![]() |
Hangi gece el-kadir'in değil ki?
[SIZE="4"][COLOR="DarkRed"]KADR: Sözlükte “QDR” kökü, mastar olarak.. “Bir şeye gücü yetmek, muktedir olmak, bir şeyi ölçmek, değer biçmek” manalarına gelir.
Şimdi bu manayı KADR suresine yedirelim. Kadr : 1. Muhakkak ki biz onu Kadir gecesinde indirdik. Ayeti salt bir okumaya tabi tuttuğumuzda, şunu düşünebiliriz; “Yaradan, bir gece karar verip, insanlığa kurtuluş reçetesi yazmıştır” Bu mantık örgüsü doğru gibi görünmekle birlikte, bazı sakıncalara kapı aralamaktadır. Şöyle ki, Yaradanın insanlık üzerindeki müdahelesi hiç kesintiye uğramamıştır. Her an yeni bir yaratış üzerine olan Allah, bu eylemini gerçekleştirirken, baz alacağı yaratık, bu eylemlerden istifade eden insanlık olacaktır. Demek ki, ilk insandan beri, Allah’ın vahyi, kesintisiz insanlığa kılavuzluk etmiş, ilahi yardımı hep canlı tutmuştur. Bu öngörülerden sonra, sanki, kesintiye uğrayıp, sonra tekrar inmiş bir vahy algısı.. Kur’anın bütünlüğüne ters düşmektedir. Allah’ın insan ile olan diyaloğu hep olmuştur, kıyamete dek hep varolacaktır. Şimdi bu ön bilgilerden sonra tekrar Kadr olayını anlamaya çalışalım. Daima İlahi bir dekorasyon ile ufku açılan insanoğlu, zaman zaman, kendini kaybedip, çeşitli müdâheleler ile, bu muntazam dekore bozguna kurban edilip, yerine, fıtrata aykırı dekorasyonlar ikame edilmiştir. Belli bir süre sonra insanlığa yetmeyen bu yenilik, insanlığın açık ufkunu karartmış, ve tekrar ilahi bir müdaheleyi gerekli hale getirmiştir. İşte Kadr bu müdahelenin ismidir. Yani; Var olalı beri, aynı vahy göğsünden emzirilen insan, zaman zaman yapay biberonlarla kendini ilahi nimetten uzaklaştırmıştır. İnsan bunu yapadursun, Allah, insanın gereksinimi olan nimeti Levhi Mahfuzunda hep muhafaza etmiştir. Kadr gecesi bize uzatılan göğüsteki nimet, o gün inşa edilmiş bir nimet değildir. Bu nimet ilk insanın yaradılışında inşa edilmiş ve ihtiyaç duyuldukça verilmiş bir nimettir. Hal böyle olunca, Kadr olayını bir geceye, ‘ân’a, ‘zaman’a hapsetmek, him ilahi, hem insani realiteye ters düşer. İnsanoğlu, kendini daima canlı tutan vahy’in kendine bakan musluğunu kapatarak, zalimlik etti. İç ve dış etkenler neticesinde, bir çöl gibi kavrulan yürekler.. Artık iyilik ve güzelliğe hasım kesilen beyinler.. Haksızlığı ve zulmü bayrak edinen algılar.. İçinden çıkılmaz problemlerle, adeta Cehennemi inşa eden insanoğluna.. Bir kenarda duran Vahy çeşmesini işaret eden bir “öncü”nün çıkışına start verilmesi gerekmekteydi. Bir start için gerekli ilk tetiğin ismidir KADR. Bu tetik ile start alıp, 20 küsur yılda alınmış ve kıyamete dek alındığında yeterli olacak nimetin adıdır VAHY. İnsanın gücü kendi elindekini bozmaya yetmektedir. Ama, bozduğunu tamir etmede ki mahareti hep yetersiz kalmıştır. Bu durumda, sonsuz müktedir, sonsuz güç sahibi, sonsuz yaratma kudretine haiz birinin müdahelesi kaçınılmaz olunca.. Tam da ihtiyaç duyulan zaman da, bozulan şeyi tekrar ölçülendirmek, şekle şimale sokmanın adıdır KADR âni. Saadete gelir isek, Kadr Gecesi indirilen şey, o geceye mahsus, ait, özel şey değildir. Yaratılan insanın yaratıldığı an yazılan ‘kullanma’ kılavuzunun adıdır, ihtiyaç duyulduğunda indirilen şey. İnsan, kendini kullanmayı unutup, emanete ihanet etmeye başladığı an, hatırlatılan şeydir, indirilen ve ölçülendirilen.. Bütün bunlardan sonra, Kerameti gecelerde, saatlerde, vakitlerde arayan insan.. Bilerek veya bilmeyerek gerçeği hep ıskayacaktır. Kadr Gecesi diye bir gecede muhatap alındığını sanacak.. O gece olmasa, vahy ile hiç tanışamayacağı zehabına kapılarak.. O geceye kutsallık atfetmenin yollarını arayacak.. Nihai hedef bir gecede kilitlenince de.. Kendi ekseninde bocalayıp duracaktır.. KADR anı, her insanın ana rahmine düşüşüdür, bu an, toprağa düşene dek sürecektir. Mesele, Ana rahmine düşüş ile Toprağa düşüş arasını..Ölçülü.. Bilinçli.. Kadir ve kıymetli.. Değerli tutabilmektir. Gerçek KADR bu şuur ile elde edilir. Yoksa, yılın sadece bir gününde emdiği vahy sütünü yeterli gören bir topluluk zuhur eder ki.. Şu an böyle bir topluluğun sıkıntısını yaşamaktadır evrenimiz..[/COLOR][/SIZE] |
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim! Hangi gün...hangi ay...hangi yıl...? Geçen günler... Geçen aylar... Geçen yıllar bir daha geri geliyor mu? Doğduğumuz gün, ay,yıl belli. Anıyoruz,kutluyoruz ancak bir türlü geri getiremiyoruz o günü... O ayı ...O yılı... Gelmiyor. İnsanları -Allah'ın selamı , rahmeti bereketi ve tüm desteğimiz üzerine olsun- Abdullah oğlu Muhammed'i Muhammed olmaktan çıkar...arak Allah'ın Resulu/Nebisi Muhammed makamına ulaştıran Allah'ın vahyi ile tanıştırıp KADİRİ YAŞAMALARINI sağlayıp, Allah'a kul olma onurunu tattırmak yerine , bulmaca misali gün aratanlara Rabbımız basiret ihsan eylesin . Allah'a kul olma onurunu tadacak olan İnsanlar Kur'an ile tanışmanın yaşamlarına katacakları iyilik ve güzellikleri anar olsunlar. Kadirlerini yaşasınlar ve tüm sevdiklerini Kur'an ile tanıştırarak Kadiri yaşatan olsunlar. Değerli Kardeşlerim! Şüphesiz bizler Alalh'ın Resulu /Nebisi gibi vahiy alarak KADİR GECESİNİ yaşayamayız. Ancak Allah Resulu/Nebisi Muhammed'in -selam olsun-tebliğ ettiği KUR'AN'I okuyarak - tıpkı Allah Resulu gibi- yaşam kitabına dönüştürerek her anımız KADİR yaparız. İnşaAllah. Şüphesiz doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
|
Merhaba.
Ilgili ayetlerden benim anladigim, kadir gecesi yaz dönencesinden sonraki ilk dolunay gecesidir. O gece inenin münafiklari ele veren bir sûre oldugu Tevbe 64, 81, 86, 124 ve 127'den anlasiliyor. O geceye [I]Olcü gecesi[/I] denmesi ise her halde anilan ayetler yoluyla münafiklarin imani ölcüye vuruldugu icindir. "Kadir gecesi"yle [I]sehru ramazân[/I] ayni gecedir cünkü ikisinde de FURKÂN indirilmistir. FURKÂN [I]fark ettiren [/I]anlamina geliyor. Münafiklari fark ettirip ele veren [I]okuma[/I] yani [I]kur'an[/I] (Burada [I]k[/I] kücük harf). Bilindigi üzere, SEHR, [I]dolunay[/I] demek. RAMAZÂN: [I]asiri sicak[/I]. SEHRU RAMAZÂN: sicak dolunay, sicak ay. Kuran'da adi gecen tek kamerî ay budur. Iddiali sözler ettigim öne sürülebilir. Ama bu söylediklerim somut ve Kuranî kanitlara dayaniyor. Acikliyacagim Allah isterse ama önce bir bilgi yoklamasi yapabilir miyim. Kullanilan araclar: -Moon phases for UTC -Tarih cevirme klavuzu Hicrî 9 ncu yilin 1 Rebîulevveli Miladî 630'un 18 Hazirani idi. Rebîulevvel hilali o günün arafesinde yani 17 Haziran aksami görünmüstü. Sonra o hilal büyüdü büyüdü, 30 Haziranda dolunay oldu. Iste bu, Bakara 185’te [I]sehru ramazan[/I] ([SIZE="3"]شهر رمضان[/SIZE]) diye anilan "sicak dolunay"di cünkü yaz dönencesinden sonra dogan ilk dolunaydir ve sicak günlerin habercisi oldugu icin [I]sicak dolunay[/I] adini almistir. Asagidaki tabloda [COLOR="Red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR] kamerî ayin ilk hilali [SIZE="4"][COLOR="Red"]O[/COLOR][/SIZE] kamerî ayin dolunayi [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Rebiulevvel=18 Haz......….1.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]30 Haz 630 [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Rabiussani=18 Tem…….....2.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]29 Tem [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Cemaziyelevvel=16 Agu…..3.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]28 Agu [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Cemaziyelahir=15 Eyl……….4.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]27 Eyl Söylendigine göre Mekke 630’da fethedildi. Eger bu dogruysa inananlar Mekke’ye 1 Temmuz 630 tarihinde sabahleyin girdiler. Kanit: Tevbe 2 ve 5. Tevbe 2’den anliyoruz ki inananlar Mekke’ye girdikleri gün oranin müsriklerine 4 dolunay ([SIZE="3"]اربعة اشهر[/SIZE]) süre tanidilar. Müsrikler o süre icinde ya Islam olacak ya öldürüleceklerdi. Tevbe 5’e göre ise o dört ay, haram aylardi ([SIZE="3"]الاشهر الحرم[/SIZE]). O halde sürenin islemeye basladigi gün inananlarin kente girdigi gündü: 1 Temmuz 630 cünkü bir önceki aksam sicak dolunay (sehru ramazân) gecesiydi. Inananlar o gece dolunaya tanik oldular; sabahleyin kente girdiler. Yoksa o dört ay ciktiginda süre dolmamis ve, dolayisiyla, inananlar ve Allah hâsâ sözlerini tutmamis olurdu. Bu hesap dogru mu? Sevgi ile, Hasan Akcay |
[QUOTE]Hicrî 9 ncu yilin 1 Rebîulevveli Miladî 630'un 18 Hazirani idi.[/QUOTE]
kuranda mı geçiyor bu bilgi ? yoksa atalarımızdan mı duydunuz? |
Merhaba pramid kardesim.
Bu bilgi Kuran'da gecmiyor; asla ama asla "atalar"imdan da ögrenmedim. Somut bilgidir. Kullandigim araclari belirttim. Onlari lütfen siz de kullanin. Göreceksiniz. Su linkte "moon phases of 630" var: [url]http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630&n=0[/url] Orada 630 yilina ait dolunay (full moon) tarihlerini göreceksiniz. 4 Jan (4 Ocak) 3 Feb (3 Subat) 4 Mar (4 Mart) 2 Apr (2 Nisan) 2 May (2 May) 31 May (31 Mayis) 30 Jun ([COLOR="Red"]30 Haziran[/COLOR]) ... 30 Haziran 630. O yila ait "sicak dolunay"in göründügü tarih iste bu. Simdi de Google'in arama penceresine "Tarih cevirme klavuzu" yazip tiklayin. Cikan sayfadaki [I]tarih çevirme klavuzu[/I] basligini tiklayin. Önünüze bir klavuz cikacak. Onun gün bölümüne 30 yazin, ay bölümüne Haziran, yil bölümüne 630. "ÇEVİR"i tiklayin. Sizin yerinize bir daha ben yapiyorum islemi. Sonuc: 18 Haziran 630 gün: 13 ay: Rebiulevvel yil: 9 Tamam? Bu, Rebiulevvel dolunayi. Zaten ayin 13'üdür; ordan da belli. Rebiulevvel hilali bundan 13 gün öncedir. 30 Hazirandan 13 gün önce. Emin olmak icin tarih çevirme klavuzunu kullanabilirsiniz; arti, "moon phases"e bakabilirsiniz. "Moon phases 630"un [I]full moon[/I] listesinde 30 Hazirani görmüstünüz. Sicak dolunayin tarihi. Onun solunda New moon listesi var. "16 Jun"u gördünüz mü? O, kamerin görüntü vermedigi tarihtir. Ilk hilal bundan 2 (iki) gün sonra görülecek. 16 + 2 = 18. Tarih cevirme klavuzunun gün bölümüne 18 yazin; ay ve yili daha önce yazmistiniz. "ÇEVİR"i tiklayin. Sonuc? 18 Haziran 630'un Hicrî karsiligi gün: [COLOR="Red"]1[/COLOR] ay: [COLOR="red"]Rebiulevvel[/COLOR] yil: [COLOR="red"]9[/COLOR] Anlastik mi, efendim? Sevgi ile, Hasan Akcay |
Sayın Hasan Bey.
Siz, biz ''yaz dönencesi''ni biliyoruz veya anında öğrenebiliriz. Ya onlar?. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
Kadir gecesi yaşandı ve bitti. Belki temsilen kutlanabilir mi? evet, o gece belki tatil verilebilinir, Kuran okuma vesilesi edilebilinir. zararı olmaz.
ama o geceye ait uydurma bir sürü bidat var, yok 1 rekat nameste 1000 rekat oluyormuş felan. insanları batıl hurafe batağına sürükler bu, dinden çıkarır... |
Sayin Galip Yetkin, [I]onlar[/I] her kim ise yilin "gündüzü en uzun, gecesi en kisa olan gün"ünü her halde onlar da bilir: 21 Haziran. Kim bilmez!
Kadir gecesini kutlamamiza gelince, degerli hiicc kardesim, onu "[SIZE="3"]صوم[/SIZE]-savm"lamak eger kutlamaksa evet kutluyoruz. Bakara 185: [I]Insanlari yola iletmesi icin o okuma ve iletisten aciklamalarla [COLOR="Red"]o furkân[/COLOR] sicak dolunayda indirildi-[SIZE="3"]شهر رمضان الذي انزل فيه القران هدي للناس وبينات من الهدي و[COLOR="red"]الفرقان[/COLOR][/SIZE] O dolunaya tanik olanlariniz onu [U]oruc[/U]lasin -[SIZE="3"]فمن شهد منكم الشهر فل[U]يصم[/U]ه[/SIZE]...[/I] Kadr 1: [I]Biz "o"nu kadir gecesi indirdik -انا انزلنا[COLOR="Red"][B]ه[/B][/COLOR] في ليلة القدر.[/I] Sevgi ile, Hasan Akcay |
Ramazan konusunun da (hiçbir ilme değil direk zannıma ve bilinmezden aldığım ilhamıma dayanarak) mecaz anlamda olduğunu. Sıkıntılı, yoklukla geçen zaman anlamında olduğuna inanıyorum. En güzel örneğini tsunamiden sonra japonyada sağlam kalan yerlerdeki insanların günlük 3 öğün yemeklerini 2'ye düşürerek artan bir öğünün masrafıyla, kaza bölgelerine götürdüğü yardım şeklinde verebilirim. Ya da daha güzel örneği, Atatürkümüzün çıkadığı tekalifi milliye kanunundan sonra, halkın yemediğini biriktirerek zor durumdaki askerine, mehmetciğine, şehit adaylarına gönderme durumu şeklinde inanıyorum
Emin değilim, kendi kafamdan uydurduğum, kişisel zan ve inancım böyle. Böyle hissediyor böyle olması gerekliliğine inanıyorum. [B]ÇÜNKÜ[/B], [U]ya ramazan ayından sonra savaş çıkarsa ne olacak[/U]??? hem ramazanda aç hem ramazandan sonra mı aç kalacak insanlar. Ya kıtlık çıkarsa ramazandan sonra?... Hem ramazan hemde sonrasındaki belki aylarca süreyi yoksullukla geçirecek insanlar. Lütfen [B]DİKKAT EDİN[/B] Ramazandan hemen önceki aylar da haram (savaşılmayan) aylar. yani ramazandna sonra savaşılacak. Burada yiyecek stoklamak ve asker beslemek ne kadar normal. Yenmeyenin fazlası bir şekilde işe yarayacak. |
Kevser Basar'in "Cahiliye dönemi Arap takviminde nesî baslikli" yüksek lisans tezinde verdigi iki bilgi ilginc ([url]http://www.belgeler.com/blg/146f/cahiliye-donemi-arap-takviminde-nesi-nasi-in-the-arap-calender-of-pre-isdlamic-period[/url]).
(1)Araplar "Muharrem"e [I]Saferuevvel[/I] derlerdi. (2)Kamerî aylarin adlari hava sartlarina göredir. Örnegin ([url]http://en.wikipedia.org/wiki/Islamic_calendar#Months[/url]) 1.Saferuevvel: bombos (Rakiplere ait evlerin yagmalanip bosaltildigi ay) 2.Saferusâni : bombos (Rakiplere ait evlerin yagmalanip bosaltildigi ay) 3.Rebiulevvel : bahar 1 4.Rebîulâhir: bahar 2 5.Cemâziyelevvel: yarik arazi 1 (arazinin sicaktan catladigi ay) 6.Cemâziyelâhir: yarik arazi 2 (arazinin sicaktan catladigi ay) 7.Recep: saygi (hayvanlarin üredigi sicak dönemde av yasagina saygi) 8.Sa'ban: dagilma (Araplarin su aramak icin saga sola dagildiklari ay) 9.Ramazân: asiri sicak 10.Sevval: dik kuyruk (develer yavruladigi o ayda kuyrugunu dikiyor) 11.Zilkâde: oturma (savasmayip evde oturma vakti) 12.Zilhicce: Hac (hacca gidilen ay) Kevser Basar'in verdigi baska bir bilgi: Hava sartlarini cagristiran bu anlamlara dayanan bazi kimselere göre kamerî aylar önceleri "vakten sabit"ti; sonradan "vakten oynak" hale getirildi. Ne dersiniz? Asil ilginc olan, Allah'in gökleri ve yeri yaratirken verdigi hüküm geregince (Tevbe 36) dolunaylar "[B]vakten sabit[/B]"tir. Örnegin Sicak dolunay (Sehru Ramazân) 21 Hazirandan sonraki ilk dolunaydir. Hicrî yilin esas aldigi uyduruk "kamerî yil"in Ramazân'i gibi asla bir yil yaza, bir yil bahara, bir yil kisa denk gelmez. Adi üstünde asiri sicak aydir o. Bir de "Muharrem" hakkinda ilginc bir tevafuk var; onu ayrica ele alayim, Allah isterse. Sevgi ile, Hasan Akcay |
Merhaba hiiic kardesim. Nasilsiniz?
Orucla ilgili görüsünüz son derece güzel ve, varsayime dayansa da, bence gercekci. Orucun Bakara 183'teki gerekcesi de öyle. Ve inananlari keninlikle baglayan o gerekcedir: [I]Inananlar! Oruc sizden öncekilere oldugu gibi size de yazildi ki [I]Allah'i kâle alasiniz[/I] -[SIZE="3"]لعلكم تتقون[/SIZE][/I] Allah'i kâle alasiniz: bir isin icine sizin kendi kisisel cikarlariniz girse bile "Önce Allah!" diyesiniz. Örnegin hayvanlarin üreyip yavrularini büyüttügü dönemde av hayvani öldürmeniz haramdir (Mâide 2, 95); o dönemde önünüze aniden bir av hayvani cikarsa onu öldürmenin dayanilmaz hafifligine kapilip elinizi hemen silahiniza atmayasiniz, "Allah'in yasak emri var; önce O!" diyesiniz. Bunun icin kendinizi egitesiniz. Yani oruc insanin "Önce ben!" deme egilimini törpüleme egitimidir. Homili girtlak yemek degil acliktan ölmek üzere olanlarin yerine kendini koymak; eline, diline, beline mukayyet olmak. Ve, "Allah hesap soracak; hesabimi yüz akiyla vermeyi hak edeyim!" deyip bunun alistirmasini yapmak. Miladî 630 yilindan söz ediyoruz. Inananlarin fiilen sinandigi bir yil. Mekke'nin fethi icin ölümüne savasmak üzere Medine'den yola cikmak üzereler. Bazi münafiklar Allah'in elcisinden izin istiyorlar. Bahaneleri? [I]Evlerimiz tehlikeye acik[/I] -[SIZE="3"]ان بيوتنا [U]عورة[/U][/SIZE] (Ahzâb 13). Can pazarinin kuruldugu o "huneyn günü"nde (Tevbe 25-26) bazi münafiklar yine arazi olmus, sivismislar. Bahaneleri? Fetih 11: [I]Bizi mallarimiz ve ailelerimiz alikoydu - [SIZE="3"]شغلتنا اموالنا واهلونا[/SIZE].[/I] Inananlar baska bir can pazarinda ölümüne savasmak üzere hazirlanirken münafiklar yine yan ciziyor. Ama bu kere yalnizca yan cizmekle kalmayip icten inananlari caydirmaya yelteniyorlar (Tevbe 81): [I]Bu [COLOR="Red"]sicak[/COLOR]ta savasa gitmeyin -[SIZE="3"]لا تنفروا في ال[COLOR="red"]حر[/COLOR][/SIZE].[/I] [COLOR="Red"]Sicak[/COLOR] sanki o yila ait senaryonun müziginde ana temadir. Sürekli. Ve can pazarlarindaki alis veris "sicak dolunay"da baslayip; cehennem sicagiyla kiyaslanacak kadar kavurucu sicakta cikilan o savasla sona eriyor. (Tevbe 81) Oysa... [I]cehennem atesi daha siddetlidir -[SIZE="3"]نار جهنم اشد حرا[/SIZE].[/I] Acik ve net. Mevsim yazdir. Haram aylardir (Tevbe 5). Ve haram aylarin ilki "sicak dolunay"dir. Münafiklari ele veren sûre o gece indirilmistir. Iste onlarin bahaneleri yukarda belirtmeke calistigim ayetlerde. Sözü sizin su ifadenize getirmeye calisiyorum: [I][B]DİKKAT EDİN[/B] Ramazandan hemen önceki aylar da haram (savaşılmayan) aylar.[/I] Güzel kardesim, uydurulan "kamerî" yilin [COLOR="red"]haram[/COLOR] aylari da uydurmadir. Bakin hangileriymis onlar: 1.[COLOR="Red"]Muharrem[/COLOR] 2.Sâfer 3.Rebîulevvel 4.Rebîulâhir 5.Cemâziyelevvel 6.Cemâziyelâhir 7.[COLOR="red"]Recep[/COLOR] 8.Sa'ban 9.Ramazân 10.Sevval 11.[COLOR="red"]Zilkâde[/COLOR] 12.[COLOR="red"]Zilhicce[/COLOR] Zilkâde, Zilhicce, Muharrem arka arkaya geliyor; tamam. Ama Recep almis basini gitmis, apayri bir yerde. Olur mu böyle sacma sey. Inananlar Mekke'ye girince müsriklere [B]4 dolunay[/B] süre taniyorlar. Allah'in emri: "Haram aylar ciktiginda buldugunuz yerde öldürün o müsrikleri! [SIZE="3"]فاذا انسلخ [COLOR="red"]الاشهر الحرم[/COLOR] فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم[/SIZE] Yani ne yapacak inanirlar? Arka arkaya gelen 3 haram aydan sonra müsrikleri bulduklari yerde öldürecekler, öldürecekler, öldürecekler. Ta Recep'e kadar. Recep gelince "4 ncü haram aydayiz; artik özgürsünüz; özgürce dolasin!" diyecekler. Olur mu böyle sacma sey. Öldürdünüz zaten. Öldürdügünüz insanlar özgür mü olur; özgürce dolasir mi? Hortlak mi sizin muhatabiniz, insan mi? Dogrusu: haram dolunaylar uyduruk kamerî yilin icinde degil "Allah'in gökleri ve yaratirken" düzenlegi "dolunaylarin süresin"ndedir -iddet es suhûr, [SIZE="3"]عدة الشهور[/SIZE] (Tevbe 36). Sicak dolunay ile baslarlar; adlarinin anlami sicagi cagristiran öteki aylar ile devam ederler. Örnegin, belki: 1.Sehru ramazân 2.Recep 3.Zilkâde 4.Zilhicce Muharrem ay adi degil [I]haram[/I] anlaminda bir sifat. Yani bu 4 ay "muharrem"dir. Daha yazmam gereken seyler var. Ama cok uzadi. Özür dilerim. Sevgi ile, Hasan Akcay |
Sayın hiiiç.
Askerler için uygulanan ve halkın yemediğini, kullanmadığını yani ihtiyaç fazlasını aktarma eylemi, normal zamanlarda devlet eliyle, adilane bir şekilde hükmi ve hakiki şahıs ihtiyaç sahiplerine dağıtılırsa aç ve açıkta kalan ve etkinliğini kaybeden olur mu? Atatürk'ün ''tekalifi milliye'' kanunu Bakara-177 ve ''Bakara-219, Nahl-71'' emirlerine uygun hareket etmeyen halka, dinen yapması gerekeni kanun zoruyla yaptırmasından başka ne ki? Sizin mecaz olarak algıladığınız ''Ramazan'' muhtaçlar, garibanlar, mustaazaafler, miskinler için mutat bir yaşam. Ramazan onlar için yalnız ramazan ayı boyunca değil hayat boyu ramazan eğer ''bakara 177'' ile ''bakara-219 ve Nahl-71'' uygulanmazsa. Daha iki gün evvel bir kadıncağız devletin islamdaki devlet, insanların islamdaki insan olmamasından dolayı zoraki ''ramazanda'' bırakıldığı için iki çocuğunu saç kurutma makinesine teslim ederek intihar etmedi mi? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
Muharremle ilgili tevafuktan söz edecegim ama önce Tevbe 36’da gecen [B]idddet es suhûr[/B] mucizesine deginmem gerekiyor -[SIZE="3"]عدة الشهور[/SIZE].
Diyanet mealinde Talâk 1’e düsülen dipnotta da belirtildigi üzere IDDET [U]süre[/U] demek: [I]IDDET, bosanan kadinin esiyle irtibatinin tamamen kesilmesi icin dinen beklemesi gereken [U]süre[/U]dir[/I]. Ve SÜRE basi, sonu belli olan vakittir. Örnegin aksam namazinin süresi günesin sarktigi yani ufka sürtündügü anda baslar, gecenin kararip ak ipi kara ipten secemez oldugumuz anda sona erer. O halde IDDET: süre SUHÛR: "sehr"in bir cogulu, dolunaylar IDDET ES SUHÛR: dolunaylarin süresi. Dikkat. YILIN süresi degil DOLUNAYLARIN süresi. Tevbe 36’yi buna gore tercüme edelim ki Allah ne diyorsa o olsun: [I]Gercek su ki dolunaylarin süresi Allah’in indinde 12 dolunaydir -[SIZE="3"]ان عدة الشهور عند الله اثنا عشر شهرا[/SIZE].[/I] Dolunaylarin süresi bir dolunay dogdugu anda baslar, o ayni dolunay bir daha dogdugu anda sona erer. Kendisini artik tanidigimiz icin sicak dolunayi alirsak sicak dolunay bir kez dogdugu anda baslar, ikinci kez dogdugu anda sona erer. Örnegin Miladî 623 ve 624’e ait sicak dolunaylarin dogdugu tarihler 623: 17 Temmuz aksami, 624: 6 Temmuz aksami. Bu sürede en az 12 dolunay olacak. Allah’in gökleri ve yeri yaratirken verdigi hüküm bu. Önümüzde o süreye ait oldugu söylenen bir dizi dolunay var da bunun saglayini yapmak istiyorsak sayacagiz. 1, 2, 3, 4, … 11 dolunay. Bitti. Hayir! Bu, süre olamaz cünkü 11 dolunay cok az; 11 dolunay 1 süre yapmaz. Buyurun sayalim. ..1.17 Temmuz 623 ..2.16 Agustos ,, ..3.14 Eylul ,, ..4.14 Ekim ,, ..5.12 Kasim ,, ..6.12 Aralik ,, ..7.11 Ocak 624 ..8.10 Subat ,, ..9.10 Mart ,, 10.9 Nisan ,, 11.8 Mayis ,, 12.6 Haziran ,, Bundan sonraki dolunayin tarihi 6 Temmuz 624 yani 21 Hazirandaki yaz dönencesinden sonra. O halde bu, bir sonraki sürenin sicak dolunayidir; sayimini yaptigimiz süreye ait degildir. Bizim süremiz burda biter. 12 dolunay. Tamam, bu bir süredir. Devam. ..1.6 Temmuz 624 ..2.4 Agustos ,, ..3.2 Eylul ,, ..4.2 Ekim ,, ..5.1 Kasim ,, ..6.30 Kasim ,, ..7.30 Aralik ,, ..8.29 Ocak 625 ..9.28 Subat ,, 10.29 Mart ,, 11.28 Nisan ,, 12.27 Mayis ,, 13.25 Haziran ,, Görüldügü üzere bu sürede 12 degil 13 dolunay var. Ve bu, Kurânî bir mucizedir cünkü dolunay sürelerini günes yilina uyumlu hale getiriyor. Yani örnegin 7 kurak yildan once Yûsuf nebinin yönettigi 7 bitek dolunay süresi = 7 bitek semsî yil. Dolunaylarin süresi YIL degildir cünkü bazan 12, bazan 13 dolunaya sahip olduklari icin uzunlukca degisirler ama semsî yillarin sayisini bilmemizi saglarlar. Yûnus 5’i buna göre okursak mucizeyi daha iyi anlariz: [I]Hesabi ve yillarin sayisini bilin diye Allah aya evreler ölcüp verendir -[SIZE="3"]وقدره منازل لتعلموا عدد السنين والحساب[/SIZE]…[/I] Tevbe 36 su âna kadar okunurken ne yazik ki 13. dolunay gercegi göz ardi edilmis ve Allah’in "1 yildaki aylarin sayisi 12’dir" dedigi sanilmis. Baska bir deyisle Allah’a yalan söyletilmis. Allah Tevbe 36’da ne semsî yildan ne kamerî yildan… hic bir takvim sisteminin yilindan söz etmiyor; "dolunaylarin süresi"nden söz ediyor. [I]Dolunaylarin süresi 12 dolunaydir[/I]: EN AZ 12 dolunaydir, demek. 11 dolunay 1 süre yapmaz. Ama bazi sürelerde 13 dolunay var. "1 yilda ille 12 dolunay olacak!" diye 13. dolunayi bir sonraki süreye devretmeyin. Katmerli NESÎ küfrüdür o (Tevbe 37). Bu konuda meramimi anlatabildim mi? Sevgi ile, Hasan Akcay |
Aman Allah'im, fena halde yanilmisim. Dolunaylarin 6 Temmuz 624 tarihinde baslayan süresi 13 degil 12 dolunaylidir cünkü benim 13. dolunay dedigim 25 Haziran 625 dolunayi bir sonraki süreye ait.
O süredeki dolunaylar: ..1.25 Haziran 625 ..2.25 Temmuz ,, ..3.23 Agustos ,, ..4.21 Eylul ,, ..5.21 Ekim ,, ..6.19 Kasim ,, ..7.19 Aralik ,, ..8.18 Ocak 626 ..9.17 Subat ,, 10.18 Mart ,, 11.17 Nisan ,, 12.17 Mayis ,, 13.15 Haziran ,, Cok ama cok özür dilerim. 13 dolunaya sahip olan süre budur; bundan önceki degil. Sevgi ile, Hasan Akcay |
SAyın Hasan Bey.
Hah. İşte bu . Demin ''yaz dönencesi'' ile sormak istediğim de bu idi. Sağolasın. Nesi belasını öğrenmeye öyle ihtiyaç var ki... Saygılareımla. Galip Yetkin. |
TEVAFUK etmenin anlami: denk gelmek.
Bilindigi üzere kamerî yilin ilk ayi, Muharrem’dir (Sâferulevvel). Dolunaylarin süresindeki ilk dolunay ise sehru ramazân (sicak dolunay). Hicretten hemen sonra Muharrem, sicak dolunaya denk geliyor. Iste bu, kamerî yil ile dolunay süresinin karsilastirmali bir incelemesini yapmak isteyenler icin büyük bir kolaylik. "Ikisi de kendi icindeki ilk ay ile yola ciktigina gore giderek nereye varacaklarini görmek kolay!" deyip rahatca baslayabilirler. Buyurun. Hadi bismillah. Cevabini ögrenmek istedigimiz soru: Yûsuf nebi 7 kurak dönemden önceki 7 bitek yilda hangi yila uydu? Kamerî yila mi ya da semsî yila mi? Kamerî yila uysaydi 7 bitek kamerî yilda kac ürün alirdi? Semsî yila uysaydi 7 bitek semsî yilda kac ürün alirdi? [COLOR="Red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]kameri ayin ilk hilali [COLOR="Red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]o hialin dolunayi Ilk satiri örnek olarak ben okuyayim. 13[I] Haziran hicrî 2. yila aittir. O kamerî ayin dolunayi 17 Temmuz 623’te dogdu. [/I] Kamerî yila ait ilk ve son aylarin ve sürelere ait ilk ve son dolunaylarin tarihleri: I [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]13 Muharrem 2 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]17 Tem 623 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Zilhicce 2 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]6 Tem 624 II [COLOR="Red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Muharrem 3 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]6 Temmuz 624 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Zilhicce 3 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]27 Mayis 625 III [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Muharrem 4 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]25 Haziran 625 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]15 Muharem 5 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]15 Haziran 626 Bitek süre III’ün sonuna dikkat. Dolunaylarin bu süresi 13 dolunayli oldugu icin kamerî yildan 1 ay sonra sona eriyor. Kamerî yil 12 dolunayda kalsin diye 13. dolunay, izleyen süreye ertelenmis; Muharrem, bir sonraki sürenin de ilk ayi olacagina sure III’ün son ayi yapilmis. Katmerli NESÎ küfrü (ziyadetun fîl kufr) iste budur. Bu andan itibaren kamerî yilin basi, dolunaylarin süresindeki ilk aya denk gelmiyecek, kamerî yil semsî yildan 11 gün kisa oldugu icin, sürekli olarak öne cekilecektir. Yani, kamerî yil 12 ayli olsun diye, katmerli NESÎ küfrü otomatige baglanmistir. Devam. IV [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Sâfer 5 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]14 Temmuz 626 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Muharem 6 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]4 Haziran 627 V [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]15 Sâfer 6 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]4 Temmuz 627 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]13 Muharrem 7 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]23 Mayis 628 VI [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Sâfer 7 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]22 Haziran 628 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]13 Sâfer 8 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]11 Haziran 629 Dikkat edilirse sure VI’nin da 13 dolunayli oldugu görülür. Kamerî yil 12 ayli olsun diye bu 13. dolunay da ertelenmistir cünkü katmerli NESÎ küfrü otomatiktedir. 7 bitek kamerî yilin son günü: 13 Muharrem 8. Bu, semsî 629’un 12 Mayisidir. Yani 7 bitek kamerî yil Mayisin ortasina bile varmadan sona erer. Ne var ki o anda ekinler henüz basak vermemistir; o ürün alinamaz. Bunun anlami, eger Yûsuf nebi kamerî yila uysaydi 7 bitek yilda yalnizca 6 ürün alabilirdi; Misir halki, arkadan gelen 7 kurak döneme eksik ürünle girer, acliktan ölürdü. Kamerî yila uyanlara Yüce Allah'in verdigi ceza budur: acliktan ölüm. Devam. VII [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]………………... [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]11 Temmuz 629 [COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]…………………..[COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]30 Haziran 630 Bundan sonraki dolunayin tarihi: 29 Temmuz 630. Bunun anlami, 17 Temmuz 623’te baslamis olan dolunaylarin 7 bitek süresi 29 Temmuz 630’a kadar sürer. 17 Temmuz 623’te baslamis olan 7 bitek semsî yil 17 Temmuz 630’a kadar surer. 7 bitek semsî yilin ve 7 bitek dolunay süresinin sonu olan Temmuz harman vaktidir; o ürün alinir. Yüce Allah'in onayladigi YIL, semsî yildir. Yerküre günesi bir kez dolaninca gecen zaman. [B]7 semsî yil = 7 dolunay süresi[/B]. 7 kamerî yil bundan ortalama 3 ay kisadir yani 1 mevsim. Daha dogrusu kamerî yilda zaman kavrami yoktur. Birine harman vakti borclansaniz ve 7 kameri yil bu vakit harman kaldiracaginizi sanip "7 kamerî yil sonra borcumu ödeyecegim," diye senet imzalasaniz o senet karsiliksiz cikar, protesto olur cünkü 7 kamerî yil sonra vakit harman vakti degildir. Yûsuf nebi örnegine bakiniz. En iyi kanit odur. Sevgi ile, Hasan Akcay |
Hesabim iyi degil.
7 bitek kamerî yili, "iddet es suhûr"u ve semsî yili bir daha yaziyorum. 7 bitek dönemin baslangici kamerî yila göre: 13 Muharrem 2 semsî yila göre: 17 temmuz 623 [B]13 Muharrem 2 = 17 Temmuz 623 [/B] ..I[COLOR="Red"][SIZE="3"])[/SIZE][/COLOR]13 Muharrem 2= [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]17 Temmuz 623 ….[COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Zilhicce 2 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]6 Haziran 624 .II[COLOR="Red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Muharrem 3 = [SIZE="4"][COLOR="Red"]O[/COLOR][/SIZE]6 Temmuz 624 .…[COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Zilhicce 3 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]27 Mayis 625 III[COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]14 Muharrem 4 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]25 Haziran 625* ….[COLOR="red"][SIZE="4"])[/SIZE][/COLOR]15 Muharrem 5 = [COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]15 Haziran 626 13 ncü dolunayi bir sonraki "iddet es suhûr"a devretme anlamindaki NESÎ küfrü otomatige baglandigi icin bundan sonra tevafuk olmaz; her kamerî YIL bir öncekinden 11 gün erken gelir. Onun icin biz de yalnizca dolunay sürelerini yazalim: .IV.[COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]14 Temmuz 626 ..V.[COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]4Temmuz 627 .VI.[COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]22 haziran 628** VII.[COLOR="red"][SIZE="4"]O[/SIZE][/COLOR]11 Temmuz 629 …. [COLOR="red"]Bu semsî yilda ve bu "iddet es suhûr"da 7 nci ürün alinir.[/COLOR] Dolunaylarin 7 nci süresi bir sonraki sicak dolunay tarihi olan 30 Haziran 630’a kadar sürer. 17 Temmuz 623’te baslamis olan 7 semsî YIL ise 17 Temmuz 630’a kadar sürer. Bu, [COLOR="red"]Temmuz’un ikinci yarisi[/COLOR]dir ve Temmuz harman vaktidir. 7 nci ürün alinir. 7 bitek kamerî yil: ….I.13 Muharrem 2 (= 17 temmuz 623) ..II.13 Muharrem 3 (= 6 Temmuz 624) ..II.13 Muharrem 4 (= 25 Haziran 625) .IV.13 Muharrem 5 (= 13 Haziran 626) ..V.13 Muharrem 6 (= 3 Haziran 627) .VI.13 Muharrem 7 (= 23 Mayis 628) VII.13 Muharrem 8 (= 12 Mayis 629) [COLOR="red"]Bu kamerî yilda ürün alinamaz.[/COLOR] 7 nci bitek kamerî yil 13 Muharrem YIL 9’a kadar yani 2 Mayis 630 kadar sürer. Bu, [COLOR="red"]Mayisin basi[/COLOR]dir ve Mayisin basinda ekinler henüz basak vermemistir; ürün alinamaz. Sevgi ile, Hasan Akcay ____________________ *Süre III, 13 dolunaylidir: ..1.25 Haziran 625 ..2.25 temmuz ,, ..3.23 Agustos ,, ..4.21 Eylul ,, ..5.21 Ekim ,, ..6.19 Kasim ,, ..7.19 Aralik ,, ..8.18 Ocak 626 ..9.17 Subat ,, 10.18 Mart ,, 11.17 Nisan ,, 12.17 Mayis ,, [COLOR="red"]13[/COLOR].15 haziran ,, **Süre VI, 13 dolunaylidir: ..1.22 haziran 628 ..2.22 Temmuz ,, ..3.20 Agustos ,, ..4.19 Eylul ,, ..5.18 Ekim ,, ..6.17 Kasim ,, ..7.14 Aralik ,, ..8.15 Ocak 629 ..9.13 Subat ,, 10.14 Mart ,, 11.13 Nisan ,, 12.12 Mayis ,, [COLOR="red"]13[/COLOR].11 Haziran ,, |
Sayın Hasan Bey.
Şimdi herhalde bir soru bekliyorsunuz. Ben onu sorayım. III ve VI. sürelerde ''en sıcak dolunaya daha müddet var. Bu geçecek zaman ne oluyor? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[I]Eger
12 nci dolunayla bir sonraki sicak dolunay arasinda 13 ncü bir dolunay varsa o nolacak?[/I] Oldugu yerde birakilacak. Eger 13 ncü dolunay, sayi 12'de kalsin diye, bir sonraki süreye devredilirse NESÎ ortaya cikar. Allah Tevbe 37'de buna katmerli küfür ([SIZE="3"]زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ[/SIZE]) diyor. Islamdan önce Araplar bunu haram aylari yerlerinden kaydirip hükümsüz kilmak icin yaparlarmis. Avlanma yasagini delmek icin. 12 dolunayli kamerî yili peydahlayanlar onu otomatige baglamislar. Biz "sehr"i yilin 1/12'i anlaminda AY zannettigimiz icin geliyor bu soru aklimiza. Ama SEHR Kuranen kamer yerküreyi bir kez dolandiginda gecen süredir: 29 gün 12 saat 44 dk 3 sn. Zaman birimi olaraksa mühlet belirtirken kullanilir. Örnegin "Dört SEHR özgürce dolasin (9:2). Kuran'da Allah "sehr"i yilin 1/12'i anlaminda hic kullanmiyor. Araplar yilin 1/12'ine YERH derlermis. Muhammed nebi de her halde YERH derdi. Cünkü onun dogdugu yillara ait bir yazitta "yerh"in güney agziyla söylenisi olan WERH geciyor. Araplar Hicrî takvimin esas aldigi kameri yilin 1/12'ine SEHR de dediler ama Kuran'dan sonra. Daha önce aciklamaya calistim: Dolunaylarin süresi (iddet es suhûr), YIL olamaz cünkü 12 dolunayli ya da 13 dolunayli olmasina göre uzunlugu degisir. Oysa yilin uzunlugu, bilindigi üzere, sabittir. Sevgi ile, Hasan Akcay |
hımmm. çok ilginç.
|
inzal kavramı indirmek anlamında değildir ?
8 çift hayvan inzali, vezn inzali, elbise inzali, demir inzali, selva inzali, gökten su inzali. kelime tahrifinde maharetli din ustaları GÖKTANRI inancı ile n-z-l kavramına yapıştırmışlar indirmek. Belkide gökten su inzali kafalarını karıştırmış. biride çıkıp 8 çift hayvan nasıl indirildi sorusuna boön bön bakarlar. inzal kavramı istifadeye sunmak, yararlanmaya başlamaktır. Ölçü gecesi her insanın Kuranı anlamaya başladığı kranlıktan aydınlığa geçtiği gece olup bu gecede melekler istifadeye sunulur. meleklerin istifadeye sunulması ile bir canlandırıcı ruhda size inzal olur. o ruhki tertemiz bir bilgi ve güvenilirdir. ek: [url]http://www.vekuran.blogspot.com/2012/02/o-gece-kadirdir-leyletil-ul-qadri.html[/url] |
Soru 88: Mekke ne zaman fethedildi?
Cevap: Hicretin 8. yili Ramazan ayinin 17’sinde ([url]http://www.sadakat.net/sualvecevaplar/siyer.html[/url]) Akil dolu bir soruya akil karistiran bir cevap. Hicretin 8. yili Ramazân ayinin 17’si: Miladin 630. yili Ocak ayinin 7’sidir. Demek ki Mekke [B]kis[/B] mevsiminde fethedildi. Tamam? Ama Ramazân ayinin 17’si 636’nin Ekim 22’sidir. [B]Son bahar[/B]. 642’nin Agustos 19’u. [B]Yaz[/B]. 653’ün Nisan 21’i. [B]Ilk bahar[/B]. Yukardaki bir siyer sorusudur. Peki bir de "Mekke’nin fethi hangi mevsimde kutlaniyor?" diye sorulsa dogru cevap asagidaki seceneklerden hangisidir? (a)Ilk bahar (b)Yaz (c)Son bahar (d)Kis Yani Mekke hangi mevsimde fethedildi? Mevlid kandili de öyle. Bilindigi üzere Hz Muhammed’in o gece dogdugu söyleniyor ve mevlid kandili adi altinda kutlaniyor. Ama bir, ilk baharda kutlaniyor; bir, kisin; bir, yazin; bir, son baharda. Iyi ama Hz Muhammed hangi mevsimde dogdu? Bir insan hem yazin, hem kisin, hem ilk baharda, hem son baharda dogar mi? Gelelim "sehru ramazân -sicak dolunay"a. Sicak dolunay, ki [U]kur'ân[/U]i biz onda indirdik... (Bakara 185) Biz [U]o[/U]nu ölcü gecesi indirdik (Kadr 1) Belli ki ölcü gecesi ve sicak dolunay ayni gecedir cünkü ikisinde de indirilen ayni "okuma"dir, ki münafiklari ele veren bir sûre oldugu Tevbe 64, 81, 86, 124, 127'den anlasiliyor. Peki, eger sehru ramazân kamerî yilin ramazân ayi ise o sûre hangi mevsimde indirildi? Sevgi ile, Hasan Akcay |
Merhaba.
[I][SIZE="4"][COLOR="Red"])[/COLOR][/SIZE]1 Rebiulevvel=18 Haz......….1.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]30 Haz 630 [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Rabiussani=18 Tem…….....2.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]29 Tem [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Cemaziyelevvel=16 Agu…..3.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]28 Agu [SIZE="4"][COLOR="red"])[/COLOR][/SIZE]1 Cemaziyelahir=15 Eyl……...4.[SIZE="4"][COLOR="red"]O[/COLOR][/SIZE]27 Eyl Söylendigine göre Mekke 630’da fethedildi. Eger bu dogruysa inananlar Mekke’ye 1 Temmuz 630 tarihinde sabahleyin girdiler. Kanit: Tevbe 2 ve 5.[/I] Bu alintida söylentiye dayali tek bilgi [I]630[/I]'dur. O da [I]Söylendigine göre[/I] denerek belirtilmis. Isteyenler Mekke'nin 630'da fethedildigine inanmayabilirler; kendilerine göre Mekke hangi miladî yilda fethedildi ise inananlar kente o yila ait sicak dolunayin sabahinda girmislerdir. 629 yilinda [B]12 Temmuz[/B] 628 yilinda [B]23 Haziran[/B] 627 yilinda [B]5 Temmuz[/B] 626 yilinda [B]15 Temmuz[/B] Haram aylar ise her halde su sekildeydi: 1.Ramazân 2.Zilhicce 3.Zilkâde 4.Recep Ilgili ayetlere göre o yila ait olaylarin gelismesi bunu gösteriyor. Anlatmaya calisacagim, Allah isterse. 630'DA NE OLDU? I 630'un 30 Haziraninda sicak dolunay dogdu (1). Tanidik bir dolunaydi cünkü 9 gün önce yaz dönencesiydi; yilin o en uzun gündüzünden sonraki ilk dolunay. Arti, öteki dolunaylardan daha parlak. Arapcada RAMAZÂN [I]asiri sicak[/I] anlamina gelir (2). O yüzden Araplar sicak günlerin o habercisini [I]sicak dolunay[/I] diye anarlardi. Sevgiyle ve saygiyla. Cünkü ekmek paralarini kazanmak icin o gece sabaha kadar onun isiginda calisarak geleneksel Mekke panayirina götürecekleri ürünü hazir ederlerdi. Evlerini yurtlarini geri almak üzere Mekke'yi kusatmis olan inanirlar o gece de sicak dolunaya sevgi ve saygiyla taniklik ettiler. Ertesi sabah on gün sürecek olan (3) oruca baslamalari gerekiyordu (4). Ama Allah'in elcisi, "Savas var!" dedi; oruca niyetlenmedi. Onlar elci ne yaparsa onu yapar, neyi birakirsa onu birakirlardi. Oruca niyetlenmediler. Sabahleyin kente girdiler. Hic bir engelle karsilasmadan dogruca Mescidil Harâm'a yürüdüler. Ama orasi kelimenin tam anlamiyla ana baba günüydü. Geleneksel Mekke panayirinin o ilk günü herkes ordaydi. Son derece disiplinli bir yürüyüs düzeninde Mescidil Harâm'a yaklasan inanirlari gören halk önce korkuya kapilip gerildi ama inanirlarin ellerini silahlarindan uzak tuttuklarini görünce rahatladilar. Iki yana acilip yol verdiler. [SIZE="3"]ائمة الكفر[/SIZE], [I]küfrün ileri gelenleri[/I] (5) inananlari Mescidil Harâm'da bekliyordu. Onlari korumak üzere etraflarini cevirmis olan tepeden tirnaga silahli adamlarinin elleri tetikte. __________________________________ 1.Moon phases ([url]http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630&n=0[/url]) 2.Elmalili, Bakara 185 tefsîri ([url]http://www.kuranikerim.com/telmalili/bakara2.htm[/url]) 3.Arapcanin eski sözlüklerinde, örnegin el-Vasit'te, MA'DÛDÂT [I]iki elin parmaklari sayisinca[/I] demektir -[SIZE="3"]مَعْدُودٌ عَلَى رُؤُوسِ الأَصَابِعِ[/SIZE]. ([url]http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9007.msg52417#msg52417[/url]) 4.Bakara 185: [I]O [COLOR="Red"]dolunay[/COLOR]a tanik olanlariniz onu [U]oruclasin[/U] - [SIZE="3"]فمن شهد منكم ال[COLOR="red"]شهر[/COLOR] فلي[U]صم[/U]ه [/SIZE].[/I] 5.Tevbe 12 |
630'DA NE OLDU? II
O gün Mescidil Harâm alanindaki halk aslinda "hüccac"di yani geleneksel Mekke panayirinin pazarcilari ve alicilari. HAC, bir: ticarî anlamda bu idi (1); iki: dinî anlamda hac ibadeti. Ticarî ve dinî haclar birlikte yapilirdi. Hem inananlarin hem müsriklerin isine geliyordu bu. Cünkü inananlar panayira gelmisken üzerlerine farz olan (2) hac ibadetini de yerine getiriyor; müsrikler ise ibadete gelenler ayni zamanda alis veris yaptiklari icin daha cok kazaniyorlardi. Ne kadar cok gelen, o kadar cok kazanc. Onun icin müsrikler daha cok insan gelsin diye Mescidil Harâm'in bakimini yapar; hacilara bedava su dagitirlardi (3). Mekke'ye giren inanirlar o gün ellerini silahlarina atmaktan cekindiler cünkü halkin icinde Medine'ye göcmeyip Mekke'de kalan inanirlar vardi. Bir müsrige hedef alip ok atsaniz yanlislikla bir inaniri vurabilirdiniz (4). Inananlar Mescidil Harâm'a ulastilar. Küfürde ileri gidenler, yüzleri korkudan gerilmis ama yine de dik durmaya calisarak, inananlara selam verip "Evinize hos geldiniz!" dediler. "Size bir önerimiz var." Nedir? "Mekke'ye girdiniz; tamam. Ama biz de burdayiz. Ateskes anlasmasi yapalim." Peki. Dört dolunay özgürsünüz (5). "Yani dört haram ay?" Evet (6). Cünkü haram aylarda (7) kurulan panayirlar inananlarin da ekmek teknesi. "Tamam." Ama bir sartla: Bu 4 ay esnasinda baska bir asiret inananlara saldirirsa onlara yardim etmeyeceksiniz (8). "Kabul." Yemin ediyor musunuz? "Ediyoruz." Biz de yemin ediyoruz. Küfrün elebasilari ve onlari koruyan silahli adamlar oradan cekildiler. Inananlar "Allah'in evi"ne vardilar; ellerini ona sürüp özlem giderdiler. Anlasma yapildigi halka duyuruldu. Halkin yüzü güldü. Panayir devam etti. ____________________________ 1.HICEC [I]panayir[/I] anlamindaki HAC kelimesinin bir cogulu. Kasa 27'ye bakiniz. Orada Suayb nebi genc Musa'ya is öneriyor: [I]Sekiz [U]panayir[/U] (semaniye hicec -[SIZE="3"]ثماني [U]حجج[/U][/SIZE]) bana calismana karsilik sana su iki kizimdan birini nikahlamak isterim.[/I] Genc Musa, yasli Suayb'in koyunlarini güdecek; onlari kirpip yün alacak, sagip peynir ve yag yapacak ve bu ürünleri Medyen panayirina götürüp satacak. Panayir yilda 2 kez kuruluyorsa Musa dört yil hizmet edecek; 4 kez kuruluyorsa iki yil. 2.Âl-i Imrân 97, Hac 27, 28, 29. 3.Tevbe 19. 4.Fetih 24-25. 5.Tevbe 2. 6.Tevbe 5. 7.Prof Abdülaziz Bayindir videoya alinan bir konusmasinda ([url]http://www.youtube.com/watch?v=KXxvFofVPgQ[/url]) haram aylara ve Mekke'nin geleneksel panayirlarina deginerek sunlari söylüyor: [I]Haram aylar… Zilkâde, Zilhicce, Muharrem. Bunlar hac ayi. Bu üc ayda büyük panayirlar kurulur.[/I] Bu aciklamada dogruyla yanlis ici ice: Dogru: Haram aylarda panayirlar kurulur. Yanlis: 3 ay. Dogrusu, hac aylari 3'tür ama panayirlar dört haram ayin dördünde de kurulur. Sayin profesörü yaniltan, kamerî yilin icindeki haram aylarin onun andigi üc tanesi arka arkaya geldigi halde Recep'in alip basini giderek ayri bir vakitte yer almasi. Bunu Tevbe 2 ve 5 cürütüyor; arti, av yasagi da cürütür (Mâide 2, 95). Av yasagi arka arkaya gelen 4 aydir. Sayin profesör bir de sunu söylüyor: [I]Dünyanin her yerinden insanlar ürettikleri mallari getirip satarlar. Dolayisiyla yilin [B]bütün mevsimleri[/B]ni dolasmasi lazim ki her zaman suranin üreticileri getirmesin, öbür taraf da getirsin[/I]. Kur'ân bunu da cürütüyor. Örnegin Kureys sûresi: [I]Kureys'i kis ve ilk bahar yolculuklarina bu evin Rabbi alistirdi. Kureys'in tapmasi gereken o Rabdir. Ac idiler, doyurdu onlari; korkuyorlardi, güvene kavusturdu.[/I] Acik ve net. Kureys tacirleri kisin ve ilk baharda kervanlarla dis ülkelere gidip mal aliyorlar ve onlari Mekke panayirina getirip kârina satarak ekmek paralarini kazaniyorlar. Onlar kisin ve ilk baharda Mekke'de yoklar. O mevsimlerde nasil panayir kurabilirler? 8. Tevbe 4. |
630'DA NE OLDU? III
1 Temmuz 630’da inananlar Mekke’ye girmisti ama müsrik yöneticiler bunu fetih olarak algilamadilar. Kenti yönetenler gûya hâlâ onlardi. Inananlar evlerine dönmüstü, o kadar. Allah’in elcisi bu balonu söndürmekle ise basladi. Bir arkadasini Mekke’ye vali atadi. Vali bir arkadasini panayiri yönetmekle görevlendirdi. Panayira disardan bir sürü insan geliyordu. Onlar icin "harâm alan"inda gölgelikler yapilmisti. Bir de isteyenlerin salât edebilmesi icin Kabe’yi cepe cevre dolanan gölgelikler vardi. Bunlar sürekli kullanildigi icin cabuk eskiyordu. Bir müsrik onlari yenileyip onariyordu. Yeni yönetici o isi Müslüman arkadaslarina Verdi (1). Bir iki müsrik, Kabe’nin etrafini süpürüyor; bir iki müsrik, ellerinde zemzem testisi, halka su dagitiyordu. Insanlar su kapmak icin birbirini itip kakiyordu. Müslüman yönetici onlarin isini de Müslümanlara verdi ve sayilarini artirdi (2). On gün bile gecmeden her sey düzene girdi; kente tam anlamiyla [I]islam[/I] yani [I]baris[/I] geldi. Allah’in dinine insanlar dalga dalga girmeye basladi. Bu kadarini elci dahi beklemiyordu. Rabbinden özür dileyip O’na yöneldi (3). 15-20 gün icinde, küfrün önderleri dahil, bütün Mekke’liler islama gecti. Inananlar kente tamamen egemen oldular. Sicak dolunay böyle gecti. Hac üc dolunayin her hangi birinde yapilabiliyordu. Yalnizca sicak dolunayda yapilamazdi cünkü o, oruc dolunayi idi. Onda hac yapilirsa hayvan bagislayamayan inanirlarin hac yerinde 3 gün ve eve dönünce 7 gün yani toplam 10 gün kefaret orucu tutmasina dair Allah’in hükmü (4) iptal olur cünkü inananlar o anda zaten oruc tutuyor. Bir sonraki dolunay, ikinci haram dolunaydi; hac dolunaylarinin ilki. Inananlarin kalbinde apayri bir yeri vardi o haccin. Cünkü cok uzun sure hac icin Allah’in evini tavaf etmelerine izin verilmemisti. Mescidil Harâm’a bile sokulmamislardi (5). Ama Yüce Allah’in sözü vardi (6). Hac trasi olup Hz Ibrahim'in [I]kadim ev[/I] (7) denen mescidini baris ve güven icinde ziyaret ederek onun "tevhid"ci tavrini yâd edeceklerdi. Bir gün. Mutlaka. Cünkü "sadakallahul azîm – Yüce Allah dogru söyler"di. Yillarca kelle koltukta savasmis ve sonunda bileklerinin gücüyle elde etmislerdi haklarini. Allah’in sözü yerini bulmustu. Tarifsiz duygular icindeydiler Onun icin onlarin gözünde [I][SIZE="3"]الحج الاكبر[/SIZE] - büyük hac[/I] idi o (Tevbe 2). Hac hazirliklarini bi baska özenle yaptilar. Giysileri toz toprak icinde olanlar yudular; yirtik olanlar yamadilar. Gücü yetenler yoksullara bagislamak icin hayvan satin aldilar. 28 Temmuzda sabah salâtindan sonra, bazisi deve sirtinda ama cogu yaya, yola ciktilar. ______________________________________ 1.Ortak kosanlar, inkarlarini kendileri bilip dururken, Allah’in secde yerlerini onaramazlar (Tevbe 17). Allah’in secde yerlerini… ahrete inananlar onarir (Tevbe 18). 2.Hacilara su dagitmak... ahrete inanip Allah icin savasmakla bir midir sizce? (Tevbe 19) 3.Nasr sûresi: Allah’in yardimi gelip ilerisi acildiginda, Allah’in dinine insanlarin dalga dalga girdigini sen gördügünde Rabbini övgüyle yücelt ve O'ndan özür dile. Yöneleni onaylar O. 4.Bakara 196. 5.Hac 25. 6.Fetih 27. 7.بالبيت العتيق - beytil atîk (Hac 29). |
630'DA NE OLDU? IV
O devrin ölcülerine gore cok kalabaliktilar. Medine’den, Mekke’den, cevre vahalardan on binlerce kisi. En önde Allah’in elcisi, en arkada yaslilar "Rabbunâ Allah - Bizim Rabbimiz Allah'dir! Allahu ehad – Allah bir!" diyerek yürüdüler (1). Yalniz, Taif’ten cok az kisi vardi cünkü orda "Allah cok!" diyenler iktidardaydi (2). Ögleden sonra bir ovaya ulastilar. Orda durduar. Ortalik cayir cayir yaniyordu. Tek agac yoktu. Günesten korunmak icin cadirlar kurdular. Su yoktu. Abdesti testilerindeki suyla aldilar. Sanki dünya yasami degil ahret vardi orda. Kalabalik, insana mahseri düsündürüyordu. "Naptim ben?" diye sordu herkes kendine. "Yalan söyledim. Baskasina ait seyleri izinsiz aldim. Ihtiyactan kivranana yardim etmedim. Gönül kirdim. Insanim ben. Bir sürü zaafa sahibim." Yasak elmayi yiyen Adem’le esi gibi öz benliklerinin ayirdina vardilar. Gercegi bilmek insana güc veriyordu. Kendilerine güven geldi. Umutla doldular. Ellerini gökleri Yaratan’a uzatip "Ben buyum! Anadan dogma ben geldim!" diye bagirdilar. Orasi Arafât ovasiydi. Arafât = arif olus, uyanis (3). Aksama dogru uyanislarinin en üst noktasina ulastilar. Gün batiminda oradan (Mes’aril Harâm) Dokunulmaz Bilinc’e aktilar. Orda durdular. Ellerini kaldirip Allah’a sükür ettiler. Ondan once sapmis durumdayken kendilerine uyanma imkani verdigi icin (4). Aksam salâtini Mes'aril Harâm'da kildilar. Uyudular, dinlendiler. Sabah salâtini da orda kildilar. Sonra Mekke’ye dönüs basladi. Kente girmeden önce son bir kez daha durdular. Hayvanlari olanlar onlari kessin diye. Kestiler ve etini yoksullara ayirdilar; kendileri de herkesle birlikte yer sofralarina oturup yediler (5). Sonra tras oldular. "Ben odakli olmayi birakip Allah’i kâle almanin geregini yaptim," demekti bu; [I]islem tamam[/I]. Kucaklasip birbirlerinin haccini kutladilar. Evlerine ya da kaldiklari yerlere dagildilar. Haccin son bir etkinligi kalmisti: Kabe’yi dolana dolana Ibrahim nebiyi yâd etmek. Onu herkes kendi basina yapti. Kabe Ibrahim nebi ve oglu Ismail tarafindan insa edilen mesciddi. Islamin ilk secde yeri. Ibrahim nebinin, icinde durup imamlik ettigi mihraba sonradan [I]makâmu ibrahim[/I] dendi. Simdikinin aksine, mihrab elbet Kabe'nin [COLOR="red"]icinde[/COLOR]ydi (Âl-i Imrân 97): [COLOR="Red"]في[/COLOR] ه …مقام ابراهيم. Kapisi herkese acikti. Isteyenler, eger yer varsa, icerde salât ederdi. Ama cok kücüktü. Ibrahim nebinin zamaninda da salât önceleri icerde kilindigi halde sonralari, simdi cuma salâtlarinda oldugu gibi, cemaat disariya tasti. Mescidil Harâm böyle olustu. Aslinda avlu-mesciddir Mescidil Harâm. O yüzden tavansizdir. _______________________ 1.Onlar sirf "ربنا الله – Rabbuna Allah!" dedikleri icin yurtlarindan atildilar (Hac 40). De ki "الله احد – Allahu ehad!" (Ihlas 1). 2.Inananlar onlarla daha sonra, Huneyn gününde, hesaplasti (Tevbe 25-26). 3.A’râf 56, Mâide 83. 4.Bakara 198: Arafât’tan önce sapmislar arasindaydiniz. Allah nasil sizi uyandirdiysa Arafât’tan Mes’aril harâm’a aktiginizda O’nu öyle anin. 5.Allah’in kendilerine rizik olarak verdigi hayvanlar üzerine "[I]bilinen günler[/I]"de Allah’i ansinlar. Onlari yoksullar yesin; siz de yiyin (Hac 28). [I]Bilinen günler[/I] anlamindaki [I]eyyâmen ma’lûmât - ايام معلوما[/I]ت, haccin "iddeti"dir yani süresi. Dolunayda baslar; ceyrek ay karnini iceri cekip hilal halini alinca sona erer ve 10 gündür. Ayetlerdeki 10 sayisinin hikmeti bu. O büyük hacca gidenler vakti yalnizca aya bakarak ögreniyorlardi. Onlarin duvar takvimi, radyosu, tvsi yoktu. |
630’DA NE OLDU? V
Inananlar bir duyum aldilar. "Taif ve cevresindeki müsrikler Mekke’ye saldiracak." Vakit Agustosun ilk yarisi. Gökteki ay kücüle kücüle tirnak ucu kadarcik olmus. Geceler karanlik. Allah’in elcisi geliyorum diyen canavari Mekke'nin disinda karsilamaya karar verdi. Inananlari cihada cagirdi. Münafiklar yan cizmek icin yine bahaneler uydurdular. Kimisi "Evlerimiz tehlikeye acik," dedi (Ahzâb 13); kimisi "Hava sicak; bu sicaga dayanamam!" (Tevbe 81); kimisi "Bakimi yapilacak hurma agaclarim var..." (Fetih 11). Ama imani icten olanlar "Duyduk ve itaat ettik!" deyip kostular (1). Onlarin yalnizca imani degil özgüveni de doruktaydi cünkü Mekke’yi geri almis; oradaki bütün müsriklerin Islama gecmesini saglamis, sayica mahserî bir cokluga ulasmis ve "büyük hac"larini güven icinde yapmislardi. Kafir ordusu arazideydi. Allah’in elcisi de, dev gibi bir orduyla (2), araziye cikti. Orda iki gladyatör gibiydiler. Hangisi ötekinin bos bir ânini yakalarsa [B]bir[/B] saldirisla üzerine cullanacakti (3). Elci örnek bir komutandi (Ahzâb 21). Önlem aldi. Bir öncü birligi olusturup güvendigi bir arkadasinin komutasinda ileriye yolladi. "Düsmanla temas kurar kurmaz bize haber ucurun!" dedi. Yine karanlik bir gece. Safak atti. Ak ipi kara ipten secebildikeri ân geldi (Bakara 187). Namaz vakti (4). Elcinin imamliginda sabah namazi kilacaklardi. Askerlerin bir bölügü gözetci oldu; öteki bölügü elcinin arkasina dizildi, silahlari ellerinin altinda (5). Kiyamda elci, durumlarina uyan ayetler okudu (Âl-i Imrân 139-140): [I]Koruyan, bagislayan Allah’in adiyla. Gevsemeyin, üzülmeyin. Eger imaniniz ictense üstün gelen siz olursunuz. Allah imani icten olanlari ortaya cikarmak ve sizden sehidler edinmek istiyor.[/I] Cemaat "Duyduk ve itaat ettik!" dedi. SEHID "sahid"in Arapcasi. Müsrik ile müslüman arasindaki fark orda idi. Müsriklere gore ahret yoktu (6); ölmek yok olmakti. Yok olmak istemiyorsan ölümüne savasmayacaksin; kacacaksin. Müslümanlara gore ise bir öteki dünya vardi. Islama buna inarak atmislardi adimlarini. Islama giren herkes potansiyel bir sehid-sahiddi. Icten inananlar Allah icin ölümü göze alarak savasir ve gerektiginde ölerek ahrete sahid olurlardi. Kiyamdan rükuya, rükudan secdeye vardilar. Sonra, herkes icinden Rabbine seslenebilsin diye, kisa bir oturus. Ve saga sola selam vererek namazdan cikis. Cephede kilinmasi farz olan [U]kisa[/U] namaz bu idi. 1 rekat (7). Sonra inananlarin öteki bölügü dizildi imamin arkasina (8). ___________________________ 1.سمعنا واطعنا - semi'nâ ve ata'nâ (Nisâ 46) 2.Hani, coklugunuz hosunuza gidiyordu - iz a'cebetkum kesretukum... (Tevbe 25) 3.Kafirler sizin silah ve esyanizdan uzak bir âninizi kolluyor cünkü [B]bir[/B] saldirisla -meyleten vâhide, [SIZE="3"]ميلة واحدة[/SIZE]- üzerinize cullanacaklar... (Nisâ 102). 4.Namaz inananlarin üzerine [I]vakitleriyle yazildi[/I] -kitâben mevkûta, كتابا موقوتا (Nisâ 103). Namazi gündüzün iki ucunda ve gecenin yakin saatlerinde (Hûd 114), örnegin günesin sarkmasindan gecenin karanligina kadar kil. (Isrâ 78) 5.Onlarin bir bölügü seninle kiyam etsinler; [I]silahlarini da alsinlar[/I]... - vel ye’huzû eslihatehum... (Nisâ 102). 6.Câsiye 24: Su dünya hayatimizdan baskasi yok -Mâ hiye illé hayâtunâd dünyâ, ما هي الا حياتنا الدنيا. 7.Savas icin araziye ciktiginizda kafirlerin size saldirmak üzere oldugunu biliyorsaniz namazdan [U]kisa[/U] düsmeniz caizdir -en taksurû, ان [U]تقصر[/U]وا (Nisâ 101). 8.Secdeden sonra arkaya gecsinler ki onlarin henüz namaz kilmamis olan öteki bölügü seninle kilabilsin... (Nisâ 102). Nisâ 101 ve 102'den benim anladigim, namaz 2 rekattir. Cünkü kisaltilmisi 1 olan sayinin tamami 2'dir. Yani bir kimseye "Namaz 2 rekattir ama cephede kisaltilarak kilinabilir," deseniz cephede onu 1 rekat kilar. Nisâ 102'de uygulamali olarak tanimi yapilan kiyamli, secdeli namaz iste bu. Yalnizca 1 rekat. 2 rekatin 1 rekattan baska kisaltilmisi yok. Öte yandan 3 rekatin, 4 rekatin... 1 rekattan baska kisaltilmis rekat sayilari var. Örnegin 3 rekatin kisaltilmisi 1 ve 2 rekattir. Yani bir kimseye, "Namaz 3 rekattir ama cephede kisaltilarak kilinabilir," deseniz cephede kilinmasi farz olan namazin 1 rekat mi ya da 2 rekat mi olduguna karar veremez; kuskuya düser. Oysa Kuran kendisinin [I]apacik bir okuma[/I] anlaminda [I]kur'ânun mübîn[/I] oldugunu belirtir (Yâsîn 69), ve biz Kuran'a iman ettigimizde buna da iman ettik. Kuran'daki ifadelerin kuskuya kapali anlamlarini esas almak imanin geregidir; "acaba"li sorularla kusku üretmemek gerekir (Mâide 101). Örnegin kisaltilmisi 1 rekat olan namazin tamami 2 rekattir. Bu kesin. Cünkü 2 + 2 = 4 ne ise bu odur. Matematik. Kuranen namaz 2 rekattir. Sevgi ile, Haan Akcay |
630’DA NE OLDU? VI
Tevbe 25 (Y N Öztürk cevirisi): [I]Yemin olsun ki, Allah size birçok yerde yardım etti. Huneyn gününde de. Hani, çokluğunuz sizi böbürlendirmişti de bu hiçbir işinize yaramamıştı. Tüm genişliğine rağmen, yeryüzü size dar gelmişti. Sonra da sırtınızı dönüp kaçmıştınız.[/I] Tevbe 26 (Y N Öztürk cevirisi): [I]Sonra Allah, resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur.[/I] Taif’in engebeli bir bölgesindeydiler. Bkz. Muharebe alanindaki sehid mezarlari: [url]http://v4.lscache3.c.bigcache.googleapis.com/static.panoramio.com/photos/original/57941050.jpg[/url] Düsman, o arazideki her tepenin arkasina saklanabilir. O kadar yakindir ama görünmez. Ve insanlari denizin karanlik dibi gibi göremedigi seyler tedirgin eder. Allah’in elcisini iste o tepelerin arkalari tedirgin ediyordu. Onun icin ileriye bir öncü cikardi. Öncü birligin görevi vadilerin arkasi görünmeyen yamaclarini, öte yani karanlik tepeleri test etmekti. Bir vadiyi önce öncü birlik gececekti. Saldiriya ugrarsa düsmana karsilik bile vermeden ana birlige haber ucuracakti. Sabah namazinin ardindan, öncü birlik ilerde, yola düzüldüler. Öncü birlik bir vadiye girdi. Cit yok. Cünkü pusudakilere "Öncüleri birakin gecsinler!" diye emir verilmisti. Inananlarin ana birligi gelince koptu kiyamet. Vadinin her iki yanindan inananlarin üzerine oklar yagiyordu. Gögsüne, bogazina, sirtina oku yiyen yikiliyordu. Önce "Biz cokuz!" diye övünenler bozguna ugradi. Sonra herkes cil ayvrusu gibi dagildi. Allah’in elcisiyle yanindaki bir iki inanir kala kaldilar. Elci, yumrugunu düsmana salladi ve icindeki gök gürlemesini disa vururcasina "Ben Allah’in elcisiyim!" diye bagirdi. Emindi. "Allah ve elcisi galip gelecek!" (Mücâdele 21). Bir inanir onu kucakladigi gibi bir kayanin arkasina cekti. "Kendini koru, ey Allah’in elcisi! Bizi sensiz birakma!" Sonra "Allah’in elcisi burda! Elci yasiyor!" diye bagirdi. Yakindaki kayalara siginmis olanlar da bunu duyar duymaz "Elci yasiyor!" diye bagirmaya basladilar. Duyan geldi; duyan geldi. Cogaldilar ve onlar da düsmana ok atmaya basladilar. Kazanilan an o andi. Önce bir kac kisiydiler, az sonra bir kac yüz oldular; sonra bir kac bin. Inananlarin ölüm kusan binlerce oku müsrikleri cözüverdi. Cekilmeye basladilar ve kisa süre icinde cekilme bozguna döndü. Tabana kuvvet kactilar. Sahipleri ölen develerle atlari oracikta birakarak. Müsrik cadirlari vadinin ötesindeydi. Oradaki mallarini ve kadinlarini da birakarak kactilar. Allah’in elcisi elde edilen ganimeti arkadaslarina dagitti. Dagitimin yapildigi söylenen yerde simdi Cirane Mescidi var. [url]http://hac.erolkara.net/cirane.jpg[/url] |
HARAM AYLAR ve NESİ (erteleme)06
Haram ay haram aya karşılıktır.Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir. (2/194) Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mes-cid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar. (2/217) Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir. (5/2) Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir. (5/97) Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir. (9/5) Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir. (9/36) Nesî usûlünün ortadan kaldırılıp sırf kamerî takvimin yeniden ihyâ ve ihdas edilmesi İslâm için bir çok faydalar sağlamıştır. Bu, Devletin maliye teşkilatına, halkın hiç farkına varamayacağı bir şekilde her otuz üç güneş yılında bir fazla malî yıl’ın idrak edilmesi şeklinde kendisini gösterir. Bundan başka bu sırf kamerî takvim ramazan ayının muhtelif mevsimlere isabet etmesi sebebiyle oruç tutanların muhtelif iklim şartlarında açlık ve susuzluğa tahammül etmelerini ve bunlara karşı talimli olmaları sûretiyle askerî faydalar da sağlar. Bütün bunların üstünde ekseriyeti teşkil eden pek fazla tahsili ve bilgisi olan Müslümanların çöl veya ücra köylerde yaşayıp büyük şehirlerle alakası kesilse bile zamanlarını hesaplamalarında muayyen aylarda ramazan orucunu tutmalarında ve hacca gitmelerinde büyük faydalar sağlar. Sonuncusu olmamakla beraber bir diğer faydası da takvimlerde rastlanan hesaplama hatalarının zaman zaman düzeltilmesine de ihtiyaç bırakmaz. Câhiliye döneminde Arap toplumunun ay, yıldızlar ve gökyüzü ile ilgili gelişmiş kültürleri bulunmaktadır. Yıldızların ve gökyüzünün yerleri yönettiği şeklindeki kadîm inanç onların gökyüzünü daima gözlemelerini sağlamıştır. Buna binaen Araplar ay ve yıl hesaplarını gökyüzü gözlemlerine dayandırmışlardır. Arapların uyguladıkları nesî sonucunda iki durum ortaya çıkmaktadır. Nesî yapılan senelerde ayların sayısı on üçe yükselmektedir. Bunun sonucunda hac kamerî aylar arasında yer değiştirmiştir. Diğer taraftan, gerçekte haram olan bir ayın mekânı başka bir ayla yer değiştirmiştir. Bunun sonucunda Hz.İbrahim zamanında ve daha sonrasında takip edilen saf kamerî düzen bozulmuş ve saf kamerî düzenin kullanılması sonucunda elde edilen faydaların yok olmasına sebep olmuştur. İslâm öncesi Arap toplumunda nesî uygulaması iki amacı gerçekleştirmiştir. Birincisi haccın kamerî düzende olduğu gibi mevsimleri deverân etmesine engel olmuş ve belli bir mevsimde tutulması sağlanmıştır. Bunun sonucunda haccın ve panayırların da zamanında değişme olmuştur. Uygulanan sistemin sonuçları hac ve panayırlarla ilgisi olan tüm Arapları etkilemektedir. Bu durumda nesînin tüm yarımada Araplarını ilgilendirdiğini söyleyebiliriz. Bir diğeri, peş peşe gelen üç haram ayın zilkade, zilhicce ve muharremin arasına helal bir ay koyularak Arapların bazı senelerde üç ay boyunca savaştan uzak kalmamalarını sağlamıştır. Nesî sistemi Araplarca, normal düzenin dışında algılanmıştır. Bu sebeple nesî yaptıkları ayı fazladan bir ay sayarak haram ayların arasına katmamışlardır. Öyle ki nesîyi bir fasıla olarak görmüşler ve nesî ayının ardından olağan düzenlerini yaşamaya devam etmişlerdir. [COLOR="Red"]Normal süreçte haram olan bir ayı helal bir aya dönüştürmeleri nesîyi normal dışı algıladıklarının en büyük delilidir.[/COLOR] Kaynaklarda kesin ifadeler bulunmasa da nesîyi Arap toplumunun büyük çoğunluğu uyguluyor olmalıdır. Çünkü Hac zamanı tüm Arap yarımadasını ilgilendiren bir fenomendi ve bu zamana uyabilmek için nesî uygulamasını nazar-ı dikkate almaları gerekiyordu. Ayeti Kerime’de189 geçen ifadeleri hac zamanını belirleme hususunda tartışmaların olduğu şeklinde yorumlayanlar olmuştur, ancak Kureyş’in belirlediği zamanın dışında hac için Mekke’ye 189 Bakara- 2/197 gelenlerin olduğuna kaynaklarda rastlanmamaktadır. Ancak Araplar arasında haram ayların haramlığının kabulü konusunda anlaşmazlıklar olduğu ve bazı kabilelerin haram ayları kabul etmediğini biliyoruz. [COLOR="Blue"]Araplar nesîyi hac zamanını istedikleri mevsimde tutabilmek ve haram ayların yerlerini değiştirmek için kullanıyorlardı[/COLOR]. Nesî tatbikatının usûlü konusunda kaynaklarda farklı rivayetler bulunduğunu görmekteyiz. Bu hususta müellifler her sene, her iki senede bir, her üç senede bir veya iki sene arasındaki fark bir ayı tamamladığı zaman seneye bir ay eklemesi yapıldığı şeklinde usûller sunmaktadırlar. Aslında bu sonuncu rivayet tüm rivayetleri birleştirebilmemizi sağlamaktadır. Şöyle ki şemsî ve kamerî sene arasındaki fark günleri bazen üç, bazen iki bazen de ard arda iki sene nesî yapılmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda bu rivayetler uygulanan sisteminin katî kurallara bağlı bir düzeni bulunmadığını göstermektedir. Arapların kendi imkanlarıyla yaptıkları gözlemlerle o gün için elde ettikleri sonuçları değerlendirerek belli bir düzen oluşturmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Onların gayesi sadece zamanın yer değiştirmesine engel olmaktı. Zannımca uyguladıkları nesî sistemini kesin kurallara bağlama endişesi taşımıyorlardı. Zamanın elverdiği yani kamerî düzenin izin verdiği nispette kamerî ve şemsî seneyi müsavî kılmaya çalışıyorlardı. Ancak belli bir düzen kullanmıyorlardı demekle, Arapların nesîyi uygulama konusunda tamamen keyfi davrandıkları kastedilmemektedir. [QUOTE]Somut bilgidir. Kullandigim araclari belirttim. Onlari lütfen siz de kullanin. [/QUOTE] O somut bilgiler Recep ayını ayırıp haram ay saymıyor mu? O somut bilgiler Ramazan ayı diye bir ay yazmıyor mu? Çalışmaların için çok teşekkürler. Çok çalışılmış bir yazı dizisi olmuş. |
Meton döngüsü, nesi fesadı , takvim sistemleri
[url]https://skydrive.live.com/view.aspx?cid=DAB246834477D940&resid=DAB246834477D940%21107[/url]
yukarda hasan arkadaşın takvim mevzusuyla ilgili söylediklerini kısmen destekleyen bir makalem var konuyla ilgilenenlere faydası olabilir. Kuranda bahsedilen Nesi fesadıyla Araplar ve/veya Yahudiler hedef alınmaktadır. Araplar ve/veya Yahudiler bazı "güneş yılına isabet eden 13. dolunayları bir sonraki seneye devrederek bir sene bazı aylarda kendilerine haram kılınan davranışları helal, diğer sene helalleri haram yapmışlardır. Arapların yaptığı ise çok daha büyük bir günah olup mevsimlerin gözetilmesi toptan kaldırılmıştır. (3, 6, 8, 11, 14, 17,19) bu sayılar Meton döngüsünde hangi "güneş yıllarında" 13 dolunay olacağını belirleyen sayılardır. [örneğin 8 rakamı Meton döngüsünün başlangıcından itibaren 8 inci güneş yılında 13 dolunay(ay takvimine göre) gerçekleştirileceğini bildirir.] Araplar ve/veya Yahudiler yukarıdaki döngüdeki rakamları örneğin ( 2 ,5, 7 ,10 ,13 ,16, 19 ) şeklinde yaparak haramları helal helalleri haram yapmışlardır kuranda bahsedilen Nesi fesadı budur. Ayriyeten Nesi fesadıyla ilgili olarak şunu söyleyebilirim Nesi fesadı dolunayın ertelenmesi değil haram ayların ertelenmesi manasına gelmektedir bunu şu şekilde yapmaktalar; dolunayların 13 olmadığı bir yıl örneğin 2000 yılı, ertesi senede(2001) dolunaylar 13 çekecek olsun Nesi fesadında bir sene içindeki dolunayların sayısı 13 olmadığı halde 2000 yılında 13 dolunay varmış gibi yapılması ve/veya 13. dolunayın günlerinin 12. aya aktarılması suretiyle haram aylar ertelenmektedir bir sonraki sene ise 13 dolunay olmasına rağmen 12 dolunay varmış gibi hesap yapılmaktadırlar. İKİ SENELİK AY LİSTESİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 [COLOR="Red"]1 2 3 4[/COLOR] 5 6 7 8 9 10 11 12 Nesi fesadının yapılması 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 [COLOR="red"]1 2 3 4 [/COLOR]5 6 7 8 9 10 11 12 13 olması gereken hesap Yukarıdaki sayılardan da anlaşılabileceği gibi haram aylar 1. 2. 3. ve 4. aylarda olması gerekirken Nesi fesadıyla olması gerekene göre 1 ay erteleniyor ve 2. ayda başlatılıyor. MÜDDESİR suresi nesi fesadından bahsetmektedir. müddesir 37 ye özellikle dikkat. birde ufak bir katkı; Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, [COLOR="Red"]dolunay olmuş aya [/COLOR]yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.84/(16-19) Allah bu ayette dolunay üzerine yemin etmektedir, bilindiği gibi Allah boş yere yemin etmez bunun bir önemi olsa gerek. |
[QUOTE=pramid;11325]
O somut bilgiler Recep ayını ayırıp haram ay saymıyor mu? O somut bilgiler Ramazan ayı diye bir ay yazmıyor mu?[/QUOTE] Merhaba pramid kardesim. Nasilsiniz? Araplar kamerî aylarin her birine anlami olan bir ad vermisler. Bu, somut bilgidir. Örnegin [I]recep[/I] SAYGI demek. Özellikle av yasagina saygi. Benim bundan anladigim, Recep yasak dolunaylardan biridir. [I]Sicak dolunay[/I] anlamindaki Sehru Ramazan'a gelince o, Kur'ân'da adi gecen tek dolunay (Bakara 185). Elbette "dört yasaklar"dan biridir. Zilhicce, [I]hac vakti[/I] demek; yasak dolunaydir. Zilkâde [I]oturma[/I] anlamina geliyor, ki insanlar o ayda savas yasagina uyup oturduklari icin bu adi almis; o halde Zilkâde de dört yasaklardan biri. Tevbe 36'da anilan ve [I]dört yasaklar[/I] anlamina gelen "erbeatun hurum - [SIZE="3"]اربعة حرم[/SIZE]"un ilki Sehru Ramazândir. Ötekilerin sirasindan emin degilim. Ama Tevbe 3'te gecen [I]hacci-l ekber[/I], Zilhicce'nin ikinci yasak dolunay oldugunu akla getiriyor. Siralama söyle olabilir: 1.Ramazân 2.Zilhicce 3.Recep 4.Zilkâde Siralama degisebilir ama kesinlikle dördü bir aradadir. Yoksa bir tanesi, örnegin, Recep vakten alip basini baska bir yere giderse Allah'in koydugu av yasagi (Mâide 2, 95) hükümden düser. Sevgi ile, Hasan Akcay |
sizler "sene" ve "amm" kavramlarını karıştırıyorsunuz.
يُحِلُّونَهُ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُ عَامًاTevbe / 37 فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلَّا خَمْسِينَ عَامًاAnkebût / 14 sene ile amm aynı şey değil. كُلِّ عَامٍ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ بَعْدِ ذَٰلِكَ عَامٌYUSUF 49 yUSUF SURESİNDEN VERDİĞİNİZ ÖRNEĞİN SONU SENE İLE DEĞİL AMM İLE BİTMEKTEDİR. |
Sevgili kardeşim hasan. Ben her insan kardeşim demem.
Sana tavsiYem ARAP DİLİNDE FARKLAR SÖZLÜ "EBU HİLAL EL ASKARİNİN bir kitabı var. Sözlüktür. işaret yayınları galiba. bir bak. Sonrada kelimeleri kuran ile karşılaştır. Recep ayı ile ilgili anektoduna göre, ramazan ayı ne oluyor. |
yusuf peygamberin kıssasında geçen takvimsel olayların bu konuya delil olmayacağı hususunda pramid le aynı kanaatteyim.benim kanatime göre kuranda senetin ifadesiyle geçen ""bütün ifadeler"" bir yılı değil bir ""ayı"" ifade eder şehr kelimesiyle ayın evrelerinden yola çıkarak bir ay hesaplaması yapılmakta senetin ifadesiylede ayın dünya yörüngesindeki dönüşü sabitlenmiş bir yıldızla hesaplanmaktadır buda ""yaklaşık"" 27 --28 gün etmektedir.
""şehr"" ifadesindeki ortalama aydaki gün sayısı 29,5308 dir. yani ""şehr"" ile ""senetin"" arasında fark vardır. |
NESİ NE DEMEKTİR?
(34:14:13) مَا دَلَّهُمْ عَلَىٰ مَوْتِهِ إِلَّا دَابَّةُ الْأَرْضِ تَأْكُلُ [COLOR="Red"]مِنْسَأَتَهُ[/COLOR] (9:37:2) إِنَّمَا ا[COLOR="red"]لنَّسِيءُ[/COLOR] زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا Nesi: Süleyman nebinin kıssasındaki ağaç kurdunun deyneği yediği gibi, eksiltme işlemidir. onunla saptırılır. Onu bir amm helal sayarlar, bir am haram sayarlar ki, **** وَطْئًا : ayak basılan, denk düşürülmesi, uygun hale gelmesi, helâk etmek, ayak basmak, adeti/iddeti denk düşürülmesi,adetin uygun hale getirilmesi (9:120:32) وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ صَالِحٌ (33:27:7) وَأَوْرَثَكُمْ أَرْضَهُمْ وَدِيَارَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ وَأَرْضًا لَمْ تَطَئُوهَا (48:25:21) وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ أَنْ تَطَئُوهُمْ (9:37:14) يُحِلُّونَهُ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُ عَامًا لِيُوَاطِئُوا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللَّهُ (9:120:33) وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ (73:6:6) إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا (şehr'in)Sayılan addetin uygun hale getirilmesi, nesi yani kırparak, yiyerek, [COLOR="Red"]yok ederk[/COLOR] فَيُحِلُّواْ مَا حَرَّمَ اللّهُ Kötü emeller için,Allahın haram kıldığı adeti helal yapmak. |
[QUOTE=pramid;11329]Recep ayı ile ilgili anektoduna göre, ramazan ayı ne oluyor.[/QUOTE]
Merhaba. RAMAZÂN DOLUNAYI, daha önce anlatmaya calistim, 21 Hazirandan sonraki ilk dolunaydir; [I]sicak dolunay[/I] anlamina gelir; sicak günlerin habercisi oldugu icin bu adla anilir olmustur. Siz Ramazân "ay"i diyorsunuz, ben Ramazân "dolunay"i. Neden [I]dolunay[/I]* da [I]ay[/I] degil? Cünkü kamerî yilcilarin iddiasina gör AY 1.gökteki aydir 2.yilin 1/12'idir. Yanlis bu efendim. Muhammed nebiden sonra uydurulan kamerî yildaki aylar gökteki aylar ile bir degil. Sayin pramid, Tevbe 36'nin sizin alintiladiginiz cevirisi Arapca metne ne kadar uyuyor eger incelerseniz bu gercegi derhal görürsünüz. Tevbe 36'nin sizin alintiladiginiz cevirisi: [I]Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır[/I]. Arapca metin: Inne [U]iddetes suhûr[/U]i indallâhisnâ asere sehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun hurum... Altini cizdigim ifadenin karsiligi ceviride yok. Allah'in o söyledigine razi degiller ki cevirilerde ona yer vermiyorlar; yoksa Allah'in semsî yildan ya da kamerî yildan degil "dolunaylarin süresi"nden söz ettigi ortaya cikacak. Dolunaylarin süresinde EN AZ on iki dolunay var; ille ve YALNIZCA on iki dolunay degil. Bazi süreler 13 dolunayli. Ve bu bir mucize; dolunaylarin sürelerini semsî yillarla uyumlu hale getiriyor. Yani gökteki aylarin (?) sayisi bazan 12'dir bazan 13. Kamerî yildaki aylar ise hep 12'dir; hep 12, hep 12. O yüzden kamerî yildaki aylar vakten oynak oldugu halde gökteki aylar vakten sabittir. Örnegin SICAK DOLUNAY 21 Hazirandan sonraki ilk dolunay olup 21 Haziran'a endekslidir. Kamerî yilin bir yil ilk bahara, bir yil yaza, bir yil son bahara, bir yil kisa denk gelen "Ramazân"inin aksine, SICAK DOLUNAY her yil yaz mevsiminin icindedir. Ve haram aylar göktedir; kamerî yilda degil. Cünkü haram aylarin gercekten haram ay olmasi icin Allah'in haram ettigi etkinlikleri dile getirmesi gerekir. Örnegin avlanma yasagi vakten sabittir; vakten oynak aylar onu dile getirmez. Hadi bi saka yapalim; cok ciddilestik. Hani bir reklamda Muharrem adinda haylaz bi keci kastedilerek "Muharrem'den keci olmaz!" deniyordu ya, [B]harami dile dirmeyen aydan haram ay olmaz[/B]. Sevgi ile, Hasan Akcay _____________________________ *Daha önceki bir iletimden alinti: SEHR Kuranen kamer yerküreyi bir kez dolandiginda gecen süredir: 29 gün 12 saat 44 dk 3 sn. Zaman birimi olaraksa mühlet belirtirken kullanilir. Örnegin "Dört SEHR özgürce dolasin (Tevbe 2). Kuran'da Allah "sehr"i yilin 1/12'i anlaminda hic kullanmiyor. Araplar yilin 1/12'ine YERH derlermis. Muhammed nebi de her halde YERH derdi. Cünkü onun dogdugu yillara ait Ebrehe yazitinda [U]yerh[/U]in güney agziyla söylenisi WARKH -werh- geciyor. (Satir III, [I]Nisan [U]ay[/U]i[/I] anlaminda [I]b'[U]warkh[/U]an / Zthbatan[/I], [url]http://www.mnh.si.edu/epigraphy/e_pre-islamic/fig04_sabaean.htm[/url]) Araplar Hicrî takvimin esas aldigi kameri yilin 1/12'ine [I]ay[/I] anlaminda SEHR de dediler ama Kuran'dan sonra. |
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَتَمَاسَّا(58:4:5)
ayete göre 2 ay mı oruç, yoksa 2 dolunay mı....GARABET (65:4:11) إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ KADINLAR 3 AY MI İDDET SAYACAK YOKSA 3 DOLUNAY MI. GARABET. (34:12) مَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِنْ مَحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَاسِيَاتٍ ۚ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا ۚ وَقَلِيلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ süleyman nebi nasıl gidiyordu. 1 ay tutan mesafemi? 1dolunaylık mesafe mi. GARABET (4:92:52) فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِنَ اللَّهِ orucu iki dolunay mı tutacağız, iki ay boyunca mı. GARABET (2:234:9)يَتَرَبَّصْنَ بِأَنْفُسِهِنَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا 4 DOLUNAY + 10 GÜN MÜ YOKSA, 4 ay +10 gün mü. GARABET [COLOR="Red"] yapmayın. kuranca bakın kelime anlamlarına. [/COLOR] |
haram aylarda ne için avlanma yasağı konulmuştur. ihtiyaç duyulan nedir.
haram aylarda ki hedy nedir? hedy için hayvanı yetriştirmek mi gerekmektedir, avlayıp yakaladığımız hayvanı kurban etmek mi? Ne için deniz avı yasaklanmamış, mescid harama gelene kadar öleceği için mi? Madem haram aylar, doğayı koruma adına mevsimsel avlanma yasağı getiriyor, deniz hayvanları ekolojik denge için önemli değil mi? |
şehr kelimesi aynı anda hem dolunay hemde zaman aralığı anlamlarını aynı anda bünyesinde taşır.
nasılki türkçede ay kelimesi kullanıldığında gökyüzündeki ay ve zaman aralığı anlamlarnı birbirine karıştırmıyorsak cümle içinde ki kullannımlarına göre dolunay ve zaman aralığı anlamları birbirine karışmaz. kaldiki bu anlatılanların doğruluğu şehr kelimesinin anlamının dolunay olmasıyla ""doğrudan ilişkilide"" değil. allah kuranda dolunay üzerine yemin etmişken müslümanlar ayın hangi evresini kendilerine kılavuz seçebilirler. farz edelim o ifadenin anlamı ""şehri ramazan"" ""sıcak ay"" olsun ortaya konan sistem ve bu sistemle ilgili diğer deliller yeterli. |
Kitap ortada. ne diyelim.
Matematik bilenler için bir örnek verelim; a = a a² = a² a²+a² = a²+a² a²-a² = a²-a² Eşitliğin bir tarafı “a” ortak parantezine alınır diğer tarafıiki kare farkı çarpanlara ayırma yöntemiyle yazılırsa ifade a.(a-a)=(a+a).(a-a) olarak yazılır. Eşitliğin iki tarafı (a-a) ifadesine bölünerek ; a=(a+a) yani a=2a ve a’lar sadeleşirse 1=2 sonucu çıkar. Ortalama bir matematik bilgisi ile buna benzer bir çok eşit olmadığını bildiğiniz eşitlikler çıkarabilirsiniz. Ve bu sonuçlara bakarak matematiğin çelişkili olduğunu rahatlıkla iddia edebilirsiniz. İçerisinde çelişki olduğu için matematiği bir safsata veya uydurma olarakta düşünebilirsiniz. Ama bu yaklaşımınız “[COLOR="Red"]göreli ve önyargılı[/COLOR]” olmakla birlikte konu ile ilgili yetersiz bilginizden kaynaklanır. Çünkü [COLOR="Blue"]siz matematiği kendi önerme ve koşulları içerisinde değerlendirirseniz [/COLOR]yukarıdaki işleminizin ve sonucunda vardığınız hükmün yanlış olduğunu farkedebilirsiniz. Matematik önermeleri içerisinde size koşul olarak “0 / 0″ ifadesinin tanımsız olduğunu ve bu ifade ile karşılaştığınızda işlemin devamınında bir anlam ifade etmeyeceğini söyler. Yani eşitliğin her iki tarafını (a-a) ya bölmek demek (a-a) sıfır olacağından 0/0 ifadesine çarpar. Bunun gibi eğer siz Kuran’ı kendi sunduğu koşullar içerisinde değilde “önyargılı veya göreli” ve Kuran hakkında eksik bilgi ile sorgularsanız içerisinde yüzlerce “çelişki, anlamsız mesaj, vs” bulmanız çok olağan bir durumdur. Kuran’ın verdiği koşullarla Kuran’ı incelediğinizde Kuran size eğer bir çelişkiye sahipseniz bakış açınızda bir yanılsama veya eksiklik olabileceğini bakış açınızı değiştirmeniz gerektiğini söylüyor. esen kalın |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:20 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam