hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Oruç (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=237)
-   -   Yazın Ortasında Oruç? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1736)

Hasan Akçay 30. June 2015 12:50 AM

[I]Ama bana üslup dersi vermeye kalmak ise, sizin haddiniz değildir.
Hasan bey yukarıdakileri yazarken ne içiyorsanız ben de ondan istiyorum.[/I]

Benim prensibim:

Kayikçi kavgasi yapmayacagim. Gönül kirmayacagim.
Gönül kiracagima klavyemi kiracagim.

[I]Benim için olay bitmiştir[/I].
[I]Geri kalanlara "Hadi hayırlı tıraşlar..." [/I]

Söz ama.
Artik benim yazilarimi okumayacaksiniz.
Benden tras olmayacaksiniz.
Sözünüzden dönmek yok ama.

Saadettin Sipehsalar 30. June 2015 01:00 AM

Arkadaşlar yapmayın ya hu!
Burada hepimiz birbirmizden bir şeyler öğreniyoruz, mübârek ay kalp kırmayalım.
Bazan eleştirinin dozunu kaçırıyoruz, üslubumuz sertleşiyor ve alaycı bir tavır takınabiliyoruz.

Hasan Bey darılmak, gönül koymak size de yakışmaz. Dediğimi gibi bibirimizden bir şeyler öğreniyoruz. Siz yazılarınızı paylaşmaya devam edin.

[B]Esenlikler
Saadettin Sipehsalar[/B]

Hasan Akçay 30. June 2015 01:53 AM

2015 ramazân dolunayinin doluluk orani
[url]http://www.calculatorcat.com/moon_phases/phasenow.php[/url]

30 Haz. 19:55--> %98
01 Tem 14:30--> %[COLOR="Red"]100[/COLOR]
02 Tem 20:15--> %99

bartsimpson 30. June 2015 11:49 AM

[QUOTE=Hasan Akçay;20360][I]Ama bana üslup dersi vermeye kalmak ise, sizin haddiniz değildir.
Hasan bey yukarıdakileri yazarken ne içiyorsanız ben de ondan istiyorum.[/I]

Benim prensibim:

Kayikçi kavgasi yapmayacagim. Gönül kirmayacagim.
Gönül kiracagima klavyemi kiracagim.

[I]Benim için olay bitmiştir[/I].
[I]Geri kalanlara "Hadi hayırlı tıraşlar..." [/I]

Söz ama.
Artik benim yazilarimi okumayacaksiniz.
Benden tras olmayacaksiniz.
Sözünüzden dönmek yok ama.[/QUOTE]

Bırak tatavayı Hacı...

Zorda kalınca hemen "kayıkçı kavgası", "gönül kırma" mazeretlerinin arkasına saklanıyorsun.

Benim gönlümü kıramazsın.
Ancak ve ancak haksız olduğumu ispat edersin, bilahare rezil edersin, ben de özür dilerim.

Klavyen de Türkçe karakter değil.
Bence ya yenisini al ya da kır sen onu."

Söylediklerinin hepsine cevap yazdım.
Bir tanesini inkar etsene.
Bir tanesinde yalan söylüyorsun haksızsın desene.

Forumda eşekler gibi özür dilemezsem namerdim.

Ben senden tek bir şey istedim...

[QUOTE=bartsimpson;20342]Sn. Akçay...

Bakınız bu sizinle bu konuda ilk konuşmamız ve yazışmamız değil.
Sorduklarım içinden cımbızla seçip cevap veriyorsunuz.
Sorduklarıma verdiğiniz cevapların hiç birisi de KURAN kaynaklı değil.
Böyle olunca da söylemleriniz safsata ve zan dan öteye gidemiyor.
Basit olun diyorum.
Yapmayınız.
İnsanların akıllarını daha fazla karıştırmayınız.
Vebal altında kalmayınız.
Biz burada doğruyu bulmak ve yaymak için varız.[/QUOTE]

bartsimpson 30. June 2015 11:52 AM

[QUOTE=Saadettin Sipehsalar;20361]Arkadaşlar yapmayın ya hu!
Burada hepimiz birbirmizden bir şeyler öğreniyoruz, mübârek ay kalp kırmayalım.
Bazan eleştirinin dozunu kaçırıyoruz, üslubumuz sertleşiyor ve alaycı bir tavır takınabiliyoruz.

Hasan Bey darılmak, gönül koymak size de yakışmaz. Dediğimi gibi bibirimizden bir şeyler öğreniyoruz. Siz yazılarınızı paylaşmaya devam edin.

[B]Esenlikler
Saadettin Sipehsalar[/B][/QUOTE]

Kalp kırmak o kadar kolay mı?
Camdan mı bu?

Üslup ve alaycı tavır?

Yazılanlara verdiğim cevaplara bakınız.

Kim kimle alay ediyor görünüz.

Saadettin Sipehsalar 30. June 2015 12:12 PM

[QUOTE=bartsimpson;20366]Kalp kırmak o kadar kolay mı?
Camdan mı bu?

Üslup ve alaycı tavır?

Yazılanlara verdiğim cevaplara bakınız.

Kim kimle alay ediyor görünüz.[/QUOTE]

Üstad sadece senin için söylemedim onları, ben dahil bu forumda bulunan hatta bu başlık altında yazan herkes için söyledim.

Hasan Akçay 30. June 2015 02:20 PM

Aylarin Arapça adlari
mevsimleri dile getiren anlamlar
tasiyor.

Örnegin

Rebiul evvel: ilk bahar
Rebiul ahir: son bahar
Cemaziyel evvel: çatlamis toprak I (sicak nedeniyle)
Cemaziyel ahir: çatlamis toprak II (sicak nedeniyle)
Şevval: dik kuyruk (disi devenin çiftlesme mevsiminde kalkan kuyrugu)
Ramazân: YAKICI, SICAK

Bu da gösterir ki aylar
bu adlari aldiklari eski dönemlerde
kamerî yildakinin aksine şemsî yilin içinde sabit yerlere sahip idiler,
mevsim mevsim gezmezlerdi.

Örnegin
"rebiul evvel"in yil içindeki yeri "ilk bahar"di,
"ramazân"in yeri yaz mevsimi,
"şevval"inki develerin çiftlesme mevsimi...

Bkz. Kevser Başar'in
CAHiLiYE DÖNEMiNDE ARAP TAKViMi
baslikli yüksek lisans tezi.

Kisacasi, Arapça aylar
vakten oynak kamerî yilda degil
ARTIK AY yoluyla şemsî yila uyarlanmis "iddet eş-şuhûr"da idiler (Tevbe 36),
dolaysisiyla [B]vakten sabit[/B].

Yilin 1/12'i olan aylara ise
Araplar ŞEHR degil [U]yerh[/U] diyordu.

Bu gerçegin
sonradan örtülüp saptirildigi
anlasiliyor.

*

21 Haz: YAZ gündönümü (summer soltice)
21 Ara.: KIS gündönümü (winter soltice)

*

Şehru [U]ramazân[/U] niçin
örnegin KIS gündönümünden sonraki dolunay degil de
YAZ gündönümünden sonraki dolunay oluyor?

Çünkü [U]ramazân[/U] [COLOR="Red"]sicak[/COLOR] demek.

Ve [B]haram[/B] aylar
yavrularini büyütmekte olan av hayvanlarini öldürmenin [B]yasak[/B] edildigi dönemde yer alirlar;
şehru ramazân iste o aylarin ilki olup asiri [COLOR="red"]sicak[/COLOR]larin habercisidir.

Kanit:

Kureys 2,
Kasas 27,
Tevbe 7, 5, 3, 81,
Mâide 2, 95...

Açiklamaya çalisacagim
inşallah.

dost1 30. June 2015 03:48 PM

Selamun aleyküm, değerli Hasan Akçay kardeşim,

[QUOTE=Hasan Akçay;20341]Günümüzde: [SIZE="5"]بَدْر[/SIZE]
Lisanul Arab: [SIZE="5"]شهر [/SIZE]

شهر (لسان العرب):
[SIZE="5"]والشَّهْرُ القَمَر، سمي بذلك لشُهرته وظُهوره، وقيل: إِذا [U]ظهر[/U] وقارَب ال[COLOR="Red"]كمال[/COLOR].[/SIZE]
[SIZE="4"]ŞeHR, kamerin [U]açik[/U] ve yaklasik olarak [COLOR="red"]tam dolu[/COLOR] oldugu andir.[/SIZE][/QUOTE]

Dediğiniz gibi Araplar günümüzde "dolunay" için bedr söylerler. Lisanul Arapdan yaptığınız alıntı ise eksik. sadece koyu olarak belirttiğim yeri, alıntılamışsınız cümlenin gerisini almamışsınız.

LisanulArapdaki "Ş-h-r" yi tam olarak alıntılıyorum.

[SIZE="6"]"
( شهر ) الشُّهْرَةُ ظهور الشيء في شُنْعَة حتى يَشْهَره الناس وفي الحديث من لَبِسَ ثَوْبَ شُهْرَة أَلبسه الله ثوبَ مَذَلَّة الجوهري الشُّهْرَة وُضُوح الأَمر وقد شَهَرَه يَشْهَرُه شَهْراً وشُهْرَة فاشْتَهَرَ وشَهَّرَهُ تَشْهِيراً واشْتَهَرَه فاشْتَهَر قال أُحِبُّ هُبوطَ الوادِيَيْنِ وإِنَّنِي لمُشْتَهَرٌ بِالوادِيَيْنِ غَرِيبُ ويروى لَمُشْتَهِر بكسر الهاء ابن الأَعرابي والشُّهْرَةُ الفضيحة أَنشد الباهلي أَفِينا تَسُومُ الشَّاهِرِيَّةَ بَعْدَما بَدا لك من شَهْرِ المُلَيْساء كوكب ؟ شهر المُلَيْساء شَهْرٌ بين الصَّفَرِيِّة والشِّتاء وهو وقت تنقطع فيه المِيرَة يقول تَعْرِض علينا الشَّاهِرِيَّةَ في وقت ليس فيه مِيرة وتَسُومُ تَعْرِض والشَّاهِرِيَّة ضَرْب من العِطْر معروفة ورجل شَهِير ومشهور معروف المكان مذكور ورجل مَشْهور ومُشَهَّر قال ثعلب ومنه قول عمر بن الخطاب رضي الله عنه إِذا قَدمْتُمْ علينا شَهَرْنا أَحْسَنَكم اسماً فإِذا رأَيناكم شَهَرْنا أَحسنكم وَجْهاً فإِذا بَلَوْناكم كان الاخْتِيارُ[B] والشَّهْرُ القَمَر سمي بذلك لشُهرته وظُهوره وقيل إِذا ظهر وقارَب الكمال[/B] الليث الشَّهْرُ والأَشْهُر عدد والشهور جماعة ابن سيده والشهر العدد المعروف من الأَيام سمي بذلك لأَنه يُشْهَر بالقمر وفيه علامة ابتدائه وانتهائه وقال الزجاج سمي الشهر شهراً لشهرته وبيانه وقال أَبو العباس إِنما سُمي شهراً لشهرته وذلك أَن الناس يَشْهَرُون دخوله وخروجه وفي الحديث صوموا الشَّهْرَ وسِرَّه قال ابن الأَثير الشهر الهلال سُمِّي به لشهرته وظهوره أَراد صوموا أَوّل الشهر وآخره وقيل سِرُّه وسَطه ومنه الحديث الشهر تسع وعشرون وفي رواية إِنما الشهْر أَي أَن فائدة ارْتِقاب الهلال ليلة تسع وعشرين لِيُعَرف نقص الشهر قبله وإِن أُريد به الشهرُ نفسُه فتكون اللام فيه للعهد وفي الحديث سُئِل أَيُّ الصوم أَفضل بعد شهر رمضان ؟ فقال شهر الله المحرمُ أَضافه إِلى الله تعظيماً وتفخيماً كقولهم بيت الله وآل الله لِقُرَيْشٍ وفي الحديث شَهْرَا عِيدٍ لا يَنْقُصان يريد شهر رمضان وذا الحجة أَي إِنْ نَقَصَ عددهما في الحساب فحكمهما على التمام لئلا تَحْرَجَ أُمَّتُه إِذا صاموا تسعة وعشرين أَو وقع حَجُّهم خطأًً عن التاسع أَو العاشر لم يكن عليهم قضاء ولم يقع في نُسُكهم نَقْص قال ابن الأَثير وقيل فيه غير ذلك قال وهذا أَشبه وقال غيره سُمي شهراً باسم الهلال إِذا أَهَلَّ سمي شهراً والعرب تقول رأَيت الشهر أَي رأَيت هلاله وقال ذو الرُّمة يَرَى الشَّهْرَ قبْلَ الناسِ وهو نَحِيلُ ابن الأَعرابي يُسَمَّى القمر شَهْراً لأَنه يُشْهَرُ به والجمع أَشْهُرٌ وشُهور وشاهَرَ الأَجيرَ مُشاهَرَةً وشِهاراً استأْجره للشَّهْر عن اللحياني والمُشاهَرَة المعاملة شهراً بشهر والمُشاهَرة من الشهر كالمُعاوَمَة من العام وقال الله عز وجل الحَجُّ أَشهرٌ معلومات قال الزجاج معناه وقتُ الحجّ أَشهر معلومات وقال الفراء الأَشهر المعلومات من الحجّ شوّال وذو القَعْدَة وعشر من ذي الحِجَّة وإِنما جاز أَن يقال أَشهر وإِنما هما شهران وعشرٌ من ثالث وذلك جائز في الأَوقات قال الله تعالى واذكروا الله في أَيام معدودات فمن تَعَجَّلَ في يَوْمَيْنِ وإِنما يتعجل في يوم ونصف وتقول العرب له اليومَ يومان مُذْ لم أَرَهُ وإِنما هو يوم وبعض آخر قال وليس هذا بجائز في غير المواقيت لأَن العرَب قد تفعَل الفِعْل في أَقلَّ من الساعة ثم يوقعونه على اليوم ويقولون زُرْته العامَ وإِنما زاره في يوم منه وأَشْهَرَ القومُ أَتى عليهم شهرٌ وأَشهرتِ المرأَة دخلتْ في شهرِ وِلادِها والعرب تقول أَشْهَرْنا مُذْ لم نلتق أَي أَتى علينا شهر قال الشاعر ما زِلتُ مُذْ أَشْهَرَ السُّفَّارُ أَنظرُهم مِثلَ انْتِظارِ المُضَحِّي راعِيَ الغَنَمِ وأَشْهَرْنَا مذ نزلنا على هذا الماء أَي أَتى علينا شهر وأَشهرنا في هذا المكان أَقمنا فيه شهراً وأَشْهَرْنا دخلنا في الشهر وقوله عز وجل فإِذا انسلخ الأَشهُرُ الحُرُم يقال الأَربعةُ أَشهر كانت عشرين من ذي الحجة والمحرمَ وصفرَ وشهرَ ربيع الأَول وعشراً من ربيع الآخر لأَن البراءة وقعت في يوم عرفة فكان هذا الوقت ابتداءَ الأَجَل ويقال لأَيام الخريف في آخر الصيف الصَّفَرِيَّةُ وفي شعر أَبي طالب يمدح سيدنا رسولُ الله صلى الله عليه وسلم فَإِنِّي والضَّوابِحَ كلَّ يوم وما تَتْلُو السَّفاسِرَةُ الشُّهورُ الشُّهور العلماء الواحد شَهْر ويقال لفلان فضيلة اشْتَهَرها الناسُ وشَهَر فلان سيفَه يَشْهَرُهُ شَهْراً أَي سَلَّه وشَهَّرَهُ انْتَضاه فرفعه على الناس قال يا ليتَ شِعْرِي عنكُم حَنِيفا أَشاهِرُونَ بَعْدنا السُّيُوفا وفي حديث عائشة خرج شاهِراً سيفه راكباً راحِلَته يعني يوم الرِّدَّة أَي مُبْرِزاً له من غمده وفي حديث ابن الزبير من شَهَر سيفه ثم وضعه فَدَمُه هَدَرٌ أَي من أَخرجه من غمده للقتال وأَراد بوضَعَه ضرب به وقول ذي الرمة وقد لاحَ لِلسَّارِي الذي كَمَّلَ السُّرَى على أُخْرَياتِ الليل فَتْقٌ مُشَهَّرُ أَي صبح مشهور وفي الحديث ليس مِنّا من شَهَر علينا السلاح وامرأَة شَهِيرة وهي العَرِيضة الضخمة وأَتانٌ شَهِيرة مثلُها والأَشاهِرُ بَياض النَّرْجِس وامرأَة شَهِيرة وأَتان شَهِيرة عريضة واسعة والشِّهْرِيَّة ضرْب من البَراذِين وهو بين البِرذَون والمُقْرِف من الخيل وقوله أَنشده ابن الأَعرابي لها سَلَفٌ يَعُود بكلِّ رِيعٍ حَمَى الحَوْزات واشْتَهَر الإِفَالا فسَّره فقال واشتهر الإِفالا معناه جاء تشبهه ويعني بالسَّلَفِ الفحل والإِفالُ صغار الإِبل وقد سَمَّوْا شَهْراً وشُهَيْراً ومَشْهُوراً وشَهْرانُ أَبو قبيلة من خَثْعَم وشُهارٌ مَوضع قال أَبو صخر ويومَ شُهارٍ قد ذَكَرْتُك ذِكْرَةً على دُبُرٍ مُجْلٍ من العَيْشِ نافِدِ
[/SIZE]

Yukarıdaki yazıyı okuduğunuzda karşılaşacaklarınız şunlar olacaktır:

“Şöhret”: Bir şeyin sınırı aşması, insanlarca bilinecek ölçüde ortaya çıkışıdır.
Cevheri, “Bir işin açık olmasıdır” der.
İbn-i Arabi, “Gizli işlerin gizliliğinin kalkıp açığa çıkmasıdır” der.

“Şehr”, kamerin (gökteki ayın) adıdır. Bu isim ona şöhreti ve açıkta oluşu nedeniyle verilmiştir.
İbn-i Side: “Şehr, zaman diliminden bilinen sayı; 29, 30 gündür”. Çünkü bu günlerin, hangi gün olduğu; başı, ortası ve sonu gökteki ayın konumu ve evreleri sebebiyle açıkça belli olmaktadır” der.
Zeccac, “29, 30 günlük süreye şehy (ay) denilmesinin sebebi açıkta ve açık oluşundandır” der.
Ebul Abbas: “29, 30 günlük sürece şehr (ay) denilmesinin sebebi, insanların ayın giriş ve çıkışını açıkça görmeleri ve bilebilmelerindendir” der.
İbn-ü Esir: “Şehr, hilaldir. Şöhreti ve açıkta oluşundan bu isim verilmiştir. 29, 30 günlük süreye şehr denilmesi günlerin açıkça bilinebilmesindendir” der.
Araplar aylık işlere “müşahere” yıllık işlere “muaveme” derler.
“Eşhere”; 29, 30 gün geçirdiği zaman topluma “eşherel kavm” denir.
Kadının doğuracağı ay geldiği zaman “eşheretil mer’e (kadın ayını doldurdu)” denir.

“Şehr”, bilgin demektir. Araplar “falan kişi için insanların meşhurlaştırdığı fazilet vardır” derler.
Kişi kılıcını kınından çıkarınca “şehere fülanün seyfehü” denir. Kılıcı kınından çıkarıp kaldırdığında “şehhere seyfehü” denir.
Şişman, yaygın, kaba geniş elbise giymiş kadına “imreetün şehiretün” denir.”
Buradaki açıklamalardan açıkça anlaşılmaktadır. Kök sözcük olan “şhr”, “Bir şeyin açıkta bulunması ve bu sayede bilinmesi” demektir. Bu kökten türemiş olan “şehr” sözcüğü de isim olarak, “gökteki aya göre belirlenmiş, 29, 30 günlük zaman diliminin adı”dır. Çünkü gökteki ayın evrelerinden, şeklinden, ayın başlaması bitmesi ve ortadaki günlerin kaçıncı gün olduğu açıkça bilinebilmektedir.

Arapçada yumurta rengi beyaz olarak tanımlanır ve Türkçemize de geçmiştir.
Bu sözcüğün beyzae kalıbı ise aşırı beyazlığ, parlaklığı ifade eder. Bunun için de Güneşe,beyaz yüzlü lekesiz bayana, üzerinde hiç bitki bitmeyen toprağa, Kameri ayın 14,15.geceki görünümlerine ki, bu dolunaydır beyza denilir.

"شَهْرُ رَمَضَانَ" bu bir tamlamadır ve "Ramazan ayı" anlamındadır. Gökyüzündeki kamerin ışığının görünmesine şahidlik eden için başlayan bir zamandır. Bu zaman içerisinde sınırları belli zaman diliminde müslümanlar sıyam halinde Kur'an'a yönelecekler ve oradaki beyyinatları hudenleri görerek furkanlşacaklar , Allahı yücelterek sahip olduğu nimetlerin karşılığını verir duruma gelecekler. Yaşamlarını vahiyle akort edeceklerdir ve böylece her ne yaparsa yapsın Allah'ın uyarılarına uyan olarak O'nun koruması altına girmiş olacaklardır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Hasan Akçay 1. July 2015 12:51 AM

Halil hocam,
bu güzel açaklamaniz için
candan tesekkür.

Açiklamanizda
[I]“Şehr”, kamerin ([U]gök[/U]teki ayın) adıdır[/I], diyorsunuz ya
dikkatimi ilk çeken o ifadedeki [U]gök[/U] kelimesi oldu.

Sizin bu açiklamanizin ortaya koydugu gerçek:

ŞeHR,
29 gün mü [B]ya da[/B] 30 gün mü oldugu bizim seçimimize kalmis olan bi süre degildir
ve takvim denen kagida degil [U]gök[/U] yüzüne bakildiginda görülen aydir.

Tabii,
örnegin ramazân hilaliyle şevval hilali arasindaki [U]süre[/U] de ŞeHR sayilir
ama asla 29 gün degil, 30 gün degil.

Allah'in
gökleri ve yeri yarattigi gün verdigi hüküm o ki
kamer dünyayi "29 gün 12 s 44 dk 3 sn"de dolanir.
Saniye sektirmez.

Kisacasi "Şehr"in
Allah tarafindan hükme baglanan süresiyle
oynanamaz.

Uydurulan dinde
sapkadan tavsan çikarir gibi gökteki aydan 29 gün [B]ya da[/B] 30 günlük siyam ibadeti çikarmak
Allah'in hükmüne ortak olmaya yeltenmektir.

Allah hükmüne kimseyi [U]ortak[/U] etmez. (Kehf 26).

Devam edelim isterseniz
insallah.

Hasan Akçay 1. July 2015 12:27 PM

Açiklamanizda şunlari da belirtiyorsunuz:

[I]Kadının doğuracağı ay geldiği zaman “eşheretil mer’e (kadın [U]ay[/U]ını doldurdu)” denir.
[B]Şişman[/B], yaygın, kaba geniş elbise giymiş kadına “imreetün şehiretün” denir.”[/I]

Kadinin [U]ay[/U]ını doldurdugu an
hilal gibi degil dolunay gibi göründügü andir
ve [B]sisman[/B] kadin
hilal misali bi deri bi kemik degil
dolunay misali etine dolgundur.

Kisacasi ŞeHR dolunaydir.

Açiklamanizda verilen örneklerden
anlasilan bu.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:13 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam