![]() |
Ankebût:41
Allah'ın astlarından yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakın edinenlerin durumu, ev edinen dişi örümceğin durumu gibidir. Şüphesiz evlerin en çürüğü de kesinlikle dişi örümcek evidir. Keşke onlar, bilselerdi. |
Bakara:125
1. ve iz : ve olmuştu 2. ceal-nâ : biz kıldık 3. el beyte : ev, yer 4. mesâbeten : sevap yeri 5. li en nâsi : insanlar için 6. ve emnen : ve emniyetli 7. ve ittehizû : ve edinin 8. min makâmı : (makamdan) bir makam 9. ibrâhîme : İbrâhîm 10. musallen : namaz yeri 11. ve ahidnâ : ve ahd ettik 12. ilâ ibrâhîme : İbrâhîm'e 13. ve ismâîle : ve İsmail'e 14. en tahhirâ : temizlemek 15. beytiye : evim 16. li et tâifîne : tavaf edenler için 17. ve el âkifîne : ve devamlı ibadet edenler, itikâfta 18. ve er rukkai : ve rükû edenler 19. es sucûdi : secde edenler Farkı anlayamadım açarmısınız lütfen? Saygılarımla Bilgi |
Sayın Bilgi.
16. sırada ''Tâifine'' yazıyor; Hacc-26 da da aynısı, ve ''Tavaf edenler'' diye tercüme edilmiş. Tâifine tavaf etmek değil ki. Dilimizde de var olan ''Tayfa '' kelimesi var ya onun karşılığı olarak '' tayfa olanlar'' yani beyte katılıp da bir gemide tayfa ne ise Beyt'te de o olmaktır. Tavaf etmekle yakından uzaktan illgisi yoktur. Bir de Bakara-158'in açılımına bakar mısınız. Orada da Türkçe tercümesinde doğru olarak ''tavaf'' geçmekte ve hangi kelime kullanılmakta. Mukayese eder misiniz. Nedenini açıklayabilir misiniz? Saygılarımla Galip Yetkin. |
Selamun Aleykum! Değerli Galipyetkin Kardeşim!
[QUOTE=galipyetkin;12566]Sayın Bilgi. 16. sırada ''Tâifine'' yazıyor; Hacc-26 da da aynısı, ve ''Tavaf edenler'' diye tercüme edilmiş. Tâifine tavaf etmek değil ki. Dilimizde de var olan ''Tayfa '' kelimesi var ya onun karşılığı olarak '' tayfa olanlar'' yani beyte katılıp da bir gemide tayfa ne ise Beyt'te de o olmaktır. Tavaf etmekle yakından uzaktan illgisi yoktur. Bir de Bakara-158'in açılımına bakar mısınız. Orada da Türkçe tercümesinde doğru olarak ''tavaf'' geçmekte ve hangi kelime kullanılmakta. Mukayese eder misiniz. Nedenini açıklayabilir misiniz? Saygılarımla Galip Yetkin.[/QUOTE] Tavaf; “bir yerde dolaşma” demektir. Burada bu sözcükle, orayı ziyarete gelen ve orada dolaşıp duran kimseler kastedilmiştir. Bu kimseler, orada cereyan eden aktiviteleri izleyerek gittikleri yerlerde Beytüllah’ın tanınmasına vesile olacaklardır. “Ka’be’yi tavaf” diye bir ifade Kur’an’da yer almaz. Lütfen! Vakıa 17; A'raf 201; Kalem19; Nur 58; Ankebut 14 e bakar mısınız? İlk aklıma geliveren ayetler bunlar. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Selamun aleykum! Değerli Bilgi Kardeşim!
[QUOTE=Bilgi;12563]Bakara:125 1. ve iz : ve olmuştu 2. ceal-nâ : biz kıldık 3. el beyte : ev, yer 4. mesâbeten : sevap yeri 5. li en nâsi : insanlar için 6. ve emnen : ve emniyetli 7. ve ittehizû : ve edinin 8. min makâmı : (makamdan) bir makam 9. ibrâhîme : İbrâhîm 10. musallen : namaz yeri 11. ve ahidnâ : ve ahd ettik 12. ilâ ibrâhîme : İbrâhîm'e 13. ve ismâîle : ve İsmail'e 14. en tahhirâ : temizlemek 15. beytiye : evim 16. li et tâifîne : tavaf edenler için 17. ve el âkifîne : ve devamlı ibadet edenler, itikâfta 18. ve er rukkai : ve rükû edenler 19. es sucûdi : secde edenler Farkı anlayamadım açarmısınız lütfen? Saygılarımla Bilgi[/QUOTE] Mealini verdiğiniz ayette "namaz yeri" olarak meallendirilen "musalla" kelimesi "destek merkezi " anlamındadır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
İsrâ / 15
Kim doğru yola gelirse kendisi için yola gelmiş bulunur. Kim saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçkimse başkasının yükünü çekmez. [B]Biz bir elçi göndermeden [/B]hiç kimseyi cezalandırmayız. Meni-htedâ fe-innemâ yehtedî linefsih(i)(s) vemen dalle fe-innemâ yadillu ‘aleyhâ(c) velâ teziru vâziratun vizra uḣrâ(k) vemâ kunnâ mu’ażżibîne hattâ neb’aśe rasûlâ(n) مَنِ اهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا ۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ۗ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبْعَثَ [B][COLOR="Red"]رَسُولًا[/COLOR][/B] |
Bakarâ:125
Ve Biz, bir zaman bu Beyt'i/ilk yapılan okulu, insanlar için bir sevap kazanma/ dönüş yeri ve bir güven yeri yapmıştık. –Siz de İbrâhîm'in görev yaptığı yerden bir salât yeri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan desteğin; toplumun aydınlatılmasının gerçekleştirileceği bir yer] edinin.– Ve Biz, İbrâhîm ile İsmâîl'e, “Beytimi, dolaşanlar, ibâdete kapananlar ve boyun eğip teslimiyet gösterenler, Allah'ı birleyenler için tertemiz tutun” diye ahit almıştık. Merhaba Dost 1 kardeşim Şöyle söyleyebilirmiyim iBRAHİM nasıl hanif bir kul olduysa Rabbimin yolunda biz de onun görev yaptıgı yerden bilgilenerek bu dünyada bir salat yeri edinmek olmalı diyorum selamlar Allah ilminizi arttırsın |
Bakarâ:158
Şüphesiz Safâ ve Merve Allah'ın alâmetlerinden birkaçıdır. Onun için her kim Beyt'i/İlâhiyat eğitim merkezi olan Ka‘be'yi kasdedip Beyt'e gider veya umre/kısa süreli eğitim yaptırılırsa, buralarda dolaşmasında kendisine bir sakınca yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah karşılık verendir, en iyi bilendir Sayın Galip Yetkin Arapça kelimeleri karşılaştıracak bilgim olmadığından bilen olarak Dost 1 kardeşimin açıklamalarından ve sizlerin bilgilerinden faydalanacagım teşekkürler saygılarımla bilgi |
Haşr:21
Eğer Biz, bu Kur’ân'ı bir dağa/çok iri cüsseli bir yükümlü varlığa indirseydik, Allah'a olan saygıyla, sevgiyle ve bilgiyle ürpertiden onu samimiyetle saygı duyar, baş eğer ve parça parça olmuş görürdün. Ve Biz, bu örnekleri iyiden iyiye düşünürler diye insanlara veriyoruz. |
[B]Rûm 30
(Resulüm!) Sen yüzünü [U]hanif olarak[/U] dine, Allah insanları [U]hangi[/U] [U]fıtrat üzere[/U] yaratmış ise ona çevir. [U]Allah'ın yaratışında değişme yoktur[/U]. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.[/B] |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:47 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam