hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman! (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=463)
-   -   Kafir - iman - hak (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3610)

han 26. February 2015 03:46 PM

[QUOTE=galipyetkin;19944]
Yukarıdaki açıklamalardan, “düşünme” hakkında şu tespitleri yapmak mümkündür:

- Düşünme, karşılaşılan her nesne ve olguya karşı, beyin tarafından verilen dolaylı bir tepkidir. Ancak bu tepki her zaman etki ile eş zamanlı olarak ortaya çıkmaz.

- Düşünme dolaylı bir tepki olduğundan, bu tepkiyi doğuracak bir etkinin bulunmaması hâlinde beynin düşünce yetisi harekete geçmez. [COLOR="Red"]Meselâ duyu organlarının algılama yapamadığı bir ortamda (uzayda, boşlukta) beynin düşünme faaliyetinde bulunması söz konusu değildir.[/COLOR]

- [COLOR="Blue"]Düşünme yetisi, kontrol edilemeyen, yani insana boyun eğmeyen, onun iradesi dışında her türlü koşulda faaliyet gösteren bir beyin fonksiyonudur.[/COLOR]

- Düşünme, beynin bilinçli sürecinde oluşabileceği gibi (ikincil süreç düşüncesi), bilinçsiz sürecinde de oluşabilir (birincil süreç düşüncesi).

- Düşünme, kendisini oluşturan iç ve dış etkilerin yoğunluklarına göre; “içe yönelik” veya “gerçekçi” olarak nitelendirilebilir.

.....................................

Bu bilgiler ışığı altında, Kur’an’daki “fikr” ve “tefekkür” kavramları hakkında aşağıdaki tespitleri yapmak mümkündür:

- Kur’an bilinçli insanları muhatap aldığı için, Kur’an’daki “fikr” ve “tefekkür”, bilinçli beynin ürünleridir.

- Kur’an’daki “fikr”; bilinçli bir beyin tarafından üretilen, düşüncelerin ansızın kendiliğinden anımsandığı serbest çağrışımlardan başlayarak, değerlendirme, yargılama, ilke çıkarsama, problem çözme gibi biçimler ihtiva eden “gerçekçi düşünce”nin de içinde bulunduğu, düşünce çeşitlerinin genel adıdır.

- Kur’an’daki “tefekkür”; yanlıştan sakındırıp doğruyu buldurmak suretiyle gerçek başarıyı sağlayan “fikr”dir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Merhaba,

Özellikle düşünme konusundaki çıkarım-yorum biraz farklı geldi bana. Kırmızı ve mavi renkle işaretli kısımlarda ufak bir çelişki var gibi. Kısa ifadeyle düşünmenin kaynağının dış uyaranlara(veya duyu organları ile algılamaya) bağlı olduğu belirtilerek, ağırlıklı olarak "bilinçaltı beyin fonksiyonları", düşünme şeklinde tanımlanmış. Bunun yanında "kontrol edilemeyen ve her koşulda çalışan bir fonksiyon" olduğu da yazılmış.

Ben mavi yoruma daha çok katılıyorum. Çünkü düşünme fonksiyonu sadece insana özgü bir mekanizma değil. Tek hücreli bakteriden tutun, sürüngeninden uçanına, insana kadar her canlıda bu mekanizma görülüyor. Buna psikolojide "içgüdü" de deniyor. Dolayısı ile uzaya veya herhangi bir hissiz ortama tek hücreli bakteriyi koyalım. Bu mekanizma muhtemelen yine çalışacaktır. Ancak, bu bakteri sıfırdan inşa olmaya(biyolojik yaratılmaya) başlarken bu hissiz ortamda bırakılsa ve dışarıdan hiçbir uyarana maruz kalmadan gelişmesi sağlansa dahi, bu gelişme süreci de kendi içinde bir mekanizma olduğundan, can verilen her varlık otomatik olarak hislerle donatılmış olur. Ve kendi içgüdüsü(beslenme, hayatta kalma güdüleri gibi) de, dolayısıyla düşünme mekanizması da inşa olur.Ve ister istemez (bilinçsiz) düşünme mekanizması başlar.

Bu konular için "düşünme", "bilinç"(alt/üst bilinç), "içgüdü" gibi kavramlar da irdelenmeli. Sizin "tefekkür" tanımınız daha çok "üst bilinç" tanımına yakın duruyor. Bu konulardaki görüşünüz nedir?

Selam ve saygılarımla,

ozkanates 27. February 2015 09:12 AM

Başlık konusuna odaklanılmasını talep ediyorum çünkü önemli bir tez içeriyor:

- İster güzel düşünüp güzel davranmayan, hayra ve barışa yönelik iş yapmayan,
- İster Allah'ın indirdiğiyle (Kuran, mistik metinler) hükmetmeyen,
- İster mutlak tekilliğin(in) farkında olmayan,
- İsterse de başka bir anlamda olsun,

Kuran "kafir" terimi ile dinsiz olanları ve/veya başka dinleri anlatmıyor. Doğrudan inananların çoklarını, ve aksine şerh düşmediğine göre de, [U]müslümanların çoklarını[/U] anlatıyor.

kuman 27. February 2015 06:34 PM

Madde=enerji=ilizyon....
Bilim adamlari bosuna ugrasiyor maddeyi cozmek icin.
Ozkan kardesimiz cozmus Ilizyonmus.
Ahmet hoca neden uzaya uydu firlatiyorsunuz bana sorun ben cevaplarim demisti...

Gercekten bu bilim adamlari cok saf....

han 28. February 2015 02:58 AM

[QUOTE=ozkanates;19956]Kuran "kafir" terimi ile dinsiz olanları ve/veya başka dinleri anlatmıyor. Doğrudan inananların çoklarını, ve aksine şerh düşmediğine göre de, [U]müslümanların çoklarını[/U] anlatıyor.[/QUOTE]
Değerli Kardeşim,

[COLOR="RoyalBlue"][URL="http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=2&ayet=112"]2:112[/URL] [I]Evet, kim tam bir [I][U]teslimiyetle yüzünü Allah'a döner[/U][/I] ve iyilik yapanlardan olursa, Rabbi katında mükafatını görecektir; ve böyleleri ne korkacak, ne de üzülecekler[/I][/COLOR]

[COLOR="RoyalBlue"][URL="http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=31&ayet=22"]31:22[/URL] [I]Kim tam bir [U]teslimiyetle yüzünü Allah'a döner[/U] ve ve iyilik yapanlardan olursa, elbette, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah'a varır.[/I][/COLOR]

Kuran'da "teslimiyetle yüzünü Allah'a dönme/çevirme" ifadeleri bir hayli geçiyor, malum. "iyilik yapma" ifadeleri ise ikincil sırada geliyor.

Ben bu yüzden "Mutlak Tekillik Bilinciyle..." dedim. Çünkü yüzünü Allah'a çevirmeyen(Benliğini Allah'a teslim etmeyen) biri, yaptığı iyilikleri Allah'tan değil kendi BEN'liğinden bilecektir.

Yüzünü Allah'a teslim etmeyenler içinde, dediğin gibi müslüman-hıristiyan-yahudi vd. benlikli her kul olabilir. Ancak, tevhid'e aykırı inanışlar içinde olan kitap ehli ağırlıklı olarak bu ifadenin kapsamındadır diye düşünüyorum. Çünkü yaptığı/yapacağı iyiliği kendi benliğine veya yanılgıyla diğer inandığı ilahlarına ithaf edebilme ihtimali vardır.(isa'ya, meryem'e, üstün ırkına vs.)

Bu durumda, Allah'a teslimiyetsiz yapılacak olan her iyilik küfre araç olacaktır.
Bu yüzden naçizane yorumumla küfür; tevhid'i özümseyemeyen her davranış-inanış olabilir. Yine dinsiz olanlar veya tevhid kavramı hasarlı dinlerden olanlar da kafir sayılabilir.

galipyetkin 2. March 2015 10:35 AM

sayın han.

".........Ve ister istemez (bilinçsiz) düşünme mekanizması başlar." demişsiniz bana yazdığınızda

Buna ben derim ki:"Neyi düşünme? Dünyanız ne kadar ki?"
Ve eğer sizi düşünceye sevk edecek dış etken yoksa nereye kadar...?
"Uzay misali bu yönden verilmiş olmalı". Hatta algısızlara karşı da söylenen bir deyiş de var:"Uzayda mı yaşıyorsun?"

Hissetmek değişik bir olgu, etkilenmek, dolayısı ile tecrübe değişik bir olgu.

Söyleşi sitedeki konusuna taşınırsa incelemeye katılabilirim.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:07 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam