![]() |
[QUOTE=bartsimpson;12304]Sn. Akçay yanlış biliyorsam düzeltilsin.
Medine döneminde inen ayetlerin pek çoğu biildiğim kadarı ile toplum ve insan odaklıdır. Yani Medinelinin topraklarına gelen, Hicret etmiş Mekkelilerle birbirleri arasındaki kaosu engellemeye, hukuku ve yaşayışı düzenlemeye yöneliktir. (Sanırım bundada epey başarılı olmuştur) Bir yazınızda okudum "ideal yönetim biçimi yoktur ütopyadır" diye. Acaba Kuran bu dönemdeki yaşayışı sosyal adalet sistemi ile (şimdiki karşılığı ile katıksız komünizm) düzenlemenin yollarını bize anlattı ve örnekledi de biz mi anlamadık??[/QUOTE] Selamlar, Sevgili kardeşim bart, Sayın Akçay yine cevaplayacaktır mutlaka. Ancak, ben kısaca bir not şeklinde hatırlatma yapayım izin verilirse... Hiç bir "İzm" kurandaki sisteme uygun değildir. Çünkü; insan kaynaklı hiç bir sistem, insanlar için ideal olan sistemi, bizlerin yaratıcısı olan rabbimiz kadar iyi bilemez. Mutlaka; zaman, mekan ve topluma göre farklılıklar olacak ve bu da adalet naşta olmak üzere, sosyo-ekonomik ihtiyaçları tam karşılamayacaktır. saygılarımla... aorskaya |
Sayın bartsimpson.
''katışıksız komünizm'' ile neyi ifade etmek iştediniz ki? İsterseniz şurayı [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?p=11493#post11493[/url] ve orada işaret edilenlerin tamamını okuduktan sonra cevaplayın. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[QUOTE=galipyetkin;12309]Sayın bartsimpson.
''katışıksız komünizm'' ile neyi ifade etmek iştediniz ki? İsterseniz şurayı [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?p=11493#post11493[/url] ve orada işaret edilenlerin tamamını okuduktan sonra cevaplayın. Saygılarımla. Galip Yetkin.[/QUOTE] Sevgili Yetkin, Galiba aklım pek yetmediğinden verdiğiniz linkle (Zıtlıklar arasındaki İNSAN) söylediğim arasında bir bağ kuramadım. Komünizm, toplumsal örgütlenme üzerine kuramsal bir sistem ve [COLOR="Red"]tüm malların ortak mülkiyeti[/COLOR]ne dayalı politik harekettir. [COLOR="Red"]Ortakçılık[/COLOR] olarak da bilinir. Sadece üretim araçlarının ortaklaşalığına dayanan Sosyalizmden ayırt edilmesi gerekir. Komünizm, [COLOR="Red"]sınıfsız bir toplum[/COLOR] yaratma amacındadır. (Kaynak wikipedia) Sosyal adalet, toplumun bir üyesi olarak kabul edilen bireylerle toplum arasındaki sosyal ilişkilerin [COLOR="Red"]ortaklaşa iyinin gerçekleştirilmesi[/COLOR] amacıyla düzenlenmesine verilen addır. (Kaynak wikipedia) Medine döneminde yaşanan toplumsal dinamiğe verenler ne ad verir bilmem, ben sadece günümüzdeki karşılığı ile en uyabilecek sistemi belirtmek istedim. Ayrıca kırmızı ile yazanlarda Kuran açısından da Sünnet açısından da uygulanabilirliği olduğu sürece kötü bir yan yok sanırım değilmi? Ben Komünist yada Sosyalist değilim ve bu rejimleri de burada savunmuyorum. Amacım sadece bir tespit yapmaya çalışmak. Yanlışım varsa düzeltiniz. Ben sadece Sn. Akçay'ın "ideal yönetim biçimi yoktur ütopyadır" sözünde belirttiği şekil ile "insandan bu kadar ümidimizi kesmeyelim" demek istedim. |
Sayın bartsimpson.
Verdiğim o linkte başka bir link'e geçiş vardı. Herhalde fark etmediniz. O link de insandan mülke geçiş idi. Sekiz-dokuz bölümlü bir yazı dizisidir ve orada Rusyada tatbik edilen rejim ile müslüman kollektivizminin karşılaştırılması vardı. Yazınızda, ''Komünizm, toplumsal örgütlenme üzerine kuramsal bir sistem ve tüm malların ortak mülkiyetine dayalı politik harekettir. Sadece üretim araçlarının ortaklaşalığına dayanan Sosyalizmden ayırt edilmesi gerekir. Komünizm, sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır. (Kaynak wikipedia)'' demişsiniz. Bakın: 1- Komünizm toplumsal örgütlenme üzerine kuramsal olduğu kadar kurumsaldır da. Rusya'da tatbik edimiş, Çinde ve Kuzey Kore ile Vietnam'da da değişik versiyonları ile halen tatbik edimektedir. Ekonomik ve sosyal bir sistemdir ve ''sosyalizm-liberalizm'' sistemlerinden ''Sosyalist sistem'' içerisindedir. Politika da bunlar üzerine kurulur. Politik bir hareket diye nitelendirilemez. 2-Komünizmde tüm mallar ortak kullanımda değil, tüm üretim malları devlet'in mülkiyetindedir. Sistem ''ortakçılık değil, isterseniniz devlet işveren ,daha doğrusu iş temin etmek mecburiyetinde olandır. 3-Rusya komünizminde ''mülk'' terimi tanımında ve buna bağlı mülkün kullanımında yalnışa düşülmüş ve işçi diktatörlüğü kurulmuştur. Her ne kadar işçi sınıfı önderliğinde sınıfsız bir toplum yaratmaktan bahsedilmişse de bir sınıf ''işçi'' ifade edilerek orada kurulmuş sistemin kapitalizmin bir varsiyonu olduğu, eşitlik değil, diktatörlük olduğu ifade edilmiştir. 4- Bu sistemlerin İslam kollektivizmiyle uzakten yakından bir ilgisi yoktur. Sayın bartsimpson 'zıtlıklar arasında insan' yazımda, ''mülk'' bahsine geçiş yapan bir link var orayı okumalısınız, sekiz-dokuz konuyu içeren uzun bir yazı serisidir; sitemizin konuları ayrım ayrım vermiş olmasından bu ayrıma uyma dolayısı ile iki bölümde verilmiştir. Zaten yazılmış bir yazıyı tekrar buraya yazmak olmaz, onun için lütfen orayı okuyun. Ondan sonra da ''kötü bir yanı'' olup olmadığı üzerinde görüş bildirelim. Oranın da linki şu. [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?p=11564#post11564[/url] Bu yazımla Sayın Hasan Bey'in yerini almıyorum. ''Katışıksız komünizm'' hakkında fikir alışverişi yapmak istiyorum. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[I]Hiç bir "[U]İzm[/U]" kurandaki sisteme uygun değildir.[/I]
Gercekler bu iddiaya uymuyor. [B]I[/B].Inananlar icin Allah'in istedigi yönetim, bir ayagi lais[U]izm[/U] olan, demokrasidir (2:104, 48:10, 48:18, 60:12, 2:256, 4:58-59...). Cünkü Allah iki sey istiyor: -Allah'in indirdigine uyun. -Dinde dayatma olmaz; dayatmayin. Allah'in bu istekleri yalnizca laik demokraside yerine getirilebilir. [B]II[/B].Kur'ân'da [I]kurandaki sistem[/I] diye bir sey yok; [U]dini olusturan[/U] ilahî hükümler var. Onlar baskadir devletin yönetimi baska. Ilahî hükümler örnegin, sakinanlarin malinda yoksullarin ve isteyenlerin payi var, tartisilamaz ama devletin yönetimi tartisilir. Bakin tartisiyoruz. Allah'in onayladigi laik demokrasinin uygulanmasi, [I]beyat[/I] denen siyasî secimlerle gerceklesir yani yönetimin temelinde [B]beserî[/B] irade beyani vardir. Eger bunu göz önünde bulundurabilirsek Allah'in hükümlerini devlet yönetimi ile esitleyen hariciler* gibi yapmaz, "Hüküm Allah'in! O halde beserî hakimin hükmünü kabul eden ALI KAFIR OLDU!" demeyiz. Devleti kim yönetsin? Konu budur. Sayin Örskaya, asil cevaplamaniz gereken soru bu: Devleti kim yönetsin? Nisâ 59'da [I]ûlil emr[/I] diye anilan yöneticiler kim? Yönetici sandalyesine hükümler oturamayacagina göre kim oturacak? Onlari hangi yöntemle göreve getirip görevden alacaksiniz? Sevgi ile, Hasan Akcay ________________________________ *Hz Ali'nin cevabi (Taha Akyol, HARICILER VE HIZBULLAH, s 62): Bu (lâ hükme illâ lillah) kendisiyle [I]bâtil[/I] kastolunan bir [I]hak[/I] sözdür. Evet, hüküm Allah'indir; fakat bunlar (hariciler) bu sözleriyle, "Emîrlik ancak Allah'indir" demek istiyorlar. Halbuki insanlar icin, müttaki olsun günahkar olsun, mutlaka bir emîr gerekir ki müminler onun emrinde calissin, [B]kafirler hayatini devam ettirsin[/B]... |
[B]III[/B].[B]Allah izin vermiyor[/B];
insanlar [I]dine uygun[/I] bahanesiyle [U]dinden yasa[/U] yapamazlar. Yoksa rablik taslayip şirke batarlar: Şûra 21: Onlarin ortak kostuklari var da [I]Allah'in izin vermedigini -[COLOR="DarkGreen"]lem ye’zen bihillâh[/COLOR][/I]- [U]dinden yasa[/U] mi yapiveriyor onlara? Yani bir devlet, ister laik olsun ister teokratik, yalnizca lâdini yasalar yapabilir. Iki tür yönetimin arasindaki tek fark dürüst olup olmadiklarindadir. Laik yönetim dürüsttür; kendisinin beserî oldugunu bilerek cikardigi yasalarin lâdini oldugunu dürüstce kabul eder. Yine beserin yönettigi teokratik devlet ise gûya Allah adina dinî yasalar cikardigini öne sürer. Örnegin Laik Türkiye'de icip icip etrafi rahatsiz edenler TCY Madde 571 geregince en az 15 gün hapis ya da 50 TL hafif para cezasina carpilirlar. Teokratik Suudi Krallik'ta ise tam olarak bilmiyorum ama şeriat (?) hangi cezayi gerektiriyorsa ona carpilirlar. Iki yasa da laiktir. Tek fark, TC dürüstce "Benim yasam laiktir," der; SK sahtekarca seriatten dem vurur. Bu acidan demokrasi laikce dürüsttür; teokrasi dindarca müsrik. |
[B]IV[/B].Ismi
[I]kurandaki sistem[/I] olan balonu hep sisiriyorlar. Böyle yapa yapa Allah'in güzelim dinini [I]erkekler klübü[/I] yapip ciktilar. 1. Allah hukuken hepiniz birsiniz, dedigi halde (3:195) erkeklerin daha cok kaba güce sahip olduguna dayanarak erkekleri kadinlardan üstün ilan ettiler. 2. Allah Cuma namazini kadin erkek bütün inananlara farz kildigi halde (62:9) inanan kadinlari cumadan camiden disladilar. 3. Allah erkekler kadinlarin destekcisidir, dedigi halde (4:34) Allah'in sözünü "Erkekler kadinlarin yöneticisidir" diye carpittilar. 4. Allah mirasta paylasim oranlarini [I]vasiyet[/I] sartina bagladigi ve 1 kadina 2 erkegin payi vasiyet edilebilecegi halde (4:11) 1 erkege 2 kadinin payini farzmis gibi dayattilar 5. Allah hafif mesrep tavrin cezasi bosanmaya varan yaptirimlardir, dedigi halde "vadribuhunne"yi [I]kadinlari dövün[/I] diye carpitmak suretiyle (4:34) inanan kadinlara yüzyillarca dayak atip zulmettiler. 6. Allah yetim kadinlari [I]evlendirin[/I], dedigi halde (4:3) Allah'in o sözünü de kadinlarin ikiseri ve üceri ve dörderi ile [I]evlenin[/I] diye carpitip cok esli zulmü Allah'in dinine yamadilar. 7. Allah köleligin kaynagini kurutmak suretiyle bir cirpida sona ermesini sagladigi halde (47:4) Müminûn 6'daki "ma meleket eymanuhum"u [I]cariyeler[/I] diye carpitip onlarla nikahsiz cinsel iliskiyi yani zinayi caiz ilan ettiler. Yetmedi mi? Hâlâ mi [I]kurandaki sistem[/I] kandirmacasi? |
Selamünaleyküm
Çok güzel bir münazara,fikir ve bilgi alışverişi oluyor. Hepinizi bu yüzden tebrik ediyorum. Müslüman kardeşlerimiz "laiklik" kelimesini duyduklarında tüyleri diken diken oluyor. Laisizm, yani laiklik Fransızca bir kelimedir. Keşke onun karşılığının Kur'anda "La ikrahe fiddiyn" yani,"Dinde zorlama olmaz" ile aynı anlamı taşıdığını bilseler. "Hurun ıyn" kelimesini bile "Huri kızı" olarak çeviren zihniyet; İslam Devleti kursa, ve herşeyi Kur'ana göre yönettiğini;Kur'ana göre yasalar çıkarttığını iddia etse, ne yazar. Böyleleri emellerine ulaşsa;bırakın 100 değneği,hırsızın elini kesmeyi; Çıkarlarına ters düşen herkesin kafasını bile kesmeye kalkarlar. Selam ve saygılarımla |
Indirilen Islam
Allah'a teslimiyet sayesinde baris getirir. Ama uydurulan islam dinden yasalar yapiveren cakma ilahlara teslimiyet yüzünden kaos ve terör estirir. Taha Akyol'un anilan kitabindan, s 11-14: Hicretin 38 nci yiliydi. Miladî takvimin 660 nci senesi... Basra bölgesinde Nehrevan köprüsünün civarindayiz. Merkep üzerinde bir kadin ve yürüyerek merkebi sevkeden orta yaslarda nur yüzlü sevimli bir erkek. Sahabeden yani peygamberimizin arkadaslarindan Abdullah ibn Habbab. Merkebin üzerindeki kadin ise onun karisi ve dokuz aylik hamile. Yanlarinda ayni kabileden dört Müslüman kadin daha var... Köprüye yaklasmislardi ki yollarini Hariciler kesti. Müslüman mi yoksa kafir mi olduklarini kontrol edeceklerdi. Sert, kaba, korkutucu bir tavirla Abdullah'i durdurdular. Abdullah'in boynunda bir Kur'an-i Kerim asiliydi. Haricilerle Abdullah'in arasinda su konusma gecti: [I]Hariciler: Sen kimsin?[/I] Abdullah: Hz Peygamber'in sahabelerinden Habbab bin Eret'in oglu Abdullah'im. [I]Seni korkuttuk.[/I] Evet. [I]Korkma. Emin ol. Bize babandan duydugun bir hadis söyle.[/I] Babamin şöyle dedigini isittim: "Bir fitne kopacak. Bu sirada oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen kosandan daha iyidir. Öldürme imkanina sahip olanlar sakin öldürmesin!" [I]Biz de sana bunun icin sorduk. Peki Ebu Bekir ve Ömer icin ne dersin?[/I] Hayr ve sena. [I]Hz Osman'in hilafetinin evveli ve ahiri hakkinda ne dersin? [/I] Evvelinde de ahirinde de hakli idi. [I]Hz Ali hakkinda hakeme müracaati kabul etmesinden evvel ve sonraki fikrin nedir? [/I] Ali Allah'i sizden daha iyi bilir, dindeki ittikasi (günahtan sakinmasi) sizden daha ziyadedir ve görüsü sizden daha aciktir. [I]Hariciler: Sen havaya uyuyor ve kisileri amelleri ile degil adlari ile taniyorsun. Allah'a yemin ederiz ki seni görülmedik sekilde öldürecegiz. [/I] Hariciler bundan sonra Abdullah'i ve hamile karisini alip ikisinin de kollarini arkalarindan bagladilar ve öldürmek üzere bir hurmaliga götürdüler. Olgunlasan bir hurma o sirada agactan düstü. Haricilerden biri onu yemek üzere agzina götürünce öteki Hariciler bagirdilar: "Hurmayi sahibi helal etmeden nasil yersin? Haram o haram!" Hurmayi agzina götüren Harici bunun üzerine yemeden cikarip atti. Sonra Hariciler "Boynunda asili kitap seni öldürmemizi emrediyor!" diyerek kollari arkadan bagli Abdullah'in üzerine atildilar; basini, tarihci Cevdet Pasa'nin deyimiyle, [I]koyun bogazlar gibi[/I] kestiler. Bununla da yetinmeyip yine kollari bagli hamile karisinin feryatlarina bakmadilar. Merhamete gelmedier. Onu da [B]karnini yararak[/B] bebegiyle birlikte katlettiler. |
[B]-Allah'in indirdigine uyun.
-Dinde dayatma olmaz; dayatmayin.[/B] bakara/256 Laa ikraahe fiid diini.../ bu ifadenin anlamı nedir... bakara/39,217 velleziine keferuu ve kezzebuu bi aayaatinaa ulaaike ashaabun naar, hum fiihaa haaliduune.../ gönderilenleri yalanlayan inkarcılar, onlar ebedi ateş ehli... ve men yertedid minkum an diinihii fe yemut ve huve kaafirun........ve ulaaike ashaabun naar, hum fiihaa haaliduune.../ dinden dönerek inkarcı olarak göç edenler........onlar ebedi ateş ehli... inkarcılara uyarı "dinden dönüp inkar ederseniz ebedi ateş ehli olursunuz"... ya din ya naar.... neymiş bu "din" ve "naar"... |
Fers...
bu naar Matematik olsa gerek. Dinde Matematik yoktur. Matematik kafir icadıdır. Ya Allahın indirdiğiyle hükmedeceğiz yani Kuran ve Resulün bldirdiğiyle ya da Matematik kullanıp kafir olacağız küfre gireceğiz. Bunun başka yolu yok ya din ya naar... *** [B]her türlü misal ver ver ver ama hala kaçan yabaniler gibi sadece bir kısmın kaçışını artrıyor...[/B] Dindarsanız eğer müslümansanız... Allahın indirdiğinden başka YÖNTEM aramayın kafir olursunuz. Ne matematik ne biyolıji ne fen ne fizik, ne de tarih... hic birini Allah indirmedi. Bunların peşi sıra gidenler küfre düşmüş kafirdirler... [B]:) ey kendisini müslüman zannaden MÜSLÜMAL'lar. GÜlünecek haliniz var ama siz oturunda ağlayın bence...[/B] Kuran ancak ve ancak Laik bir çatı aldında icraat gösterebilir, sizin hayalperest dünyanızdaki hezeyanlarınız ancak başınızı daha da belaya sokar. Şeriat devletiymiş, :) madem Allahın indirdiğinden başka yöntem kabul etmiyorsanız yaklaşmayın o zaman bilime ki zaten de yaklaşmıyor ancak batıllığınızı ve bataklığınızı artrıyorsunuz. |
Selamun aleyküm,
Başka konuların öne çıkmasıyla uzun bir zaman önce yazmaya ara verdiğimiz bu başlıkla ilgili olarak, islam ve siayeset ilişkisi hakkında başka bir konunun gündeme getirilmesi ile buradaki kardeşlerimizin çoğunun otorite kabul ettiği sayın H. Yılmaz'ın da "demokarisinin islamla bağdaşmayacağına, islama göre yetersizliklerine ilişkin yazısını alıntılama gereği duydum. [SIZE="3"][COLOR="Blue"][B]1- Hiç bir "izm" in ilahi sisteme uygun düşmeyeceğini söylediğim yazı:[/B][/COLOR][/SIZE] [QUOTE=aorskaya;12305]Selamlar, Sevgili kardeşim bart, Sayın Akçay yine cevaplayacaktır mutlaka. Ancak, ben kısaca bir not şeklinde hatırlatma yapayım izin verilirse... Hiç bir "İzm" kurandaki sisteme uygun değildir. Çünkü; insan kaynaklı hiç bir sistem, insanlar için ideal olan sistemi, bizlerin yaratıcısı olan rabbimiz kadar iyi bilemez. Mutlaka; zaman, mekan ve topluma göre farklılıklar olacak ve bu da adalet naşta olmak üzere, sosyo-ekonomik ihtiyaçları tam karşılamayacaktır. saygılarımla... aorskaya[/QUOTE] [SIZE="3"][COLOR="Blue"][B]2- Hiç bir "izm" in ilahi sisteme uygun düşmeyeceğini söylediğim yazıya karşılık, bir büyüğümüzün ise "LAİK DEMOKRASİNİN İSLAMIN EMRİ OLDUĞUNA" ilişkin düşüncelerine ilişkin yazı:[/B][/COLOR][/SIZE] [QUOTE=Hasan Akçay;12317][I]Hiç bir "[U]İzm[/U]" kurandaki sisteme uygun değildir.[/I] Gercekler bu iddiaya uymuyor. [B]I[/B].Inananlar icin Allah'in istedigi yönetim, bir ayagi lais[U]izm[/U] olan, demokrasidir (2:104, 48:10, 48:18, 60:12, 2:256, 4:58-59...). Cünkü Allah iki sey istiyor: -Allah'in indirdigine uyun. -Dinde dayatma olmaz; dayatmayin. Allah'in bu istekleri yalnizca laik demokraside yerine getirilebilir. [B]II[/B].Kur'ân'da [I]kurandaki sistem[/I] diye bir sey yok; [U]dini olusturan[/U] ilahî hükümler var. Onlar baskadir devletin yönetimi baska. Ilahî hükümler örnegin, sakinanlarin malinda yoksullarin ve isteyenlerin payi var, tartisilamaz ama devletin yönetimi tartisilir. Bakin tartisiyoruz. Allah'in onayladigi laik demokrasinin uygulanmasi, [I]beyat[/I] denen siyasî secimlerle gerceklesir yani yönetimin temelinde [B]beserî[/B] irade beyani vardir. Eger bunu göz önünde bulundurabilirsek Allah'in hükümlerini devlet yönetimi ile esitleyen hariciler* gibi yapmaz, "Hüküm Allah'in! O halde beserî hakimin hükmünü kabul eden ALI KAFIR OLDU!" demeyiz. Devleti kim yönetsin? Konu budur. Sayin Örskaya, asil cevaplamaniz gereken soru bu: Devleti kim yönetsin? Nisâ 59'da [I]ûlil emr[/I] diye anilan yöneticiler kim? Yönetici sandalyesine hükümler oturamayacagina göre kim oturacak? Onlari hangi yöntemle göreve getirip görevden alacaksiniz? Sevgi ile, Hasan Akcay ________________________________ *Hz Ali'nin cevabi (Taha Akyol, HARICILER VE HIZBULLAH, s 62): Bu (lâ hükme illâ lillah) kendisiyle [I]bâtil[/I] kastolunan bir [I]hak[/I] sözdür. Evet, hüküm Allah'indir; fakat bunlar (hariciler) bu sözleriyle, "Emîrlik ancak Allah'indir" demek istiyorlar. Halbuki insanlar icin, müttaki olsun günahkar olsun, mutlaka bir emîr gerekir ki müminler onun emrinde calissin, [B]kafirler hayatini devam ettirsin[/B]...[/QUOTE] [SIZE="3"][COLOR="Blue"][B]2- Hiç bir "izm" in ilahi sisteme uygun düşmeyeceğini söylediğim yazıya "DESTEKLEYEN" ve bir büyüğümüzün ise "LAİK DEMOKRASİNİN İSLAMIN EMRİ OLDUĞUNA" ilişkin tezi çürüten dost1 kardeşimizin H.Yılmaz'ın bu konudaki düşüncelerine ilişkin yazısı:[/B][/COLOR][/SIZE] [QUOTE=dost1;10301][B]İslâm dini ile Demokrasi arasındaki fark[/B] Demokratik sistemde (beşeri dinlerden Demokrasi dininde) de seçimin, düşünce ve inanç hürriyetinin varlığı, tam mülkiyet hakkının bulunması, insanlar arasında dil, din, ırk ve sınıf ayrılığının olmaması, gelirlerin hakça bölüşülmesi, idarede adaletin, eşitliğin, hukukun üstünlüğünün esas alınması, genel ahlakın ve haysiyetin korunması gibi bazı noktaların yüzeysel olarak olması, demokrasi (beşeri dinlerden Demokrasi dini) ile Hak Din olan İslâm dininin örtüştüğü izlenimini doğurabilmektedir. Hatta bazı kimseler, demokrasinin tamamen İslâm dinine uygun olduğunu bile ileri sürebilmektedir. İşin aslında bunlar bir benzeyişten ibarettir. İslâm dini Allah’ın hâkimiyeti esasına dayandığı için demokrasiden doğabilecek sorunlara da izin vermeyen bir sistemi öngörür. Halk hâkimiyetine dayanan sözde demokratik idarelerin bir zaman sonra diktatörlüğe dönüşmesi ve anarşi doğurması kaçınılmazdır. Demokraside genellikle ideolojik ve kişisel garazlar mücadele eder. Böylece toplumda bir takım sosyal sınıflar oluşur. Bu durum da cemiyetin çıkmazlara sürüklenmesine neden olur. İslâm dini ise bunlara izin vermez. Demokratik iktidarlar toplumun tümüne hizmetten önce kendi seçmenlerinin yandaşlarının hizmetini düşünür. İslâm ise buna izin vermez. Demokrasi seçilmiş kimseleri efendi; sorumsuz bir kitle yaparken İslâm dininde seçilmişler, topluma hizmet ederek Allah’a kulluk yapan memurlardır. Demokrasilerde, açıkgöz, hileci, düzenbaz, sahtekâr, ikiyüzlü kimseler bir takım entrikalarla yönetime gelebilirken, ülke tek kişinin veya bir sınıfın hâkimiyeti altına alınabilirken İslâm dini bunların hiçbirine fırsat vermez. İslâm dini, koyduğu ilkelerle ehliyeti ön plana çıkarır. Demokrasilerde herkesin seçme ve seçilme hakkı varken İslâm dini seçmende ve seçilecek de ehliyeti arar. Ehil olmayan kimselere seçmenlik hakkı vermez. Seçmenliği ve seçilmeyi görev olarak görür ve ehliyet arar. Ama herkesin ehliyet sahibi olmak için gerekli öğrenim ve eğitimi alma hak ve özgürlüğü vardır. Demokrasilerde oy çokluğu esas alınırken, İslâm dini, toplumun çoğunluğunun şahsi çıkarları ön planda tutan, duyarsız, cahil, ehliyetsiz kişilerden oluşacağı gerçeğinden hareketle, ehliyetsizlerin de yanlış yapacağını, aldanacağını, aldatılabileceğini dikkate alarak çoğunluğun seçimine izin vermez, ehil kişilerin seçimini itibara alır. Demokrasiler her alanda sınırsız hürriyet tanırken İslâm dini genel davranışlarda, servet, mülkiyet ve tasarruflarda sınırlama getirir. İslâm dini, içki, kumar, zina, faiz, çıplaklık vs. gibi münker ve fahşâda da özgürlük tanımaz. İslâm dini kendi devletine Müslüman olmayanları ortak kabul etmezken demokrasi dininde tüm vatandaşlar ortak kabul edilir. Hakkı YILMAZ -------------------------------------------------------------------------------- [1] Eflatun/Platon (MÖ: 27 Mayıs 427-347) [2] Aristo/Aristoteles ( MÖ. 384-322) [3] Machıavel/Nicoloe Mackiavelle (1469-1527) İtalyan politika filozofu ve politikacısı.. Kendisinin son çağın politika bilimini kurduğu ve bu sözde bilime uygulama mantığı soktuğu için felsefesel bir özgünlük gösterdiği söylenen ilginç bir kişidir. . Bkz. Filozoflar ansiklopedisi, cemil Sena cilt 3 s. 330 -334. Remzi Kitapevi… [4] (Lisanü’l Arab; dvl. Mad) [5] Tutunmak; yurtlanmak/özgür vatan sahibi olmak, güçlenmek. [6] Tâğût. = ‘Azgın, sapık, kötülük ve sapıklık önderi zorba, şeytan, put, puthane, kâhin, sihirbaz, Allah’ın yargılarına sırt çeviren kişi ve kuruluş’ anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle şerri şeriat şeytanı mabut edinmiş kişi ve kuruş da diyebiliriz.[/QUOTE] Şimdi, kardeşlerimiz, sayın Yılmaz'ın detaylandırdığı yazısındaki hususlara itirazlarını yaparlarsa, konuyu yeniden ele alabiliriz. selamlarımla... aorskaya |
[QUOTE=hiiic;12391]
[B]her türlü misal ver ver ver ama hala kaçan yabaniler gibi sadece bir kısmın kaçışını artrıyor...[/B] Dindarsanız eğer müslümansanız... Allahın indirdiğinden başka YÖNTEM aramayın kafir olursunuz. Ne matematik ne biyolıji ne fen ne fizik, ne de tarih... hic birini Allah indirmedi. Bunların peşi sıra gidenler küfre düşmüş kafirdirler... [B]:) [COLOR="Red"]ey kendisini müslüman zannaden MÜSLÜMAL'lar. GÜlünecek haliniz var ama siz oturunda ağlayın bence...[/COLOR][/B] [COLOR="Red"][B][I]Kuran ancak ve ancak Laik bir çatı aldında icraat gösterebilir, [/I][/B][/COLOR]sizin hayalperest dünyanızdaki hezeyanlarınız ancak başınızı daha da belaya sokar. Şeriat devletiymiş, :) [COLOR="Red"][B][I][U]madem Allahın indirdiğinden başka yöntem kabul etmiyorsanız[/U][/I][/B][/COLOR] yaklaşmayın o zaman bilime ki zaten de yaklaşmıyor ancak batıllığınızı ve bataklığınızı artrıyorsunuz.[/QUOTE] Bu arada, yazıyı yapıştırdığımda ancak gördüğüm, çirkin ithamlarda bulunan bu yazı sahibininde, yazdıklarını bir kere daha düşünmesi gerektiğini söyleyerek, kötü hitaplarını tekrarlamamasını önermekle yetineceğim. selamlarımla, aorskaya |
Çoğunluğa sahip Lut kavminin demokrasi anlayışı ne olabilirdi ?
Sonuç: Oğlancılığa devam. Çoğunluk bunu isterdi ve adı da DEMOKRASİ olurdu. Aklı başında olanlar hep azınlıktadır. İnsanlar hevalarına göre hareket etmek isterler. |
[QUOTE=pramid;14784]Çoğunluğa sahip Lut kavminin demokrasi anlayışı ne olabilirdi ?
Sonuç: Oğlancılığa devam. Çoğunluk bunu isterdi ve adı da DEMOKRASİ olurdu. Aklı başında olanlar hep azınlıktadır. İnsanlar hevalarına göre hareket etmek isterler.[/QUOTE] [QUOTE=Hasan Akçay;12317][I]Hiç bir "[U]İzm[/U]" kurandaki sisteme uygun değildir.[/I] Gercekler bu iddiaya uymuyor. [B]I[/B].[COLOR="Red"][B][I]Inananlar icin Allah'in istedigi yönetim, bir ayagi lais[U]izm[/U] olan, demokrasidir[/I][/B][/COLOR] (2:104, 48:10, 48:18, 60:12, 2:256, 4:58-59...). [/QUOTE] Peki, bir ayağı, yada kaç ayağı varsa hepsi laik olması halinde, size göre yukarıdaki sakıncalar ortadan kalkmaktamıdır? selamlar, aorskaya |
[COLOR="Blue"]kaç ayagi varsa[/COLOR]...
Demokrasinin benim kasttettigim ayaklari ikidir: 1.laisizm, 2.halk iradesi Laisizm dinî olani idarî olandan ayirmayi gerektirir. Allah bunu istiyor. Örnegin ÖRF Allah'in degil halkin dogru bildikleridir. Allah halkin o yargilarina aykiri davranan yönetime halkin [COLOR="Indigo"]isyan[/COLOR] etme hakki bulundugunu belirtiyor (60:12). Oysa Allah'a isyan olmaz. Bi daha: itiraz devletin yönetimine yapilabilir, Allah'in dinine yapilamaz. Allah devletin yönetimi ile Allah'in dinini bu kadar kesin bir sekilde birbirinden ayiriyor. Demokrasinin iki ayagindan biri bu; öteki ayagi ise [I]halkin iradesi[/I]. Allah bunu da istiyor inananlarin "Bizi güt!" degil "Bizi gör!" demek suretiyle yönetime katilmasini emrederek (2:104). Özetle 1.insanlarin itiraz hakkini kullanabilmesi icin yönetim dinden ayri tutulacak 2.[I]beyat[/I] denen secim yoluyla insanlar iradelerini devreye sokacak, yönetime katilacak. [COLOR="Blue"]sakincalar ortadan kalkmakta midir?[/COLOR] O sakincalar halk = Lut kavmi kurgusuyla üretilmis sanal bir halkin neden oldugu sakincalar. Oysa isleyen akil görür ki o sanal halk laik demokrasiyi takmadigi gibi Allah'in dinini de takmaz. Sorunun kaynagi laik demokrasi ve Allah'in dini degil o sanal halktir. Böyle, "halk = Lut kavmi" denirse ve sizi de icine alan halk asagilanirsa olsa olsa laik demokrasi Kaf dagindan kalburla su getirme sartina baglanip Allah'in dinine itiraz edilir. O sakincalara neden olanlar laik demokrasinin halki degil kendi dinlerini Allah'in dini diye pazarlayan zevattir. Din adina yapilan zulümler ancak laik demokrasi tam uygulandiginda ortadan kalkar. Ben buna inaniyorum. Nasr 1-2: "Allah'in yardimi gelip ilerisi acildiginda ve Allah'in dinine insanlarin dalga dalga girdigini sen gördügünde..." Allah'in yardimiyla engelleri kaldirdigimizda Allah'in dini geri gelecek. Bir gün mutlaka. Cünkü Allah yardim edecek. Yeter ki yardimi hak edelim. Sevgi ile, Hasan Akcay |
Saygideger Kardeslerim,
gurbette övünmek hamamda sarki söylemeye benzer derler.... Gerci ben yurt disinda yasiyorum, Türkiye'nin durumundan, yasantisindan gercekten haberim yok, iste ara sira haberlerden ve bir iki satir internetten okuduklarim oluyor. Itiraf etmek zorundayim son zamanlarin ( son zamanlarin diyorum, ben kitap yüklü bir essek gibi bu seneye kadar hic bir bilgim yoktu ) saygi deger prof' lardan dr'lardan yüksek bilgili hocalarimizdan cok kiymetli bilgiler edinmis durumdayim. Sizlere de ayrica yürekten tesekkürlerimi sunarim, faydalarinizi cok gördüm ve beni gercekten aydinlatmis bulunuyorsunuz. Hic olmazsa bir kitapp yüklü essek olmaktan kurtuldum. Bazen tuhafima gidiyor, bazi kardeslerimizin bazi konularda BAKARA misali ne renk, nasil, nicin....sorulariyla karsilasiyorum sitede. Bu sorular bilerek mi soruluyor, bilgisizlikten mi yoksa gir gir olsun diyemi henüz kestiremedim. Yanlis anlasilmasin, ben sahsima kaydedilen sorulardan bahsetmiyorum burada, takip ettigim yazilarda görüyorum o kadar. EVET, gelelim devlet idaresine Kur'an'dan mi olmali yoksa nasil olmali. Öyle zannediyorum, ki Türkiye hic süphesiz modern bir ülkedir, modern bir ülkede müslümanlar ne kadar fazla bir nüfusu olusturmus olsunlar, seriattan korkar cekinir. Buna sebep Suudi, Iran, Afganistan ...gibi ülkelerdir. Cünkü bu devletler gercekten %100 Kur'an'a göre idare edilmiyorlar. Eski hurafelere dalmis gidiyorlar. Kur'an BARBAR degildir. ALLAH cellat degildir. Merhameti bol olan, bizlere bol riziklar ikraminda bulunan, tabiati tüm anlamiyla bizlere bu dünya hayatinda faydalanmamiz icin bizlerin hizmetine sunan Rabbimizin KITAB'indan nasil korkar ve uzaklasiriz is devlet idaresine gelince? Diyorum ki %100 lük Kur'an'a uygun, bagli bir devlet idaresi müslümanlar icin bir kurtulus yoludur. Bir Hakki Yilmaz, bir Yasar Nuri Öztürk vb. aydin kisileri düsünün devlet basinda, ben sahsen memnun olurdum buna. Varsin adina demokrasi desinler, batiya caktirmadan yepyeni bir ISLAM devleti, modern ve tam imanli bir devlet ve halki. Olamaz mi? Imkansizmi? Illede capulcu mu gibi olmak lazim Müslümaniz diye. Evet beyler, agalar, kardeslerim nerede aydinlarimiz? Saygi ve selamlarimla |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:41 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam