![]() |
fers
Yazdığım ayetlerde çeviri sıkıntısı varmı bilmiyorum.Saygıdeğer dost1 in bana direk gösterdiği linkten aldım.Arapça ve kuran dilini bilmiyorum.Bir kaç mealden okuyarak Kuranı anlamaya çalışıyorum.Sizin yaptığınız gibi bende okuyup yorumumu yapıyorum. verdiğiniz örneklere baktım nisa 65 deki yorumuma yusuf 67 ile karşılık vermişsiniz.Ben nisa 65 de Allah ın söylediğini yorumluyorum.Hatta nisa 64 e bakarsanız söylediğimin dahada anlaşılabilir olacağını göreceksiniz.Yusuf un babasının söylediği ve Allah ın söylediği yorumu siz yapın.Birde ayetleri kuranın bütünlüğü içinde indikleri zamanın şartlarına görede değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. hakka 40-44 Tamamda 40-41-42 kuranın Allah ın sözü olduğunu söylüyor.44 de peygamber bize karşı yada bizim adımıza bazı sözler uydursaydı diyor.Peygamberin Allahtan habersiz sözler uydurduğunu kim söylüyor?Benim böyle bir lafım olmadı. Ahzab 21 için yaptığınız yorumu doğru fakat eksik buldum.Peygamberin ahlakıda güzel örnek değilmiydi.Kuran indikten sonramı peygamber güzel ahlaklı oldu. nisa59-80, Al i imran 31 içinde aynı şeyleri düşünüyorum. Ahzab 57, aslında bu ayetten önce yine ahzap 56 yı irdelersek sonuca çabuk varabiliriz.Burda Allah ın peygambere verdiği değeri görüyoruz.Ayetten Yüce Allah ın eğer resulu incitirseniz benide incitirsiniz manasını çıkarıyorum.Allah incitmek iki kelime ama insanların göze alamayacağı bir şey.kimse bu riske girmek istemez.Yüce Allah elbette doğrusunu bilir. bence burada insanları düşünceye sevk etmek için peygamberi incitmemeleri konusunda ne kadar ciddi olduğunu göstermek için söylemiş olabilir.Bakın olabilir diyorum çünkü okuyunca böyle değerlendiriyorum. |
selam
Peygamberin Allahtan habersiz sözler uydurduğunu kim söylüyor?Benim böyle bir lafım olmadı. hakka/40, 44 innehu le kavlu resuulun keriimin.../ buradaki kerim habercinin sözü kendisine ait değil ... ve lev tekavvele aleynaa ba dal ekaaviili.../ onların üzerine bazı sözler söyleseydi le ehaznaa minhu bil yemiini.../alıverirlerdi gücünü... siz dediniz diye değil, nisa/61 için alıntıladım...haberciye davet kendisi için değil "indirilen" için... |
Birde ayetleri kuranın bütünlüğü içinde indikleri zamanın şartlarına görede değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum...(raven)
öyle olmalı zaten... |
[B]Peygamberin ahlakıda güzel örnek değilmiydi.Kuran indikten sonramı peygamber güzel ahlaklı oldu[/B]...(raven)
sonra mı, öncemi... ahlakı düzgün olmayan biri ne diye haberci seçilsin... [B]Allah ın eğer resulu incitirseniz benide incitirsiniz manasını çıkarıyorum[/B]...(raven) resul tamamda Allah nasıl incitilir yahu, Allah dellenir/kızar mı, kin güder mi, incinir mi, sevinir mi, mutlu olur mu... bunlar arz a ait tanımlar, acziyetten gelir... Alemlerin efendisi bu ifadelerle yanyana anılabilir mi... |
ahlakı düzgün olmayan biri ne diye haberci seçilsin(fers)
[B]elbette resul seçilmez ahzap 21 için söylediklerine karşılık söyledim.güzel örnekler açısından[/B] ahzap 57 ile ilgili açıklamayı yapmıştım zaten dikkatinizden mi kaçtı acaba Alemlerin efendisi bu ifadelerle yanyana anılabilirmi (fers) [B]alemlerin efendisinin kendi sözleri[/B]yok bu sözler ona ait değil diyorsan onu başka şekilde tartışalım Eğer okuduğum meallerde çeviri hatası varsa lütfen doğrusunu ve yorumunuzu yazın. |
[B]alemlerin efendisinin kendi sözleriyok bu sözler ona ait değil diyorsan onu başka şekilde tartışalım
Eğer okuduğum meallerde çeviri hatası varsa lütfen doğrusunu ve yorumunuzu yazın[/B]...(raven) elçinin üzüntüsü eyvallah, Allah ın üzüntüsü nedir, bunlardan münezzeh diil miki...(Fers) elleziine yu zuunallaahe ve resuulehu.../ [B]nedir bu ifadenin anlamı[/B]....(Fers) nedir bu eza...bilenler açıklasın.. bunlar arz a ait tanımlar, acziyetten gelir... Alemlerin efendisi bu ifadelerle yanyana anılabilir mi...(Fers) |
daha öncede yazdım şimdide yazıyorum
Peygamber insanlara sadece kendisine inen ayetleri okuyarak mı insanları müslüman olmaya ikna etti?Kendisine inen ayetleri insanlara okuduktan sonra hadi bana eyvallah diyip koyun gütmeye mi gidiyordu.Bizler burada kuranı okuyup hepimiz farklı yorumlar yaparken Allah ın peygamberi KURAN konusunu hiç mi insanlarla kritik etmedi.Hiç mi ayetleri insanlara yorumlamadı anlatmadı.. biz bile bu hakkı burada kendimizde buluyorken neden bu hakkı peygambere vermiyoruz.Bence kaçırdığınız nokta burası Yine ikinci sorum peygamber nasıl ibadet ederdi? Kurana bak cevabını bulursun dedi arkadaşlar.resul yaşadığı müddetçe bir adamda görmedimi bu resul nasıl ibadet eder diye.Peygamberde insanlar böylemi cevap verdi acaba.kurana bakın! burada hepimiz kuranı okuyup kimimiz namaz var kimimiz zikir var kimimiz salat var diyoruz..Hem igili ayetler gelene kadar müslümanlar ibadet yapmadımı? yok ibadette yok diyorsanız o ayrı (din ve ibadet olgusu birbirini tamamlayan öğelerdir.Aksi insan fıtratına aykırı) |
Değerli dost1
ahzap 57 ile ilgili değerli görüşlerinizi paylaşırmısınız.Anlaşılan benim yorumum fers için tatminkar olamadı.Benim okuduğumdan anladığım yukardaki gibidir. |
Selamun Aleykum! Değerli Raven Kardeşim!
[QUOTE=raven;12775]Değerli dost1 ahzap 57 ile ilgili değerli görüşlerinizi paylaşırmısınız.Anlaşılan benim yorumum fers için tatminkar olamadı.Benim okuduğumdan anladığım yukardaki gibidir.[/QUOTE] Olayı bütünüyle görebilmek için 57 ayetiin içinde bulunduğu pasaja birlikte bakmakta yarar var. [SUP]63[/SUP] Ey iman eden kimseler! Peygamber'in evlerine sadece –vaktine bakmaksızın–yemeğe izin verilince girin. Ama çağırıldığınız vakit hemen girin. Artık yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Söz için de beklemeyin. Şüphesiz bu hâliniz, [B]Peygamber'e eziyet veriyor[/B] sonra da O, sizden çekiniyor. Allah ise haktan/gerçekten çekinmez. Onun hanımlarından bir kazanım istediğiniz zaman da perde arkasından/odalarına girmeden isteyin. Böyle yapmanız, sizin kalpleriniz ve onların kalpleri için daha temizdir. Ve sizin [B]Allah'ın Elçisi'ne eziyet etmeniz[/B] ve kendisinden sonra hanımlarını da, sonsuza dek nikâh etmeniz olacak bir şey değildir. Bu, Allah katında çok büyüktür. [SUP]54[/SUP] Siz bir şeyi açığa vursanız yahut onu gizleseniz biliniz ki, şüphesiz Allah, her şeyi en iyi bilendir. [SUP]55[/SUP] Peygamber eşlerinin üzerine, babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınlar ve sözleşmelerinin sahip olduğu kimseler hakkında bir günah yoktur. –Ve siz/Peygamber'in eşleri, Allah'ın koruması altına girin.– Şüphesiz Allah, her şeye en iyi tanıktır. [SUP]56[/SUP] Şüphesiz Allah ve doğadaki güçleri/indirdiği Kur’ân âyetleri Peygamber'i destekliyorlar/yardım ediyorlar/arka çıkıyorlar. Ey iman etmiş kimseler! Siz de Peygamber'e destek olun/O'na yardım edin/arka çıkın ve O'nun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayın! [SUP]57[/SUP] Şüphesiz Allah'a ve Elçisi'ne eziyet verenler; Allah onları dünyada ve âhirette dışlamıştır. Ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. [SUP]58[/SUP] Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara yapmadıkları bir şey sebebiyle eziyet eden kimseler de kesinlikle, artık bir iftira ve apaçık bir vebal yüklenmişlerdir." Değerli Kardeşim Ahzab 57,58. Âyetler, tüm insanlara bir tehdit içermektedir. Burada zikredilen eziyet, yukarıda bahsedilen görgü kurallarına uymamanın ötesinde bir şey olup, 56. Âyette konu edilen, Rasûlullah'a destek verme ve güvenliğini sağlama görevini yerine getirmeyip Allah Elçisi'ni yalnız, desteksiz ve korumasız bırakmak, o'na ve yakın çevresine iftira atmak, uygulamalarına karşı çıkmaktır. Âyette konu edilen Allah'a eziyet , O'na eş, çocuk [oğlan-kız] ve ortak nispet etmek ve o'nun emirlerine riayet etmemek, onları yozlaştırmak, Allah adına yeni ilkeler ortaya koymak, Allah ile aldatmaktır. Bunlara dair yüzlerce Âyet geçmiş bulunuyor. Bu paragrafta, sadece Allah ve Elçisi'ni değil, iftiralar ile mü'minleri üzmek de yasaklanmakta ve böyleleri, Allah onlara dünyada ve âhirette lânet etmiştir. Ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara yapmadıkları bir şey sebebiyle eziyet eden kimseler de kesinlikle, artık bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir ifadesiyle tehdit edilmektedir: (Nisâ: 112) Kim de bir hata veya bir günah kazanır da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, o zaman kesinlikle bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmiş olur. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle . Allah'a emanet olunuz. |
İki elimizle oluşturduğumuz ilah profilini terk edip, Kuranda tanıtılan ilah profiline uyma dileği ile.
Soğanın yanına domatesi, biberi alıp melemen yapanlardan ziyade, vitamin değerini ısı ile parçalamayıp bu zerzevatları karıştırmadan; soğana soğan, domatese domates muamelesi yapma dileği ile... Zira domatese soğan denmesi; domatesin domates olmadığı anlamına gelmiyor.. Domatese soğan diyen bir şahsın zannından başka bir şey olmuyor. Soğan orada domates orada. Ne soğan domatestir ne de, domates soğan. Bu iki nefis sebzeyi karıştırmadan yiyin. Tuzda atmayın. Kısmen zararldır. Doğal haline bırakın domatesi ve soğanı. Oynamayın genleri ile. Başınıza sonra felaketler gelir. Kanserler çoğalır. Sonra da ne oluyor bu arza dersiniz. Allah'a soğan muamelesi yapmayalım ... Allah tapınılacak bir put değil, kurallarına uyulacak bir rab, ilah ve meliktir. |
Bu örneklerin "cuk" oturması ve rahatsızlık uyandırması bir gelişmenin alameti ...
Rabbim soğana benzetilmekten münezzehdir. Soğana benzetenlere ve soğan muamelesi yaptıklarına inanmayanlara da bu bir örnektir. |
[B]Anlaşılan benim yorumum fers için tatminkar olamadı[/B]...(raven)
[B]57 Şüphesiz Allah'a ve Elçisi'ne eziyet verenler; Allah onları dünyada ve âhirette dışlamıştır. Ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. 58 Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara yapmadıkları bir şey sebebiyle eziyet eden kimseler de kesinlikle, artık bir iftira ve apaçık bir vebal yüklenmişlerdir."[/B] 57,58 innelleziine yu zuunallaahe ve resuulehu.../ velleziine yu zuunel mu miniine vel mu minaati bi gayri mektesebuu.../ bu ifadelerin anlamı nedir hocam, ayetleri siz alıntıladınız... Allah nasıl incitilir, dellenir/kızar kin güder, incinir, sevinir, mutlu olur, üzülür... bunlar arz ın mahluklarına ait özellikler, acziyetten gelir......(Fers) olmadım sayın raven... [B] Peygamber insanlara sadece kendisine inen ayetleri okuyarak mı insanları müslüman olmaya ikna etti?Kendisine inen ayetleri insanlara okuduktan sonra hadi bana eyvallah diyip koyun gütmeye mi gidiyordu.Bizler burada kuranı okuyup hepimiz farklı yorumlar yaparken Allah ın peygamberi KURAN konusunu hiç mi insanlarla kritik etmedi.Hiç mi ayetleri insanlara yorumlamadı anlatmadı[/B]...(raven) salat ile ikna etti... salat nedir, uzun muhabbet... [B]Yine ikinci sorum peygamber nasıl ibadet ederdi?[/B]...(raven) yoksa insanları ibadetle mi ikna etti... günlük beş vakit rükudan, secdeden sonraki hutbelerde mi, cuma hutbesinde namazdan sonra mı ikna etti... ramazanda aç kalarak "alın görün açlık nedir anlayın, şimdide yoksullara zekat! vermeyecek misiniz" mi dedi... |
[QUOTE=dost1;12776]Selamun Aleykum! Değerli Raven Kardeşim!
Olayı bütünüyle görebilmek için 57 ayetiin içinde bulunduğu pasaja birlikte bakmakta yarar var. [SUP]63[/SUP] Ey iman eden kimseler! Peygamber'in evlerine sadece –vaktine bakmaksızın–yemeğe izin verilince girin. Ama çağırıldığınız vakit hemen girin. Artık yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Söz için de beklemeyin. Şüphesiz bu hâliniz, [B]Peygamber'e eziyet veriyor[/B] sonra da O, sizden çekiniyor. Allah ise haktan/gerçekten çekinmez. Onun hanımlarından bir kazanım istediğiniz zaman da perde arkasından/odalarına girmeden isteyin. Böyle yapmanız, sizin kalpleriniz ve onların kalpleri için daha temizdir. Ve sizin [B]Allah'ın Elçisi'ne eziyet etmeniz[/B] ve kendisinden sonra hanımlarını da, sonsuza dek nikâh etmeniz olacak bir şey değildir. Bu, Allah katında çok büyüktür. [SUP]54[/SUP] Siz bir şeyi açığa vursanız yahut onu gizleseniz biliniz ki, şüphesiz Allah, her şeyi en iyi bilendir. [SUP]55[/SUP] Peygamber eşlerinin üzerine, babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınlar ve sözleşmelerinin sahip olduğu kimseler hakkında bir günah yoktur. –Ve siz/Peygamber'in eşleri, Allah'ın koruması altına girin.– Şüphesiz Allah, her şeye en iyi tanıktır. [SUP]56[/SUP] Şüphesiz Allah ve doğadaki güçleri/indirdiği Kur’ân âyetleri Peygamber'i destekliyorlar/yardım ediyorlar/arka çıkıyorlar. Ey iman etmiş kimseler! Siz de Peygamber'e destek olun/O'na yardım edin/arka çıkın ve O'nun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayın! [SUP]57[/SUP] Şüphesiz Allah'a ve Elçisi'ne eziyet verenler; Allah onları dünyada ve âhirette dışlamıştır. Ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. [SUP]58[/SUP] Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara yapmadıkları bir şey sebebiyle eziyet eden kimseler de kesinlikle, artık bir iftira ve apaçık bir vebal yüklenmişlerdir." Değerli Kardeşim Ahzab 57,58. Âyetler, tüm insanlara bir tehdit içermektedir. Burada zikredilen eziyet, yukarıda bahsedilen görgü kurallarına uymamanın ötesinde bir şey olup, 56. Âyette konu edilen, Rasûlullah'a destek verme ve güvenliğini sağlama görevini yerine getirmeyip Allah Elçisi'ni yalnız, desteksiz ve korumasız bırakmak, o'na ve yakın çevresine iftira atmak, uygulamalarına karşı çıkmaktır. Âyette konu edilen Allah'a eziyet , O'na eş, çocuk [oğlan-kız] ve ortak nispet etmek ve o'nun emirlerine riayet etmemek, onları yozlaştırmak, Allah adına yeni ilkeler ortaya koymak, Allah ile aldatmaktır. Bunlara dair yüzlerce Âyet geçmiş bulunuyor. Bu paragrafta, sadece Allah ve Elçisi'ni değil, iftiralar ile mü'minleri üzmek de yasaklanmakta ve böyleleri, Allah onlara dünyada ve âhirette lânet etmiştir. Ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara yapmadıkları bir şey sebebiyle eziyet eden kimseler de kesinlikle, artık bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir ifadesiyle tehdit edilmektedir: (Nisâ: 112) Kim de bir hata veya bir günah kazanır da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, o zaman kesinlikle bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmiş olur. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle . Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE] Aleyküm selam saygıdeğer dost1 Açıklamanız için teşekkür ederim sizinle aynı paralel de düşünüyorum. |
[QUOTE=Fers;12779][B]Anlaşılan benim yorumum fers için tatminkar olamadı[/B]...(raven)
[B]57 Şüphesiz Allah'a ve Elçisi'ne eziyet verenler; Allah onları dünyada ve âhirette dışlamıştır. Ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır. 58 Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara yapmadıkları bir şey sebebiyle eziyet eden kimseler de kesinlikle, artık bir iftira ve apaçık bir vebal yüklenmişlerdir."[/B] 57,58 innelleziine yu zuunallaahe ve resuulehu.../ velleziine yu zuunel mu miniine vel mu minaati bi gayri mektesebuu.../ bu ifadelerin anlamı nedir hocam, ayetleri siz alıntıladınız... Allah nasıl incitilir, dellenir/kızar kin güder, incinir, sevinir, mutlu olur, üzülür... bunlar arz ın mahluklarına ait özellikler, acziyetten gelir......(Fers) olmadım sayın raven... [B] Peygamber insanlara sadece kendisine inen ayetleri okuyarak mı insanları müslüman olmaya ikna etti?Kendisine inen ayetleri insanlara okuduktan sonra hadi bana eyvallah diyip koyun gütmeye mi gidiyordu.Bizler burada kuranı okuyup hepimiz farklı yorumlar yaparken Allah ın peygamberi KURAN konusunu hiç mi insanlarla kritik etmedi.Hiç mi ayetleri insanlara yorumlamadı anlatmadı[/B]...(raven) salat ile ikna etti... salat nedir, uzun muhabbet... [B]Yine ikinci sorum peygamber nasıl ibadet ederdi?[/B]...(raven) yoksa insanları ibadetle mi ikna etti... günlük beş vakit rükudan, secdeden sonraki hutbelerde mi, cuma hutbesinde namazdan sonra mı ikna etti... ramazanda aç kalarak "alın görün açlık nedir anlayın, şimdide yoksullara zekat! vermeyecek misiniz" mi dedi...[/QUOTE] Fers ayetin açıklamasını kendi düşünceme göre yaptım.Tatmin olmadınız değil, olmak istemiyorsunuzki zaten.İnandığınız şeyler idefix haline gelmiş.Bakın işte burdaki kriter bu. ben açıklayamadığım noktada Resulullah efendimizin sözlerine başvurabiliyorum.Peki siz?ondan daha iyi öğretmen bulabilecekmisiniz.(aklınızda dahil) Sorularıma verdiğiniz cevapların tatmin derecesine gelirsek doğrusu hayal kırıklığına uğradım. Günlük beş vakit rukudan....(fers) Namazda oruçta gökten zembille indi demi.Araplar durduk yere element uydurdular.Söylediğiniz şeyleri pratik hayat ve tarihin akışına göre değerlendirsek bile yine yanılgınız ortaya çıkıyor. salat ile ikna etti.. salat nedir uzun muhabbet(fers) evet uzun uzun muhabbet ettiler .Ama bu muhabbetin ne olduğunu yazmamışsınız.Arap yarımadasının gayri safi milli hasılası konusunda muhabbet etmediler ya. İşte biz bu yapılan muhabbetlere hadis diyoruz hocam.Peygamberimizin Allah tan aldığı emirleri en güzel şekilde anlatmasına eyleme dökmesine. İşte bu yüzdendirki namazıda ,orucuda,zekatıda dinin gereği Allah ın emri olarak görüyoruz. Uçuk, abuk subuk hatta sapıkça peygambere atfedilen hadisleri hepimiz görüp okuyoruz.Onların zaten Peygambere ait olmadığını saftorik elmer bile anlar.Bizim kriterimiz ise kurana ters düşmemesi akla ve mantığa, hatta bilime aykırı olmamasıdır. |
[QUOTE=Fers;12771][B]Peygamberin ahlakıda güzel örnek değilmiydi.Kuran indikten sonramı peygamber güzel ahlaklı oldu[/B]...(raven)
sonra mı, öncemi... ahlakı düzgün olmayan biri ne diye haberci seçilsin... [B]Allah ın eğer resulu incitirseniz benide incitirsiniz manasını çıkarıyorum[/B]...(raven) resul tamamda Allah nasıl incitilir yahu, Allah dellenir/kızar mı, kin güder mi, incinir mi, sevinir mi, mutlu olur mu... bunlar arz a ait tanımlar, acziyetten gelir... Alemlerin efendisi bu ifadelerle yanyana anılabilir mi...[/QUOTE] bu sorularınıza allah'ın sözü olan kuran'dan bakalım [B]allah severmi [/B] 1. fe âtâ-humu allâhu : böylece Allah onlara verdi 2. sevâbe ed dunyâ : dünya sevabı 3. ve husne : ve güzel, en güzel 4. sevâbi el âhireti : ahiret sevabı 5. ve allâhu yuhibbu : [B]ve Allah sever [/B] 6. el muhsinîne : muhsinler allah öfkelenirmi hiddetlenirmi 1. kul : de, söyle 2. hel unebbiu-kum : size haber vereyim mi 3. bi şerrin min zâlike : bundan daha kötüsünü 4. mesûbeten : kesinleşmiş bir ceza 5. inde allâhi : Allâh'ın (cc.) katında 6. men leane-hu allâhu : Allâh'ın (cc.) onu lanetlediği kimse 7. ve gadıbe aleyhi : [B]ve ona gazap, öfke duydu [/B] 8. ve ceale min-hum(u) : ve onlardan kıldı, yaptı 9. el kıradete : maymunlar 10. ve el hanâzîre : ve domuzlar 11. ve abede : ve kul oldu (kul yaptı) 12. et tâgûte : tâgut (şeytan ve avânesi) 13. ulâike : işte onlar 14. şerrun mekânen : en şerli, en kötü olan mekan, yer 15. ve edallu : ve en çok sapanlar 16. an : ...'den 17. sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş (Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yol azap edermi yakarmı (daha öncesi birisi allah'ın yakmasını cızbız diye alay'a almıştı) 1. inne : muhakkak 2. ellezîne : onlar, olanlar 3. keferû : inkâr ettiler 4. bi âyâti-nâ : âyetlerimizi 5. sevfe : yakında, ileride 6. nuslî-him : [B]onları yaslayacağız, atacağız [/B] 7. nâran :[B] ateş[/B] 8. kullemâ : [B]her defasında [/B] 9. nadicet : [B]yandı, kavruldu [/B] 10. culûdu-hum : [B]onların derileri [/B] 11. beddelnâ-hum : [B]onları değiştirdik [/B] 12. culûden : [B]deriler[/B] 13. gayre-hâ : [B]ondan başkası, başka [/B] 14. li yezûkû : [B]tatmaları için[/B] 15. el azâbe : [B]azabı[/B] 16. inne : muhakkak 17. allâhe : Allah 18. kâne : oldu, idi, ...dır 19. azîzen : aziz, üstün 20. hakîmen : hüküm ve hikmet sahibi allah'u teala kendi özelliklerinin bazılarını azar azar olmak üzere insanlara vermiştir bunların arasında görmek işitmek sevmek konuşmak cezalandırmak mükafat vermek bazılarıdır bizim gördüğümüz şeyler sınırlıdır allah herşeyi görür bizim işittiğimiz şeyler sınırlıdır allah herşeyi işitir bizim vereceğimiz ceza ve mükafatta sınırlıdır ancak allahın hiçbir özelliğinde sınır yoktur yani bizim yapmamız gereken insanda bulunan bir özelliğin allah'tada bulunmasını allah'ın aciziyeti olarak görmek değil bizde olan bu sınırlı özelliğin onda sınırsız olduğunu düşünerek onun yüceliğini büyüklüğünü düşünmek ve ona o saygı ile iman ve ibadet etmektir allah'ın sevgisini gazabını görmesini sınırsız olarak değilde aciziyet olarak düşünürsen kuran'ıda yanlış algılarsın allah'ıda |
Cehennem, insanın hayal gücünün alamayacağı kadar büyük acıların yaşanacağı bir yerdir. Cehennem Allah'ın"Kahhar","Cebbar" sıfatlarının en şiddetli tecelli ettiği ve dünyadaki hiçbir azapla kıyaslanamayacak azaplarla dolu, korkunç bir ortamdır.
Parmağının ucu yanınca bile canı çok acıyan aciz bir insanın rahat ve umursuz bir şekilde böyle bir azabı göze aldığını söylemesi, düşünmediğinin açık bir göstergesidir. Allah'ın azabını hafife alan, rahatlıkla karşılayan bir kimse gerçekte Allah'ın kadrini gereği gibi takdir edemeyen, bir insandır. Durum böyle iken kimler bu inancı hangi isim adı altında insanlara anlatarak onları Allah adına yalan uydurup peygamberide bu uydurmalarına aracı yaparak böyle bir inanca girişmişlerdir. Oysa peygamberin kesinlikle Allah'ın söylemediği bir sözü söylemeyceği kesindir. Cehennem gayp haberlerindendir ve gaybı kimse bilemez. Cennet ve cehennem örneklemeli anlatımlar ve benzeşme ile anlatılmaktadır. Yani örnektir. Ne nebi görmüştür nede bir beşer. Ama hadisler ile ayetleri örtenler bu konuda çok yanılmaktadırlar. Allah cızbız yapan bir mangalcı da değildir. Erdemlilere söz verilen cennetin örneği şudur: Altından ırmaklar akar, yemişi de süreklidir gölgesi de. Bu, erdemlilerin sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir. |
Selamun Aleykum! Değerli Raven Kardeşim!
[QUOTE=raven;12768]fers Yazdığım ayetlerde çeviri sıkıntısı varmı bilmiyorum.Saygıdeğer dost1 in bana direk gösterdiği linkten aldım.Arapça ve kuran dilini bilmiyorum.Bir kaç mealden okuyarak Kuranı anlamaya çalışıyorum.Sizin yaptığınız gibi bende okuyup yorumumu yapıyorum... [/QUOTE] Ayetlerin çevirisinde bir sıkıntı olup olmadığına birlikte bakalım inşaAllah. Nisa 65.Ayetin tamamı: "Fela ve Rabbike la yu'minune hatta [B]yühakkimuke[/B] fiyma şecera beynehüm sümme la yecidu fiy enfüsihim haracen [B]mimma kadayte[/B] ve yüsellimu tesliyma." Lütfen! Koyu yazılanlara bakar mısınız? “Artık, hayır! Rabbine andolsun ki onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde [B]seni hakem yapıp[/B] sonra da [B]senin verdiğin hükme[/B] karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymadıkça ve tam bir güvenlikle güvenlik sağlamadıkça iman etmiş olamazlar.” Sözcükler, içerisinde bulunduğu cümledeki sözcüklerle birlikte anlam kazanırlar. Arapçada noktalı dad harfi ile yazılan [B]gerçekleştirme yargılama vb anlamlardaki “kaday/kazay/ [/B]” ile [B]engel olmak anlamındaki “hükm”[/B] aynı değil. Âyette bir durum saptaması yapılıyor. Bu saptama: Çekişen kişiler, kendilerine hakem/engel olacak kişi-[B]yuhakkimu[/B]- seçtiklerinin [B]gerçekleştireceği yargıya vereceği hükme-kadaytü-[/B] sıkıntı duymadan içten bir şekilde tam bir güvenle güven duymadıkça iman etmiş –güvenmiş- olamayacakları ile ilgili bir açıklamadır. Ayetin bütününe bakıldığında bu rahatça görülmektedir. Ancak cümle içerisinden; özne, tümleç yüklem yapısını bozacak şekilde alıntı yapılır ve başka cümlelerdeki benzer alıntılarla karşılaştırılırsa okuyucuda "çeviri sıkıntısı var mı?" şeklinde düşüncelere sürükler. Şimdi de Yusuf 67. âyete bakalım inşaAllah. "Ve kale ya beniyye la tedhulu min babin vahıdin vedhulu min ebvabin müteferrikatin, ve ma uğniy anküm minAllahi min şey'in, [B]inil hükmü illâ Lillah[/B]* aleyhi tevekkeltü, ve aleyhi fel yetevekkelil mütevekkilun" “Ve dedi ki: “Ey yavrularım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben, Allah'tan hiçbir şeyi sizden gideremem. [B]Hüküm yalnızca Allah'ındır.[/B] Ben, sadece O'na sonucu bıraktım. Artık sonucu bırakanlar da sadece O'na sonucu bırakmalıdırlar.” Buradaki “[B]حكم “hukm[/B]” sözcüğü; “[B]engel olmak[/B]” anlamına gelmektedir. Araplar bu sözcüğü “insan veya hayvana mani olmak, onu kontrol altına almak” anlamında kullanmışlardır. (İbn-i Menzur Lisan ül Arab 2. cilt, s: 539-543, “Hukm” maddesi) [B]حكمHukm”[/B] mastarının tüm türevleri bu anlam ile uyumludur ve Sarf ilmi kurallarına göre yüzlerce hatta binlerce sözcük türetilebilir: [B]hâkim[/B]; zulüme ve fesada engel olan kişi, [B]mahkeme[/B]; zulüme ve fesada engel olunan yer, [B]ihkam[/B]; zulüme ve fesada engel oldurma, [B]muhkem[/B]; zulüme ve fesada engel edilmiş şey, anlamında kullanılmıştır. [B]İnil hükmü illâ Lillah[/B]/Hüküm sadece Allah’ındır” yerine “[B]olayları kontrol eden engelleyen sadece Allah’tır[/B]” şeklinde de meallendirilibilirdi. Ancak “[B]inil hükmü illâ Lillah”[/B] müslümanlar arasında sıkça kullanıldığından bu şekilde meallendirilmiştir. Ayetin içerisinde bulunduğu pasaja bakacak olursak [B]inil hükmü illâ Lillah[/B] nedir daha güzel anlaşılır. “[SUP]63[/SUP]Böylece, babalarına döndükleri vakit, “Ey babamız! Bizden tahıl men edildi; bize zahire verilmeyecek. Onun için bu kere kardeşimizi bizimle gönder ki, tahıl alabilelim. Ve biz onu kesinlikle koruyacağız” dediler. [SUP]64[/SUP]Babaları dedi ki: “Ben onu size emanet eder miyim? Bundan önce kardeşini; Yûsuf'u emanet ettiğimde olan gibi olması başka! İşte Allah en hayırlı koruyandır. Ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.” [SUP]65[/SUP]Ve yüklerini açtıkları zaman sermayelerini kendilerine geri verilmiş olarak buldular. Dediler ki: “Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte, sermayelerimiz bize iade edilmiş. Bununla ailemize zahire alır getiririz, kardeşimizi de koruruz, üstelik bir deve yükü daha fazla zahire alırız. Bu aldığımız, çok kolay/pek az bir tahıldır.” [SUP]66[/SUP]Babaları dedi ki: “Etrafınız kuşatılmadıkça/hepiniz çaresiz kalmadıkça, onu bana kesinlikle getireceğinize dair Allah'tan bir üstlenme vermedikçe, onu kesinlikle sizin ile birlikte göndermem.” Onlar, babalarına teminatlarını verince, babaları, “Bu söylediklerimize Allah, belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayandır” dedi. [SUP]67[/SUP]Ve dedi ki: “Ey yavrularım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben, Allah'tan hiçbir şeyi sizden gideremem. Hüküm yalnızca Allah'ındır. Ben, sadece O'na sonucu bıraktım. Artık sonucu bırakanlar da sadece O'na sonucu bırakmalıdırlar.” Değerli Raven Kardeşim! Paragraflar, birbiriyle anlam bütünlüğü oluşturacak cümlelerden oluşur.Cümleler içerisinde bulunduğu paragrafa göre anlam kazanırlar. Paragraf içerisinden alınan bir cümle ya da cümle içerisinden alınacak bir parça; özne, tümleç yüklem yapısını bozar. Kur'an okurken dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır bu. Dikkat edilmezse anlam kaymaları olur. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Selamun Aleykum! Değerli Raven Kardeşim!
[QUOTE=raven;12772]ahlakı düzgün olmayan biri ne diye haberci seçilsin(fers) [B]elbette resul seçilmez ahzap 21 için söylediklerine karşılık söyledim.güzel örnekler açısından[/B] ... [/QUOTE] Aşağıdaki pasajda da koyu renkle belirttiğimiz 21. Âyette, "[B]Andolsun ki, Allah Elçisi'nde, sizin; Allah'ı ve son günü uman ve Allah'ı çokça anan kimseler için güzel bir örnek vardır.[/B]" ifadesinde dikkat çekilen Rasûlullah'ın örnekliği, tüm İslâmî uygulamalara yönelik olmakla birlikte, burada özellikle savaşa katılma; Allah yolunda ölme ve öldürmeyi göze alma hususundaki örnekliğidir. Âyette, Hendek savaşına katılmayanlara sitem edilirken, Rasûlullah'ın kendini Allah yolunda feda edişi, sabrı, cesareti, kararlılığı, korkuya kapılmaması mü'minlere örnek gösterilmiştir. Allah'ı ve son günü uman ve Allah'ı çokça anan kimseler için güzel bir örnek vardır ifadesinden anlaşıldığına göre de Rasûlullah, inançsız olanlar; Allah'tan ümidi kesen ve kıyâmetin kopacağına inanmayan, Allah'ı unutan kimseler için örnek değildir. [COLOR="Navy"]"[SUP]9[/SUP] Ey iman etmiş kimseler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti de Biz, onların üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Ve Allah, işlemiş olduklarınızı çok iyi görendir. [SUP]10[/SUP] Hani onlar, üst tarafınızdan ve sizden daha aşağıdan size gelmişlerdi. Ve hani gözler kaymıştı, yürekler gırtlaklara ulaşmıştı. Ve siz Allah hakkında zan yaptıkça zan yapıyordunuz. [SUP]11[/SUP] İşte burada mü’minler yıpratılmak sûretiyle imtihan edilmiş ve çok şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. [SUP]12[/SUP] Ve o vakit münâfıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar: “Allah ve Elçisi bize bir aldanıştan başka bir vaat yapmamış” diyorlardı. [SUP]13[/SUP] Ve hani bunlardan bir grup: “Ey Yesrib/Medîne halkı! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün” diyorlardı. Onlardan bir kısmı da, “Evlerimiz gerçekten savunmasızdır” diyerek Peygamber'den izin istiyorlardı. Hâlbuki evleri savunmasız değildi. Onlar, sadece kaçmak istiyorlardı. [SUP]14[/SUP] Eğer onların üzerine, evlerinin her bir bucağından girilseydi, sonra da sosyal yangın çıkarmaları istenilseydi, kesinlikle bunu yerine getirirlerdi. Buna fazla da beklemezlerdi. [SUP]15[/SUP] Ve hiç kuşkusuz onlar, bundan önce, arkalarını dönüp kaçmayacaklarına Allah'a yeminle ‘kesin söz’ vermişlerdi. Ve Allah'ın ahdi/Allah'a karşı verilen sözler sorumluluk getirir. [SUP]16[/SUP] De ki: “Eğer ölmekten veya öldürmekten kaçıyorsanız, kaçmak hiçbir zaman size yarar sağlamaz. Ve o zaman sadece, çok az bir şey kazandırılırsınız.” [SUP]17[/SUP] De ki: “Eğer Allah, size bir kötülük dilediyse veya size bir rahmet dilediyse, sizi Allah'tan kim korur?” Hem onlar kendilerine Allah'ın astlarından bir yol gösterici, koruyucu yakın bulamazlar, bir yardımcı da. [SUP]18,19[/SUP] Şüphesiz Allah, sizden o engelleyenleri, savsaklayanları ve sizi kıskanarak, kardeşlerine: “Bize gelin!” diyenleri biliyor. Ve onlar, sıkıntıya ancak, pek az geliyorlar. Derken o korku gelince, sen onları, ölümden baygınlık sarmış kimse gibi gözleri dönerek sana bakıyorlarken gördün. Sonra o korku gidince, iyiliğe kıskançlık ederek size keskin keskin diller sıyırdılar. İşte bunlar iman etmediler de Allah amellerini boşa çıkardı. Ve bu, Allah üzerine çok kolaydır. [SUP]20[/SUP] Onlar, birleşik düşman birliklerini gitmedi sanıyorlardı. Eğer düşman birlikleri gelecek olursa, çölde bedevi Araplar içinde yer alıp sizin haberlerinizden sormayı isterler. Ve eğer onlar içinizde olsalardı ancak pek az savaşırlardı. [SUP]21[/SUP] [B]Andolsun ki Allah Elçisi'nde, sizin; Allah'ı ve son günü uman ve Allah'ı çokça anan kimseler için güzel bir örnek vardır.[/B] [SUP]22[/SUP] Mü’minler, birleşik düşman birliklerini gördükleri zaman da: “İşte bu, Allah'ın ve Elçisi'nin bize vaat ettiği şeydir. Allah ve Elçisi doğru söyledi” dediler. Bu, onlara sadece iman ve güvenlik sağlamada artış sağladı. [SUP]23,24[/SUP] Mü’minlerden öyle kimseler vardır ki, Allah'a, imanları gereği yapmaları gereken şeylere sadakat gösterdiler. İşte onlardan kimisi adağını gerçekleştiren/ canını veren kimsedir, kimi de bekleyen kimsedir. –Onlar, Allah'ın doğru kimseleri doğrulukları sebebiyle ödüllendireceği, dilerse münâfıklara da azap edeceği veya tevbe nasip edeceği için, özgürce davranıp davranışlarında değişiklik yapmadılar.– Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. [SUP]25[/SUP] Ve Allah, kâfirleri; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişileri herhangi bir hayra ulaşmadan kinleriyle geri çevirdi. Ve Allah, mü’minlere savaşta kâfi geldi. Ve Allah çok güçlüdür, mutlak üstün olandır. [SUP]26,27[/SUP] Hem de Allah, Kitap Ehlinden kâfirlerle yardımlaşanları kalelerinden indirdi. Ve kalplerine korku saldı: Siz onların bir kısmını katlediyordunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz. Ve Allah, onların arazilerine, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız bir yere sizi son sahip yaptı. Ve Allah, her şeye en iyi güç yetirendir."[/COLOR] Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Kırdığım gönüller varsa kendilerinden özür dilerim. Amacım bu değildi.
Burada bulunan, yazan, fikrini paylaşan, kendi doğrusunu ispat etmeye çalışan, Kurana Allaha Resule gönül veren herkese sevgi, saygı ve selamlarımla... |
Aleyküm selam saygıdeğer dost1
yazdıklarınızı tekrar tekrar okudum.Kafama yatmayan aklımın almadığı hiç bir şey olmadı.Ayetler bu kadarmı güzel açıklanır. çok teşekkür ederim.Yorumumu yazdıktan sonra tekrar okuyup üzerinde düşüneceğim. |
[QUOTE=ates demir;12788]Kırdığım gönüller varsa özrümü kabul ederler inşallah.
Burada bulunan, yazan, fikrini paylaşan, kendi doğrusunu ispat etmeye çalışan, Kurana Allaha Resule gönül veren herkese saygı, selamlarımla... Bizim isimiz gönül kırmak değil ki muradım gönül yapmaktır.[/QUOTE] kardeşim ateş demir sevgi ve hürmetlerimle |
selam,
[B]Namazda oruçta gökten zembille indi demi.Araplar durduk yere element uydurdular.Söylediğiniz şeyleri pratik hayat ve tarihin akışına göre değerlendirsek bile yine yanılgınız ortaya çıkıyor[/B]...(raven) hayır, sizin gibiler/sizler ürettiniz... [B]Tatmin olmadınız değil, olmak [B]istemiyorsunuzki zaten[/B][/B]...(raven) "nerden bildin de [B]adıma hükm/karar verdin[/B], Allah tan da mı çekinmedin böyle kesin konuşurken" dersem haksızlık etmiş olmam hocam... öyleyse, sizin yorumunuz size benimki bana... saygılar... |
[B]Arapçada noktalı dad harfi ile yazılan gerçekleştirme yargılama vb anlamlardaki “kaday/kazay/ ” ile engel olmak anlamındaki “hükm” aynı değil[/B]....(dost1)
[B]saygıdeğer dost1 öncelikle teşekkür ederim örneklerini verdiğiniz ayetlere iman etmiş bir insanım.o ayetleri okuyunca savunduğum fikir dahada pekişti.Allah razı olsun Nisa;65: Fela ve Rabbike la yu'minune hatta "yühakkimuke" fiyma şecera beynehüm sümme la yecidu fiy enfüsihim haracen mimma "kadayte" ve yüsellimu tesliyma Hayır, Rabin hakkı için onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde "seni hakem yapıp", sonra da "senin verdiğin hükme", içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyle teslim olmadıkça inanmış olmazlar[/B]...(raven) görülen o ki, ifadede "[B]kad[/B]" ı hükm kılan sizsiniz... [B]Nisa;65: sonra da senin verdiğin hükme[/B]...(raven) "mimmaa kadayte" ifadenin alamı "sonra da senin verdiğin hükme" ise... bende sor muşum..."ifadenin anlamı.......[B]ise[/B]" diyerek... [B]Buradaki “حكم “hukm” sözcüğü; “engel olmak” anlamına gelmektedir. Araplar bu sözcüğü “insan veya hayvana mani olmak, onu kontrol altına almak” anlamında kullanmışlardır. (İbn-i Menzur Lisan ül Arab 2. cilt, s: 539-543, “Hukm” maddesi)[/B]...(dost1) ali imran/55 fe ahkumu beynekum fiimaa kuntum fiihi tahtelifuunee.../ sizin onda anlaşamadığınız şeyde, aranızda karar verecem... kehf/26 ve laa yuşriku fii hukmihii ehaden.../ kararına ortak yok, kararı yalnız kendisi verir/ortaklıktan uzak... maide/47 vel yahkum ehlul inciili bimaa enzelallaahu fiihi.../ incil ehli Allah ın onda indirdiği ile karar verecek... maide/43 ve indehumut tevraatu fiihaa hukmullaahi../ içinde Allah kararı bulunan tevrat yanlarında... maide/42 ve in hakemte fahkum beynehum bil kıst.../ aralarında karar vereceklerse, kıst/ölçü ile... nisa/58 ve izaa hakemtum beynen naasi en tahkumuu bil adli.../ insanlar arasında karar verdiğinizde adaletle/hakkaniyet ile karar verin... engel olun herbirinde... |
[B]bu inancı hangi isim adı altında insanlara anlatarak onları Allah adına yalan uydurup peygamberide bu uydurmalarına aracı yaparak böyle bir inanca girişmişlerdir. Oysa peygamberin kesinlikle Allah'ın söylemediği bir sözü söylemeyceği kesindir[/B]...(pramid)
[B]Allah cızbız yapan bir mangalcı da değildir[/B]....(pramid) üzdürürlerde, sıkıntıda verdirirler, sevindirirlerde, cızbızcıda yaparlar... çünkü alemlerin efendisini insan suretinde arza indirdiler.... |
alemlerin tek efendisini arz a indirdiler yetmedi, birde resulü [B]hükm[/B]üne ortak kıldılar...
|
[B]allah'ın sevgisini gazabını görmesini sınırsız olarak değilde aciziyet olarak düşünürsen kuran'ıda yanlış algılarsın allah'ıda
allah'u teala kendi özelliklerinin bazılarını azar azar olmak üzere insanlara vermiştir[/B]...(nacikocak) insan üzülünce zayıf düşer, üzülür çünkü engel olamaz/acizdir...Allah üzülmez/aciz değildir... insan sevinir o da acziyetten gelir...Allah sevinmez çünkü ihtiyaç duymaz... insan eziyet eder/yıkar, yakar, döker çünkü acizdir duygularına/nefsine/kibrine yeniktir...Allah bunlardan uzaktır... Allah hak edilenin verilmesini sistemine yerleştirendir... o "ol" dedi onun sistemdeki herşey yerini aldı... karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmassan kamyonun tekerleğinle muhatab olursun.. ölümü veren Allahtır ama kamyonla samimiyet kuran sensin... kalkıp kamyonu, ölümü, acıyı da o yarattı, bana eziyet etti diyemessin... ha, demek isteyen der, keyfi bilir... |
Selamun Aleykum! Değerli Fers Kardeşim!
Lütfen! "Ha-ke-me" kök harflerinden türemiş "hakkimül ve tuhakkimü" sözcüklerinin kullanıldığı bu cümleyi: “ حكّم اليتيم كما تحكّم ولدك[B]Hakkimül[/B] yetime kema [B]tühakkimü[/B] veledeke" Türkçeye çevirir misiniz? Yine aynı kök harflerden türemiş olan "hıkmet" sözcüğünün de Türkçesini belirtir misiniz? Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
[QUOTE=Fers;12804][B]allah'ın sevgisini gazabını görmesini sınırsız olarak değilde aciziyet olarak düşünürsen kuran'ıda yanlış algılarsın allah'ıda
allah'u teala kendi özelliklerinin bazılarını azar azar olmak üzere insanlara vermiştir[/B]...(nacikocak) insan üzülünce zayıf düşer, üzülür çünkü engel olamaz/acizdir...Allah üzülmez/aciz değildir... insan sevinir o da acziyetten gelir...Allah sevinmez çünkü ihtiyaç duymaz... insan eziyet eder/yıkar, yakar, döker çünkü acizdir duygularına/nefsine/kibrine yeniktir...Allah bunlardan uzaktır... Allah hak edilenin verilmesini sistemine yerleştirendir... o "ol" dedi onun sistemdeki herşey yerini aldı... karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmassan kamyonun tekerleğinle muhatab olursun.. ölümü veren Allahtır ama kamyonla samimiyet kuran sensin... kalkıp kamyonu, ölümü, acıyı da o yarattı, bana eziyet etti diyemessin... ha, demek isteyen der, keyfi bilir...[/QUOTE] neden kesik attın oraya allah'ın sevgisinide yazdım insanlar nefsine kapılır sever acizdir allah sevmez aciz değildir niye yazmadın [B]ve yine "insan eziyet eder/yıkar, yakar, döker çünkü acizdir duygularına/nefsine/kibrine yeniktir...Allah bunlardan uzaktır..." yazmışsın peki bu sözünün doğruluğunu kanıtlamak için aşağıda ayetlerini verdiğim helak edildiği yazan kavimleri kim helak etti yazarmısın [/B] en-am suresi 6. ayet 1. e lem yerev : görmüyorlar mı 2. kem ehleknâ : [B]nice, kaç tane helâk ettik [/B] 3. min kabli-him : onlardan önce, kendilerinden önce 4. min karnin : nesillerden 5. mekkennâ-hum : onları yerleştirdik 6. fî el ardı : arzda, yeryüzünde 7. mâ lem numekkin : yerleştirmediğimiz bir şekilde 8. lekum : sizi 9. ve erselnâ : ve gönderdik 10. es semâe : semâ, gökyüzü 11. aleyhim : onlara 12. midrâren : bol yağmurlu olarak 13. ve cealnâ : ve kıldık, yaptık, var ettik 14. el enhâre : nehirler 15. tecrî : akar 16. min tahti-him : onların altından 17. fe ehleknâ-hum : [B]fakat onları helâk ettik [/B] 18. bi zunûbi-him : günahları sebebiyle 19. ve enşe'nâ : ve inşa ettik, yarattık 20. min ba'di-him : onlardan sonra 21. karnen âharîne : başka, diğer nesiller ankebut suresi 40. ayet 1. fe : bunun üzerine, böylece 2. kullen : hepsi 3. ehaznâ : biz aldık, yakaladık 4. bi : ile 5. zenbi-hi : onun günahı 6. fe : bunun üzerine, böylece 7. min-hum : onlardan 8. men : kim, kimse 9. erselnâ : biz gönderdik 10. aleyhi : ona, onun üzerine 11. hâsıben : [B]kasırga[/B] 12. ve : [B]ve[/B] 13. min-hum : [B]onlardan[/B] 14. men : [B]kim, kimse [/B] 15. ehazet-hu : [B]onu aldı, yakaladı [/B] 16. es sayhatu : [B]sayha[/B] (şiddetli ses dalgası) 17. ve : [B]ve [/B] 18. min-hum :[B] onlardan [/B] 19. men : [B]kim, kimse [/B] 20. hasefnâ : [B]yere geçirdik, yerin dibine batırdık [/B] 21. bi-hi : onu, onunla 22. el arda : arz, yeryüzü 23. ve : ve 24. min-hum : onlardan 25. men : kim, kimse 26. agraknâ : [B]biz boğduk [/B] 27. ve : ve 28. mâ kânâllâhu : Allah değildi, olmadı 29. li yazlime-hum : onlara zulmeden 30. ve lâkin : ve lâkin, fakat 31. kânû : oldular 32. enfuse-hum : onların nefsleri, kendi nefsleri 33. yazlimûne : zulmediyorlar araf suresi 4. ayet 1. kem : kaç tane, nice 2. min : ...den 3. karyetin : ülke, şehir, kasaba 4. ehleknâ-hâ : [B]biz onu helâk ettik [/B] 5. fe : o zaman 6. câe-hâ : [B]ona geldi [/B][B][/B] 7. be'su-nâ : [B]azabımız[/B] 8. beyâten : [B]geceleyin[/B] 9. ev : veya 10. hum : onlar 11. kâilûne (kaylûle) : öğle uykusu uyuyanlar : (öğle uykusu) kasas suresi 58. ayet 1. ve kem : ve kaç adet, nice 2. ehleknâ :[B] helâk ettik [/B] 3. min karyetin : ülkeden 4. batırat : azıp şükretmedi 5. maîşete-hâ : onun geçimi 6. fe : o zaman, işte 7. tilke : bu 8. mesâkinu-hum : onların meskenleri 9. lem tusken : iskân edilmedi (oturulmadı) 10. min ba'di-him : onlardan sonra 11. illâ : ancak, den başka 12. kalîlen : az 13. ve kunnâ : ve biz olduk 14. nahnu : biz 15. el vârisîne : varis olanlar taha suresi 128. ayet 1. e fe lem yehdi : hâlâ hidayete ermedi mi 2. lehum : onlar 3. kem : kaç, nice 4. ehlek-nâ : [B]helâk ettik [/B] 5. kable-hum : onlardan önce 6. min el kurûni : nesillerden 7. yemşûne : yürürler, yürüyorlar, dolaşıyorlar 8. fî : orada, de 9. mesâkini-him : onların meskenleri 10. inne : muhakkak 11. fî : içinde, de, vardır 12. zâlike : işte bunda 13. le âyâtin : elbette âyetler 14. li : için 15. ulî en nuhâ : nehy sahipleri, Allah'ın yasaklarına riayet edenler [B]arkadaşım lütfen allah hakkında bilmediğiniz hükümleri vermekten vazgeçin gerçekten büyük günah işliyorsunuz [/B] ben kuran'ın mealini ezbere bilen biri değilim ancak siz birşey söylediğiniz zaman veya size birşey söyleyeceğim zaman google da ilgili ayet varsa bulup kelime mealinden doğruluğuna bakıp daha sonra size mesaj yazıyorum [B]tabi sen bunu yapmazsan allah eziyet etmez yakmaz yıkmaz dökmez diye bilmediğin bir konu hakkında hüküm verirsen şimdi yapacağını tahmin ettiğim gibi ya konuyu kapatmaya veya değiştirmeye çalışırsın ya cevap vermezsin yada kelime oyunu yaparsın yada benzeri birşey yaparsın ama neredeyse eminim yaptığın hatayı kabullenmezsin çünkü ben hata kabullenmeyi şimdiye kadar burda görmedim gördüğüm şeyler hep yukarıda yazdığım konuyu kapatmak veya değiştirmek cevap vermemek kelime oyunu yapmak yada benzeri şeyler[/B] |
sizede selam sayın dost1,
[B]“ حكّم اليتيم كما تحكّم ولدكHakkimül yetime kema tühakkimü veledeke"[/B] yetime hükmet veledinde hükmetiğin gibi... yetim hakkında hükmedeceksen/karar verirken kendininkinde/kendi çocuğunda olduğu gibi karar ver... ve men yu’tel hikmete fe kad uutiye hayran.../ hikmet verilen hayr/ilim/akıl verilmiş demektir... |
[B]neden kesik attın oraya allah'ın sevgisinide yazdım insanlar nefsine kapılır sever acizdir allah sevmez aciz değildir niye yazmadın[/B]...(nacikocak)
sayın nacikocak, ne demek istediğini anlamadım...yer kaplamasını istemediğim için almam gerektiğini düşündüğüm kadarını aldım...sorun olacağını kestirseydim hepsini de alıntılardım arkasında birşey aramanın alemi yok... [B]arkadaşım lütfen allah hakkında bilmediğiniz hükümleri vermekten vazgeçin gerçekten büyük günah işliyorsunuz[/B]...(nacikocak) [B]Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik;(enam-6)[/B]...(nacikocak) her yoldan çıkmış [B]sizin anladığınız manada[/B] Allah ın helakına muhatab olduysa...yüzlerce yıldır insanların kanını emen/dünyaya hükmeden günümüzün zalimleri neden hala helaktan nasibini almadı...katledilenlerin sayısının birkaç milyar olması mı bekleniyor... şimdi yapacağını tahmin ettiğim gibi ya konuyu kapatmaya veya değiştirmeye çalışırsın ya cevap vermezsin yada kelime oyunu yaparsın yada benzeri birşey yaparsın ama neredeyse eminim yaptığın hatayı kabullenmezsin...(nacikocak) sayın naci, daha öncede yazdım, "nerden bildin de adıma hükm/karar verdin, Allah tan da mı çekinmedin böyle kesin konuşurken" dersem haksızlık etmiş olmam hocam...(Fers) ister beğeniyim ister beğenmiyim fikir sahiplerinden nasiplenmektir amaç, benimki yorumdan ibaret seni ikna etmek gibi bi derdim yok, sorun değil benim için, inandıklarına/yorumlarına katılmısamda küçümsemişte değilim.. yazışma tarzından hoşlanmadım, boşa konuşuyoruz, seninle fikir alışverişi yapılmaz... doğrusunu Allah bilir... kal sağlıcakla... |
Aleykumusselam! Değerli Kardeşim!
[QUOTE=Fers;12808]sizede selam sayın dost1, [B]“ حكّم اليتيم كما تحكّم ولدكHakkimül yetime kema tühakkimü veledeke"[/B] yetime hükmet veledinde hükmetiğin gibi... yetim hakkında hükmedeceksen/karar verirken kendininkinde/kendi çocuğunda olduğu gibi karar ver... ve men yu’tel hikmete fe kad uutiye hayran.../ hikmet verilen hayr/ilim/akıl verilmiş demektir...[/QUOTE] Bakın yaptığınız meallendirmede "[B]Hakkimül ve tühakkimü[/B]" yu olduğu gibi Arapça bıraktınız ve direk "[B]karar vermek[/B]" diye çevirmediniz. Ayrıca [B]"hikmet[/B]" sözcüğünü de meallendirmemişsiniz. Değerli Kardeşim! Her dilin bir yapısı var. Bildiğiniz gibi Arapça önden ve sondan bükümlü bir dil. Sözcükler, "Kök harflerden" belli kurallara göre türetililerek anlam kazanmaktadır. Ancak türetilen sözcükler hangi kalıp ve babda olursa olsun kök anlamı yitirmezler. "ha-ke-me" kök harflerinin de anlamı, engel olmak,denetim altına almak vbdir. Şimdi "Hakkimül yetime kema tühakkimü veledeke" yi meallendirecek olursak: Sizin yaptığınız gibi "yetime hükmet veledinde hükmetiğin gibi..." şeklinde meallendirilebilir. Çünkü bu sözcüğün Arapçası Türkçeleşmiştir. Meallendirme yaparken bu gerçeği gözardı eder ve Arap dilinin kuralalrına göre meallendirirsek durum: "Kendi çocuğunu engellediğin gibi yetimi de engelle! Yani kendi çocuğunun zulümüne, fesadına, kötü yetişmesine mani olduğun gibi yetime de mani ol, o da iyi yetişsin, kötü birisi olmasın." şeklinde olur. Hacc 52 de bu daha rahat görülür: " Ve ma erselna min kablike min Rasûlin ve la Nebîyyin illâ iza temenna elkaşşeytanu fiy ümniyyetih feyensehullahu ma yulkış şeytanu sümme [B]yuhkimullahu[/B] ayatiHi, vAllahu Aliymun [B]Hakiym[/B]" Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
[B]Bakın yaptığınız meallendirmede "Hakkimül ve tühakkimü" yu olduğu gibi Arapça bıraktınız ve "karar vermek" diye çevirmediniz. Ayrıca "hikmet" sözcüğünü de meallendirmemişsiniz.
[/B]...(dost1) yetime hükmet veledinde hükmetiğin gibi... yetim hakkında hükmedeceksen/[B]karar verirken[/B] kendininkinde/kendi çocuğunda olduğu gibi [B]karar ver[/B]...(Fers) bu ne hocam ve men yu’tel [B]hikmet[/B]e fe kad uutiye [B]hayr[/B]an.../ hikmet verilen hayr/ilim/akıl verilmiş demektir...(Fers) illaki adalet, ihsan, kanun vs... mi kelime ezberlerine girmedik hocam... ayete göre, hikmet sahibi hayr sahibidir daha ne olsun,, [B]"Kendi çocuğunu engellediğin gibi yetimi de engelle! Yani kendi çocuğunun zulümüne, fesadına, kötü yetişmesine mani olduğun gibi yetime de mani ol, o da iyi yetişsin, kötü birisi olmasın." şeklinde olur[/B]...(dost1) engellemeye takıldınız, üstelik sizin ifadenizde "kendi çocuğunda hükmettiğin/karar verdiğin gibi karar vermek" ifadesinin kapsama alanında... |
[QUOTE=Fers;12809][B]neden kesik attın oraya allah'ın sevgisinide yazdım insanlar nefsine kapılır sever acizdir allah sevmez aciz değildir niye yazmadın[/B]...(nacikocak)
sayın nacikocak, ne demek istediğini anlamadım...yer kaplamasını istemediğim için almam gerektiğini düşündüğüm kadarını aldım...sorun olacağını kestirseydim hepsini de alıntılardım arkasında birşey aramanın alemi yok... [B]arkadaşım lütfen allah hakkında bilmediğiniz hükümleri vermekten vazgeçin gerçekten büyük günah işliyorsunuz[/B]...(nacikocak) [B]Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik;(enam-6)[/B]...(nacikocak) her yoldan çıkmış [B]sizin anladığınız manada[/B] Allah ın helakına muhatab olduysa...yüzlerce yıldır insanların kanını emen/dünyaya hükmeden günümüzün zalimleri neden hala helaktan nasibini almadı...katledilenlerin sayısının birkaç milyar olması mı bekleniyor... şimdi yapacağını tahmin ettiğim gibi ya konuyu kapatmaya veya değiştirmeye çalışırsın ya cevap vermezsin yada kelime oyunu yaparsın yada benzeri birşey yaparsın ama neredeyse eminim yaptığın hatayı kabullenmezsin...(nacikocak) sayın naci, daha öncede yazdım, "nerden bildin de adıma hükm/karar verdin, Allah tan da mı çekinmedin böyle kesin konuşurken" dersem haksızlık etmiş olmam hocam...(Fers) ister beğeniyim ister beğenmiyim fikir sahiplerinden nasiplenmektir amaç, benimki yorumdan ibaret seni ikna etmek gibi bi derdim yok, sorun değil benim için, inandıklarına/yorumlarına katılmısamda küçümsemişte değilim.. yazışma tarzından hoşlanmadım, boşa konuşuyoruz, seninle fikir alışverişi yapılmaz... doğrusunu Allah bilir... kal sağlıcakla...[/QUOTE] arkadaşım kızma siz bana cevap vermeyerek o tarzda yazmak zorunda bırakıyorsunuz eğer beni inandırmaya veya kandırmaya değilde birşeyin doğruluğunu ispatlamaya çalışıyorsan yer kaplayıp kaplamamasına bakmadan doğru olan cevabı vermen gerekir fazla değil bir soru sordum ve tahmin ettiğim gibi cevaplamamışsın ve "nerden bildin de adıma hükm/karar verdin, Allah tan da mı çekinmedin böyle [B]kesin konuşurken[/B]" dersem haksızlık etmiş olmam hocam" demişsin ve bak bu söylediğin bile yanlış çünkü ben oraya tahmin ediyorum yazdım kesin konuşmadım ve tahminim doğru çıktı sorduğum soruyu aşağıdaki soruyu cevaplamamışsın kavimleri helak eden boğduk diyen kasırga yakaladı diyen yani bu yıkımları yapan kim ve sen bir soru sormuşsun yine kızacaksın ama sen cevap vermesende ben vereyim senin sorun her yoldan çıkmış [B]sizin anladığınız manada[/B] Allah ın helakına muhatab olduysa...yüzlerce yıldır insanların kanını emen/dünyaya hükmeden günümüzün zalimleri neden hala helaktan nasibini almadı...katledilenlerin sayısının birkaç milyar olması mı bekleniyor... benim cevabım allah'u teala daha önceki zulm eden kavimleri ya helak etmiş yada onlara yeni mucizeler ile yeni peygamber göndermiştir şu anda ise zulmün artmasına rağmen daha önceki kavimlere yaptığını yapmamasının sebepleri ise aşağıdakilerdir 1 kendinden önce gelenleri ve kendinden sonra gelecek olanı tastik etmek için gönderilen incilde bildirildiği üzere hz muhammed'in son peygamber kuran'ı kerimin son kitap oluşu 2 kendinden önce gelenleri tastik edici ve kendinden sonra gelecek olan kıyametin habercisi olan kuran'ı kerimin ve hz muhammed'in bildirdiği üzere kıyametin yaklaşmış ve her an kopabilecek olmasıdır |
Değerli Fers Kardeşim!
Takıldığımız sadece dilin özelliklerinden kaynaklanan bir durumdur. "Hıkmet" sözcüğüne anlam vermemişsiniz. Sadece "hikmet" verilene hayır/ilm/akıl verildiğini belirtmişsiniz. Bir bölümünü alıntı yaptığınız Bakara 269 da Rabbımız : "Yü'til Hıkmete men yeşau' ve men yü'tel Hıkmete fekad utiye hayren kesiyra ve ma yezzekkeru illâ ülül elbab" diye buyurmaktadır. “Hukm” mastarının farklı türevleri Kur’an’da 210 yerde geçmektedir ve dikkatle incelendiği takdirde hepsinin de “zulüme ve fesada mani olma, engelleme” anlamında kullanıldığı açıkça görülebilir. "[B]Hukm[/B]” mastarından türemiş olan “ [B]hikmet[/B]” sözcüğü ise, “Bina-i Nev’i; İsm-ün Nev’i” kalıbında olduğu için fiilin, yani “zulüme ve fesada engel olma”nın adı olmak durumundadır. Buna göre de “[B]hikmet[/B]”; “[B]zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş olan; kanun, düstur ve ilke…[/B]” anlamını alır. “[B]Hikmet[/B]” sözcüğü, hepsi de gerçek, sözcük anlamıyla kullanılmış olarak Kur’an’da 19 ayette 20 kez geçmektedir ki, dikkatle incelendiğinde bu durum rahatlıkla görülebilir. Alıntı yaptığınız Bakara 269 meallendirilirse : "Allah, dilediğine Hıkmete/haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verir. Ve kime hıkmet/haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verilirse, gerçekten ona pek çok hayır verilmiştir. Kavrama yetenekleri olanlardan başkası da iyice düşünmez." olur. Değerli Kardeşim katkı ve açıklamalarınız için sağolun. Müzakereye zenginlik kattığınız için teşekkür ediyorum. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
[B]eğer beni inandırmaya veya kandırmaya değilde birşeyin doğruluğunu ispatlamaya çalışıyorsan[/B]...(nacikocak)
ister beğeniyim ister beğenmiyim fikir sahiplerinden nasiplenmektir amaç, benimki yorumdan ibaret seni ikna etmek gibi bi derdim yok, sorun değil benim için, inandıklarına/yorumlarına katılmısamda küçümsemişte değilim...(Fers) hocam sen hem konudan hem yazılanlardan kopuksun... [B]kavimleri helak eden boğduk diyen kasırga yakaladı diyen yani bu yıkımları yapan kim ve sen bir soru sormuşsun yine kızacaksın ama sen cevap vermesende ben vereyim allah'u teala daha önceki zulm eden kavimleri ya helak etmiş yada onlara yeni mucizeler ile yeni peygamber göndermiştir[/B]...(nacikocak) kasırgalar depremler sürekli olup biter, "kasırgayla helak edilip yerine yeni nesil getirilien toplum" örneklemesi senin anladığın gibiyse eğer, toplumun içinde üç günlük bebekten dokuz yaşındaki çocuğa kadar dünyadan bi haberlerin pirinç gibi ayıklandı mı, bide bunların hayvanlar alemi de var yoksa Allah içlerindeki zibidilere inat onlarada mı zulmetti... sizce, resul, nebi, elçi nedir, nedir bu "ellezine uutuul ılme"... [B]1 kendinden önce gelenleri ve kendinden sonra gelecek olanı tastik etmek için gönderilen incilde bildirildiği üzere hz muhammed'in son peygamber kuran'ı kerimin son kitap oluşu 2 kendinden önce gelenleri tastik edici ve kendinden sonra gelecek olan kıyametin habercisi olan kuran'ı kerimin ve hz muhammed'in bildirdiği üzere kıyametin yaklaşmış ve her an kopabilecek olmasıdır[/B]...(nacikocak) kur anı hazırdan nasiplenmeye devam ettiğin sürece bu hikayelere aldanıp gidersiniz... kolay gelsin size... |
selam dost1
[B]Değerli Kardeşim katkı ve açıklamalarınız için sağolun. Müzakereye zenginlik kattığınız için teşekkür ediyorum. [/B] elbetteki "yorumlar[B]ım[/B] neyse o dur" gibi bi derdim yok... siz sundunuz ben inceledim bende kendimce bişeyler sundum, kimsenin dediğini kulak ardı etmem, beğensemde beğenmesemde kaale alırım, uymayabilirim o ayrı mesele... ben teşekkür ederim, memnun oldum... |
[QUOTE=Fers;12815][B]eğer beni inandırmaya veya kandırmaya değilde birşeyin doğruluğunu ispatlamaya çalışıyorsan[/B]...(nacikocak)
ister beğeniyim ister beğenmiyim fikir sahiplerinden nasiplenmektir amaç, benimki yorumdan ibaret seni ikna etmek gibi bi derdim yok, sorun değil benim için, inandıklarına/yorumlarına katılmısamda küçümsemişte değilim...(Fers) hocam sen hem konudan hem yazılanlardan kopuksun... [B]kavimleri helak eden boğduk diyen kasırga yakaladı diyen yani bu yıkımları yapan kim ve sen bir soru sormuşsun yine kızacaksın ama sen cevap vermesende ben vereyim allah'u teala daha önceki zulm eden kavimleri ya helak etmiş yada onlara yeni mucizeler ile yeni peygamber göndermiştir[/B]...(nacikocak) kasırgalar depremler sürekli olup biter, "kasırgayla helak edilip yerine yeni nesil getirilien toplum" örneklemesi senin anladığın gibiyse eğer, toplumun içinde üç günlük bebekten dokuz yaşındaki çocuğa kadar dünyadan bi haberlerin pirinç gibi ayıklandı mı, bide bunların hayvanlar alemi de var yoksa Allah içlerindeki zibidilere inat onlarada mı zulmetti... sizce, resul, nebi, elçi nedir, nedir bu "ellezine uutuul ılme"... [B]1 kendinden önce gelenleri ve kendinden sonra gelecek olanı tastik etmek için gönderilen incilde bildirildiği üzere hz muhammed'in son peygamber kuran'ı kerimin son kitap oluşu 2 kendinden önce gelenleri tastik edici ve kendinden sonra gelecek olan kıyametin habercisi olan kuran'ı kerimin ve hz muhammed'in bildirdiği üzere kıyametin yaklaşmış ve her an kopabilecek olmasıdır[/B]...(nacikocak) kur anı hazırdan nasiplenmeye devam ettiğin sürece bu hikayelere aldanıp gidersiniz... kolay gelsin size...[/QUOTE] fers kardeşim yine cevap vermemişsin soruma karşılık soru sormuşsun benim sorum kuran'dan örnek verdiğim ayetlerde kavimleri helak ettik boğduk diyen kim bu sözlerle neyi anlatmış benim anladığıma yanlış diyorsun bende diyorumki ozaman sen senin anladığın doğru olanı yaz helak edilen kim helak eden kim boğulan kim boğan kim hz musayı kovalayan firavunun ordusunu kim suda boğdu denizde 12 yolu kim açtı firavunun ordusu geçerken kim kapattı ölüm kimin emri her canlı ölümü tadacaktır kimin sözü eğer diyorsan yanlış anlıyorsun tekrarlıyorum sana göre doğru olanı senin anladığın gibi yaz benim istediğim cevap bu senin sorunun cevabı ise allah kavimleri toplumları helak etmiştir bütün dünyadaki canlıları topyekün değil helak ettiği toplumda ise ayetlerde mevcuttur allah peygamberlere oradan uzaklaş iman edenleride yanına al diye emretmiştir yani yaşlarına göre değil imanlarına göre ayırmıştır bu ayırma araf suresi 64. ayette açıkça anlatılmaktadır 1. fe kezzebû-hu : fakat onu yalanladılar 2. fe enceynâ-hu : o zaman, bu sebeble, bu yüzden [B]onu kurtardık [/B] 3. ve ellezîne : [B]o kimseleri [/B] 4. mea-hu : [B]onunla beraber [/B] 5. fî el fulki : gemide 6. ve : ve 7. agrak-nâ : [B]suda boğduk [/B] 8. ellezîne : [B]o kimseleri [/B] 9. kezzebû : [B]yalanladılar[/B] 10. bi âyâti-nâ : âyetlerimizi 11. inne-hum : muhakkak ki onlar 12. kânû : oldular 13. kavmen : bir kavim 14. amîne : kör, âmâ şuara suresi 114. ayette yine bu ayrım anlatılmıştır 1. fe : böylece 2. enceynâ-hu : onu kurtardık 3. ve men : ve kimseleri 4. mea-hu : onunla beraber 5. fîl fulki (fî el fulki) : gemi içinde, gemide 6. el meşhûni : dolu hayvanlara gelince allah her canlı için bir süre tain etmiştir bu süre dolduğu zaman canlarını alırken senin benim onların ölümüne acıdığımız gibi acımaz eğer sen ölümü allah'ın zulmü olarak düşünüyorsan birde şöyle düşün yeryüzünün yaratılmasından bu yana kaç insan kaç hayvan ne şekilde öldü ölüm allah'ın zulmü değil emridir kuran'ı hazırdan nasiplenmek derken mealden bahsediyorsan dikkat edersen çoğunlukla kelime mealini kullanıyorum birisi beni yanlış meal edilmiş bir kelime hakkında uyardığı zaman ise arapça karşılıklarının tamamını bulmaya çalışıyorum çünkü söz allah'ın sözü söylemediği birşeyi söylemiş gibi veya söylediği birşeyi söylememiş gibi anlamak ve anlatmaktan korkar ve ona sığınırım tabi insanım böyle bir hata belki bilmeyerek yapmış olabilirim bu büyük bir günahtır eğer yaptıysam allah affeder inşallah |
selam
[B]fers kardeşim yine cevap vermemişsin soruma karşılık soru sormuşsun[/B]...(nacikocak) soruya soruyla cevap vermek gerekir bazen, şimdi olduğu gibi... [B]allah kavimleri toplumları helak etmiştir bütün dünyadaki canlıları topyekün değil...[/B](nacikocak) tüm dünyadaki canlılardan kim bahsetti... kasırgalar depremler sürekli olup biter, "kasırgayla helak edilip yerine yeni nesil getirilen toplum" örneklemesi senin anladığın gibiyse eğer, [B]toplumun içinde[/B] üç günlük bebekten dokuz yaşındaki çocuğa kadar dünyadan bi haberlerin pirinç gibi ayıklandı mı, bide bunların hayvanlar alemi de var yoksa Allah [B]içlerindeki[/B] zibidilere inat onlarada mı zulmetti...(Fers) bu ifade gözünüze ilişmemiş ! yazılanlardan kopuksunuz demiştim... [B]helak ettiği toplumda ise ayetlerde mevcuttur allah peygamberlere oradan uzaklaş iman edenleride yanına al diye emretmiştir[/B]...(nacikocak) hud/40 kulnaahmil fiihaa min kullin zevceynisneyni ve ehleke..../ [B]kulnaa[/B]hmil.../ yükle [B]dedik[/B]... dedim değil, dedik/kulnaa... madem Allah veriyor helak ve kurtuluş emrlerini, neden "dedim" değilde "dedik" ifadesi kullanıldı... [B]ayetlerde kavimleri helak ettik boğduk diyen kim[/B]...(nacikocak) fe enceynaahu.../ selamet verdik ona... ve agraknelleziine.../ onları batırdık... "diyen" değil "diyenler" kim... bende soruyorum işte; neden "batırdım" değilde "batırdık", neden selamet "verdim" değilde "verdik"... neden Allah ben yaptım/ettim demiyor doğrudan.... batırılma hali ve selamet veriliş... burada "doğal afet boyutunda bir helak söz konusu olduğunu düşünmüyorum"... Allah hak edilenin verilmesini sistemine yerleştirendir... o "ol" dedi onun sistemdeki herşey yerini aldı... karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmassan kamyonun tekerleğinle muhatab olursun.. ölümü veren Allahtır ama kamyonla samimiyet kuran sensin...(Fers) bu ifadeleri boşuna kullanmışım...bunlar süs değil cevaptı... melek, meleke, resul kavramlarını inceleyip iyice bir düşünün... |
[B]sen ölümü allah'ın zulmü olarak düşünüyorsan[/B]...(nacikocak)
zulm olarak düşünen sizsiniz, ben oluşturduğu sistemin/tasarladığı düzeneklerin bir parçası olarak düşünüyorum/tahmin ediyorum/yorumluyorum, her ne ise... Musanın peşinden kovalayan, hırslarına ve kibrine yenik düşen ahmakların tuzağa düşüp suda boğulmaları doğal bir sonuçtur, helakla ilgisi yok... aklını kullanmayan sonuçlarına katlanır... [B]çünkü söz allah'ın sözü söylemediği birşeyi söylemiş gibi veya söylediği birşeyi söylememiş gibi anlamak ve anlatmaktan korkar ve ona sığınırım tabi insanım böyle bir hata belki bilmeyerek yapmış olabilirim[/B]...(nacikocak) ne güzel, herkes için aynı şey dimi sayın naci... |
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!
“ هلاك[B]Helâk[/B]” sözcüğü “[B]değişime, yıkıma uğramak, bozulmak, düşmek[/B]” demektir. (Lisanü’l-Arab, c.9, s. 118-121) Genel olarak zannedildiği gibi bu sözcük “[B]yok olmak[/B]” anlamına gelmez. Rabbimiz yerlerin, göklerin değişimi ile ilgili olarak şöyle bir açıklamada bulunmuştur: [B]İbrahim;48[/B]: "O gün yeryüzü bir başka yeryüzüyle değiştirilecek. Gökler de. Ve onlar, Bir ve gücüne karşı durulmaz olan Allah için ortaya çıkacaklardır." Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:43 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam