hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Oruç (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=237)
-   -   Yazın Ortasında Oruç? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1736)

dost1 28. June 2014 03:00 PM

Selamun aleyküm, Değerli Kardeşlerim,

Toplumlar zamanı belirleyebilmek için ölçüler belirlemişlerdir.

İnsanlar içerisinde bulunduğu günün ayın kaçıncı günü olduğunu, güneşin durumuna göre asla bilemezler ancak gökteki ayın/kamerin aldığı şekillere göre bilebilirler.

Arap toplumu gökteki ayın/kamerin dünya çevresinde dönüş süresini esas alarak takvimler yapmışlardır ve gökteki aya/kamere 12 isim belirlemişlerdir.

Belirlenen bu isimler:
Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhiccedir.

Kur'an Arabiyyen inmiştir ve Arap dilinin bütün özelliklerini içerisinde en iyi şekilde barındırmaktadır. Tebliğ edildiği toplumun dilinde olmayan bir sözcük kullanıldığında onunla ilgili açıklamalar da âyetle belirtilmiştir.

شَهْرُ رَمَضَانَ /[B]Şehru Ramazan[/B] tamlamasında geçen iki sözcükten biri olan [B]"RAMAZAN[/B]" sözcüğü; Muhammed'in -selam olsun ona - Allah'ın Resulü/Nebisi olarak gelişinden sonra belirlenmiş bir sözcük değildir. -Eğer Resul/Nebi oluşandan sonra verilen bir sözcük olsaydı bu sözcük tebliğ edilen toplum tarafından sorulur ve de sorularına âyetle cevap verilirdi.- Bu tamlamada geçen "RAMAZAN" sözcüğü Arapların daha önceden belirlenmiş aylardan birisin adıdır.
Tamlamayı oluşturan iki sözcükten bir diğeri "ŞEHR" sözcüğüdür. Bu sözcüğün kökü, “Bir şeyin açıkta bulunması ve bu sayede bilinmesi” anlamında olan "ş-h-r" dir.

Gökteki ayın/kamerin, gökyüzündeki 29,30 gün açıkta bulunarak gözlenmesi ve bu nedenle de bilinmesinden dolayı bu zaman dilimine “ŞEHR” sözcüğü isim olarak verilmiştir.
Bu kökten türetilmiş olan sözcükler Türkçe'de de şöhret,şehir,teşhir,meşhur vb. şekillerde kullanılmaktadır.

"شَهْرُ رَمَضَانَ /[B]Şehru Ramazan[/B]" tamlamadır demiştik. Tamlamalar ya isim tamlaması ya da sıfat tamlaması olurlar. Bunu anlamak için tamlayan''ın isim ya da sıfat oluşuna bakarız. Tamlayan isimse, tamlama isim tamlamasıdır, tamlayan sıfatsa, tamlama sıfat tamlamasıdır.

"شَهْرُ رَمَضَانَ /[B]Şehru Ramazan[/B]" tamlamasında tamlanan sözcük "ŞEHRÜ", tamlayan sözcük "RAMAZANE"dır.

Gökyüzündeki 29,30 gün açıkta bulunarak gözlenmesi ve bu nedenle de bilinmesinden dolayı bu zaman dilimine verilen “ŞEHR” ismi "RAMAZAN" ismi ile tamamlanmıştır.
Bakara 185 de:
"Şehru Ramazanelleziy ünzile fiyhil Kur’ânu hüden linNasi ve beyyinatin minel hüda velFurkan" denilerek "Ramazan Ayı" ile ilgili bilgi verilmiş;

"femen şehide minkümüş [B]ŞEHRE[/B] felyesumhu" diyerek de bilgi verilen ve "ŞEHRÜ RAMAZAN" diye İSİM TAMLAMASI yapılmış bu ŞEHRE/RAMAZAN AYINA tanık olanlardan "FELYESUMHU" denilerek oruçlu olması emredilmiştir.

Değerli kardeşlerim;
Kur'an Arabiyyen inmiştir ve Arap dilinin bütün özelliklerini içerisinde en iyi şekilde barındırmaktadır.

Bakara suresinin 183 ve 184. âyetleri bir cümledir. 184. âyetdeki " اَيَّامًا مَعْدُودَاتٍ /Eyyamen ma'dudatin" yeni bir cümlenin başlangıcı olmayıp 183 de belirtilenlerin haberini bildirirerek cümleyi tamamlayan bir öğedir. 184. âyet, 183. âyetin tümlecidir/tamamlayıcısıdır.

" اَيَّامًا مَعْدُودَاتٍ /Eyyamen ma'dudatin" daki "EYYAM" sözcüğü Arapçada "cemi kıllet " denilen çoğul bir ifadedir ki 10 günü değil 3-10 arasındaki gün sayısını belirtir.

Âyetleri bütün olarak görürsek:

183,184[B]Ey iman etmiş kimseler! Sıyam/Karşılıklı, beraberce oruçlu olmak, Allah'ın koruması altına giresiniz diye, sizden öncekilere,[/B] -‘sayılı günlerde, o nedenle sizden her kim hasta olursa veyahut çiftçilik, ticaret, askerlik, eğitim- öğretim gibi gidiş gelişli; hareketli bir iş üzere olursa diğer günlerden sayısıncadır. Oruca gücünü kaybetmiş olanlar/gücü yetenler üzerine ise bir yoksulun yiyeceği, kurtulmalık olarak borçtur. Kim de gönüllü hayır-iyilik yaparsa bu kendisi için çok hayırlıdır/yararlıdır. Ve eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için hayırlıdır/yararlıdır’ şeklinde - [B]yazıldığı gibi, size de yazıldı.[/B]




185[B]Ramazân ayı[/B] ki, Kur’ân, bir kılavuz olarak ve furkândan, yol göstermeden açık seçik açıklamalar olarak kendisinde indirilmiştir. Bu nedenle sizden her kim bu aya/ŞEHRÜ RAMAZANA şâhit olursa hemen onda oruçlu olsun. Kim de hasta veya sefer; çiftçilik, ticaret, askerlik, eğitim- öğretim gibi gidiş gelişli; hareketli bir iş üzerinde ise diğer günlerden sayısıncadır. Allah, size kolaylık diler, size zorluk dilemez. Bu kolaylık, Allah'ın koruması altına girmeniz ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve Allah'ın verdiği nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diyedir.

187 Karşılıklı, beraberce oruçlu olma gecesinde kadınlarınıza cinsellikle ilgili sözler, cinsel ilişki, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir giysidir, siz de onlar için bir giysisiniz. Allah, sizin kendinize hâinlik ettiğinizi bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık kadınlarınıza yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığı şeylerden arayın. Ve fecrden, beyaz iplik siyah iplikten iyiden iyiye sizin için açığa çıkıncaya kadar yiyin-için. Ve geceye kadar orucu tamamlayın. Ve siz ilâhiyat eğitim merkezlerinde programlı ibâdet hâlinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, artık Allah'ın sınırlarına yaklaşmayın. Allah, Kendisinin koruması altına girsinler diye âyetlerini insanlara işte böyle açıkça ortaya koyar.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi 28. June 2014 03:39 PM

....

dost1 28. June 2014 04:18 PM

Selamun Aleykum , Değerli beyazasi Kardeşim.

[QUOTE=beyazasi;19101]Hicri Takvim Peygamberimizden yıllar sonra yani halife ömer zamanında getirilmiş.yani sizin deyiminizle ramazan peygamberimizden çok öncede varmış.Hicri takvime gectikten sonra bu ayların zamanları karışmış olamazmı.(10gün geriye gitmesi)şehr çok sıcak manasında kullanılıyorsa.hasan beyin dediği gibi ozaman bu ramazan sabit bir zamanda olması lazım.umarım anlatabilmişimdir derdimi[/QUOTE]

Hicri Takvim, Ömer'in halifeliği zamanında, hicretten 17 sene sonra toplanan bir konsey tarafından, "Hicretin" gerçekleştiği yıl 1 kabul edilerek oluşturulmuştur. Oluşturulan ay isimleri değil yılların sayılandırılmasıdır. Bu takvimin yapılmasından önce yıllar; sayılarla değil, o yıl gerçekleşen önemli olayların - fil senesi, sel senesi vb isimleriyle anılmakta idi. Ayların isimlerinde bir değişim sözkonusu değildir. Araplarda "RAMAZAN AYI " hep 9. aydır. ayların sıralamalarında bir değişim sözkonusu değilidr.

Değerli Kardeşim,

Oruç/sıyam ile ilgili gerekçe Allah'ın koruması altına girmektir. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah "RAMAZAN AYI" ile ilgili bilgilendirme yaparak ne tür bir değişime ulaşılacağını belirtmiştir. Bu değişim; Allah'ı büyüklenmesi ve Allah'ın verdiği nimetlerin karşılığını ödenmesidir.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi 28. June 2014 04:47 PM

....

beyazasi 28. June 2014 04:55 PM

....

Hasan Akçay 28. June 2014 05:09 PM

Kamerî yildaki aylarin gökteki aylarla ilgisi yok.
Kanit için su gerçegi göz önüne alalim yeter:

Kamerî yildaki aylar [B]vakten degisken[/B] oldugu halde gökteki aylar [B]vakten sabittir[/B]. Onun içindir ki gökteki aylardan biri olan [I]şehru ramazân[/I] daima ama daima ayni mevsimin içinde yer alir.

Kur'an ŞEHR kelimesini asla kamerî yilin on ikide biri (1/12'i) anlaminda kullanmaz.
Buna kanit isteyenlerin de su gerçegi görmeleri yeter:

Kamerî yilin aylari daima ama daima 12 tanedir;
oysa "iddet eş-şuhûr"un "şehr"leri bazan 13 tanedir.

12 ve 13 ayni midir ki kamerî yila ait 12 ay ile "iddet eş-şuhûr"a ait 13 şehr ayni olsun?

9:36'da "[U]Şuhûr[/U]un iddeti 12 [U]şehr[/U]dir" deniyor. Bu, o [U]şehr[/U]lerin EN AZ 12 oldugunun ifadesidir yani 11 şehr bir iddet etmez. Bir iddet EN AZ 12 şehrden olusur. Ama bu "12 [U]şehr[/U]dir" ifadesi bazi iddetlerde 13 şehr bulundugu gerçegini hükümden düsürmez. Eger düsürseydi 13 ncü [U]şehr[/U]i var eden Allah kendi kendisiyle çelisirdi.


Evet, bir 13 ncü şehr gerçegi var. Gökteki "şehr"leri vakten sabitleyen iste o. Kamerî yildaki aylarin gökteki "şehr"ler oldugunu zanneden zevat ne yazik ki bu gerçegin farkinda degil. Farkina varmalari da çok zor. Çünkü farkina vardiklari an ezberleri bozulacak; "Ulemaymis! Pöh!" denecek; fiyakalari bozulacak.

dost1 28. June 2014 05:26 PM

Selamun Aleyküm, Değerli beyazasi Kardeşim,

[QUOTE=beyazasi;19103]O, Güneş'i bir aydınlık, Ay'ı bir ışık yapan ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye, Ay'a menziller ayarlayandır. Allah bunu ancak gerçek ile yaratmıştır. O, bilecek olan bir kavim için Âyetleri detaylandırır. (Yunus, 5)

Ayette “senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye”, diyor ve ekliyor, “Ay’a menziller ayarladık”. Seneyi meydana getiren, senenin oluşmasına neden olan şey bilimsel olarak da sabittir ki dünyanın güneş etrafında bir kez dolanmasıdır. İşte bu senelerin yani dünyanın güneş etrafında kaç kez döndüğünün hesabını Ay’a bakarak yapacağız.

Takvimler saymak içindir. Tarih verebilmek, dün, bugün, yarın diyebilmek geçmişi anlatabilmek, geleceği planlayabilmek kısaca sosyal hayatı düzene koyabilmek içindir. Takvim olsa ya da olmasa, o takvim ya da bu takvim olsa, “bir sene” dünyanın güneş etrafında bir tur atmasıyla oluşur. Hicri takvim Ay’ın dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvimdir. Ay dünya çevresinde 29,5 günde dolanır; bu bir ayı oluşturur. Ay’ın dünya etrafında dolanmasının senenin oluşumu ile hiçbir ilişkisi yoktur. Tüm takvimler gibi hicri takvim de sadece sayım yapmak için kullanılan bir yöntemdir. Bu açıklamalardan sonra şimdi bir soru soralım:

“…Senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye…” diyen Allah, “sene” kelimesini kullanırken bir senenin dünyanın güneş etrafında bir kez dolanmasıyla oluştuğunu bilmiş midir, bilememiş midir?[/QUOTE]

Sorunuzun cevabı sizce nedir?

beyazasi 28. June 2014 06:09 PM

....

dost1 28. June 2014 08:24 PM

Selamun aleyküm, Değerli beyazasi kardeşim,

[QUOTE=beyazasi;19109]insanların yanlış zamanda oruç tuttuğunu suç işlediğini söylüyorum. O “nesi”, ancak küfürde fazlalıktır ki, onunla küfretmiş kimseler şaşırtılır; Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar da Allah'ın haram kıldığını helâl kılsınlar diye onu bir yıl helâl, bir yıl haram sayarlar. Kendilerine amellerin kötülüğü süslenip güzel gösterildi. Ve Allah, kâfirler toplumuna hidâyet etmez. (Tevbe, 37)

Hicri takvim Kur’an gerçeklerine taban tabana zıttır. Hicri takvim ile haram dolunaylar/yasak dolunaylar helal hale getirilmekte, tabiat onarılamaz şekilde tahrip edilmektedir.[/QUOTE]

İddianıza delil olarak sunduğunuz âyetin bir öncesinde Rabbımız olan Yüce Allah:

Tevbe 36:İnne ıddeşşühuri ındAllahisna aşere şehren fiy Kitabillahi yevme halekas Semavati vel’Arda minha erbaatün hurum* zâliked diynül kayyimü fela tazlimu fiyhinne enfüseküm ve katilül müşrikiyne kâffeten kema yükatiluneküm kâffeten, va'lemu ennAllahe maal müttekıyn

"Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri oluşturduğu günkü Allah'ın yazısında ayların sayısı, ay olarak on ikidir. Bunlardan dördü dokunulmaz kılınmıştır. İşte bu koruyan dindir. Bu nedenle dokunulmaz aylarda kendinize haksızlık etmeyiniz. Ve sizinle toptan savaşan ortak koşanlarla siz de toptan savaşın. Ve şüphesiz Allah'ın, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ile beraber olduğunu bilin."

diye buyuruyor.

Bu âyetlerde haccın [en üst düzeydeki uluslararası eğitim ve öğretimin] önemine dikkat çekilmekte ve hacc yapmamanın, ertelemenin zararları konu edilmekte ve evrenin yaratılışından bu yana ayların sayısının 12 olduğu, bunlardan 4'ünün haram [dokunulmaz/özerk eğitim-öğretim ayı] olduğu ve bu ilkenin sağlam bir din olduğu ifade edilmektedir. Öyleyse insanlar, özellikle de Müslümanlar senenin dört ayını, yüksek düzeyde uluslararası eğitim-öğretimle geçirmeli ve bu süre içinde barış, huzur ve sükunet sürdürülmelidir.

Allah'ın bu buyruğu:
Tevbe 37de: İnnemen nesiy’ü ziyadetün fiyl küfri yudallu bihilleziyne keferu yuhıllunehu âmen ve yuharrimunehu âmen liyüvatıu ıddete ma harramAllahu feyuhıllu ma harramAllah* züyyine lehüm suü a'malihim* vAllahu la yehdil kavmel kafiriyn

"O “Nesi”, ancak küfre; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedişte fazlalıktır ki, onunla kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kimseler şaşırtılır; Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar da Allah'ın haram kıldığını helâl kılsınlar diye, onu bir yıl helâl, bir yıl haram sayarlar. Kendilerine amellerin kötülüğü süslenip güzel gösterildi. Ve Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler toplumuna kılavuzluk etmez."

olarak devam ediyor.

Burada dikkat çekilen; "Ramazan Ayının" nesi'/erteleme yapılarak yerinin değiştirilmesi değil, haram ayların yerlerinin değiştirilmesi olayıdır ki, bu yapılan olay küfr yapanlar da kafirler olarak nitelendirilmiştir.

Ramazan Ayının yerinin değiştirilmesinin kimseye bir yararı da zararı da yoktur.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

gul 28. June 2014 09:18 PM

bu belirsizlikler yüzünden herşeyden soğudum, bu şu demek bu bu demek hakkı yılmaz hocam da şu anda savm mı siyam yaptı mesela madem herşey açık zorluk yok bize bu durum ne o zaman böyle düşünenler bu ruh halinde olanlar var mı burada beni anlayabilen arkadaşlar bana yol gösterebilecek olanlar. oruç tutmuyorum tutsamda iki yüzlü olucam gibi geliyo çünkü artık orucu doğru anladığıma ya da faydalı olduğuna inanmıyorum ama bi yandan da içim rahat değil. şu basit açıklama da her yazarın anlatımında mevcut açlarla empati kurmak, kurdum faydası ne bunu oruç tutmadan da yapabilirm ama kime bi faydası var mantığım kabul etmiyo, 2 ramazandır bu olayı yaşıyorum hala bi sonuca vardıramadım :(

beyazasi 28. June 2014 09:32 PM

....

Hasan Akçay 28. June 2014 09:41 PM

[COLOR="Blue"]Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri oluşturduğu günkü Allah'ın yazısında [U]ayların sayısı[/U], ay olarak[U] on ikidir[/U].[/COLOR]

Allah
aylarin [U]nerdeki sayisi[/U]nin 12 oldugunu söylüyor?

Aylarin
kamerî yildaki sayisinin 12 oldugunu mu?
şemsî yildaki sayisinin 12 oldugunu mu?
yildiz yilindaki sayisinin 12 oldugunuı mu?

Hiç birisinin...

Her hangi bir takvimin esas aldigi yila ait aylarin sayisi
Allah'in degil beserin düzenlemesidir; o yüzden keyfîdir.

O kadar keyfîdir ki
[B]örnegin[/B] "yildiz yili"nda aylarin sayisi diye bir sey yoktur
çünkü ay diye bir sey yoktur.

Bkz. Kevser Basar'in CAHILIYE DÖNEMINDE NESÎ baslikli yüksek lisans tezi.

Yildiz yili
aylardan degil "menazil"den olusur.

Bir yildiz yili 28 "menâzil"dir.

Bunlardan
27'si 13 gün sürer (27 * 13 = 351),
1'i 14 gün.

351 + 14 = 365

Yani
1 yildiz yili 365 gündür.


*

Tevbe 36'da Allah aylarin "iddet eş-şuhûr"daki sayisinin EN AZ oniki ay oldugunu söylüyor. EN AZ oniki... 11 ay bir iddet etmez.

Nesî uygulamalarindan biri de
iddetin son "şehr"ini ötelemek yani bir sonraki iddete devretmektir.
12 o zaman 11 olur ve iddet o zaman iddet olmaktan çikar.

Allah'in söyledigi bu. "IDDET eş-şuhûr"daki aylarin sayisi EN AZ oniki olacak.

Allah'in bu söyledigini
"Allah aylarin kamerî yildaki sayisi 12 [U]şehr[/U]dir" diyor
diye çarpitmayalim.


*

Şemsî yilin belli bir ânindan baslayin;
o âna dönüp gelinceye kadar gökte kaç ay var?
Lütfen sayin.

Örnegin
yilin en uzun gündüzü 21 Haziran oldugu için
herkesin bildigi 21 Hazirandan baslayin.

2014'ün 21 Hazirani ile bir sonraki 21 Haziran arasinda kaç şehr var?

Sayiyorum.
[url]http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=2014&n=0[/url]
Saydim. [B]12 tane[/B].

Devam edelim. 2015'in 21 Hazirani ile bir sonraki 21 Haziran arasinda kaç şehr var?

Sayiyorum.
[url]http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=2015&n=0[/url]
Saydim. [B]13 tane[/B].

Iste bu. Iddet eş-şuhûr EN AZ oniki "şehr"e sahiptir. Ama her 3 iddetin 1'i 13 aya sahiptir.


*

Ve o 13 ncü şehr
"iddet eş şuhûr"u şemsî yil ile uyumlu hale getirip
gökteki aylari mevsim açisindan sabitler.

Kisacasi, [B]gökteki aylar vakten sabittir[/B].

Kamerî yila ait aylar ise [B]vakten degisken[/B] olup zincirleme 11 gün erkek gelirler çünkü kamerî yil, 13 şehrli iddetlerin son "şehr"leri ötelenerek ve böylece
NESÎ KÜFRÜ OTOMATIGE BAGLANARAK, üretilmistir.

Nesî denen o küfür göklerdeki [U]şehr[/U]lere uygulanamiyor. Göklerde nesî yok. O yüzden 11 gün erken gelme yok.

Kamerî yilin vakten degisken olan aylari
iddet eş-şuhûrun vakten sabit olan [U]şehr[/U]leri
degildirler, olamazlar.


*

Allah'in
Kuran'daki ayetlerinin yani sira
bir de evrendeki ayetleri var.
13 ncü ay o ayetlerden biridir.

Kamerî yilin aylari = gökteki aylar iddiasi
Allah'in göklerdeki ayetlerine aykiridir.

Allah'in
bir kamerî yil 12 gök ayina ([U]şehr[/U]e) sahiptir diye bir hükmü yok.

Allah'in söylemedigini söyledi demiyelim.
Yoksa Allah'a iftira ederiz.

beyazasi 28. June 2014 09:49 PM

....

Hasan Akçay 30. June 2014 12:33 AM

IDDET [I]sayi[/I] da olabilir ama Tevbe 36'da [I]süre[/I] demek. [U]Iddet[/U] eş şuhûr = aylarin [U]süre[/U]si. Tipki Talâk 1'de oldugu gibi.

Diyanetin
Talâk 1'e düstügü not:

[I][U]Iddet[/U] bosanan kadinin esiyle irtibatini tamamen kesmesi için dinen beklemesi gereken
[U]süre[/U]dir[/I].

Allah'in,
Tevbe 36'da söyledigi
açik ve net:

Aylarin [U]süre[/U]si... 12 aydir, [COLOR="DarkGreen"][U]iddet[/U] eş şuhûr... isné aşere şehr[/COLOR].

Lütfen bakar misiniz, Yüce Allah
"[U]YIL[/U]IN süresi 12 aydir" demiyor,
"[U]AYLAR[/U]IN süresi 12 aydir" diyor.

YIL dendiginde kastedilen

ister şemsî yil olsun,
ister yildiz yili,
ister kamerî yil...

Allah'in Tevbe 36'daki sözlerinde YIL yok;
gökteki "[B]13 ncü ay[/B]"i yok sayan KAMERÎ YIL hiç yok.

Tevbe 36 o kadar açik ve net ki
onu yanlis anlamak ama yine de iyi niyetli olmak
mümkün degil.

Gökteki [B]13 ncü ay[/B] gerçegini görmeyip
Kuran'daki Tevbe 36'yi yanlis anlayan zevat
ne kadar büyük bir isme sahip olursa olsun...
ismine layik davranmamis.

Hasan Akçay 1. July 2014 03:59 AM

Özetle

Kuran'da geçen "şehru ramazân"in
kamerî yildaki [I]ramazân ayi[/I] ile ilgisi yok.

Kuran'da geçen şehru ramazân (شهر رمضان)
gökteki aylardan biridir,
Haziran 21'den sonraki ilk aydir, dolayisiyla [B]vakten sabittir[/B].

Örnek vermek gerekirse
5 gerçek "ramazân hilali"nin tarihleri

02 Tem 2011
20 Haz 2012
09 Haz 2013
[COLOR="Indigo"]28 Haz 2014[/COLOR]
17 Haz 2015.

Dikkat edilirse

20 Haz 2012 hilali
02 Tem [U]2011 hilalinden[/U] 11 gün erken gelmistir;

09 Haz 2013 hilali
20 Haz [U]2012 hilalinden[/U] 11 gün erken gelmistir.

Yani

gökteki aylar da bir önceki yildan 11 gün erken geliyor
ama kamerî yila ait aylarin aksine, ZINCIRLEME DEGIL.

Bakar misiniz,
zincir [COLOR="Indigo"]2014[/COLOR]'te kopuyor.

Neden?
Çünkü 09 Haz 2013'te baslayan IDDET [B][COLOR="DarkGreen"]onüç[/COLOR][/B] aya sahiptir:

09 Haz 2013-09te-07ag-06ey-06ek-04ka-04ar-02oc 2014-31oc-02ma-31ma-30ni-[COLOR="DarkGreen"][B]29ma[/B][/COLOR].

[COLOR="DarkGreen"][B]29 Mayis[/B][/COLOR] "13 ncü ay"dir.
Allah,
onu devreye sokarak zinciri kirmak suretiyle,
iddete ait ilk ayin 21 Hazirandan hemen sonra gelmesini
ve böylece daima ama daima
yaz mevsiminin içinde kalmasini sagliyor.

*

Bu önemli mi? Hem de nasil.

RAMAZÂN [COLOR="Red"]sicak[/COLOR] demek (elmalili);
Gökteki [I]şehru ramazân[/I] "[COLOR="Red"]sicak[/COLOR] ay"dir;
ADI üstünde,
[COLOR="red"]sicak[/COLOR] günlerin habercisidir,
"[U]haram[/U] aylar"in basidir.

[U]Haram[/U] YASAK demek.

Av hayvanlari yilin [COLOR="Red"]sicak[/COLOR] döneminde yavrularini dogururlar;
av hayvanlari o dönemde rahat birakilacak, avlanmak YASAK.

Mâide 2, 95:

[I]Inananlar! Size helalken avlanin;
size haramken av hayvani öldürmeyin,
[COLOR="DarkGreen"]lâ taktulus sayde ve entum hurum[/COLOR]. [/I]

Müslümanlar olarak
bunu bilip
dinen bilinçli hareket edecegiz,
Allah'in emrine uyacagiz.

Bu bir.

Ikincisi, Kuran'i dogru okuyacagiz.
"Oruç hilal görülünce baslar" demiyecegiz,
"Allah ne diyorsa o!" diyecegiz.

Allah
"O [U]şehr[/U]e tanik olanlariniz onu oruç ile yad etsinler!" diyor.
"O [U]hilal[/U]e tanik olanlariniz..." demiyor.

[U]Ş[/U]E[U]HR[/U],
öyle hilal gibi bi türlü görülemeyen degil
me[U]şh[/U]u[U]r[/U] olup görülendir; "dolunay"dir.

"Ramazân"in geldigini dolunaydan anlayacagiz.

Neyi [U]savm[/U]layacaksak
[B]dolunaydan sonra[/B] [U]savm[/U]layacagiz.

"Onu [U]savm[/U]layin!" buyuran Allah'in sözlerini
"Ramazân ayinin tamamini oruçla geçirin!" diye çarpitmayacagiz.

Dolunaydan sonra
ramazân ayinin tamami
diye bir sey olmaz.

Çok yanlislar düzelecek.

Örnegin
"[B]Size yasak iken[/B] av hayvani öldürmeyin!" buyuran Allah'in sözlerini
"[U]Ihramli oldugunuzda[/U] av hayvani öldürmeyin!" diye çarpitmayacagiz.

Av hayvanlari
bizim kis mevsimine dahi denk gelen ihramli vaktimizde
yavrulamazlar. Saçmalamayalim.

Kuran'daki ŞEHR gerçegini bi görelim
çok sey degisecek çok.

beyazasi 1. July 2014 09:14 AM

....

Hasan Akçay 1. July 2014 11:11 PM

[COLOR="Blue"]benim anladığım peygamberimiz zamanında böyle bir [U]hata[/U] yapılmamış[/COLOR].

Üzerinde durdugumuz konu ŞEHR oldugu için
sizin de [U]hata[/U] derken "şehr"i kastettiginizi saniyorum.
Dogru mu?

ŞEHR kelimesinin kamerî yila ait [B]ay[/B] anlaminda kullanilmasi elbet büyük bir hata. Kuran'a aykiri. Çünkü Kuran'da geçen ŞEHR asla "kamerî yildaki ay" degil "gökteki ay"dir.

Bu hata Hz Peygamber öteki dünyaya göçtükten sonra islenmis;
Araplar kamerî yilin aylarina ondan sonra ŞEHR der olmuslar.

Hz Peygamber sagken
Araplarin
yilin 1/12'i anlaminda [B]ay[/B] için kullandiklari kelime: YERH.

Bunu kanitlayan
iki arkeolojik bulgu
var.

Birincisi Hz Muhammed'den yaklasik 300 (üçyüz) yil önceye ait Rakuş mezar yazisi.
Arabistan'in kuzey-batisindaki "Medein Salih"te bulunuyor. [url]http://www.islamic-awareness.org/History/Islam/Inscriptions/raqush.html[/url]

9 satir.

Alttan 4 ncü satirda [I][U]yerh[/U]-i temmuz[/I] deniyor.
[B]Yerh[/B]: ay
Temmuz: Temmuz

Ötekisi Hz Muhammed'in dogdugu yillara ait Ebrehe yaziti.
Güney Arabistan'da bulunuyor. [url]http://www.mnh.si.edu/epigraphy/e_pre-islamic/fig04_sabaean.htm[/url]

10 satir.

Satir iii'te [I][U]verh[/U]en zibeten[/I] deniyor.
[B]Verh[/B]: ay
Zibeten: Nisan.

Kuzeyin "yerh"ine orda VERH denmis
çünkü kullanilan dil güney lehçesidir.

[I]Cevabını arıyorum[/I] dediginize göre arastiriyorsunuz.
Bu bilgi insallah isinize yarar.

Hasan Akçay 2. July 2014 01:54 AM

"Sizin bi Kuran çeviriniz var mi?" diye soran kardesime.
Özür dilerim, yok.

galipyetkin 2. July 2014 08:23 AM

Hasan Akçay diyor ki:

9:36'da "Şuhûrun iddeti 12 şehrdir" deniyor. Bu, o şehrlerin EN AZ 12 oldugunun ifadesidir yani 11 şehr bir iddet etmez. Bir iddet EN AZ 12 şehrden olusur. Ama bu "12 şehrdir" ifadesi bazi iddetlerde 13 şehr bulundugu gerçegini hükümden düsürmez. Eger düsürseydi 13 ncü şehri var eden Allah kendi kendisiyle çelisirdi.
Evet, bir 13 ncü şehr gerçegi var.

Ayeti okuyoruz; ayette "EN AZ veya "bazen" ifadesi yok. Hasan Akçay'a göre bu durum '"-gerçeği hükümden düşürmez-".

Hangi gerçeği?........ a)Allahın Ayetinin kesinlik ifade eden birinci cümlesindeki 12'yi mi?....... Yoksa b)Hasan Bey gerçeği olan EN AZ 12 ama bazen 13 de olabilir ifadesi mi?.......

Cevabınız "a" olursa Hasan bey çelişkide...
Yok, "b" derseniz Allah kendi kendisiyle çelişkide.

Fakat Hasan Bey diyor ki:
"Allah'in
Kuran'daki ayetlerinin yani sira
bir de evrendeki ayetleri var.
13 ncü ay o ayetlerden biridir."

Demekki Allah Bu kısmı unuttuğu için ayete almamış!

Ne diyeyim birader.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay 2. July 2014 08:59 AM

[COLOR="Blue"]Fakat Hasan Bey diyor ki:
"Allah'in
Kuran'daki ayetlerinin yani sira
bir de evrendeki ayetleri var.
13 ncü ay o ayetlerden biridir."

Demekki Allah Bu kısmı unuttuğu için ayete almamış![/COLOR]

Allah,
evrendeki bir ayeti
Kuran'daki bir ayete
almak zorunda degil.

Örnegin yerküre günesin etafinda döner. Bu, Allah'in evrendeki ayetlerinden biridir ama Allah onu Kuran'a almamistir; Kuran'da yerkürenin günesin etrafinda döndügünü belirten bir ayet yok.

Yine örnegin gökteki 12 ayin iddeti 354 gündür ve bu, 365 gün süren günes yilindan 11 gün kisadir; o yüzden her üç iddetten birinde 3 kere 11 yaklasik 1 şehr oldugu için bir [B]13. şehr[/B] var.

"Allah bunu Kuran ayetlerine almayi unuttu mu?" diye
alay edeceginize
sayin kardesim "iddet eş şuhûr"daki "şehr"leri.

Galip Bey!

Ben sizin "Allah örnegin HAC diyor ama kollektif ekonominin ögretimini [B]kastediyor[/B], UMRE diyor ama o ögretimin sitajini kastediyor" gibi iddialar öne sürerek kollektivizmi "Allah'in dini"ne yamamanizi anlamiyor, onaylamiyorum; onun için sizin yazilarinizi okumayi biraktim.

Çünkü bana göre Allah'in dini, galip beyler ne diyorsa o degil Allah ne diyorsa odur;
Allah galip beyler ne iddia ediyorsa onu degil Kendisi ne diyorsa onu [B]kasteder[/B].

Sizin de benim yazdiklarimi anlamadiginiz, onaylamadiginiz ortada. Okumasaniz?

Anlamadiginiz konularda kayikçi kavgasina tesne bir üslupla bana satasmayi sürdürürseniz önlem alirim.
Örnegin
siz burada oldugunuz sürece bu foruma girmem.

Ben kayikçi kavgasi istemiyorum;
gönül kirmak istemiyorum.
Gönül kiracagima susma hakkimi kullanirim.
O da bu forumda yazmamaktir.

galipyetkin 2. July 2014 10:55 AM

[B][/B]Beyefendi!........

Bunlar sizin:
GEREKÇE:-Yine örnegin gökteki 12 ayin iddeti 354 gündür ve bu, 365 gün süren günes yilindan 11 gün kisadir;
HÜKÜM:-o yüzden her üç iddette[COLOR="Red"]n[/COLOR] ("semaları ve arzı halk ettiği süreçte Allah ilminden" tırnak içerisi, alıntılar yapılırken yanlışlıkla yazılmış olup ikaz üzerine kaldırılmştır;bu parantez içini yok sayın) birinde 3 kere 11 yaklasik 1 şehr oldugu için bir 13. şehr var.

Bu da Allah'ın ayeti
9:36-"Muhakkak ki Allah indinde, semaları ve arzı halk ettiği süreçte ALLAH İLMİNDE, [B]Şuhûrun iddeti 12 şehrdir.[/B]

[B]"Eh işte arada sırada da 13'tür" filan demiyor.[/B]

Görülüyor ki: [B]"Allah'ın dini, hasan beyler ne diyorsa o değil; Allah ne diyorsa o[/B]"dur .
[B]Allah hasan beyler ne iddia ediyorsa onu değil, Kendisi ne demek istiyorsa ayetinde onu söylüyor.[/B]

Bu ve benzeri çelişkileri ortaya koyduğumuz zaman da neredeyse anamıza avradımıza küfredilecek. Gerek yasalara göre, gerek Allah indinde suç olmayan ve dinin bir ilke olarak koyduğu, benim de sahiplendiğim kollektivist ekonomik ve sosyal düşünce ve yaşam sistemini suçmuş gibi gösterip, "Nahl:71-Bakara:219-Müminun:4,5. ayetler" ile "mizanda vezin"den, "bekke"den, "etrafı bereketli" ......vs. gibi ifadelerinden, yani dinin ekonomik ve sosyal politikasından bihaber muhteremler bizi komünistlik, sosyalistlik ile suçlayıp güya bizim hakkımızda site üyelerı ve site yönetimini aleyhimde hizip oluşturacak şekilde şikâyet edecek ve bizi tehdit edecek: ikide birde de "siz burada oldugunuz sürece bu foruma girmem!"..........
Nedir bu celâllenme? Site yönetiminin tercihi mi körüklenmeye çalışılıyor?

Hayır çekilmeyin. Sizi, yazdığınızca okuyacağım. Öğretici beyin jimlastiği oluyor.

Sizin de takipçileriniz, sizin gibi düşünenler, sizden benim gibi çelişkilerinizi fark edip de faydalananlar da var...Yorganı yakmak gereksiz.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay 2. July 2014 11:27 AM

Sunu belirttim:

...örnegin gökteki 12 ayin iddeti 354 gündür ve bu, 365 gün süren günes yilindan 11 gün kisadir; o yüzden her üç iddetten birinde 3 kere 11 yaklasik 1 şehr oldugu için [B]bir 13. şehr[/B] var.

Sizin
benden alintiniz:

o yüzden [COLOR="Indigo"]her üç iddette[/COLOR] semaları ve arzı halk ettiği süreçte [U]Allah ilminden birinde[/U] 3 kere 11 yaklasik 1 şehr oldugu için bir 13. şehr var.

Yok kardesim, [U]Allah'in ilminden birinde[/U] dedigim yok.
Arti, [COLOR="indigo"]her üç iddette[/COLOR] ne demek? Onu da dememdim.

Benim yazdigimi böyle fütursuzca çarpitan birine meramimi anlatamam. Bunu biliyorum. Su andan itibaren bir hafta bu foruma girmeyecegim.

galipyetkin 2. July 2014 12:06 PM

Başka sahifelerden alıntı yapılırkan bir karışıklık olmuş. Ne var bunda; düzeltilir(düzelttik) ama düzeltilse de düzeltilmese de şu dediğimi değiştiriyor mu?

"[B]"Eh işte arada sırada da 13'tür" filan demiyor.[/B]

Hayır değiştirmiyor.

Kendi kendinize ceza vermeniz de beni hiiiiiiç enterese etmiyor.

Saygılarımla.
Galip Yetkin

beyazasi 4. July 2014 09:01 PM

....

galipyetkin 5. July 2014 06:01 PM

Sayın beyazasi.

Bize önümüzdeki 6 yılın bir dökümünü çıkartmışsınız. İyi, güzel hoş. Görülüyor ki araştırıcı bir kişiliğiniz var. Bu çok iyi. Vardığınız sonuç doğru ise size gurur, yanlışsa hüzün ve kırgınlık vermesin; devam edin. Ama yanlıştan da dönmeyi başarın.

Sayın dostum.

Altı sene içerisindeki günler toplamı: (365 gün+6 saat) x 6 yıl = 2191 gün+12 saat.
Sizin hesapta 6 yılın günler toplamı: 384 + 355 + 383 + 355 + 354 + 383 = 2214 gün.

6 yılda 22.5 gün gibi bir aksaklık da var galiba.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

beyazasi 5. July 2014 08:04 PM

....

bartsimpson 5. July 2014 09:24 PM

Ohoooo.

7. asrın cahil arabı bu işin içinden çıktı....
21. asrın teknoloji ile büyüyen bilgi insanı hala bu işin içinden çıkamadı...

Allahın ne dediğini (çünkü ben arapça bilmiyorum) tam olarak anlayamadığım bir durumda ben söyle düşünüyorum (Galip Ağabey ve Halil Ağabey sağolsun).

Bence tebliğ edilen tüm dinler ve tebiğ ediciler tek bir orijinde odaklanmış ve onun gelişmesi için mücadele etmişler.

İNSAN, İNSANLAR İLE OLAN SOSYAL İLİŞKİLER ve YAŞADIKLARI ORTAM. (AİLE, TOPLUM, DOĞA, GEZEGENLER, EVREN VS.)

İSLAM'a SEVGİ ve BARIŞ DİNİ denmesinin temelinde bu olsa gerek.

Salatın,
Haccın,
Zekatın,
İnfak'ın
Kelime'i Şahadetin,

ne kadar toplumsal temellere dayandığını ve sadece insanın kendisini ilgilendirmeyen bencilce eylemler olmadığını bu forumlarda müşahade ettim.

bencilce eylemler dedim çünkü kollektivist yaşamlarda bencilliğe yer yoktur. herkes başkalarını düşündüğü zaman senin kendini düşünmene gerek yoktur.

bu nasıl muhteşem ve nasıl ahenk dolu bir ruh halidir ki sonucunda insanın mükemmelliğinden başka bir ürün ortaya çıkmasın. cennet denilen yere ve olguya ihtiyaç varmı ki.

ha yapmayınca ne oluyor görüyoruz. cehennemimizi yaşıyoruz işte. hem de kendimizi kahır üstüne kahır ederek.

peki bireysel olarak ne yapabiliriz.

koca bir HİÇ.

İslam ve ALLAH neyi emrediyor ve yapılmasını istiyorsa temelinde kollektivizm olmazsa sonuç HİÇ olur.

Bence, yazın mı olur kışın mı? aya göre mi güneşe göre mi? 3 gün mü 10 gün mü 30 gün mü? sıcak ramazanda mı soğuk kutup ayazında mı? tartışmalarımızın ve sorularımızın araması gereken cevap şu olmalı:

Bu faaliyetin TOPLUMSAL olarak amacı nedir ve topluma faydası nedir?

Cevap bulunursa sorun da ortadan kalkar gibime geliyor.

Doğrusunu biz akledeceğiz, biz düşüneceğiz ve biz yapacağız. (Her işimizi ALLAH'a havale edip tembellik yapmayalım.)

Bir de bir ricam olacak. Bu forumda gerçekten oldukça bilgili ve aydın görüşlü ağabeylerim ve kardeşlerim var.

Entellektüellik ve uzmanlık gerektiren bilgilerde ortak bir düşünce ve görüş çıkmasını arzu ediyorum.

Ramazanda eğrelti otu gibi türeyen ilmihal hocalarından çok farkınız var ve daha değerlisiniz.

Her birinizin ayrı ayrı yanaklarından ve elleriden öperim.

beyazasi 5. July 2014 09:36 PM

....

galipyetkin 6. July 2014 12:00 AM

Sayın beyazasi.

İllaki bir çözüm bulacağım diyerek her şeyi uygun bulamazsınız.
Bakın; 9/36. ayet ne diyor: onikiiiiiiii.
"Yahu, arada bir onüç olsun" diyemezsiniz. Bu nedenle önceki yazımda "........ ama yanlıştan dönün" diye yazdım ve hesabınızdaki hatayı da gösterdim.
Ama aynı minval üzere devam ediyorsunuz, onüçüncü iddeti/zaman aralığını hesabınıza koyuyorsunuz. O zaman da bu Allah'ın gösterdiği yol değil, sizin yolunuz, sizin kuralınız yani Allah'ın karşıtı oluyor. Din Allah'ın dini olmaktan çıkıp, kurallarını sizin tayin ettiğiniz sizin dininiz oluyor. Evet çözüm arayın ama Allah'ın kuralları içinde kalarak.

Dikkatli olun.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

galipyetkin 6. July 2014 07:50 AM

Sevgili bartsimpson.

Ne yaptın sen!......

Farkında mısın?......

Düşünce bazında "bir halden başka bir hale" geçtin. Hicret ettin

Düşüncede kişisel devrimini ve evrimini başardın. Tekâmül ettin.

Açıkçası "[B]HACC[/B]" yaptın,

"Amca, ben dinimi öğrenmek istiyorum" diye yazdığın dönem ile bu gününü karşılaştır.

Sırada, bu vahşi kapitalist sistemde, yaşamımızda/yaşam stilimizde "hacc" yapma-"ameli sâlih" var. İslami prensiplerin açıklaması olan Atatürk'ün getirdiği devrimler üzerinden, kapitalizmi yıkarak, Peygamberin yaptığı devrim gibi, Peygamber'in Mekke'yi fethederken kullandiği taktiksel bir devrimle, kapitalizmden kurtulup İslâm'a ulaşmak.

Özkanateş şöyle yazmıştı."Tekamül... 1- Zalim ve cahil haldeki korku aşamasından, 2- Kalplerin yumuşadığı sevgi aşamasına ilerler.O halde ana yön belli... negatiften pozitife, kötüden iyiye, agresif/yıkıcı tavırdan hayır/barış tavrına."

İleri!......

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

dost1 6. July 2014 11:37 AM

Selamun aleyküm , Değerli Kardeşlerim.

Bütün sorun " amaç" yerine araca odaklanmaktan çıkıyor.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah;
"Şehrü Ramazan " diyor. Biz "şehre" odaklanıyoruz.
"Lealleküm tettekun/Allah'ın koruması altına girin " diyor. Biz "şehre" odaklanıyoruz.
Kur'an'daki "beyyinatlara" ve "hudenlere" bakarak " furkanlaşın" diyor. Bizler " şehre" odaklanıyoruz.
"Tukebbirulllahe/Allah'ı tukebbür edin" diyor. Bizler " şehre" odaklanıyoruz.
" leallekum teşkurun/ muhakkak elinizdekilerin karşılıklarını verin" diyor. Bizler " şehre" odaklanıyoruz.

Değerli Kardeşlerim,
Oruç; Allah'ın gösterdiği doğruları öğrenip bizleri furkanlaştırmadığı sürece, bizleri şükreder duruma getirerek/ elimizde olanların karşılıklarını verir duruma getirerek Allah' ı yüceltmeye götürmediği sürece oruç değildir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi 8. July 2014 09:57 PM

.....

EOC 11. July 2014 07:04 PM

Selam ,

Bu gece sahur yapıyor muyuz ? :)

beyazasi 11. July 2014 08:36 PM

....

dost1 11. July 2014 09:49 PM

Selamun aleyküm, değerli beyazasi kardeşim,

[QUOTE=beyazasi;19155]sayın Dost1 Halil Ay öncelikle bilgilendirici bilgiler için teşekkür ederim.
cevabını aradığım bir soru sorabilirmiyim.şimdi hicretten 17 sene sonra hicri takvim kullanılmaya başlanmış.yanlışım varsa düzeltin bu hicri takvimden önce kameri takvim kullanılıyordu diye biliyorum eğer öyleyse aylar hep aynı zamanda kalması gerekmiyormu?[/QUOTE]

17 . sayfada benzer bir soru sormuştunuz ve aşağıdaki cevabı vermiştim.

Hicri Takvim, Ömer'in halifeliği zamanında, hicretten 17 sene sonra toplanan bir konsey tarafından, "Hicretin" gerçekleştiği yıl 1 kabul edilerek oluşturulmuştur. Oluşturulan ay isimleri değil yılların sayılandırılmasıdır. Bu takvimin yapılmasından önce yıllar; sayılarla değil, o yıl gerçekleşen önemli olayların - fil senesi, sel senesi vb isimleriyle anılmakta idi. Ayların isimlerinde bir değişim sözkonusu değildir. Araplarda "RAMAZAN AYI " hep 9. aydır. ayların sıralamalarında bir değişim sözkonusu değildir.

Değerli Kardeşim,

İnsanların yaşamlarında ölçü birimi olarak gökteki ay hep belirleyici olmuştur. Gökteki ayın beliriş ve kayboluşlarına isimler vermişlerdir. Verilen bu isimler de:Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhiccedir. şeklinde belirtilmiştir. Bu isimler verildikten sonra da herhangi bir değişime gidilmemiştir. Araplarda 13. bir ay adı sözkonusu değildir.

Rabbimiz Tevbe suresinin 36. ayetinde:
"İnne ıddeşşühuri ındAllahisna aşere şehren fiy Kitabillahi yevme halekas Semavati vel’Arda minha erbaatün hurum zâliked diynül kayyimü fela tazlimu fiyhinne enfüseküm ve katilül müşrikiyne kâffeten kema yükatiluneküm kâffeten, va'lemu ennAllahe maal müttekıyn"

"Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri oluşturduğu günkü Allah'ın yazısında ayların sayısı, ay olarak on ikidir. Bunlardan dördü dokunulmaz kılınmıştır. İşte bu koruyan dindir. Bu nedenle dokunulmaz aylarda kendinize haksızlık etmeyiniz. Ve sizinle toptan savaşan ortak koşanlarla siz de toptan savaşın. Ve şüphesiz Allah'ın, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ile beraber olduğunu bilin."

diye belirtmiştir.

Araplar o zamanlarda saldırmamaları gereken dört ayla ilgili olarak saldırmalarına onay bulmak için nesi uygulamaları ile senelerde dolayısıyla da aylarda oynama yapmışlardır ki bu durum da Tevbe 37. âyetle belirtilmiştir.

Söz konusu olan bu Ramazan ayının gelip gelmemesi olayıdır. Ramazan ayı geldiğinde bu ay siyam halinde geçirilir.

Oruç/sıyam ile ilgili gerekçe Allah'ın koruması altına girmektir. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah "RAMAZAN AYI" ile ilgili bilgilendirme yaparak ne tür bir değişime ulaşılacağını belirtmiştir. Bu değişim; Allah'ı büyüklenmesi ve Allah'ın verdiği nimetlerin karşılığını ödenmesidir.

Dünyanın güneş etrafında dönüp dönmediği ile ilgili de aşağıdaki vereceğim bağlantılara tıklarsanız doyurucu bilgiler edinebilirsiniz.

[URL="http://www.solarsystemscope.com/"]Buraya tıklar mısınız?[/URL]

[URL="http://www.youtube.com/watch?v=oeSd1-SbrM0"]Buraya tıklar mısınız?[/URL]

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Hasan Akçay 12. July 2014 05:50 AM

[COLOR="Blue"]Araplarda 13. bir ay adı [U]söz konusu değildir[/U].[/COLOR]

Merak edenler her milletin içinde olduğu gibi Arapların içinde de olmuştur
bir yaz dönümünden bir sonraki yaz dönümüne kaç tane ay doğup batıyor
diye.

Onlar da başlarını göğe kaldırıp
gördükleri ayları
1, 2, 3, 4... diye sayıp not etmişlerdir.

Gördükleri [B]ayların sayısı[/B] [SIZE="3"]([/SIZE]ıddet eş-şuhûr, [SIZE="3"]عدة الشهور[/SIZE][SIZE="3"])[/SIZE] onüç tane olduğunda 13 ncü aya bir ad vermişlerdir.

Örneğin Mekke'nin 630'de fethedildiği söyleniyor. Farzedelim ki doğrudur. O yılın 21 Haziranından bir sonraki yılın 21 Haziranına yani bir yıl içinde doğup batan dolunaylar kaç taneydi?

Buyurun görelim. [url]http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630&n=0[/url]
(ha:haziran, te:temmuz, ağ:ağustos...)

30ha 630-29te-28ağ-27ey-27ek-25ka-25ar-23oc 631-22şu-23ma-21ni-21ma-[COLOR="Red"]19ha[/COLOR]

Görüldüğü gibi
[B]13[/B] tane dolunay
doğup batmış.

Araplar arasında bu elbet konuşulmuştur.

19 Haziranda görülen [COLOR="red"]13 ncü dolunay
[/COLOR]Arapların sohbetlerinde hangi ad ile geçmiştir?

Sayın Halil Ay,
"söz konusu değildir"den kasıt [U]bilinmiyor[/U] ise
haklısınız.

Kuran'da
şehru ramazân hariç, hiç bir ayın adı geçmiyor.
Ama Arapların dünyasında o aylar vardı.

Ve tıpkı o aylar gibi
13 ncü ay da vardı.

beyazasi 12. July 2014 10:41 AM

....

dost1 12. July 2014 04:07 PM

Selamun aleyküm, değerli beyazasi Kardeşim,

Öneriniz üzerine Dr Ayman'ın yazısını okudum.

Sözcükler ilk konulduğu anlamdan kaydırılınca - "salatın", "namaz ve dua" yapıldığı gibi- çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz.

İlk önce "şehr" sözcüğünü ele alalım. okunmasını önerdiğiniz yazar "şehr" ile ilgili:
[I] "Klasik Arapça Sözlüklerinde bu kelimenin etimolojisiyle geniş ölçüde yer alır. Örneğin aynı kökten gelen “eşherat” göbeği büyümüş hamile bir kadını anlatmak için kullanılır. “Şehiret” kelimesi de geniş ve kilolu bir kadını anlatmak için kullanılır. Yani kelimenin tüm etimolojik anlamları “geniş bir şey” “göze çarpan bir şey” ile ilgilidir. "[/I]
demiş.

Doğrudur. Araplar:
Şişman, yaygın, kaba geniş elbise giymiş kadına "[B]İmreetün şehiretün[/B]” derler.
"[B]Eşherat[/B]" ise göbeği büyümüş hamile kadını anlatmaktan çok ayını doldurmuş kadın için "[B]eşheretil mer’e[/B] ” şeklinde kullanılır.
Sözcüğün etimolojik anlamı "[B]geniş şey[/B]" değildir.

Arap dilinde sözcüklerin türetildiği kök harfler vardır. "[B]Şehr[/B]" sözcüğü de "[B]Bir şeyin açıkta bulunması ve bu sayede bilinmesi”[/B] anlamındaki [B]"ş-h-r[/B]" kök harflerinden türetilmiş bir sözcüktür. Bu kök harflerden ne kadar sözcük türetirseniz türetin [B]Bir şeyin açıkta bulunması ve bu sayede bilinmesi”[/B]kök anlamı asla kaybolmaz.

Açıkta bulunarak bilinen herşey için bu kök harflerden türetilen sözcükler kullanılır. Örneğin seyfe/kılıç sözcüğü geniş birşey falan değildir. Ancak kınından çıkarılıp bilinir duruma geldiğinde “[B]şehere seyfehü/ şehhere seyfehu[/B]" olarak belirtilir.


Eğer açıkta olarak bilinen şey sınırı aşmış ve insanlarca bilinecek ölçüye gelmişse “[B]şöhret[/B]” sözcüğü ile ifade edilir.

Herhangi birşeyi açığa çıkararak bilinmesine neden olan çıkardığı ile meşhurlaştıran bilginlere de "[B]şehr[/B]" denilir.

Araplar aylık işleri için de "[B]müşahere[/B]" sözcüğünü kullanırlar.

Gökyüzündeki kamerin de açıkta bulunarak bilinmesine neden olan süre de "[B]şehr[/B]" olarak adlandırılır.

Araplar, takvimlerindeki ay isimlerini genelde "[B]şehr[/B]" sözcüğünü ekleyerek kullanırlar.

Ömer'in zamanında yapılan hicri takvimde kameri bir takvimdir ve aylara yeni isimler verilmemiştir. Eğer böyle birşey yapılmış olsaydı alışkanlıklarını kolay değiştirmeyen insanlar sürekli itirazlarda bulunurlardı ki, tarihen gelen böyle bir bilgiyi varsa bile ben bilmiyorum.

"Şehrü Ramazan / Ramazan ayı" bir isim tamlamasıdır.
"Şehrü Ramazan/Sıcak kırmızı dolunay" bir sıfat tamlamasıdır. Arapçanın dil kurallarına göre sıfat tamlaması olup olmadığını lütfen Arapça bilen birisine sorunuz.


Yazarın İsra 12:
Ve cealnelleyle vennehare ayeteyni [B]fe mehavna ayetelleyli ve cealna ayetennehari mubsıreten[/B] litebteğu fadlen min Rabbiküm ve li ta'lemu adedessiniyne vel hısab ve külle şey'in fassalnahu tefsıyla"
ile ilgili açıklamalarını da bu konu ile ilgili diğer âyetleri de okuyarak tefekkür etmek gerekir. Özellikle [B]“gecenin ayetini silip, bir gördürücü olarak, gündüzün ayetini kıldık ”[/B] ifadesi gerçekten tefekkür edilmesi gereken bir bildirimdir.

Bu konudaki tefekkürümüze aşağıdaki âyetler de ışık tutmalıdır diye düşünüyorum.
Yunus 5-6:
Huvelleziy cealeş şemse dıyâen vel kamere nuren ve kadderehu menazile li ta'lemu adedes siniyne vel hısab ma halekAllahu zâlike illâ bilHakk yüfassılül ayati likavmin ya'lemun;

İnne fiyhtilafilleyli ven nehari ve ma halekAllahu fiys Semavati vel Ardı le âyâtin li kavmin yettekun


O, güneşi bir aydınlık, ay'ı bir ışık yapan ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye, aya menziller ayarlayandır. Allah bunu ancak gerçek ile oluşturmuştur. O, bilecek olan bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklar.

Şüphesiz gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde ve Allah'ın göklerde ve yerde oluşturduğu şeylerde, Allah'ın koruması altına giren bir toplum için nice alâmetler/göstergeler vardır.

Bakara;189 da:

Yes'elunekeanil [B]ehilleti[/B], kul hiye mevakıytu linNasi velHacc ve leysel birru bi en te'tül buyute min zuhuriha ve lakinnel birra menitteka ve'tül buyute min ebvabiha* vettekullahe lealleküm tüflihun

Sana [B]hilallerden[/B] soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hac/programlı ilâhiyat eğitim dönemleri için zaman ölçüleridir.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz/dinde Allah'ın ilkelerinden başka ilkeler benimsemeniz, “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlık”, Allah'ın koruması altına girmektir. Öyleyse, evlerinize kapılarından girin; dini, din sahibi Allah'ın çizdiği çerçevede yaşayın. Ve başarıya erenlerden, kurtulanlardan olmanız için Allah'ın koruması altına girin.

En'âm;96 da:

Falikul ısbah ve cealelleyle sekenen veşŞemse vel Kamera husbana zâlike takdiyrul Azîyzil Alîym
Tan yerini yarıp çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ay'ı hesap ile yapmıştır. Bu, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, çok iyi bilenin belirlemesidir, ayarlamasıdır.

Yazar sonuç olarak, [I]Allah’ın yasak aylar için bize kesin, açık işaretler vermiştir. Bu işaretler insan elinden çıkmış takvimlere bağlı değil kolayca gözlemlenebilen kozmik fenomenlere bağlıdır. 2:185. ayette kim buna “şahit olursa” diyor. Kimse gelenekse ramazana şahit olamıyor. Bu nedenle iman edenler yeni bir başlangıç yapıp sisteme kendilerini tekrar ayarlamaları gerekir[/I]

diyor.

"Fe men şehide" ifadesiyle şahid olan aya gönderme yapılmaktadır. Gönderme yapılan bu ay Ramazan ayıdır. "Ramazan ayı geldi" denildiğinde iş biter. Şahidlik için mutlaka görünmesi gerekmez bilinmesi de yeter.

Değerli Kardeşim,

Sonuç olarak herkes bildiğine rehindir. Benim rehinliğim bu bilgileredir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi 12. July 2014 05:26 PM

....

dost1 13. July 2014 12:56 AM

Selamun aleyküm, Değerli HAsan Akçay Kardeşim,

[QUOTE=Hasan Akçay;19177][COLOR="Blue"]Araplarda 13. bir ay adı [U]söz konusu değildir[/U].[/COLOR]


Sayın Halil Ay,
"söz konusu değildir"den kasıt [U]bilinmiyor[/U] ise
haklısınız.

Kuran'da
şehru ramazân hariç, hiç bir ayın adı geçmiyor.
Ama Arapların dünyasında o aylar vardı.

Ve tıpkı o aylar gibi
13 ncü ay da vardı.[/QUOTE]

Ben, Araplarda 13. bir ay adını bilmiyorum. Siz biliyorsanız, öğrenmeme vesile olacak paylaşımınızdan mutluluk duyacağımı biliniz.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:10 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam