hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Peygamberlik özellikleri (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=459)
-   -   MUHAMMED As’a izafe edilen sözde MUCİZELER (!) (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1696)

pramid 8. November 2012 08:14 AM

[COLOR="Red"]فَاللَّهُ [B]أَوْلَىٰ[/B] بِهِمَا[/COLOR]

bi ile evla kelimesinin kullanıldığı Nisa 135. ayete bakalım. Zira Ahzap 6. ayette bi ile evla kelimesi kullanılmış.

Bir karşılaştır bakalım aorskaya ne anlam çıkıyor.

İbrahim'e gerçekten de en yakın olanlar, ona inananlarla bu Nebilerdir ve iman edenlerdir. Allah, inananların dostu ve yardımcısıdır. Âl-i İmrân / 68

Ahzap 6. Muhammed kelimesinin geçmemesi ve mümin ve muhacir kelimesi kullanımı dikkat çekici. Ayrıca sen ayetlerin başını sonunu okumuyorsun.

Alt yapı son derece kötü ve kurani dini bilgin zayıf. Ahzap 5. ayetten itibaren bir okuma yap ve gör ne diyor rabbimiz.

Melekleri yani[COLOR="Red"] tek ayetleri erbab edinme.[/COLOR]

Aorskaya muhacir mimin değil mi ki ayrı ayrı zikredilmiş. Bir anlat bakalım kardeşim.

Şu yazıyıda kurandan teyit ediver

[I]5. Âyetteki ve mevâlînizdir [sözleşmeyle yakınlık kurduklarınızdır] ifadesi, o günün örfünde "velâ" uygulamasını gündeme getirmekte ve onu tasvip etmektedir. Nitekim bu uygulama, İslâm ülkelerinin hukuk sistemlerinde uygulana gelmiştir.

ؤ - velâ, ولىّ - veli/yakın sözcüğünden türemiş olup, taraflarına مولى - mevlâ tabir edilir. موالى - mevâlî sözcüğü de, مولى - mevlâ sözcüğünün çoğuludur. Âyette de, موالى - mevâlî diye çoğul olarak yer almıştır.

Velâ, tarafların [garip bir kimse ile varsıl-güçlü bir kimsenin] özgürce, "Sen benim Mevlâm ol, şayet ben bir cinayet işlersem himayecim olarak diyeti ödersin, öldüğümde de malıma varis olursun, malım sana kalır" tarzındaki sözleşme ile meydana gelir. Böyle bir sözleşmenin yasal görülmesinin nedeni, kimsesiz gariplere kimsesizliğini unutturmak, fertler arasında bir bağ ve yardımlaşma şuuru temin etmektir.

6. Peygamber, mü'minlere kendi nefislerinden daha yakın, o'nun [Peygamber'in] eşleri, onların [mü'minlerin] analarıdır. Ve akrabalar; Allah'ın yazgısında onlardan bir kısmı, bir kısmındandır, –velilerinize ma'rûfu yapmanız dışında– mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Bu, Kitap'ta yazılmıştır.

Bu Âyette, şu hukuki ilkeler ortaya konulmaktadır:
Peygamber, mü'minlere kendi nefislerinden daha yakındır.
Peygamber'in eşleri, mü'minlerin analarıdır.
Ve akrabalar birbirlerine, diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler.
Birinci ilkede, Rasûlullah'ın mü'minler için kendi canlarından daha öncelikli olması; herkesin kendi işinden önce o'nun öngördüğü işleri [din ve devlet işlerini] yapması gerektiği ortaya konulmuştur. Burada konu edilen yakınlık [velâyet], veliy-yi âm niteliğidir [devlet başkanı oluşu, devleti temsil edişidir].

(Tövbe: 24) De ki: "Eğer ki babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz [akrabalarınız, kabileniz], elde ettiğiniz mallar, kesata uğramasından ürperdiğiniz ticaret, hoşlandığınız meskenler, size Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve O'nun yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyiniz. Ve Allah fâsıklar kavmine doğru yolu göstermez."
(Mücâdele: 22) Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'a ve Elçisi'ne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurmuş olarak bulamazsın. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları Kendisinden olan ruh [güvenli bilgi] ile desteklemiştir. Onları, sürekli kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte bunlar Allah'ın hizbidir/yandaşlarıdır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi/yandaşları başarıya ulaşanların ta kendileridir.
Burada mü'minlere, devletlerine ve devlet başkanlarına karşı görevleri öğretilmektedir.

İkinci ilkede de, Rasûlullah'ın eşleri, mü'minlerin anneleri unvanıyla şereflenmiş, mü'minlerin onlara saygılı davranmaları, iyilikte bulunmaları ve onlarla evlenmemeleri hükme bağlanmıştır. Burada, Peygamber'in eşlerinin, mü'minlerin gerçek anneleri konumunda oldukları söylenmiyor. Nûr Sûresinin 29–31. Âyetlerinde konu edilen aile içi mahremiyet serbestîsi, Rasûlullah'ın eşleri için tanınmamakta, onları, –ileride 53–55. Âyetlerde görüleceği üzere– serbestlik açısından sadece kendi akrabalarıyla sınırlamaktadır.

5–6. Âyetlerde, evlâtlığın evlât olmadığı, dolayısıyla da aynı konumda değerlendirilemeyeceği bildirilmişti. Bu Âyetteki Ve akrabalar; Allah'ın yazgısında onlardan bir kısmı, bir kısmındandır, –velilerinize ma'rûfu yapmanız dışında– mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler ifadesi ile de, gerçek kardeşlik ile din kardeşliği ayrılmıştır. Miras vs. gibi hükümlerin din kardeşliği için geçerli olmadığı, mirasın sadece hısım ve akrabalar arasında olacağı hükme bağlanmış; bununla birlikte –velilerinize ma'rûfu yapmanız dışında – istisnasıyla, vasiyet yoluyla kişinin din kardeşlerine yardım ve destekte bulunulabileceği, "velâ" sözleşmesi yapılabileceği beyan edilmiştir.
[/I]

pramid 8. November 2012 08:35 AM

Ayetlerin canına okuyorsun aorskaya. Eee kapalı göz ve kulakla olacağı bu.

Sana tavsiyem;

Kelimeleri kuran anlamları ile karşılaştır. Kuran ayetleri kuran içinde bir başka ayetlerde anlatır/tefsirlenir. Böyle bir okuma yaparsanız daha iyi tespitler yaparsınız.

Arapça anlatımlara biraz daha dikkat edelim.

aorskaya 8. November 2012 09:00 AM

[QUOTE=pramid;14082]Ayetlerin canına okuyorsun aorskaya. Eee kapalı göz ve kulakla olacağı bu.

Sana tavsiyem;

Kelimeleri kuran anlamları ile karşılaştır. Kuran ayetleri kuran içinde bir başka ayetlerde anlatır/tefsirlenir. Böyle bir okuma yaparsanız daha iyi tespitler yaparsınız.

Arapça anlatımlara biraz daha dikkat edelim.[/QUOTE]

[B][U]İşte geldiğin nokta pramid kardeşim. Bak, bu yazı senin aynan olsun. Ama bu aynaya lütfen dikkatli bak.
[/U][/B]
Çünkü bu aynada, daha önceki yazısıyla; birine bir fikir sunan ve bunun incelenmesini isteyen pramid'in değişik bir görüntüye büründüğünü görülüyor.

[COLOR="Red"][U][I]Yazıyı yazan pramidin, önce yazısına; muhatabının vereceği cevabı beklediği sanılmaktadır. Halbuki, pramidin öyle olmadığı aynaya bakınca ortaya çıkıyor.[/I][/U][/COLOR]

Yazısının okunmasını ve ona verilecek cevabı bile bekleyemeden, sebebini kendisinin bilebileceği bir nedenle, muhatabına duyduğu öfke yüzünden "Ayetlerin canına okuyorsun aorskaya. Eee kapalı göz ve kulakla olacağı bu." diyebilen biri olduğunu gösteriyor.

[COLOR="Blue"][U]Peki kardeşim, sizin benimle derdiniz, probleminiz nedir? Bunu insan gibi söyleyin, görüşelim, ben yanlışsam özür dileyeyim, siz yanlışsanız özür dileyin... Birbirimize düşmek yerine dini öğrenmek, öğretmek görevimiz değilmi? Bunu anlayıp, neden buna göre davranamayalım.
[/U][/COLOR]
1- Neden, yazın okunup cevap yazılana kadar bekleyemedin pramid?
2- benim vereceğim cevapla ilgilenmediğini, ne cevap verirsem vereyim bunu önemsemediğini, kişisel öfkeni kontrol edemeğini, egona yenik düştüğünü şimdi görebilirmisin?
3- Ne zaman, karşı tarafın bir şeyi doğru yapmadığını açıklamak yerine kendi doğrularınızı yazıp bekleyebileceksiniz? Bunu belirtin, bundan sonra sizinle muhatap olalım bari... Aksi halde, siz fikir muhatabı değil, kavga edecek kimse arıyorsunuz pramid kardeş... Şu andaki görüntünüz; "kardeşim" hitabımı bile kabul etmiyor, sizin gibi kardeşe yakışmayan ithamlar bekleyerek, paylaşmak yerine parçalamak isteyen görüntüdür.

selamlar,
aorskaya

pramid 8. November 2012 09:14 AM

yarış pisikozu ...

Ben genel anlamı ile demekteyim.

Ayetlerin canına okuyor;

Melekleri erbab
Nebiyi erbab

ediniyorsun.

Ayetlerin başına sonuna kelime yapılarını hep pas geçiyorsun.

Zihniyetinin değişmesi umudu ile.

aorskaya 8. November 2012 01:08 PM

[QUOTE=pramid;14086]yarış pisikozu ...

Ben genel anlamı ile demekteyim.

Ayetlerin canına okuyor;

Melekleri erbab
Nebiyi erbab

ediniyorsun.

Ayetlerin başına sonuna kelime yapılarını hep pas geçiyorsun.

Zihniyetinin değişmesi umudu ile.[/QUOTE]

[FONT="Comic Sans MS"][B]Önce, ayetlerin başını ve sonunu ele almadığım iddianın yanlış olduğunu, çünkü; ayetin parçalanması bir tarafa, ayetin kendisinin bile konu bütünlüğü içinde diğer ayetlerle birlikte anlaşılmaya çalışılması gerektiğini, aksi halde ayeti tek başına bütün olarak ele alsak dahi, asıl konudan koparıp, yanlış sonuçlar çıkarabileceğimizi düşünen ve savunan biriyim.

Sen de buna daha önce tanık olmuştun ama unuttuğunu varsayalım, hatırlatmak için;

"Ordular ilk hedefiniz akdenizdir, ileri!" cümlesini diğer cümlelerden bağımsız anlamaya çalışırsak, Ata'nın savunma çabaları içinde verdiği harekat emrini, savaş ilan emri olarak algılama yanlışına düşeceğimiz örneğini bir kez daha vereyim.
[/B][/FONT]
Pramid kardeşim,

[COLOR="Red"]Kurtul artık şu durumundan, sıkılmadınmı cidden?[/COLOR]

Ben ciddi anlamda, böyle bir yerde bu durumlara istemeyerekte ortak olmaktan son derece sıkıldım, kendime yakıştıramıyorum, size yakıştıramıyorum.

Benim, dini fikirleri paylaşmaktan uzaklaştığımız ortamlardan hep şikayetçi olduğumu daha nasıl anlatabilirm.

Kaç defa buna yönelik olarak son olması umuduyla yazmama rağmen, kavga ortamından kurtulamadık. Bırak artık şahıs odaklı paylaşımı, konu odaklı paylaşımlar yapabilelim.

[FONT="Comic Sans MS"][B][COLOR="Blue"]Ders; islam
konu: kuran
sınıf : Hepimiz aynı sınıfın öğrencileriyiz.

kabul edebilirseniz bu şekilde devam edelim...[/COLOR]

selamlar,
aorskaya[/B][/FONT]

pramid 8. November 2012 01:41 PM

Kurulmuş saat gibi.

[I][B]Şu ibare arapça hatalı, şu kelime kuran kullanımı şöyle [/B][/I]gibi bir itiraz yok.

Biz biliriz havasında bir çok arkadaş.

Olmaz, olmaz.

Sizinle uğraşacak vaktim kalmadı. Kusura bakmayın. Cevap veremeyeceğim artık.

Söz dinlemez yahudiler nasıl olurdu diye merak ederdim.

Ne laftan anlıyorlar ne sözden.

Zihin aynı, inat aynı,

aorskaya 8. November 2012 01:55 PM

[QUOTE=pramid;14117]Kurulmuş saat gibi.

[I][B]Şu ibare arapça hatalı, şu kelime kuran kullanımı şöyle [/B][/I]gibi bir itiraz yok.

Biz biliriz havasında bir çok arkadaş.

Olmaz, olmaz.

Sizinle uğraşacak vaktim kalmadı. Kusura bakmayın. Cevap veremeyeceğim artık.

[COLOR="Red"]Söz dinlemez yahudiler nasıl olurdu diye merak ederdim. [/COLOR]

Ne laftan anlıyorlar ne sözden.

Zihin aynı, inat aynı,[/QUOTE]

[COLOR="Red"]Söz dinlemez yahudiler nasıl olurdu diye merak ederdim. [/COLOR]

Bu sözü sana iade ederim terbiyesiz... yeter artık, insansan, adamsan, müslüman olan birine bunları diyebilen biri olarak her kötü sözü hakettiğini, ama seninle aynı konuma düşmemek için bunları kullanmayacağımı bil.

İnsanlar nasıl şabalak olabiliyorlar, iyi örnekledin tebrikler...

selametle,
aorskaya

pramid 8. November 2012 02:13 PM

[QUOTE]şabalak [/QUOTE]

Terbiye sınırlarını aşmış durumdasınız. Dinde sınırı aştığınız gibi.

Size cevap verilmeyecektir.

Selam, selam, selam

aorskaya 8. November 2012 03:16 PM

[QUOTE=pramid;14124]Terbiye sınırlarını aşmış durumdasınız. Dinde sınırı aştığınız gibi.

Size cevap verilmeyecektir.

Selam, selam, selam[/QUOTE]

[QUOTE=pramid;14117]
[COLOR="Red"]Söz dinlemez yahudiler[/COLOR] nasıl olurdu diye merak ederdim.
[/QUOTE]

Bir müslümana ehli kitap diyebilecek kadar küstahlaşacak, ikazlara rağmen aynı şekilde devam ederek; "[COLOR="Red"]Söz dinlemez yahudiler[/COLOR]" diyeceksin, sonra "şabalak"lık olduğu söylenince terbiye sınırını aşan karşı taraf olacak...

İşte, senin mantığın... Müslümana yahudi diyebilmek, hangi anlayışta terbiyelilik, onu söyle de öğrenelim...

İklimlerden etkilenmeyemi başladı bazı müslümanlar, anlamakta zorlanıyorum. Herkeste bir hırs, öfke, kavga... Ama, fikir paylaşımı yok, yok, yok...

Sorumluyuz bu yaşananlardan, yaşatılanlardan, bilgiyi sekteye uğratmalardan...

sana da selam, selam...
aorskaya

hiiic 8. November 2012 05:05 PM

....


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:46 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam