![]() |
[B]Fedakar,
İlk kez camiye gelen birine SEKS CENNETİ anlatılmaz İlk kez camiye gelen birine, Cehennemdeki irinler, cerahatlar da anlatılmaz Ve Camiye ilk gelen birine, gece tırnak kesilir mi, diş dolgusu caiz mi de anlatılmaz. Anlatılırsa, cami ortamının ne kadar basit bilgilerden oluştuğuna kanaat getirir ve terkeder orayı. Böyle onlarca insan tanıyorum çünki[/B] |
[QUOTE=TEBYİN;9071][B]Fedakar,
İlk kez camiye gelen birine SEKS CENNETİ anlatılmaz İlk kez camiye gelen birine, Cehennemdeki irinler, cerahatlar da anlatılmaz Ve Camiye ilk gelen birine, gece tırnak kesilir mi, diş dolgusu caiz mi de anlatılmaz. Anlatılırsa, cami ortamının ne kadar basit bilgilerden oluştuğuna kanaat getirir ve terkeder orayı. Böyle onlarca insan tanıyorum çünki[/B][/QUOTE] [B]Muhterem kardeşim yabancı veya tanımadık bir kimsenin camiiye ilk defa gelip gelmediği nasıl anlaşılacak.Şayet, o ilk gelen her hangi bir kimse o anda vaaz eden hocaefendiyi vaazında, konu dikkat çekici bir şey ise dinlemeyecek mi?Hocaefendiye soru sorma hakkı olmayacak mı?Hülasa, bir kimse vaaz eden veya fetva veren hocaefendiye yanlış düşüncelerden fikirlerden meselelerden ona soru sormakla işin aslı astarı öğrenilip mesele haledilmiş olur.Yoksa, (çok af edersiniz) öküzün trene bakması gibi hocaefendiyi dinleyip de konuştukları doğru mu değil mi diye hiçbir şey düşünmeyip,irdelemeyip o şekilde inanır ve algılarsa elbetteki yalan yanlış bir şeylere inanacak ve kabullenecektir.İşin en önemli tarafı da edinilen konu üzerinde, hocaefendinin cemaate "sorusu olan var mı cevaplandıralım" demesi akıllı iştir.Yoksa, "ben söyledim siz de kabullenin" demek istemekte olur bu da yanlış anlaşılmalara sebebiyet verir..Akıllı müslüman, delilsiz ispatsız hiçbir mesele üzerinde durmamalıdır vesselam...[/B] |
[B]Metropol şehirlerinde söylediklerin geçerli olabilir ama anadoluda minik camilerde yeni yüzler hemen bilinir. Bu yüzden Anadolu imamlarının biraz daha davranış siyasetini bilmesi elzemdir[/B]
|
[QUOTE=FEDAKARADAM;9072][B]Şayet, o ilk gelen her hangi bir kimse o anda vaaz eden hocaefendiyi vaazında, konu dikkat çekici bir şey ise dinlemeyecek mi?Hocaefendiye soru sorma hakkı olmayacak mı?Hülasa, bir kimse vaaz eden veya fetva veren hocaefendiye yanlış düşüncelerden fikirlerden meselelerden ona soru sormakla işin aslı astarı öğrenilip mesele haledilmiş olur.Yoksa, (çok af edersiniz) öküzün trene bakması gibi hocaefendiyi dinleyip de konuştukları doğru mu değil mi diye hiçbir şey düşünmeyip,irdelemeyip o şekilde inanır ve algılarsa elbetteki yalan yanlış bir şeylere inanacak ve kabullenecektir.İşin en önemli tarafı da edinilen konu üzerinde, hocaefendinin cemaate "sorusu olan var mı cevaplandıralım" demesi akıllı iştir.Yoksa, "ben söyledim siz de kabullenin" demek istemekte olur bu da yanlış anlaşılmalara sebebiyet verir..Akıllı müslüman, delilsiz ispatsız hiçbir mesele üzerinde durmamalıdır vesselam...[/B][/QUOTE]
Selamünaleyküm fedakaradam kardeşim. Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Malesef başından beri bizlere, [B]"hoca vaaz verirken,hutbe verirken konuşulmaz"[/B] diye öğretilmiştir. İsabetle bahsettiğiniz gibi cemaat hocaya, "Öküzün trene baktığı gibi bakar" olmuştur. Halbuki gerek resulullah zamanında, gerekse Halife Ömer zamanında hutbe esnasında erkek ve kadınlardan meydana gelen cemaatin hutbede itiraz bile ettiğine dair tarihi kayıtlar vardır. Hoca vaaz ya da hutbe okurken, cemaat suspus oturur, kimisi esner, kimisi de oturduğu yerde uyur. Halbuki vaaz yada hutbede cemaatin katılımıyla bir salat eylemi gerçekleşse herkes dinamik olacağından dolayı; hiçkimse camide uyumaz. İşte o zaman cemaatin gerçek önemi ortaya çıkar. Camiye [B]"borç ödemeye"[/B] değil, [B][U]salat eylemeye [/U][/B]giden cemaat; gayet aktif,dinamik,faal vaziyette Allah'ın emri, dinin direği olan [B]"salat" ı[/B] ikame eylerler. Selametle |
[QUOTE=TEBYİN;9073][B]Metropol şehirlerinde söylediklerin geçerli olabilir ama anadoluda minik camilerde yeni yüzler hemen bilinir. Bu yüzden Anadolu imamlarının biraz daha davranış siyasetini bilmesi elzemdir[/B][/QUOTE]
[B]Çok doğru söylüyorsunuz,buna katılıyorum.Zaten köy gibi yerlerde herkes birbirini tanır.Hal böyle olunca köye yabancı bir misafir gelse ve camiye girse hocaefendi ona en azından hoş geldiniz demelidir. Camilerde mahrem konular usulüne uygun bir şekilde edep ve hayaya riayet edilmek şartıyla mahrem konular anlatılır.Lakin cennetle ilgili mevzularda devamlı hurilerden bahsetmek mübalağılık olacağından bundan sakınılmalıdır.Yeri ve zamanı geldiğnde onlardan da bahsedilir.Esasen müslümanların derdi cennet olmamalı Allah'ın rızası nasıl kazanılır derdimiz olmalıdır diye düşünüyorum.[/B] |
[QUOTE=Miralay;9074]Selamünaleyküm fedakaradam kardeşim.
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Malesef başından beri bizlere, [B]"hoca vaaz verirken,hutbe verirken konuşulmaz"[/B] diye öğretilmiştir. İsabetle bahsettiğiniz gibi cemaat hocaya, "Öküzün trene baktığı gibi bakar" olmuştur. Halbuki gerek resulullah zamanında, gerekse Halife Ömer zamanında hutbe esnasında erkek ve kadınlardan meydana gelen cemaatin hutbede itiraz bile ettiğine dair tarihi kayıtlar vardır. Hoca vaaz ya da hutbe okurken, cemaat suspus oturur, kimisi esner, kimisi de oturduğu yerde uyur. Halbuki vaaz yada hutbede cemaatin katılımıyla bir salat eylemi gerçekleşse herkes dinamik olacağından dolayı; hiçkimse camide uyumaz. İşte o zaman cemaatin gerçek önemi ortaya çıkar. Camiye [B]"borç ödemeye"[/B] değil, [B][U]salat eylemeye [/U][/B]giden cemaat; gayet aktif,dinamik,faal vaziyette Allah'ın emri, dinin direği olan [B]"salat" ı[/B] ikame eylerler. Selametle[/QUOTE] [B] Ve aleyküm selam kardeşim... Hutbede, imamefendi hutbe okurken konuşulmamasının nedeni, şimdi ki zamana göre düşünülmüş olup bu bir ictihad meselesidir.Çünkü bir kimse hutbe esnasında saçma sapan bir soru sorarlarsa cümle cemaat ya buna güler, canları sıkılır ya da kınarlar.Çünkü cemaatin içinde iş güç sahibleri ve esnaflar olduğu için zaman kaybedilmesin diye bu konuşma yasağı getirilmiştir.Benim görüşümde budur.Şayet, cemaatin içinde çok müşgül bir mesele hakkında soru soracak bir kimse bunu namazdan sonrada sorabilir.Bazı siyer kitaplarında anlatıldığına göre Resulullah efendimize, hutbedeyken bedevilerden biri abuk sapuk soru sorduğu için bundan Resulullah müteesir olup o soruyu soran bedeviye onun kalbini kırmadan güzellikle cevaplandırıp hutbesine devam etmiştir.Bunun içindir ki, asıl mesele hutbedeyken hocaefendiyi zora sokmamaktır.Eskiden hutbeler neredeyse ikindi namazına kadar sürdüğü rivayet edilmiştir.Cuma hutbesi olmazsa olmazlardandır.Konu dışına çıkmadan meselenin özüne dönelim diyorum.[/B] |
[B]herşeye rağman yinede Camiler herkesin görüş beyan ettiği birer ilim meclisi haline getirilmedikçe...
Bu millet YAT/KALKı kurtuluş reçetesi sanmaya devam edecektir ki, Cahilliği ikame etmekten öte bir işe yaramaz bu[/B] |
[QUOTE=TEBYİN;9355][B]herşeye rağman yinede Camiler herkesin görüş beyan ettiği birer ilim meclisi haline getirilmedikçe...
Bu millet YAT/KALKı kurtuluş reçetesi sanmaya devam edecektir ki, Cahilliği ikame etmekten öte bir işe yaramaz bu[/B][/QUOTE] [B][COLOR="Red"][U]Bir şuurlu ve bilgili müslüman bin cahil müslümandan çok daha hayırlıdır.[/U][/COLOR]Bizim müslüman milletlerimiz kitap okumuyor dinini gereği gibi öğrenmiyor.Atalarından ne görüp bildilerse onu yapmaya çalışıyor.Bundan sonra gelecek nesillerimizi akıllı, şuurlu bilinçli, çalışkan ve araştıran nesillerin olmasını can- ı gönülden istiyoruz.[/B] |
yeryüzü mescidine ne oldu.....
dırar mescidinin geçtiği ayetteki yüklem..e-h-z kökü olan "edinmek" .... inşa değil... mescid kavramının bina olmadığını kehf kıssası sonlarından öğrenebilirsiniz |
Peki ne demek mescit?
|
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:05 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam