![]() |
[QUOTE=Fers;13283]hür e hür ise, hür/dişi ve erkeği kapsar
abd köle ise, köle/dişi ve erkeği kapsar... öyle ise ünsa/dişi neyin nesi, diğer ikisi dişiyi zaten kapsamışken neden ayette üçüncü tanımda/neden extra...[/QUOTE] Yukarıdaki yazında da aynı tespiti yapmıştın ve cevaplamıştım. Şimdi bir kere daha değineyim. Kısasla ilgili ayetlerde, kim haksız yere birine zarar verirse, zarar görenin kendisi (ölmüşse yakınları) tarafından affedilmedikçe aynı şekilde, misliyle karşılık göreceği belirtilmiştir. Buna rağmen, kavimler yada belli kesimler, kendilerini diğerlerinden üstün kabul etmeleri, yine hür insanların savaş esirleri olan kölelerden ve erkeklerin her durumda kadınlardan kendilerini üstün görmeleri nedeniyle, erkek veya hür birisi başkasına verdiği zarar nedeniyle, üstün olarak kendisinin kısas edilmemesini, sahip olduğu köle yada kadının kısas edilmesini istemesi nedeniyle bakara 178 ile kısas hükmüne son şekli verilmiştir. Hür, köle, yada kadın, kim haksız yere bir cana kıyarsa, onun karşılığını kendisi aynı şekilde ödeyecektir. Hür birisi, sahip olduğu köle yada kadınını kendisi yerine öneremeyecek, önerse dahi, kısası yerine getirecek yetkililer bunu dikkate almayacaklr ve suçlunun bizzat kendisini (af edilmemişse) kısas edeceklerdir. Kadın, işte bu nedenle bir kez daha anlatılmaktadır. Ama, bu ayeti yada bütünüyle kısasın insanlara değilde hayvanlara hitap ettiğini düşünürseniz, işin içinden çıkamazsınız. Kısasla ilgili daha detaylı anlatım için, kısas başlığındaki yazılarıma bakılabilir. selamlar, aorskaya |
[QUOTE=aorskaya;13295]
[QUOTE=Fers;13288]bakara/178 yaa eyyuhelleziine aamenuu kutibe aleykumul kısaasu fiil katlaa../ rabbin sistemini kabullenmişlere öldürülenler hakkında kısas yazıldı/hükm rabden geldi... el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsaa bil unsaa.../ hür ile hür, abd ile abd, ünsa ile ünsa... fe men ufiye lehu min ahiihi../ kişi için, kardeşinden gelen haktan vazgeçme... bakara/179 ve lekum fiil kısaası hayaatun.../ hükmedilen kısas muhatablara hayat... bakara/180 kutibe aleykum, izaa hadara ehadekumul mevtu in tereke hayraa.../ onlara getirilen, onlardan birine ölüm geldiğini sezdiği anda mal bırakma durumu.. bakara/181 fe men beddelehu ba de maa semiahu.../ onu işittikten sonra değiştiren..../gelen hükmü işittiler, değiştirilemez... bakara/182 min muusın.../ vasiyet... ifadelerdeki konu, mal/mal bırakma/vasiyet...[/QUOTE] Sen de hayvanlar yerine, kısası miras, vasiyet, veraset gibi mal bırakılması yada edinilmesi olarak açıklıyorsun... [COLOR="Red"][B][I]Siz, kuranı nasıl okuyor, nasıl böyle anlayabiliyorsunuz, ben bunu anlayamıyorum. Ama, ayrı varlık olarak reddettiğiniz, şeytandan rabbimize sığınmadan okuyorsanız[/I][/B][/COLOR] [COLOR="Blue"][B][I][U]zaten böyle durumların olacağını kuranın kendisi anlatmaktadır. [/U][/I][/B][/COLOR] Her neyse; Bu yazınızı [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?p=13293#post13293[/url] linkinde KISAS başlığı altında cevaplayacağım. [/QUOTE] selamlar... |
[QUOTE=aorskaya;13296]selamlar...[/QUOTE]
[FONT="Comic Sans MS"][B]Sevgili kardeşim, Ayetleri bu şekilde parçalayarak, içinden bir kısmını alıp, diğer kısımları dışarda bırakarak, kurandan hüküm çıkarma yöntemini nasıl benimseyebeiliyorsunuz? Bırakın ayetleri sizinki gibi parçalayarak hüküm çıkarmayı, ayetleri tek başına bile ele alarak hüküm çıkarmada yanlışa düşeceğinizi bu nedenle konu ile ilgili ayetleri konu bütünlüğü içinde ve topluca değerlendirerek konu hakkında hüküm çıkarılması gerektiğini siz nasıl aklınıza getiremiyorsunuz. Aklınızda olanı, bir şekilde daha önce bildiğinizi sandığınız şeyleri ayetlere onaylatmak için bu yöntemlere başvurmak yerine, ayetleri konu bütünlüğünde ve birbirini açıklayan, destekleyen hükümler olarak topluca dikkate almanı gerekir. Bu nedenle, kuran her yerinde buna dikkat edilerek anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bir yerde kurandan kopuk bir akılla anlaşılan bilginin etkisinde kalırsanız, o zaman o etkiyle başka konularıda yanlış yorumlamanız kaçınılmaz sonuç olarak sizi yanlış sonuca götürür. Aşağıda sizin parçalayarak ele aldığınız ayetlerin, tamamı bütün olarak yer almıştır. Çeviriler sayın Hakkı Yılmaz'a aittir. Şimdi BAKARA 178 ila 184.ayeteleri bütün olarak yazalım ve konuyu anlamaya çalışalım. [/B][/FONT] BAKARA-178. [COLOR="Blue"][I]Ey iman etmiş kişiler! Ölümlü olaylarda kısas [âdil karşılık] size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, onun [ölenin] kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uymalı, ona güzellikle ödemelidir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim sınırları aşarsa artık acı veren azap onun içindir.[/I][/COLOR] [FONT="Comic Sans MS"]Burada, miras ile ilgili bir durumu nerden görebiliyorsunuz? 1- Ölümlü bir olay ve bu olaydaki fail ile maktül ele alınıyor. 2- Öldüren yani katil, hür, köle, yada kadın olabilir, haksız öldürmelerde; katil, hür, köle, yada kadın olması durumuna bakılmaksızın adil karşılık olarak aynı şekilde karşılığını görmelidir. 3- Ancak, ölenin yakınlarına, katil bu sonucu hak etsede, bağışlamasının daha uygun olacağı tavsiye ediliyor ve bağışlananın da bunun karşılığında örfe uygun bir bedel ödemesi emrediliyor. 4- Bunun bir rahmet olduğu ile taraflara kabulü, bu durumu içlerine sindirmeleri isteniyor. 5- Af yada kısas hangisine karar verilirse onun uygulanmasından sonra, başka bedel ödetmeye kalkışılmaması hatırlatılıyor. Aksi halde, bu eyleme girenlerin de suçlu olacağı ve bedel ödeyeceği belirtiliyor. [/FONT] 179. [COLOR="Blue"][I]Ey kavrama yetenekleri olanlar! Takvâlı davranırsınız diye bu kısasta sizin için hayat vardır.[/I][/COLOR] [FONT="Comic Sans MS"]Öldürenin, öleceğini bilmesi halinde öldürmeden vazgeçerek hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatının kurtulması ile kısasta hayat ortaya çıkıyor. [/FONT] 180. [COLOR="Blue"][I]Sizden birinize ölüm hazır olduğu vakit, eğer bir hayır [mal] bıraktıysa, muttakiler üzerine bir hakk olarak, babası-anası ve en yakın akrabası için, ma‘rûf ile vasiyet etmek yazıldı [farz kılındı].[/I][/COLOR] [FONT="Comic Sans MS"]Burada, kısasen öldürülmesine karar verilenin, nasıl vasiyette bulunması anlatılıyor. [/FONT] 181. [COLOR="Blue"][I]Artık her kim, bunu duyduktan sonra onu değiştirirse, onun günahı ancak onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.[/I][/COLOR] [FONT="Comic Sans MS"]Vasiyetin normal şartlarda, yani hatalı olmamasına rağmen değiştirilmesi halinde, rabbimizin her şeyi bildiğinin hatırlanması, aksi halde bunu göze alanların günaha girecekleri anlatılıyor. [/FONT] 182. [COLOR="Blue"][I]Artık her kim vasiyet edenin, bir hata işlemesinden veya bir günaha girmesinden korkar da onların arasını düzeltirse, ona hiç bir günah yoktur. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.[/I][/COLOR] [FONT="Comic Sans MS"]Vasiyette, (öldürülme psikolojisi içindeyken hataya düşülmesi hali) hata varsa, vasi ile mirasçıların arasında aracı olarak aralarını bulursa günah olmayacağı açıklanıyor. Şimdi, sevgili kardeşim, ayetlerin birbiri ile ilgisi böyle iken, kalkıp mirasın anlatıldığı ayetleri esas alıp, kısasla ilgili ayet hükümlerini nasıl miras hükmü gibi açıklama yanlışına düştüğünüzü görmenizi diliyorum. selamlar, aorskaya [/FONT] |
yazılarımı buraya asmışsın kafana göre, ben orada cevap vere dururken bizimkilerin kopyaları burada öksüz kalmışlar...
alıntı yaptın madem hepsini getir, getir ki adil olsun... |
[quote]
Ayetleri bu şekilde parçalayarak, içinden bir kısmını alıp, diğer kısımları dışarda bırakarak, kurandan hüküm çıkarma yöntemini nasıl benimseyebeiliyorsunuz?[/quote] bu gönderme bana mı, öyleyse eğer, "destuuur" derim sana, ister kusura bak ister bakma... |
[quote]
BAKARA-178. Ey iman etmiş kişiler! Ölümlü olaylarda kısas [âdil karşılık] size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, onun [ölenin] kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uymalı, ona güzellikle ödemelidir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim sınırları aşarsa artık acı veren azap onun içindir. Burada, miras ile ilgili bir durumu nerden görebiliyorsunuz? [/quote] bakseen, kimin parçaladığı çıktı ortaya... |
bakara/177
ve aatel maale alaa hubbihii zevil kurbaa vel yetaamaa vel mesaakiine vebnes sebiili, ves saailiine ve fiir rıkaabi.../ malına sevgi duyan ama ihtiyaç sahibi olarak görülenlere ondan verenler... bakara/178 yaa eyyuhelleziine aamenuu kutibe aleykumul kısaasu fiil katlaa../ rabbin sistemini kabullenmişlere öldürülenler hakkında kısas yazıldı/hükm rabden geldi... el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsaa bil unsaa.../ hür ile hür, abd ile abd, ünsa ile ünsa... fe men ufiye lehu min ahiihi../ kişi için, kardeşinden gelen haktan vazgeçme... bakara/179 ve lekum fiil kısaası hayaatun.../ hükmedilen kısas muhatablara hayat... bakara/180 kutibe aleykum, izaa hadara ehadekumul mevtu in tereke hayraa.../ onlara getirilen, onlardan birine ölüm geldiğini sezdiği anda mal bırakma durumu.. bakara/181 fe men beddelehu ba de maa semiahu.../ onu işittikten sonra değiştiren..../gelen hükmü işittiler, değiştirilemez... bakara/182 min muusın.../ vasiyet... ifadelerdeki konu, mal/mal bırakma/vasiyet... işte aslı, aslı anlaşılamamış/ayıklanmış kopyasından üstündür... |
selam
[quote] Öldürenin, öleceğini bilmesi halinde öldürmeden vazgeçerek hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatının kurtulması ile kısasta hayat ortaya çıkıyor.[/quote] idam var iken veya halen olan ülkelerde öldürme/bilerek, kasten cana kıymalar yokmuydu/yok mudur, idam olan ülkelerin olmayanlara göre suç oranları nedir...hayat ne derece ortaya çıkıyordu/çıkıyor... |
[quote]
180. Sizden birinize ölüm hazır olduğu vakit, eğer bir hayır [mal] bıraktıysa, muttakiler üzerine bir hakk olarak, babası-anası ve en yakın akrabası için, ma‘rûf ile vasiyet etmek yazıldı [farz kılındı]. [B]Burada, kısasen öldürülmesine karar verilenin, nasıl vasiyette bulunması anlatılıyor.[/B][/quote] ifadenize bakılırsa, "Sizden birinize ölüm hazır olduğu vakit" size göre buradaki "siz" olanlar sadece öldürenler/kişileri öldürmüş olanlar, yani genel olarak "eyyuhelleziine aamenuu" değil... öyle midir... |
[quote]
Şimdi, sevgili kardeşim, [B]ayetlerin birbiri ile ilgisi böyle iken[/B], kalkıp mirasın anlatıldığı ayetleri esas alıp, kısasla ilgili ayet hükümlerini nasıl miras hükmü gibi açıklama [B]yanlışına düştüğünüzü[/B] görmenizi diliyorum.[/quote] kesindir/olması gereken kesinlikle budur iddiasında değildim/değilim, niyet fikir alışverişinden ibarettir demiştim/dedim/diyorum ve ekliyorum benim yorumum o idi/o dur, değişmedi ama değişebilir, sizinki olmasada yorum yorumumdan mantıklı olabilir, doğaldır... dedim ama sizin şu "[B]ayetlerin birbiri ile ilgisi böyle iken[/B]" bu keskin/net ifadeniz herşeyi bitirdi, meğer [B]kesin hüküm sizinmiş[/B], siz yazdınız ise(kimin çevirisi olduğu beni ilgilendirmiyor) olay bitmiştir, üstüne söz söylemek hakka aykırı.... |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:45 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam