hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Mezhepler ve Tarikatlar (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=38)
-   -   Mezhepçi hanım ve beylere gündelik hayat tavsiyeleri :)) (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1418)

Apollonius 11. January 2010 02:52 PM

Mezhepçi hanım ve beylere gündelik hayat tavsiyeleri :))
 
mezhepçi bey ile mezhepçi hanım kalktıklarında sağ ayak ile yataklarından kalkmalıdırlar. Hayırlı işler sağ, hayırsız işler sol ayakla yapılır. Birazdan eğer birisi tuvalete girecekse sol ayakla girer. Tuvalete başı kapalı girmekte sevap vardır. Tuvalette iken konuşulmaz, eğer biri tuvaletin dışından soru sorarsa bu münasebetsize cevap vermemek daha uygundur. Eğer evdeki tuvalet alafrangaysa, bu tuvaleti yıktırıp alaturka yaptırmak daha uygundur. Erkekler ayakta küçük tuvalet yapmak gibi uygunsuz tarzdan kurtulmalı, oturarak küçük tuvaleti yaparak sünnet sevabı kazanmalıdırlar. Eğer çiftimizden biri yıkanacaksa en azından belinde peştemalle yıkanması gerekir. Çünkü kişi tek başına tuvalette iken bile avret yerini kapalı tutmaya çalışmalıdır. Her ne kadar insanlar görmüyorsa da melekler ne de olsa insanları görür, meleklerden utanmak lazımdır. Yıkanırken önce sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek gibi sıralara uyulmalı ve kitaplarda yıkanma ile ilgili yazılan Arapça dualar ezberlenip okunmalıdır. Şampuan tipi yıkanma maddeleri kullanıyorlarsa, bunların çoğu alkol içerdiği için bunlar kullanılmayacaktır. Alkolsüzü bulunacaktır. Dişleri temizlemek için misvak kullanılmalıdır. Bu arada dişlere iyi bakılmasında fayda vardır. Çünkü kimi alimlere(!) göre dişe dolgu yapılırsa boy abdesti olmaz, kişi cenabet gezer. Bu yüzden dişin çürümesi, komple dişi çektirip dişsiz kalmayı veya çıkmalı takma dişler taktırmayı gerektirecektir. Çıkmalı takma dişler boy abdesti alırken çıkarılıp, bunların altı ıslatılmalıdır, yoksa kişi cenabet gezmeye devam eder.

Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevap kaçırılmamalıdır. Sarığın yedi metre olması daha uygundur. Giyilecek elbiseler yeşil, siyah veya beyaz olmalıdır. Sarı veya kırmızı giymemek gerekmektedir. Çiftimiz yemeğini yer sofrasında yemeli, sonradan çıkma masa tipi uyduruk şeylerde yememelidir. Yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak alta alınıp oturulur. Yemek tek bir kap içinde ortaya konularak yenilir. Yemekte çatal, kaşık gibi aletlerden kaçınılmalıdır. En sevap yemek yeme şekli üç parmakla olur. Bu üç parmak bile bellidir. Baş, işaret ve orta parmaklar. Yemeğe tuz ile başlamak iyidir. Yemekte su içilirse üç nefeste içilmeye gayret edilmelidir. Yemek kesinlikle sağ elle yenmelidir. Sol elle yenilenleri şeytan yemiş olur. Yemek bitince üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir. Böyle sünnetleri kaçırmamak lazımdır. Aynaya bakmak sünnettir. Erkek aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli, sakalı bir tutamı geçtiyse kesmelidir. Sakalı bir tutamdan az kesmek düşünülemez, değil ki pasparlak olmak. Erkeğin gözüne sürme çekmesi, saçlarını yağlayıp ortadan ayırması da hep sevap getiren fiillerdir.

Kadın ise saçını uzatmalı, kesinlikle kesmemelidir. Kadınların kaşını aldırması çok büyük günahtır. Kadın evden çıkacaksa yanında kocası, kardeşi gibi mahremi olmadan 90 km’den fazla gitmesinin haram olduğunu unutmamalıdır. Aslında kadın için en iyisi mümkün olduğunca dışarı çıkmadan evde oturmaktır. Fakat dışarı çıkacak olursa iyice örtünmeli, koku sıkmasının haram olduğunu unutmamalıdır. Kadın için en iyisi komple örtünmesi, eldiven giymesidir. Hatta kadının kestiği tırnakları bile kadından bir parça sayıldığı için, yabancı bir erkeğe göstermeden toprağa gömmesi gerektiğini bir çok mezhep alimi (!) söylemiştir.

Televizyonun seyredilip seyredilmeyeceği tartışmalı bir konu olduğu için eve hiç televizyon almamak en iyisidir. Çünkü resim haramdır. Televizyondaki görüntüler resimlerin arka arkaya geçişi olduğu için bunun da haram olduğunu iddia edenler vardır. En azından mezheplere göre bunun şüpheli olduğu kesindir. Mezheplere göre ise şüpheli şeyleri terk etmek en isabetli davranıştır. Radyo dinlemek de çok tehlikelidir. Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi haramdır. Radyoda sürekli bunlar çıkacağı için mezhepçi çiftimizin bunları eve sokmaması gerekir. Eğer çiftimiz cinsel ilişkiye girmek isterse çırılçıplak bir şekilde bunu yapmanın meleklere karşı utanmazlık olduğunu unutmamalıdırlar. Mümkünse yorgan tipi bir örtünün altında, birbirlerinin cinsel organlarına bakmadan cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir.

Eve girerken de, çıkarken de sağ ayak kullanılmalıdır. Eve meleklerin girmesini engelleyen köpek kesinlikle sokulmamalıdır. Evdeki yataklar, oturma grupları hep yerin üstünde olmalı, ayaklı olanlarından sakınılmalıdır. Uyurken abdestli uyunmalıdır. Çünkü abdestli ölenin şehit olacağı söylenmektedir. Uyurken sağ el başın altına alınıp, sol el salınacak ve sağ tarafın üstüne yatılacaktır. Yüzü koyun yatmak en kötüsüdür. Böyle yatan çiftler birbirlerini ve çocuklarını uyandırıp düzeltmelidirler...

mezhepçiler insanın her saniyesini dolduran, insanın rahat bir banyo bile yapamayacağı bir sistem oluşturmuşlar ve bunu da din diye ne yazık ki bir çok insana yutturmuşlardır. Fakat Allah’ın gerekli kılmadıklarıyla dolu bu zorlukların sistemine mezhepçilerin birçoğu bile uyamamışlardır. Yalnız ve yalnız Kuran din yapılıp, Kuran dışı kaynaklar reddedilip, Kuran’ın yeterliliğine güvenilmeden bu sorunlar çözülemez. Başarı bu en kolay, en mantıklı yoldadır.

[URL="http://www.diniyazilar.com/oku.asp?hid=1888"]kaynak[/URL]

ebu Maruf 30. December 2010 12:51 PM

es-Selamun Aleykum
Arkadaşlar yukarıda verilmiş içtihadlar hadis kaynaklıdır.Yapılması zorunlu şeyler değildir.
Yani mesaiye kalmak gibi.
Kimi insan zorlanmamak adına normal iş saatini doldurup gider kimiside daha fazla para kazanmak adına fazla mesaiye kalır.
Fazla mesaiye kalan insanları rencide etmek doğrumudur acaba?

Miralay 30. December 2010 01:20 PM

ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana. :)

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.

Yukarıda yazılanlar hijyen,alışkanlık,..vs. amaçlarla yapılırsa tamam sizin dediğiniz gibi fazla mesai durumuyla değerlendirilebilir. Lakin bunu dini kaygılarla,sevap kazanma umuduyla yapıldığı zaman, haşa! peygamberimize (Salat ve selam üzerine olsun) Allah adına hüküm koyma yetkisi vermiş oluruz. Ki, O mübarek te, Kur'andan başka birşeyle hüküm vermemiştir.

Her ne kadar bu tür hadislere "sahih" dense de, asrı saadetten günümüze sağlam olarak gelmiş hadislerin sayısı bir elin parmakları sayısıncadır ancak. Onlar da o zamanlar kitap haline getirilerek sabitlenmediğinden dolayı, onlarında sağlıklı olduğuna güvenmemiz sakıncalı olur.

Malumunuz, Allah'ın elçisi (Selam üzerine olsun) yanında küçük yaştan itibaren bulunan Hz.Ali, her daim beraber olan sadık arkadaşı Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman (Allah onlardan razı olsun) 'dan rivayet edilen hadisleri toplasak, ne kadar az oldğunu göreceğiz.

Mübareğin hayatı boyunca, her daim yanından ayrılmayan bu mübarek kişilerden bu denli az sayıda hadis rivayet edildiğine şahit olunca; hadislere neden güvenmediğimize hak vereceksinizdir umarım.

Saygılarımla, Allah'a emanet olunuz.

ebu Maruf 30. December 2010 03:02 PM

[QUOTE=Miralay;7495]ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana. :)

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.
[/QUOTE]
Ahzab 36. Allah ve [B][I][U][COLOR="Blue"]Resulü bir işe hüküm verdiği [/COLOR][/U][/I][/B]zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

hiiic 31. December 2010 12:32 AM

[QUOTE][B]alıntı;[/B]
Ahzab 36. Allah ve [U][I][B][COLOR="Blue"]Resulü bir işe hüküm verdiği[/COLOR][/B][/I][/U] zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. [/QUOTE]


Ahzab 36. [U][I][B][COLOR="Blue"]Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği[/COLOR][/B][/I][/U] zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

neden altını çizdiğiniz bölümde Allahın ismini çıkardınız,?? nede her defasında ALllahın ismini ve hükümlerini silip araya resulu koyma gayreti varki onu anlamadım hiç...

Allah ver resulu diyor ki bu hükümün adı; KURAN dır..
Dikkat ediniz, Sadece KURAN dır...

ama resul hükmü diye kendisi de yasaklamış olduğu halde 300 yıl sonra uydurulan hureyre v.b. rivayetlerini baz alacaksanız, buna Kurandan delil bulamazsınız...

Dikkat edin,,, Gerçekleri olduğu gibi görelim,,, kilise papazından farkımız olsun,, onlarda Allahın kitabını tevrat ve incili yanlarında taşıyorlar... sizlerde taşıyorsunuz...


[B]Cum’a 5
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. [/B]

Miralay 31. December 2010 06:16 AM

Selam ebu Maruf kardeşim.
Yazdığınız ayet için "amenna ve saddakna" diyorum.
Lakin bir ayeti değerlendirirken, o ayetin siyak ve sibakına ve hatta o surenin konu bütünlüğüne baktığımızda; ve hatta bu konuyu ilgilendiren diğer surelerdeki ayetleri irdelediğimizde cenabı hakk'ın esas muradını daha iyi anlarız diye fikrediyorum.

Tabii ki sizin de ilminizden hiç kuşkum yok. Mutlaka sizden de öğreneceğimiz çok şey var.

Saygılarımla. Allah'a emanet olunuz.

ebu Maruf 31. December 2010 07:45 AM

[QUOTE=hiiic;7508]Ahzab 36. [U][I][B][COLOR="Blue"]Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği[/COLOR][/B][/I][/U] zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

neden altını çizdiğiniz bölümde Allahın ismini çıkardınız,?? nede her defasında
[B][I][COLOR="RoyalBlue"]Dostum haşa o benim ne haddime sorulan soruya direk cevap diye o şekilde yaptım.
ALLAHU TEALANIN Hakim olduğu noktasında hiç kimsenin bir sorunu yok.
Ayrıca dikkat ederseniz soruda ALLAH dan başkasının hüküm yetkisi yoktur niteliğindedir.[/COLOR][/I][/B]
ALlahın ismini ve hükümlerini silip araya resulu koyma gayreti varki onu anlamadım hiç...
[B][I][COLOR="Blue"]Her defasında ALLAH ın hükümlerinin silinmesi noktasında bir gayret olduğunu belirtmişşiniz.
Benim bu şekilde hareket ettiğimimi gözlemlediniz acaba?
Sizin bakış açınızdan baktığımda yani niyet okuyuculuk adına.Sizinde müşrik olduğunuzu iddia etmem gerekli zira ALLAH lafzınıda Raul lafzınıda aynı şekilde yazıyorsunuz.ALLAH lafzını neden büyük yazmıyorsunuz.Yoksa ikisini ortak mı koşuyorsunuz demem gerekli.Fakat kalbleri bilen ALLAH dır[/COLOR][/I][/B]

Allah ver resulu diyor ki bu hükümün adı; KURAN dır..
Dikkat ediniz, Sadece KURAN dır...

ama resul hükmü diye kendisi de yasaklamış olduğu halde 300 yıl sonra uydurulan hureyre v.b. rivayetlerini baz alacaksanız, buna Kurandan delil bulamazsınız...
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum Hakim olan ALLAH dır.Ayetleri tek tek alırsanız ahzab süresindeki ayet boşuna nuzül etmiş görüntüsü olur.Aradaki bağı iyi anlamak gereklidir.
Mesela Gaybı ancak ALLAH bilir ayeti vardır halbuki başka ayet ALLAH istediğine bildirir ayetide vardır.
ikisinide ele aldığımızda ALLAH bildirmeden kimse kaybı bilemez ancak ALLAHın bildirdikleri bilebilir anlamı çıkar en azından ben öyle anlıyorum.Sadece ilk ayete bakmış olsaydım ALLAH dan başkası ghaybı kesinlikle bilemez demem gerekliydi.
Buradaki meselede buna benzer.ALLAH HAKİM dir fakat Rasuluna hüküm yetkisi vermiştir.[/COLOR]
[/I][/B]
Dikkat edin,,, Gerçekleri olduğu gibi görelim,,, kilise papazından farkımız olsun,, onlarda Allahın kitabını tevrat ve incili yanlarında taşıyorlar... sizlerde taşıyorsunuz...
[B][I][COLOR="Blue"]Bunu anlayamadım dostum.Söylemek istediğin masumiyet meselesi ise.
Ehli sünnet akaidine göre masum olan sadece peygamberlerdir.
Onlar dışında hiç bir yaratılmış korunmuş değildir.
Kilise papazları ile islam ilim adamları arasında çok fark vardır.
Hristiyanlar papa yı masum kabul edip onu peygamber gibi görürler.Daha Türkiyeye tememlli gelmeden kısa bir süre önce bir kısım insanla ALmanyada müzakere yaptık ellerinde yeni yazılmış bir incille geldiler.
Yada eskilerine bakalım.
Yuhanna,luther 4 ayrı İncil.
Bizim Kitabımız tek dir.
Bizim alimlerimiz yeni bir Kuran mı yazmaya kalkıyorlar.
Yada Martyin Lutherın söylediği gibi ALLAH la kulun arasına girilmez diye kilise rahiplerinin ruhbanlığına kızdığı meseledeki gibi onlar ALLAH adına insanların günahlarını bağışlarken hangi islam alimi tamam ben senin günahlarını bağışladım dediki buna şahit olan bir kişi varmı acaba?
Fakat ruhbanlığı iyi anlamayıpda muallimlikle aynı kefeye koyduğumuz zaman ne sizin ne benim nede bir başkasının burad bir şey anlatmaya,öğretmeye,yada bildirmeye hakkı yoktur.[/COLOR][/I][/B]

[B]Cum’a 5
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. [/B]
[/QUOTE]


selametle

ebu Maruf 31. December 2010 07:47 AM

[QUOTE=Miralay;7514]Selam ebu Maruf kardeşim.
Yazdığınız ayet için "amenna ve saddakna" diyorum.
Lakin bir ayeti değerlendirirken, o ayetin siyak ve sibakına ve hatta o surenin konu bütünlüğüne baktığımızda; ve hatta bu konuyu ilgilendiren diğer surelerdeki ayetleri irdelediğimizde cenabı hakk'ın esas muradını daha iyi anlarız diye fikrediyorum.

Tabii ki sizin de ilminizden hiç kuşkum yok. Mutlaka sizden de öğreneceğimiz çok şey var.

Saygılarımla. Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

Katılıyorum Miralay kardeşim.
Çok önemli bir meseleyi belirtmişsin teşekkür ederim

hiiic 31. December 2010 08:02 AM

tamam da, bende gaybı biliyorum...
Çünkü bende hamdolsun Allahın gaybı bildirdiği kişilerdenim..



***

[QUOTE][B]ebu Maruf alıntı;[/B]
Yada Martyin Lutherın söylediği gibi ALLAH la kulun arasına girilmez diye kilise rahiplerinin ruhbanlığına kızdığı meseledeki gibi onlar ALLAH adına insanların günahlarını bağışlarken [B][U]hangi islam alimi tamam ben senin günahlarını bağışladım dediki buna şahit olan bir kişi varmı acaba[/U][/B]?[/QUOTE]

ben şahidim, var böyle diyen islam büyükleri (!),,, mesela çokda derine inmeye gerekyok,, saidi nursi nur küllüyatını okuyan kurtulmuştur diye idda ediyor..

ama saidten daha sapıklarıda var,,, milletin peşinden koştuğu sapık adıyaman büyüğünün lafınıda duyalımda, sonra "kim demiş, duyan varmı, ne zaman gördün, hiç sana böyle dedim mi" tarzı seyrelme çalışmalarına muhatap olmayalım...

Duyduk duymadık demeyin;

[I]BUNLAR BİR SÜRÜDÜR.BU SÜRÜNÜN SAHİBİ PEYGAMBERİMİZDİR.BİZDE ACİZANE BU SÜRÜNÜN ÇOBANIYIZ.BİZDE HİÇBİRİNİN ZAYİ OLMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ.YORULURSAK SIRTIMIZDA TAŞIRIZ,O HASTA OLURSA İLAÇ VERİRİZ İYİLEŞTİRİRZ.İLLA ÖLECEKSE MUNDAR GİTMESİN DİYE KESERİZ.ÇOK ŞÜKÜR BU POSTA OTURDUĞUMUZDAN BERİ KURDA KAPTIRMADIK.ALLAH TEALA'NIN LUTFUYLA İMANSIZ GÖNDERMEDİK.''(GAVS_I SANİ K.S.A) [/I]

Bundan böyle sözün eğrisini eğik yazacağım...
ama bu konu bitmez,, şimdi soracaksınız tamam bunlar böyle daha başka duydunuz mu felan sonsuza gider paradox.

bide hep aklıma sonradan geliyorda editliyorum...
aslında ne varki bunlarda değil mi? onlar bizi sadece Allaha yaklaştırıyorlar, oyüzden onlara tabi oluyoruz öyle değil mi? Katılıyor musunuz?

ebu Maruf 31. December 2010 08:20 AM

Rivayetlere uydurma diyen matığınızla işinize geleni nasıl alıpda gerçekmiş gibi insanlara rivayet edip yutturmaya çalışıyorsunuz.
Hani uydurmadır hepsi.Neden duyduğunuz şeyleri insanlara uydurma olup olşmadan naklediyorsunuz.
Bakıyorum ravilik yapmaya başlamışsınız.
:)))

hiiic 31. December 2010 08:26 AM

anlamadım? bu ne demek, benim yazımla ne alakası var?

[QUOTE]Rivayetlere uydurma diyen matığınızla işinize geleni nasıl alıpda gerçekmiş gibi insanlara rivayet edip yutturmaya çalışıyorsunuz.
Hani uydurmadır hepsi.Neden duyduğunuz şeyleri insanlara uydurma olup olşmadan naklediyorsunuz.
Bakıyorum ravilik yapmaya başlamışsınız.
)) [/QUOTE]

Miralay 31. December 2010 08:51 AM

Bir de her zaman dikkatimi çeker, sorarım, bir türlü cevabımı alamam.

Hani "sahih" olarak bildiğimiz hadis kitaplarında binlerce hadis vardır. ..ki, bunlar da elemeden geçirilip te, tabiri caizse kalbur üstü kalan hadislerdir.

Birincisi, acaba elenip te kabul görmeyenlerin içerisinde de sahihleri var mıydı?

İkincisi, ki en çok merak ettiğim husustur bu; Resulullah (Selam üzerine olsun) ile hayatı boyunca beraber olan; Hz.Ali,Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman,Hz.Hasan,Hz.Hüseyin (Allah onlardan razı olsun)'den rivayet edilen hadislerin sayısı neden çok azdır. Değil mi? Halbu ki, en çok rivayeti onların yapması gerekmez miydi?

Tamam Hz.Aişe validemiz (Allah ondan razı olsun)'den en fazla hadis rivayet edilenlerdendir. Amenna. Mübarek validemiz, Allah'ın elçisi ile aynı çatıda yaşamıştır. Zamanının çoğunu hem resulle,hem de mübareğin sadık vede sıddık dostu olan babasıyla geçirdiğinden, çok olaya vakıf olmuştur. Buna şüphem yoktur.

Bir de bu konu üzerinde tefekkür edelim siterseniz.

hiiic 31. December 2010 09:07 AM

[B]Doğrudan doğruya Kuran’dan alarak ilhamı.
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı. [/B]

Mehmet Akif Ersoy (üzerine hadisci tanımam, hadis; söz demektir biliyorsunuz)
Allah rahmet eylesin.

ebu Maruf 31. December 2010 09:20 AM

[QUOTE=Miralay;7536]Bir de her zaman dikkatimi çeker, sorarım, bir türlü cevabımı alamam.

Hani "sahih" olarak bildiğimiz hadis kitaplarında binlerce hadis vardır. ..ki, bunlar da elemeden geçirilip te, tabiri caizse kalbur üstü kalan hadislerdir.

Birincisi, acaba elenip te kabul görmeyenlerin içerisinde de sahihleri var mıydı?
[B][I][COLOR="Blue"]Tabiki buda mümkün olabilir.Fakat ulaşmadığı için sorumlu olmayız sanırım.[/COLOR][/I][/B]
İkincisi, ki en çok merak ettiğim husustur bu; Resulullah (Selam üzerine olsun) ile hayatı boyunca beraber olan; Hz.Ali,Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman,Hz.Hasan,Hz.Hüseyin (Allah onlardan razı olsun)'den rivayet edilen hadislerin sayısı neden çok azdır. Değil mi? Halbu ki, en çok rivayeti onların yapması gerekmez miydi?
[B][I][COLOR="Blue"]ALLAHU ALİM sebebi onların devlet yönetimi içerisinde olması ve zaman sorunundan dolayı irşad ve sohbetleri azaltmasından olabilir.[/COLOR][/I][/B]
Tamam Hz.Aişe validemiz (Allah ondan razı olsun)'den en fazla hadis rivayet edilenlerdendir. Amenna. Mübarek validemiz, Allah'ın elçisi ile aynı çatıda yaşamıştır. Zamanının çoğunu hem resulle,hem de mübareğin sadık vede sıddık dostu olan babasıyla geçirdiğinden, çok olaya vakıf olmuştur. Buna şüphem yoktur.

Bir de bu konu üzerinde tefekkür edelim siterseniz.[/QUOTE]

selametle

ebu Maruf 31. December 2010 09:21 AM

[QUOTE=hiiic;7527]anlamadım? bu ne demek, benim yazımla ne alakası var?[/QUOTE]

Bir şeyhin sözünü naklediyorsunuz.Ravi oluyorsunuz yoksa ravinin ne manaya geldiğini bilmiyormuydunuz.

hiiic 31. December 2010 09:35 AM

[B]ALLAHU ALİM sebebi onların devlet yönetimi içerisinde olması ve zaman sorunundan dolayı irşad ve sohbetleri azaltmasından olabilir.[/B]

tabi toplantılar uzun sürüyordur, özellikle avrupa birliği gelişim süreci için yoğun çalışıyorlardı...

***

diğer ravi mavi demişsin o lafına cevap dahi yazacak değilim sen otur neden yazmıyacağımı kendin düşün... laf olsun diye laf yazmışsın,,, çamur at izi kalsın..

ebu Maruf 31. December 2010 09:57 AM

[QUOTE=hiiic;7549][B]ALLAHU ALİM sebebi onların devlet yönetimi içerisinde olması ve zaman sorunundan dolayı irşad ve sohbetleri azaltmasından olabilir.[/B]

tabi toplantılar uzun sürüyordur, özellikle avrupa birliği gelişim süreci için yoğun çalışıyorlardı...

***

diğer ravi mavi demişsin o lafına cevap dahi yazacak değilim sen otur neden yazmıyacağımı kendin düşün... laf olsun diye laf yazmışsın,,, çamur at izi kalsın..[/QUOTE]

Dostum alim insanların rivayetlerine inanmanın yanlış olduğunu belirttiğin halde senin rivayetlerine inanılmasını bekliyorsun.Yoksa senin kutsal bir kişi olduğunumu sanıyorsun.
Yoksa ravilik ALLAH katından sadece sana verilmiş bir haktırda.ALLAH Rasulundens.a.v rivayet eden raviler ALLAH onlara izni vermediği halde rivayetmi ediyorlar.
Benimkisini çamur atmak olarak nitelendiriyorsan sen onca alime ve sahabeye çamur atıyorsundur.

hiiic 31. December 2010 10:25 AM

[QUOTE=hiiic;7522]tamam da, bende gaybı biliyorum...
Çünkü bende hamdolsun Allahın gaybı bildirdiği kişilerdenim..



***
[U]ebu Maruf alıntı;
Yada Martyin Lutherın söylediği gibi ALLAH la kulun arasına girilmez diye kilise rahiplerinin ruhbanlığına kızdığı meseledeki gibi onlar ALLAH adına insanların günahlarını bağışlarken hangi islam alimi tamam ben senin günahlarını bağışladım dediki buna şahit olan bir kişi varmı acaba? [/U]


ben şahidim, var böyle diyen islam büyükleri (!),,, mesela çokda derine inmeye gerekyok,, saidi nursi nur küllüyatını okuyan kurtulmuştur diye idda ediyor..

ama saidten daha sapıklarıda var,,, milletin peşinden koştuğu sapık adıyaman büyüğünün lafınıda duyalımda, sonra "kim demiş, duyan varmı, ne zaman gördün, hiç sana böyle dedim mi" tarzı seyrelme çalışmalarına muhatap olmayalım...

Duyduk duymadık demeyin;

[I]BUNLAR BİR SÜRÜDÜR.BU SÜRÜNÜN SAHİBİ PEYGAMBERİMİZDİR.BİZDE ACİZANE BU SÜRÜNÜN ÇOBANIYIZ.BİZDE HİÇBİRİNİN ZAYİ OLMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ.YORULURSAK SIRTIMIZDA TAŞIRIZ,O HASTA OLURSA İLAÇ VERİRİZ İYİLEŞTİRİRZ.İLLA ÖLECEKSE MUNDAR GİTMESİN DİYE KESERİZ.ÇOK ŞÜKÜR BU POSTA OTURDUĞUMUZDAN BERİ KURDA KAPTIRMADIK.ALLAH TEALA'NIN LUTFUYLA İMANSIZ GÖNDERMEDİK.''(GAVS_I SANİ K.S.A) [/I]

Bundan böyle sözün eğrisini eğik yazacağım...
ama bu konu bitmez,, şimdi soracaksınız tamam bunlar böyle daha başka duydunuz mu felan sonsuza gider paradox.

bide hep aklıma sonradan geliyorda editliyorum...
aslında ne varki bunlarda değil mi? onlar bizi sadece Allaha yaklaştırıyorlar, oyüzden onlara tabi oluyoruz öyle değil mi? Katılıyor musunuz?[/QUOTE]

Yani şurda sana sunduğum cevabı aklın sıra dayanaksızca çürütmek için elinden gelen inatçılığı körce bve dayanaksızca yaptın ya ben sana bişey daha ne diyim? ne desem boş üzerine varsamda soluyorsun varmasamda soluyorsun. Al işte senin alimin gavsın senin çobanındır... kabul ettiysen bana ne...

Benim vekilim yanlız Allah,,, sizin dininiz size benimkiside bana,,,
bana Allahı bırak alimlere tap mı demek istiyorsun? ben anlamadım sn ne yapmaya çalışıyorsun 2 de bir..

Sana ayet gösterdik dedin ki ama hadiste böyle diyor dedin
sana hadis gösterdik ama başka hadista bak başka diyor dedin..
Ben senin çelişkili sözlerinden bişi anlamadım..

sonra alimler dedin sapıkmı dedin? işte sana yukarda sözlerini açıkladım..
bu seferde tutmuş bana sen mubarekmisin diyip duruyorsun? sen ne saçmalıyorsun ben bişi anlamadım ki? ne demek istiyorsun şunu söylesene? peygambere mi tapalım arkadaşım?

Benim rabbim Allah seninkini bilmem yolun açık olsun, sonuna kadar yolun var,,, ben senin inandığın saçmalıktan mesul değilim sende benim uyduğum vahiyden benim adıma mesul değilsin.. hala neyi ispat etmeye (ispat da lafın gelişi henüz aydınlatıcı bir delillinde yok,,, olsa zaten 2 dk beklemem hemen kabul ederim) çalışıyorsunuz?

Size ayet sunuyoruz beğenmiyorsunuz, hadis beğenmiyorsunuz,,, yok işte Kuranda sadece kurana uyun diyor, peygamberde Kurana uyun diyor, ne inatçı şeytanlığın luzumu ne,,, hiç olmayacak hiç aakası olmayan yerden adamları kafanıza göre alim idda ederek lafını dini hüküm getirmenin ne işi var...

arkadaşım müslümanım demeyin o zaman,,, benim deyin peygamberim sahih buhari diyin, adımda tarikatçı diyin yolunuz açık olsun... burda boş gevezelikle müslümanları zan altında bırakmayın.


***
Alim insanlara bak yaaa, ne alimlermiş Kuranın üstüne , Allahın kelamnının üstüne laf getirmişler,,, ben öyle alimlerin burnuna gaz salayım... dürrükten alimler... azıcık bilimle uğraşında alim neymiş görün öğrenin... bırakın bu boş kuru davaları... arkası çok tehlikeli, sonra alimlerinle cehenneme gidersinde çatalınıza malzeme koyarlar,, demedi deme. amaaaa size sayılı günlerden başka ateş dokunmaz şimdi öyle değil mi :) anca uydurun bakalım alimlerinizle... Gerçek alimlere karşı diş bilersiniz, cahilleri alim ilan edersinniz.. sizin hakkınızdan Allah gelecektir...

Anonymous 31. December 2010 03:03 PM

[QUOTE=ebu Maruf;7496]Ahzab 36. Allah ve [B][I][U][COLOR="Blue"]Resulü bir işe hüküm verdiği [/COLOR][/U][/I][/B]zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.[/QUOTE]

Kuranın bütününe hakim olmayan ve ayet cımbızlayarak tek ayetler üzerine kafa yoran bir insan [U]itaat edecek Resulun yaşamadığı bir ortam ve zamanda[/U] [B]leş kargaları[/B]nı takip eder ve burnu da pislikten kurtulmaz.


O halde en güzeli Kuran'dan bakalım peygamberimizin "hüküm" hakkı nereye kadarmış. Yani bu verilen ahzab suresinde anlatılmak isteneni o zaman daha iyi anlarız.


[B]Yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken[U] nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar?[/U]


(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, [U]Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet[/U] ve [U]sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma[/U].

[U]Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet[/U]. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.

[U]De ki[/U]: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda k[U]ulların arasında sen hükmedersin[/U].”
[/B]


Demek ki peygamberimiz Kuran ile hükmetmiş kafasına göre değil. Peki neden Kuran ile hükmetmek lazımmış?

[B]Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. [U](Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi[/U]. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile [U]âlimler de öylece hükmederlerdi[/U]. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. [U][COLOR="Red"]Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir[/COLOR][/U].

Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. [COLOR="red"][U]Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.[/U][/COLOR]

[U][COLOR="red"]İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, fasıkların ta kendileridir.[/COLOR][/U][/B]


Kalbi mühürlenmeyenler için bu ayetler her şeyi yeterince açıklamaktadır. Resulun din adına hüküm yetkisi olmadığı için resulün şahsına uymak diye bir şey de yoktur.

[U][COLOR="red"]Evet. Herkes resule uymak zorundadır. Çünkü Resul de Allahın hükümlerini uygulamıştır kendi hükümlerini değil.[/COLOR][/U] Dolayısıyla Resulden bize gelen hüküm içeren sözlerden hangisi doğru hangisi leş kargalarına ait uydurmalar diye Kurana bakarak kolaylıkla ayırtedebilirsiniz. Allah Kuranı hak ile batılı ayıran bir ölçü olarak indirmiştir. Batılın takipçisi ve savunucusu olmayınız.

[COLOR="Red"][B]Ayrıca sözkonusu ayette Resul yani elçi deniyor. Yani bir hükümdar (adı üstünde hüküm veren demektir) bir de elçi vardır. [U]Elçinin kendi hükümleri yoktur, olamaz[/U]. Hüküm yalnızca Allah'ındır. İslam dini Allah+peygamber limited şirketi gibi değildir, bunu düşünmek bile itikadı bozar.[/B][/COLOR]

Selamlar.

hiiic 31. December 2010 10:33 PM

İncilden bir pasajı sizlerle paylaşmak istiyorum,

[B]BÖLÜM 14

İsa Tanrı'ya Giden Yol

Yu.14: 1 "Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı'ya iman edin, bana da iman edin.

Yu.14: 2 Babam'ın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum.

Yu.14: 3 Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım.

Yu.14: 4 Benim gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz."

Yu.14: 5 Tomas, "Ya Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, yolu nasıl bilebiliriz?" dedi.

Yu.14: 6 İsa, "Yol, gerçek ve yaşam Ben'im" dedi. "Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez.

Yu.14: 7 Beni tanısaydınız, Babam'ı da tanırdınız. Artık O'nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz."

Yu.14: 8 Filipus, "Ya Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter" dedi.[/B]

Peygamber hak iddasında bulunuyorlar,,, ama BABAYI alırlar...
Bu kısassad akıl ve ilim sahipleri için ibretler vardır...
İşte bu emirleri onlara ALlah emretmedi onlar kendisi yazdılar.. baksın tarikatlılar ve peygamberlerin ardına uydurulanları geçkek sananlara ibret olsun

ebu Maruf 1. January 2011 05:12 AM

[QUOTE=Anonymous;7572]Kuranın bütününe hakim olmayan ve ayet cımbızlayarak tek ayetler üzerine kafa yoran bir insan [U]itaat edecek Resulun yaşamadığı bir ortam ve zamanda[/U] [B]leş kargaları[/B]nı takip eder ve burnu da pislikten kurtulmaz.


O halde en güzeli Kuran'dan bakalım peygamberimizin "hüküm" hakkı nereye kadarmış. Yani bu verilen ahzab suresinde anlatılmak isteneni o zaman daha iyi anlarız.
[/QUOTE]

ALLAHU TEALA boş sözmü söyler ALLAHın Kitabınamı hakaret ediyorsun.
ALLAHU TEALA ilerde amel edilmeyecek ayetlermi vahy etti.
Kendi kıt anlayışınızla haşa ALLAH ın Kelamına eksiklik atf ediyorsun.

FEDAKARADAM 1. January 2011 12:33 PM

[QUOTE=Apollonius;4397]mezhepçi bey ile mezhepçi hanım kalktıklarında sağ ayak ile yataklarından kalkmalıdırlar. Hayırlı işler sağ, hayırsız işler sol ayakla yapılır. Birazdan eğer birisi tuvalete girecekse sol ayakla girer. Tuvalete başı kapalı girmekte sevap vardır. Tuvalette iken konuşulmaz, eğer biri tuvaletin dışından soru sorarsa bu münasebetsize cevap vermemek daha uygundur. Eğer evdeki tuvalet alafrangaysa, bu tuvaleti yıktırıp alaturka yaptırmak daha uygundur. Erkekler ayakta küçük tuvalet yapmak gibi uygunsuz tarzdan kurtulmalı, oturarak küçük tuvaleti yaparak sünnet sevabı kazanmalıdırlar. Eğer çiftimizden biri yıkanacaksa en azından belinde peştemalle yıkanması gerekir. Çünkü kişi tek başına tuvalette iken bile avret yerini kapalı tutmaya çalışmalıdır. Her ne kadar insanlar görmüyorsa da melekler ne de olsa insanları görür, meleklerden utanmak lazımdır. Yıkanırken önce sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek gibi sıralara uyulmalı ve kitaplarda yıkanma ile ilgili yazılan Arapça dualar ezberlenip okunmalıdır. Şampuan tipi yıkanma maddeleri kullanıyorlarsa, bunların çoğu alkol içerdiği için bunlar kullanılmayacaktır. Alkolsüzü bulunacaktır. Dişleri temizlemek için misvak kullanılmalıdır. Bu arada dişlere iyi bakılmasında fayda vardır. Çünkü kimi alimlere(!) göre dişe dolgu yapılırsa boy abdesti olmaz, kişi cenabet gezer. Bu yüzden dişin çürümesi, komple dişi çektirip dişsiz kalmayı veya çıkmalı takma dişler taktırmayı gerektirecektir. Çıkmalı takma dişler boy abdesti alırken çıkarılıp, bunların altı ıslatılmalıdır, yoksa kişi cenabet gezmeye devam eder.

Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevap kaçırılmamalıdır. Sarığın yedi metre olması daha uygundur. Giyilecek elbiseler yeşil, siyah veya beyaz olmalıdır. Sarı veya kırmızı giymemek gerekmektedir. Çiftimiz yemeğini yer sofrasında yemeli, sonradan çıkma masa tipi uyduruk şeylerde yememelidir. Yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak alta alınıp oturulur. Yemek tek bir kap içinde ortaya konularak yenilir. Yemekte çatal, kaşık gibi aletlerden kaçınılmalıdır. En sevap yemek yeme şekli üç parmakla olur. Bu üç parmak bile bellidir. Baş, işaret ve orta parmaklar. Yemeğe tuz ile başlamak iyidir. Yemekte su içilirse üç nefeste içilmeye gayret edilmelidir. Yemek kesinlikle sağ elle yenmelidir. Sol elle yenilenleri şeytan yemiş olur. Yemek bitince üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir. Böyle sünnetleri kaçırmamak lazımdır. Aynaya bakmak sünnettir. Erkek aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli, sakalı bir tutamı geçtiyse kesmelidir. Sakalı bir tutamdan az kesmek düşünülemez, değil ki pasparlak olmak. Erkeğin gözüne sürme çekmesi, saçlarını yağlayıp ortadan ayırması da hep sevap getiren fiillerdir.

Kadın ise saçını uzatmalı, kesinlikle kesmemelidir. Kadınların kaşını aldırması çok büyük günahtır. Kadın evden çıkacaksa yanında kocası, kardeşi gibi mahremi olmadan 90 km’den fazla gitmesinin haram olduğunu unutmamalıdır. Aslında kadın için en iyisi mümkün olduğunca dışarı çıkmadan evde oturmaktır. Fakat dışarı çıkacak olursa iyice örtünmeli, koku sıkmasının haram olduğunu unutmamalıdır. Kadın için en iyisi komple örtünmesi, eldiven giymesidir. Hatta kadının kestiği tırnakları bile kadından bir parça sayıldığı için, yabancı bir erkeğe göstermeden toprağa gömmesi gerektiğini bir çok mezhep alimi (!) söylemiştir.

Televizyonun seyredilip seyredilmeyeceği tartışmalı bir konu olduğu için eve hiç televizyon almamak en iyisidir. Çünkü resim haramdır. Televizyondaki görüntüler resimlerin arka arkaya geçişi olduğu için bunun da haram olduğunu iddia edenler vardır. En azından mezheplere göre bunun şüpheli olduğu kesindir. Mezheplere göre ise şüpheli şeyleri terk etmek en isabetli davranıştır. Radyo dinlemek de çok tehlikelidir. Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi haramdır. Radyoda sürekli bunlar çıkacağı için mezhepçi çiftimizin bunları eve sokmaması gerekir. Eğer çiftimiz cinsel ilişkiye girmek isterse çırılçıplak bir şekilde bunu yapmanın meleklere karşı utanmazlık olduğunu unutmamalıdırlar. Mümkünse yorgan tipi bir örtünün altında, birbirlerinin cinsel organlarına bakmadan cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir.

Eve girerken de, çıkarken de sağ ayak kullanılmalıdır. Eve meleklerin girmesini engelleyen köpek kesinlikle sokulmamalıdır. Evdeki yataklar, oturma grupları hep yerin üstünde olmalı, ayaklı olanlarından sakınılmalıdır. Uyurken abdestli uyunmalıdır. Çünkü abdestli ölenin şehit olacağı söylenmektedir. Uyurken sağ el başın altına alınıp, sol el salınacak ve sağ tarafın üstüne yatılacaktır. Yüzü koyun yatmak en kötüsüdür. Böyle yatan çiftler birbirlerini ve çocuklarını uyandırıp düzeltmelidirler...

mezhepçiler insanın her saniyesini dolduran, insanın rahat bir banyo bile yapamayacağı bir sistem oluşturmuşlar ve bunu da din diye ne yazık ki bir çok insana yutturmuşlardır. Fakat Allah’ın gerekli kılmadıklarıyla dolu bu zorlukların sistemine mezhepçilerin birçoğu bile uyamamışlardır. Yalnız ve yalnız Kuran din yapılıp, Kuran dışı kaynaklar reddedilip, Kuran’ın yeterliliğine güvenilmeden bu sorunlar çözülemez. Başarı bu en kolay, en mantıklı yoldadır.

[URL="http://www.diniyazilar.com/oku.asp?hid=1888"]kaynak[/URL][/QUOTE]

Bir kere mezhepçi tabiri çok yanlıştır.Sizler şucu bucu diye adlandırırsanız bu işler maskara olarak karşımıza çıkar.Asıl diyeceğiniz şudur ki onu da bilemediniz.

"Ehli sünnet mensupları " diyecektiniz.

MESELEYE GELELİM...

BİR KERE O ANLATILANLARIN BÜYÜK BİR KISMI HADİSLERDEN KAYNAKLANMIŞTIR.YAPILAN İŞLER SÜNNET NİTELİĞİNDENDİR.SİZLER İSE TAM TERSİNE FARKINDA OLMADAN YOBAZLIK YAPIP KURU BİR AMELLE İSLAM'I YAŞADIĞINIZI SANIYORSUNUZ.

BRE GAFİLLER!. SÜNNETLER OLMASA BU PEYGAMBERİMİZE NASIL UYACAĞIZ BU KADAR CAHİLLİK NEYİN NESİDİR?.HADİS VE MEZHEP DÜŞMANLARI ASLINDA DİN DÜŞMANIDIRLAR.DİNİ DAR BİR KALIBA SIĞDIRIP İSLAM'I AVUCUNA ALIP ÇOCUK GİBİ OYUN OYNAMAK İSTERLER.MEZHEPSİZLERİN SONU DİNSİZLİKTİR.MEZHEPSİZLER KURU BİR İMAN SAHİBİDİRLER.ONLARIN İMANINI KURTARMASI MUHALDİR.MEZHEPSİZLER NAMAZ DA KILMAZLAR SADECE DİN VE AHİRETLE İLGİLİ İLERİ GERİ KONUŞURLAR.ALLAH ONLARI İSLAH ETSİN...

ALLAHIM SEN BU MEZHEPSİZLERİ KALBİNİ AÇ VE ONU İMANIN NURUYLA DOLDUR(AMİN)

Anonymous 1. January 2011 06:45 PM

[QUOTE=ebu Maruf;7598]ALLAHU TEALA boş sözmü söyler ALLAHın Kitabınamı hakaret ediyorsun.
ALLAHU TEALA ilerde amel edilmeyecek ayetlermi vahy etti.
Kendi kıt anlayışınızla haşa ALLAH ın Kelamına eksiklik atf ediyorsun.[/QUOTE]


Ya laflarımı anlamayacak kadar idrak yollarınız tıkanmış ya da bilerek anlamayıp benim söylemediğim sözleri iddia ederek ve bu şekilde bana saldırarak konuyu savunabileceğiniz bir noktaya çekmeye çalışıyorsunuz. Bu konuda sizin savunabileceğiniz bir durum yok zira ben de resul gibi kitaba yani Allahın emirlerine uyma taraftarıyım. Dolayısıyla resule de uyarım. Sizin takip ettiklerinizin din adına leş kargalarının uydurduğu uydurma hadislerden türettikleri emirlere uyarak din kisvesi altında onları Rab edinmekten Allaha sığınırım. Allahın dininin ortağı yoktur. Peygambermiş melekmiş keramet sahibi zatmış vb. müşriklerin tüm ortak koşma çeşitlerinden Allaha sığınırım. Benim peygamberim yüce bir görevi yerine getirmeyi kabul etmiş üstün ahlak sahibi bir insandır. Süpermen olmadığı gibi dine hüküm getirici de değildir. Allahın indirdiği ile hükmedicidir. bir önceki mesajımda vermiş olduğum ayetler gayet açık ve net. Ağzımızda dua diye bir şeyler geveleyip kafamızı sallayarak Hinduist yöntemlerle transa girip kafamızı bulup gelip burada saçmalamıyoruz, kitap okuyup söylüyoruz.

ebu Maruf 1. January 2011 07:55 PM

Tamam dostum seninle cedelleşmeyeceğim lütfen benim yazılarımada cevap hakkı şeklinde yazıda bulunmaki olaylar cedelleşmeye varmasın.
Ben inşaALLAH size cevap hakkı düşmemesine gayret göstereceğim

Anonymous 2. January 2011 01:23 AM

[QUOTE=ebu Maruf;7698]Tamam dostum seninle cedelleşmeyeceğim lütfen benim yazılarımada cevap hakkı şeklinde yazıda bulunmaki olaylar cedelleşmeye varmasın.
Ben inşaALLAH size cevap hakkı düşmemesine gayret göstereceğim[/QUOTE]

Selam ebu Maruf kardeşim.

Asla sataşmak gibi bir amacım olmadı. Doyurucu bir şekilde inancımı açıkladığımı düşünüyorum. Sizin, benim söylediklerime itiraz edecek ilimsel argümanlar sunmak yerine söylediklerimi ÇARPITIP söylemediğim şeyler haline getirip o şekilde savunma yapmanız, yani safsataya yönelmeniz nedeniyle o şekilde konuştum. Size ayetlerle delil sunan bir Kuran takipçisine [I]"ALLAHU TEALA boş sözmü söyler ALLAHın Kitabınamı hakaret ediyorsun. ALLAHU TEALA ilerde amel edilmeyecek ayetlermi vahy etti. Kendi kıt anlayışınızla haşa ALLAH ın Kelamına eksiklik atf ediyorsun.[/I]" gibi bir ithamda bulunmak saçma bir savunma şeklidir. Bir sebepten dolayı şu an askere gitmek istemeyen bir Türk'e "yoksa sen terörist misin" demek kadar alakasız bir çıkarımdır. Beni itham ettiğiniz şeyi iyi düşünün lütfen.

[url]http://www.safsatakilavuzu.com[/url]

adresinden ücretsiz okuyabileceğiniz neredeyse tüm yöntemleri uygulayan "bir densiz" forumumuzda mevcutken, yaklaşımını oldukça farklı gördüğüm sizin de benzer bir yönteme yöneldiğinizi görmekle üzülmüştüm. Amacınız saldırmak değil bilgi paylaşımı olursa elbette daha farklı olur. Ben sizin fikrinizi değiştirmekle uğraşmam, amacım da bu değil. Ben yalnızca kendi inancımı açıklarım. Siz sordukça daha detaylı açıklarım. Yeter ki konuyu savaş moduna sokup söylenenleri saptırmayın. Bu arada ben sıkça kullandığım "leş kargaları" kalıbı ile size veya alimlerinize değil, "hadis uydurucularına" hitap ediyorum. O yüzden bu sözümü inancınıza hakaret olarak algılamayınız. Hadis uyduran bir kişi hakkında görüşünüzün farklı olduğunu düşünmüyorum, o yüzden bu kalıbı kullandığım yerleri yanlış anlamayıp dikkatli okuyunuz. Bende alim fanatikliği yoktur. Kendim doğru yolda olduğumdan ölene dek emin olamayacağım için aksi görüşte olanları -Kuran'da açıkça yazmayanlar haricinde- yanlış yolda görmem. Hepsinin delil ve gerekçelerini araştırırım. Amacım savunduğum görüşlerime kaynak/delil aramak değil doğruyu aramaktır. Benden çok bilen herkes bana göre alimdir. Sizinle aynı görüşte olmayan İslam alimlerini takip ettiğim kadar sizinle aynı görüşte olan alimleri de takip etmekteyim ve hatta Müslüman olmayan alimleri de [U]elimdeki şaşmaz ölçü[/U] oranında dikkate almaktayım. Kuran gibi bir rehberim, hak ile batılı ayıran bir ölçüm varken bütün kaynakları isme takılmadan karıştırırım, faydalanırım. Kuran'a zıt düşmeyen laf falanca alimin lafıymış veya ateistin lafıymış benim için [U]farketmez[/U].

Ayrıca kimse doğru yolda olduğundan emin olamaz. Kimin hidayette olduğunu en iyi Allah bilir.

Resul konusuna gelince inancımı size açıklamıştım ama daha da açayım:

Geleneksel İslam anlayışında peygamberlerin Allah'ın yanında "hüküm oluşturmaya" bir yetkileri olduğu, özel güçleri olduğu, gaybı bildiği vb. inançları bulunmaktadır. Benim Kuran'dan "bütününe bakarak" anladığıma göre ise böyle bir şey yoktur. Peygamberler Allah'ın indirdiği hükme yani kitaba uyarlar. Allah'ın [U]tebliğ görevi ile ilgili indirdiği ne kadar vahiy varsa[/U] hepsi aynı kitap yani Kuran içindedir. Dolayısıyla vahiysiz peygamber hüküm veremez. Ayrıca peygamber Allah katından zembille gelmemiş, aramızdan seçilmiştir. Kuran'ın yıllarca süren iniş sürecinde öncesinde tebliğ ettiği din açıdan eğitimsiz olan [U]peygamber de eğitilmiştir.[/U] Yani peygamberimiz de Kuran tamamlandığı anda Kuran'ın tamamına hakim olabilmiştir. O da aşama aşama özümseyerek öğrenmiş ve o dönemdeki insanlara öğretmiştir ve o ana kadar inmiş olan ve sözkonusu duruma göre inmekte olan ALLAHIN HÜKÜMLERİ İLE HÜKMETMİŞTİR. Peygamberimizin o dönemde oluşan olaylarla inen ayetlere doğrudan muhatap olarak bizlerden daha çok anlayacağı ve bizlere daha iyi anlatacağı muhakkaktır fakat bu hüküm çıkartma şeklinde değil, inen vahyi yani Kuran'ı anlatma şeklindedir. Dolayısıyla peygamberi hüküm sahibi değil hüküm uygulayıcısı olarak gördüğüm için peygamberden kaldığı öne sürülen "Kuran desteksiz hüküm bildiren sözleri" ortamı boş bulan leş kargalarının uydurmaları olarak görüyor ve bu konuda en ufak şüphe duymuyorum. Peygamberi Rableştirmediğim ve süpermen olarak görmediğim ve insan olarak gördüğüm için ve buna dair Kuran'dan yeterince delilim olduğu için peygamberin kendi kendine gaybı bilmediğini biliyor ve peygamberden geldiği öne sürülen gayb ile ilgili sözleri de leş kargalarının uydurmaları olduğuna inanıyorum. Ayrıca "sayılı zikir" vb. ile ilgili peygamberden kaldığı iddia edilen sözleri de Kuran'ın bütününde anlatılanları göz önünde tuttuğum için dikkate almıyor ve aynı şekilde değerlendiriyorum. Alimler konusuna gelince alimlerin bir araya gelip Allah'ın ucunu açık bıraktığı yuvarlak bir konuda. "Aslında Allah şunu demek istemiştir" diyerek Allah adına zanda tahminde bulunarak, Allah'ın niyeti hakkında bilmedikleri şeyleri söyleyerek insanlar uygulasın diye [U]dini hüküm çıkartmalarına[/U] karşıyım. Ucu açık kalması gereken konu ucu açık kalması gerektiği için açıktır. Allah bu konu ile ilgili yani kesin olmayan konular ile ilgili de hükmünü yanılmıyorsam Enam suresinde bildirmiştir.

Sizi kırdığım için özür dilerim, amacım yalnızca kendimi doğru ifade etmekti, o yüzden yazdıklarımı saptırmanıza ve alakasız yerlere sürükleyerek beni [U]olmadığım şekilde itham etmenize[/U] sessiz kalamadım.

Hakkınızı helal edin lütfen. Benim varsa helal olsun. Yüce Rabbimiz hepimizi doğru yoluna iletsin.

ebu Maruf 4. January 2011 06:41 PM

[QUOTE=Anonymous;7572]Kuranın bütününe hakim olmayan ve ayet cımbızlayarak tek ayetler üzerine kafa yoran bir insan [U]itaat edecek Resulun yaşamadığı bir ortam ve zamanda[/U] [B]leş kargaları[/B]nı takip eder ve burnu da pislikten kurtulmaz.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum bu ifadelerin hiçde müzakereci bir uslüp değil[/COLOR][/I][/B]



Selamlar.[/QUOTE]

Bu sebeble o şekilde yazmak durumunda kaldım.
Desenki yanlış düşünüyorsun şundan dolayı anlarım.
Lakin hakaret vari uslüp olunca bende hatanızı anlayasınız diye o şekilde yazdım.
Bundanda sonuç olarak rahatsız oldunuz.
Bende insanların sözlerinizden rahatsız olabileceğini bu vesile ile anlatmaya çalıştım.
Benimde hakkım varsa helal olsun.
Hüküm ile ilgili meselede HAKİM olan ancak ALLAH dır.
Lakin ALLAHIN kitabıyla hükmediniz.Diye Ayeti kerimeler vardır.
Yani ALLAHU TEALA hüküm yetkisini değilki Peygamber s.a.v e sıradan insanlara bile vermiştir.
Yani KURANDAN anladıkları üzere hüküm yetkisi vermiş.
Bu Yüce KİTABIDA ALLAH RASULUNden a.s daha iyi anlayacak olan mahluk olmadığına göre Onun s.a.v hükümleri bizi bağlayıcıdır.
Yoksa burda hükmedici manasında sizin belirttiğiniz gibi ltd şirketi değildir.
Sen bile benim yazıma cevap verirken KURAN a göre hükmediyorsun en azından öyle olduğuna inanıyorsun.
Bu durumda ALLAH Rasulu s.a.v Kuran anlayışı dışında bir hükümde bulunurmu.
Lakin Kuranda açıkça bahsi geçmeyen yada tearüz gibi anladığımız meselede ALLAH Rasulunun s.av hükmü bağlayıcı olmazsa ne senin nede benim hükmümüz bağlayıcı olur.
Hüküm lafzının tasarrufen ve kanun koyucu olarak iyi anlamak gerek.Kanun koyucu sair olan ALLAHU TEALA dır.
Lakin insan hükmetme tasarrufuna sahiptir.
Kanun koyucu değildir.



selametle

hiiic 4. January 2011 06:50 PM

[QUOTE]Bu Yüce KİTABIDA ALLAH RASULUNden a.s daha iyi anlayacak olan mahluk olmadığına göre Onun s.a.v hükümleri bizi bağlayıcıdır.[/QUOTE]


yaa yazılarını dahi okumak istemiyorumda (çünkü apaçık yalancısın ve cahilsin) şu yazıya bak yaaa..

git musayla bilgin kulun hikayesini bul oku beni yorma... hadi canım, böyle bilmeden etmeden konuşuyorsun, sen bizi de kendin gibi cahil mi sandın?

Ya yorma kardeşim beni sapık sapık konuşma yürü git azıcık kuran oku... yarısına gelince geldim de de seni muhatap alayım yaa. bu kadar gereksizlik olmazki... peygamnberlerden daha bilginleri vardır mevcuttur. peygamber ancak tebliğcidir başka değil... hadi kıvırrın bakalım başlayın çalkalamaya kıvırrrrrr.

hiiic 4. January 2011 06:55 PM

[B]Mâide 49
(Sana şu talimatı verdik): Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan çıkmışlardır. [/B]

ama bu vahiy ne demekki? onu kimse bilmez öyle değilmü? buhari bilir bunları en çok ebu hureyre bilir bunları...

ALlah emrediyor ki (buna peygamberde dahil (üzerine söz söyleme hakkı varmı sen cevap ver)) Bu Kitapla HÜKMEDECEKSİNİZ..........

sen hala bi yerlerden laf bulup getiriyorsun.. peygamber bile laf getiremezken sen bul bakalım... hadi çalkala araştır bakalım ne bulup kopyalıcaksın... kıvırrr

hiiic 4. January 2011 07:03 PM

[B]Mâide 109
Allah'ın peygamberleri toplayıp da "Size ne cevap verildi" dediği gün, "Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyle bilen ancak sensin" diyeceklerdir. [/B]


Peygamberler sizin verdiğiniz cevaplardan habersizler... uydurun bnaklalım arkalarından... uydurunn.. çakalayın kıvırınnnn...

[B]Mâide 117
Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyle görensin. [/B]

Peygamber öldü... şu anda üzerinizde gözcü sadece Allah var ve Kitabı Kurandır...
ama durmayın hadi çalkalayın kıvırınnnn bişiler uydurun hemcecik şurda iki dakkada hadi kıvırın...

[B]En’âm 159
Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir. [/B]

Mezhep var mı Kuranda? Kuranda yok ama peygamber mi dedi? nerde dedi hureyre de dedi? kimö yazdı buhari yazdı? kim beğendi mezhepçiler beğendi? sen naptın savundun boş boş boş çalkala yavrum çalkala,, kıvır bi yandan bi öteki yandan...


[B]Hicr 42
"Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna." [/B]

ama bak ma öyle hadi başla çalkalayama... açıkla bize hadisten ayet açıkla,, hureyrenin hadislerini anlat din diye bize. kıvırrrr çalkala...



[B]Zümer 41
(Resulüm)! Şüphesiz biz [COLOR="Red"]bu Kitab'ı [/COLOR]sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların üzerinde vekil değilsin. [/B]

ama o kitapdan kasıt buharinin sahihide var dimi? hangi hadiste yazıyor? buhariyi okuyan hidayete erer.. orda peygamberin sözlşeri geröçektit kendisi sağlığındayazmamış da buhari akıl etmiş yama yapmış dine... çalkala bakma öyle bön bön.. nasıl olsa ayetten bir nasibin yok belki zekadan kaparsın bişiler...

Anonymous 4. January 2011 08:23 PM

[QUOTE=ebu Maruf;7882]Bu sebeble o şekilde yazmak durumunda kaldım.
Desenki yanlış düşünüyorsun şundan dolayı anlarım.
Lakin hakaret vari uslüp olunca bende hatanızı anlayasınız diye o şekilde yazdım.
Bundanda sonuç olarak rahatsız oldunuz.
Bende insanların sözlerinizden rahatsız olabileceğini bu vesile ile anlatmaya çalıştım.
Benimde hakkım varsa helal olsun.
Hüküm ile ilgili meselede HAKİM olan ancak ALLAH dır.
Lakin ALLAHIN kitabıyla hükmediniz.Diye Ayeti kerimeler vardır.
Yani ALLAHU TEALA hüküm yetkisini değilki Peygamber s.a.v e sıradan insanlara bile vermiştir.
Yani KURANDAN anladıkları üzere hüküm yetkisi vermiş.
Bu Yüce KİTABIDA ALLAH RASULUNden a.s daha iyi anlayacak olan mahluk olmadığına göre Onun s.a.v hükümleri bizi bağlayıcıdır.
Yoksa burda hükmedici manasında sizin belirttiğiniz gibi ltd şirketi değildir.
Sen bile benim yazıma cevap verirken KURAN a göre hükmediyorsun en azından öyle olduğuna inanıyorsun.
Bu durumda ALLAH Rasulu s.a.v Kuran anlayışı dışında bir hükümde bulunurmu.
Lakin Kuranda açıkça bahsi geçmeyen yada tearüz gibi anladığımız meselede ALLAH Rasulunun s.av hükmü bağlayıcı olmazsa ne senin nede benim hükmümüz bağlayıcı olur.
Hüküm lafzının tasarrufen ve kanun koyucu olarak iyi anlamak gerek.Kanun koyucu sair olan ALLAHU TEALA dır.
Lakin insan hükmetme tasarrufuna sahiptir.
Kanun koyucu değildir.



selametle[/QUOTE]

Selam sevgili kardeşim;

Aslında büyük ölçüde aynı düşünüyoruz. Fakat aramızdaki ufak anlayış farkı sizin Kuran'daki bir hükmü gözden kaçırmanızdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum

Sizin sandığınız gibi Allah şunu [U]dememiştir.[/U]

[B]"A konusu şöyle, B konusu böyle, C konusu öyle yapılacak. Benim diyeceklerim bu kadar, Geri kalan [U]tüm konuları[/U] Resul belirleyecek" [/B]

böyle bir şey yok. Gözden kaçırdığınızı veya başka şekilde yorumladığınızı düşündüğüm 4 ayet şu şekilde:

1)
[B][U]Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet[/U]. Onların keyiflerine uyma. Dikkat et de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar. Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? [U]Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?[/U] (Maide 49-50)[/B]


2)
[B]SİZ EY imana ermiş olanlar! [Kesin hukukî kurallar şeklinde] açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kur'an vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size [hukukî kurallar şeklinde] açıklanabilirlerdi. [U]Allah, bu konuda [sizi her türlü yükümlülükten] azad etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir.[/U] (Enam 101)[/B]

Benim bu ayetten anladığım, Kurana uyan bir insanın Kuran'da hiç bir şekilde ipucu ile bile yer almayan bir konudaki hükmü vicdanen kendi kendine verebileceği ve uygulayabileceğidir. Eğer yanlış hüküm verirse bile Allah affedicidir. Fakat kendi vicdanı ile verdiği bu hükmü başkalarına din diye dayatırsa RABLİK taslamış olur.

Peki Allahın serbest bıraktığı bir konuyu peygamber yasaklayabilir mi?

3)
[B]Ey Peygamber! [U]Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun?[/U] Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. (Tahrim 1)[/B]

4)
[B]..... Ve [insanların kalplerindeki] şeytanî dürtüler, sahiplerine, sizi [neyin günah olduğu ve neyin olmadığı konusunda] tartışmaya çekmelerini fısıldarlar; ve[U] eğer onlara uyarsan bil ki sen, Allah'tan başka varlıklara veya güçlere ilahlık yakıştıranlar [gibi] olursun[/U]. (Enam 121) [/B]



Benim Kuranın bütününe bakınca vardığım sonuç şudur:

Bence Allah şunu demiş:
"Ey insanlar benim hükümlerim şunlar şunlar, benim dosdoğru yolum şu. Bunun haricindeki konularda sizi serbest bıraktım. Samimi olup da yanlışa düşen olursa ben bağışlayıcılığın kaynağıyım. Zaten tek tip topluluk isteseydim onu da yapmaya gücüm yeterdi. ve ey rasul, sen de benim Kuran'da belirttiğim hükümleri toplumuna açıkla, ve onlara benim hükümlerim ile hükmet."


Allah hepimizi doğru olana iletsin.

ebu Maruf 4. January 2011 11:03 PM

[QUOTE=Anonymous;7894]Selam sevgili kardeşim;
[I][COLOR="Blue"]Aleykemüs-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu[/COLOR][/I]
Aslında büyük ölçüde aynı düşünüyoruz. Fakat aramızdaki ufak anlayış farkı sizin Kuran'daki bir hükmü gözden kaçırmanızdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum

Sizin sandığınız gibi Allah şunu [U]dememiştir.[/U]

[B]"A konusu şöyle, B konusu böyle, C konusu öyle yapılacak. Benim diyeceklerim bu kadar, Geri kalan [U]tüm konuları[/U] Resul belirleyecek" [/B]

böyle bir şey yok. Gözden kaçırdığınızı veya başka şekilde yorumladığınızı düşündüğüm 4 ayet şu şekilde:

1)
[B][U]Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet[/U]. Onların keyiflerine uyma. Dikkat et de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar. Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? [U]Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?[/U] (Maide 49-50)[/B]


2)
[B]SİZ EY imana ermiş olanlar! [Kesin hukukî kurallar şeklinde] açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kur'an vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size [hukukî kurallar şeklinde] açıklanabilirlerdi. [U]Allah, bu konuda [sizi her türlü yükümlülükten] azad etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir.[/U] (Enam 101)[/B]

Benim bu ayetten anladığım, Kurana uyan bir insanın Kuran'da hiç bir şekilde ipucu ile bile yer almayan bir konudaki hükmü vicdanen kendi kendine verebileceği ve uygulayabileceğidir. Eğer yanlış hüküm verirse bile Allah affedicidir. Fakat kendi vicdanı ile verdiği bu hükmü başkalarına din diye dayatırsa RABLİK taslamış olur.

Peki Allahın serbest bıraktığı bir konuyu peygamber yasaklayabilir mi?

3)
[B]Ey Peygamber! [U]Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun?[/U] Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. (Tahrim 1)[/B]

4)
[B]..... Ve [insanların kalplerindeki] şeytanî dürtüler, sahiplerine, sizi [neyin günah olduğu ve neyin olmadığı konusunda] tartışmaya çekmelerini fısıldarlar; ve[U] eğer onlara uyarsan bil ki sen, Allah'tan başka varlıklara veya güçlere ilahlık yakıştıranlar [gibi] olursun[/U]. (Enam 121) [/B]



Benim Kuranın bütününe bakınca vardığım sonuç şudur:

Bence Allah şunu demiş:
"Ey insanlar benim hükümlerim şunlar şunlar, benim dosdoğru yolum şu. Bunun haricindeki konularda sizi serbest bıraktım. Samimi olup da yanlışa düşen olursa ben bağışlayıcılığın kaynağıyım. Zaten tek tip topluluk isteseydim onu da yapmaya gücüm yeterdi. ve ey rasul, sen de benim Kuran'da belirttiğim hükümleri toplumuna açıkla, ve onlara benim hükümlerim ile hükmet."

[B][I][COLOR="Blue"]Dostum benimde anladığım şudur Rabbim HAK Teala Kuranda genel hükümler belirlemiştir.Misalen Hamr gibi.Şimdi hamr sıfatına hangi içecekler girer bunu ALLAH Rasulu a.s açıklamıştır.
Allahın serbest bıraktığı konularda hangisinin daha faziletli olduğunu ALLAH Rasulu a.s açıklamıştır.
Namazda ayakta durulacağını ALLAHU TEALA bildirmiş edeben el bağlanmasını ALLAH RAsulu belirtmiştir.
Yani Kurandaki hükümleri anayasa gibi görürsek Sünneti nebeviyide anayasa maddelerinin fırkaları gibi anlayabiliriz.[/COLOR][/I][/B]

Allah hepimizi doğru olana iletsin.
[B][I][COLOR="Blue"]Amin[/COLOR][/I][/B][/QUOTE]

selam ve dua ile

Miralay 5. January 2011 06:27 AM

Hamr konusunun açıklanacak neyi var anlayamadım. Hamr arapça lügatlerde "örten" demektir. Zihni örten herşey olarak ta bilinir. Yani buna,şarap gibi içecekler ve esrar,eroin,kokain gibi aklı örten herşey dahildir. (Yanlış anlaşılmasın,burda fıkıh dersi veya kafama göre hüküm falan da vermiyorum.)

Cenabı Allah tek tek şarap,rakı,bira,....,esrar,eroin,koain,...vs. dememiş;genelleme yapmıştır. Zira bunların ismini verseydi;bu kategoriye giren,ama Kur'anda adı geçmeyen mesela "X" adında başka birşey icad edilirdi ve uzun süre "X" içkisi helal mi,haram mı? tartışmaları sürer giderdi.

ebu Maruf 5. January 2011 07:42 AM

[QUOTE=Miralay;7910]Hamr konusunun açıklanacak neyi var anlayamadım. Hamr arapça lügatlerde "örten" demektir. Zihni örten herşey olarak ta bilinir. Yani buna,şarap gibi içecekler ve esrar,eroin,kokain gibi aklı örten herşey dahildir. (Yanlış anlaşılmasın,burda fıkıh dersi veya kafama göre hüküm falan da vermiyorum.)

Cenabı Allah tek tek şarap,rakı,bira,....,esrar,eroin,koain,...vs. dememiş;genelleme yapmıştır. Zira bunların ismini verseydi;bu kategoriye giren,ama Kur'anda adı geçmeyen mesela "X" adında başka birşey icad edilirdi ve uzun süre "X" içkisi helal mi,haram mı? tartışmaları sürer giderdi.[/QUOTE]
Dostum bu bir örnektide misal veriyim bu konu bile ALLAH RAsulune s.a.v nisbet rivayetler olduğu halde başka türlü hükümler verilmeye çalışılıyor.
Yaşar Nuri Öztürkün hamr la ilgili fetvası: Diyorki bir insan sarhoş edici bir içeceği veya maddeyi [U]sarhoş olana kadar[/U] içebilir bu helaldir.
ALLAH Rasulunden gelen rivayette halbuki çoğu sarhoşluk verenin azıda haramdır belirtilmiş.
Şimdi ALLAH Rasulune Hüküm yetkisi verilmeyince ne oluyor başka birisi çıkıp hüküm vermeye kalkıyor.
İşte hadis rivayetlerinin ehemmiyeti bundan kaynaklanıyor.
Yani Kuranın açıklanması Nübuvvet dışında şahıslara bırakılınca ortalık karışır.
Sen başka türlü hüküm verirsin diğeri bir başka.
YAda başörtüsü meselesindeki gibi.
Bakın nisa süresi 31 ayette sanırım humurihi kelimesi geçer oda mastar olarak hamr kökenlidir.
MAnasıda baş örtüsüdür.
HAlbuki Yaşar Nuri özTürkün baş örtüsüyle alakalı fetvasını okudum.
Humurimi hamr kökenli olup manası şarapdır diyor.YAni baş örten manasını kaldırıp şaraptır diyor bu sebeble burada baş örtüsü manasına alınamaz deyip başın açık olmasına hükmediyor.
Halbuki ALLAH Rasulunden gelen rivayetlerde başörtüsü sabittir.
İşte Kuranın açıklanması ALLAH Rasulunun a.s hakkı değildir o hüküm veremez dersek.O zaman başka birisi kalkıyor açıklıyorda hükümde veriyor bizde farkında olmadan bu hükümlere uyuyoruz ve sanıyoruz ki biz Kurana uyuyoruz.
Hayır efendim uyduğumuz şey Kuran değildir.Uyduğumuz şey insanların Kurandan anladıklarıdır.
İmam Azam nasıl fetva veriyor onada hanefi mezhebi deniliyorsa Yaşar Nuride bir fetva veriyor onunku Kuranın sözü oluyor.
Asıl şirke giden yolu iyi görmek gerekiyor.

selametle

Miralay 5. January 2011 08:24 AM

Selam ebu Maruf kardeşim

Yukarıda yazdıklarınız Yaşar Nuri Öztürk'ü bağlar. Ha tamam,belki onada tabi olanlar,onu alim kabul edenler,onu zamanın müctehidi,müceddidi olarak gören büyük bir kitle olabilir.

Herkesin görüşü kendisini bağlar. Bir kişiye isterse milyonlar alim desin. Bunun gerçekliğini yalnızca cenabı Allah bilir. Çoğunluğun kabul etmesiyle bir insan ne alim olur,ne müceddid, ne de müctehid olur.

Başörtüsü konusu bile muammadır. Ben "humur" kelimesinden yola çıkan Yaşar Nuri'nin görüşlerine katılmadım hiç bir zaman. Humurun önüne re's gelse ne olur,gelmese ne olur? Bence hiç önemi yoktur. Hedef saptırmaktan başka birşey değildir. Bırakın hadisleri,icma,kıyası bir tarafa; küçücük bir çocuk bile Nur Suresi 31.Ayeti okuduğunda kafasında neyin şekillendiğini Allah'u alem herkes bilir.
Hedef saptırma deyince,herkes "Dinde başörtüsü var mı,yok mu?" diye tartışarak,konuyu başka mecralara çekiyorlar.
Önemli olan,başörtüsünün varlığı,yokluğu değil;rabbimin bu konuda emri ne minvalde. Düşünüp,akledene cevap Kur'anın içinde hazır bekliyor. Okuyup,anlamasını bilene.

Selametle inşaAllah

ebu Maruf 5. January 2011 09:43 AM

[QUOTE=Miralay;7914]Selam ebu Maruf kardeşim

Yukarıda yazdıklarınız Yaşar Nuri Öztürk'ü bağlar. Ha tamam,belki onada tabi olanlar,onu alim kabul edenler,onu zamanın müctehidi,müceddidi olarak gören büyük bir kitle olabilir.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum mesele yaşar nuri meselesi değilki ben Kuranın Açıklanmasının ALLAH Rasulunden rivayetleri bırakıp insanlara hüküm yetkisi verildiği zamandan olan şeylerden bahsettim.Bu Yaşar Nuri yerine ben olurum yada sen olabilirsin.Mesele nübüvvet verilmiş bir şahsıyetin ciddiye alınmaması bunun yerine senin benim gibi şahıslara bu hakkın verilmesidir.[/COLOR][/I][/B]
Herkesin görüşü kendisini bağlar. Bir kişiye isterse milyonlar alim desin. Bunun gerçekliğini yalnızca cenabı Allah bilir. Çoğunluğun kabul etmesiyle bir insan ne alim olur,ne müceddid, ne de müctehid olur.
[B][I][COLOR="Blue"]Amenna ve sadakna en iyisini ALLAH bilir.[/COLOR][/I][/B]
Başörtüsü konusu bile muammadır. Ben "humur" kelimesinden yola çıkan Yaşar Nuri'nin görüşlerine katılmadım hiç bir zaman. Humurun önüne re's gelse ne olur,gelmese ne olur? Bence hiç önemi yoktur. Hedef saptırmaktan başka birşey değildir. Bırakın hadisleri,icma,kıyası bir tarafa; küçücük bir çocuk bile Nur Suresi 31.Ayeti okuduğunda kafasında neyin şekillendiğini Allah'u alem herkes bilir.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum öyle diyosunda malesefki inanan insanlarda oluyor.Bütün bu tehlikelerin önüne geçmek adına mahlukdan hüküm verecekse önce ALLAH Rasulunun s.a.v vermesi gerektiğini.Ona nisbet edilen rivayetlerden sahih kabul edilenlerin öncelik olması Kuran da ve HAdis rivayetlerinde yoruma ihtiyac duyulduğunda insan mantığının oluşması daha ihtiyatlı değilmidir.
Bu şekilde ALLAH Rasulune itaat noktasındada yüzlerce ayetin emrini yerine getirmiş olmazmıyız.[/COLOR][/I][/B]
Hedef saptırma deyince,herkes "Dinde başörtüsü var mı,yok mu?" diye tartışarak,konuyu başka mecralara çekiyorlar.
Önemli olan,başörtüsünün varlığı,yokluğu değil;rabbimin bu konuda emri ne minvalde. Düşünüp,akledene cevap Kur'anın içinde hazır bekliyor. Okuyup,anlamasını bilene.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum senin taşıdığın aklı yaşar nuride taşıyor bende taşıyorum.Bende düşünüyorum araştırıyorum sende yaşar nuride buna rağmen ortaya belki 3 farklı belkide 1.5 milyar ayrı görüş çıkıyor.Bu durumda 4 mezheb arasında çelişki adı altında kötülenen mezheb bilincinin yerine 1.5 milyar mezheb ortaya çıkıyor.TAbiki ben demiyorum.Bir mezhebin bütün fetvaları doğrudur.Lakin Kuran ve ALLAH Rasulune s.a.v isnad edilmiş rivayetler çizgisinde ele alınan görüşlerin yukarıda saydığım sebeblerden dolayı daha sağlıklı daha birleştirici olacağını düşünüyorum. [/COLOR][/I][/B]
Selametle inşaAllah[/QUOTE]

ALLAH a emanet ol

dost1 5. January 2011 11:42 PM

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşim!

[QUOTE=ebu Maruf;7913]
...
Yaşar Nuri Öztürkün hamr la ilgili fetvası: Diyorki bir insan sarhoş edici bir içeceği veya maddeyi [U]sarhoş olana kadar[/U] içebilir bu helaldir.
...
Bakın nisa süresi 31 ayette sanırım humurihi kelimesi geçer oda mastar olarak hamr kökenlidir.
MAnasıda baş örtüsüdür.
HAlbuki Yaşar Nuri özTürkün baş örtüsüyle alakalı fetvasını okudum.
Humurimi hamr kökenli olup manası şarapdır diyor.YAni baş örten manasını kaldırıp şaraptır diyor bu sebeble burada baş örtüsü manasına alınamaz deyip başın açık olmasına hükmediyor.


...
selametle[/QUOTE]


Yazıktır, günahtır. Siz ya okumuyorsunuz ya okuduklarınızı anlamıyorsunuz ya da nefsinize uygun çarpıtarak iftira ediyorsunuz.

Bu yazdıklarınızı Yaşar Nuri Öztürk hangi kitabında ya da makalesinde yazmış.

Bu yazdıklarınızı belirten kitabın adını ve sayfasını söyleyiniz lütfen.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Anonymous 6. January 2011 04:04 AM

[QUOTE=ebu Maruf;7907]Dostum benimde anladığım şudur Rabbim HAK Teala Kuranda genel hükümler belirlemiştir.Misalen Hamr gibi.Şimdi hamr sıfatına hangi içecekler girer bunu ALLAH Rasulu a.s açıklamıştır.
Allahın serbest bıraktığı konularda hangisinin daha faziletli olduğunu ALLAH Rasulu a.s açıklamıştır.
[/QUOTE]

Sevgili kardeşim Hamr akıl örtücü demektir. Buna içki de girer uyuşturucu da girer zikir adı altında yapılan saçmalıklar da girer. Aklımızı örten yani sağlıklı düşünmemizi engelleyebilecek her şeyden uzak durmalıyız. Ayrıca bunun azı çoğu olmaz. Uzan durmamız gerekiyor derken TAMAMEN uzak durmamız gerekiyor demektir çünkü yasak olduğu açıkça yazıyor muhkemdir.
Eğer sizin dediğiniz gibi olsa üç alim bir araya gelir "bu konuda hadis yok" der esrarı serbest bırakır, meditasyonu serbest bırakır hatta kimisi zikir ayinlerini teşvik eder öbürü de metalcilerin kafa sallayıp kendinden geçmesine caiz der bir başkası da dönerek kafa bulmayı Allah yolu diye yutturur vb. Bu işin sonu olmaz. Bana göre söz konusu ayet açık ve nettir.

[QUOTE=ebu Maruf;7907]
Namazda ayakta durulacağını ALLAHU TEALA bildirmiş edeben el bağlanmasını ALLAH RAsulu belirtmiştir.
Yani Kurandaki hükümleri anayasa gibi görürsek Sünneti nebeviyide anayasa maddelerinin fırkaları gibi anlayabiliriz.
[/QUOTE]

Allah Allah peki peygamber nereden öğrenmiş el bağlanması gerektiğini? kendi mi karar veriyor bu işlere? Allahın bir emri varsa vardır. Yoksa yoktur. Bazen Allah yapılması gerekeni, zaten yapıldığı için söylememiş, meşru kılmıştır. Örneğin hacdaki kurban.

[U]Yahudiler de öyle namaz kılıyorlar hatta ellerini bağlıyorlar. Onlar da peygamberimizden mi öğrenmişler?[/U] [B]Belki de biz onlardan öğrenmişizdir, olamaz mı? [/B]

Bir bakın bakalım nasıl kılıyor yahudiler:

[YOUTUBE]0aHWASyMjwg[/YOUTUBE]



[QUOTE=ebu Maruf;7907]
Sen başka türlü hüküm verirsin diğeri bir başka.
YAda başörtüsü meselesindeki gibi.
Bakın nisa süresi 31 ayette sanırım humurihi kelimesi geçer oda mastar olarak hamr kökenlidir.
MAnasıda baş örtüsüdür.
HAlbuki Yaşar Nuri özTürkün baş örtüsüyle alakalı fetvasını okudum.
Humurimi hamr kökenli olup manası şarapdır diyor.YAni baş örten manasını kaldırıp şaraptır diyor bu sebeble burada baş örtüsü manasına alınamaz deyip başın açık olmasına hükmediyor.
Halbuki ALLAH Rasulunden gelen rivayetlerde başörtüsü sabittir.
[/QUOTE]

Sevgili kardeşim sorun Miralay kardeşimin dediği gibi oradaki kelimenin başörtüsü mü örtü mü olduğu sorunu değildir. Bu göz boyamadır. Asıl sorun [B]orada başın örtülmesi [U]emrinin[/U] olmayışıdır[/B]. Yani bir cümlede başörtüsü geçmesi ile başın örtülmesinin emredilmesi arasında dağlar kadar fark vardır.

Size bir örnek vereyim:
Örneğin Allah orada erkeklere emretseydi, yani şu anki Arap erkeklere emretseydi, tabi ki ayetin muhatabı olan Arapların başlarına taktığı örtüyü kullanarak emredecekti. (o arapların başlarına taktıkları halkalı örtünün ismini bilmiyorum şimdilik adına XX diyelim. birisi söylerse mesajımı düzenlerim) Orada Allah deseydi [B]"Ey erkekler. XX'lerinizi yakanızdan fışkıran göğüs kıllarınızı örtecek şekilde koyun"[/B] deseydi burada emir göğüs kıllarının gizlenmesi midir yoksa özellikle XX kullanılması mıdır? Eğer böyle bir ayet olsaydı tüm dünyadaki müslüman erkekleri Arapların başına taktığı Araplara özgü o halkalı başlıktan takmak mı zorundaydı? Emir diyor ki göğsünüzün kılını örtün diyor siz de diyorsunuz ki hayır Allah orada XX takmamızı emrediyor. Anlayış farkı buradan kaynaklanıyor bence. Bana göre başın örtülmesi emri yoktur. Başörtüsü bana göre kültüreldir "dini" değil. Bu kültürel ve tarihi gerçekleri de bilmek için rüyaya yatmak yetmez biraz araştırmak lazımdır bilim lazımdır. Ben bayan olsaydım ve Türkiyede yaşasaydım normal başım açık gezerdim. Abdest uzuvlarım gözükürdü ve abdest uzvuma kollarım da dahildir başım da dahildir. Ama Arabistana gitseydim orada yaşayacağım zaman oranın kültürel yapısına uygun giyinirdim yani kapanırdım. Orada o şekilde kültürü olan bir yerde kısa kollu gezseydim bu teşhircilik gibi olurdu. Tabi isteyen o şekilde anlar ve kullanır bu insanın kendi isteği ve anlayışı ile ilgili bir şeydir ben saygı duyarım. Bu tartışma konusunda aşırıya kaçıp başörtüsü düşmanı olanları da kınıyorum. Kendi seçtikleri giyimlerinden dolayı başörtülü insanları üniversitelere almamak da insanların zorla başını kapatmak kadar büyük bir zulümdür. Çünkü Allahın bu konuda bir emri veya yasağı mevcut değil. Bu alakasız bir şeyden bahseden ayete dayanarak başörtüsü [U]kullanan veya kullanmayan[/U] insanın dinini namusunu yarım göstermek [U]zulümdür[/U].

[QUOTE=ebu Maruf;7907]Dostum senin taşıdığın aklı yaşar nuride taşıyor bende taşıyorum.Bende düşünüyorum araştırıyorum sende yaşar nuride buna rağmen ortaya belki 3 farklı belkide 1.5 milyar ayrı görüş çıkıyor.Bu durumda 4 mezheb arasında çelişki adı altında kötülenen mezheb bilincinin yerine 1.5 milyar mezheb ortaya çıkıyor.TAbiki ben demiyorum.Bir mezhebin bütün fetvaları doğrudur.Lakin Kuran ve ALLAH Rasulune s.a.v isnad edilmiş rivayetler çizgisinde ele alınan görüşlerin yukarıda saydığım sebeblerden dolayı daha sağlıklı daha birleştirici olacağını düşünüyorum. [/QUOTE]

Sevgili kardeşim bazı insanlar "ayrılık rahmettir" sözünü kendi Kurana aykırı fikirlerindeki meşruluklarını ilan etmek için sahiplenmelerine rağmen tüm ayrılıkları 4'e indirgeyip geri kalanları kafir, sapık vb. ilan etmişken ben ortada bir samimiyet göremiyorum. Ben x kişiye neden uyayım ki? Onun hidayette olduğunu nereden bilebilirim? Kendi yanlışımı yapma hakkı bana verilmişken benim kadar kusurlu bir kulun yanlışına neden uyayım özellikle rehber edindiğim Kurana uymuyorsa. Bu forumdaki insanlar bizler bir topluluk falan da değiliz, bu forumda bir çok kişi bir çok farklı konuda onlarca belki yüzlerce görüş ayrılıklarına sahiptir. Ama tüm görüş ayrılıklarına rağmen tüm farklı görüşler Kuran'a dayalıdır. Yani burada kimse Kuran haricinde bir kaynağa göre görüş bildirmez. Mesela bir alimin rüyasında şeytandan aldığı vahye dayalı veya uydurma hadislere dayalı görüşlere yer yoktur. Bana göre peygamberin Kuran'a dayanmayan ek hükmü olamaz yani dine ortak değildir. Peygamberin "ne ile" hükmettiği Kuran'da açıkça yazıyor maide ve enam surelerinde. Ayrıca ben icma konusunu da farklı yorumluyorum. Alimler hüküm ile ilgili bir konuda görüş birliğinde ise o konudaki gerekçeleri Kuran'a dayanmalıdır. Yoksa dünyadaki tüm alimler bir araya gelse aynı şeyi düşünse yine de Kuran'a dayanmayan bir konudan hüküm çıkartamazlar çünkü hüküm yalnızca Allahındır. Ayrıca bizler "mealcilerin 50 tanesinden 45 tanesi böyle çevirmiş, demek ki doğru çeviri budur" gibi saçma bir yöntemle de ilim yapmayız. Aslolan çelişkisizlik prensibidir. Bizlerin takip ettiği bir meal falan da yoktur. Bir ayetle ilgili her meale bakarız. Arapça bilenlerimize sorarız araştırırız. Yani "Yaşar nuri böyle çevirmiş. Hmmm demek ki böyleymiş" diyip aklımızı kimseye kiraya vermeyiz. Diğerlerinden farklı çeviren biri varsa gerekçelerine bakarız, tefsirleri karıştırırız. Yani sizin okuduğunuz araştırdığınız kadar biz de araştırırız yalnızca "insanların koyduğu zincirlerimiz" olmadığı için koşulsuz (körü körüne) bağlı olduğumuz bir alim bir çevirmen bir mürşid vb olmadığı için. biraz daha özgürüz ve gözümüz biraz daha açık hepsi bundan ibaret.

Bir çok ehli sünnet takipçisi bir çok konuda aynı görüşte gibi gözüküyor. "Evet katılıyoruz hüküm Allahındır" falan diyor. Fakat Kurana dayanmayan bir çok hadise sırf "çoğunluğun görüşü" nedeniyle inanıyor ve uyguluyorlar. Hatta Kuran'da olmayan onlarca yüzlerce hüküm/haram/helal/ibadet vb. çıkarıyorlar Hatta bunları İslamın şartlarından görüyor, uymayanları kafirlikle sapıklıkla itham ediyorlar. Örneğin çocukların pipisinin ucunu Allah adına kestirmek gibi.

ebu Maruf 6. January 2011 06:50 AM

[QUOTE=dost1;7942]Selamun Aleykum! Değerli Kardeşim!




Yazıktır, günahtır. Siz ya okumuyorsunuz ya okuduklarınızı anlamıyorsunuz ya da nefsinize uygun çarpıtarak iftira ediyorsunuz.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum ben ne iftirasında bulunuyorum ki anlayamadım[/COLOR][/I][/B]
Bu yazdıklarınızı Yaşar Nuri Öztürk hangi kitabında ya da makalesinde yazmış.
[B][I][COLOR="Blue"]Bunu vatan gazetesi röportajında yapmış.
Linkini ve kısa metnini veriyorum[/I]
Kısa metni :
YAŞAR NURI OZTURK’E TESETTUR / ORTUNME ILE ILGILI
SIKCA SORULAN SORULAR


1.Bayanlar namaz kilmak icin abdest alirlarken baslarini ortmeli mi? Bir bayanin namaz kilarken en makbul sekildeki ortunmesi nasildir?

[U]Basin ortulmesi hicbir durumda zorunlu degildir[/U]. En makbul ortunme derecesi el, ayak ve bas disindaki bolgelerin ortulmesidir. Isteyen basini da ortebilir, bu bir tercih isidir.

Bu da linki
[url]http://forum.vatan.tc/yasar-nuri-ozturke-gore-kuranda-turbanin-yeri-t25610.0.html[/url]
Bakın hanif olduğunu belirten bir kişininde yani Yaşar Nuri Öztürkün savunucusu olan bir kişininde verdiği nakil.
[url]http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=945[/url][/COLOR]
[/B]
Bu yazdıklarınızı belirten kitabın adını ve sayfasını söyleyiniz lütfen.
[B][COLOR="Blue"]İslam Nasıl Yozlaştırıldı ( Vahyin Dininden Sapmalar, Hurafeler, Bid'atlar) İsimli kitapta
Yaşar Nuri Öztürk
Şuda metnidir.
Kur'an'ın örtünme emri, abdest organlarını, o arada başı içermemektedir. Başın örtülmesi bir sosyal durum göstergesidir, bir din buyruğu değil. Eskiden toplumun hürler sınıfına mensup olanlar "serbest" sözcüğüyle tanıtılırdı. Serbest, Farsça'daki Ser (baş) kelimesiyle best (bağlanmış) kelimesinin birleşmesidir ki "başı bağlı" demektir. Başı açık olanlar köleler, işçiler ve cariyelerdi; başı bağlı olanlar ise hür ve seçkin tabaka idi. Fıkhın, kadınları hürler ve cariyeler diye ikiye ayırmasının dayandığı mantık da budur; Kur'an'ın herhangi bir ayeti değil...[/COLOR]
[/B]
[B][I][COLOR="Blue"]Kaldıki bunu yapan bir tek o değildir bazı kişilerinde benzer görüşleri vardır.Mesele bunun yapılıyor olmasıdır.Bunun sebebide nübuvvet sahibi Rasulullah s.a.v Efendimizin elinden hüküm verme yetkisinin alınıp.Başka insanlara bu tasarrufun veriliyor olmasıdır.[/COLOR][/I][/B]
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]



saygılarımla.

ebu Maruf 6. January 2011 07:14 AM

[QUOTE=Anonymous;7944]Sevgili kardeşim Hamr akıl örtücü demektir. Buna içki de girer uyuşturucu da girer zikir adı altında yapılan saçmalıklar da girer. Aklımızı örten yani sağlıklı düşünmemizi engelleyebilecek her şeyden uzak durmalıyız. Ayrıca bunun azı çoğu olmaz. Uzan durmamız gerekiyor derken TAMAMEN uzak durmamız gerekiyor demektir çünkü yasak olduğu açıkça yazıyor muhkemdir.
Eğer sizin dediğiniz gibi olsa üç alim bir araya gelir "bu konuda hadis yok" der esrarı serbest bırakır, meditasyonu serbest bırakır hatta kimisi zikir ayinlerini teşvik eder öbürü de metalcilerin kafa sallayıp kendinden geçmesine caiz der bir başkası da dönerek kafa bulmayı Allah yolu diye yutturur vb. Bu işin sonu olmaz. Bana göre söz konusu ayet açık ve nettir.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum peki size göre hamr olanlarmı daha kesin delildir yoksa ALLAH Rasulune göremi?
Benimde bahsettiğim budur.ALLAH Rasulunun s.a.v yorumlama hakkı yok ise hiç birimizin yorumlama hakkı yoktur.[/COLOR][/I][/B]


Allah Allah peki peygamber nereden öğrenmiş el bağlanması gerektiğini? kendi mi karar veriyor bu işlere? Allahın bir emri varsa vardır. Yoksa yoktur. Bazen Allah yapılması gerekeni, zaten yapıldığı için söylememiş, meşru kılmıştır. Örneğin hacdaki kurban.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum sen yukarıda hamr kelimesinin açılımını nasıl yapıyor isen ALLAH Rasulude s.a.v kıyamın açılımını yapmıştır[/COLOR][/I][/B]
[U]Yahudiler de öyle namaz kılıyorlar hatta ellerini bağlıyorlar. Onlar da peygamberimizden mi öğrenmişler?[/U] [B]Belki de biz onlardan öğrenmişizdir, olamaz mı? [/B]
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum ALLAH Rasulu s.a.v ister yahudilerden alsın ister kendi yorumu olsun.O söylemişse doğru söylemiştir [/COLOR][/I][/B]
Bir bakın bakalım nasıl kılıyor yahudiler:

[YOUTUBE]0aHWASyMjwg[/YOUTUBE]





Sevgili kardeşim sorun Miralay kardeşimin dediği gibi oradaki kelimenin başörtüsü mü örtü mü olduğu sorunu değildir. Bu göz boyamadır. Asıl sorun [B]orada başın örtülmesi [U]emrinin[/U] olmayışıdır[/B]. Yani bir cümlede başörtüsü geçmesi ile başın örtülmesinin emredilmesi arasında dağlar kadar fark vardır.

Size bir örnek vereyim:
Örneğin Allah orada erkeklere emretseydi, yani şu anki Arap erkeklere emretseydi, tabi ki ayetin muhatabı olan Arapların başlarına taktığı örtüyü kullanarak emredecekti. (o arapların başlarına taktıkları halkalı örtünün ismini bilmiyorum şimdilik adına XX diyelim. birisi söylerse mesajımı düzenlerim) Orada Allah deseydi [B]"Ey erkekler. XX'lerinizi yakanızdan fışkıran göğüs kıllarınızı örtecek şekilde koyun"[/B] deseydi burada emir göğüs kıllarının gizlenmesi midir yoksa özellikle XX kullanılması mıdır? Eğer böyle bir ayet olsaydı tüm dünyadaki müslüman erkekleri Arapların başına taktığı Araplara özgü o halkalı başlıktan takmak mı zorundaydı? Emir diyor ki göğsünüzün kılını örtün diyor siz de diyorsunuz ki hayır Allah orada XX takmamızı emrediyor. Anlayış farkı buradan kaynaklanıyor bence. Bana göre başın örtülmesi emri yoktur. Başörtüsü bana göre kültüreldir "dini" değil. Bu kültürel ve tarihi gerçekleri de bilmek için rüyaya yatmak yetmez biraz araştırmak lazımdır bilim lazımdır. Ben bayan olsaydım ve Türkiyede yaşasaydım normal başım açık gezerdim. Abdest uzuvlarım gözükürdü ve abdest uzvuma kollarım da dahildir başım da dahildir. Ama Arabistana gitseydim orada yaşayacağım zaman oranın kültürel yapısına uygun giyinirdim yani kapanırdım. Orada o şekilde kültürü olan bir yerde kısa kollu gezseydim bu teşhircilik gibi olurdu. Tabi isteyen o şekilde anlar ve kullanır bu insanın kendi isteği ve anlayışı ile ilgili bir şeydir ben saygı duyarım. Bu tartışma konusunda aşırıya kaçıp başörtüsü düşmanı olanları da kınıyorum. Kendi seçtikleri giyimlerinden dolayı başörtülü insanları üniversitelere almamak da insanların zorla başını kapatmak kadar büyük bir zulümdür. Çünkü Allahın bu konuda bir emri veya yasağı mevcut değil. Bu alakasız bir şeyden bahseden ayete dayanarak başörtüsü [U]kullanan veya kullanmayan[/U] insanın dinini namusunu yarım göstermek [U]zulümdür[/U].

[B][I][COLOR="Blue"]Dostum işte bunların hepsi sizin yorumunuzdur.ALLAH Rasulunun s.a.v yorumu ise benim yada senin yorumdan daha önemlidir bağlayıcıdır.[/COLOR][/I][/B]


Sevgili kardeşim bazı insanlar "ayrılık rahmettir" sözünü kendi Kurana aykırı fikirlerindeki meşruluklarını ilan etmek için sahiplenmelerine rağmen tüm ayrılıkları 4'e indirgeyip geri kalanları kafir, sapık vb. ilan etmişken ben ortada bir samimiyet göremiyorum. Ben x kişiye neden uyayım ki? Onun hidayette olduğunu nereden bilebilirim? Kendi yanlışımı yapma hakkı bana verilmişken benim kadar kusurlu bir kulun yanlışına neden uyayım özellikle rehber edindiğim Kurana uymuyorsa. Bu forumdaki insanlar bizler bir topluluk falan da değiliz, bu forumda bir çok kişi bir çok farklı konuda onlarca belki yüzlerce görüş ayrılıklarına sahiptir. Ama tüm görüş ayrılıklarına rağmen tüm farklı görüşler Kuran'a dayalıdır. Yani burada kimse Kuran haricinde bir kaynağa göre görüş bildirmez. Mesela bir alimin rüyasında şeytandan aldığı vahye dayalı veya uydurma hadislere dayalı görüşlere yer yoktur. Bana göre peygamberin Kuran'a dayanmayan ek hükmü olamaz yani dine ortak değildir. Peygamberin "ne ile" hükmettiği Kuran'da açıkça yazıyor maide ve enam surelerinde. Ayrıca ben icma konusunu da farklı yorumluyorum. Alimler hüküm ile ilgili bir konuda görüş birliğinde ise o konudaki gerekçeleri Kuran'a dayanmalıdır. Yoksa dünyadaki tüm alimler bir araya gelse aynı şeyi düşünse yine de Kuran'a dayanmayan bir konudan hüküm çıkartamazlar çünkü hüküm yalnızca Allahındır. Ayrıca bizler "mealcilerin 50 tanesinden 45 tanesi böyle çevirmiş, demek ki doğru çeviri budur" gibi saçma bir yöntemle de ilim yapmayız. Aslolan çelişkisizlik prensibidir. Bizlerin takip ettiği bir meal falan da yoktur. Bir ayetle ilgili her meale bakarız. Arapça bilenlerimize sorarız araştırırız. Yani "Yaşar nuri böyle çevirmiş. Hmmm demek ki böyleymiş" diyip aklımızı kimseye kiraya vermeyiz. Diğerlerinden farklı çeviren biri varsa gerekçelerine bakarız, tefsirleri karıştırırız. Yani sizin okuduğunuz araştırdığınız kadar biz de araştırırız yalnızca "insanların koyduğu zincirlerimiz" olmadığı için koşulsuz (körü körüne) bağlı olduğumuz bir alim bir çevirmen bir mürşid vb olmadığı için. biraz daha özgürüz ve gözümüz biraz daha açık hepsi bundan ibaret.
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum ben siz öyle yapıyorsunuz demedim.Fakat bundan etkilenenler var.Nasılki okumadan araştırmadan düşünmeden cahil sofinin lafıyla hareket edenler olduğu gibi.Okumadan araştırmadan insanların Kuran yorumlarını kabul edenlerde var.[/COLOR][/I][/B]
Bir çok ehli sünnet takipçisi bir çok konuda aynı görüşte gibi gözüküyor. "Evet katılıyoruz hüküm Allahındır" falan diyor. Fakat Kurana dayanmayan bir çok hadise sırf "çoğunluğun görüşü" nedeniyle inanıyor ve uyguluyorlar. Hatta Kuran'da olmayan onlarca yüzlerce hüküm/haram/helal/ibadet vb. çıkarıyorlar
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum yapmayın yüzlerce dediğiniz örneğin misali sizin hamr ile verdiğiniz uyuşturucu,şarap rakı v.s gibidir.Bunu sizde yaptınız.Bu uslu fıkıhdaki usul sebebiyle Ayeti kerimelerdeki illetin tesbiti ve o illetin kapsadığı şeylerle ilgili içtihadlardır.Uslu fıkıh okumanızı tavsiye ederim.
İctihadın neye göre yapıldığına dair.
Kaldıki hiç bir imamın fetvası tekel değilidr.Aynen sizin sözünüzün yada benim sözümün tekel olmadığı gibi.[/COLOR][/I][/B]Hatta bunları İslamın şartlarından görüyor, uymayanları kafirlikle sapıklıkla itham ediyorlar. Örneğin çocukların pipisinin ucunu Allah adına kestirmek gibi.
[B][I][COLOR="Blue"]Yapmayın değerli kardeşim hiç bir ehli sünnet alimi tevatür olmayan hadislerin dışındaki bir hadise inanmamanın küfür olduğunu belirtmez.
Bununla ilgili bir tek kaynak dahi olmadığını iddia ederim.Ben o kadar fıkıh ve akaid kitapları okudum.Hiç birinde tevatür hadis ve Kuran ayetlerinin inkarı dışındaki lerin inkarının küfür olduğunu okumadım.Bunu diyen varsada ehli sünnet akaidine göre söylememiştir.Mütevatir hadislerin dahi reddinin küfür olmayacağını belirten alimler olmuştur.Bir misal veriyim.İmam Ebu Hanife buyurur Miracı inkar eden kafir olmaz ama isra yı inkar eden kafir olur.[/COLOR][/I][/B][/QUOTE]

selametle

snobyx 6. January 2011 08:03 AM

Selamlar,

Şimdi bu yazılanların hepsini takip ediyorum ve görüyorum ki tasavvuf ekolünden olduğunu ifade eden arkadaşlar cedelleşmekten başka bir sebep için yazmıyor.Bu arkadaşlar yıllardır muhtelif sitelerde değişik isimle ile yazmaktadır,kah kafkaskartalı olurlar kah ebu derda ya da başka bir isim.Her seferinde cedelleşilir bir müddet sonra ise çekip gidilir.Allah aşkına dönem dönem gelip bu çıkmaz sokak tartışmalarını yapmanın kişinin ego tatmini yapmasından başka ne faydası vardır.Kuran ayetlerinin ego tatmini için araç olarak kullanılmasından ise Rabbimizin razı olcağını zannetmiyorum.

Günlerdir söylendi ve gene söyleniyor.Kuran odaklı yaşamayı seçen müslümanlar asla ne peygambere,ne ona isnad edilen Kuran'ın ruhuna uygun hadislere ne de insanlara Vahyi tavsiye eden Alimlere karşıtlığı yoktur.Hanifler peygamber,hadis-sünnet ve alim sevgisinde ifrata gidilmesine karşıdır.Hristiyanlar İsa'yı sırf sevdiklerinden ve yüceltmek istediklerinden Allah'ın oğlu demediler mi?Bu onlara Rabbin katında yakınlık mı kazandırdı yoksa azab mı?Ayrıca Hanif sıfatını kullanmayı tercih eden müslümanlar yekpare bir cemaat grup ve fırka değildir.Dini bireysel algılamayı ve yaşamayı tercih eden insanlardır.

Bu kadar net açıklamadan sonra artık boş itham ve tartışmalar ile kimse zamanını geçirmesin.Kim neye inanmak istiyorsa ''Dinde İKRAH yoktur''hükmü gereğince özgürdür.Her akıl sahibi kişi seçimlerinin sonucunu elbette görecektir.Burada kayda alınan bütün yazılar gün gelip hiçbirşeyi eksik bırakmayan kitabın içinde üzerimize bir şahit olarak getirilecektir.

Alemlerin Rabbi olan Allah aramızda ki ihtilafı bize bildirecektir.Hamd Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a dır.

Selametle...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:51 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam