hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman! (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=463)
-   -   Soru: Lokmân 28 (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3582)

ozkanates 21. November 2014 01:31 PM

[QUOTE=galipyetkin;19601]
Diyoruz ki: "Elmalılı "[I]gibi[/I]" kelimesini de kullanarak ne diyor?"

Birinci sahifede de şöyle sormuşuz: "Yalnızca şunu sorayım herkese. Elmalılı "GİBİ" ifadesini kullanmış; ayet bütünlüğü içinde ayete hangi mânâyı veriyor. Elmalılı ne diyor?"[/QUOTE]

Elmalılı: "[COLOR="Blue"]Sizin yaratılmanız da, ba'solunmanız da ancak tek bir nefis gibidir.[/COLOR]" Lokmân 28

"Gibi" benzetme edatı, anlatılan konuda bir benzetme, bir benzeyan-benzetilen ikilisi olduğu için. Bu sebeple "ölerek yaşamını kaybeden ile, ahiret gününde yeniden dirilen tek bir nefs gibidir" anlamı düşüyor. Çünkü bu ikisi "aynı nefs gibidir, birbirlerine benzerler" değil, "aynı nefstir". Belirtilen seçenekte bir benzeyen-benzetilen ikiliği olmadığından, benzetme edatı kullanmaya ihtiyaç olmazdı.

Ayetin bana göre 2 görevi var.

1-
a) "Ve, -da" bağlacı "ba'solunmak" kelimesinin "yaratılmak" anlamında olmadığını, farklı olduğunu tanımlar.
b) Bu, yukarıda verdiğim ayetlerde de (olaylar ayetlerde oluş sırasıyla verilir ilkesi gereği) tanımlı.
c) b maddesi ile... "mezardan göndermek" anlamı düşer.
d) b maddesi ile... "biriyle veya tek başına göndermek", iki alem arasında [I]karşılıklı[/I] göndermeye dönüşür.

Bana göre şu ayet kelimeyi tanımlıyor: “[COLOR="blue"]Siz şunu da söylemiştiniz: "Ey Mûsa! Biz, Allah'ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız." Bunun üzerine [U]sizi yıldırım çarpmıştı[/U]. Ve [U]siz bakıp duruyordunuz[/U]. [U]Sonra, ölümünüzün ardından sizi dirilttik[/U] ki, şükredebilesiniz.[/COLOR]” Bakara 55-56. Burada kelime "iki alem arasında karşılıklı göndermek" anlamını koruyarak, "diriltmek" anlamına daralıyor. Bir alemden öbürüne göndermek = bir alemde öldürmek = diğer alemde "diriltmek".

2-
"Gibi" benzetme edatına dönersek o, "ölme ve dirilme"de değil, "siz"de benzetme yapıyor. "Siz hepiniz, yaratılmanız ile ve diriltilmelerinizle tek bir nefs gibisiniz". "Tek nefsiniz" diyemezdi çünkü bu durumda Allah'ın nefsi dışında nefs yok anlamına gelirdi. Oysaki her insan bir nefs, Nisa 79. Ve tüm bu nefsler tek bir nefsten, Hicr 29. Özetle "gibi" benzetme edatı, çoklukta teklik ilkesini, teklik "gibi" olma ilkesini, çokluğun varlığı reddetmeden izah ediyor.
[COLOR="White"].[/COLOR]

ozkanates 21. November 2014 03:03 PM

[QUOTE=dost1;19602]
Sorunuz üzerine Merhum Elmalı'nın tefsirine baktım. Lokman 28 için dediği şudur:"Sizin yaratılmanız da tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir. Gerçekten Allah her şeyi işitir ve görür."

Bu cümleden benim çıkardığım: Halkedilecek ve ba's edilecek bütün nefislerin halkedilerek ba's edilmesinin tek bir nefsin halkedilerek ba's edilmesi nasılsa öyle olacağının bilgisidir.
[/QUOTE]

Bunu konuşmuştuk: "Bir fabrikadan çıkan tüm ürünler, o fabrikadan çıkan herhangi bir ürün gibidir" (bana göre tüm yorumlar doğru olduğundan bu da doğru, ben sadece alternatifimi sunuyorum).

[QUOTE=dost1;19602]
Âyette geçen "kenefsin vahıdetin"de "KE";bir şeyin iç ve dış yapısıyla ve özellikleriyle tamamını, yani öz yapısını, şahsına özgülüğü olan tek nefs benzetmesi içindir.

Âyet:Tüm nefislerin halkedilmelerinin ve ba's edilmelerinin tek nefsin halkedilip ba's edilmesi kadar olduğunu vurgulayarak buna inanmayan müşriklere yeniden halkedilip, ba's edilerek hesaba çekileceklerinin haberini vermektedir.

Âyetin inişi ile ilgili de:"Âyet-i Kerîme Ubeyy b. Halef, Ebu'l-Esedeyn ile el-Haccac b. es-Sebbak'ın oğulları Münebbih ile Nubeyh hakkında inmiştir. Bunlar Peygamber [sav]'a şöyle demişlerdi: “Yüce Allah bizleri halden hale geçirerek yarattı. Önce bir nutfe, sonra sülük gibi bir kan pıhtısı, sonra bir çiğnem et, sonra bir kemik olduk. Bu sefer sen kalkmış, hep birlikte ve bir anda yeniden diriltilip yaratılacağımızı söylüyorsun.” Bunun üzerine Yüce Allah: "Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra diriltilmeniz ancak bir nefs gibidir" buyruğunu indirdi. Çünkü kullar için zor gelen herhangi bir şey, Yüce Allah'a zor gelmez. Onun bütün kâinatı yaratması tıpkı bir tek canı yaratması gibidir. Muhakkak Allah söyledikleri her şeyi İşiten’dir, yaptıkları her şeyi Gören’dir." şeklinde açıklama bulunmaktadır.(Kurtubi; Ahkamil Kur'an)
[/QUOTE]

Yukarıdakinin aynısı, müşrikler "Allah insanları yarattı ama diriltemez" veya "herkesi birden diriltemez" demişler. Kuran'da bu iki önermeyi yaptıkları ayetleri biliyorsan paylaşmanı rica ederim. Bunları Kurtubi kardeşim üzerinden değil de Kuran'daki yerlerini görüp üzerine düşünmek isterim.

ozkanates 21. November 2014 03:16 PM

[QUOTE=galipyetkin;19603]
Biz "bir şeyin iç yapısı" ifadesiyle o şeyin/nefsin/bireyin" günah ve sevaplarını anlıyoruz. Dolayısı ile yukarıda verdiğimiz tanım bu bilgilerle [B][COLOR="Red"]tamamlanarak[/COLOR][/B] kanımca şöyle olmalı[B]"Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin ([I][COLOR="red"]günâhları ve sevapları ile[/COLOR][/I]) yaratılması ve diriltilmesi gibidir.[/B]
Meallerin bir eksikliği, yalnızca bu sitede, [B]hanifler. com[/B]'da izah edilip açıklanmış oldu.[/QUOTE]

[CENTER]“[COLOR="Blue"]Biz [U]kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık[/U].[/COLOR]” Enam 38

“[COLOR="blue"]Biz [U]ayetleri[/U], gerçeği apaçık bilmek isteyenler için [U]iyiden iyiye açıklamışızdır[/U].[/COLOR]” Bakara 118

"[COLOR="blue"]İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için [U]ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık[/U].[/COLOR]" Enam 98

“[COLOR="blue"]Bilgi ile donanmış bir toplum için [U]ayetleri[/U], Arapça bir Kur'an halinde [U]ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu[/U].[/COLOR]” Fussilet 3[/CENTER]

galipyetkin 21. November 2014 04:52 PM

Sayın özkanateş.

Bizden bir alıntı yapıp peşinden de bazı ayetleri zikrederek, bizim ayetlerde ve kitapta tahrifat yaptığımız intibaı uyandırmışsınız.

Alıntıladığınız Elmalılı'nın MEALi'nin ayetler gibi dokunulmazlığı mı var?

Herkesin sizin gibi, benim gibi nefs kelimesinin iki mânâsını da bilemiyeceğini düşünerek, hatta bilmediklerini bilerek, değil ayetin, mealin bile bütünlüğüne dokunmadan misal olarak "kanımca şöyle olmalı" diyerek hem de parantez içerisinde ÖNERİmizi yazıp okuyanların fikir ve bilgi sahibi olmalarını arzu etmiştik.

Şöyle soylesek değişir mi?:
-"[B]Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin (günâhları ve sevapları ile) yaratılması ve diriltilmesi gibidir.[/B]" diye ANLAŞILMALIdır.-
Acaba bu durumda da, "düşünce yönünden....." diye eleştirir misiniz?

Beğenmedi iseniz siz bir öneri getirin ve fikirlerinizi ortaya koyun; ama polamiğe yol açmayın lütfen.

Saygılarımla
Galip Yetkin.

ozkanates 24. November 2014 09:11 AM

Galip kardeşim,
Tekamül yolcuları için tekamülün her adımı aynı güzellikte.
"Tahrifat" denenler, benim için ancak aynı tekamülün farklı adımları.

Benim önerimi sormuşsun, benim önerim tek kelime değiştirmemek.
Mealde her izahat, anlamı kendi tekamül adımına çekmek.
Orjinal ise tüm adımlar için.

ozkanates 24. November 2014 09:22 AM

"[I]Herkesin sizin gibi, benim gibi nefs kelimesinin iki mânâsını da bilemiyeceğini düşünerek, hatta bilmediklerini bilerek[/I]"...

Kuran taahhüt ediyor ki, o ayrıntılı, eksiksiz, çelişkisiz ve anlaması kolay.
O halde neden kimin neyi bilip bilmediğine yoğunlaşıp izahatlere girişelim.
Ayrıntılı, eksiksiz, çelişkisiz ve anlaması kolay olana izah neden gereksin.

Burak Özdemir kardeşim, "Allah'ın ilmi Allah'ın ilmini öğretme ilmini de içerir".

galipyetkin 24. November 2014 10:09 AM

Pübliye edilmiş bir [B]MEAL[/B], tekrar ediyorum Kur'an'ın kendi kendini taahhüt etmesi değil; "Meal"dir. Elmalılı'nın Meali bile olsa yanlış veya eksiklikler taşıyorsa veya ayetin mânâsını tam olarak vermiyorsa tekâmüldeki öğreniciler için yanıltıcıdır. Bu nedenle biz eksik veya aksaklıklarının gösterilmesinden/izahından yanayız.

Teşekkürler ve iyi günler.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

ozkanates 24. November 2014 10:28 AM

Bahis Elmalılı değil. Kendisi 35 meal + Halifler.com içinde farklı olan olduğu için bahis oldu.
Önerimi sordun, "meal/tercüme yaparken kelime eklememek-çıkarmamak" dedim, bahis bu.

Ben de teşekkür eder, iyi günler dilerim.

ozkanates 28. November 2014 09:14 AM

Arapça bilmediğimi baştan belirterek, Kuran'ın "detaylı, eksiksiz, çelişkisiz, kolay anlaşılır" olma için uyguladığı terim metodojisi algım:

- Her Kuran terimi tek anlam içerir; farkı/benzer anlamlar kullanılmaz.
- O tek anlam mutlaka tanımlanır, okurun seçimine bırakılmaz.
- O tanım, o terimin kullanıldığı ayetlerden en az biri ile yapılır.
- O ayet, diğer anlamların kullanılamadığı bir yapıda tasarlanmıştır.
- Tüm diğer ayetler, terimin o tek anlamına uyar ve o anlam ile okunur.
- O tek anlam, kendinden sonraki başka bir terimin tanımında kullanılır.
- Her terim için, ilk terimden o terime olan tanım dizisini izlemek gerekir.

Kuran'daki terimlerin farklı/benzer anlamları da rastgele olmayıp kendi görevleri için tasarlanmışlar. Her tekamül kademesi, terimlerin farklı/benzer anlamlarından kendi tekamül aşamalarına uyanı seçer. Tüm ayetler o "seçilen" anlama mükemmelen uyarak anlam bütünlüğü oluşturur. Böylece Kuran, her tekamül kademesine aynı anda rehberlik eder.

Bu sistem o kadar başarılı ki, hiç kimse dışarıda kalmaz. Her tekamül kademesi kendi Kuran anlayışından o kadar emin olur ki, tüm gruplar kendilerine apaçık olan bilgileri diğerlerinin anlayamamasına şaşar, birbirlerinin akılsızlığına hayret ederler :).

.

ozkanates 28. November 2014 09:19 AM

Bu sabah Kuran'da "zikir" terimini taradım.
Yukarıdaki metodojide tekil anlam: Vahiyi hatırlama/hatırlatma.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:10 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam