün bir doğru söyleyemeyeceği yazıyor mu bir yerde? Belki de kimseye verilmeyen herkesin yanlış bildiği bir gerçeğin doğrusu en yanlış bildiğin yerde olabilir. Ayrıca sürekli doğru söyleyen bir insanın da hiç yanılgıya düşmeyeceğinin, yanlış söylemeyeceğinin garantisi var mı? Siz kendi görüşünüzün doğru olduğuna inanıp yalnızca sizin görüşünüzdeki alimlere körlemesine inanırsanız ve kendinizi dışarıya, farklı görüşlere kapatırsanız yanlış yolda iseniz yanlış yolda olduğunuzu nasıl ve nereden farkedebileceksiniz? Sizce Kuran'da geçen atalarının dinini takip edenlerin hatası neredeydi? [B]Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. [U]Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler![/U]...[/B] O yüzden siz, sizin bir alimi esas alıp o aliminizin görüşlerinin mutlak doğru olduğuna asla inanmayınız çünkü hatasız insan yoktur. Alimler de insan olduğuna göre aklınızı kiraya vermeyip sizin de akledip düşünmeniz gerekmektedir. Aksini yaparsanız, kendinize bir alim seçip körü körüne onu taklit ederseniz bu alimleri Rableştirmek olur. Bunun adı alim fanatikliği olur. Sağlıklı düşünmenin önündeki engellerden biridir. Kendi görüşlerinizi destekleyen alim ararsanız o zaman da bu kendinizi Rableştirmek olur. Halbuki en güzeli isimlere takılmayıp her şeyi dikkatle okuyup kuran akıl vicdan tarih hadis vb. bir sürü süzgeçten geçirip doğruyu aramaktır. Tabi bunu yaparken de bizi doğruya daha da yaklaştırması için sürekli Allah'a dua etmek gerekir. [B]Doğruya yaklaştıracak olan alim, kitap falan değil Allah'dır.[/B] Nitekim bizim hidayet bulduğumuz kitabı bir ateiste verirsen onun amacı doğruyu bulmak değil de görüşlerine destek bulmak ise bizim hidayet bulduğumuz kitaptan o imansızlığını körükleyecek şeyler bulur. Allah hepimizi doğruya yakın olanlardan eylesin kardeşim. |
Kur'anı Kerim'de Allah'tan başka kendilerine veliler edinmeyle ilgili ayetleri buldum. Allah zülcelal hazretleri sanki bu veli tapınmacılığını gözümüze dürtüyor adeta. Özellikle dikkat edin; [B]"veliler"[/B] kelimesi Kur'anda arapça [B]"evliya"[/B] olarak geçer. Sofilerin, velilere (yani evliyaya) toz kondurmamalarını, bunları kabul etmeyenleri kafirlikle suçlamalarını dikkatlerinize sunuyorum.
A’râf 3 (Mekkî 39) Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden birtakım [COLOR="Red"][B]velilerin[/B][/COLOR] ardına düşmeyin. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! ------------------------------------------------------------ Kehf 102 (Mekkî 69) Küfre sapanlar, beni bırakıp da kullarımı [COLOR="Red"][B]veliler [/B][/COLOR]edineceklerini mi sandılar. Biz cehennemi bir konuk evi olrak inkârcılar için hazırladık. ----------------------------------------------------------------------- Ankebût 41 (Mekkî 85) Allah'ın berisinden [COLOR="Red"][B]veliler[/B][/COLOR] edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki, dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi! ------------------------------------------------------------------------- Zümer 3 (Mekkî 59) Gözünüzü açıp kendinize gelin! [COLOR="Blue"][B]Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır![/B][/COLOR] O'nun yanında birilerini daha [COLOR="Red"][B]veliler[/B][/COLOR] edinerek, "Biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz. ------------------------------------------------------------------ Şûrâ 6 (Mekkî 62) O'nun berisinden [COLOR="Red"][B]veliler[/B][/COLOR] edinenlere gelince, onlar üzerine gözcü de Allah'tır. Sen değilsin onlara vekil. ----------------------------------------------------------------------------- Şûrâ 9 (Mekkî 62) Yoksa O'ndan başka [COLOR="Red"][B]veliler[/B][/COLOR] mi edindiler? Allah! O'dur gerçek dost. Ölüleri O diriltir. O her şeye güç yetirir. --------------------------------------------------------------------------- Şûrâ 46 (Mekkî 62) [COLOR="Red"][B][U]Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur.[/U][/B][/COLOR] Allah'ın saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur. -------------------------------------------------------------------------- Câsiye 10 (Mekkî 65) Arkalarından cehennem! Kazanmış oldukları da [COLOR="Red"][B][U]Allah dışında edindikleri veliler de onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır.[/U][/B][/COLOR] Çok büyük bir azap vardır onlar için. |
Allah razı olsun...
[B]Zümer 3 Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'nun yanında birilerini daha veliler edinerek, "Biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.[/B] zümmer suresinin benim için çok farklı bir anlamı var,,, öyle bir zaman yaşamıştımki ya zümer suresini red etmem gerekiyordu yada sapık tarikat inancımı... sonra düşündümde eğer zümeri red edersem tarikatımın temeli neye dayanıyor? rabbim beni böyle bir zihni bunalımdan geçirdi, hamdolsun.. bu ayet, hatta komple bütün sure resmen beni beynimde vurdu, bir ara hayatım şaştı, aman yarabbi sınavın imtahanında hayırlısını ver... evini uçurumun kenarına kurupra sonra onunla beraber uçurumdan düşenin halini yaşadım resmen. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:08 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam