![]() |
[QUOTE=merdem;16438]Biraz beynim sulandi, yazi uzun olunca bir kac kere okumasi zor geliyor, türkcem ve arapcam birbirlerini selamliyor :confused: ikiside az :rolleyes:
Anlasam da anlamasamda, bildigim sey domuz etinden ve domuzluktan severek uzak durdugumdur:D Her bir tarafa sarkarim nedense, yoklamadigim site kalmiyor. Düsmani düsmanin silahiyla vurmak gerekir diye düsündügümden ateist, angostik midir nedir oralari da yokluyorum arada bir. Sanirim siz kardeslerim icin kolaydir anlasilmasi asagidaki yazinin. [/QUOTE] Selamun aleyküm, Tebrikler Merdem kardeşim. [I][COLOR="Blue"]Bu kısımda yazdığım ilk yazımda da belirttiğim gibi; rabbin ayetlerinde bize bildirdiği kadarıyla yetinmeyip, bilinmeyenlerin peşine düşerek kendimizce keşfettiğimiz sebepler yaratarak konuları açıklamaya çalışınca işte buraya kadar tanık olduğumuz yazılarda olduğu gibi saçma ve zoraki gerekçelerle ayetin asıl anlamı kaydırılarak, haram olan bir şey helale dönüştürülebildiğini aklını kullanabilen herkesin görebiliceğini sanıyorum.[/COLOR][/I] [COLOR="Red"]Şimdi de Halil Sergin kardeşimizin, ayette belirtilen kadarıyla yetinmeyerek, indirilen kur'anda açıklamaları yeterli görmeyerek (rabbin bu konudaki ikazıda gözardı edilme pahasına) "domuz eti" ni (domuz değil, domuz eti) ayetin tüm kolaylıkla haram anlatımına karşılık nasıl helale dönüştürmeye çalıştığını yazılarından alıntılarla göstermeye ve bu büyük tehlikeye düşmemeye dikkat çekmeye çalışayım.[/COLOR] Kur'anda "domuz eti"nin harak kılındığına ilişkin ayetleri aşağıya alıntılayarak, bu delillerle yazıyı ele alıyorum. [I]Diyanet Meali - el-BAKARA : 173.[COLOR="Red"][SIZE="4"] Allah size[/SIZE][/COLOR] ancak ölüyü (leşi), kanı, [COLOR="Red"][SIZE="4"]domuz etini[/SIZE][/COLOR] ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir. Diyanet Meali - el-MÂİDE : 3. Leş, kan, [COLOR="Red"]domuz eti[/COLOR], Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız [COLOR="Red"]size haram kılındı.[/COLOR] Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 145. De ki: “[COLOR="Red"]Bana vahyolunan şeylerde[/COLOR] bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, [COLOR="Red"]domuz eti -ki o şüphesiz necistir-[/COLOR] ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, [COLOR="Red"]haram kılınmış bir şey bulamıyorum.[/COLOR] Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir. Diyanet Meali - en-NAHL : 115. (Allah) [COLOR="Red"]size,[/COLOR] sadece ölü hayvanı kanı, [COLOR="Red"]domuz etini[/COLOR] ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı [COLOR="Red"]haram kıldı.[/COLOR] Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir. [/I] BU AYETLERDE KIRMIZI İLE BOYADIĞIM YERLERİ OKUMALARINA RAĞMEN HALA AYETTE BAHSEDİLEN HAYVAN OLAN DOMUZUN ETİ NİN RABBİMİZ TARAFINDAN HARAM KILINDIĞINI ANLAYAMAYANLARA YADA ANLAMAK İSTEMEYENLERE BAŞKA SÖZE GEREK YOKTUR. [QUOTE=merdem;16438] Halil Sergin'den alintidir. [url]http://www.teblig.net/index.php?topic=5956.0[/url] [SIZE="3"][FONT="Verdana"]BUNUN İÇİN ÖNCELİKLE 2/172`Yİ AÇALIM VE SON CÜMLESİ OLAN ''VEŞKURU LİLLAHİ İN KÜNTÜM İYYAHÜ TA'BUDUNE'' cümlesini , 16/114 ile misil yazılım cinsinden birbirine bağlayalım. Şimdi , 2/172`de mealen şöyle bir anlam vardır ''size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin'' denilir ve 2/173`tede nelerin yenilmeyeceği yani TAYYİB olmayanlar açıklanır. Bu meali manayı tek bir soruyla çökertmek mümkündür. Dikkat edilirse yenilemeyecekler arasında çok afedersiniz bok yani dışkı zikredilmez.Yani dışkıda tayyibler arasına girmiş olur..! Eğer tayyibler arasına girmemiş olsaydı 2/173`te bununda ismi geçerdi.Keza yine 2/173`te , yılan , akrep , fare , solucan gibi isimini duyduğumuzda bizde tiksinti oluşturacak hayvanlardanda bahsedilmez. Şimdi , burada domuz etinin haram kılındığından bahsedilir ama bunun Allah tarafından haram kılındığına dair delil yoktur yani bu ayet ''harremallahü'' (9/29,37) şeklinde yani Allah haram kılar şeklinde başlamaz yani bu haramiyette Allah lafsı kullanılmamıştır.O halde domuz eti nedir ? Kim ve nasıl haram kılıyor ? [/QUOTE] Buradaki mantık bir geri zekalılık, geri zekalılık değilse de kur'ani akıl kullanmak yerine, salt aklını ilah edinme egosunun ürünüdür. Bu kadar açıklama yapan birinin zeka geriliğine sahip olmadığı yazıdan anlaşılabiliyor olduğundan, bu yazıların sahibinin, kendini herkesten üstün görme çabası sonucu zorlama ile aklını hayvan domuz etini haram olmaktan çıkarıp başka neler şeklinde açıklayabilirim diye çabalayan bir kişiliğin hezeyanıdır. Lafa bakarmısınız! Bok (okuyucuların tamamından özür diliyorum, ama bunu kullanmak zorundayım) yani insan dışkısının bakara 173 de geçmemesi nedeniyle onun temiz olduğunu iddia ederek, temiz olmasına rağmen bizlerin yemeyerek haram kılabileceğini kabul etmektedir. Ayrıca ayette haram kılanın Allah olduğunun bildirilmediğini de iddia edebilmiş! Bu nasıl ayet okumaktır, nasıl anlamaktır, bunu aklım almıyor. Aşağıda bakara 172 ve 173 ü alıntılıyorum. Diyanet Meali - el-BAKARA : 172.Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, [COLOR="Red"]size verdiğimiz rızıkların[/COLOR] iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin. Diyanet Meali - el-BAKARA : 173.[COLOR="Red"][SIZE="4"] Allah size[/SIZE][/COLOR] ancak ölüyü (leşi), kanı, [COLOR="Red"][SIZE="4"]domuz etini[/SIZE][/COLOR] ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir. 1- Bakara 172 de "...size verdiğimiz rızıkların..." denilmesinde rızık verenin Allah olduğunu bu akıl sahibi! bilemiyormu? 2- Bakara 173 de ise "...haram kıldı" denilmesinden, insanlara hara ve helal kılmayı sadece rabbimizin yetkili olduğunu göremiyormu? 3- Ayrıca bakara 173 e dikkat edilirse "pis"liğin tanımı yapılmadığını, sadece bildiğimiz dar anlamıyla "pis" olanların haram edilmediğini, temiz olmakla birlikte Allah'tan başkası adına kesilmesi halinde de haram olacağını kavrayamıyormu? Bu nasıl ayet anlamadır, bu nasıl çarpıtma çabasıdır. Domuz eti yemek için yada yiyenleri aklamak için bu çabaya gerek yoktur. Haram olduğunu bilirsin, kabul eder yada etmezsin. "Domuz eti"ni helal kılmaya çalışmak yerine canın istiyorsa yersin, sonuçlarına da katlanırsın. [QUOTE=merdem;16438] [COLOR="Red"]Halil Sergin'den alintidir.[/COLOR] LAHMELHINZIYR yani domuz etinin tanımı , DAVRANIŞ ŞEKLİ cinsinden yapılmıştır ancak birde bunun ORGANİK CİNSTEN olan tanımıda vardır. Bunun için önce teknik altyapıyı oluşturalım ; Lütfen 2/173`ün son kısmını 6/145`in son kısmı ile bağlayınız ve 2/173`te geçen ''lahmelhınzıyr'' deyiminin 6/145`te ''lahme hınzıyrın'' şekline dönüşmüş haliyle işaret edilen teviller hükmüne girdiğini görünüz yani ''domuz eti'' denilen ve haram kılınan şey iki adet anlama sahip olacaktır.Bunlardan biri DAVRANIŞlarımıza diğeri ise SOFRAMIZA dahil olacaktır. 2/172`de anlatılan ''TAYYİB'' deyimi ''TEMİZ'' anlamında değildir.Eğer böyle anlaşılmak istenilirse 2/173 ve 16/115 ve 6/145`te yenilmesi yasaklananlar arasında yine çok afedersiniz insan DIŞKIsınında haram kılınması gerekirdi.O halde ''TAYYİB'' kavramını eğer ''TEMİZ'' diye anlamada ısrarcı olursanız , ya BOK denilen maddeyide TAYYİB olarak sayacaksınız yada TAYYİB denilen kavramın KURANİ-DUBUR manasını tespit edeceksiniz.İşte bu mana ; BİZZAT ALLAH TARAFINDAN haram kılındığı belirtilmemiş bir yiyeceğin yada içeceğin , yaşanılan toplum tarafından yada kişinin kendine has bünyesi tarafından kabul edilmemiş yada edilemeyen haline LAHME HINZIYRIN yani DOMUZ ETİ denilir..! [/QUOTE] Halil Sergin denen akıllı kardeşimiz! Sen bakara 173 de "domuz eti" deyimindeki "et" vurgusunu anlamak istemeyip, domuz karakterini anlamaya ve anlatmaya çalışırsan seni dikkate almaya gerek kalmıyor. Ayette sadece domuz denmediği, "domuz eti" dendiği halde "domuz"u hayvan yerine kavram, davranış, düşünüş olarak görmeye ve göstermeye çalışırken ve bu ayette "...haram kıldık" deyiminden Allah'ın haram kıldığını görmek istemesen bile, "domuz etinin haram kılındığını ve kılanın Allah olduğunu" başka ayetleri inceleyerek göremezmiydin? Bu konuda sadece tek ayetmi vardırda, "domuz eti"ni haram olmaktan çıkarıp ve haram kılanın Allah olmadığını söylebilmektesin. Ama tek ayet yok. Kendini çok akıllı sanan senin gibilerin de faydalanması için, rabbimiz birden fazla ayette bu konuyu açıklamıştır. Daha fazla söze gerek yoktur. Halil Sergen de, belki bundan etkilendiği için aynı gerekçeleri sunan buradaki bazı üyelerde bu ayetleri topluca dikkate alsınlar ve artık "domuz eti"nin haram olduğunu ve haram-helali de sadece rabbimizin belirleyebileceği, peygamberler dahil başka hiç bir yaratılanın bu konularda yetkili kılınmadığını görsünler. Sevgili merdem kardeşim, Sizinde kafanız karışmasın. Allah'ın bizlere indirdiği kitaptaki konular, müteşabih özellik taşıyanlardan ise, tek ayette değil, birden fazla ayette birbirini destekler şekilde açıklanmıştır. Yani, kur'anda konular kendi kendini tefsir edecek şekilde kolay anlatımla bize gönderilmiştir. Kur'an rabbimizin kelamıdır ve bu kelamların açıklanması için başka kaynağa ihtiyaç yoktur. [QUOTE=merdem;16438] Halil Sergin'den alintidir. Misaller ; 1) Fare etini eğer yiyemiyorsak , bunun nedeni Allahın haram kılması değil , yaşadığımız çevre yada bünyemizin bunu haram kılmasındandır.Dolayısıyla fare etide lahme hınzıyrin hükmüne girer 2) Yine çok afedersiniz eğer bok yemiyorsak , bunu Allah bize haram kılmamıştır.Yaşadığımız çevre yada bünyemizin kaldıramaması dolayısıyla buda lahme hınzıyrin hükmüne girer. Kimimiz bamyadan , kimimiz fasulyeden , kimimiz soğandan tiksinti duyupta yemediğimiz zaman , bunları bize Allah haram kılmaz , bunlarda ya bünyemiz yada yaşadığımız toplum yada aile tarafından haram kılınarak domuz eti hükmüne girerler. O halde , DOMUZ ETİ derken sadece domuzun etinden bahsedilmez.İnsanın hayatında bu insan için TAYYİB olamamış yani kişinin bünyesinin o yada bu sebepten dolayı kaldıramayacağı her türlü yiyecek ve içecek kuranda ''DOMUZ ETİ'' hükmündedir.Buna bilinen manada domuz etide dahil olabilir. Şimdi , filipinlerde müslüman birinin fare kızartması yada akrep , solucan , hamamböceği kızartması yediğini düşünün.İşte bu yiyecekler bu insanlar için TAYYİB hükmündedirler ama bizim için HABİYS`tirler yani pistirler..Allah 2/172`de bize rızık olarak verdiklerinden TAYYİB olanını yememizi ister.Buna göre filipinli muminin , yedikleri kendisi açısından tayyib iken bizim açımızdam ''lahme hınzıyrin'' yani domuz eti hükmündedir. Şimdi , Almanyada bir almanın mumin olduğunu düşünün , bu adam domuz etiyle büyümüş yani domuz eti yemek bu insanın taki müslüman oluncaya kadar yaşantısında var..Bu kişi müslümanlığı seçerse , domuz eti yemeye devam edebilir..Çünkü domuz eti bu kişi için artık tayyib hükmündedir.Eğer siz , bu kişiye sığır yada deve yada koyun eti yedirmeye kalktığınızda ve bu kişiyede bunları yerken iğrenti geldiğinde , bu kişi için bu kez deve-sığır-koyun ve keçi eti DOMUZ ETİ hükmüne girecek ve ona haram kılınacaktır.Bunu sadece ET olarak düşünmeyin , içecek yada sebze olarakta vs vs.. düşünebilirsiniz. Bizler şu anda bilinen manada DOMUZ ETİ yemiyoruz.Çünkü bize haram kılınmıştır.[COLOR="Red"][SIZE="4"]Yanlış anlamayın , bu haram kılınışı Allah yapmıyor..![/SIZE][/COLOR] Kültürümüzde olmadığı için tiksinti ile baktığımız için bize haram kılınmış oluyor. [/QUOTE] [COLOR="Red"][SIZE="4"]"Yanlış anlamayın , bu haram kılınışı Allah yapmıyor..![/SIZE][/COLOR] Kültürümüzde olmadığı için tiksinti ile baktığımız için bize haram kılınmış oluyor." denmiş. Biz değil ama sen yanlış anlıyorsun. Hatta belki yanlış bile anlamıyor ama yanlış anlatıyorsun! Haram kılınışı Allah yapıyor, kültürel bir sonuç değildir. Ayrıca, insanlar kur'anda haram kılınmamakla birlikte aileden gelen alışkanlıkları, kültürel kabulleri gereği bazı şeyleri temiz olmalarına yemeyebilirler. Ama, bizlerin onları yememesi, bizlerin serbest tercihidir. Bizler, yemiyoruz diye bunu kendimize haram kılmış olmayız. Çünkü, "yenecek" diye bir zorlama yoktur. Temiz şeylerden yemek vardır. yenecek çok şey de olduğuna göre bunlar arasında kişiler dilediklerini tüketebilirler. Örneğin, ben pırasa, kereviz yemiyorsam, bu kendime haram kıldığım için değildir. Ben, kendim yemesem de başkalarının onu zevkle tüketebileceğini bilir ve kendime haram kılamam. Ben, onun yerine severek yiyebileceğim başka çeşitler olduğu için onları yemek istemediğimi bilirim. Yeniden "bok" yeme konusuna değinerek bitirmek istiyorum. Rabbimiz ve dolayısıyla onun kelamından oluşan kur'an akıllı insanları muhatap alır, onlara açıklamada, ikaz ve öğütlerde bulunur. Bu nedenle akıllı insanlar, kuranda haramlar arasında sayılmasa dahi, bokun yenmeyecek şey olduğunu da akılları ile bulabilirler. Eee, "normalde bokunu yiyen akıllı da olmayacağına göre, akılsızlarda dinden, emirlerden muaf olduğuna göre bokunu yiyen deli olmalıdır. Maddi anlamda bok yiyen akıllı olamayacağına göre, akıllı kimseler olanlarında manevi anlamıylada "bok yemesinin lüzumu yoktur. Çünkü, haramların Allah tarafından konduğunu ve "domuz eti" denilerekte, domuz denen hayvanın etinin yasaklandığını tek ayetten değil, birbirini destekleyen çok ayetten görmek mümkündür. Diyanet Meali - el-MÂİDE : 60. [COLOR="Blue"]De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuz lar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.[/COLOR] Kuranda konu bütünlüğünü sağlayan ayetlerin topluca ele alınmayıp, tek ayetle ve fakat buna rağmende ayetteki ifadeleri çarpıtarak konuları asıl bağlamından kaydırmaya çalışanların durumunu yukarıdaki ayete göre anlamalarını bekliyor, görüş ve iddialarını değiştirmelerini umut ediyorum. Saygılarımla... aorskaya |
Bu konuda biraz akıl yürütmekte fayda var
Düşünen ve sorgulayan zihniyle Fers kardeşime teşekkür ederim. Soru şu: Allah ın adı anılarak veya anılmadan yenilen şey nedir? Yani hayvanı boğazlarken bismillah demek yetiyor mu? Zikr bu mu? O halde zikr malı kazanırken üçkağıt yapıp, işçiyi ezip, malına mal katanlarada kolaydır. Haram lokma yenmez Malı kazanırken fesat, ölçüde tartıda hile, üçkağıt ile kazanıp bir büyükbaş sığırı keserken bismillah demek kendini kandırmaktan başka nedir? Enam 119 1. ve mâ lekum : ve size ne oluyor 2. ellâ te'kulû (en lâ te'kulû) : yememeniz, yemiyorsunuz 3. mimmâ (min mâ) : o şeylerden 4. zukire ismu allâhi : Allah'ın ismi anılan 5. aleyhi : onun üzerine 6. ve kad fassale : ve ayrı ayrı açıklamıştı 7. lekum : size 8. mâ harreme : haram kıldığı şey(ler) 9. aleykum : size 10. illâ : hariç 11. madturirtum (ma idturirtum) : darda kaldığınız, mecbur kaldığınız şey(ler) 12. ileyhi : ona 13. ve inne : ve muhakkak 14. kesîren : çok 15. le yudıllûne : gerçekten dalâlette bırakıyorlar 16. bi ehvâi-him : kendi hevesleri ile 17. bi gayri ilmin : bir ilim olmaksızın 18. inne : muhakkak 19. rabbe-ke : senin Rabbin 20. huve : o 21. a'lemu : en iyi bilir 22. bi el mu'tedîne : haddi aşanları 120 1. ve zerû : ve terkedin 2. zâhire el ismi : açıkta olan günahı 3. ve bâtıne-hu : ve onun gizli olanını 4. inne ellezîne : muhakkak ki onlar 5. yeksibûne el isme : günah kazanıyorlar 6. se-yuczevne : yakında karşılık görecekler (cezalandırılacaklar) 7. bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle 8. kânû yakterifûne : kazanmış oldular 121 1. ve lâ te'kulû : ve yemeyin 2. mimmâ (min mâ) : o şeylerden 3. lem yuzkeri ismu allâhi : Allah'ın İsmi anılmayan 4. aleyhi : onun üzerine 5. ve inne-hu : ve muhakkak ki o 6. le fıskun : gerçekten fısktır 7. ve inne eş şeyâtîne : ve muhakkak ki şeytanlar 8. le yûhûne : elbette vahyederler 9. ilâ evliyâi-him : kendi dostlarına 10. li yucâdilû-kum : sizinle mücâdele etmeleri için 11. ve in : ve eğer, şâyet 12. eta'tumû-hum : onlara itaat edersiniz 13. inne-kum : muhakkak siz 14. le muşrikûne : mutlaka müşrikler olursunuz |
ateş demir kardeşim
müslüman dürüst olmalı,yalan söylememeli,iftira atmamalı,haram kazanmamalı,insanların hakkını yememeli,zulüm yapmamalı,haksız yere kimsenin hiç bir canlının hayatına kıymamalı,temiz olmalı,insanlara güven vermeli,zalimin karşısında haklının yanında olmalı,muhtaçlara yardım etmeli,ilk emre uyup hem kur anı hemde müspet ilimleri okumalı,bilime akla düşman olmamalı verdiğn örnekler doğru. böyle boğazına kadar pisliğe batıp her türlü herzeyi yiyip sonrada ben müslümanım diyerek gezen yok mu? çok...Ama bu Tanrı nın sorunu değil Tanrı kur an da bizim ne yapmamız gerektiğini emrediyor.Senin verdiğin örneklerle hareket edenlerin elbette cezasınıda yine O verecektir. Biz Kur anı bütünsel olarak düşünüp her emrine eksiksiz olarak uyarsak zaten ortada problem kalmaz.Tanrı bize buyruğunu iletmiş.Bize düşen eksiksiz yerine getirmek.Haram kıldığı her hareketten kaçınmak. Doğru yoldan kazan, eğer gücün yetiyorsa ve istiyorsan kazandığını insanlarla paylaş. Dediğim gibi kuran ı bütünsel olarak değerlendirmek lazım. Bakara 173 teki ayetler sarih.Bakın ayette ne buyuruyor.[COLOR="Red"]''başkasının hakkına tecavüz etmeden''[/COLOR] zaten sizin sorduklarınızın cevabını veriyor.Ayette sadece domuz etinden değil leşten ve kandan da bahsediyor. kandan bahsedilmesi size ilginç gelmedi mi? mesela tevratta(hezekiel 39/18-20) [COLOR="red"]et yiyin ve kan için.yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanını içeçeksiniz.sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz[/COLOR].emirleri var.Bu emirler doğrultusunda yahudilikte türeyen sapkın tarikatler insan boğazlayıp kanını içmişlerdir. Bir diğer konu ise leş.Biliyorsunuz bazı hayvanlar leş yer.Leş yiyen hayvanların mide asitleri okadar kuvvetlidir ki yedikleri leşlerdeki tüm toksinleri buhara çevirebilir.Ama insan midesi böyle değildir.Öleli çok olmuş bir leşi yemek insanı öldürebilir. her hayırlı işe başlarken Tanrı nın güzel adını anmak elbette ki insana motivasyon veren bir durumdur.Kaldı ki kuran ın indiği dönemde çeşitli putlar adına kurbanlar kesiliyordu.Tanrı burda kendisi adına kesilmemiş hayvan yemeyin derken aslında kendisinin tek Tanrı olduğunu ondan başka Tanrı olmadığını da bir yerde dolaylı olarak anlatıyor. |
[QUOTE=ates demir;16523]
Soru şu: Allah ın adı anılarak veya anılmadan yenilen şey nedir? Yani hayvanı boğazlarken bismillah demek yetiyor mu? Zikr bu mu? O halde zikr malı kazanırken üçkağıt yapıp, işçiyi ezip, malına mal katanlarada kolaydır. Haram lokma yenmez Malı kazanırken fesat, ölçüde tartıda hile, üçkağıt ile kazanıp bir büyükbaş sığırı keserken bismillah demek kendini kandırmaktan başka nedir? [/QUOTE] [FONT="Comic Sans MS"]Sevgili ateş, Hem akıl etmek, düşünmek gerek diyeceksiniz ve hem de akletmeyi düşünmeyi, kendiniz sınırlayacak, bunu biraz yapacaksınız öylemi? İyi ama neden aklı kullanmayı, düşünmeyi "biraz" la sınırlıyorsunuz? Her konuda biraz değil olabildiğince düşünüp, akıl yürütmek gerekir. İmkanlı iken, biraz akıl yürütmeyi, biraz düşünmeyi yeterli bulmak mantıklılık değildir. Bu mantığı dahi yürütmezseniz, ayetlerle ilgili düşünmeyi de biraz yapmaya kalkarsanız, işte buradaki gibi anlaşılmaz durumlara düşersiniz.[/FONT] SAMİMİ OLARAK SORUYORUM; Rabbimizin kolayca anlanacak sözlerindeki açıklamaları olduğu gibi anlamaya çalışmayı neden beceremiyorsunuz? Buna engel olan nedir? Günümüz şartlarında yaşananlara göre ayetleri yorumlamaya çalışmak bir sebep olabilirmi? Sevgili kardeşim; [COLOR="Red"]Kazancın helal-haram olması konusunu sadece bu ayetten mi buluyoruzda, bu ayeti haram-helal kazanç ve tüketmede güdük görüyorsunuz?[/COLOR] [COLOR="Blue"]Kazançlarla ilgili olarak, ticaretin haram yapılması nedeniyle bir ümmetin çoğunun bile helak edildiğini kur'andan diğer ayetlerden bilmiyormuyuz! [/COLOR] [FONT="Comic Sans MS"][B]Kaldıki, bu ayette; haram olanlar zorunluluk halinde tüketilirken dahi, başkalarının hakkının da gözetilmesinin anlatılmasından bütün kazançların da helal yoldan olması gerektiğini çıkarmak mümkündü. İşte, rabbin sözleri aslında ne kadar kısa cümlelerle de olsa, çok büyük alandaki konuları da açıklaması bakımından çok önemlidir ve kolayca anlatılanı aksine inatlaşmadan anlamak gerekir. [/B][/FONT] Eğer, kardeşlerimiz ayetler için illaki kafa yormak, akıllarını zorlayarak anlamlar çıkarmak istiyorlarsa; bu ayette değinilen; " mceburiyetten (haram olanı) tüketmek zorunda olanların, aynı zamanda başkalarının hakkını gözeterek tüketmeleri gerektiği" kısmı üzerinde iyice düşünerek, buradan kazançların da helal olması gerektiğinin anlatılıp anlatılmadığı görmeye çalışmaları gerekirdi. Khaos kardeşimizin, kısaca anlattığı hususları da dikkate alarak ciddi olarak anlamaya çalışalım. |
Aorskaya kardeşim akletmek ve düşünmekten bahsetmen güzel, akletmeyi ve düşünmeyi sınırlamaya, sığlaştırmaya çalışan hangi zihniyet bir bakmak lazım?
Kan, ölü eti, domuz eti, leşi zaten yemeyen bir kavime bunların haram kılınması üzerine düşünmek gerekir. Hikmeti nedir? Senin metodunla(akletmek ve düşünme anlayışınla) olayı değerlendirirsek, anlatılanları, kelamdan indirilme kelimeleri basitçe senin deyiminle” olduğu gibi anlarsak”; mecbur kalınca somut olarak leş, kan, domuz eti ve ayette bahsedilen diğerlerini başkalarının hakkını gözeterek başkalarının payını da ayırmak suretiyle mideye indirilebilir mi? Bu tarzda bir durumun ortaya çıkması, böyle bir mecburiyet durumunun ortaya çıkması Müslümanların, karnını doyurmak, hayatta kalmak için kan, domuz eti, leş, ölü eti gibi besinlere muhtaç olması zaten islamı(barış) ortadan kaldırır. Acaba Araplar o devirde ölmüş hayvan eti, leş, kan ve arabistanda yetişmeyen domuz eti gibi maddeleri yiyerek mi besleniyorlardı? Konu çok basit gibi, ama bu bizim toplum olarak her şeyi ne kadar yüzeysel ve düz bir anlayışla, dini yaşamdan uzaklaştırarak, işimize geldiği şekliyle yorumladığımızı gösteriyor. Akletmek veya düşünmek kurandaki kelam ve kelimeleri tekrar etmek, somutlaştırmak için anlamlarını teke indirmek, anlatılanları emir ve komutlar halinde sunmak değildir. Yoksa kanda, haksız yere can almak, canlara kıymak manasına mı geliyor, ölü etide gıybet etmek mi, domuz etide yeterince yazıldı. Haksız yere can alınmasına, gıybet etmeye, fitne fesat çıkarmaya, domuzluğa kimsenin sesi çıkmıyor, ses çıkarmayarak helal görülüyor ama, zaten kimsenin mecburda kalsa yemediği yiyemeyeceği şeylere, bunlar yenmez, aman haa! Dinden Müslümanlıktan çıkarsınız, haramdır yazıları birileri yanlış anlarda sofrasında kan, leş, domuz eti koyar yer diye telaşlanıyor ve dinden çıkanlar olur diye propaganda yapılıyor. Sizce bir tezat yok mu? Asıl olan nedir? Esas olarak kan, domuz eti, leş, ölü eti yemek nedir? Bu anlatılan mevzuda düşününce ne sonuç çıkar, düşünmeyince ne sonuç çıkar? Düz mantık yürütünce ne sonuç çıkar, detaylı düşününce ne sonuca ulaşılır. Tekrar değerlendirmek lazım. Yasin 82-83 Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri yalnızca: “Ol” demesidir; o da hemen oluverir. Herşeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne yücedir. Siz O’na döndürüleceksiniz. Allah adına indirilen kelamlar herkesin ağzına, kulağına, gözüne düşünsünler, uyarıları dikkate alsınlar, rehber edinsinler, akletsinler diye verilmiş zaten. Onun dışında Allah ol demiş, insanı dünyayı, evreni, gördüğümüz göremediğimiz herşeyi yaratmış, canlı ayetler olarak ortaya koymuştur, Allahın yaşamda koyduğu yasaların, sünnetullahın dışına kimse çıkamaz, kimsenin elinde böyle bir güç yoktur. Allahın sözü demek yaratmasıdır, Allah insanın sınırlarını çizmiştir, bu dindir. Kuranda okuduğunuz kelamları, kendi sözleriniz gibi okumayın, onlar Resulün sözleridir, Allah adına indirilen kelamlardır. Bizler o sözlerden ancak kendi bilgimiz, yaşam tecrübemiz ve aklımız ölçüsünde anlayabilir, o ölçüde hisse alabiliriz. Daha fazlasını anlamak için zihnimizi yormamız, derin düşünmemiz, kelimelerin özünü kavramak ve yaşamla bağını kurmak için sabrederek bir anlayış haline getirmemiz gerekir. Hiçbirşey basit ve tekdüze değildir, görüntü insanı aldatır, kelimler yetersizdir, kelimeler beli belirsiz bir görüntü verir, kelimenin özünü kavrayacak olan yaşamla bağını kuracak olan akıldır. O akılda bizde yoksa, aklımızı yeterince olgunlaştıramamışsak, kelimeleri akıl zannederiz, doğru kesin şudur, bunun dışında doğru yoktur deriz, yanılırız. Herşeyin aslı yaşamdadır. Okunacak olan esas yaşamın kendisidir, kuran rehberdir, yaşama giden yol, kelimeler yardımcıdır. Konu başlığına yönelik olarak Anadolu ağzı ile domuz konusu iyi işlenmiş aslında; burada bahsedilen domuz bildiğimiz doğadaki domuz havvanına benzemiyor, ilginç değil mi! Atasözlerine, deyimlere bile girmiş, anlayana. [url]http://blog.milliyet.com.tr/-domuz--sozcugunun-cagristirdiklari/Blog/?BlogNo=209395[/url] Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz. Devletin malı deniz yemeyen domuz. Aç aslandan tok domuz yeğdir. Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz. Domuzdan toklu doğmaz. Domuzun kuyruğunu kes, yine domuz. [B](somut düşünenler burada domuzun kuyruğu denince domuz hayvanının kuyruğu mu anlaşılıyor? )[/B] Güttüğüm domuzu bana öğretme. Domuz gibi tıkınmak. Domuzdan kıl çekmek. Bu atasözleri ve deyimlerde bir domuz hadissesi var ama hiç domuz hayvanından bahsetmiyor! İlginç değilmi? Kimsenin sofrasına koymadığı şeyleri bunlar yenmez, haramdır konu anlaşılamamış yeterince deyip konuyu yiyecek içecek mevzusuna getirip tekrarlamayalım. Müslüman doğanlar zaten kan, domuz eti, leş, ölü eti sofralarında yok, tüketmiyorlar, merak etmeyin! Endişelencek mevzu başka, onu görmeyi deneyin! |
[QUOTE=mustafabey;16530]
Acaba Araplar o devirde ölmüş hayvan eti, leş, kan ve arabistanda yetişmeyen domuz eti gibi maddeleri yiyerek mi besleniyorlardı? Haksız yere can alınmasına, gıybet etmeye, fitne fesat çıkarmaya, domuzluğa kimsenin sesi çıkmıyor, ses çıkarmayarak helal görülüyor ama, zaten kimsenin mecburda kalsa yemediği yiyemeyeceği şeylere, bunlar yenmez, aman haa! , merak etmeyin[/QUOTE] Mustafa bey kardeşim paylaşımınız için sağolun.Gerçi Aorskaya kardeşimizin yazdıklarına cevap vermişsiniz ama benimde konuyla ilgili söylemek istediğim bir iki şey var. SORU:Araplar o devirde ölmüş hayvan eti leş ve kan yiyormuydu? CEVAP:Kur an yani Tanrı nın buyrukları sadece araplar için mi indi.Mesela bu gün arabistan da yetişmiyor dediğiniz domuz anadolu nun dağlarında cirirt atıyor.Genellemiyorum kendini müslüman olarak tanımlayan ama domuz eti yiyen domuz salamı seven çok balkan göçmeni arkadaşım var.Yani kimse domuz eti yemiyor değil. bu konuda yanılıyorsunuz. ''Haksız yere can alınmasına, gıybet etmeye, fitne fesat çıkarmaya,domuzluğa kimsenin sesi çıkmıyor'' bu söylediklerinizi MÂİDE 60 da bulabiliriz sanırım De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden[COLOR="red"] maymunlar[/COLOR], [COLOR="Red"]domuzlar[/COLOR] ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar." Tanrı zaten yoldan sapanlar için bu terimleri kullanmış. sizin söylediklerinize uygun ayet bu olabilir daha önceki yazılarda bakara173 ve maide 60 arasındaki farkları tartışmıştık lütfen bakınız. |
İslam Atom Çagını yaşıyor
Sonu hayrola, ne iştir anlamadım.
Asırlardır ne abdest, ne namaz, ne hacc, en önemlisi ne de başörtüsü 100% bir açıklığa kavuşmadan domuz eti problem oldu çıktı. Kur'an dan mı çıkarıyoruz acaba tüm sonuçları, yoksa Kur'an'ı felsefi yollardan edebiyat usülü siyasetin ve ticaretin yönünden mi ele alıyoruz? Bizler mi Kur'an'a uyuyoruz yoksa Kur'an'ı mı kendimize uyduruyoruz? Kur'an mı bize ayak uyduramaz oldu? Ben bir takım çelimsizlikler görüyorum, ama ayetler arasında değil, beşer arasında bu çelimsizlikler. Ademoğlu birdenbire pek modernleşti (!) yok Allah onu demek istiyor yok bunu demek istiyor. Canım Kur'an'a bir de Ademoğlu ortak çıktı ve böylece çıkmaza takıldık kaldık. Meallerin sayısı arttıkça şahsi görüşler de arttı. Kimi matematik yoluyla kimi felsefe yoluyla kimi en güzel edebi yollarla başladı kendi kendini açıklayan Kur'an'ı açıklamaya. Tarikat, cüppeli, takkeli, çarşaflı, mezhepli derken birdenbire moda değişti, din demek o değil bu demektir, iman öyle olmaz böyle olur, Allah bir dedinmi akan sular durur gerisini boşver, yanınana zekatı sadakayı tuzluca koy cenneti navi olmadan bulursun denir anlamına kadar getirdik. Acaba hepimiz erenlerden mi olduk? Bu mudur Rabbimizin bizlere buyurduğu? Fazla ve fuzuli sorulmasının hoş karşılanmadığını unuttuk, başladık yeni baştan sorulara. Nasıl desem ki, beynimizdeki hücreler başka bir şekilde mi çalışmaya başladı acaba, yoksa anlamak istemediğimiz ve zamanında değiştirilmesi istenen Kur'an açıkca bizden yüz çevirmeğe mi başladı. Bir anormallik var ortalıkta. Hepimiz bir şeyler anlatıyoruz, çok güzel bir şekilde uyumlu olarak ayetleri yapıştırıyoruz, nafile, soruların ardı arkası kesilmiyor, yenilerine yeniler ekleniyor, kafalar çalıştırılıyor, nafile. Kolaylaştıracağımız yerde zorlaştırıyoruz. Ben çıkamadım altından bir türlü. OKU diye başlanan Kitabımızı anlamazsınız diye okutmayanlar oldu, okumaya başladığımızda anlamadığımız ortaya çıktı. Anlamış olsaydık hepimizin bir noktada birleşmesi gerekmezmiydi? Her kafadan ayrı bir düşünce ortaya atıldığına göre ne yazık ki biz bu Kitabı anlamıyoruz. Kimi kelimelere uyar, kimi tabiata uyar, kimi mecazına kaçar, kimi onun bunun lafına bakar. Allah' ın İslam dediği dini ben anlamaz oldum. Nasıl anlıyayım ki, her gün yeni yeni bir şeyler duyuyorum. Elimdekini tam anlıyamadım, ayetler devamlı iniyormuş gerisini nasıl tamamlayacağım ki harmoni sağlansın. Allah biliyor içimden geçenleri, kelimelere dökemiyorum hepsini, ama niyetim bozuk değil diyorum, kim demiyor ki. Gecenin bu vakti Cornwall' de odamda bu karmakarışık düşünceler içindeyim. Acaba neyi nasıl yapsam doğru olur derken ecele yaklaşıyor belki de amaçtan uzaklaşıyorum. Allah yardımcımız olsun cihadımızda. |
Ülkenin içinde bulunduğu duruma bakarak diyebiliriz ki... Eğitim şart!!!
|
iyi hiç bir şey tartışmayalım öyle mal gibi oturalım.
not: ne domuz etiymiş arkadaş.meraklısı varsa buyursun yesin elini kolunu bağlayan yok. |
Saygın Dostlar.
Şu domuz ve etini epeyi kurcaladık, üzerine çok şey söyledik, çok şey anlattık, ama hepsi eskilerdendi; yeni bir şey-düşünce ürünü bir şey yoktu. Bazan birbirimizi de kırdık. Şimdi ben bambaşka bir düşüncemi getireyim bakalım ne tepki alacağız. Ama lütfen biraz düşünelim. Sayın Dost1'e sormuştum da cevaben mevzubahs olanın ''domuz eti'' değil de ''domuzun eti'' olduğunu çünkü Arapça'sının belirli isim tamlaması olduğunu belirtmişti. Biz de bu domuzun herhangi bir domuz değil de bilinen, tanınan, belli bir domuz olduğunu ve hangi domuz bu diye sormuş idik; çünkü ''domuzUN'' denilerek domuz belirleniyordu. Bu görüşümüze kerşı gelen bir eleştiri ve eleştiriye verdiğimiz cevap dolayısı ile bu konuda yazmaya bir müddet ara verdikten sonra ''domuzUN eti'' hakkındaki düşüncelerim şöyledir: Biliyoruz ki domuz denilen hayvan her türlü pislik içinde yaşayan ve her trürlü pisliği yiyen ve durmadan semiren bir hayvandır. Bu haliyle bu hayvan bana başkalarının hakların el koyup çalan, helâl-haram, pis-temiz para demeden ''Bakara-219/2, Muminun-4-5, ve Nahl-71'' belirlemesine aykırı olarak ''cukkasına'' atıp semiren kapitalisti hatırlatıyor. İhtiyaç fazlası paranın, ki pistir, zimmette tutulması insanı kirletir. Bu ''cukkaya'' atılan, semirip kodamanlaşmayı sağlayan da domuzdaki et ne ise, ''komprador''daki para, mülk, aynı şeydir. Domuz ne ise kapitalist, ''komprador'' da aynı şeydir. İşte bana göre domuzun etini yemek, bu para babalarını, bana aş-iş veriyor deyip onu ilahlaştırmak, put yapmak, fatiha suresine aykırı gitmektir. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
galip bey abicim
kapitalizm ve ''domuzluk''konusunda seninle hemfikirim.ne yazık ki bu gün itibarı ile kapitalizm in baronlarının ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştirmede artık sona geldiğini düşünmeye başladım.Söylediklerini yabana atmıyorum sakın ha yanlış anlamayasın.Ben bu ayeti okurken bahsedilenin domuzlukla değil direk beslenme ile ilgili olduğunu düşünüyorum.mesela aynı ayette geçen ölü hayvan ,kan ve Allah tan başkası adına kesilmiş kavramları hakkında ne düşünüyorsun. sizin ve dost 1 ağabeyimizin ayetin tamamına ilşkin aydınlatıcı düşüncelerinizi bekliyorum. |
Selamun Aleyküm! Değerli Khaos Kardeşim!
[QUOTE=khaos;16549]galip bey abicim kapitalizm ve ''domuzluk''konusunda seninle hemfikirim.ne yazık ki bu gün itibarı ile kapitalizm in baronlarının ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştirmede artık sona geldiğini düşünmeye başladım.Söylediklerini yabana atmıyorum sakın ha yanlış anlamayasın.Ben bu ayeti okurken bahsedilenin domuzlukla değil direk beslenme ile ilgili olduğunu düşünüyorum.mesela aynı ayette geçen ölü hayvan ,kan ve Allah tan başkası adına kesilmiş kavramları hakkında ne düşünüyorsun. sizin ve dost 1 ağabeyimizin ayetin tamamına ilşkin aydınlatıcı düşüncelerinizi bekliyorum.[/QUOTE] Bu başlığın 2 ve 3 üncü sayfalarında bu konu ile ilgili yazım var. Bakar mısınız? Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Selam Khaos Kardeşim;
Ölü eti(leş), kan, leş, domuz eti, Allahtan başkası adına kesilenlerin haram olması, bu nedenle yenmemesi işin ritüel yanı, şeklen yerine getirilen sembolik kısmıdır. Birde bunların yaşamda karşılıkları anlamları manaları olması gereklidir. Yazdığımız yazılarda cevap bulmaya çalıştığımız kısım manası nedir? Boyutundadır. Ölü eti(leş), kan kimsenin zaten sofrasında tüketemeyeceği şeylerdendir, sadece domuz etini tüketenler olduğu için dikkatler domuz etine yönelmektedir, işin mana yönünün üstü örtülmektedir. Araplar domuz eti, leş kan gibi maddeleri Müslüman olmadan evvelde yememekteydiler. Ayrıca peygamberimiz araptı ve arap kavmine geldi, etrafında Araplar yoğunluktaydı ve onların gelenek ve görenekleri vardı, kuranda anlatılanlarda bir hadis olarak hadiselerden doğmuş ve Arapça bir lisan ile ayetler okunmuştur. Ama ortaya konulan akıl, düşünce sistemi evrenseldir. Kuranda Türklerin, İranlıların veya başkaca Hintlerin Çinlilerin, Amerika yerlilerinin adetlerinden bahsetmez, arap adetlerinin, anlayışının yaşama bakış açısını eleştirir, aynı zamanda Yahudilerin gelen peygamberle mücadelesini , tevratta anlatılanlara atıf yaparak, geçmişte insanlık adına elde edilen unutulan kazanımları tekrar gündeme getirerek ögüt verir, düşünceye sevk eder, akledin der. Ayetleri tekrar yazıp genel olarak anladıklarım manaları yazmaya çalışacağım, düz mantık yürütmeyeceğim! Size yanlış veya ters gelebilir, herkesin bilgisi, anlayış düzeyi, bakışı farklıdır. Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 144. [B]Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. [/B] Bu ayette genel olarak neden bahsediyor; zalimler var zulum ediyor; en büyük zulum gerçeklerin ters yüz edilmesidir, yani yanlışı olanın doğru, doğru olanın yanlış görülmesi ve bunun neticesinde ahlakın bozulması insanlıktan uzaklaşmadır. Mesala” devletin malı deniz yemeyen domuz” deyimini düşünürsek durum anlatmak istediğime uyar. Zihniyet olarak devlet malı yenmesi başarı olarak değerlendiriliyorsa, tasdik ediliyorsa, aferin nasıl yapmış be deniyorsa helal olsun! deniyorsa zalimler topluluğu oluşmuştur. Bilgisi olmadığı halde veya noksan olduğu halde kesin bu doğrudur veya haramdır diyerek insanlar yanlış yönlendirilmesi, insanların sığmayacağı kaplara girmeye zorlanması, Allahın adı kullanılarak bunun yapılması, dinen böyledir denmesi, misal olarak firavunun emrindeki din adamlarının ortaya koyduğu anlayıştır. (Domuz eti yemek gibidir) Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 145.[B] De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir. [/B] Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 146.[B] Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezâdır. Biz elbette doğru söyleyeniz. [/B] Burdada yine zulumden dolayı cezadan, haram kılmadan bahsediyor. Zulüm nedir? Yahudiler gerçekleri ters yüz ederek, dini kendi kafalarına göre, dünya çıkarlarına göre yorumlayıp hamanlaşarak, diğer insanlar üzerinde hegemonya oluşturmaları, insanlar esir etmeleri, düşünmelerini kısıtlamaları şu şudur buda budur diyerek, haddi aşmaları neticesinde tırnaklı hayvanlar ve koyunun iç yağı haram kılınmış. Koyunda nazlı bir hayvandır ve hatırlasak Yahudilere gelen peygamberler çobanlık yapmışlardır. Dİn yaşanmak için vardır, kelam ve kelimeler insanların birbirine satacağı matağ değildir. Koyunlaşmış sürüler halindeki insanları yönetmek için, doğru bilgiyi sunmak ve paylaşmak yerine dini tabulaştırarak, aman ha dinden çıkarsınız diye korku salarak şu haramdır, şu helaldir, caizdir veya değildir diyerek insanların kanımı emmeyin. Yahudilere Koyunun veya sığırın iç yağı haram kılınmıştır. Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 151. [B]De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. [/B] Buradaki haram kılınanlara dikkat edelim öldürmekten bahsediyor haksız yere cana kıymayın diyor, bunları yapmak bir bakıma kan içmektir. Kan canı temsil eder. Kan haramdır. Diyanet Meali - el-A'RÂF : 32. [B]De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir. İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz. [/B] Burada yine insanların düşünmesini, yaşantısını engellemek için şu haramdır diye yasaklayanlar, tabu oluşturanlar uyarılmaktadır, bir bakıma bu durum domuz eti yemek domuzluk yapmaktır. Diyanet Meali - el-A'RÂF : 33. [B]De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. [/B] Esasen araf 33 de domuz etini yemenin, domuzluk yapmanın ne olduğu açıklanmaktadır. Diyanet Meali - el-A'RÂF :[B] 157. Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır. [/B] Bu ayetede dikkat edersek insanların üzerinde bir ağırlık ve zincir olduğu, bu ağırlık ve zincirleri, düşünmenin yaşamı engelleyen etmenleri kaldırmak için helal ve haramın ne olduğunu getirilen nura uyarak anlayarak ulaşılabileceği söyleniyor. İnsan olmaya adaylar insanlığın ne olduğunu anladıktan sonra üzerlerindeki ağırlık ve zincirleri kendileri kaldıracak idrak etmeye, düşünmeye, görmeye başlayacaklar. Diyanet Meali - en-NAHL 114. [B]Artık, Allah'ın size verdiği rızıktan helâl ve temiz olarak yeyin, eğer (gerçekten) yalnız Allah'a ibadet ediyorsanız, onun nimetine şükredin. [/B] Verilen en büyük nimet akıldır. Diyanet Meali - en-NAHL : 115. [B](Allah) size, sadece ölü hayvanı kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir. [/B] Diyanet Meali - en-NAHL : 116. [B]Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir, şu da haram dır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler. [/B] İşte burdada bir domuzluktan bahsediyor. En tehlikeli olan şey insanın bilmeden ağzından çıkan sarfettiği şeylerdir. Diyanet Meali - en-NAHL 117. [B](Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır. [/B] Diyanet Meali - en-NAHL 118. [B]Sana anlattıklarımızı, daha önce, yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat, onlar kendilerine haksızlık ediyorlardı. [/B] Tekrar zulmü hatırlarsak, Allah insanlar zulmetmez, insanlar gerçeği teryüz ederek birbirine zulmederler. Diyanet Meali - el-FURKÂN : 68.[B] Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahı (nın cezasını) bulur; [/B] Diyanet Meali - el-FECR : 19. [B]Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. [/B] Bize geçmişten gelen her türlü bilgi, anlayış mirasdır. Doğruluğunu yanlışlığını tartmadan iman etmeyelim, araştıralım. Hemen işimize geldiği için yemeyelim, haddi aşmayalım. Zorda kalırsak başkalarının hakkına tecavüz etmeden yeterince yiyelim. Bir görüntüde olan kısım vardır, birde görünmeyen buzdağının altı vardır. |
Bu konuda birşey dikkatimi çekti...
"Herkes işin gırtlak kısmında, bu ne et sağlığı sorunu, ne de mutfak kültürü meselesidir. Allah müslümanlara damak zevki öğretmiyor ki. Mesele başkadır Allah bizim yediğimize içtiğimize ve sofra adabımıza mı karışıyor"... deniyor. İyide Allah; Mirasımızı nasıl pay ediceğimize karışıyor, Kadınlarımızla nasıl ilişki kuracağımıza karışıyor, Kazancımızı nasıl paylaşacağımıza karışıyor, Adet döneminde kadının yapıp yapmayacaklarına karışıyor, Zina edenlere ne yapılacağına karışıyor, Rasulünün eşi Aişe'yi aklamak için ayet indiriyor, Piyasa ekonomisine karışıyor, Borç ve Alacak işlerimize karışıyor, Ölçü ve tartı işlerine karışıyor, Rehin, kira işlerine karışıyor, Av ve avlanma işlerine karışıyor, Çiftçilik ve hayvancılık, Mal ve mülk kavramımız, Vasiyet, . . . . . eh ne yiyip içeceğimize de karışmış çok mu? bunun altında hala ne arıyorsunuz? [IMG]http://sphotos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/536337_10152462610495190_1915667861_n.jpg[/IMG] |
Kardeşim Bartsimpson.
''Aç kalmazsınız, çıplak olmazsınız, susuzluk çekmezsiniz, güneşin sıcağında yanmazsınız''vaadi, ''adem ve eşi'' denilen açgözlü, haris, hırsız/kapitalist'in/ademin cennetten afaroz edilmesinden sonra, ''dünya'' hayatını dünya yaşamında yaşamaya başlamasıyla ''adaleti koruma'' şartına bağlanmıştır. Onun için Allah insanlara damak zevki öğretmiyor, sofra adabımıza karışmıyor, ama ''adil yaşama ve yaşatma'' yönünde eylemlerimizi denetliyor. Biraz dikkat ederseniz sıralı olarak yazdıklarınızın geri planlarında hep adalet ve adil davranmayı bulacaksınız. Saygılarımla. galip Yetkin. |
[QUOTE=galipyetkin;16593]Kardeşim Bartsimpson.
''Aç kalmazsınız, çıplak olmazsınız, susuzluk çekmezsiniz, güneşin sıcağında yanmazsınız'' vaadi, ''adem ve eşi'' denilen açgözlü, haris, hırsız/kapitalist'in cennetten afaroz edilmesinden sonra ''dünya'' hayatını, dünya yaşamında yaşamaya başlamasıyla ''adaleti koruma'' şartına bağlanmıştır. Onun için Allah insanlara damak zevki öğretmiyor, sofra adabımıza karışmıyor, ama ''adil yaşama ve yaşatma'' yönünde eylemlerimizi denetliyor. Biraz dikkat ederseniz sıralı olarak yazdıklarınızın geri planlarında hep adalet ve adil davranmayı bulacaksınız. Saygılarımla. galip Yetkin.[/QUOTE] Insanlara damak zevki ögretmeyen, sofra adabimiza karismayan Allah acaba neden ickimizle ugrasiyor? |
İçkinin bizzat kendisi ile uğraşan Allah değil ki. Allah içki ile ima ettiği şeyle uğraşıyor.
Şurayı bir daha okuyun isterseniz: [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3083[/url] Hep siz soruyorsunuz. Şimdi de ben sorayım: İçkimizle de uğraştığını söylediğiniz Allah ''Onda insanlar için bazı yararlar'' olduğunu da söylüyor. Herhalde dünyanın en ''kaka'' şeyi olan bu içkinin yararları üzerinde düşünmüşsünüzdür. Biraz bunlardan bahsediverseniz. Bir de Nahl-67 ayetinde anlatılmak istenenden ne anlıyorsunuz? Galip Yetkin |
Insan, maymun ve domuz dna benzerligi
google tercümesi biraz yarim yumalak olmustur belki, ama arzu eden türk sayfalarindan yeterli bilgi edinebilir.
Domuz etinin haramliginin insan-DNA benzerliginden dolayi olabilecegini hic düsünen oldumu? *** INSAN biyoloji Anatomi: İnsan vücudu% 60 su,% 20 protein ve% 15 katı,% 5 mineraller oluşan bir kompleks bir yapıdır. Bu vücut anatomisi ayrıntılı olarak insan anatomisi makalede anlatılan: diğer omurgalılarda olduğu gibi, aynı zamanda bir lokomotor aparatı, iç organları, sinir sistemi ve duyu organları içine vücut yapısı sağlar. Ama vücudun tamamen işlevsel perspektife azaltılması vazgeçilmez zihnini için çerçeve ve dünya tecrübesi temsil insanın varlığı için zemin koşulu olarak insan vücudunun kısa düşüyor. Genetik ilişki: * Insan diğer memeliler ve yaratıklar ile yaklaşık 40 proteinlerin ortak DNA baz çifti zincir uzunluğuna sahiptir. Eşleştirerek bu baz çifti zincirleri bir ilişki elde edebilirsiniz. Kendileri arasında, insanların ortak genetik materyalin 99 9%. Sağlanması bu baz çifti domuzların% 96-98 şempanzelere tutarlı zincirleri ve 90%. ile çakışması ilginç bir gerçektir. Asagidaki 5 ayetten sadece 5/60 mecazidir, geri kalan 4 ü apacik izah ediyor kendisini. Adalet, terazilerin dogrulugu hakkinda yeterince ayetler vardir, ayrica domuz eti ile Allah'in kelime oyunlarina ihtiyaci olmadigidir. Yüce Allah bildirmek istedigi yasaklari, helalleri ve haramlari dolambacli yollardan bildirmez. [FONT="Arial Black"]Kur’an’da sembolizm vardır, evet, ama bu helallerde ve haramlarda değil; daha çok metafizik konuları kavratmada, kimi kıssalarda ve hatta kıssaların kimi tabir, kelime ve deyimlerindedir. [/FONT] 2:173 - O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. 5:3 - Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir. 5:60 - [COLOR="Blue"]De ki: "Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır[/COLOR]". [COLOR="Lime"]En önemlisi hangi sartlar altinda mecbur kalindiginda domuzlasmaga müsade edilmistir, kimsenin hakkina tecavüz etmeden, asiri gitmeden domuzlasmak (domuz eti yemek) nasil olur birisi aciklayabilirmi?[/COLOR] 6:145 - De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, veya akıtılmış kan, yahut domuz eti - ki bu gerçekten pistir yahut Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)" Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir. 16:115 - O size ancak ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilenleri haram kıldı. Her kim bu haram şeyleri yemeye mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan ve aşırı gitmeden yiyebilir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. |
Insan, maymun ve domuz dna benzerligi
google tercümesi biraz yarim yumalak olmustur belki, ama arzu eden türk sayfalarindan yeterli bilgi edinebilir.
Domuz etinin haramliginin insan-DNA benzerliginden dolayi olabilecegini hic düsünen oldumu? *** INSAN biyoloji Anatomi: İnsan vücudu% 60 su,% 20 protein ve% 15 katı,% 5 mineraller oluşan bir kompleks bir yapıdır. Bu vücut anatomisi ayrıntılı olarak insan anatomisi makalede anlatılan: diğer omurgalılarda olduğu gibi, aynı zamanda bir lokomotor aparatı, iç organları, sinir sistemi ve duyu organları içine vücut yapısı sağlar. Ama vücudun tamamen işlevsel perspektife azaltılması vazgeçilmez zihnini için çerçeve ve dünya tecrübesi temsil insanın varlığı için zemin koşulu olarak insan vücudunun kısa düşüyor. Genetik ilişki: * Insan diğer memeliler ve yaratıklar ile yaklaşık 40 proteinlerin ortak DNA baz çifti zincir uzunluğuna sahiptir. Eşleştirerek bu baz çifti zincirleri bir ilişki elde edebilirsiniz. Kendileri arasında, insanların ortak genetik materyalin 99 9%. Sağlanması bu baz çifti domuzların% 96-98 şempanzelere tutarlı zincirleri ve 90%. ile çakışması ilginç bir gerçektir. Asagidaki 5 ayetten sadece 5/60 mecazidir, geri kalan 4 ü apacik izah ediyor kendisini. Adalet, terazilerin dogrulugu hakkinda yeterince ayetler vardir, ayrica domuz eti ile Allah'in kelime oyunlarina ihtiyaci olmadigidir. Yüce Allah bildirmek istedigi yasaklari, helalleri ve haramlari dolambacli yollardan bildirmez. [FONT="Arial Black"]Kur’an’da sembolizm vardır, evet, ama bu helallerde ve haramlarda değil; daha çok metafizik konuları kavratmada, kimi kıssalarda ve hatta kıssaların kimi tabir, kelime ve deyimlerindedir. [/FONT] 2:173 - O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. 5:3 - Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir. 5:60 - [COLOR="Blue"]De ki: "Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır[/COLOR]". [COLOR="Lime"]En önemlisi hangi sartlar altinda mecbur kalindiginda domuzlasmaga müsade edilmistir, kimsenin hakkina tecavüz etmeden, asiri gitmeden domuzlasmak (domuz eti yemek) nasil olur birisi aciklayabilirmi?[/COLOR] 6:145 - De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, veya akıtılmış kan, yahut domuz eti - ki bu gerçekten pistir yahut Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)" Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir. 16:115 - O size ancak ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilenleri haram kıldı. Her kim bu haram şeyleri yemeye mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan ve aşırı gitmeden yiyebilir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. |
[QUOTE=galipyetkin;16598]İçkinin bizzat kendisi ile uğraşan Allah değil ki. Allah içki ile ima ettiği şeyle uğraşıyor.
Şurayı bir daha okuyun isterseniz: [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3083[/url] Hep siz soruyorsunuz. Şimdi de ben sorayım: İçkimizle de uğraştığını söylediğiniz Allah ''Onda insanlar için bazı yararlar'' olduğunu da söylüyor. Herhalde dünyanın en ''kaka'' şeyi olan bu içkinin yararları üzerinde düşünmüşsünüzdür. Biraz bunlardan bahsediverseniz. Bir de Nahl-67 ayetinde anlatılmak istenenden ne anlıyorsunuz? Galip Yetkin[/QUOTE] Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır. Hem sarhos edici hem de güzel bir rizk elde ediliyor hurmadan ve üzümden. Isteyen istedigi sekilde faydalanir. Sorunuzdaki mana nedir, yani domuzdan da mi bir takim faydalar elde etmek lazim? |
''yani domuzdan da mı bir takım faydalar elde etmek lazım?'' diye bana konu ile ilgisi olmayan soru yönelterek sorduğum soruları cevaplamaktan kaçınmanızı anlayışla karşılamak şiarımdır.
Galip Yetkin. |
Bir hata sebebiyle silindi.
Galip Yetkin. |
[QUOTE=galipyetkin;16602]''yani domuzdan da mı bir takım faydalar elde etmek lazım?'' diye bana konu ile ilgisi olmayan soru yönelterek sorduğum soruları cevaplamaktan kaçınmanızı anlayışla karşılamak şiarımdır.
Galip Yetkin.[/QUOTE] Nahl / 67 den ne anladigimi sordunuz ben de cevapladim ve arkasindan yine soruda bulundum. [B]Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır. Hem sarhos edici hem de güzel bir rizk elde ediliyor hurmadan ve üzümden. Isteyen istedigi sekilde faydalanir. Sorunuzdaki mana nedir, yani domuzdan da mi bir takim faydalar elde etmek lazim?[/B] Cevabi yeterli gelmedimi size? Hurma ve üzümden güzel oldugu gibi cirkin sayilan maddelerde elde ediliyor. Daha nasil anlatayim. Isteyen istedigi gibi faydalanir diye de yazmisim üstelik. Not: [COLOR="Red"]şiar[/COLOR] ne demek oluyor, türkcesi de varmi bu kelimenin, ben gercekten bilmiyorum ne anlama geldigini. Yeni yada eski anlamadigim bir takim sözcükler var, kullanmasini da sevmiyorum zaten anlamadigim kelimelerin. Hallemedigim zaman kopyalayip yazdigim oluyor. Insan ayakli kütüphaneye dönüyor eninde sonunda. |
[QUOTE=galipyetkin;16593]Kardeşim Bartsimpson.
''Aç kalmazsınız, çıplak olmazsınız, susuzluk çekmezsiniz, güneşin sıcağında yanmazsınız'' vaadi, ''adem ve eşi'' denilen açgözlü, haris, hırsız/kapitalist'in cennetten afaroz edilmesinden sonra ''dünya'' hayatını, dünya yaşamında yaşamaya başlamasıyla ''adaleti koruma'' şartına bağlanmıştır. Onun için Allah insanlara damak zevki öğretmiyor, sofra adabımıza karışmıyor, ama ''adil yaşama ve yaşatma'' yönünde eylemlerimizi denetliyor. Biraz dikkat ederseniz sıralı olarak yazdıklarınızın geri planlarında hep adalet ve adil davranmayı bulacaksınız. Saygılarımla. galip Yetkin.[/QUOTE] Pirim anladın sen onu .... |
:)
1-leş 2- kan 3-domuzun eti 4- Allah dan başkasının adı anılarak kesilen 4 tane. Rastlantısal olarak haram aylar eşherul hurum da 4. Yaşamı bir güne, geceyi cehalette kaldığımız her ana, gündüzü nura benzetmezsek tüm Kuranın inişini bir geceye sığdırırız. Selam |
[QUOTE=mustafabey;16312]Kuranda domuzla ilgili geçen bölümler;
Diyanet Meali - el-BAKARA : 173. [B]Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir. [/B] Diyanet Meali - el-MÂİDE : 3. [B]Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. [/B] Diyanet Meali - el-MÂİDE : 60. [B]De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuz lar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır. [/B] Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 145. [B]De ki: “Bana vahyolunan şeylerde bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.[/B] Diyanet Meali - en-NAHL : 115. [B](Allah) size, sadece ölü hayvanı kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir. [/B] İncilde ne yazıyor birde ona bakarsak; yeme içmeyle ilgili yapılan açıklama; [B]İnsanı Kirleten Nedir?[/B] (Mar.7:14-23) Mat.15: 10 İsa, halkı yanına çağırıp onlara, "Dinleyin ve şunu belleyin" dedi. Mat.15: 11 "[B]Ağızdan giren şey insanı kirletmez. İnsanı kirleten ağızdan çıkandır."[/B] Mat.15: 12 Bu sırada öğrencileri O'na gelip, "Biliyor musun?" dediler, "Ferisiler bu sözü duyunca gücendiler." Mat.15: 13 İsa şu karşılığı verdi: "Göksel Babam'ın dikmediği her fidan kökünden sökülecektir. Mat.15: 14 Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer kör köre kılavuzluk ederse, ikisi de çukura düşer." Mat.15: 15 Petrus, "Bu benzetmeyi bize açıkla" dedi. Mat.15: 16 "Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz?" diye sordu İsa. Mat.15: 17 [B]"Ağza giren her şeyin mideye indiğini, oradan da helaya atıldığını bilmiyor musunuz?[/B] Mat.15: 18 [B]Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur.[/B] Mat.15: [B]19 Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan yere tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır.[/B] Mat.15: 20 [B]İnsanı kirleten bunlardır. Yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez."[/B] İncilde durum güzel bir şekilde açıklanmış; ağza giren değil ağızdan çıkan insanı kirletir, necis kılar, yani domuzlaştırır. Arınmak temizlenmek işte bu necasetten kurtulmak, düşüncelerin temizlenmesiyle yani; İNSANileşmesi ile mümkün olur. Allahın yarattığı hiçbirşey pis ve boşyere değildir, doğada mutlaka bir görevi vardır, bizim için zararlı görülebilir, bizim işimize yaramayabilir, hatta bize zararlı olabilir ama bu onun pis ve necis olduğunu göstermez. Domuzda Allahın yarattığı bir hayvan türüdür. İnsana her şeyi öğreten Allahtır, bu öğreti Allahın yarattığı ayetlerin incelenmesi ile olmaktadır. Bizim kullandığımız, ağzımıza aldığımız, bir şeyi tarif etmek için sarf ettiğimiz çoğu kelimeler doğadan esinlenerek, yani yaratılan ayetlerin okunması ile şekillenmektedir, yaratılan ayetler ne kadar iyi okunabilirse tanımlamada o derece isabetli olacaktır. Domuz eti yemek insanı kirletir, dinden(insanlıktan) çıkarır mı? Araplar Müslüman olmadan öncede domuz eti yemiyorlardı, hatta domuz çölde yetişmez. Hatta domuz hayvanını hiç görmemişlerdir bile, o devirde ticaret yoluyla bile mekkeye medineye götürülemez, sıcaklıktan dolayı. Ama domuz kelimesinin insanların aklında geçmişten beri bir algılanması var, tanımlanması bir karekteri oluşmuştur. Birisine aslan gibisin denince övünç olarak algılar, halbuki oda bir hayvandır, veya eşeksin, katır gibisin, çakalsın denince pek hoşlanılmaz. Bu kelimeler artık bir karakteri ifade eder hale gelmiştir. [B]Domuz eti yemek, domuz karakterine bürünmek, maymunlaşmak; yani insanlıktan çıkacak hal ve hareketlere bürünmek, kötü söz söylemek, küfretmek, gıybet etmek, yalan söylemek; haksızlık yapmak, başkasının hakkını yemek, yapılanda aşırıya kaçmak, haddi bilmemek, akılsızca her şeye saldırmak, el uzatmak… [/B] gibi uzatılabilir. Allah israiloğullarına domuz etini ve iç yağını haram kılmıştır. Domuz eti, fitne, birbirlerinin etini yemek (gıybet etmek) haram'dır. Kendi pisliği ile uğraşan kavim, gün gelir yok olur. Bu ayetleri yaşam içinde görenler ona ehil olanlardır Allah, ayetlerini akıl sahiplerine ve düşünen bir kavime indirmiştir. İndirilen ayetlerde esas olarak ne anlatılıyor, günümüze uyarlaması nedir? Yaşantımızdaki yeri nedir? Hiçbirşeye körü körüne itaat edilmez, iman edilmez. Anlaşılmayan hiçbir şeyin dinde değeri yoktur. Teslimiyet Allahadır, Allahın yarattığı ve indirdiği ayetleri birlikte okuyarak, üzerinde düşünerek imana kavuşmayı, kurtulmayı dileyelim. Selamlar…[/QUOTE] Güzel Kardesim, Maide suresi /3 ile kendiniz vermissiniz en güzel ögnegi domuz eti haramdir diye. Ayeti bir bütünüyle görüyorsunuz tamamiyla yenilmesi uygun görülmeyen etlerden bahsederken domuza bir ayricalik yapmak icin hic bir sebep yok. Domuz bilhassa üstüne basila basila adiyla bildirildigine göre ayri manalar cikartmaya herhalde hic lüzum yok. "Haram" kelimesinin gectigi bir ayetin kesin bir hüküm tasimadigina kimsenin itiraz etmemesi gerekir. Ki Kur'an da bir iki haram iceren ayetler vardir, onlarada lütfen hürmet edelim. Vardir bir hikmeti diyelim gecelim. Selam ve dua ile. |
[YOUTUBE]fNrFOnMLuN8[/YOUTUBE]
|
[IMG]http://img03.blogcu.com/v2/images/big/k/u/r/kurandanhaberler/kurandanhaberler_1356094284154.jpg[/IMG]
|
[quote]Domuz eti yemek insanı kirletir, dinden(insanlıktan) çıkarır mı? Araplar Müslüman olmadan öncede domuz eti yemiyorlardı, hatta domuz çölde yetişmez.
Hatta domuz hayvanını hiç görmemişlerdir bile, o devirde ticaret yoluyla bile mekkeye medineye götürülemez, sıcaklıktan dolayı. Ama domuz kelimesinin insanların aklında geçmişten beri bir algılanması var, tanımlanması bir karekteri oluşmuştur.[/quote] görmedikleri bir hayvan nasıl olupta kültürlerine mecaz olarak yerleşmiş, bilmedikleri bir hayvan üzerinden oluşan mecaz onlara ne ifade eder/edebilir mi, geçmişten gelen bir algılamayı onlarda nasıl oluşturmuş... hucurat/12 e yuhıbbu ehadukum en ye kule laahme ahiihi meyten.../ "en ye kule laahme ahiihi meyten([b]أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا[/b])ölü kardeş eti yemek" ten hoşlanıp hoşlanmamak... burada bir "et yeme" ifadesi var, ve eğer araplar kardeş etini yiyebilen bir toplum değil idiyse ifade mecaz olmalı... diyelimki bahsi geçen domuzun etini yemek mecaz, arabistanda domuz yetişmez, domuz dahi görmemişler.. en am/145 .....muharremen [b]alaa taaimin yattamuhu[/b] illaa en yekuune meyteten ev demen mesfuuhan ev [b]laahme hinziirin[/b].../ burada da bir "et yeme" ifadesi var ama aynı zamanda "alaa taaimin yattamuhu([b]عَلَى طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ[/b])" ifadesi ne diye var/ne anlamda kullanılmış... |
"meyteten ev demen mesfuuhan([b]مَيْتَةً أَوْ دَمًا مَّسْفُوحًا)[/b]" bu ifadeler hangi anlamda,
öncelerindeki ifade ""alaa taaimin yattamuhu(عَلَى طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ)" yenilen yiyecek üzerineyse akıl mideye gider neden mecaz a gitsin... |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:54 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam