![]() |
[QUOTE=TEBYİN;7238][SIZE="4"][COLOR="DarkRed"]Önce, TEFSİR kelimesi ile ilgili TEBYİNÜLKUR'AN da geçen tanımı görelim..
Tefsîr sözcüğü, terim olarak "Kur'ân'ı, Yüce Allah'ın muradına delâlet etmesi yönünden beşerî takat oranında açıklamak" demektir. Hefsîr sözcüğünün kökü *fesr* sözcüğüdür. "Açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamına gelen bu sözcük, ilk defa tıp alanında "doktorun suya bakması" anlamında kullanılmıştır. Nitekim bu kökün başka bir türevi olan *tefsîra* sözcüğü, "hastalığın tespiti için üzerinde araştırma yapılan sidik" demektir. [0-1] Lisânü'l-Arab; Fesr maddesi, cilt 7, sf. 101. Hekimler getirilen "tefsîra"ya bakarak hastalıkların sebeplerini bulup açıkladıkları için fesr sözcüğü de zamanla yukarıda verilen "açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Fesr sözcüğünün tef'il babından mastarı olan tefsîr sözcüğü de bu anlama paralel olarak "iyice araştırmak, çok açıklamak" anlamında kullanılmaktadır. Bütün bunlar, tefsîr sözcüğünün filolojik olarak şu anlamlara delalet ettiğini göstermektedir: "Anlaşılamamış, kapalı, müşkül, müphem bir sözü, konuyu, ya da meseleyi anlaşılır hâle getirmek." Böyle bir tarif, sözcüğün terim anlamı için verdiğimiz tanımla da uyumludur. Ragıp da el-Müfredât adlı eserinde tefsîr sözcüğünü Lisânü'l-Arab'a uyumlu olarak açıklamıştır. [0-2] El-Müfredât, Fesr maddesi, sf. 380. Bu bilgilere göre "Kur'ân tefsîri" diye yazılan eserler, müellifleri böyle düşünmeseler de, Kur'ân'ın kapalı, müphem ve örtülü olduğunu peşinen kabul etmiş olmaktadırlar. Bu nedenle, elinizdeki bu çalışmanın bir Kur'ân tefsiri olmadığını özellikle belirtmek gerekir. Bizim anlayışımıza göre Kur'ân'ın insanlar tarafından tefsirine ihtiyaç yoktur. Çünkü Kur'ân'ın bizzat kendisi yüceler yücesi Rabbimiz tarafından yapılmış en güzel tefsirdir. Nitekim Furkan Sûresinin 33. Âyetinde, Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, sana hakkı [doğrusunu] ve en güzel açıklamayı getirmeyelim denilerek Kur'ân'ın en iyi tefsir olduğu, ele aldığı meseleleri en güzel şekilde açıkladığı ve problemleri tamamen çözdüğü bildirilmektedir. Ayrıca Kur'ân'da - âyâtün beyyinâtün, - kitâbün mübîn, - beyyenehü,- mübeyyinât, - tibyân ve - beyân gibi aynı kökten türetilmiş kavramlarla Kur'ân Âyetlerinin apaçık olduğu bildirilmiş, Kur'ân'ın kapalı, müşkül, anlaşılmaz olmadığı yüzlerce kez vurgulanmıştır. Yüce Allah kitabındaki mesajlarının açıkça anlaşılabilmesini sağlamak için her türlü anlatım tekniğini kullanmış, bir anlatım aracı olarak sivrisinek gibi en basit şeyleri bile örnek vermekten çekinmemiştir. Böylece ilâhi mesajlar üniversitedeki akademisyenden dağdaki çobana kadar herkes tarafından anlaşılabilecek bir açıklığa kavuşturulmuştur. Kur'ân'ın herhangi bir tefsire gerek duyulmayacak kadar açık ve anlaşılır olduğunu gösteren bu gerçekler ortada iken Kur'ân'ı tefsir etme iddiasıyla yola çıkmak, en hafifinden cüretkârlık olarak nitelendirilecek bir yaklaşım olsa gerektir. Demek ki neymiş, Kur'anın tefsire ihtiyacı yoktur, zaten Tefsir edilmiş bir şekilde indirilmiştir. Gerçekler bu iken, piyasa da bulunan binlerce tefsiri hangi mantıkla açıklamak gerek? Bunu da bir kenara bıraktık. Müfessirlere bir İLAH elbisesi giydirmek ve onlar "olmasaydı bu din bize ulaşmazdı" mantığına saplanmak, bir Kur'an mü'minine yakışacak tavır mıdır? Eğer Kur'anı anlamak ve hayatımıza yansıtmak için müfessirlere ihtiyacımız vardı ise.. Allah.. Hcr Suresi 9 Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. ayetini laf osun diye mi indirmiştir. Bu mucize ayet ortada dururken, halen -MÜFESSİRLER, MEZHEP İMAMLARI OLMASA HALİMİZ NİCE OLURDU- mantığını gütmenin manısı nedir? Yoksa, hiristiyan ve yahudilerin haham ve rahiplerini kutsamaları hastalığına bilmeden izde mi tutulduk?.. Şunu kabullenmek zorundayız. İlmin yolunu tersine çevirdik ve ALLAH'ın bak dediği yerden değil de, kendini ALİM ilan edenlerin bak dediği yerden baktık asırlarca. Ve şöyle bir tavır takındık.. -Bu din müfessir ve alimlerin çabasıyla isminden söz ettirmiş ve insanlara ulaşmıştır.. Ben tam tersini söylüyorum.. Müfessir, muhaddis ve binlerce alim bu dinin sırtından semirmiş, isim yapmış ve adam sanılmıştır. Kur'an resmen bir şöhret basamağı olarak kullanılmış ve Allah'ın APAÇIK beyanına rağmen, kimsenin anlayamayacağı teziyle, anlaşılır hale getirilmek için abuk-sabuk ilim dalları tanzim edilerek, güya Kur'anın sağlaması alınmaya çalışılmıştır.. -Hadisler olmasa Kur'an anlaşılmaz.. noktasından hareket eden bu yerli pavluslar, her adımda işi biraz daha ileri götürerek.. Zamanla, yahudi, hiristiyan, çin, hint ve yunan felsefelerinde ne kadar zırva varsa, hepsini TEFSİR mantığıyla Kur'ana boca ederek, kolayca anlaşılabilecek bir kitabı, bilmem kaç ilim dalını bilmeden öğrenilemeyecek hale getirmişlerdir. İşin en acı tarafı ise Allah'ın kitabına yamanan saçma felsefelerin zamanla dinleşmesidir. Allah ayetinde ANCAK ARINMIŞ KULLARIN KUR'ANDAN İSTİFADE EDEBİLECEĞİ ni beyan eder.. Pavlus müfessirler bunu ABDESTSİZ KUR'ANA EL SÜRÜLEMEZ diye kayda bağlayıp, Kur'an yoluna bir mayın döşerler.. -Siz anlayamazsınız, bizim kitaplarımızı baş tacı edin, biz size anlatırız.. diyerek, ikinci.. -Siz kulluktan ne anlarsınız, bize gelin anlatalım.. ile üçüncü.. -Kur'an-ı sakın ANLAMAK ve ANLAMLANMAK için okumayın, gidin ölülere okuyun..ile dördüncü.. -Hatim yapın, muhakkak arabçasıyla okuyun, başka dilde günahtır.. ile beşinci.. Derken.. Bir bakmışsın ki.. Kur'anın her tarafı mayınlarla dolu.. Bir düşünürsün.. Bu mayınları masonlar mı? Yoksa Katolikler mi döşedi? Hayır!.. Bize MÜFESSİR-MEZHEP İMAMI-ALİM diye yutturulan yerli masonlar, yerli katolikler işledi aslında bu cinayeti.. En büyük handikapımız.. Kendi aklımızı kullanamamamız ya.. Her daim bundan yakınır dururuz hani.. Ama, bir nehir gibi kıyamete dek akması gereken İLMİN bilmem hangi MÜCEDDİD!! zamanına hapsedilmesi.. Kaskatı bir şekilde ulaşılamayacak bir tarih ve zeminde tutulması.. Eğer AKIL TUTULMASI değilse nedir? -Efendim, ilk müfessir Razi şu konuda şöyle demiştir, bu mantık bu çağa uymuyorsa bile, böyle kabul edilmeli, yoksa RAZİ TANRISI HEPİMİZİ CISS yapar.. Tamam, Razi en doğrusuna ulaşmışsa, niye başka tefsirler kaleme alınır ki? Çoğaltalım Raziyi, her eve bir adet yerleştirelim, her ev de bir HUBEL olursa, millet niye yeni bir HUBEL arasın ve edinsin ki? Her şey bu kadar da basit değil işte.. Tamam, tefsir şart ama.. Okuduğumuz tefsir aynı zamanda TASAVVUFtan da bahsetmeli.. Hemen RUHUL FUKRAN alınmalı ve ikinci HUBEL birincinin sağına iliştirilmeli.. Ben tefsir de bol bol HADİS te görmek istiyorum.. Hemen bir İBNİ KESİR ve birinci Hubelin soluna.. Ben NURCUYUM arkadaş, çiçekten, böcekten, kavaktan ve kabaktan bahsetmeyen tefsire tefsir mi denir? Hemen RİSALELER hubelini, birincinin ardına asker yazmalı.. Hem RİSALELER Kur'anın libası değil miydi? Libassız, çırılçıplak üşüsün mü istiyorsunuz? Zaten Risaleler yazılana dek Kur'an tir tir titreyerek nerdeyse donup mahvolmak üzreydi.. Üstadımız imdada yetişti de, kıyamete dek koruyacak libası elceğiziyle biçimlendirip giydirdi de Kur'anı yok olmaktan kurtardı!!!.. Ve ELLER HİÇ DURMADAN YAZDI, YAZDI.. Bu Allah'tandır denerek millete sunuldu.. Bir tek ALLAH'a kul olması için yaratılan insanlıksa.. Binlerce HUBELE, PAVLUSA, UZZAYA kul edildi.. Ve bir el araya girip, YETER, KULLUK SADECE ALLAHA'dır dediği an.. Ya zındık, ya kafir veya fasık/münafık ilan edildi.. Bütün bunları niye mi yazdık.. Şunun için.. Arkadaşlar kalkıp başına KUR'AN takısı takılı bir sürü gurup ya da oluşum kuruyor. Ortaya bir konu atılıyor. KUR'AN ABDESTLİ Mİ OKUNMALI ABDESTSİZ Mİ? Çıkıp diyorsunuz ki, -Arkadaşlar, ABDEST ve NAMAZ denen iki terim, müfessirlerce üretilmiş GDOlu iki terimdir. Kur'an ne ABDESTten bahseder ne NAMAZ dan. Kur'anda geçen EL-KOL-YÜZ-AYAK yıkamalı ritüel.. Müslümanların SALAT toplantılarına katılırken azami dikkat edecekleri şeylerdir. Ve Kur'an da geçen her SALAT kelimesini NAMAZ olarak çevirmek Kur'ana ihanettir. İki kökten türemiş bu kelime.. SLY ve SLV şekliyle yer alır ki.. Birini türkçeye NİYAZ olarak... Diğerini ise, TAĞUTA-ŞİRKE-KÜFRE karşı dik durmak.. Sosyal Adaleti tesis etmek.. Yardım, infak ve desteği yaygınlaşırmak.. diye çevirebilirsiniz. Lütfen, Kur'anın orjin literatüründe bulunmayan kavramları ona boca ederek, tanrılık ve ilahlık taslamayalım.. Şirkten uzak durmanın yegane şartı, ALLAH'ın indirdiği ve bildirdiği ile yetinmektir.. Sen misin bunu diyen.. Hemen bütün mesajlarımız, yorumlarımız silinir.. Ve LAT-UZZA-MENAT hatırına hem Kur'an ve hem onun gerçekleri kurban edilir.. Aklımızı başımıza devşirelim beyler.. Kur'an üstü kutsallar edinerek MÜSLÜMANCILIK oyunu oynamayalım. Ya Kur'an diyerek yola çıkmayın ki bu durumda bizim de bir itirazımız olmaz.. Kur'an diye yola çıkıyorsanız, her hareketiniz, tavrınız ve yorumunuz KUR'ANca olmalıdır.. Sizler Kur'anı kalkan yaparak müfessir-muhaddis-mezhep imamları ve alimleri koruyarak.. Kur'ana biçtiğiniz rol'ün farkındasınızdır umarım.. Kur'anın şakası olmaz.. Kur'an heva ve hevslere aracı da yapılamaz.. Kur'an güneş gibidir ve ışığını-ısısını yayması için yapay hiçbirşeye ihtiyaç duymaz. Şunu unutmayın.. Kur'anın size/bize ihtiyacı yoktur. Sizin/bizim O'na ihtiyacımız vardır. Ve Kur'anı, birilerini kutsamak için aracı tutmayalım. Kimsenin varlığı Kur'ana şan şeref sunmaz.. Kur'anın varlığı bizlere şan şereftir. Umarım artık KUR'ANca bir hayat tarzını benimseyerek.. Şeytanın düştüğü kör döngülere ve tuzaklara yakalanmayız..[/COLOR][/SIZE][/QUOTE] Allah razı olsun ufkumuzu açtınız.... |
[QUOTE=galipyetkin;15102]Sayın Bartsimpson.
Diğer yazında, çözümlemede tıkanmışlıktan doğan hırsın seni sardığını görüyorum. Aman guzel arkadaşım itidalini kaybetme. Bize de kızma; nedenini o yazına cevapta açıklayacağım. Bak şimdi dediklerimi yap. l- Herhangi bir ''Kur'an'da Ara'' sitesine gir ve tavaf kelimesini gir. Karşına 4 ayet çıkacak. 2-Kur'an Meali Org sitesindenden her ayetin türkçe okunuşunun yazılı olduğu yerde bak bakalım bu dört ayette de tavaf mı yazıyor. Nasıl anlayacağım, Arapça ilmiyorum ki deme. çünkü tavaf kelimesi Arapça, belki ek almış olabilir ama hangi kelime olduğunu fark edeceksin[/QUOTE] Sen onu Hakkı Yılmaz'a söyle, bana değil... Tavsiyede bulunan sensin... Birde anlamadığım konu şu her konu da olduğu gibi bu konularda da görüşler ve fikirler farklılıklar gösterebiliyor. Tamam kuranı referans alacağız. Ama referans arapça... Bilmiyorum kardeşim BİL-Mİ-YO-RUM. Arapça bilmiyorum. Bilmekte zorunda değilim... Onu referans göstererek başkalarının anladığı ve anlattığı "masal" ama senin anladığın yada gördüğün "çözümlemede tıkanmışlık"... yok öyle 3 kuruşa 5 köfte... Ben bu foruma kimse görüş ve düşüncelerini zorla empoze etmeye kalkmadığı ve bunun için yargılamadığı için girdim. Allaha şükür ki saçma yada değil büyüklerimin uyarıları doğrultusunda da her zaman sorularıma cevap aldım. Ayrıca beni hırs falan da sarmadı habire köpürüp köpürüp coşan sensin. Ben hiç bir yazımda sana sataşmadım Galip. İlmin ve yüreğin yetiyorsa -sadece ama sadece- sorduklarıma cevap ver. Ben yeri geldi senden özür dilemeyi de bildim susmayıda bildim. Daha fazla da günahımı alma ayıp sana yakıştıramıyorum. |
Sayın Bartsimpson.
Anlaşıldı biraz bozuksun. Herşeyine, her söylediğine he. Ben de Arapça bilmiyorum. Ben de Sayın Süleyman Ateş'in l995 basımlı ''Kur'ân-ı Kerîm Tefsîri'' ile araştırmaya başladım. Daha yeni yeni bazı şeylere vakıf oluyorum. Ve hala daha tekrar tekrar okuyorum. Arkadaşım. Ben düşüncelerimi yalnızca yazdım ve polemikten elimden geldiğince kaçındım. Çünkü Allahın kelamı üzerine kim benim düşündüğüm doğru diyebilir ki? Biz doğru bildiğimizi yazar değerlendirmeyi okuyana bırakırız. Kimin yazısına hayır arkadaşım benim ki doğru dedik ki. Ama bariz maddi hataları gösteririz. Mesela ''tavaf' ifadesi. O ayetlara baksaydın meallerde 4 ayette de tavaf diye yazılanlardan ikisinin tavaf değil ''taifine'' olduğunu görecektin. Dolayısı ile iki ayetin tercümelerinin yalnışlığını bizzat sana farkettirip doğruya ulaşman için seni araştırmaya iteleyecektim. Ayetlere bakacağına bana sitemi seçtin. Her ne ise... Saygılarımla. Galip Yetkin. |
Abi sen beni hiç anlamamışsın...
Bak; [QUOTE=bartsimpson;15079]Estağfurullah Sevgili Galip, Ukalalık ne kelime acizane bilgileniyoruz sayenizde ve size sevgi ile katlanırız her daim... Ama bunlar çok ütopik konular ve pratikte uygulaması çok ama çok zor. Otoritenin kralı olsanız dahi işin içinde insan faktörü oldukça bir yerde testi çatlak verir ve su sızdırır. "Allah emridir amenna deriz" ama islam akıl dini ise ve kolaylık emrediyorsa bu toplumsal konular uygulamada çok zor görünüyor. Ayrıca sevgili Fers'in 10 ev örneği de bir nevi vakıflaşma örneği değil mi? Hizmetin öldükten sonrada devamını sağlamak vakıf ile olur. Buna neden karşısınız onu hala anlamadım? Not : bu cevabımı 4. editleyişim Hakkı yılmazın tavsiye ettiğiniz açıklamalarını halen okumaktayım (ne yazıkki daha önce vakit bulamamışım) gerçekten ????????? [COLOR="Red"]Ve Biz bir zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kılmıştık. –Siz de İbrâhîm'in makamından kendinize bir musallâ [salât gerçekleştirilecek yer] edinin.– Ve Biz İbrâhîm ile İsmâîl'e, “Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için hem de rükû edenler, secde edenler için tertemiz tutunuz” diye ahit almıştık. (Bakara/125) Ayetinden de anlaşılıyor ki günümüzde mekke müslümanların hac ve ibadet mekanıdır diyenler ne yazıkki yanılgı içindedirler. Mekke müşrikler ve gayri müslimler tarafından çoktan zapt edilmiş ve fethedilmiştir. Savaşı Kudüste aramayalım. Fetih çoktan gerçekleşti. Mescidi Aksa kılıfı....[/QUOTE][/COLOR] Ben Hakkı Yılmazın Bakara 125'teki tespitinden dolayı dehşete düşüp bir yorumda bulundum. Sen Tavafa takılıyorsun. Abi yanlışsa düzelt. Yada söyle Hakkı Yılmaz düzeltsin. Bana ne çıkışıyosun. Ben senin tavsiyene uydum. Metni okudum. Sen "Sayın Bartsimpson. Bakara 125. ayette 'tavaf edenler diye bir ifade geçmiyor ki." deyince de kafam karıştı. Şimdi de beni, "çözümlemede tıkanmışlıktan doğan hırsın seni sardığını görüyorum" diyerek itham ediyosun. Ben mi tıkadım ortamı Abi. Yapma kurbanın olayım. |
Ne ortamı tıkaması ya Bartsimpson.
Birbirimize iki sitem ettik, nazlandık, geçti bitti. Arkadaş kaybetmak istemem. Saygılarımla. Galip Yetkin |
[QUOTE=galipyetkin;15114]Ne ortamı tıkaması ya Bartsimpson.
Birbirimize iki sitem ettik, nazlandık, geçti bitti. Arkadaş kaybetmak istemem. Saygılarımla. Galip Yetkin[/QUOTE] Eyvallah Saygılar |
Sayın Bartsimpson.
Evvelki sahifelerde Bakara 125. ayette ''tavaf'' kelimesi yok deyip, herhangi bir ''Kur'an'da ara''dan Tavaf kelimesini araştırıp bakın. Karşınıza 4 ayet çıkacak demiş ve bu ayetlerin çözümüne veya okunuşunun türkçe yazılımına baktığınız zaman bir değişiklik fark edeceğinizi söylemiştim. Bu ayetlar Bakara:125 ile 158 ve Hac:26 ile 29. Kelimeyi ''tavaf'' olarak aramamıza rağmen Bakara-125 ile Hac-26'da ''TAİFİNE'' yazıyor. Nedeni ne olabilir acaba? Kur'an kelimeleri tercüme edilirken hangi yetki ile manâları değiştirilmiş acaba? Ne dersiniz? Saygılarımla Galip Yetkin. |
Selamun Aleykum! Değerli Galip Yetkin Kardeşim!
Sözünü ettiğiniz kelimelerin kökü aynıdır ve asıl anlamı dolaşmak anlamındaki "tı-v-f" kök harflerinden türetilmiş kelimelerdir. Kur'an'da 40 tan fazla ayette bu kök harflerden türeyen kelimeler vardır. Kalem 19,Vakıa 17, A'raf 133,201,Nur 58,tevbe 122, Hucurat 9, Ali İmran 122, Ankebut 14 e bakar mısınız? Bilinmesi gereken,türetilen kelimelerin türetildikleri kök anlamı asla kaybetmedikleridir. Uygun bir anda daha genişçe yazarım inşaAllah. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
TAVAF KAVRAMI
Tavaf ( طوف ) kavramı, “ onu korumak, gözetmek, hizmet etmek amacıyla bir şeyin etrafında dönmek dolaşmak, bir şeyin etrafını sarıp kuşatmak” anlamlarında kullanılır. Koruma hizmeti vermek amacı ile geceleyin evlerin etrafında dönüp dolaşması nedeni ile gece bekçisine ( الطاءف ) denir. Kurân’da konumuz ile ilgili ayetlerde geçen (لطَّائِفٖينَ ا – tavaf edenler) işte bu kelimenin çoğuludur. Sembolik olarak, Kabe-Meccid’il Haram-Safa-Merve etrafında dönerek dolşamanın ve adına TAVAF denmesinin ASIL MANASININ, bu şiarların sembolize ettiği İSLAM DİNİ’ne saygı ile onun hizmetinde olmak ve hayatında sıkıca onu koruyup kollamanın bir ifade edişi olduğu buradan anlaşılmaktadır. SÂFFÂT suresi 45. ayet (Cennetlikler) Kaynaktan doldurulmuş kadehlerle çevrelerinde dolaşılarak hizmet edilir. ZUHRUF suresi 71. ayet “Onlara altın tepsiler ve testilerle çevrelerinde dolaşılarak hizmet edilir, orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız.” KALEM suresi 19. ayet Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp gelen bir TAYFUN onun üstünü sarıp kuşatıverdi. İNSÂN suresi 15. ayet Gümüşten billur kaplar ve kupalar ile çevrelerinde dolaşılarak hizmet edilir. |
Sayın pramid.
''Tavaf'' kelimesinin çeşitli anlamları için teşekkürler.''Taifin'' kelimesinin açıklamamişsınız. Bu kelime -Türkçe'de de bu kelime- ''Tayfa'' olarak geçer. Kolektivist sistemde de kapitalist sistemde de isimleri ve görevleri ekonomik kazanımları hariç aynıdır. Geminin kaptanı ve donatan bu anlamın dışındadır. Donatan gemi sahibi, kaptan onun temsilcisidir ve emperyalist sistemin, işgal gücünün unsurları olarak nitelenirler. Kollektivist sistemde donatan-geminin sahibi toplumdur ve kaptan da toplumun temsilcisi ve emekçi olarak nitelenir. Dolayısı ile ''tayfa'' gemi adamı olarak geminin çalışması ve görevini yerine getirebilmesi için gemi içinde faaliyet gösteren insan unsurudur; emekçidir, işçidir. Gemiyi işlevsel olarak görevde tutar. Kapitalist sistemde ''tavaf edenler'' ise limanımıza gelen bir harp gemisini gezip de ''-Aaa, ne büyük topları varmiş!'', ''Aaa, 'şu bilmem nesi' şahane!'' diye aptal aptal gemiyi dolaşanlardır. Turisttirler. Kollektivist sistemde ''tavaf edenler'' ise toplumun bir üyesi aynı zamanda ortak donatan olduklarından ve tayfa olmadıklarından gemiye içerisinden değil dışarıdan destekleyen, hukuken hak, sorumluluk ve görevi olan unsurdur. Kelimelere, peşinden giderek değil de, özünü anlayarak Kur'an perspektifinden bakarsak gemiyi de ''beyt'' yani havra, manastır, mescid, karye, kasaba, şehir, ülke'' diye düşünebilir veya ona benzetebiliriz. Dolayısı ile ''taifin''in emekleri ile, ''tavaf edenler'in de ''bakara-219/2, Nahl-71'' dışında kalan edinimleri-zekâtları ile, her ikisinin de ''salat-ı ikâme, zekât-ı ita eden''lerden-''beyt ehli''nden- olduğunu ayırt edebiliriz. Bu nedenle aynı kökten geliyor diye her dört ayete de '' tavaf edenler'' diye yazmak. yalnıştır; anlam ve anlama hataları oluşturur kanaatindeyim.[COLOR="Red"](Devamı sonraki sayfada.)[/COLOR] Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[QUOTE=TEBYİN;7238][SIZE="4"][COLOR="DarkRed"]Önce, TEFSİR kelimesi ile ilgili TEBYİNÜLKUR'AN da geçen tanımı görelim..
Tefsîr sözcüğü, terim olarak "Kur'ân'ı, Yüce Allah'ın muradına delâlet etmesi yönünden beşerî takat oranında açıklamak" demektir. Hefsîr sözcüğünün kökü *fesr* sözcüğüdür. "Açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamına gelen bu sözcük, ilk defa tıp alanında "doktorun suya bakması" anlamında kullanılmıştır. Nitekim bu kökün başka bir türevi olan *tefsîra* sözcüğü, "hastalığın tespiti için üzerinde araştırma yapılan sidik" demektir. [0-1] Lisânü'l-Arab; Fesr maddesi, cilt 7, sf. 101. Hekimler getirilen "tefsîra"ya bakarak hastalıkların sebeplerini bulup açıkladıkları için fesr sözcüğü de zamanla yukarıda verilen "açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Fesr sözcüğünün tef'il babından mastarı olan tefsîr sözcüğü de bu anlama paralel olarak "iyice araştırmak, çok açıklamak" anlamında kullanılmaktadır. Bütün bunlar, tefsîr sözcüğünün filolojik olarak şu anlamlara delalet ettiğini göstermektedir: "Anlaşılamamış, kapalı, müşkül, müphem bir sözü, konuyu, ya da meseleyi anlaşılır hâle getirmek." Böyle bir tarif, sözcüğün terim anlamı için verdiğimiz tanımla da uyumludur. Ragıp da el-Müfredât adlı eserinde tefsîr sözcüğünü Lisânü'l-Arab'a uyumlu olarak açıklamıştır. [0-2] El-Müfredât, Fesr maddesi, sf. 380. Bu bilgilere göre "Kur'ân tefsîri" diye yazılan eserler, müellifleri böyle düşünmeseler de, Kur'ân'ın kapalı, müphem ve örtülü olduğunu peşinen kabul etmiş olmaktadırlar. Bu nedenle, elinizdeki bu çalışmanın bir Kur'ân tefsiri olmadığını özellikle belirtmek gerekir. Bizim anlayışımıza göre Kur'ân'ın insanlar tarafından tefsirine ihtiyaç yoktur. Çünkü Kur'ân'ın bizzat kendisi yüceler yücesi Rabbimiz tarafından yapılmış en güzel tefsirdir. Nitekim Furkan Sûresinin 33. Âyetinde, Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, sana hakkı [doğrusunu] ve en güzel açıklamayı getirmeyelim denilerek Kur'ân'ın en iyi tefsir olduğu, ele aldığı meseleleri en güzel şekilde açıkladığı ve problemleri tamamen çözdüğü bildirilmektedir. Ayrıca Kur'ân'da - âyâtün beyyinâtün, - kitâbün mübîn, - beyyenehü,- mübeyyinât, - tibyân ve - beyân gibi aynı kökten türetilmiş kavramlarla Kur'ân Âyetlerinin apaçık olduğu bildirilmiş, Kur'ân'ın kapalı, müşkül, anlaşılmaz olmadığı yüzlerce kez vurgulanmıştır. Yüce Allah kitabındaki mesajlarının açıkça anlaşılabilmesini sağlamak için her türlü anlatım tekniğini kullanmış, bir anlatım aracı olarak sivrisinek gibi en basit şeyleri bile örnek vermekten çekinmemiştir. Böylece ilâhi mesajlar üniversitedeki akademisyenden dağdaki çobana kadar herkes tarafından anlaşılabilecek bir açıklığa kavuşturulmuştur. Kur'ân'ın herhangi bir tefsire gerek duyulmayacak kadar açık ve anlaşılır olduğunu gösteren bu gerçekler ortada iken Kur'ân'ı tefsir etme iddiasıyla yola çıkmak, en hafifinden cüretkârlık olarak nitelendirilecek bir yaklaşım olsa gerektir. Demek ki neymiş, Kur'anın tefsire ihtiyacı yoktur, zaten Tefsir edilmiş bir şekilde indirilmiştir. Gerçekler bu iken, piyasa da bulunan binlerce tefsiri hangi mantıkla açıklamak gerek? Bunu da bir kenara bıraktık. Müfessirlere bir İLAH elbisesi giydirmek ve onlar "olmasaydı bu din bize ulaşmazdı" mantığına saplanmak, bir Kur'an mü'minine yakışacak tavır mıdır? Eğer Kur'anı anlamak ve hayatımıza yansıtmak için müfessirlere ihtiyacımız vardı ise.. Allah.. Hcr Suresi 9 Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. ayetini laf osun diye mi indirmiştir. Bu mucize ayet ortada dururken, halen -MÜFESSİRLER, MEZHEP İMAMLARI OLMASA HALİMİZ NİCE OLURDU- mantığını gütmenin manısı nedir? Yoksa, hiristiyan ve yahudilerin haham ve rahiplerini kutsamaları hastalığına bilmeden izde mi tutulduk?.. Şunu kabullenmek zorundayız. İlmin yolunu tersine çevirdik ve ALLAH'ın bak dediği yerden değil de, kendini ALİM ilan edenlerin bak dediği yerden baktık asırlarca. Ve şöyle bir tavır takındık.. -Bu din müfessir ve alimlerin çabasıyla isminden söz ettirmiş ve insanlara ulaşmıştır.. Ben tam tersini söylüyorum.. Müfessir, muhaddis ve binlerce alim bu dinin sırtından semirmiş, isim yapmış ve adam sanılmıştır. Kur'an resmen bir şöhret basamağı olarak kullanılmış ve Allah'ın APAÇIK beyanına rağmen, kimsenin anlayamayacağı teziyle, anlaşılır hale getirilmek için abuk-sabuk ilim dalları tanzim edilerek, güya Kur'anın sağlaması alınmaya çalışılmıştır.. -Hadisler olmasa Kur'an anlaşılmaz.. noktasından hareket eden bu yerli pavluslar, her adımda işi biraz daha ileri götürerek.. Zamanla, yahudi, hiristiyan, çin, hint ve yunan felsefelerinde ne kadar zırva varsa, hepsini TEFSİR mantığıyla Kur'ana boca ederek, kolayca anlaşılabilecek bir kitabı, bilmem kaç ilim dalını bilmeden öğrenilemeyecek hale getirmişlerdir. İşin en acı tarafı ise Allah'ın kitabına yamanan saçma felsefelerin zamanla dinleşmesidir. Allah ayetinde ANCAK ARINMIŞ KULLARIN KUR'ANDAN İSTİFADE EDEBİLECEĞİ ni beyan eder.. Pavlus müfessirler bunu ABDESTSİZ KUR'ANA EL SÜRÜLEMEZ diye kayda bağlayıp, Kur'an yoluna bir mayın döşerler.. -Siz anlayamazsınız, bizim kitaplarımızı baş tacı edin, biz size anlatırız.. diyerek, ikinci.. -Siz kulluktan ne anlarsınız, bize gelin anlatalım.. ile üçüncü.. -Kur'an-ı sakın ANLAMAK ve ANLAMLANMAK için okumayın, gidin ölülere okuyun..ile dördüncü.. -Hatim yapın, muhakkak arabçasıyla okuyun, başka dilde günahtır.. ile beşinci.. Derken.. Bir bakmışsın ki.. Kur'anın her tarafı mayınlarla dolu.. Bir düşünürsün.. Bu mayınları masonlar mı? Yoksa Katolikler mi döşedi? Hayır!.. Bize MÜFESSİR-MEZHEP İMAMI-ALİM diye yutturulan yerli masonlar, yerli katolikler işledi aslında bu cinayeti.. En büyük handikapımız.. Kendi aklımızı kullanamamamız ya.. Her daim bundan yakınır dururuz hani.. Ama, bir nehir gibi kıyamete dek akması gereken İLMİN bilmem hangi MÜCEDDİD!! zamanına hapsedilmesi.. Kaskatı bir şekilde ulaşılamayacak bir tarih ve zeminde tutulması.. Eğer AKIL TUTULMASI değilse nedir? -Efendim, ilk müfessir Razi şu konuda şöyle demiştir, bu mantık bu çağa uymuyorsa bile, böyle kabul edilmeli, yoksa RAZİ TANRISI HEPİMİZİ CISS yapar.. Tamam, Razi en doğrusuna ulaşmışsa, niye başka tefsirler kaleme alınır ki? Çoğaltalım Raziyi, her eve bir adet yerleştirelim, her ev de bir HUBEL olursa, millet niye yeni bir HUBEL arasın ve edinsin ki? Her şey bu kadar da basit değil işte.. Tamam, tefsir şart ama.. Okuduğumuz tefsir aynı zamanda TASAVVUFtan da bahsetmeli.. Hemen RUHUL FUKRAN alınmalı ve ikinci HUBEL birincinin sağına iliştirilmeli.. Ben tefsir de bol bol HADİS te görmek istiyorum.. Hemen bir İBNİ KESİR ve birinci Hubelin soluna.. Ben NURCUYUM arkadaş, çiçekten, böcekten, kavaktan ve kabaktan bahsetmeyen tefsire tefsir mi denir? Hemen RİSALELER hubelini, birincinin ardına asker yazmalı.. Hem RİSALELER Kur'anın libası değil miydi? Libassız, çırılçıplak üşüsün mü istiyorsunuz? Zaten Risaleler yazılana dek Kur'an tir tir titreyerek nerdeyse donup mahvolmak üzreydi.. Üstadımız imdada yetişti de, kıyamete dek koruyacak libası elceğiziyle biçimlendirip giydirdi de Kur'anı yok olmaktan kurtardı!!!.. Ve ELLER HİÇ DURMADAN YAZDI, YAZDI.. Bu Allah'tandır denerek millete sunuldu.. Bir tek ALLAH'a kul olması için yaratılan insanlıksa.. Binlerce HUBELE, PAVLUSA, UZZAYA kul edildi.. Ve bir el araya girip, YETER, KULLUK SADECE ALLAHA'dır dediği an.. Ya zındık, ya kafir veya fasık/münafık ilan edildi.. Bütün bunları niye mi yazdık.. Şunun için.. Arkadaşlar kalkıp başına KUR'AN takısı takılı bir sürü gurup ya da oluşum kuruyor. Ortaya bir konu atılıyor. KUR'AN ABDESTLİ Mİ OKUNMALI ABDESTSİZ Mİ? Çıkıp diyorsunuz ki, -Arkadaşlar, ABDEST ve NAMAZ denen iki terim, müfessirlerce üretilmiş GDOlu iki terimdir. Kur'an ne ABDESTten bahseder ne NAMAZ dan. Kur'anda geçen EL-KOL-YÜZ-AYAK yıkamalı ritüel.. Müslümanların SALAT toplantılarına katılırken azami dikkat edecekleri şeylerdir. Ve Kur'an da geçen her SALAT kelimesini NAMAZ olarak çevirmek Kur'ana ihanettir. İki kökten türemiş bu kelime.. SLY ve SLV şekliyle yer alır ki.. Birini türkçeye NİYAZ olarak... Diğerini ise, TAĞUTA-ŞİRKE-KÜFRE karşı dik durmak.. Sosyal Adaleti tesis etmek.. Yardım, infak ve desteği yaygınlaşırmak.. diye çevirebilirsiniz. Lütfen, Kur'anın orjin literatüründe bulunmayan kavramları ona boca ederek, tanrılık ve ilahlık taslamayalım.. Şirkten uzak durmanın yegane şartı, ALLAH'ın indirdiği ve bildirdiği ile yetinmektir.. Sen misin bunu diyen.. Hemen bütün mesajlarımız, yorumlarımız silinir.. Ve LAT-UZZA-MENAT hatırına hem Kur'an ve hem onun gerçekleri kurban edilir.. Aklımızı başımıza devşirelim beyler.. Kur'an üstü kutsallar edinerek MÜSLÜMANCILIK oyunu oynamayalım. Ya Kur'an diyerek yola çıkmayın ki bu durumda bizim de bir itirazımız olmaz.. Kur'an diye yola çıkıyorsanız, her hareketiniz, tavrınız ve yorumunuz KUR'ANca olmalıdır.. Sizler Kur'anı kalkan yaparak müfessir-muhaddis-mezhep imamları ve alimleri koruyarak.. Kur'ana biçtiğiniz rol'ün farkındasınızdır umarım.. Kur'anın şakası olmaz.. Kur'an heva ve hevslere aracı da yapılamaz.. Kur'an güneş gibidir ve ışığını-ısısını yayması için yapay hiçbirşeye ihtiyaç duymaz. Şunu unutmayın.. Kur'anın size/bize ihtiyacı yoktur. Sizin/bizim O'na ihtiyacımız vardır. Ve Kur'anı, birilerini kutsamak için aracı tutmayalım. Kimsenin varlığı Kur'ana şan şeref sunmaz.. Kur'anın varlığı bizlere şan şereftir. Umarım artık KUR'ANca bir hayat tarzını benimseyerek.. Şeytanın düştüğü kör döngülere ve tuzaklara yakalanmayız..[/COLOR][/SIZE][/QUOTE] Beğenmediğim yazılardan biri diyebilirim.Bir çok katıldığım noktalar olmakla birlikte,namaza bakışı hiç beğenmedim.Ve ekıymussalate ve atuzzekate.... namazı kılın zekatı verin! ibaresinden bir arab ne anlar? Senin düşündüğün tarzdamı anlar,yoksa bizim dşümdüğümüz manada "namaz"mı kılar..? Peygamber efendimiz, görevini yaptı ummet geleneğinde,namaz,zekat ,hac partikliğini bıraktı. tüm ümmetde ana rituel aynı.Fakat siz istialahi manadar kayarak lugati anlam çeşitlilğinden yararlanarak bir çıkarıma gidiyorsanız,vicdani bir değerlendirmeyle allaha karşı, yan cebe koyma yapıyorsanız buna fasıklık denir.kalbleri ancak allah bilir ------ kuran için tefsir anlayışında aynı görüşteyim..isteyen tefsirde edebilir.Tefsir gereksizdir denemez. ------ ilim adamına saygı duyulur FAKAT ELEŞTİRLMEZ demek değildir..gelenkeci islamcılarınve mezhebcilerin din adamlarına bakışımız aynı olduğunu söyleyebilirim |
(Önceki sayfadan devam)
Bakara 158. ayetteki \'\'tavaf\'\' ise yine etrafında turlamak manasında olmayıp tavaf edilenlerin, tavaf edilenin özellikleri ve işlevlerinin ne olduğunu tetkik etmek, özünü anlayıp içselleştirmek için yapılan bir araştırmadır. Bu yönde şu satırlara bakılmalıdır. [url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2657[/url] Saygılarımla. Galip Yetkin |
[QUOTE=FEDAKARADAM;8972][B]Selamün aleyküm kardeşim.
Eskisi gibi bu siteye sık sık uğramayacağım.Çünkü bizim görüşlerimizi ince elekten geçirip doğruluğunu anlayan olmadığı içindir.Arasıra da olsa artık bu sitede yazmaya yine de devam edeceğim.Çünkü öyle mesajlarınız var ki ateizme yol gösterip ateistlere çanak tutuyorsunuz.Oysa sizin görüşleriniz hep İslam dışı olup müslümanların hemhalinden anlamıyorsunuz.hal böyle olunca fikirleriniz müslümanların kafasında soru işareti oluşturuyor.Size göre namaz basit bir meseleymiş gibi algılanıp müslümanların namazlarını terketmesine sebep oluyorsunuz.Bu nedenle, yarın o ruz-i mahşerde bunun hesabını ve vebalini çekeceksiniz.Aklı başında ve şuurlu müslümanlar sizin fikirlerinizi kabul etmez.Ederlerse kendilerine yazık etmiş olup mezhepsizliği kabullenip farkında olmadan ve düşünmeden dinsizliğe doğu adım adım yaklaştığını seziyoruz ve bunu da çok iyi biliyoruz.Bu tehlikeli badireleri çok iyi bildiğimiz için mezhepsizliğin önünü kesmeye çalışıyoruz.Siz ise buna karşılık olarak mezhepsizlikte ısrar edip kafaları karıştırmaya devam ediyorsunuz.Sizin gibi müslümanların sayesinde yakın gelecekte yeni nesil beynamaz olacağından bundan hiçbir şüphemiz yoktur.Allah,şuursuz müslümanları uyandırsın ve önünü açsın istiyoruz. Sadece namaz kılmak müslümanlığın tamamını icra ettiği anlamına gelmez.Müslümanların birbirinden kopuk oluşunun nedeni, saygı ve sevginin olmayışından,birlik ve beraber olmayı bilmememkten ve nasıl güzel ahlak sahibi olmanın yolunu bilmediğnden kaynaklanmaktadırBütün bu olumsuzluklar kısaca bu saydıklarımıdan olmaktadır..İşin sırrı şu ayette gizlidir buyurun hep beraber okuyalım ne dersiniz?... [COLOR="DarkGreen"]Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, maruf ile emredersiniz, münkerden nehy eylersiniz ve Allah Teâlâ’ya imân ediyorsunuz. Eğer ehl-i kitap da imân etselerdi elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan mü’min olanlar vardır, en çoğu ise fâsık kimselerdir.(ALİ İMRAN SURESİ-11O)[/COLOR] Evet, bu ayeti kerimenin ışığı altında size sormak lazım.Bu hayırlı ümmet kim?Bu ümmet nasıl kimselerdir?.Bunlar sadece Arap, Türk, veya Çeçen midir yoksa başka ırklardan mı?.Bu zamanda hayırlı ümmet kalmış mıdır yoksa gelecekte var olacak kimseler midir?Veya ayeti kerimede bahsedilen kimseler sahabeler midir?Veya sizin gibi düşünenler midir?Dikkat edecek olursanız ehli kitabın iman etmesinden bahsediyor nedir bu iman etmek meselesi; yoksa onlar kafir midir ki onlardan bahsediliyor?Ehli kitap olanlar(yahudi ve hıristiyanlar yani kitap gönderilmiş kafirler)neye iman edecekler ki onlar için hayırlı olacak. Bu ayetten anlaşılan odur ki iman meselesi basit bir mesele değildir.Öyle; peygamberin sözleri uydurmadır deyip de hadis düşmanlığı yapmanın sizin için bir hayrı olmaz siz kendinizi kandırmaya devam edin ve Allah'ın resulüne şartsız ve tam teslimiyetle ona tabi olun yoksa işiniz yaştır. Salat kelimesinin sadece namaz anlamına gelmediğini ben de biliyorum ama ayetin maksadı, neyi işaret ettiği kesin belli olduğu halde bazı namaza işaret eden ayetleri cımbızlayıp içinden çekerek başka mecralara süremezsiniz.Bunun hesabını Allah sizden kesinlikle soracaktır.Kuru bir dua edip de ben salat ettim yücelttim demekle işin içinden çıkamazsınız.[U][COLOR="Red"]Bakara Suresinin 45.inci ayeti [/COLOR][/U]kesinlikle namaza işaret ediyor sakın onu cımbızlamayın yoksa ben acizane olarak şuracıkta ne yapmak istediğinizi anlarım.Bu müslümanların başına ne geldiyse hep cehalet ve gafletten gelmektedir.Eğer bu müslümanlar azıcık uyanırlarsa sizi dinleyen olmayacaktır bunu da aklınızdan sakın çıkarmayın.Allahımızdan, şuursuz ve cahil müslümanları hidayet eylesin onları kalp gözlerini açsın istiyoruz...Müslümanların etrafına fitne ve basiretsizlik ağları örenleri Allah'a şikayet ediyoruz.... Bu sitede dikkat ettim de hadis bölümü hiç yok, neden? Eğer bütün hadisler uydurma ve yalandır diyorsanız o zaman yüce peygamberimizi bu millete nasıl anlatacağız, adama sormazlar mı "yahu kardeşim bu peygamber hiç mi bir söz söylemedi ne yaptı davasını nasıl anlattı" diye sizlere sormayacaklar mı? Şayet hadisler uydurma diyorsanız,bir hadis bölümü açalım orada uyduruk olan veya olmayan hadisleri tartışalım ki burada sizlerle hem fikir olalım ve bu teklifimi kabul ederseniz sahih hadisleri de ele alalım ve onları kendi aramızda mukayese edelim ki işin meselesi hal olunsun ve çözülsün.Yok eğer, "bizim hadislerle işimiz olmaz, sadece Kur'an'la yetineceğiz" diyorsanız, size söyleyeceğim hiçbir şey kalmamış demektir.Buyrun, admin kardeşlerimiz bu konuya el atsınlar biz de kendilerine şimdiden teşekkür edelim. Şimdilik Allah'aısmarladık.Allah encamımızı hayırlı eylesin Selamün aleyküm...[/B][/QUOTE] Ben ne bicim türküm, inanin Fazil Kisakürek adini Fedakaradamin yazilirinda okuya okuya merak ettim ve nihayet arastirdim kimin nesi oldugunu. Gercekten de cok sasirdim neden Fedakaradamin bu adama bu kadar deger verdigini. Dedigim gibi benim bir bilgim yoktu Kisakürek hakkinda. Yazi alintidir. Adamin küregi uzun olsa herhalde sahillerde bulurdu kurtulusu okyanuslarda yok olmazdi.:D Buyrun: NECİP FAZIL KISAKÜREK HAKKINDA GERÇEKLER !!! von Referandumda '' HAYIR'' Diyoruz, Montag, 5. September 2011 um 12:40 · O kadar bereketli vatan toprağımız var ki kahramanlar yetiştirdiği gibi ayrık otları da yetiştiriyor.V e bu ayrık otları zamanla nufus sahibi olup bu memleketin gerçek kahramanlarını sahte kahraman muamelesi yaparak hainliklerini su yüzüne çıkartıyorlar.Bizim okumayan,araştırmayan,sorgulamayan halkımızda bu ayrık otları ile ilgili ortaya atılan yalan metiyelere inanarak başlarının üzerinde bir kahramanmış gibi taşıyorlar. Bir saidi nursi çıkardılar ortaya. adamın İngiliz ajanlığı yapıp İngilizlere destek vermek için doğuda kürt teali cemiyetini kurduğu ve Ulu öndere karşı ayaklanma çıkardığı belgeli iken hala hainlik yapmış adamı kahramanmış gibi gösterenler var. tabi bu adamın kahraman olmadığını katıksız bir vatan haini olduğunu belgelerle ispat eden bizlerde varız. Dedik ya bu savaş karanlıkla aydınlığın savaşıdır diye. yani biat edenle sorgulayanın özgür düşüncenin savaşıdır. Bu ülkeyi karanlık çağdan alıp aydınlık çağa taşıyan cumhuriyetimizin kurucusu büyük devrimci Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmak moda oldu bu ülkede. Atatürk'e saldırmayı marifet sanan bu tarih yoksunu ard niyetlerin ağızlarında öve öve bitiremediği Necip Fazıl Kısakürek var. Cumhurbaşkanının, başbakanın, Bülent Arınç’ın “üsdadımız” diye tabir ettiği Necip Fazıl Kısakürek Kimdir? Türk ve İslamcı şair ve yazar Necip Fazıl, 21 yaşında yayımladığı Örümcek Ağı adlı şiir kitabının ardından, 24 yaşındayken yayımladığı Kaldırımlar adlı şiir kitabıyla tanınmıştır.[2] 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve meşhur Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşamış ve bu değişimi kendisi "...içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum." şeklinde tanımlar. Bu tarihten sonra Türkiye'nin bir çok şehrinde konferanslar düzenlemiş, düzenlemiş olduğu konferanslarda ki sözlerinden dolayı hakkında dâvâlar açılmış ve bu dâvâlar neticesinde öncülük ettiği Büyük Doğu Hareketi'ne dair yayın yapan Büyük Doğu Dergisi yayın hayatı boyunca 16 kez kapatılmış, Necip Fazıl'ın eserleri toplanmış ve basımı yasaklanmıştır.[ [COLOR="Navy"]Necip Fazıl şair ve yazarlığın yanı sıra bir süre sonra siyasette de etkin olmaya başlıyor. Dönemin başbakanı Menderes’in yanına giderek örtülü ödenekten kendisine para verilmesini istiyordu.Gerekçe olarak da Menderes ile tam bir anlaşma içine girdiğini şu sözleri ile belgeliyordu.”boyacılık yapacak halim yok ya.bu halim düşmanlara övünç size de utanç kaynağıdır”diyerek yaptığı duygu sömürüsü ile halkın milletin kaynaklarını haksız bir kazançla ele geçirmiştir. [/COLOR] [COLOR="SeaGreen"]Menderes örtülü ödenekten Necip Fazıl’a para verirken yazdığı yazıların arasına kendisini eleştiren cümleler sıkıştırmasını istiyordu.Bu ikili arasında kapalı kapılar ardında bir anlaşma olduğunu kimsenin bilmemesi için. [/COLOR] [COLOR="Red"]Necip Fazıl örtülü ödenekten aldığı para 6 seferde toplam 100 bin TL’yi buluyordu.Sadece kendisi mi? Tabi ki hayır eşi Neslihan Hanımda 5 bin TL ile örtülüden kısmetini alıyordu.Karnı doymaya başlayan Necip Fazıl ağzından dini allahı kitabı eksik etmiyor dini toplantılarda örnek bir Müslüman görüntüsü çiziyordu.Kul hakkını tasvip etmediğini her defasında söylüyor ancak kendisi örtülü ödenekten tüyü bitmemiş yetimin hakkını alırken kul hakkını hiç akıl etmiyordu.İstanbul Erenköy’deki evinin döşenmesini de yine örtülü ödenekten aldığı paralar ile yaptırıyordu. [/COLOR] [COLOR="SeaGreen"]Hatırlayacak olursak Bülent Arınç’ın annesi için verilen yemeğin bedelini Manisa emniyet müdürlüğü ödemişti.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül devlet bakanlığı yaptığı dönemde devletin paralarını şahsi harcamalarında kullandığı için mahkum olmuştu.bu durum Necip Fazıl’a üstad diyerek izinde gidiyoruz diyenlerin izinde gittiklerini belegeler neitelikte değil mi?[/COLOR] Necip Fazıl Kısakürek’i tanıyan bilen herkesin ortak görüşü Necip Fazıl’ın Atatürk düşmanı olmasıdır.Hala belirli yerlerde Necip Fazılın Atatürk düşmanı olmadığını vurgulayanlar var.Kendilerini kandırırlar.İşte Necip Fazıl’ın hayatı boyunca yargılanmasına sebep olan olayların listesini aşağıda veriyorum. NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI: - Türklüğe Hakaret: 9.6.1947 – 5.8.1947 (1 ay, 27 gün) - Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947 - Türklüğe Hakaret: 21.4.1950 – 15.7.1950 (3 ay, 25 gün) - Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No: 950 / 5191 - Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960 – 18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)- 1960 / 3349 numaralı mahkûmlar için müddetnâme''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet inkılâplarına ve Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır. Atatürk düşmanlığını belgeleyen sözleri ise aynen şöyledir; "Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp! Görüyorsunuz inanılmaz bir yenilik,çağdaşlık ve Atatürk düşmanlığı.Ve bu gün bu adamı üstadımız diyen kişiler ise memleketimizi yönetmektedir. Peki Necip Fazıl temelden beri bir Atürk düşmanlığı mı yapıyordu? Tabiki hayır ilk zamanlarda Atatürk döneminde tam bağımsızlık yaşandığı dönemlerde Atatürk’ten çok Atatürkçülük yapıyordu. Ne zaman menderes hükümeti ile abd kabusu ülkenin üzerine çöktü Necip işte ozaman abd yanlısı oldu. Atatürk döneminde yaşanan Menemen olayına istinaden irticayı “zift ruhlu,zehir”olarak belirtmiş Menemen olayını ise şu sözleri ile lanetliyordu.”Vatanımızın kalbimize en yakın bir köşesinde daha dün düşman bayrağından temizlediğimiz bir meydanı (menemen) bugün “inna fetehnaleke” yazılı zift ruhlu bir irtica aleminden temizliyoruz. irtica, yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılan zehirdir” Hatta 1943 yılında Büyük doğu dergisi’nin kasım sasyısında Atatürk’ün ölmediğini birgün mutlaka geri döneceğini söylüyordu. Ancak menderes hükümeti ile birlikte bu sözlerini unutuyor örtülü ödenekten aldığı sıcak paraya zihniyetini satıyor bir anda Atatürk düşmanı olarak amerikancı bir zihniyete bürünüyordu. Cumhurbaşkanının, başbakanın Bülent Arınç’ın Kemal Unakıtan’ın üstad diye nitelendirdiği Necip Fazıl hızını alamıyor ABD’nin İran’a olan işgal heveslerini haklı bulmakla kalmıyor teşvik ediyordu. Belirli zamanlarda katıldığı toplantılarda da yine dini bilgiler veriyor, dinden imandan bahsetmeye devam ediyordu. ABD’nin irana saldırması konusunda tepkili olan Erbakan Necip Fazıl’dan şu sözlerle nasibini alıyordu:”Bana isnat ettikleri kusur olarak Amerikalıları İran cenubunu işgal etmeye teşvik ettiğimi öne süren bu beton kafalı köpekler bilsin ki ABD nin Moskova’nın orayı işgal etmesini önlemek için geçici olarak işgal etmesini istiyorum. Moskova tehliskesi geçince ABD’ye bölgeden çekil demek kolay.” Görüyormusunuz Necip Fazıl kendini ABD ci olmakla kalmıyor sanki ABD ye direktif verecek pozisyonda kendini görüyordu. Necip Fazıl’ın ABD’ye olan düşkünlüğünü belgeleyen bir sözünü daha belirtmek istiyorum diyor ki Necip Fazıl; ”Amerikan politikasını korumakla mükellefiz,amerikan siyasetini tutmak biricik yol” Necip Fazıl bir yandan ABD fanatiği olurken bir yandan din dersleri vaazları veriyor bir yandan da at yarışına merakından dolayı borç üstüne borca giriyor bu borçları ödemek için iş bankası adına “Ata Senfoni” kitabını yazıyordu. Birgün Kumar oynarken basılıyor Basıldığında “ben orda araştırma yapıyordum” diyerek basılma olayından sorumlu tuttuğu Ahmet Emin Yalman’ı “Deyyuslukla” suçluyordu. Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez. 1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin Kürt'ün öldürdüğünü iddia eder. Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir. Abdullah Öcalan denen insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir… "20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum. Necip Fazıl Kısakürek'in konferanslarına gider,bayağı da etkilenirdim..." " (Apo ve PKK adlı kitaptan) Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' Kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır. Necip Fazıl aynı zamanda yazmış olduğu “KADIN BACAKLARI” şiirle kendisinden sonra gelecek nesile (Hüseyin üzmez, Müslüm gündüz) ilham kaynağı oluyordu. işte o şiir; Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var, Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden. Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar, Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden. Bir kadının içinden ağlayışı,gülüşü, Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın, Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü, Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın. İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe, Bacakların ruhudur şekil veren diyorum. Bacakları bir kalın örtüde saklı diye, Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum. Boynuma doladığın güzel putu görseler, İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını. Kör olsam da açılır gözüm,ona sürseler, İsa'nın eli diye,bir kadın bacağını. Kendisinden sonra görevi devralan nesil ise üstadlarının ! izinden gitmeye devam etmektedirler. [B]Herhalde Fedakaradam bu siteyi Fazil Kürek'in izninden gitmek icin terketti[/B] :p |
[QUOTE=bartsimpson;15093]Benimde şüphelerim var ve hala kafamda oturtabilmiş değilim.
Birkaç ileti öncesine bakarsan; Bu forumda sıklıkla referans gösterilen Hakkı Yılmaz mealinde de sanırım bir yanlışlığı tesadüfen Galip yakaladı. İşte sorunda buradan kaynaklanıyor. Arapça bilmeyenler...Kime inanacağız? ve neyi referans alacağız?[/QUOTE] Selam Bart Kardesim, ayni problem bende de var, arapca bilmedigimden, Allah Celle ve Celaluhu Ayetlerini acikca gösterdigi, bol örnekler verdigi ve herkesin anlayacagini ifade ediyor. Yani bunlarida meallerden anliyorum, yoksa Kur'an'i yüzünden okuyarak degil. Yoklamadigim meal kalmadi, nihayetinde buldum herhalde tam anlayabilecegim meali. Bu gece internette dolasirken Türkce Kuran/ Fikir7 diye bir siteye rastladim. Sana da tavsiye ederim, gayet güzel bir sekilde meallendirilmis ve latin harfleriyle okunuslarinin karsiligi verilmis, tam türkce, ben anlayabildigime göre her ölümlü (türk) kul anlar. :) Ister Salat olsun ister Tavaf, arayacagin Sure numaralarini ve Ayet sayilarini bildikten sonra gerisi kolay. Yanliz istedigin Ayet sayisina ulasabilmek icin sayfayi scrollen yapmani tavsiye ederim, yani direkten Ayet nr. üstüne tiklama. [url]http://www.fikir7.com/haber/644/turkce-kuran.html[/url] Reklamlar biraz sinir edici oluyor, ama siteye üye olunursa zannederim reklamlarda kaybolur. Ben üye olamadim, ya sistemde bozukluk var veyahutta ben beceremedim. Dualarimla |
[QUOTE=merdem;15238]Selam Bart Kardesim,
ayni problem bende de var, arapca bilmedigimden, Allah Celle ve Celaluhu Ayetlerini acikca gösterdigi, bol örnekler verdigi ve herkesin anlayacagini ifade ediyor. Yani bunlarida meallerden anliyorum, yoksa Kur'an'i yüzünden okuyarak degil. Yoklamadigim meal kalmadi, nihayetinde buldum herhalde tam anlayabilecegim meali. Bu gece internette dolasirken Türkce Kuran/ Fikir7 diye bir siteye rastladim. Sana da tavsiye ederim, gayet güzel bir sekilde meallendirilmis ve latin harfleriyle okunuslarinin karsiligi verilmis, tam türkce, ben anlayabildigime göre her ölümlü (türk) kul anlar. :) Ister Salat olsun ister Tavaf, arayacagin Sure numaralarini ve Ayet sayilarini bildikten sonra gerisi kolay. Yanliz istedigin Ayet sayisina ulasabilmek icin sayfayi scrollen yapmani tavsiye ederim, yani direkten Ayet nr. üstüne tiklama. [url]http://www.fikir7.com/haber/644/turkce-kuran.html[/url] Reklamlar biraz sinir edici oluyor, ama siteye üye olunursa zannederim reklamlarda kaybolur. Ben üye olamadim, ya sistemde bozukluk var veyahutta ben beceremedim. Dualarimla[/QUOTE] Allah Razı Olsun... İnceleyeceğim. |
Cümlemizden.
|
Derin bir nefes alayim
Tezgahinda Kur'an satan seytan basligindan süpheye düsmeme lüzum kalmadigi icin söyle derin bir nefes alayim :) Zannettim büyük bir hatada bulundum:confused:
Imkani olmayan cocuklar icin 20 adet Kur'an hediyesinde bulundum gecen sene. Ama originalini, tefsir falan degil, demekki seytanin tezgahindan degilmis.:p Sagolasin TEBYIN kardesim. |
Allahın drekt kendisinin(ki olanaksız) gelmediği veya peygamberini göndermediği bir topluma siz kimsiniz ki ''Kur'an'' gönderiyorsunuz?
|
[QUOTE=galipyetkin;15578]Allahın direkt kendisinin(ki olanaksız) gelmediği veya peygamberini göndermediği bir topluma siz kimsiniz ki ''Kur'an'' gönderiyorsunuz?[/QUOTE]
önce satanlar icin laf edin Galip bey, sonra satin alip ta hediye edenler icin. Her halde agac dallarinda elma armut gibi asili durmuyor Kur'an'lar, gelen gecen toplasin. göndermedim, hediye ettim. Benim kalbime bu güne kadar Kur'an indirilmedi maalesef, ben da satin almak zorunda kaldim. |
Sayın merdem.
''Benim kalbime bu güne kadar Kur'an indirilmedi maalesef, ben da satin almak zorunda kaldim.'' diyen bir kişi, tacir olarak bize nasıl Kur'an'dan sayfalar okuyorsunuz, satıyorsunuz ki? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[QUOTE=galipyetkin;15583]Sayın merdem.
''Benim kalbime bu güne kadar Kur'an indirilmedi maalesef, ben da satin almak zorunda kaldim.'' diyen bir kişi, tacir olarak bize nasıl Kur'an'dan sayfalar okuyorsunuz, satıyorsunuz ki? Saygılarımla. Galip Yetkin.[/QUOTE] Kardesim siz hangi planetten geliyorsunuz? Herhalde bu dünyanin insani degilsiniz? Görüsleriniz oldukca dar ve her bir satira yine de her zaman icin bir itiraziniz var. Ne sabahin körü ne gecenin yarisi hep ayni tingirti. Belkide bu sitedeki vazifenizdir bu, bilemiyecegim. Gak dedikce su guk dedikce et, israilogullari gibi her arzunuz gözünüzden okunuyor olmali, yoksa ihtiyaclarinizi her normal ölümlü gibi kendiniz mi karsiliyorsunuz? Cay kahve ne arzu edersiniz, bir mi iki mi sekerli olsun? Belki gününüze canlilik getirir :p |
Sayın Merdem.
Bırak laga-luga'yı Bu ''site'' ile beni ilişkilendirmeyi filan da bırak. Bu site hukuka ve kanunlara uygun şekilde hareket ettiğince senin ve benim gibi çok bilmiş ukalâlara aptalca düşüncelerini dünyaya yazılı olarak yayma olanağını sağlamakta. Gelelim sana. '''Benim kalbime bu güne kadar Kur'an indirilmedi maalesef, ben da satin almak zorunda kaldim.'' diyen bir kişi olarak ne demek istiyorsun? Maksadın ne? Yoksa kendini iyi ifade mi edemiyorsun? Size ''siz'' dememden nedense yakınanlardan biri olarak şimdi (hoşunuza mı gidiyor bilmiyorum içli-dışlı olmayı) size ''sen'' diye hitap ediyorum. Bu hitap şeklim daha düzgün anlamanı mı sağlayacak. Artık ''Sen'' olmayı ''Siz'' olarak kabulleniverin ha, ne dersiniz? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[QUOTE=galipyetkin;15590]
Bu site hukuka ve kanunlara uygun şekilde hareket ettiğince sanin ve benim gibi çok bilmiş ukalâlara aptalca düşüncelerini dünyaya yazılı olarak yayma olanağını sağlamakta.[/QUOTE] Sevdim seni bir kere.... başkasını sevemem... :) :) :) Abi müthişsin günüm sayende bambaşka oldu... Saygılar... |
[QUOTE=galipyetkin;15590]Sayın Merdem.
Bırak laga-luga'yı Bu ''site'' ile beni ilişkilendirmeyi filan da bırak. Bu site hukuka ve kanunlara uygun şekilde hareket etti ğince sana ve benim gibilerine '[COLOR="Red"]''Benim kalbime bu güne kadar Kur'an indirilmedi maalesef, ben da satin almak zorunda kaldim.'' [/COLOR] diyen bir kişi olarak ne demek istiyorsun? Maksadın ne? Yoksa kendini iyi ifade mi edemiyorsun? Size ''siz'' dememden nedense yakınanlardan biri olarak şimdi (hoşunuza mı gidiyor bilmiyorum içli-dışlı olmayı) size ''sen'' diye hitap ediyorum. Bu hitap şeklim daha düzgün anlamanı mı sağlayacak[/QUOTE] Bu cümleyi kullanmaktan maksadim, Peygamberimizin zamaninda cogaltilmis olan Mushaflardan benim kismetime bir tane düsmedigidir. Kimseden de bir Mushaf hediye almis olmadigima göre, nasil peynir ekmegin karsiliginda ödeme birimi olarak para denen bir karsilik vermem gerekiyorsa, ayni sekilde bir Kur'an-i Kerim satin almis bulunuyorum. Herhalde bir yerlerde bedava Allah rizasi icin dagitilan Kur'an-i Kerimler olmasi lazim ki, benim satin alma yoluyla elde ettigim KITAP karsisinda hayretlere düsüyorsunuz. Sizin elinizde yazili bir Mushaf bulunuyormu? Sayet bulunuyorsa bana izah edermisiniz hangi yolla elinize gecirdiginizi. Benim adim Saidi Nursi degil, Rabbim henüz bana vahy yoluyla bir seyler yazdirmadi. Bu yüzden matbaalar yoluyla basilmis bir nüshasi bulunuyor elimde. Bilseydim Kitapevine daha önceden yazardim ve derdim ki bana Allah'in sözlerini para karsiligimi satmak istiyorsunuz? Yoksa hakka hukuka karsi gelerek bir yerlerden asirmammi gerekirdi, siz izah edin bana. Sayet maksadiniz Kur'an "Zikr" dir demekse, satin alinmaz ezberlenir demek istiyorsaniz, maalesef bu güne kadar Kur'an kurslarina katilip Kur'an ezberleme kabiliyetine sahib olamadim. Ben mi anlamiyorum ne demek istediginizi yoksa siz mi anlamiyorsunuz benim ne demek istedigimi. Tamammi devammi? |
[QUOTE=bartsimpson;15593]Sevdim seni bir kere.... başkasını sevemem... :) :) :)
Abi müthişsin günüm sayende bambaşka oldu... Saygılar...[/QUOTE] Sagolasin Bart kardesim, ben bu satirlari tam manasiyle anliyamamisim, anlamama sebeb oldun. Galip beye ayriyeten yazma lüzumunu görmüyorum, nasil olsa buradan okuyacak. Benim bir ukala olarak aptalca tüm dünyaya bir seyler yazma gibi bir niyetim yok. Niyeti olan varsa buyursun yapsin. Ben yokum bundan sonra aranizda. Allah'in selami üzerinize olsun. |
[QUOTE=merdem;15596]Sagolasin Bart kardesim, ben bu satirlari tam manasiyle anliyamamisim, anlamama sebeb oldun.
Galip beye ayriyeten yazma lüzumunu görmüyorum, nasil olsa buradan okuyacak. Benim bir ukala olarak aptalca tüm dünyaya bir seyler yazma gibi bir niyetim yok. Niyeti olan varsa buyursun yapsin. Ben yokum bundan sonra aranizda. Allah'in selami üzerinize olsun.[/QUOTE] Merdem biladerim sen şimdi niye bu kadar alıngan davrandın onu anlayamadım. İster yaz ister yazma o senin bileceğin iş ama benim yazımı alıntı yaptıysan söyleyeyim. Galip abinin "seni, kendisini ve (benim) gibi çok bilmiş ukalaları" eleştiren yazısı hoşuma gitti. Ayrıca Galip Abiyi'de severim, kişisel bir muhabbetim olduğundan böyle bir nükte ile cevap verdim kendisine. Bunda kendinize pay çıkaracak veya alınacak bir husus yoktur. Konu ikili kişisel ilişki ile ilgilidir. Alıngan davranmayınız... Yanlış anlaşılmalara mahal vermeyiniz... (Kendiniz açısından) |
[QUOTE=merdem;15594]Bu cümleyi kullanmaktan maksadim, Peygamberimizin zamaninda cogaltilmis olan Mushaflardan benim kismetime bir tane düsmedigidir. Kimseden de bir Mushaf hediye almis olmadigima göre, nasil peynir ekmegin karsiliginda ödeme birimi olarak para denen bir karsilik vermem gerekiyorsa, ayni sekilde bir Kur'an-i Kerim satin almis bulunuyorum.
Herhalde bir yerlerde bedava Allah rizasi icin dagitilan Kur'an-i Kerimler olmasi lazim ki, benim satin alma yoluyla elde ettigim KITAP karsisinda hayretlere düsüyorsunuz. Sizin elinizde yazili bir Mushaf bulunuyormu? Sayet bulunuyorsa bana izah edermisiniz hangi yolla elinize gecirdiginizi. Benim adim Saidi Nursi degil, Rabbim henüz bana vahy yoluyla bir seyler yazdirmadi. Bu yüzden matbaalar yoluyla basilmis bir nüshasi bulunuyor elimde. Bilseydim Kitapevine daha önceden yazardim ve derdim ki bana Allah'in sözlerini para karsiligimi satmak istiyorsunuz? Yoksa hakka hukuka karsi gelerek bir yerlerden asirmammi gerekirdi, siz izah edin bana. Sayet maksadiniz Kur'an "Zikr" dir demekse, satin alinmaz ezberlenir demek istiyorsaniz, maalesef bu güne kadar Kur'an kurslarina katilip Kur'an ezberleme kabiliyetine sahib olamadim. Ben mi anlamiyorum ne demek istediginizi yoksa siz mi anlamiyorsunuz benim ne demek istedigimi. Tamammi devammi?[/QUOTE] diyanet vakfı ücretsiz kuran vermektedir. "tezgahında kuran satan şeytanları" zengin etmeyiniz.... said nursi denilen zata Rabbinden vahiy gelmemiştir... (sahte rasuller edinmeyiniz)... neticede anlamadığınız aşıkar... |
Hanımefendi.
Sizin gibi, ağzına her geleni söyleyenleri, Said'i Nursi'leri peygamber seviyesine çıkartanları ''buyrun bu dünyayı istediğiniz gibi halledin'' diyerek boş bırakacağımızı mı zannediyorsunuz? Tabii ki sonsuza kadar (hak ve adalet yönünde) devam. O soruyu bize sormayın. Biz sonsuzluğa gönül verdik, canımız feda.Çünkü siz, yani daima dışlandığınız ve kovulduğunuz toplumunuza hep ''adem'' olarak kalmakta ısrar edenlerden, ve ben de sizi dışına iten toplumun bir bireyi olarak ANLAYIŞ fark ve değerlerim ''sonsuza kadar'' diye ifade etiğim eylemimi gerekli kılıyor. Esasında ne dediğini anlamadığınız ve üzerinde cart-curt ettiğiniz meallerden üç kuruş vererek edinmeniz sizde yakınma hakkı yaratıyorsa ,sizin Kur'an'dan yazdıklarınızdan hayır gelmez. Neden o sistemle savaşacağınıza yakınmakla iktifa ediyorsunuz. Benim gibi sosyal ve siyasal bir faaliyet göstermiyorsunuz? Ama ''Ben Almanya'dayım'', veya ''ben Alman vatandaşıyım(sanki çift vatandaşlık yokmuş gibi)''mazeretler yaratırken bilgisayardan bütün türkiye'ye hitap ediyorsunuz. Sağına bak, soluna bak herkes kurandan sayfaları dağıtıyor, Bilgisayarda sonsuz sayfalar var. Saygılarımla. Galip Yetkin |
Ben Almanya'da yasiyorum, Türkiye'de durum nasil haberim yok. Kimseden de duymadim. Ne Türkiye'deki yasamimda nede Almanya yasamimda duymadim.
Sayet Kur'an satin almakla enayi oluyorsam, enayi kalayim. Enayi kalmama yardimci olanlar düsünsün.. Cenneti de zaten parsellemis satiyorlar. Ben bunlardan uzak kalayim derken, anlayissiz baska bir ortama düsmek biraz agrima gitmedi degil. Allah'ima yönelip nasil dogru yolu bulduysam kendi kendime ( kimseden de vaaz dinlemis degilim ) bundan sonra da O'nun yolunda kalmanin sirlarina da ulasirim. Burada ortalik karistirana kadar örgüyle ugrasim, ipin dolasikligini cözmesi daha kolay. Benim Almanya standartlarina göre olmali ki görüslerim, arada bir takismalar oluyor burada. ( Sitede zaten bir hitap sekli belirlenmemis, isteyen istediginle senli benli, isine gelmeyince sizli bizli. ) Isteyen arzu ettigi sekilde hitab etsin, elestiri de yapmadim bu hususta simdiye kadar. [COLOR="Red"]Bart kardesim, senin yazinin altina yazmaktaki maksadim sana laf atmak degildi, yanlis anlasildiysa özür dilerim. [/COLOR] |
Mollalardan degil, ilahiyat Profesöründen sordum durumu, iste cevabi:
sn. ____ hanim, mesele aslında bundan önce şurada, insanların DİNDEN PARA KAZANMASI. dinden para kazanmak insanın basiretlerini köreltir, bir takım hak olanı gizlemek örtmek gerektirir bu nedenle Peygamberler tarafından zehirli ekmek olarak tanımlanmıştır. size forumda laf atan kişiler ise esas suçlayacakları kişileri bırakmışlar size suç atıyorlar. esas suçlanacak biri varsa [COLOR="Red"]meal kuran [/COLOR]satanlardır. siz para verip almışsınız bun da ne sorun olabilir ki. esas kınanacak olanlar bu işten rant yiyenlerdir. Rabbim selamet versin inş. selam ile NOT: Allah'tan baskasina hesap vermege mecbur degilim. Insani enayi yerine koymayin. Bilmediginiz konular hakkinda da konusmayin. Ap acik yazmisdim halbuki aldigim Kur'an'lar meal degildir diye. |
[QUOTE=bartsimpson;15599]diyanet vakfı ücretsiz kuran vermektedir. "tezgahında kuran satan şeytanları" zengin etmeyiniz....
said nursi denilen zata Rabbinden vahiy gelmemiştir... (sahte rasuller edinmeyiniz)... neticede anlamadığınız aşıkar...[/QUOTE] saidi nursinin adini asagi yukari bir sene oluyor ilk defa internette rastladim, sivesi bana yabancidir, sözlerinden bir sey anlamadigim gibi elime bit tek sayfasi bile gecmemistir, Adamin suratinda nur yok neden nursi diyorlar anlamadim. Ona Vahy den kastim zaten mizahi idi, anlayana! Motor turlarindan, gemi turlarindan vakit olupta böyle nurlardan uzak kalmisim :p acaba hatami olmus?:confused: |
Bahsi gecen Mushaf'tir, meal demedim zaten, meal osa ne farkeder
[QUOTE=galipyetkin;15600]Beyefendi.
Sizin gibi, ağzına her geleni söyleyenleri, Said'i Nursi'leri peygamber seviyesine çıkartanları ''buyrun bu dünyayı istediğiniz gibi halledin'' diyerek boş bırakacağımızı mı zannediyorsunuz? Tabii ki sonsuza kadar (hak ve adalet yönünde) devam. O soruyu bize sormayın. Biz sonsuzluğa gönül verdik, canımız feda.Çünkü siz, yani daima dışlandığınız ve kovulduğunuz toplumunuza hep ''adem'' olarak kalmakta ısrar edenlerden, ve ben de sizi dışına iten toplumun bir bireyi olarak ANLAYIŞ fark ve değerlerim ''sonsuza kadar'' diye ifade etiğim eylemimi gerekli kılıyor. Esasında ne dediğini anlamadığınız ve üzerinde cart-curt ettiğiniz meallerden üç kuruş vererek edinmeniz sizde yakınma hakkı yaratıyorsa ,sizin Kur'an'dan yazdıklarınızdan hayır gelmez. Neden o sistemle savaşacağınıza yakınmakla iktifa ediyorsunuz. Benim gibi sosyal ve siyasal bir faaliyet göstermiyorsunuz? Ama ''Ben Almanya'dayım'', veya ''ben Alman vatandaşıyım(sanki çift vatandaşlık yokmuş gibi)''mazeretler yaratırken bilgisayardan bütün türkiye'ye hitap ediyorsunuz. Sağına bak, soluna bak herkes kurandan sayfaları dağıtıyor, Bilgisayarda sonsuz sayfalar var. Saygılarımla. Galip Yetkin[/QUOTE] Sizin gibi ( geri ) zekalilardan ise hic hayir gelmez, bir ehl-i sünnet anlayisindan kaha kit bir Islam anlayisina sahipsiniz. Belki onlardan bir seyler ögrenirsiniz. Delili burada :[url]http://www.islam-tr.net/fikih-ve-fikih-usulu/31970-kuran-kerim-para-ile-satilmasi-caiz-mi.html[/url] bilhassa bu siteden örnek verdim ki, ne kadar cahil oldugunuzu siz kendiniz görün. Bu da bir Dr. Profesörden: [url]http://www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/mushaf-ve-meal-satisi-yapmak-haram-midir.html[/url] Tabi en alkilli yalniz benim derseniz, atalarinizdan aldiginiz bilgiyle devam edebilirsiniz hayatiniza. Kibirinize devem edin. Sizin bilginiz size yeter, dolmus beyninizin yeniliklere ve gerceklere ihtiyaci yok. Haddini asip senli benli olanlari kapi ardina atanlardanimdir, cünkü senli benli olmaniz samimiyetinizden degil, bilhassa kibirinizden dolayidir. Her bir yazilani tenkid edene kadar aklinizi calistirin da acikca fikirlerinizi yazin, önce yazilani iyice okumasini kavrayabilirseniz. [COLOR="Red"][SIZE="5"]Bu yaziyi cevaplandirmaniza hic lüzum yoktur, nasil olsa tarafimdan okunmayacak ve cevaplandirilmayacaktir. [/SIZE][/COLOR] Örümcek yuvanizda ayaginiza geleni yakalamaya ve ezmege devam edin! Sizle ve sizin düsüncenizde olanlarla isim yok. Size yaltaklana kadar gercekleri arastirip görme zahmetine girmeyenlerle de bir isim yok. Onlar kendilerini bilirler. Kardesim olarak bagrima bastiklarim da kendilerini bilirler. Onlara hakkim gectiyse helal olsun! |
Bu konuda tek birşey söyleyebilirim.
İktidarda olan parti "dini yönü ağırlıkta olan ve islam dinini temsil eden!!!" bir parti değil mi? Okullarda 12.000.000 ilk, orta ve lise öğrencisine ücretsiz okul kitabı (1 adette değil ha!) dağıtabiliyor. (min. 6 adet branş kitabı x 2 x 12.000.000 = 144.000.000 adet) Ama müslüman vatandaşlara bir kaç milyon ücretsiz kuran dağıtılamıyor!!! Neden acaba???? |
Beyler
anladığım kadarıyla Merdem kardeşimiz bir hanımefendi Biz erkekler tartışma sırasında bazen barbar yönümüzün açığa çıkmasıyla savaş baltalarımızı, ve kaba tavırlarımızı ortaya koysakta karşımızdakinin bir hanım olduğunu unutmayalım. lütfen centilmenlik |
Sevgili Galip abim
Sizi ve tüm inanan kardeşlerimi en güzel şekilde selamlarm. Yazılarınızı zevkle okuyorum; Bilgi dağarcığımı geliştiren,takdir ettiğim bir mü'min kardeşimsiniz. Bazen agresif tutum sergileseniz de, sizi çok seviyor ve saygı duyuyorum. Ve sizin gerçekte öyle bir kişiliğe sahip olmadığınızı biliyorum. Merdem hanım kardeşimi sanırım yanlış anlamışsınız. Merdem kardeşimiz çok samimi bir mü'mine kardeşimiz. (Kendilerini şahsen tanımasam da, yazdıklarından ve paylaştıklarından bunu anlıyorum.) Sizden ricam; kırıcı olmadan konulara yaklaşarak; bizleri ilminizle aydınlatmanız. Değerli Merdem hanım kardeşim. Lütfen siz de kırılmayınız. Samimiyetinizden zerrece şüphemiz yoktur. Paylaşımlarınız bizi aydınlatmaktadır. Bizi paylaşımlarınızdan mahrum etmemeniz dileklerimle. Selam,saygı,dua ve muhabbetlerimle. |
Sayın Miralay.
Güzellikler sergileyen arkadşım. Biz de bir yetkilinin kendisine verdiği ve yayınladığı cevaptan Sayın Merden'in bir bayan olduğunu ve hatamızı maalesef çok geç fark ettik. Ne yapacağımızı iki gündür düşünürken sizin bu yazınız bana bataklığa düşen birine uzatılmış bir dal gibi geldi. İtidalli, herkese karşı itidalli olmalıyım; öyle de olacağım. Saygı ve sevgi dileklerimin herkes tarafından kabulü umuduyla. Galip Yetkin. |
Değerli kardeşlerim
Tartışılan konuyla alakalı bilgi veren ,alan ,okuyan kardeşlerimizin arasında dikkatlerini konuya verdikleri için bazen istemeden kırıcı ,sitemli cevaplar ,sorular olabiliyor.Bana göre merdem ve galiptyetkin kardeşimizin iyi niyetleri o kadar güzel yansıyorki foruma ben bir sorun göremedim... Tartışmalar birlikte yaşamanın getirdiği bir şeydir. İnsanların toplumsal hayatını geliştirir bu öğrenmeninde metodudur bu metod sayesinde hem karşısındakilerin konuşmasını doğru anlamayı hem de kendi duygu, düşünce ve deneyimlerini en doğru ve etkili şekilde anlatmayı öğrenir.Misal bir konuda karşı taraf bilgisinin doğru olduğunu direk ifade etmiyor dolaylı yoldan bunu tartıştığı kişiye anlatıyor. Konuya sen onu dedin ben bunu dedim ifadeleri katılmadan soruya yada cevapa konsantre olmalı diye düşünüyorum.. Hepinizi Allah için çok seviyorum.. Bununda bize ve foruma hayır getireceğine inanıyorum .. MERDEM VE GALİPYETKİN umarım sizlerden istifade etmeye devam ederiz... baki selam ve muhabbetle kalın.. |
Degerimizi Rabbimiz tayin etmis bizlere: INSAN
[FONT="Franklin Gothic Medium"]Degerli Kardesim Galip Yetkin,
Rabbimizin katinda kadin ve erkek esittir, Rabbimizin katindaki bu degeri yeryüzünde uygulayacak olursak zaten dengeyi saglamis oluruz. Bana sirf kadin oldugum icin hak verilecek olursa, bu Rabbimizin yasalarina aykiri düser, ayni sekilde ben erkektir diye ille de birilerine hak vermem lazim gelirmis gibi. Sofilerin kadini her türlü haktan mahrum tutmasi ne kadar haksizca bir hareket ise, modern Islam görüsüne göre kadini göklere cikartmasi da ayni derece hatali. Insan oldugumuzu unutmayalim ve insanca hareket etmesini her zaman her yer de her konuda uygulayalim. Ok yaydan ciktimi geri dönmez, dilin kemigi yoktur her yöne döner, bir söz ciktimi agizdan oda geriye dönmez. Size olan saygimi ve paylasimlarinizdaki tesekkürlerimi unutmayin. Ben size bir erkek oldugunuz icin saygi duymuyorum. Siz bir insansiniz. Bir cocuk ta insandir, bir kadinda insandir, bir erkekte insandir herseyden evvel. INSAN, Rabbimizin deger vererek yarattigi varlik, bir cok vasiflar nasib ettigi varlik. Kainati ayaklarimiz altina sermis biz insanlarin hizmetine sunmustur. INSAN. Sizi de bir insan oldugunuz icin seviyor ve sayiyorum. Hurafeleri yakamdan silkip attigimdan bu yana görüslerim gercekten cok degisti. Ister ölüm cezasi hakkinda olsun, ister savaslar hakkinda olsun ister tabi felaketler hakkinda olsun her bir olayin her bir konunun Kur'an'a göre degerlendirilmesi gerektigini ögrendim ve elimden geldigince uyguluyorum. Ama yinede eger siz karsinizdaki insani hayat sartlarina, yasamima göre degerlendiriyorsaniz buyrun hakkimda bilgi vereyim. Benim icin sahsen bir rol oynamiyor kimin ne oldugu ne is yaptigi, mühim olan neyi nasil ve neden düsündügüdür.[/FONT] [FONT="Comic Sans MS"][SIZE="3"]Siz Kardesim Galip Yetkin'e ve tüm site Kardeslerime: Allah'in selami hepimizin üzerine olsun degerli Kardeslerim, Herseyden evvel sitede huzuru saglama amaciyla yapilan duyuru dolayisiyla Miralay Kardesime tesekkür ederim. soran olmadi be de acikca kendimi tanitmadim, bir ara chat penceresinde Sevginur kardesimizinle yazisma arasinda bir hanim oldugumu ifade etmistim. Benim öksüz senelerimde, yuvada gecirdigim senelerde, akrabalarimin yaninda devamini sürdürdügüm hayatimda kimse bana ne maddi ( mal-mülk ) ne manevi ( yüksek alaka -bilgi ) ikraminda bulundu. Okullarda ki bilgileri buraya katmiyorum, cünkü devlet tarafindan sagladiklari gelir karsiligi vazifelerini yerine getiriyorlar. Yine de ögretmenlerimden almis oldugum bilgiler karsiligi her zaman icin tesekkür etmem gerektiginin bilincindeyim. Yakinmakla bir alakasi yok, gercek budur. Rabbimizin bana vermis oldugu akil yoluyla edindigim bilgilere göre, sükür ve hamd yalniz Allah'adir. Kimse karsisinda boyun egmeyecegimi aldigim dersler sonu ögrenmis bulundum. Verdigi nimetlerden, riziklardan, felaketlerden iyi veya kötü ( hepsinde bir hayir görenlerdenim ) Rabbime sükürler olsun, beni isyan eden kullarindan kilmadi diye. Dik kafalimiyim yoksa haktan yanamiyim herkes kendine göre degerlendirsin. Görmedigim iyilikleri hakkidir diye hakki olana ilestirmenin vezifem oldugunu kavramis olanlardanim. Uzun seneler süren evliligimi, uygun düsmeyen aliskanliklarindan bir türlü vazgecmeyen birisine bir daha acmamak sartiyla kapimi suratina kapatmakla sona erdirdim ( cektigi silah dahi beni alakoymamistir kararimdan ). Kendim bir meslek ve cocuklarima ( yeterlimi yetersizmi tartismasi bir sonuc vermez burada ) bir istikbal sagladim. Arada camura bulasmis olabilirim. Camur kurudumu fircalarsin, yada su ile temizler arinirsin, bataktaki ile bir olmaz. Zaten her iki durumdada tevbe karsiliginda Rabbimiz riza gösterirse nasil olsa temizlenmeyecek bir sey yok, insan yeterki bilincli olarak, icten arzulayarak Rabbine yönelsin. En kücük oglumu 18 yasinda iken ( suratlara karsi kapi kapamak hastaligim olmali ) onu da kapi disari ettim, ne okul ne meslek nede bir is sahibi olmaya caba göstermedigi icin. Kendini düzelltigi günden itibaran derhal kapimi ve kalbimi sonuna kadar actim ogluma, her zaman icin de acik duracak gelemeyecegini bildigim halde. Büyük oglumun bir sikayeti yok, Rabbim ona bu dünyada da ahiret'tede iyilik güzelllik ve afiyet versin. Benim de ondan bir sikayetim yok. Kücük kiziyla hayatini dürüst bir sekilde sürdürüyor. Kizim dr. dipl. bioloji bölümünde. Kime cekmisse, birileri gibi kibir sahibi, civciv ciktigi kabugu begenmez durumlarinda bir anne-cocuk iliskisinin derin manasina erememis henüz. Kapim kendisine yine de her zaman aciktir, yanlislikla yada isteyerek de olsa fark etmez. Birde birisi var "La Ilahe Illallah" i idrak edip sirf benim icin degil ( benim icin yaparmis! ) Allah icin kalbten söylemesini becerebilirse ona da kapimi acik tutacagim, daha aklini kullanamadigi icin yillarini bos yere geciriyor. Firmalari, evleri, seyahatleri vb. onunla beraber dislamis bulunuyorum. Veren Rabbim hak yoldan geleni versin alirim, amenna. Siz kardeslerime manevi kapim herzaman icin aciktir. Aranizda seve seve bulunuyorum, ki bunu bir kac defalar ifade etmisimdir. Lakin, isime gelmedigi icin degil, bir toplum acisindan uygun düsmeyen davranislar oldugunda kendimi( fazla abartilmis bir terim olacak ama ) savas alaninda gibi savunurum. Bu gurur veya kibirden degildir, enseme vurup agzimdan lokmam alindimi ses cikarmam, fakat benligime vurup ahmak yerine koyulmaya tahammül edemem. Ben bilgimle övünecek degilim, veren Allah'tir, kul da arzulamalidir ki verilsin. Yukarida belirttigim gibi, beserin bana ikramda bulunmadigi bilgimi arttirmaya niyetliyim. Sizlerden ögrenecegim bir cok seyler var. Her edindigim bilgiyi yine de genis alanda inceleyip en dogru olani en uygun gördügümü kabul etme prensibindeyim. Bana bu siteyi tavsiyede bulunan olmadi, fikirlerimi Allah'tan baskasina acacak bir kulla da dostlugum olmadigi icin, kendi aramalarim neticesinde aranizda bulunuyorum. Rabbimiz Ibrahim Peygamberin (selam olsun ona ) kissasini herhalde laf olsun torba dolsun diye aciklamamistir Ayetlerinde. Arayan bulur, Mevla'sini da bela'sinida. Rabbimiz ilmimizi arttirsin, bizleri dogru yolundan ayirmasin. Ve elimizden geldigince tüm kardeslerimiz birbirlerimizin bilgilerinden faydalanalim ve Rabbimiz uygulamalarimizda kolaylik ve basarilar göstersin. Selam ve dua ile.[/SIZE][/FONT] [B]Not: Mesele tenkid karsisinda asiri tepki göstermek degil, yapilan tenkidin ifade seklidir olumsuzluga yol veren. Biz burada kim daha iyi kim daha cok biliyor yarisinda da degiliz herhalde. Insanlar konusa konusa anlasmalidir. Vasiflarimiza ne kadar özellik gösterirsek anlasmamizda o kadar kolaylasacaktir. Bir atasötü vardir; kadin affetmesini bilir ama unutmaz, erkek unutur ama affetmez. InsaAllah affetmesini bilecegiz, bu ata sözü sözde kalacak. Hedefimiz yerine ve duruma göre "affetmek" olacak. En mühimi Rabbimiz bizleri affetsin. Mümin kadinlar ve mümin erkekler birbirlerinin kardesleridir.[/B] |
Degerimizi Rabbimiz tayin etmis bizlere: INSAN
iki kere kaydedilmis, o yüzden ikinciyi iptal etmis bulunuyorum.
|
Selam çok değerli Merdem kardeşim.
Lütfen beni ve diğer kardeşlerimizi yanlış anlamayınız. Buyurduğunuz gibi, özellikle sitemizde ve reel hayatta cinsiyetin ve de cinsiyetinizin bir önemi yok. Önemli olan insan olmanız ve çok değerli bilgi birikimi ve fikirlere sahip olmanız. Çok sevip,saydığım Galipyetkin kardeşimizin size,"beyfendi" hitabı üzerine aklıma başımdan geçen komik bir olay geçince hafif tebessüm ederek; size bayan olarak hitap etme gereği duymuştum. Bu siteye ilk üye olduğum zamanlarda, Barış rumuzlu kardeşimize her seferinde "Barış abi" diye hitap ediyordum. En sonunda kardeşimiz bayan olduğunu belirtmek zorunda kalmıştı. :) Hatamı anlamıştım ama, kendilerini bu hususta uyarıda bulunmaya sevk ettiğim için utanmıştım da. Başınızdan geçen olaylardan dolayı cenab-ı Allah'tan sabırlar ve sonunun hayırlara dönüşmesini niyaz eyliyorum. Çocuklarınızın da hanif birer mü'min olmasını da niyaz eylerim. Allah sağlık,afiyet,huzur ve faydali ilimler size ve hepimize nasip eylesin. Selam,saygı,dua ve muhabbetlerimle. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:00 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam