![]() |
Şems:9-10
Benliğini temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur.Onu kirletip örtense kayba uğramıştır. |
Ali imran:28
Müminler,müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler.Kim bunu yaparsa Allah' la ilişiği kesilir.Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna.Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır.Ve dönüş yanlız Allah'adır. |
Selamun Aleykum! Değerli Bilgi Kardeşim!
[QUOTE=Bilgi;11588]Ali imran:28 Müminler,müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler.Kim bunu yaparsa Allah' la ilişiği kesilir.Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna.Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır.Ve dönüş yanlız Allah'adır.[/QUOTE] Allah razı olsun. Hergün Rabbımızın farklı ayetlerin paylaşarak bizlerin yararlanmasına vesile oluyorsunuz. Sağolun. Paylaştığınız ayette "[B]gönül dostu[/B]" olarak belirttiğiniz ayetin orijinalinde [B]"evliyâe"[/B] sözcüğü geçer. “[B]Evliya [/B]“sözcüğü, “[B]veliyy[/B]” sözcüğünün çoğuludur. “[B]Veliyy[/B]” ise, “[B]vela[/B]” kökünden türemiş bir sözcük olup anlamı; “[B]yakın olan, yakın duran[/B]” demektir. Ancak bu yakınlık nicel değil, nitel bir yakınlıktır. Bir kimse için “veliyy (yakın)” sıfatı kullanılmışsa, o kimsenin “yardım eden, yol gösteren, şefaat eden, aydınlatan ve koruyan” bir kimse olduğu anlaşılmalıdır. Hem “veliyy” sözcüğü, hem de bu sözcüğün çoğulu olan “evliya” sözcüğü Kur’an’da hep bu anlamda kullanılmıştır. Ali İmran;28 : " Lâ yettehızil mu'minûnel kâfirîne [B]evliyâe[/B] min dûnil mu'minîn, ve mey yef'al zâlike feleyse minallâhi fî şey'in illâ en tettegû minhum tugâh, ve yuhazzirukumullâhu nefsehu, ve ilallâhil masîr" Mü'minler, mü'minlerin astlarından kâfirleri [B]veliler[/B]/[I]yardımcı,yol gösterici,koruyucu yakınlar[/I] edinmesinler. Artık onu her kim yaparsa Allah'tan hiç bir şeyi yoktur. Ancak onlardan bir korunma yapmanız başkadır. Allah sizi Kendisinden çekindiriyor. Ve oluş/varış yalnızca Allah'adır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Merhaba Dost 1 kardeşim,Allah sizden razı olsun , bu elimdeki meali her toplulukta okumaya çalıştığımı biliyorsunuz .O zaman ben eksik mi ifade etmiş oluyorum? Sizler ayetin orijinalini bize anlatmakla eksikliğimizi düzeltmemize vesile oldunuz . Allaha emanet olun selamlar
|
Nahl:25
Şunun için ki onlar, kıyamet günü kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın ne kötü şey yükleniyorlar ! |
Mümtehine:13
Ey iman edenler ALLAH'IN kendilerine gazap ettigi bir toplulugu işlerinizin başına geçirmeyin kendinize yönetici yapmayın çünkü bunlar ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı kabir halkından olan kafirlerin ümitlerini kestigi gibi. |
Enfal:73
Allah'ın ilahlığını ve rabliğini örtmüş olan şu kimseler de, birbirlerinin yardımcı, yol gösterici,koruyucu yakınlarıdır. Eğer siz de onu yapmazsanız; mü'minler olarak birbirinizin velisi(yardımcı,yol gösterici,koruyucu yakınları) olmazsanız, yeryüzünde büyük bir kargaşa ve insanları dinden döndürme işleri ortaya çıkar. |
HAŞR 16
Durumları şeytanın durumuna benziyor hani şeytan insana küfret/ inkar et der insan küfür ve inkara sapınca da şöyle konuşur vallahi ben senden uzagım ben alemlerin RABBİ olan ALLAHTAN KORKARIM. |
Kevser:1-3
Şüphesiz Biz sana bol nimet verdik. Öyleyse Rabbin için salat et (mali yönden ve zihinsel açıdan destek ol; toplumu aydınlatmaya çalış) ve karşılaşacağın zorlukları ğöğüsle! Şüphesiz seni horlayan,sonu olmayanın; yaptıkları,işe yaramayanın ta kendisidir! |
Şura:40
VE bir kötülüğün cezası, onun gibi bir kötülüktür.Ama kim affeder ve düzeltirse, artık onun ücreti Allah' a aittir.Şüphesiz ki O , şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanları sevmez. |
Hem Şura 40 ı okurlar, hemde hırsıza el kesme cezası/karşılığı verirler. Ne kötü hüküm veriyorlar. Sanki kitap yüklü merkebler...
|
Ahzap:41-44
Ey iman eden kişiler! Allah'ı anışınız,' çokça anmak' olmak üzere anın. Ve O'nu her zaman noksan sıfatlardan arındırın. O, sizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size destek verendir. O'nun doğadaki güçleri/ indirdiği haberci ayetleri destek verirler. Ve O, mü'minlere çok merhametlidir. O'na kavuşacakları gün onların selam laşmaları, Selam dır Allah, da onlar için saygın bir ödül hazırlamıştır. |
Rum:52-53
Bu nedenle sen ölülere işittiremezsin.O daveti,arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da dinletemezsin.Sen körleri de sapıklıklarından,doğru yola götüremezsin. Sen ancak ayetlerimizi, iman edeceklere duyurursun ; artık onlar Müslümanlardır. |
Felak:1-5
Oluşturduğu şeylerin kötülüğünden ve çöktüğü zaman karanlığın kötülüğünden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin /sözleşmelere uymayanların kötülüğünden ve kıskandığı zaman kıskananın kötülüğünden çatlamaların Rabbine; sıkıntıları ortadan kaldıran Allah'a sığınırım ,de! |
Necm 48
Zengin eden de yoksul kılan da O'dur. İsrâ 21 Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür. [IMG]http://a1.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/598883_10151050281631869_119154420_n.jpg[/IMG] |
Nisa:58
Şüphesiz Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.Şüphesiz Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor.Şüphesiz Allah,en iyi işten,en iyi görendir. |
TA-HA 7
Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da. |
Sayın khaos.
Sizin verdiğiniz meal de dahil hangisi doğru?(Sakın sizi yerdiğimi düşünmeyin lütfen) ********************* İmam İskender Ali Mihr : Ve sen, sözü açıklasan da (açıklamasan da) muhakkak ki O, gizliyi ve daha gizliyi (ve en gizliyi) bilir. Diyanet İşleri : Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da. Abdulbaki Gölpınarlı : Sesini yükseltsen de, yükseltmesen de hiç şüphe yok ki o, gizliyi de bilir, açığa vurulanı da. Adem Uğur : Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Ahmed Hulusi : Sen düşündüğünü açığa vursan (veya gizlesen); (bil ki) kesinlikle O, Sırr'ı da (şuurundakini de) Ahfa'yı da (onu meydana getiren Esmâ mertebeni de) bilir! Ahmet Tekin : Sen, dileğini, duanı yüksek sesle söylesen de, gizlice niyazda bulunsan da far-ketmez. O fısıltıyı da, gizliyi de, gizlinin giz-lisini de bilir. Ahmet Varol : Sen sözü açığa vursan da (gizlesen de birdir). Çünkü muhakkak O gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir. Ali Bulaç : Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. Ali Fikri Yavuz : Sen (Allah’a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltsen, bil ki, Allah bundan müstağnidir. Çünkü Allah gizliyi de bilir, kalbdekini de. (Bunun için bağırarak dua etmeye lüzum yok, huzur ve ihlâs lâzımdır.) Bekir Sadak : Sen sozu istersen aciga vur, suphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Celal Yıldırım : Sözü acık söylesen de, şüphesiz ki, O, gizlisini ve daha gizlisini bilir. Diyanet İşleri (eski) : Sen sözü istersen açığa vur, şüphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Diyanet Vakfi : Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Edip Yüksel : (Niyetini) Sözle açıklasan da (açıklamasan da) O, gizliyi ve gizlinin gizlisini bilir. Elmalılı Hamdi Yazır : Sen bu sözü ı'lan edeceksen de o hem sirri bilir hem daha gizlisini Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sen bu sözü ilan edeceksen de O, hem gizliyi, hem daha gizlisini bilir. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustağnîdir.). Çünkü O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Fizilal-il Kuran : Söyleyeceğin sözü ister sesli olarak, ister içinden söyle. Çünkü Allah saklıyı da, saklının saklısını da bilir. Gültekin Onan : Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. Hasan Basri Çantay : Sen sesini yükseksen (de, yükseltmesen de birdir). Çünkü O, gizliyi de, gizlinin daha gizlisini de bilir. Hayrat Neşriyat : (Duâda) sesi yükseltsen de (yükseltmesen de O’nun için birdir, işitir!); çünki şübhesiz O, gizliyi de, daha gizli olanı da bilir. İbni Kesir : İstersen sen sözü açığa vur, şüphesiz ki O; gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Muhammed Esed : Sözü (ister gizle ister) açığa vur, O (insanın) gizli (düşüncelerini de) bilir, gizlinin gizlisi (duygularını) da. Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sen sözü izhar etsen de etmesen de müsavîdir. Çünkü O, şüphe yok ki gizliyi de, daha gizlice olanı da bilir. Ömer Öngüt : Sen eğer sözü açıktan söylersen; şüphesiz ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Şaban Piriş : Sesini yükseltsen de yükseltmesen de, sırrı ve en gizli şeyleri şüphesiz O bilir. Suat Yıldırım : İster yavaş konuş, ister açıktan, O’na göre birdir. Zira O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Süleyman Ateş : Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de) muhakkak O, gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir. Tefhim-ul Kuran : Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir) . Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. Ümit Şimşek : Sen sözünü açığa vursan da, vurmasan da birdir. O saklı olanı da bilir, ondan daha gizli olanı da. Yaşar Nuri Öztürk : Sen bu sözü açıkça duyuracaksan da O, gizliyi de bilir, gizliden daha gizliyi de... ************************* Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[B][COLOR="Red"]Nahl 19 Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.[/COLOR][/B]
ne demektir? bakalım: [B]Bakara 284 Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir, sonra dilediğini affeder, dilediğine de azap eder. Allah her şeye kadirdir. Âl-i İmrân 29 De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir. Neml 74 Rabbin elbette onların kalplerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Bakara 77 Onlar bilmezler mi ki, gizlediklerini de açıkça yaptıklarını da Allah bilmektedir. İnşikâk 23 Hâlbuki Allah onların gizlediği şeyleri çok iyi bilir. Ahzâb 54 Bir şeyi açığa vursanız da, gizleseniz de şüphe yok ki Allah, her şeyi gayet iyi bilmektedir. Yâsîn 76 (Resulüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz. Kasas 69 Rabbin, onların, [U]sinelerinde gizlediklerini [/U]de, açığa vurduklarını da bilir. Mü’min 19 Allah, [U]gözlerin[/U] hain bakışını ve [U]kalplerin gizlediğini[/U] bilir.[/B] [I]örnekler:[/I] [B]Nisâ 108 İnsanlardan gizler de Allah'tan gizlemezler. Halbuki geceleyin, O'nun razı olmadığı sözü düzüp kurarken O, onlarla beraber idi. Allah yaptıklarını kuşatıcıdır (O'nun ilminden hiçbir şeyi gizleyemezler). Mâide 61 Yanınıza inkarla girip yine inkarla çıktıkları halde size geldiklerinde "inandık" derler. Allah gizlediklerini daha iyi bilmektedir. Âl-i İmrân 166,167. İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kafirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.[/B] [I]sadece gizlediklerimiz değil, ileride gizleyeceklerimizi de bilir...[/I] [B]Nahl 23 Hiç şüphesiz Allah, onların gizleyeceklerini de açıklayacaklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları asla sevmez. [/B] [I]Bunların hepsi atomların hafızalarına kadar saklı ve belgeli, bir gün hepsi karşımıza çıkacak, hepimiz en ince ayrıntısına kadar kayıtlı olan yaşantımızı görünce şaşkına döneceğiz, çünkü biz cahil insanoğlu bu dünyada başıboş olduğunu zannediyor, bu dünyanın boş yere olduğunu zannediyor...[/I] [B]Âdiyât 10 Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman,[/B] ... [B]Nisâ 42 Küfür yoluna sapıp peygamberi dinlemeyenler [U]o gün yerin dibine batırılmayı temenni ederler[/U] ve Allah'tan hiçbir haberi gizleyemezler.[/B] Biz bizi bekleyen şeyden gerçekten gaflet içerisinde yaşıyoruz. Allah kusurlarımızı örtsün, bizi rezil etmesin. Bizi bağışlasın, eğer kimi affetmez ise o gerçekten rezil olacak... |
Tevbe:111-112
Şüphesiz Allah, tevbe eden ,kulluk eden, övggüde bulunan, seyahat eden, Allah'ı birleyen, boyun eğip teslimiyet gösteren, herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden, kötü olan her şeyden vazgeçiren,Allah'ın hududunu koruyan inananlardan canlarını ve mallarını şüphesiz cenneti onlara verme karşılığında satın almıştır:Onlar ,Allah yolunda savaşırlar; sonra öldürürler ve öldürülürler. Bu, Allah'ın Tevrat, İncil ve Kur'an'daki gerçek bir vadidir ve sözünü, Allah'tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alış-verişle sevinin.Ve işte bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir. Ve mü'minlere müjde ver! |
Değerli Galip Yetkin,
Öncelikle belirtmeliyim arapça bilmiyorum.O yüzden hangi mealin daha doğru çevrildiğini bilmem imkansız. Bu sitede bulunma sebebim işte bu zaten.dost1 gibi, sizin gibi, pramid gibi ,Hasan akçay gibi kur,an dili üzerine çalışmalar yapan müstesna insanların fikirlerinden feyz almak.Elbette karşılaştırmalar yapmıyorda değilim.Kuşkusuz her şeyin en doğrusunu Allah bilir. saygılarımla, |
Sayın khaos.
Güzel arkadaşım. O yazımda ''sakın sizi yerdiğimi düşünmeyin'' diye yazmama rağmen anlaşılıyor ki alınmışsınız. Üzüldüm. Arapça bilmediğinizden yakınmışsınız; yakınmayın, araştırın. Ben de Arapça'yı bilmiyorum. Öğrenme yaşım da geçti. Getirmek istediğim eleştiri yapılan tercüme-meal-tefsir her ne ise ona ve onu yapanlara!!! Bakın, orada kullanılan ''söz-sözü'' kalimesini kaldırın, ne olacak? Söz zaten düşüncenin dış dünyada ifadesi, dünyaya getirilmesi, açıklanması, açığa vurulması, somut hale konulmasıdır. Bunun gizlisi fis-kos, dedikodudur. Ayette iki kişi arasında yapılan gizli bir konuşma da anlatılmıyor ki. Bu ayet öncesinde vahyin peygambere ''inzal''inden bahsediliyor; dolayısı ile beyinsel bir faaliyet, iç dünyada kalan bir olgu. Ve Peygamber nezdinde insanlara hitaben beyinlerinde-düşüncelerinde oluşturduklarını açıklasalar da, açıklamasalar asıl maksatlarının Allah tarafından bilindiği anlatılıyor. O halde ''söz-sözü'' kelimesinin kullanılması abestir. Sayın hiiic'in getirdiği ayetleri okuyun... Hiç birinde''söz'' kelimesi kullanılmadan her türlü gizlilik şahane bir şekilde ifade edilmiş... Şu halde yapılacak tercüme-meal-tefsirde hedef toplum hangi lisanı konuşuyorsa, o lisanda anlamı tam olarak verebilmek için o lisanın kuralları kullanılmalı. Pespayelik kabul edilemez. Gerekiyorsa mesela dip not olarak açıklama yapılmalıdır. Bakın, bende 2004 basımı Türkiye Diyanet Vakfı'nın bir meali var. Yunus Suresi'nin 37. ayetinin ilk cümlesi şu: ''Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir''. O zaman sorarlar adama: ''Yani Allah tarafından mı uydurulmuş?'' diye!!!. Hem de ''şey''. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
Değerli Galip Yetkin,
Aslında beni yerdiğinizi düşünmedim.Ayrıca arapça bilmediğimden dolayıda yakınmıyorum.Yukarıda verdiğim cevaptan bunu çıkarmanız biraz zorlama olmuş.Alınmadımda sağolun bilgilendirme yapmışsınız.Allah razı olsun. Asıl tepkinizin tercüme-meal-tefsir her ne ise ona ve onu yapanlara olduğunu söylemişsiniz. Galip bey, Yazdığım ayet meali diyanet işlerinin mealinden alınmadır.Çoğusu Arap dili ve Edebiyatı,tesfirler,mealler,tercümeler konusunda uzmanlaşmış akademik kariyer sahibi dil bilimcilerin yanlış çeviri yapıp yapmadığını takdir edersiniz ki nacizene bilmem imkansız. Sizinde bildiğiiz gibi Dil bilimi; tarihsel dil bilim, karşılaştırmalı dilbilimi, antropolojik dilbilim, eş zamanlı dil bilim, yapısal dil bilim, matematiksel dil bilim gibi birçok ayrıntılı ana dallara ayrılıyor.Bir dili öğrenmek ayrı, bir dilin yukarıda verdiğim örneklere göre incelenmesi ayrı bir şey. Eğer benim verdiğim ayetin mealinde sıkıntı vardıysa doğrusunu yazmanız yeterli olurdu.Sonuçta Allah kelamı...yanlış bir şey yapmak elbette istemem.Bir önceki yorumumda yazdığım gibi yine de karşılaştırma yaparım.Kuşkusuz her şeyin en doğrusunu Allah bilir. saygılar, |
Şuara:221-223
Şeytanların kime inip durduğunu/kimlerin kafasına bir şeyler soktuğunu size haber vereyim mi? Şeytanlar, tüm iftiracı günahkarlara iner dururlar/ onların kafasına bir şeyler sokarlar.Onlar,duyum bırakırlar,halbuki onların çoğu yalancıdır. Neml:6 -Şüphesiz bu Kur'an ise sana , yasalar koyan ve en iyi bilen Allah tarafından senin içine işletilmektedir. |
Selamun Aleykum! Değerli Galip Yetkin Kardeşim
[QUOTE=galipyetkin;11632]Sayın khaos. ... Bakın, bende 2004 basımı Türkiye Diyanet Vakfı'nın bir meali var. Yunus Suresi'nin 37. ayetinin ilk cümlesi şu: ''Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir''. O zaman sorarlar adama: ''Yani Allah tarafından mı uydurulmuş?'' diye!!!. Saygılarımla. Galip Yetkin.[/QUOTE] Ayetler bağlamıyla okunduğunda; " Allah tarafından mı uydurulmuş." diye sormazlar. Ancak gerçekten de belirttiğiniz gibi çeviri yaparken yanlış çıkarımlarda bulunulmayacak şekilde çeviri yapmak ve gerekirse kısa bir not yazmak yararlı olacaktır. " Uydurulmuş" diye çevrilen "yuftera" kelimesinin kökü "f-r-y" olup bu türden türeyen kelimeler dilimizde "iftira, müfteri" biçiminde kullanılmaktadır. Aşağıdaki ayetlerde bu kökten türeyen sözcükler vardır bakılabilir. Gözlerimdeki rahatsızlıktan dolayı tekrar veya eksik varsa düzeltebilirsiniz. (19/27; 3/94; 6/21-24-93-112-137-138-140-144; 7/37,152; 10/17; 11/,13,18,21,35,50; 18/15; 20/61, 23/38, 29/68, 42/24, 61/7, 4/48, 34/8,10/38, 21/5. 25/4, 32/3, 46/8, 46/8,7/89,16/116, 20/61,10/59, 16/56,17/73,3/24, 4/50, 5/103, 7/53, 10/30-60-69, 16/87-116, 28/36,75, 29/13, 46/28,,16/101,105, 60/12,10/37, 12/111, 34/43) Kusursuzluk sadece Allah'a mahsustur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz |
Ayetler, insanların ahirette "uyarılmadık" demelerini engellemek için gönderilmiş çok değerli bilgilerdir. B
Allahın yol göstermediği birisi için hiçbir şey doğruya iletici değildir. Allahın izniyle, şu an piyasadaki en kötü meal bile insanı doğru yola iletir. Yeter ki samimiyetimizi ve Allaha olan ilişiğimizi, dualarımızı ve seslenmelerimizi sıkı tutalım. Onun yol göstermediği kimse için bir yol gösterici yoktur. Buna mealler de dahil. [B]Sâffât 99 "Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek". Şu’arâ 62 Musa: Asla! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir.[/B] Kur'an [U]düşünen[/U] ve [U]anlayabilen akıllı insanlar için[/U] Allah katından inen, eğriyi doğruyu ayıran, gaybın haberlerini [B][U]çelişkisiz[/U][/B] bir şekilde bildiren bilgileri içerir. Çelişki görünenler yanlış anlam yüklemekten kaynaklanır. Biz ona yönelelim... Allah bizi aydınlatsın. Yeryüzündeki sadık kullarından yapsın. Bizi bağışlasın. |
Sayın [COLOR="Red"]hiiic[/COLOR]
''Allahın izniyle, şu an piyasadaki en kötü meal bile insanı doğru yola iletir. Yeter ki samimiyetimizi ve Allaha olan ilişiğimizi, dualarımızı ve seslenmelerimizi sıkı tutalım.'' Bu ifade sizin. Bunda samimi misiniz? Saygılarımla . Galip Yetkin. |
bu sözü, Sayın Hakkı Yılmaz'ın videolarının birisinde bizzat kendi ağzından işittim.
Meal arayanlara, piyasada ki meallere güvenmeyenlere yönelik söylemişti. Yanlış hatırlamıyorsam, bazı hatalar haricinde genel olarak muhkem ayetlerin doğru meallendiğinden, geri kalan inceliklerin ise zaten üzerinde çalışılarak emek harcanarak öğrenileceğinden bahsediyordu. Kuranın genel ifadesini her mealden öğrenebilirsiniz diyordu... aradım ama videoyu şu anda bulamadım. İnsan çelişkili, doğa kurallarına, akla mantığa aykırı bir dini kabul etmesi ile putperest olması arasına bir fark yok. Akıl sahipleri onda çelişki gördükçe onu daha iyi anlamaya çalışacaklardır. Kuran fasıkın fıskını artırır. Akıl sahiplerini ise Allahın izniyle doğultur, düzeltir. |
Hadid 4:
1. huve ellezî : o ki, ki o 2. halaka : yarattı 3. es semâvâti : semalar, gökler 4. ve el arda : ve arz, yeryüzü, yer 5. fî : de, da 6. sitteti : altı 7. eyyâmin : günler 8. summe : sonra 9. estevâ : istiva etti 10. alâ : üzerine 11. el arşı : arş 12. ya'lemu : bilir 13. mâ : şey 14. yelicu : girer 15. fî el ardı : yerin içine 16. ve mâ : ve şey 17. yahrucu : çıkar 18. min-hâ : ondan 19. ve mâ : ve şey 20. yenzilu : iner 21. min es semâi : semadan, gökten 22. ve mâ : ve şey 23. ya'rucu : uruc eder, yükselir 24. fî-hâ : orada, onun içine [B]25. ve huve : ve o 26. mea-kum : sizinle beraber 27. eyne mâ : nerede 28. kuntum : siz oldunuz[/B] 29. ve allahu : ve Allah 30. bimâ : şeyleri 31. ta'melûne : yapıyorsunuz 32. basîrun : en iyi gören |
Hadid 9:
[B]1. huve ellezî : o ki, ki o 2. yunezzilu : indirir 3. alâ : üzerine 4. abdi-hî : onun kulu 5. âyâtin : âyetler 6. beyyinâtin : beyan edici olan/açıklayıcı 7. li : için 8. yuhrice-kum : sizi çıkarır 9. min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan 10. ilâ en nûri : nura/aydınlığa[/B] 11. ve inne : ve muhakkak 12. allahe : Allah 13. bi-kum : size 14. le : mutlaka, elbette 15. ra'ûfun : şefkatli olan 16. rahîmun : merhametli, rahîm olan |
Hadid 12:
1. yevme : o gün 2. terâ : görürsün 3. el mu'minîne : mü'min erkekler 4. ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar 5. yes'â : koşar 6. nûru-hum : onların nurları 7. beyne : arasında 8. eydî-him : onların [B]gücü[/B] 9. ve : ve 10. bi : ile 11. eymâni-him : onların [B]yeminleri/andları[/B] 12. buşrâ-kum : sizin müjdeniz 13. el yevme : o gün 14. cennâtun : cennetler 15. tecrî : akar 16. min tahti-hâ : onun altından 17. el enhâru : nehirler 18. hâlidîne : ebediyyen kalacak olanlar 19. fî-hâ : içinde, orada 20. zâlike : işte bu 21. huve : o 22. fevzu : kurtuluş 23. el azîmu : en büyük |
Araf:55-56
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez.Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na ,ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti ,iyileştirenlere güzelleştirenlere çok yakındır. |
Yunus:65-66
Ve onların sözü seni üzmesin. Kesinlikle hakimiyet,şan ve şeref bütünüyle Allah'a aittir.O ,en iyi işiten ,en iyi bilendir.Gözünüzü açın! Göklerde olan kimseler ve yeryüzünde olan kimseler kesinlikle Allah'ındır.Ve Allah'ın astlarından istekte bulunan kimseler,eş tuttuklarına tabi olmuyorlar.Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar. |
İNFİTÂR 1-5
Gök çatladığı zaman, yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman, denizler yarılıp akıtıldığı zaman, kabirler altüst edildiği zaman; kişi, önünden gönderdiği ve geri bıraktığı şeyleri öğrenmiştir. |
Yunus:11-12
Ve eğer Allah,insanlara, onların hayrı çarçabuk istedikleri gibi, kötülüğü alelacele verseydi, onlara, kesinlikle kendi sürelerinin sonunu gerçekleştirirdi.Fakat Biz, Bize kavuşmayı ummayanları azgınlıkları içinde bocalayanlar olarak terk ederiz. Ve insana sıkıntı dokunduğu zaman ,yan yatarken, otururken,dikilirken Bize kesinlikle yalvarır. kendisinden sıkıntısını gideriverdik mi de sanki kendisine dokunan o sıkıntı için Bize hiç yalvarmamış gibi aldırmadan geçip gider . Sınırı aşanlara yaptıkları şeyler işte böyle süslenmiştir. |
Ya-Sin:2-6
Babaları uyarılmamış,bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün , en güçlü,en şerefli,yenilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olanın,engin merhamet sahibinin indirdigi yasalar içeren/ bozulması engellenmiş Kur'an kanıttır ki sen, o elçilerdensin,hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. |
[B]Necm: 31,32[/B] Göklerde ne var, yerde ne varsa; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, iyileştiren-güzelleştiren kimseleri; -bazı küçük sürçmeler dışında- günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınan kimseleri de “En güzel” ile ödüllendirmesi için Allah'ındır. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin bağışlaması geniş olandır. Sizi, hem topraktan oluşturduğu zaman, hem de annelerinizin karnında ceninler hâlinde bulunduğunuz zaman, en iyi bilen O'dur. O hâlde nefislerinizi temize çıkarmayın. Allah'ın koruması altına girmiş kimseyi O daha iyi bilir.
|
[B]Nebe’ 21
Şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.[/B] |
Fecr:27-30
Ey zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişi! Dön Rabbine, sen Rabbinden O da senden hoşnut olarak! Hemen gir kullarımın içine! Ve gir cennetime! |
Abese:11-16
Kesinlikle onların düşündüğü gibi değil! Kur’ân, değerli sayfalar içinde, yüceltilmiş, tertemiz temizlenmiş, saygın, iyi yazıcıların ellerinde bir düşündürücüdür. Dileyen onu düşünüp öğüt alır. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:33 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam