hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Oruç (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=237)
-   -   Yazın Ortasında Oruç? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1736)

dost1 6. July 2014 11:37 AM

Selamun aleyküm , Değerli Kardeşlerim.

Bütün sorun " amaç" yerine araca odaklanmaktan çıkıyor.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah;
"Şehrü Ramazan " diyor. Biz "şehre" odaklanıyoruz.
"Lealleküm tettekun/Allah'ın koruması altına girin " diyor. Biz "şehre" odaklanıyoruz.
Kur'an'daki "beyyinatlara" ve "hudenlere" bakarak " furkanlaşın" diyor. Bizler " şehre" odaklanıyoruz.
"Tukebbirulllahe/Allah'ı tukebbür edin" diyor. Bizler " şehre" odaklanıyoruz.
" leallekum teşkurun/ muhakkak elinizdekilerin karşılıklarını verin" diyor. Bizler " şehre" odaklanıyoruz.

Değerli Kardeşlerim,
Oruç; Allah'ın gösterdiği doğruları öğrenip bizleri furkanlaştırmadığı sürece, bizleri şükreder duruma getirerek/ elimizde olanların karşılıklarını verir duruma getirerek Allah' ı yüceltmeye götürmediği sürece oruç değildir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi 8. July 2014 09:57 PM

.....

EOC 11. July 2014 07:04 PM

Selam ,

Bu gece sahur yapıyor muyuz ? :)

beyazasi 11. July 2014 08:36 PM

....

dost1 11. July 2014 09:49 PM

Selamun aleyküm, değerli beyazasi kardeşim,

[QUOTE=beyazasi;19155]sayın Dost1 Halil Ay öncelikle bilgilendirici bilgiler için teşekkür ederim.
cevabını aradığım bir soru sorabilirmiyim.şimdi hicretten 17 sene sonra hicri takvim kullanılmaya başlanmış.yanlışım varsa düzeltin bu hicri takvimden önce kameri takvim kullanılıyordu diye biliyorum eğer öyleyse aylar hep aynı zamanda kalması gerekmiyormu?[/QUOTE]

17 . sayfada benzer bir soru sormuştunuz ve aşağıdaki cevabı vermiştim.

Hicri Takvim, Ömer'in halifeliği zamanında, hicretten 17 sene sonra toplanan bir konsey tarafından, "Hicretin" gerçekleştiği yıl 1 kabul edilerek oluşturulmuştur. Oluşturulan ay isimleri değil yılların sayılandırılmasıdır. Bu takvimin yapılmasından önce yıllar; sayılarla değil, o yıl gerçekleşen önemli olayların - fil senesi, sel senesi vb isimleriyle anılmakta idi. Ayların isimlerinde bir değişim sözkonusu değildir. Araplarda "RAMAZAN AYI " hep 9. aydır. ayların sıralamalarında bir değişim sözkonusu değildir.

Değerli Kardeşim,

İnsanların yaşamlarında ölçü birimi olarak gökteki ay hep belirleyici olmuştur. Gökteki ayın beliriş ve kayboluşlarına isimler vermişlerdir. Verilen bu isimler de:Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhiccedir. şeklinde belirtilmiştir. Bu isimler verildikten sonra da herhangi bir değişime gidilmemiştir. Araplarda 13. bir ay adı sözkonusu değildir.

Rabbimiz Tevbe suresinin 36. ayetinde:
"İnne ıddeşşühuri ındAllahisna aşere şehren fiy Kitabillahi yevme halekas Semavati vel’Arda minha erbaatün hurum zâliked diynül kayyimü fela tazlimu fiyhinne enfüseküm ve katilül müşrikiyne kâffeten kema yükatiluneküm kâffeten, va'lemu ennAllahe maal müttekıyn"

"Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri oluşturduğu günkü Allah'ın yazısında ayların sayısı, ay olarak on ikidir. Bunlardan dördü dokunulmaz kılınmıştır. İşte bu koruyan dindir. Bu nedenle dokunulmaz aylarda kendinize haksızlık etmeyiniz. Ve sizinle toptan savaşan ortak koşanlarla siz de toptan savaşın. Ve şüphesiz Allah'ın, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ile beraber olduğunu bilin."

diye belirtmiştir.

Araplar o zamanlarda saldırmamaları gereken dört ayla ilgili olarak saldırmalarına onay bulmak için nesi uygulamaları ile senelerde dolayısıyla da aylarda oynama yapmışlardır ki bu durum da Tevbe 37. âyetle belirtilmiştir.

Söz konusu olan bu Ramazan ayının gelip gelmemesi olayıdır. Ramazan ayı geldiğinde bu ay siyam halinde geçirilir.

Oruç/sıyam ile ilgili gerekçe Allah'ın koruması altına girmektir. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah "RAMAZAN AYI" ile ilgili bilgilendirme yaparak ne tür bir değişime ulaşılacağını belirtmiştir. Bu değişim; Allah'ı büyüklenmesi ve Allah'ın verdiği nimetlerin karşılığını ödenmesidir.

Dünyanın güneş etrafında dönüp dönmediği ile ilgili de aşağıdaki vereceğim bağlantılara tıklarsanız doyurucu bilgiler edinebilirsiniz.

[URL="http://www.solarsystemscope.com/"]Buraya tıklar mısınız?[/URL]

[URL="http://www.youtube.com/watch?v=oeSd1-SbrM0"]Buraya tıklar mısınız?[/URL]

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Hasan Akçay 12. July 2014 05:50 AM

[COLOR="Blue"]Araplarda 13. bir ay adı [U]söz konusu değildir[/U].[/COLOR]

Merak edenler her milletin içinde olduğu gibi Arapların içinde de olmuştur
bir yaz dönümünden bir sonraki yaz dönümüne kaç tane ay doğup batıyor
diye.

Onlar da başlarını göğe kaldırıp
gördükleri ayları
1, 2, 3, 4... diye sayıp not etmişlerdir.

Gördükleri [B]ayların sayısı[/B] [SIZE="3"]([/SIZE]ıddet eş-şuhûr, [SIZE="3"]عدة الشهور[/SIZE][SIZE="3"])[/SIZE] onüç tane olduğunda 13 ncü aya bir ad vermişlerdir.

Örneğin Mekke'nin 630'de fethedildiği söyleniyor. Farzedelim ki doğrudur. O yılın 21 Haziranından bir sonraki yılın 21 Haziranına yani bir yıl içinde doğup batan dolunaylar kaç taneydi?

Buyurun görelim. [url]http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630&n=0[/url]
(ha:haziran, te:temmuz, ağ:ağustos...)

30ha 630-29te-28ağ-27ey-27ek-25ka-25ar-23oc 631-22şu-23ma-21ni-21ma-[COLOR="Red"]19ha[/COLOR]

Görüldüğü gibi
[B]13[/B] tane dolunay
doğup batmış.

Araplar arasında bu elbet konuşulmuştur.

19 Haziranda görülen [COLOR="red"]13 ncü dolunay
[/COLOR]Arapların sohbetlerinde hangi ad ile geçmiştir?

Sayın Halil Ay,
"söz konusu değildir"den kasıt [U]bilinmiyor[/U] ise
haklısınız.

Kuran'da
şehru ramazân hariç, hiç bir ayın adı geçmiyor.
Ama Arapların dünyasında o aylar vardı.

Ve tıpkı o aylar gibi
13 ncü ay da vardı.

beyazasi 12. July 2014 10:41 AM

....

dost1 12. July 2014 04:07 PM

Selamun aleyküm, değerli beyazasi Kardeşim,

Öneriniz üzerine Dr Ayman'ın yazısını okudum.

Sözcükler ilk konulduğu anlamdan kaydırılınca - "salatın", "namaz ve dua" yapıldığı gibi- çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz.

İlk önce "şehr" sözcüğünü ele alalım. okunmasını önerdiğiniz yazar "şehr" ile ilgili:
[I] "Klasik Arapça Sözlüklerinde bu kelimenin etimolojisiyle geniş ölçüde yer alır. Örneğin aynı kökten gelen “eşherat” göbeği büyümüş hamile bir kadını anlatmak için kullanılır. “Şehiret” kelimesi de geniş ve kilolu bir kadını anlatmak için kullanılır. Yani kelimenin tüm etimolojik anlamları “geniş bir şey” “göze çarpan bir şey” ile ilgilidir. "[/I]
demiş.

Doğrudur. Araplar:
Şişman, yaygın, kaba geniş elbise giymiş kadına "[B]İmreetün şehiretün[/B]” derler.
"[B]Eşherat[/B]" ise göbeği büyümüş hamile kadını anlatmaktan çok ayını doldurmuş kadın için "[B]eşheretil mer’e[/B] ” şeklinde kullanılır.
Sözcüğün etimolojik anlamı "[B]geniş şey[/B]" değildir.

Arap dilinde sözcüklerin türetildiği kök harfler vardır. "[B]Şehr[/B]" sözcüğü de "[B]Bir şeyin açıkta bulunması ve bu sayede bilinmesi”[/B] anlamındaki [B]"ş-h-r[/B]" kök harflerinden türetilmiş bir sözcüktür. Bu kök harflerden ne kadar sözcük türetirseniz türetin [B]Bir şeyin açıkta bulunması ve bu sayede bilinmesi”[/B]kök anlamı asla kaybolmaz.

Açıkta bulunarak bilinen herşey için bu kök harflerden türetilen sözcükler kullanılır. Örneğin seyfe/kılıç sözcüğü geniş birşey falan değildir. Ancak kınından çıkarılıp bilinir duruma geldiğinde “[B]şehere seyfehü/ şehhere seyfehu[/B]" olarak belirtilir.


Eğer açıkta olarak bilinen şey sınırı aşmış ve insanlarca bilinecek ölçüye gelmişse “[B]şöhret[/B]” sözcüğü ile ifade edilir.

Herhangi birşeyi açığa çıkararak bilinmesine neden olan çıkardığı ile meşhurlaştıran bilginlere de "[B]şehr[/B]" denilir.

Araplar aylık işleri için de "[B]müşahere[/B]" sözcüğünü kullanırlar.

Gökyüzündeki kamerin de açıkta bulunarak bilinmesine neden olan süre de "[B]şehr[/B]" olarak adlandırılır.

Araplar, takvimlerindeki ay isimlerini genelde "[B]şehr[/B]" sözcüğünü ekleyerek kullanırlar.

Ömer'in zamanında yapılan hicri takvimde kameri bir takvimdir ve aylara yeni isimler verilmemiştir. Eğer böyle birşey yapılmış olsaydı alışkanlıklarını kolay değiştirmeyen insanlar sürekli itirazlarda bulunurlardı ki, tarihen gelen böyle bir bilgiyi varsa bile ben bilmiyorum.

"Şehrü Ramazan / Ramazan ayı" bir isim tamlamasıdır.
"Şehrü Ramazan/Sıcak kırmızı dolunay" bir sıfat tamlamasıdır. Arapçanın dil kurallarına göre sıfat tamlaması olup olmadığını lütfen Arapça bilen birisine sorunuz.


Yazarın İsra 12:
Ve cealnelleyle vennehare ayeteyni [B]fe mehavna ayetelleyli ve cealna ayetennehari mubsıreten[/B] litebteğu fadlen min Rabbiküm ve li ta'lemu adedessiniyne vel hısab ve külle şey'in fassalnahu tefsıyla"
ile ilgili açıklamalarını da bu konu ile ilgili diğer âyetleri de okuyarak tefekkür etmek gerekir. Özellikle [B]“gecenin ayetini silip, bir gördürücü olarak, gündüzün ayetini kıldık ”[/B] ifadesi gerçekten tefekkür edilmesi gereken bir bildirimdir.

Bu konudaki tefekkürümüze aşağıdaki âyetler de ışık tutmalıdır diye düşünüyorum.
Yunus 5-6:
Huvelleziy cealeş şemse dıyâen vel kamere nuren ve kadderehu menazile li ta'lemu adedes siniyne vel hısab ma halekAllahu zâlike illâ bilHakk yüfassılül ayati likavmin ya'lemun;

İnne fiyhtilafilleyli ven nehari ve ma halekAllahu fiys Semavati vel Ardı le âyâtin li kavmin yettekun


O, güneşi bir aydınlık, ay'ı bir ışık yapan ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye, aya menziller ayarlayandır. Allah bunu ancak gerçek ile oluşturmuştur. O, bilecek olan bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklar.

Şüphesiz gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde ve Allah'ın göklerde ve yerde oluşturduğu şeylerde, Allah'ın koruması altına giren bir toplum için nice alâmetler/göstergeler vardır.

Bakara;189 da:

Yes'elunekeanil [B]ehilleti[/B], kul hiye mevakıytu linNasi velHacc ve leysel birru bi en te'tül buyute min zuhuriha ve lakinnel birra menitteka ve'tül buyute min ebvabiha* vettekullahe lealleküm tüflihun

Sana [B]hilallerden[/B] soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hac/programlı ilâhiyat eğitim dönemleri için zaman ölçüleridir.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz/dinde Allah'ın ilkelerinden başka ilkeler benimsemeniz, “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlık”, Allah'ın koruması altına girmektir. Öyleyse, evlerinize kapılarından girin; dini, din sahibi Allah'ın çizdiği çerçevede yaşayın. Ve başarıya erenlerden, kurtulanlardan olmanız için Allah'ın koruması altına girin.

En'âm;96 da:

Falikul ısbah ve cealelleyle sekenen veşŞemse vel Kamera husbana zâlike takdiyrul Azîyzil Alîym
Tan yerini yarıp çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ay'ı hesap ile yapmıştır. Bu, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, çok iyi bilenin belirlemesidir, ayarlamasıdır.

Yazar sonuç olarak, [I]Allah’ın yasak aylar için bize kesin, açık işaretler vermiştir. Bu işaretler insan elinden çıkmış takvimlere bağlı değil kolayca gözlemlenebilen kozmik fenomenlere bağlıdır. 2:185. ayette kim buna “şahit olursa” diyor. Kimse gelenekse ramazana şahit olamıyor. Bu nedenle iman edenler yeni bir başlangıç yapıp sisteme kendilerini tekrar ayarlamaları gerekir[/I]

diyor.

"Fe men şehide" ifadesiyle şahid olan aya gönderme yapılmaktadır. Gönderme yapılan bu ay Ramazan ayıdır. "Ramazan ayı geldi" denildiğinde iş biter. Şahidlik için mutlaka görünmesi gerekmez bilinmesi de yeter.

Değerli Kardeşim,

Sonuç olarak herkes bildiğine rehindir. Benim rehinliğim bu bilgileredir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi 12. July 2014 05:26 PM

....

dost1 13. July 2014 12:56 AM

Selamun aleyküm, Değerli HAsan Akçay Kardeşim,

[QUOTE=Hasan Akçay;19177][COLOR="Blue"]Araplarda 13. bir ay adı [U]söz konusu değildir[/U].[/COLOR]


Sayın Halil Ay,
"söz konusu değildir"den kasıt [U]bilinmiyor[/U] ise
haklısınız.

Kuran'da
şehru ramazân hariç, hiç bir ayın adı geçmiyor.
Ama Arapların dünyasında o aylar vardı.

Ve tıpkı o aylar gibi
13 ncü ay da vardı.[/QUOTE]

Ben, Araplarda 13. bir ay adını bilmiyorum. Siz biliyorsanız, öğrenmeme vesile olacak paylaşımınızdan mutluluk duyacağımı biliniz.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:10 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam