![]() |
Sayın bartsimpson.
Yukarıda hitap ettiğiniz kişiler arasında ben yokum. Fakat evvelki sayfalarda bu konu hakkında en az üç kere tekrarladığım bazı ifadelerim var ve es geçildi nedense. Size onu anımsatmak istedim. Konu madem ki demokrasi eski bilgilerimizi anımsıyalım. Hatta iyi ve güvenilir bir ansiklopediden tazeliyelim. Şimdi ben ansiklopediye bakmadan kendimce bir tanım vereyim kısaca: Halkın halk tarafından hak için, hakkaniyetle yönetilmesi. Daha evvel ne demişim: Kur'an'da Şûra nedir? Cem-cami nedir? Cemaiyyun nedir? Bakara-104 ne ifade ediyor? ve bakara-256 ne anlatıyor? Bir de Kafurun Suresi son ayetine bakın. Burada ifade edilenler benim Kur'an'dan anladığım sosyo ekonomi politik sistemindeki demokrasinin kısa tanımıdır. Bunları işaret etmemiz yerine sayfalarla yazmamız mı gerekiyor? Lütfen biraz araştırıcı olun. Bu gün Türkiyede uygulanan sistem demokrasi değildir. Bır adam etrafına toparladığı üç-beş kişi ile kurduğu bir parti vasıtası ile düşüncelerini topluma empoze edip topladığı onbeş-yirmi milyon oy ile kendini seçtirmesi ve seksen milyonluk bir toplumu idare etme iddiasıyla, memleketin gelir kaynaklarına el koyup, kendi düşünceleri(mi acaba) yönünde çobanlık yapmasıdır. Sistemi yaşıyorsunuz, adını da siz koyun. Demokrasi asayiş değil, istikrardır. Düşünün bir; koca imparatorluk işgal altında iken Sıvas ve Erzurum Kongreleri kimlerle yapılmıştır, kararlar nasıl ve kimler tarafından alınmıştır? İlk Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu ve aldığı kararlar kimlerin katılımı iledir ve nasıl seçilmişlerdir, ve nasıl karar almışlardır? Kur'an'daki Şûra suresi ile, ister ansiklopedideki şûra tanımıyla karşılaştırın ne fark edeceksiniz? Neden ''Millet Meclisi'' denmemiştir de ''BÜYÜK Millet Meclisi'' denmiştir acaba? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[QUOTE=galipyetkin;12266]Sayın bartsimpson.
Yukarıda hitap ettiğiniz kişiler arasında ben yokum. Fakat evvelki sayfalarda bu konu hakkında en az üç kere tekrarladığım bazı ifadelerim var ve es geçildi nedense. Size onu anımsatmak istedim. Konu madem ki demokrasi eski bilgilerimizi anımsıyalım. Hatta iyi ve güvenilir bir ansiklopediden tazeliyelim. Şimdi ben ansiklopediye bakmadan kendimce bir tanım vereyim kısaca: Halkın halk tarafından hak için, hakkaniyetle yönetilmesi. Daha evvel ne demişim: Kur'an'da Şûra nedir? Cem-cami nedir? Cemaiyyun nedir? Bakara-104 ne ifade ediyor? ve bakara-256 ne anlatıyor? Bir de Kafurun Suresi son ayetine bakın. Burada ifade edilenler benim Kur'an'dan anladığım sosyo ekonomi politik sistemindeki demokrasinin kısa tanımıdır. Bunları işaret etmemiz yerine sayfalarla yazmamız mı gerekiyor? Lütfen biraz araştırıcı olun. Bu gün Türkiyede uygulanan sistem demokrasi değildir. Bır adam etrafına toparladığı üç-beş kişi ile kurduğu bir parti vasıtası ile düşüncelerini topluma empoze edip topladığı onbeş-yirmi milyon oy ile kendini seçtirmesi ve seksen milyonluk bir toplumu idare etme iddiasıyla, memleketin gelir kaynaklarına el koyup, kendi düşünceleri(mi acaba) yönünde çobanlık yapmasıdır. Sistemi yaşıyorsunuz, adını da siz koyun. Demokrasi asayiş değil, istikrardır. Düşünün bir; koca imparatorluk işgal altında iken Sıvas ve Erzurum Kongreleri kimlerle yapılmıştır, kararlar nasıl ve kimler tarafından alınmıştır? İlk Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu ve aldığı kararlar kimlerin katılımı iledir ve nasıl seçilmişlerdir, ve nasıl karar almışlardır? Kur'an'daki Şûra suresi ile, ister ansiklopedideki şûra tanımıyla karşılaştırın ne fark edeceksiniz? Neden ''Millet Meclisi'' denmemiştir de ''BÜYÜK Millet Meclisi'' denmiştir acaba? Saygılarımla. Galip Yetkin.[/QUOTE] Sizden bekleneni (kendimce) hep hakkıyla yerine getiriyorsunuz sayın "galipyetkin" minnet ve teşekkürlerimle... |
[QUOTE=galipyetkin;12230]......... bu cehaletinizle de etrafınıza saldırmazdınız. Cehaletinizin verdiği cesaret ve kibirle bu tür tecavüzkâr hareket tarzlarınız ve terbiye dışı üslübunuz maalesef kabul görmüyor.
............... Laik, demokratik görüşlü, Atatürk ilkelerine bağlı insanlara saldırmayı bırakıp, insanlara üstunlük sağlama hezeyanı ile ezmeyi, alçaltmayı, gözden düşürmeyi amaçlamış uslubunuzu da düzeltin. [/QUOTE] Selamünaleyküm kardeşlerim. Çok değerli Galip Yetkin kardeşim. Yazınızın alıntı yaptığım kısmına katılmıyorum. Zira aorskaya kardeşimin üslubunu gayet nazik ve olumlu buluyorum. Ayrıca cehalet anlamın da herhangi bir yazısına da rastlamadım. Gayet te bilgili buluyorum. Kimseye saldırmıyor, yazan her kardeşimin görüşüne nazikçe cevaplar veriyor. Kendisini üstün görüp te kibirlenmiyor; sadece ilmini konuşturuyor. Bence çok ta güzel bilimsel cevaplar veriyor. Yazdıklarının bir kısmına katılmasam da, sizleri nasıl takdir ediyorsam, aorskaya kardeşimizi de ilminden dolayı takdir ediyorum. Katılmadığım yazılarına bile teşekkür veriyorum. Bu forumda tartışmak,fikir münakaşası ve münazarası harika birşey. Tadına doyamıyorum desem yeridir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. |
Sayın Miralay.
Herkesin kendine has bakışı ve değerlendirmasi vardır. Bunu kırıcı olmadan aktarması saygıya değer. Bu nedenle ben de sizi saygı ile selâmlıyorum. Hürmetlerimle. Galip Yetkin. |
[QUOTE=Miralay;12270]Selamünaleyküm kardeşlerim.
Çok değerli Galip Yetkin kardeşim. Yazınızın alıntı yaptığım kısmına katılmıyorum. Zira aorskaya kardeşimin üslubunu gayet nazik ve olumlu buluyorum. Ayrıca cehalet anlamın da herhangi bir yazısına da rastlamadım. Gayet te bilgili buluyorum. Kimseye saldırmıyor, yazan her kardeşimin görüşüne nazikçe cevaplar veriyor. Kendisini üstün görüp te kibirlenmiyor; sadece ilmini konuşturuyor. Bence çok ta güzel bilimsel cevaplar veriyor. Yazdıklarının bir kısmına katılmasam da, sizleri nasıl takdir ediyorsam, aorskaya kardeşimizi de ilminden dolayı takdir ediyorum. Katılmadığım yazılarına bile teşekkür veriyorum. Bu forumda tartışmak,fikir münakaşası ve münazarası harika birşey. Tadına doyamıyorum desem yeridir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.[/QUOTE] Ve aleykümselam ve berekatuhu... Sayın Miralay, samimi yazınız için, çok fazla söze gerek bırakmadan, sadece samimi olarak teşekkür edebilirim... Teşekkür ederim... saygılarımla... aorskaya |
Merhaba.
[I]Iddia: Demokrasi Allah ne emrediyorsa o degil halk neye karar verirse odur. Oysa halk Allah'in emirlerine aykiri kararlar verebilir. Örnegin bir referandumda "Zina cezayi gerektiren suc olsun mu?" diye sorulsa halk zinanin cezayi gerektiren suc sayilmasini reddeder.[/I] Bu idianin sahipleri su yanlislari yapiyor: 1.Halk zinayi suc saymayacak kadar ahlaksiz degildir; hele iddia sahiplerinden cok ama cok daha ahlaklidir. Halk, oylarini zinanin suc sayilmasi icin kullanir. Su anda ceza yasamizda zina sucu yok. Ama olmamasina halk karar vermedi. "Demokrasi treninden hedefime varinca inerim!" diyen antilaik ve antidemokrat kafa karar verdi. Bunu cok yakindan izledim; not ettim. Size de anlatirim, Allah isterse. 2.Demokrasi halk neye karar verirse odur iddiasi da fena halde bilgi eksikligi iceriyor. Halkin iradesi SINIRLI olmak zorundadir. Yoksa kaos ortaya cikar. Bir arada olmasi imkansiz iki sey varsa onlar demokrasi ve kaostur. Demokraside karar mekanizmalari nasil olusur; örnegin halkin yasama erki adaletin yargi erki ile nasil paylasilir burada anlatmayayim. Beni aşar. 3.Insan haklari ve helal-haram konulari halka sorulmaz. Zina, icki, hirsizlik... haramdir. Allah'in kararidir onlar. Laik demokrasinin haram-helal hükmü vermek gibi bir isi olamaz. Laik demokrasi Allah'in hükümlerine karismaz; baska inancta olanlarin özgürlügüne engel olmamak kosuluyla o hükümlere uyma özgürlügünü saglamayi kendisine görev bilir. Zinanin ceza yasamizdan cikarilmasi örneginde görüldügü üzere Allah'in hükümlerine razi olmayanlar antilaik ve anti demokrat kafalardir. Simdilik bu kadar. Sevgi ile, Hasan Akcay |
[QUOTE=Hasan Akçay;12279]
Merhaba. [I]Iddia: Demokrasi Allah ne emrediyorsa o degil halk neye karar verirse odur. Oysa halk Allah'in emirlerine aykiri kararlar verebilir. Örnegin bir referandumda "Zina cezayi gerektiren suc olsun mu?" diye sorulsa halk zinanin cezayi gerektiren suc sayilmasini reddeder.[/I] [/QUOTE] [I]Merhabalar, sevgili büyüğüm sayın H.Akçay, Yazınızın sonunda kullandığınız “reddeder” kesinliğini iddia eden olabilirmi bilmiyorum, ama bu iddiada bulunan için; o an aklını kullanamayan biri olabilir diye düşünüyorum. “Reddedebilir” yani, bu ihtimal vardır demek doğru olanıdır. Sonra demokrasilerde halk sadece (referandum olmadıkça) temsilci seçer. Temsilciler ise; (ben bazen diyeyim) halkın iradesine ters kararlar alabilirler, ki; ülkemizde bunun örnekleri çoktur. [/I] [QUOTE=Hasan Akçay;12279] Bu idianin sahipleri su yanlislari yapiyor: 1.Halk zinayi suc saymayacak kadar ahlaksiz degildir; hele iddia sahiplerinden cok ama cok daha ahlaklidir. Halk, oylarini zinanin suc sayilmasi icin kullanir. [/QUOTE] [FONT="Comic Sans MS"]Bunun garantisini veremezsiniz, siz de bu kesinlikte konuşmayın. Örneğin İslami olmayan bir çok batı ülkesinde, erkek erkekle yasal olarak evlenebiliyorken bu sözünüz çok iddialı olmuş. Ahlak, kuran ahlakı olmazsa, ahlak kişi yada toplumlara göre değişir. [COLOR="Red"]Örneğin, Eskimolarda; (belki bazı bölgelerde) konuklara, eşlerini sunmak ahlaklılıktır. Bu nedenle, kuran devre dışı kalırsa, halk her yönde irade beyanında bulunabilir.[/COLOR] [/FONT] [QUOTE=Hasan Akçay;12279] Su anda ceza yasamizda zina sucu yok. Ama olmamasina halk karar vermedi. "Demokrasi treninden hedefime varinca inerim!" diyen antilaik ve antidemokrat kafa karar verdi. Bunu cok yakindan izledim; not ettim. Size de anlatirim, Allah isterse. [/QUOTE] [I]Sizin dediğiniz doğru olsa dahi, bazı kardeşlerimiz bu demokrasiyi ve laikliği İslami bulmuşlardır sevgili büyüğüm… İnşallah bu yazınız gözlerine çarpar, belki yanlışlarını görmelerine sebep olur.[/I] [QUOTE=Hasan Akçay;12279] 2.Demokrasi halk neye karar verirse odur iddiasi da fena halde bilgi eksikligi iceriyor. Halkin iradesi SINIRLI olmak zorundadir. Yoksa kaos ortaya cikar. Bir arada olmasi imkansiz iki sey varsa onlar demokrasi ve kaostur. Demokraside karar mekanizmalari nasil olusur; örnegin halkin yasama erki adaletin yargi erki ile nasil paylasilir burada anlatmayayim. Beni aşar. [/QUOTE] [FONT="Comic Sans MS"][B]Demokrasilerdeki; yasama, yürütme ve yargının ayrı ellerde olması, hukuk deyimiyle kuvvetler ayrılığı ilkesi olması da bütün insanlara ideal yaşam ortamı sağlamaya yetmez. Yargının, yasama organının bile üstüne çıktığını, parti kapatma davalarından hatırlayabiliriz. [/B] Bunların hiç birinin olmaması halinde, yani ideal demokrasi halinde dahi, yasaların insanlar tarafından (kuran dikkate alınmadan) konması söz konusu değimlidir? İşte, bakınız en ideal demokrasi dahi, islamın dışında kalmaktadır. Zaten zorla sokmaya çalışmanında anlamı yoktur. Kuran anlamında bile bir araya gelemeyen Müslümanlar oldukça, demokrasi ve laiklik en ideal sistemdir. Aksi halde, ilk önce Müslümanlar arasında kıyım başlar, Müslümanlar kendini imha ederler. [COLOR="Green"][B]Demokrasiyi, “tu, kaka” ilan etmenin anlamıda yoktur. İdeal olan ilahi sistemdir, ama o oluşturulamıyorsa, en iyisi laik demokrasidir. Bu kadar basit, daha fazla zorlamanın anlamı yoktur[/B][/COLOR].[/FONT] [QUOTE=Hasan Akçay;12279] 3.Insan haklari ve helal-haram konulari halka sorulmaz. Zina, icki, hirsizlik... haramdir. Allah'in kararidir onlar. Laik demokrasinin haram-helal hükmü vermek gibi bir isi olamaz. Laik demokrasi Allah'in hükümlerine karismaz; baska inancta olanlarin özgürlügüne engel olmamak kosuluyla o hükümlere uyma özgürlügünü saglamayi kendisine görev bilir. Zinanin ceza yasamizdan cikarilmasi örneginde görüldügü üzere Allah'in hükümlerine razi olmayanlar antilaik ve anti demokrat kafalardir. Simdilik bu kadar. Sevgi ile, Hasan Akcay [/QUOTE] [FONT="Comic Sans MS"][B]Peki en ideal demokrasilerde bile, haram-helale dikkat ederekmi yasalar yapılır? Suç sayılanları suç kabul ederekmi yasalar yapılır?[/B] [COLOR="Red"]En demokratik ülkelerde dahi, erkek taciz ve tecavüzlerinden toplumu korumak adına, erkekleri engelleyici tedbirler almak yerine, adeta ödüllendirecek şekilde kadın genelevleri açılmasını nasıl açıklayabilirsiniz?[/COLOR] Yani, bunun içinde oraları antidemokratik ve antilaik ilan etseniz bile, sizin ideal demokrasinin sadece teoride kaldığını görebilirmiyiz! Saygılarımla… aorskaya [/FONT] |
[I]Kuran anlamında bile bir araya gelemeyen Müslümanlar oldukça, demokrasi ve laiklik en ideal sistemdir. Aksi halde, ilk önce Müslümanlar arasında kıyım başlar, Müslümanlar kendini imha ederler[/I].
Anlastik efendim. Benim söylemeye calistigim da aynen budur. Sizin [I]ideal yönetim[/I] dediginiz seye gelince, ütopyadir o efendim. Yok öyle bir sey. Hele Islamî yönetim... Yok öyle bir sey. Örnek: zina sucu. Ceza yasamizdan zinayi kendi "heva"sini [I]ideal yönetim[/I] sanan kafa cikarip atti. O sirada Kur'ân acisindan cok esli zulmü arastiriyordum; zina onunla da ilgili oldugu icin olayin kotarilisini dikkatle izledim. Önce "Zina, cezayi gerektiren suctur ve ceza yasamizda o sekliyle yer alacak! Bize ne AB ne baskasi karisamaz!" diye esti savurdu. AB yetkilileri dogruladilar. "Zinanin TCY'sinda yer almasi Türkiye'nin ic isidir, dediler. Sonra Avrupa'da yapilan bir basin toplantisinda o kafaya soruldu: "Türkiye'de cok eslilik yasal olacak mi?" Cevap: "Bir kadin hastalanir da karilik görevini yapamazsa ikinci es [I]caiz[/I] olur." Bazi muhabirler kikir kikir güldüler. O gülüsler hâlâ kulaklarimda. Cünkü bir cevapta iki pot kirmisti o kafa: 1.Adam laik bir devletin yöneticisiydi; laik devlet, [I]caiz[/I] oldugu öne sürülen kurallara yani sözüm ona dine göre yönetilmez. O kafa bunu unutmus, tipik bir Suudi yönetici gibi konusuyordu. 2.Acikladigi icazet gerekcesinden su sonuc ta cikiyordu: "Bir adam hastalanir da kocalik görevini yapamazsa ikinci koca caiz olur." Hanim muhabirler "Yasasin! Türkiye' AB'ye girince oraya gidip ikinci bir koca alabilecegim!" diye sevinmistir her halde. Kikir kikir gülmesin de ne yapsinlar. Ama o basin toplantisi AB'nin gözünü aciverdi. Meger, dediler, AB'nin bu müstakbel üyesi zinayi suc saymanin ötesinde cok eslilik zulmünü caiz kilmaya calisiyormus. Kendi "heva"sini ideal Islamî yönetim sayan o kafayi birligin baskentine cagirdilar. Karsilarina alip bir güzel paylamis olmalilar ki bizimki odadan cikar cikmaz ilan etti: [I]Zina ceza yasamizda yer almayacak[/I]. Yer almadi efendim. Oysa Türkiye'nin laik muhalefet partisi zinanin ceza yasamizda yer almasini destekliyordu. Hattâ "Zina sucu sikayete bagli olmasin, savcilar onu dogrudan mahkemeye sevk etsin," diyorlardi, ki Kur'ân'in geregi bu idi. O kafa redetti. "Hayir, zina sikayete bagli suc olacak!" Neden? Cünkü örnegin cok esli bir adamin eslerinden biri "Kocam benim kumam oldugu söylenen nikahsiz bir kadinla yatiyor!" diye sikayet et-mez-se cok eslilik fiilen yasal hale gelecek. Bir de süre koydular: 6 (alti) ay. Laik parti cok esli zulmü reddetti. Sevgi ile, Hasan Akcay |
[QUOTE=aorskaya]
[I]Kuran anlamında bile bir araya gelemeyen Müslümanlar oldukça, demokrasi ve laiklik en ideal sistemdir. Aksi halde, ilk önce Müslümanlar arasında kıyım başlar, Müslümanlar kendini imha ederler[/I].[/QUOTE] [QUOTE=Hasan Akçay;12293] Anlastik efendim. Benim söylemeye calistigim da aynen budur. [/QUOTE] Sevgili h.akçay, Zaten konunun başlığınıda özetle bunu anlatacak şekilde belirlemiştim. Bizler olması gerekenleri ortaya koymakla (yanlışlamadan, çarpıtmadan) mükellefiz. Yoksa, pratikler üzerine inşa edilecek hiç bir şey, bütün insanlar bir tarafa küçük toplumlarda bile adaleti sağlayamaz. Diğer anlattığınız ibretlik olaylar ise yoruma bile yer bırakmayacak şekilde akılsızlık örneği olmuş olaylardır. Güzel anlatımınız ve gerçekleri görme kabiliyetinizin devamlı olması dileklerimle... saygılarımla... aorskaya |
Sn. Akçay yanlış biliyorsam düzeltilsin.
Medine döneminde inen ayetlerin pek çoğu biildiğim kadarı ile toplum ve insan odaklıdır. Yani Medinelinin topraklarına gelen, Hicret etmiş Mekkelilerle birbirleri arasındaki kaosu engellemeye, hukuku ve yaşayışı düzenlemeye yöneliktir. (Sanırım bundada epey başarılı olmuştur) Bir yazınızda okudum "ideal yönetim biçimi yoktur ütopyadır" diye. Acaba Kuran bu dönemdeki yaşayışı sosyal adalet sistemi ile (şimdiki karşılığı ile katıksız komünizm) düzenlemenin yollarını bize anlattı ve örnekledi de biz mi anlamadık?? |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:37 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam