hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman! (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=463)
-   -   İnsanın yolculuğu 2 (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3614)

ozkanates 4. March 2015 02:37 PM

İnsanın yolculuğu 2
 
[COLOR="Red"]Bedenin tanımı: Homo sapiens[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3501[/url]
[COLOR="red"]İnsanın tanımı: Beden + ruh[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3507[/url]
[COLOR="red"]Ruhun tanımı: Adem, melek, cin, iblis, şeytan[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3505[/url]
[COLOR="red"]Tekamül[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3509[/url]
[COLOR="red"]Cehennem, cennet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3512[/url]
[COLOR="red"]Nefs[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3512[/url]
[COLOR="red"]Cehennemden cennete nefs[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3520[/url]
[COLOR="red"]Madde alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3521[/url]
[COLOR="red"]Öbür alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3530[/url]
[COLOR="red"]Madde alem + öbür alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3533[/url]
[COLOR="red"]Madde alemden sonra tekamül[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3535[/url]
[COLOR="Red"]Tevhid
Kelime-i Şehadet
Tevhid özet[/COLOR]
[COLOR="red"]İsimler[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19874&postcount=1[/url]
[COLOR="Red"]Bakara 30-39[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19890&postcount=2[/url]
[COLOR="red"]Özet ayetler[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19912&postcount=3[/url]
[COLOR="red"]Özet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19912&postcount=3[/url]


[COLOR="Red"]Tevhid:[/COLOR]
[center]“[color=blue]Gözler O’nu idrak etmez. Ve O gözleri idrak eder.[/color]” Enam 103[/center]

Kuran, idrak organı olarak aklı ve gönlü tanımlar. Göz idrakla ilgili olmadığı halde bu ayette "idrak etmez" demiş. Göz görme organı olduğu için “gözler O’nu görmez” demesi gerekirken “idrak etmez” diyor… çünkü [b]gözler O’nu görür[/b]. Göz görevini yaparak O’nu görür fakat gözün gördüklerini yorumlayarak idrak etmekle görevli [b]akıl ve gönül idrak etmez[/b] ise derler ki: "Hayır, gözün gördüğü O değildir, bunlar taştır, dağdır, sudur, havadır, insandır, balıktır, yerdir, göktür".

[center]“[color=blue]Gözünüzü açın/dikkat edin! Allah Muhît'tir, her şeyi çepeçevre kuşatır.[/color]” Fussilet 54, Nisa 126[/center]

Ayet "gözünüzü açın, uyanık olun, dikkat edin" anlamındaki uyandırma/uyarma (ela) edatıyla başlıyor. Gözünü açanlara, dikkat edenlere, uyanık olanlara, insanların bir kısmına verilen bir bilgi bu: “Allah Muhit’tir, her şeyi çepeçevre kuşatır”.

Allah her şeyi çepeçevre kuşattığından, beni de çepeçevre kuşatır. İleri doğru bakarken, geriye doğru baktığımda, sağa, sola, yukarı, aşağı, nereye bakarsam bakayım gördüğüm sadece Allah'dır. Yerde, gökte, evrende nereye gidersem gideyim O beni yine kuşattığından, göreceğim her şey benim muhitimdir, beni çepeçevre kuşatandır = Muhit Olan'dır = Her Şeyi Çepeçevre Kuşatan'dır = Allah'dır. Ben O'nu her an görürüm ve her bir an her bir gördüğüm sadece O’dur.

[center]“[color=blue]Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır.[/color]" Bakara 115[/center]

Bakara 115, Muhit ismine zaman içinde farklı anlamlar yüklenerek asıl anlamın, asıl mesajın kaybolmasını engelleyen tanım ayeti. Allah Muhit = nereye dönersem döneyim, nereye bakarsam bakayım, o an kendisine döndüğüm = o an görmekte olduğum Allah'ın yüzü.

[center]“[color=blue]Evvel, Âhir, Zâhir/dışta gözle görülen, Bâtın/içte gizli olan O’dur.[/color]” Hadîd 3[/center]

Her yönde gördüğüm Allah mı Allah'ın yüzü mü? Allah beni çepeçevre kuşatırken benim sınırlı görme gücüm, O’nun ancak zahirini, dışta gözle görülebileni görmekte. Gördüklerimin bir de batını, içte gizli olanları, gözlerimin görmeye muktedir olmadıkları var. O halde benim gördüklerim O’nun kendisi değil, O’nun görünebilirleri.

Bir insanın yüzüne baktığımda, gerçekte gördüğüm en üstteki deri katmanının en üstündeki hücre katmanıdır. Ancak idrakımı kullanarak, gözle gördüğüm üstteki o hücre katmanına, görmediğim alttaki her şeyle birlikte o insanın yüzü, o insan derim. Aynı şekilde beni çepeçevre kuşatan evren, Allah’ın kendisi değil, Allah’ın görünebilir yüzü, benim görebildiklerim. İdrakımı kullanarak, görebildiğim bu zahire göremediğim batınla birlikte O derim.
[COLOR="White"].[/COLOR]

kuman 4. March 2015 07:25 PM

Ozkan ates cok calismis ve kafa yormusunuz tebrik ederim.
Ancak insan madde dir...
Madde=enerji=ilizyon dur dediginiz anda anlattiklariniz bosa cikiyor.

Insanin yolculugu oluyor matrix filmi. Gozler kulaklar yorumlamalar...

ozkanates 12. March 2015 03:29 PM

[QUOTE=kuman;19969]Ozkan ates cok calismis ve kafa yormusunuz tebrik ederim.
Ancak insan madde dir...
Madde=enerji=ilizyon dur dediginiz anda anlattiklariniz bosa cikiyor.
[/QUOTE]

Madde = enerji = E = mc2 Albert Einstein.

"[I]Gerçeklik sadece bir ilüzyondur, her ne kadar çok ısrarcı olsa da.[/I]" Albert Einstein

"[I]Bizim gibi fiziğe inanan insanlar bilir ki, geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece bir ilüzyondur, çok ikna edici olsa da.[/I]" Albert Einstein

Neyin boşa çıktığını paylaşırsan sohbet imkanımız olur.

[QUOTE=kuman;19969]
Insanin yolculugu oluyor matrix filmi. Gozler kulaklar yorumlamalar...
[/QUOTE]

Sen Matrix'i bilim-kurgu filmi olarak seyrediyorsun, bense tasavvuf filmi olarak.
Kahin'in Neo'ya "kendini bil" demesi kimisi için bilim kurgu, kimisi için felsefe, benim için tasavvuf.

Sokrates'in mağaradaki adamı:

Bir adam varmış, bir mağarada doğmuş.
Bir sandalyeye bağlı, duvara bakarak yaşarmış.
Hayatı, duvara vuran 2 boyutlu gölgeler bilmiş.
Günün birinde sandalyeden kurtularak kaçmış.
Dışarıdaki üç boyutlu hayatı görüp öğrenince,
Mağarada kalanlara kıyamamış geri dönmüş.
Onlara dışarıdaki 3 boyutlu hayatı anlatmış.
Mağaradakiler görüp bilmedikleri bu hayatı,
Tasavvur edemeyip bir güzel alay etmişler.

Bu hikayenin mesajı, "ben kimim?" sorusunu sormak.
Sokrates'de mağara ile, Matrix'de bilgisayar simulasyonu ile,
Einstein'de madde enerji denkliğiyle, tasavvufta nefs ile.

ozkanates 12. March 2015 03:47 PM

[COLOR="Red"]Bedenin tanımı: Homo sapiens[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3501[/url]
[COLOR="red"]İnsanın tanımı: Beden + ruh[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3507[/url]
[COLOR="red"]Ruhun tanımı: Adem, melek, cin, iblis, şeytan[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3505[/url]
[COLOR="red"]Tekamül[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3509[/url]
[COLOR="red"]Cehennem, cennet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3512[/url]
[COLOR="red"]Nefs[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3512[/url]
[COLOR="red"]Cehennemden cennete nefs[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3520[/url]
[COLOR="red"]Madde alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3521[/url]
[COLOR="red"]Öbür alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3530[/url]
[COLOR="red"]Madde alem + öbür alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3533[/url]
[COLOR="red"]Madde alemden sonra tekamül[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3535[/url]
[COLOR="Red"]Tevhid [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19967&postcount=1[/url]
Kelime-i Şehadet
Tevhid özet[/COLOR]
[COLOR="red"]İsimler[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19874&postcount=1[/url]
[COLOR="Red"]Bakara 30-39[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19890&postcount=2[/url]
[COLOR="red"]Özet ayetler[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19912&postcount=3[/url]
[COLOR="red"]Özet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19912&postcount=3[/url]
[COLOR="Red"]Tevhid[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19967&postcount=1[/url]


[COLOR="Red"]Kelime-i Şehadet:[/COLOR]

[CENTER]“[COLOR="Blue"]Şehadet ederim ki ilah yok sadece Allah.[/COLOR]” Kelime-i Şehadet[/CENTER]
Şehadet etmek = şahitlik etmek = şahit/tanık olduğu, gözle gördüğü şeyi söylemek.
Allah’dan başka ilahın olmadığına şahitlik etmek, bunu ancak gözle görüyorsak mümkün.
Mevcut durum da bu: Gözlerimizi açtığımızda = çevremize/gördüklerimize dikkat ettiğimizde,
Allah’ın muhitliğini = bizi çepeçevre kuşattığını, nereye dönsek O’nu gördüğümüzü idrak ederek,
Deriz ki “Allah’dan başka ilah olmadığına şahitlik ederim çünkü Allah’dan başka varlık görmüyorum”.

[CENTER]“[COLOR="blue"]Ve şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve resulüdür.[/COLOR]" Kelime-i Şehadet[/CENTER]
İnanırım, savunurum, iman ederim ki değil, şehadet ederim ki. Yani, görürüm ve söylerim ki.
Ne Muhammed’e resullük verilmesini ne de onun resullük yapmasını görmediğimiz halde,
Nasıl “iman ediyorum” değil de “şahitlik ederim”, yani görür ve söylerim diyebiliyoruz?
Bu tek koşulda mümkün: Varlık tekken = gören ve görülen aynı varlıkken = Tevhid.

galipyetkin 12. March 2015 04:39 PM

Sayın özkanateş.

Muhammed'in O'nun kulu ve resulü olmasına şahadetin gerekçesini lütfen biraz detaylandırabilir mi siniz?
Saygılarımla.
Galip Yetkin.

kuman 12. March 2015 10:17 PM

Sayin ozkan

Nerden baslasam.

madde=enerji=albert demissin. E= mc2. Size gore bu bir illizyon.
Albert bu denklemi baska bir bilim adaminin israri ile gelistirdigini biliyorsunuzdur. Bu denklem newton yasalarina aykiridir. Kendisi bile inanmakta gucluk cekmistir.

Gerceklik bir illizyondur hangi sartlarda gerceklige baktiginiza gore degisir degil mi ?

Hiziniz kutleniz her sey onemlidir. Ornegin siz benden hizliysaniz sizin zamaniniz daha yavastir. Yani zaman izafidir bunun yaninda madde de izafidir kutleye ve hiza gore degisir degil mi ?

Peki izafi olmasi illizyon oldugunu mu gosterir ?

Madde enerjiden olusmustur. Nasil ? Cuppeli hocaya sorun o soyler yada bilime danisin. Ancak bilim henuz bulamadi.

Madde enerji den devsirilmesi onu enerji mi yapar ? Yada illizyon mu ?

Siz aslinda sunu soyluyorsunuz.; Biz bir oyun dunyasindayiz...

Eflatun dan aldiginiz ornegin devamini da yazabilseydiniz eger Felsefecinin dunyaya nasil baktigini aciklamaya calistiginida yazardiniz.

Siz devam edin. Madde enerji ile esit olduguna ve oyun dunyasinda yasadigimiza...
Her sey illizyon .. bu forumda biri yazmisti kafani duvara carp bak bakalim ilizyon yada enerjimi ...

son sozum. Bilim adamlari enerjiye neyin kutle kazandirdigini arastiriyor yani ilizyon degil. Enerji kutle kazanmis ama nasil ?
Ozkan ates cuppeli yada siz biliyorsaniz soyleyin bizde bilelim....

galipyetkin 12. March 2015 11:21 PM

Sayın Kuman.

Yukarıdaki yazınızın başlangıcındaki hitap yalnış. İsterseniz düzeltin.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

kuman 13. March 2015 06:30 AM

Sayin yetkin

Karisiklik icin uzgunum

ozkanates 13. March 2015 02:20 PM

[QUOTE=galipyetkin;19997]Sayın özkanateş.

Muhammed'in O'nun kulu ve resulü olmasına şahadetin gerekçesini lütfen biraz detaylandırabilir mi siniz?
Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Galip kardeşim, Muhammed'in O'nun kulu ve resulü olmasına şahadetin [I]gerekçesi[/I] demeyelim de [I]izahı[/I] diyelim. Çünkü Kelime-i Şehadet bir gerekçe açıklamıyor, sadece [I][B]olmuş olanı[/B][/I] anlatıyor. Muhammed kul olarak yaratılırken de, resullük verilirken de orada olduğumuzu, yaptığı kulluğu ve resullüğü gördüğümüzü anlatıyor. Buna istinaden de diyoruz ki "[I]ben şahidim, o zaman gördüm, şimdi söylüyorum.[/I]"

Varlık TEK. Bizim varlıklar = ÇOKLUK olarak gördüklerimiz, TEK varlığın farklı tezahürleri/görünümleri.

Üzerinde kabartma filler olan bir peçete düşünelim. O fillere yok demeyiz çünkü onları gözümüzle görmemizde ve dokunarak hissetmemizde, var olmanın gereklerini peçetenin kendisi gibi gerçeklerler. Ama biraz geri çekilip bakıldığında görülür ki, aslında hepsi peçete, peçeteden başka bir şey yok. Benim var dediğim filler, peçetenin tezahürlerinden/görünümlerinden ibaret. Eğer peçete üzerinde fil değil çiçek kabartması olsaydı, diyecektim ki fil yok çiçek var. Oysa her durumda tek varlık peçete. Aynı peçete farklı tezahürlerle bana fil olarak da gözükür çiçek olarak da.

Eğer peçetenin üzerine kalemle fil çizecek olsam, o fil artık peçetenin tezahürü olmaz, peçetenin parçası olan, fakat peçeteden ayrı, boyanın atomlarından oluşan başka bir varlık olur. Geleneksel görüş bu şekilde varlıkları Allah'ın yarattığı Allah'dan başka varlıklar olarak tasavvur ederken, mistik görüşte sadece Allah var. Varlıklar ne O'ndan ayrı ne O'nun parçası ama O'nun geçici tezahürleri/görünümleri.

Bir gemiyi batıran dalgaları düşünelim. O dalgalara yok demeyiz çünkü onları görmemizde, dokunmamızda, duymamızda, koklamamızda, tadmamızda var olmanın gereklerini denizin kendisi gibi gerçeklerler. Neticede koca gemiyi batıran da onlardır. Ama "hadi gemiyi batıran dalgaları bulup getirelim" dediğimizde bulamayız getiremeyiz çünkü "dalga" diye bir varlık yok, var olan sadece deniz. Dalga ne denizden ayrı ne de denizin parçası ama denizin geçici bir tezahürü/görünümü.

Kendimizi düşünelim. Kendimize yok demeyiz çünkü Allah'ın Kuran'da verilen isim ve sıfatlarının tümünde var olmanın gereklerini Allah'ın kendisi gibi gerçekleriz. Ama biraz geri çekilip bakıldığında görülür ki, aslında Allah'dan başka bir varlık yok. Benim var dediğim varlıklar, Allah'ın tezahürlerinden/görünümlerinden ibaret. Allah böyle görünmek istediği için çevremdeki varlıklarla böyle görünüyor. Farklı görünmek isteseydi ben şimdi var dediklerime yok, yok dediklerime var diyecektim. Oysa her durumda tek varlık, tek var olan sadece Allah.

Kelime-i Şehadet'e dönersek... Muhammed'e resullük verilirken de, Muhammed resullük ederken de, yine O'ndan başka varlık yoktu. Muhammed'e resullük veren de O idi, O'ndan resullük alan da O idi; O'nun resullük verdiğini, O'nun resullük aldığını gören de O idi. Şimdi de O'nda başka varlık yok. O halde şimdi "Muhammed'in resulluk aldığını gördüm, şahidim" diyen de O, ve bu yüzden bu şahitlik doğru ve biz "şahidim" dediğimizde doğruyu söylemiş oluyoruz.

galipyetkin 13. March 2015 03:01 PM

Sayın özkanateş.

[QUOTE]Muhammed'e resullük verilirken de, Muhammed resullük ederken de, yine O'ndan başka varlık yoktu. Muhammed'e resullük veren de O idi, O'ndan resullük alan da O idi; O'nun resullük verdiğini, O'nun resullük aldığını gören de O idi. Şimdi de O'nda başka varlık yok. O halde şimdi "Muhammed'in resulluk aldığını gördüm, şahidim" diyen de O, ve bu yüzden bu şahitlik doğru ve biz "şahidim" dediğimizde doğruyu söylemiş oluyoruz. [/QUOTE]
Ama ben Allah'ın bir parçası değilim ki. Peygamber Muhammed'den asırlar sonra YARATILMIŞ bir ölümlüyüm. Anlattığınız durumda da ben Allah'a da şahadet etmiyor muyum?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

ozkanates 13. March 2015 04:16 PM

[QUOTE=kuman;19998]Sayin ozkan
Nerden baslasam.
madde=enerji=albert demissin. E= mc2.
[/QUOTE]

[I]Madde = enerji = E = mc2 Albert Einstein[/I] dedim, arada eşitlik yok.

[QUOTE=kuman;19998]
Albert bu denklemi baska bir bilim adaminin israri ile gelistirdigini biliyorsunuzdur.
[/QUOTE]

Bilmiyorum kuman kardeşim, paylaşırsan dinlemek isterim.

[QUOTE=kuman;19998]
Bu denklem newton yasalarina aykiridir.
[/QUOTE]

Newton yasalarından bakınca izafiyet yasaları aykırı gözükür.
İzafiyet yasalarından bakınca Newton yasaları kapsanır.

[QUOTE=kuman;19998]
Kendisi bile inanmakta gucluk cekmistir.
[/QUOTE]

Einstein kardeşim matematikle gösterdiği halde, yasayı yayınladığında dünyada bir kaç kişi anlayabildi.
Güneş tutulmasında ayın yanından geçen ışınlar, tam Einstein'ın hesapladığı kadar sapınca kabul edildi.
Ki ışınların yolunun sapacağı bile o zaman için çılgın fikirdi.

Bizler şimdi yasayı bilimin prestijiyle/şartlandırmasıyla kabulleniyoruz.
Ama kavramları kendimiz irdelediğimizde olay önce yine çılgınlığa, sonra tasavvufa varıyor.
Sadece şimdi yorumladığımız tasavvufa da değil, binlerce yıl önceden gelen tasavvufa.

[QUOTE=kuman;19998]
Size gore bu bir illizyon.
Gerceklik bir illizyondur hangi sartlarda gerceklige baktiginiza gore degisir degil mi ?
Siz aslinda sunu soyluyorsunuz.; Biz bir oyun dunyasindayiz...
[/QUOTE]

Evet.

[QUOTE=kuman;19998]
Siz devam edin. Madde enerji ile esit olduguna ve oyun dunyasinda yasadigimiza...
Her sey illizyon .. bu forumda biri yazmisti kafani duvara carp bak bakalim ilizyon yada enerjimi ...
[/QUOTE]

Lenin kardeşim "bir kurabiyenin kurabiye olduğu onun yiyebilmemden bellidir" demiş.
Yani eldeki veriler eldekinin kurabiye olduğunu doğruluyorsa gerisi beni bağlamaz.
Ve bu da doğrudur. Her şey ilüzyon olduğundan, "her şey ilüzyondur" dediğimde,
Ancak başka bir ilüzyona geçmiş, ve o ilüzyondan bir gerçeklik yaratmış olurum.
Ve yarattığım bu gerçeklik, her hangi başka bir gerçeklikten daha gerçek olmaz.

[QUOTE=kuman;19998]
Hiziniz kutleniz her sey onemlidir. Ornegin siz benden hizliysaniz sizin zamaniniz daha yavastir. Yani zaman izafidir bunun yaninda madde de izafidir kutleye ve hiza gore degisir degil mi ?

Peki izafi olmasi illizyon oldugunu mu gosterir ?

Madde enerjiden olusmustur. Nasil ? Bilim henuz bulamadi.

Madde enerji den devsirilmesi onu enerji mi yapar ? Yada illizyon mu ?

Bilim adamlari enerjiye neyin kutle kazandirdigini arastiriyor yani ilizyon degil. Enerji kutle kazanmis ama nasil ?
[/QUOTE]

Rüya görürken rüya aleminin kanunlarına tabiyim.
Rüyamda bir yılan görürsem korkar kaçarım, beni sokarsa ölürüm.
Rüyadan uyanınca görürüm ki ne yılan var ne de yılandan kaçan ben, hepsi ilüzyon.

Rüyamızda rüyanın kanunlarını yaratanın biz olduğunu bilmeyişimiz gibi,
Bahsettiğin kanunları yaratanın biz olduğunu bilemiyor,
"Yav bu ne iştir" diye hayrete düşüyoruz.

Bilgi sonsuz olduğundan, tam bilme ancak sonsuzda mümkün.
Yani ilüzyon bittiğinde.

İlüzyon konusu için izafiyet teorisine değil kuantum fiziğine bakmak gerekiyor.
Quantum fiziğine göre bir elektron aynı anda 10 farklı yerden olabiliyor.
Quantum bilgisayar üretmek için uğraşılıyor ki 10 katı iş yaparak 10 kat hızlı çalışsın.
Gerçekten basit mantık ama buradaki soru şu: Elektron nasıl 10 farklı yerde olabiliyor?

Tasavvufun cevabı belli: Hangi elektron?

Hepsi tasavvur, elektron diye bir şey tasavvur edersek elektron diye bir şey olur.
Elektronu tek yerde tasavvur edersek tek yerde olur, 10 yerde tasavvur edersek 10 yerde.
Bunları hep biz tasavvur ettik, ah bir de hatırlayabilsek :)

[QUOTE=kuman;19998]
Cuppeli hocaya sorun o soyler yada bilime danisin.
Ozkan ates cuppeli yada siz biliyorsaniz soyleyin bizde bilelim....
[/QUOTE]

Cüppeli kardeşim geleneksel görüşten.
Bu sohbette hedef olmasını anlayabilmiş değilim.

[QUOTE=kuman;19998]
Eflatun dan aldiginiz ornegin devamini da yazabilseydiniz eger Felsefecinin dunyaya nasil baktigini aciklamaya calistiginida yazardiniz.
[/QUOTE]

Bildiğim yere kadarını paylaştım.
Sen bildiklerini paylaşırsan dinlemek isterim.

ozkanates 13. March 2015 04:20 PM

[QUOTE=galipyetkin;20003]Sayın özkanateş.

Ama ben Allah'ın bir parçası değilim ki. Peygamber Muhammed'den asırlar sonra YARATILMIŞ bir ölümlüyüm. Anlattığınız durumda da ben Allah'a şahadet etmiyor muyum?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Belirttiğin noktalar metinde izahlı.
Neyin örtüşmediğini açar mısın.

galipyetkin 13. March 2015 06:11 PM

Yukarıdaki son cümledeki " etmiyor muyum" ifadesi Yani Allah'ın Muhammed'e peygamberlik verdiğine şahadet......

Şöyle demişsiniz: " Muhammed'e resullük verilirken de, Muhammed resullük ederken de, yine O'ndan başka varlık yoktu. Muhammed'e resullük veren de O idi, O'ndan resullük alan da O idi; O'nun resullük verdiğini, O'nun resullük aldığını gören de O idi. Şimdi de O'nda başka varlık yok....."

Tamam da ben nasıl şahit oldum bütün bu anlattıklarınıza da kelime-i şahadette "Muhammed Allah'ın kulu ve peygamberidir" diye bütün dünyaya karşı şahadete yani rivayete filan değil de "bilgiye ve görgüye" dayalı bir iddia ileri sürüyorum. Yukarıdaki ifadeler benim şahadetime yer ve imkan vermiyor ki.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

ozkanates 14. March 2015 09:05 AM

Einstein kardeşim gösterdi ki madde yoğunlaşmış enerji, E=mc2.
Çevremde gördüğüm her şey, aynı enerjinin farklı yoğunluk ve titreşimleri.
Ancak enerji boyutuna = batına inemeyen, zahirde kalan algımın yetersizliğiyle,
TEK olan enerjinin farklı yoğunluk ve titreşimlerini, farklı varlıklar = ÇOKLUK olarak algılarım.

Ve derim ki, "hayır, bu enerji değildir, bu masadır, bu bilgisayardır, bu havadır".

Aynı şekilde... TEK varlık, TEK varolan Allah.
Nereye dönersem döneyim orada olan Allah'ın yüzü, görünürü, zahiri.
Ancak varlık boyutuna = batına inemeyen, zahirde kalan algımın yetersizliğiyle,
TEK olan, TEK varlık olan Allah'ın farklı tezahürlerini, farklı varlıklar = ÇOKLUK olarak algılarım.

Ve derim ki, "hayır, Allah'dan başka varlıklar var, işte masa, işte bilgisayar, işte hava".

ozkanates 14. March 2015 10:20 AM

[QUOTE=galipyetkin;20003]
Peygamber Muhammed'den asırlar sonra YARATILMIŞ bir ölümlüyüm.
[/QUOTE]

O'ndan başka varlık yok.
Muhammed denen de O, ben denen de O, sen denen de O, yaratılmış denen de O.

[QUOTE=galipyetkin;20006]
Tamam da ben nasıl şahit oldum bütün bu anlattıklarınıza da kelime-i şahadette "Muhammed Allah'ın kulu ve peygamberidir" diye bütün dünyaya karşı şahadete yani rivayete filan değil de "bilgiye ve görgüye" dayalı bir iddia ileri sürüyorum.
[/QUOTE]

O'ndan başka varlık yok.
Şahid olunan da O, şahid olan da O, şahidim diyen de O.

Sorduğun soruların cevabı o sorunun içinde.
Kendini O'ndan başka bir varlık olarak tasavvur ettiğin için,
Kelime-i Şehadet çıkmaza giriyor.
Çünkü anlattığı, O'ndan başka varlığın olmadığı.

galipyetkin 14. March 2015 11:23 AM

O halde "en el hakk".
O zaman da benim için cezalandırılma/ cehennem imkânsız oluyor. Yaratılmış değil de Allah'tan bir parça oluyorum.
Madem ki kendimi O'ndan başka bir varlık olarak tasavvur edemiyeceğime göre, yukarıda söylediğinize göre şehadet hariç, niye O'nun gibi değilim?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

kuman 14. March 2015 10:58 PM

Cuppeli girdi nokta iste tam bu nokta.
Ne dedi cuppeli ; kuyruklu yildiza roket indirmenin ne anlami banasorsalar ben soylerdim. Ozkan ise sunu soyluyor ; madde yogunlasmis enerji. Hareket noktasi ise kardesi albert....

Madde ne demek ? Yogunlasmis enerji delil ne peki ? Buncabilim adami bunu ispat etmeye mi calisiyor yoksa maddenin ne oldugunu anlamaya mi ????

kuman 14. March 2015 11:22 PM

Newton evrenin sonsuzlugundan bahsederdi. Simdi evrenin bir baslangici oldugunu kabul ediyorsan.
Bir kac soru var...

Bing bang var diyorsan evren Allahin goruntusu yada Allah olamaz. Baslangici var.
Yaratilma ifadesi varsa Kur anda evren Allah olamaz yada siz ....
Yaratilmayi kabul ediyorsan sonsuz diyebir seyin olmadigini kabul ediyorsuN demektir.
Yaratilmayikabul edersen hangi elektron diye bir soz soylememen gerekir. Kendinle celisirsin.
Tasavuf hakkinda cok sey soylenebilir ancak su an gereksiz.

Newtoon uzayi bosluk kabul eder ancak bosluk degildir.

Ei sten kardesin izafiyeti buldugunda kendisi inanMadi. Baska bilim adaminin israri ile hyoluna devam etti yani bir kac kisi degil kendi inanmadi..
Daha fazla arastir derim.

Hani kur Ani rehber aliyorsaniz kur an . Biz dunyayi oyun olsun diye yaratmadik der.
Yani Kur ana gore biz oyun yada ilizyonda yasamiyoruz.

Bilmedigin seyleri ornek verme derim yoksa yanlis olur.

Izafiyet teorisi newton yasalarini icine alir demissin.
Newtoon cekim kuvvetini anayasakabul eder ancak kutleler uzayi gerer bu sayede gunes dunyayi yorungesinde tutar cekimkuvetti yerine kutlenin uzayi germesiyle. Bizde boylece gunesin arkasinda ki yildizleri bile goruruz...

Kunatum mekanigine girersen cikisin olmaz surekli yeni iddalar da bulunmak zorunda kalirsin. Sonucta 200 sene sonra belki birseyler bulunur. Boyutlar yeterli gelmez 11 boyuta kadar yol var dersin...


En onemlisi ise kendi dusunce sistemini KUR AN DA TABAN OLUSTURMAYA CALISMA ALAKASI BILE YOK.
KABALA INANCINI TEKRARLAYIP DURURSUN. BENCEVAZGEC BU SEVDA DAN.

Ben kimsenin inancina karismam ancak kendi inancini kurana dayandirmaya yada bilimsel verilere dayandiriyorsa ispat isterim... Yoksa eger ispat cay parami oder kalkar giderim...

ozkanates 16. March 2015 08:21 AM

[QUOTE=galipyetkin;20009]
O halde "en el hakk".
[/QUOTE]

Evet.

[QUOTE=galipyetkin;20009]
O zaman da benim için cezalandırılma/ cehennem imkânsız oluyor.
[/QUOTE]

Ceza ve ödül var ama gelecekte değil anda.
Gelecekte olacak olan bizim onları bilmemiz.

[url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19121&postcount=1[/url]

[QUOTE=galipyetkin;20009]
Yaratılmış değil de Allah'tan bir parça oluyorum.
[/QUOTE]

Allah'dan bir parça olamayız çünkü O sonsuz.
Eğer varlık olarak ben varsam, benim varlığımın sınırları,
Allah ile Allah olmayanın sınırı, dolayısıyla Allah'ın sınırı olur.
Sınırlara sahip bir mefhum ise sonsuz olmaz.
Bu yüzden Allah'ın varlığında benim var olmam mümkün değil.

Var olan Allah.
Benim varlığım O'nun geçici bir tezahürü/görünümü olarak var.

[QUOTE=galipyetkin;20009]
Madem ki kendimi O'ndan başka bir varlık olarak tasavvur edemiyeceğime göre, yukarıda söylediğinize göre şehadet hariç, niye O'nun gibi değilim?
[/QUOTE]

Sen Sonsuz Olan'ın sonlu bir tezahürü/görünümü, nefs perdesiyle örtülmüş halisin.
Nefs perdesi kalktığında göreceksin ki, Sonsuz'dan, Sonsuz Olan'dan, senden başka kimse yok.

ozkanates 16. March 2015 08:22 AM

Her kavram ancak kendi zıttıyla tanımlı. Sonsuz Olan, kendi sonsuzluğunu deneyimler ama bilemez; çünkü sonsuzun bilgisi ancak kendi zıttından, yani sonludan gelir. Bu sebeple Sonsuz Olan, kendi sonsuzluk halinin zıttını = sonluları = bizleri yaratır. Kendisine ait sonsuz isim ve sıfatların bu sonlu hallerini deneyimleyerek... kendi sonsuzluğunu bilir hale gelir.

Sonsuz sayıdaki sonlular olan [COLOR="Red"]bizlerin her biri[/COLOR]... Sonsuz Olan'ın...
- Sonsuz sayıdaki isim ve sıfatlarının her birinin,
- Sonsuz farklı oranlarda örtülmesiyle oluşan,
- Sonsuz sayıdaki kombinasyonlardan [COLOR="red"]biriyiz[/COLOR].

Sonsuz Olan sonsuz olduğundan, aslında Sonsuz Olan'dan başka bir varlık/yaratılmış yok. Varlıklar/yaratılmışlar dediğimiz, Sonsuz Olan'ın sonsuz isim ve sıfatlarının değişik kademelerde örtülmesiyle (nefsle) oluşmuş ilüzyonlar.

Bir sonlunun her deneyimlemesi, o sonlunun bilgisini arttırdığından, sonluyu oluşturan üstteki nefs = unutma perdesi giderek incelir. Ve o perde/ilüzyon sonunda kalkar. Bu da sonlunun yeniden kendini bilmesi, yani sonsuzdan/kendinden başka varlık olmadığını, varlık diye bildiklerinin hepsinin sonsuzdan/kendinden ibaret olduğunu hatırlamasıdır.

ozkanates 16. March 2015 08:40 AM

[COLOR="Navy"][url]http://tr.wikipedia....wiki/Panenteizm:[/url] Panenteizm ya da Kamusaltanrıcılık, panteizmde olduğu gibi evrenin kendisinin Tanrı olduğunu, panteizmden farklı olarak ilk devindirici olan tanrının evren ve tüm varlıkları özünden yarattığı ve evrene aşkın, evrenin bilincinde mutlak ve değişmez bir varlık olarak egemen olduğu inancıdır. Panteizmde her şey Tanrı'dır. Panenteizmde ise, her şey Tanrı'dan sudur etmiştir (oluşmuştur). Ruhun tek amacı, oluştuğu Tanrı'ya dönmektir. Bunun da yolu tek evrensel yasa olan evrim (tekâmül)'den geçmektir. Somut anlamda tanrının bütünleştiği evrenin ve varlıkların, evrim ile diyalektik olarak değiştiği ve geliştiği, gelişimini tamamladıktan sonra dönüşün yine ezeli ve ebedi olan tanrıya olacağı bu geri dönüşte tekamülünü tamamlayan ruhların da tanrıya kavuşacağına inanılır. Panenteizme göre tanrı, hem değişmeyen (mutlak), hem de değişen (göreli) dir. Hem zamanın içinde, hem dışında; hem sonlu, hem de sonsuzdur. Aynı zamanda hem tikel, hem tümel; hem neden, hem sonuçtur. Platon - Yeni Platoncular - Hegel - Muhyiddin İbn Arabi - Bruno - Whitehead - Spinoza - Hartshorne - Hallac-ı Mansur - Mevlana'nın fikirlerinden destek alır.[/COLOR]

Sonsuz, sonlu olan tarafından tam anlamıyla bilinemez.
Ama Sonsuz'un bilinebilir, anlaşılabilir, tasavvur edilebilir yönleri de vardır.
İşte evren dediğimiz enerji okyanusu...
Sonsuz'un bilinebilir, anlaşılabilir, tasavvur edilebilir yönlerini tezahür ettirmesidir.
Bu tezahür Sonsuz'un kendinden bir görüntüdür.
Kendi görüntüsü değildir, böyle görünmeyi dilediği için böyle görünür.
Kendisi ise hiç değildir, çünkü bir görüntüden ibarettir.
Aynadaki görüntünün hem olması, hem olmaması gibi, evren hem vardır hem yoktur.
Sonsuz'un aslını ise bilemeyiz.
Çünkü onun bilinebilir yönlerini zaten evren görüntüsünde görürken,
Evren görüntüsünde olmayan ise, zaten bilinemez, anlaşılamaz, tasavvur edilemez yönleridir.
Ona “O”, “Bilinmezin Bilinmezi” der ve bırakırız.

O halde bir Kuran beyanı olarak.. gördüğümüz herşey Allah'dır, O'ndan bir tezahürdür.
Ve o evren, tekamülde bir aşama, bir görüntü, geçici bir yanılsamadır.
Zatın kendisi değildir.

Sonsuzluk, kendinden bazı bölgeleri perdelerle çevirip ayırıyor.
Perdenin içindeki kendisi, perdenin dışındaki kendisini bilemediği için,
Kendisinin ayrı bir varlık olduğu ilüzyonuna düşüyor.

Perdenin içindeki kendisi, kendi isteğiyle, bildiklerini unutunca,
Bunları "hatırlama" süreci, yani tekamül etme başlıyor.

Gökte bir yerde zannettiği kendine dönmeye uğraşıp duruyor.
Aslında ne bir gök var, ne de dönülecek bir kendi.
Tekamülün tamamlanması, perdenin kalkmasından ibaret.
Perde kalkınca perdenin içindeki kendisi görüyor ki, arayıp durduğu kendisiymiş.

ozkanates 16. March 2015 08:55 AM

[QUOTE=kuman;20010]Cuppeli girdi nokta iste tam bu nokta.
Ne dedi cuppeli ; kuyruklu yildiza roket indirmenin ne anlami banasorsalar ben soylerdim. Ozkan ise sunu soyluyor ; madde yogunlasmis enerji. Hareket noktasi ise kardesi albert....

Madde ne demek ? Yogunlasmis enerji delil ne peki ? Buncabilim adami bunu ispat etmeye mi calisiyor yoksa maddenin ne oldugunu anlamaya mi ????[/QUOTE]

Aynı şeyleri söylüyoruz kuman kardeşim.
Sen evreni kendine zıt konumlandırdığın için, beni de kendine zıt konumlandırıyorsun.

Bilim, eldeki bilinmeyenlerle elde olmayan bilinmeyenlerin düzenlenmesinden başka bir şey değil.
Bilim adamları maddeyi ve enerjiyi, zamanı ve mekanı, yerçekimini, uzayı, elektriği anlayamayacaklar.
Çünkü anlayacak bir şey yok, hepsi ilüzyon.

Onlar bir rüyanın kanunlarını çözmeye çalışıyorlar.
Ama hangi yöne ilerlerseler ilerlesinler, vardıkları bilinmezden ibaret.
Bilinecek bir gerçeklik yok ki bilebilsinler.

Quantum fiziği bunları bize anlatıyor artık.
Ama onu da bilimin çılgın bir faraziyesi kabul edip gözlerimizi kapatıyoruz.
Oysa akıllı olan çılgın, çılgın olan akıllı.

ozkanates 16. March 2015 09:23 AM

[QUOTE=kuman;20011]Newton evrenin sonsuzlugundan bahsederdi. Simdi evrenin bir baslangici oldugunu kabul ediyorsan.
Bir kac soru var...

Bing bang var diyorsan evren Allahin goruntusu yada Allah olamaz. Baslangici var.
[/QUOTE]
Evren zatın kendi görüntüsü değil.
Böyle görünmek istediği için böyle görünüyor.
Bu görüntü uzay-zaman sürekliliği içindeyken,
Zatın kendisi zamanda ve mekandan münezzeh.

Allah sonsuz olduğundan, görüntüsü de sonsuz olmalı.
Oysa evrenimizin sınırları var.
Buradan da bilimdeki sonsuz evrenler kuramına geliriz.
Her bir evren/görünüm bir geçici nefs.

[QUOTE=kuman;20011]
Yaratilma ifadesi varsa Kur anda evren Allah olamaz yada siz ....
Yaratilmayi kabul ediyorsan sonsuz diyebir seyin olmadigini kabul ediyorsuN demektir.
Yaratilmayikabul edersen hangi elektron diye bir soz soylememen gerekir. Kendinle celisirsin.
[/QUOTE]

Sonsuz Olan, sonsuz sayıda sonlular/tezahürler/görünümler yaratır.

[QUOTE=kuman;20011]
Tasavuf hakkinda cok sey soylenebilir ancak su an gereksiz.
[/QUOTE]

Sorun yok.

[QUOTE=kuman;20011]
Newtoon uzayi bosluk kabul eder ancak bosluk degildir.
[/QUOTE]

Evet dokudur (fabric) ama ne olduğu anlaşılamadı.
Yeteri kadar ileri gittiğimiz diğer her konu gibi.

[QUOTE=kuman;20011]
Ei sten kardesin izafiyeti buldugunda kendisi inanMadi. Baska bilim adaminin israri ile hyoluna devam etti yani bir kac kisi degil kendi inanmadi..
Daha fazla arastir derim.
[/QUOTE]

Sorun yok. Newton fiziği ile düşünüp Einstein fiziği ile görüntüyü kurtarma pozisyonunda değilim.

[QUOTE=kuman;20011]
Hani kur Ani rehber aliyorsaniz kur an . Biz dunyayi oyun olsun diye yaratmadik der.
[/QUOTE]

Ne için yarattığı Galip kardeşime olan cevabımda.

[QUOTE=kuman;20011]
Yani Kur ana gore biz oyun yada ilizyonda yasamiyoruz.
Bilmedigin seyleri ornek verme derim yoksa yanlis olur.
[/QUOTE]

Sayfalar dolusu ayetimi paylaştım.
Zıttı ayet paylaşımı olursa okumak isterim.

[QUOTE=kuman;20011]
Izafiyet teorisi newton yasalarini icine alir demissin.
Newtoon cekim kuvvetini anayasakabul eder ancak kutleler uzayi gerer bu sayede gunes dunyayi yorungesinde tutar cekimkuvetti yerine kutlenin uzayi germesiyle. Bizde boylece gunesin arkasinda ki yildizleri bile goruruz...
[/QUOTE]

Evet.

[QUOTE=kuman;20011]
Kunatum mekanigine girersen cikisin olmaz surekli yeni iddalar da bulunmak zorunda kalirsin. Sonucta 200 sene sonra belki birseyler bulunur. Boyutlar yeterli gelmez 11 boyuta kadar yol var dersin...
[/QUOTE]

Evet.

[QUOTE=kuman;20011]
En onemlisi ise kendi dusunce sistemini KUR AN DA TABAN OLUSTURMAYA CALISMA ALAKASI BILE YOK.
KABALA INANCINI TEKRARLAYIP DURURSUN. BENCEVAZGEC BU SEVDA DAN.
[/QUOTE]

Kabalacı kardeşlerimle sorunum yok.
Diğer her varlık gibi onlar da Allah'ın ilham verdikleri.

[QUOTE=kuman;20011]
Ben kimsenin inancina karismam ancak kendi inancini kurana dayandirmaya yada bilimsel verilere dayandiriyorsa ispat isterim... Yoksa eger ispat cay parami oder kalkar giderim...[/QUOTE]

Kuman kardeşim, sohbet için buradayız.
Umulur ki farklı algılar birbirine ilham olsun yol olsun.
Bugün olmaz yarın olur; sonsuzda zaman yok ki acele olsun.

galipyetkin 17. March 2015 06:16 PM

Sayın özkanates.

1-Allah'ın(O'nun) yaratması ile, O'nun parçası veya O'ndan parça olmanın arasında bir fark görüyor musunuz?
Basitçe: yaratılma ile ondan parça olma(ondan olma) arasında ayrım var mı?

2-İnsanın düşüncesi/veya iradesi ile O'nun arasında bir ilişki kuruyor musunuz? Nasıl?

Saygılarımla.
Galip yetkin.

ozkanates 18. March 2015 03:35 PM

[QUOTE=galipyetkin;20023]Sayın özkanates.
1-Allah'ın(O'nun) yaratması ile, O'nun parçası veya O'ndan parça olmanın arasında bir fark görüyor musunuz?
Basitçe: yaratılma ile ondan parça olma(ondan olma) arasında ayrım var mı?
[/QUOTE]

Galip kardeşim, var olmayan bir şey var olan bir şeyin parçası veya O'ndan parça olamaz. Biz O'nun düşüncesindeyiz. Düşünen de O, düşünülen de O. Benzetme olarak... rüya görürken kendime bir alt-evren yaratırım. Rüyamdaki ne o alt-evren benim bir parçam, ne de rüyamdaki kendim yani alt-ben benim bir parçam. Onlar yoklar ki. Uyandım mı ne o alt-evren kalır ne de o alt-evrende gezinip duran alt-ben. Var olan sadece o alt-evreni ve alt-beni yaratan ben.

[QUOTE=galipyetkin;20023]
2-İnsanın düşüncesi/veya iradesi ile O'nun arasında bir ilişki kuruyor musunuz? Nasıl?
Saygılarımla.
Galip yetkin.[/QUOTE]

İçinde olduğumuz evrende... varlıklara seçenekler sunulur ve varlıklar bunlar içinden seçimlerini özgürce yaparlar. Onlara sunulan her seçenek yaratıcının yaratımıdır ve dolayısıyla yaratıcının iradesidir. Varlıkların bu seçenekler arasından yaptıkları seçimler ise kendi seçimleri ve kendi iradeleridir. O halde külli irade mi cüzi irade mi diyemeyiz çünkü bu ikisi iç içe ve aynı anda gerçekleşir.

Bir üst-evrenden, yaratıcının düzleminden baktığımızda ise... bizim düşüncemiz ve irademiz zaten O'nun düşüncesi ve iradesi. Çünkü ben dediğim, O'nun kendini perdelemesinden, örtmesinden başkası değil. Bu örtü yüzünden kendi kendimi göremiyor, göremediğim bu örtülü halime Özkan, Özkan ile konuşan başka bir örtülü halime da Galip diyorum. Örtü kalktığında ise ne Özkan var ne Galip; sadece O var.

Benzetme olarak... bu sohbetimizi rüyamda görsem, rüyamdaki Özkan ve rüyamdaki Galip her ne düşünseler, her ne söyleseler, her ne yapsalar, hepsi benim düşüncem, benim sözüm, benim yaptığım, benim irademdir. Bunun gibi, içinden olduğumuz evrenden değil de üst-evrenden baktığımda, her ne olursa olsun, hepsi O'nun düşüncesi, sözü, yaptığı, iradesidir.
[COLOR="White"]
.[/COLOR]

ozkanates 19. March 2015 06:07 AM

[COLOR="Red"]Çift yarık deneyi:[/COLOR]

Birbirine yakın iki yarığa doğru tek tek elektronlar gönderiyoruz. Yarıkların arkasındaki düzlemde girişim deseni oluşuyor. Bu durumda anlıyoruz ki elektron dalga yapısında her iki delikten de geçiyor. Şimdi yarıkların başına dedektör koyup elektronların geçişini gözlemlediğimizde, bu sefer arka düzlemde girişim deseni değil yarıkların şekli ortaya çıkıyor. Dedektör de elektronun tek bir tanecik olduğunu ve tek bir delikten geçtiğini doğruluyor. Dedektörü kaldırınca tekrar iki delikten geçen dalga yapısı, dedektörü koyunca tek delikten geçen tanecik yapısı.

Bu testi ışık fotonlarıyla, diğer atom altı parçacıklarla yapıyoruz, sonuç aynı. Dalga yapısında ilerleyen atom altı parçacık, konumunu belirlemek için gözlemlediğimizde konum sahibi bir tanecik oluyor. Yani o, bizim ona bakışımıza göre davranıyor.

Atomaltı parçacıklarla ilgili kurallar, atomüstü dünyada aynen geçerli. Ancak bunu gözlemleyemeyiz çünkü konu plank sabiti ile ilişkili ve bu sabit çok küçük olduğundan (10 üzeri -43) ancak atomaltı dünyada doğrudan gözlemleyebiliyoruz. Atomüstü dünyada ise, gözlemleyenin gözlemlenenin üzerindeki sürekli etkisi, uzun vadede gözlemlenenin gözlemleyenin bakış açısına, beklentisine, iradesine göre hareket etmesine sebep oluyor. Bu yüzden, gözlemlediğimiz/gördüğümüz şeyleri sadece görmekle kalmayız, elektron örneğine olduğu üzere onları yaratırız. Ve bu şekilde, çevremiz kuşatan her şey, evren, kendi yaratımımızdan ibaret.

Elektron örneği bu durumu güzel açıklıyor. Elektronun nerede olduğuna bakan yoksa, elektron hem her yerde hem hiç bir yerdedir ve bu yapıya dalga denir. Elektronun nerede olduğunu gözlemleyen biri varsa, elektron tek bir yerde olur ve bu yapıya parçacık denir.

Her yerde ve hiç bir yerde olan elektron, gözlemleyenin gözlemlemesi ile tek bir konuma inerek tanecik olur. O halde gözlemleyenin algısı sonucu tanecik olan elektron... dalga olan elektronun geçici bir tezahürü, geçici bir görünümü olarak ortaya çıkar. Gözlemleyenin gözlemlemesi bittiğinde, tanecik/konum sahibi olan elektron, yine aslına, dalga yapısına, yani her yerde ve hiç bir yerde olan elektron yapısına döner.

İşte Varlık da böyle. Bir gözlemleyen yokken Varlık, hem her yerde (sonsuzluk) hem hiç bir yerdedir (hiçlik). Her yerde olan ve hiç bir yerde olmayan Varlık, Bir gözlemleyen varken, gözlemleyenin gözlemlemesinden ibaret geçici bir konum, geçici bir görünüm kazanır ve buna da evren diyoruz. Gözlemleyenin gözlemlemesi bittiğinde Varlık yine aslına yani hem her yerde hem de hiç bir yerde yapısına döner.

Bu işin nasıl böyle yürüdüğüne gelirsek, çünkü hepsi ilüzyondan ibaret. Ben bilgim dahilinde zihnimde çeşitli görüntüler oluşturabilirim. O görüntüler ben onları kurguladığım sürece vardırlar, var olmanın, gerçekliğin tüm görünümlerini gerçeklerler. Onları görürüm, duyarım, tadarım, koklarım, dokunum. Ben onları kurgulamayı bırakınca onlar yok olur ve zihnim aslına, hem her şey olan hem de artık hiç bir şey olmayan kendine döner. Ta ki ben yeni bir kurgu başlatana kadar. Eğer bilgim sonsuz ise, kurgularım da sonsuz çeşitlilikte olur ve bu şekilde sonsuz bilgim, kurguladığım sonsuz çeşitlilikte ve sayıda sonlularda tezahür eder. Benim durumum ise, bu sonluların hem her birini yaratan olmak, hem de her birinin kendisi olan olmaktır.

Özetle evrenimiz sonsuz bilincin kurguladığı, tasavvur ettiği sonsuz sayıdaki sonlulardan biri ve evrenimizdeki her bir obje de, her bir elektron dahil olmak üzere yine aynı. Ancak hepimiz bu kurgunun kanunları ile sınırlandığımız/sonlu olduğumuz için, durumu, ancak kurgunun sınırlarına yani sonsuza (evrenimizin sınırlarına, big bange, kara deliklere) veya hiçe (atomaltı dünyaya) doğru ilerledikçe gözlemleyebilir hale geliyoruz.

Rüya görmekte olup rüyasında kendine "ben rüyada mıyım" acaba diyen kişi gibi, rüyanın rüya olduğunu kavradığında rüya kurgusunun sınırları kalkıyor, rüya bitiyor. Varlık yeniden hem her şey olan (sonsuzluk), hem de hiç bir şey olmayan (hiçlik) haline, kendine dönüyor.
[COLOR="White"]
.[/COLOR]

ozkanates 19. March 2015 06:08 AM

[url]https://www.youtube.com/watch?v=u3xvyZkSLVg[/url]
[url]https://www.youtube.com/watch?v=wd7Du_dvqjs[/url]

Toplam 12 dakika.

galipyetkin 19. March 2015 09:43 AM

Sayın özkanates

Demişsiniz ki:
"... varlıklara seçenekler sunulur ve varlıklar bunlar içinden seçimlerini özgürce yaparlar. Onlara sunulan her seçenek yaratıcının yaratımıdır ve dolayısıyla yaratıcının iradesidir.
... bizim düşüncemiz ve irademiz zaten O'nun düşüncesi ve iradesi."

O zaman kişinin kişiliği ne oldu? Özgürce seçime ne oldu da çoğunluk cehenneme gitti? Kendilerine eziyet edilmesinden, acı çektirilmesinden zevk alanlardan mıydılar?
Bizim irademiz O'nun iradesi ise cehennemi biz özgürce seçmiyor tam tersine O'nun tarafından sevk ediliyoruz.

Biz her şeyin Allah'la aynılık gösterdiğini
yani Allah'tan olduğunu değil,
Allah'ın yaratma gücünden oluştuğuna inanıyoruz.

Siz Lütfen devam edin. Biz öğreti olarak kuantum fiziği ve türevleri öğretisine erişemedik ve de merak etmeye de vaktimiz olmadı. Sizi takip etmekten zevk alıyorum.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

ozkanates 19. March 2015 02:24 PM

[QUOTE=galipyetkin;20027]Sayın özkanates
Demişsiniz ki:
"... varlıklara seçenekler sunulur ve varlıklar bunlar içinden seçimlerini özgürce yaparlar. Onlara sunulan her seçenek yaratıcının yaratımıdır ve dolayısıyla yaratıcının iradesidir.
... bizim düşüncemiz ve irademiz zaten O'nun düşüncesi ve iradesi."

O zaman kişinin kişiliği ne oldu? Özgürce seçime ne oldu da çoğunluk cehenneme gitti? Kendilerine eziyet edilmesinden, acı çektirilmesinden zevk alanlardan mıydılar?
Bizim irademiz O'nun iradesi ise cehennemi biz özgürce seçmiyor tam tersine O'nun tarafından sevk ediliyoruz.
[/QUOTE]

Bu sorular biz SONLULARIN olduğu yerden bakınca:
Ceza ve ödül var ama gelecekte değil anda.
Gelecekte olacak olan bizim onları bilmemiz.
[url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19121&postcount=1[/url]

Bir gezegen düşünelim, hep aydınlık olsun.
Oradaki varlıklar, aydınlığı deneyimlerler ama onun aydınlık olduğunu bilemezler.
Çünkü aydınlığın bilgisi/tanımı karanlıktan gelir; karanlığın tanımı da aydınlıktan.

Her kavram sadece kendi zıttıyla tanımlı. Bu yüzden tekamül,
Zıtların her ikisini (şeylerin yok ve var hallerini) deneyimleme,
Yok hallerinden var hallerine doğru bir yürüyüş.

Var olan atomik titreşimdir, atomik titreşimin algılanmadığı hale "soğuk" adı verilir.
Var olan fotondur, fotonun algılanmadığı hale "karanlık" adı verilir.
Var olan sevgidir, sevginin algılanmadığı hale "korku" adı verilir.

"Kötü" dediklerimiz, sevginin daha az algılandığı, evvelki halleri deneyimleyenler.
"İyi" dediklerimiz, sevginin daha fazla algılandığı sonraki halleri deneyimleyenler.
İyi ve kötü diye ayrıştırdıklarımız, aynı yolculuğun farklı anları.
Kötü dediğimiz, iyinin sunum/giriş bölümü.
Aslında sevgiden başka bir şey yok.
Tekamül bunu bilmenin yolculuğu.

[QUOTE=galipyetkin;20027]
Biz her şeyin Allah'la aynılık gösterdiğini
yani Allah'tan olduğunu değil,
Allah'ın yaratma gücünden oluştuğuna inanıyoruz.
[/QUOTE]

Evet, ilki panteizm, ikincisi panenteizm.
Her şey Allah'ın yaratma gücünden oluştu.
Savım bu yaratmanın O'nun düşüncesinde olduğu.
Hiç biri gerçekte yok, tek var olan yaratıcının kendisi.

[QUOTE=galipyetkin;20027]
Siz Lütfen devam edin. Biz öğreti olarak kuantum fiziği ve türevleri öğretisine erişemedik ve de merak etmeye de vaktimiz olmadı.
[/QUOTE]

"Varlık nedir" sorusu, "varlık var mıdır" sorusundan başlar:

Sıfır, +1 ve -1 olarak ikiye ayrılabilir. Bu +1 ve -1 tekrar birleştiğinde yine sıfır olurlar. Hiçlik de madde ve anti-madde olarak ikiye ayrılır. Elektron, anti-elektron, proton, anti-proton, nötron, anti-nötron, tüm atom altı parçacıklar ve onların antileri. Bu ikiliklerden ikisi de, madde ve anti-maddenin ikisi de varlıktır. Fakat birleştiklerinde yeniden hiçlik olurlar. Peki biraz önce var olan o iki varlık şimdi neredeler? Yoklar çünkü aslında hiç var olmadılar. Onlar ancak hiçliğin geçici bir görüntüsü, geçici bir tezahürü olarak varlar. Atom altı alemde bu tezahür (hiçlikten var olmak ve zıtla birleşerek yeniden hiç olmak), durmaksızın gerçekleşir ve biz bunu gözlemleriz. Aynı şekilde, tüm evrenimiz de, hiçliğin madde ve anti-madde olarak ayrışmasından oluştu. Bu ayrışma bittiğinde, evren yine aslına, hiçliğe dönecek.

Daha enteresanı bugün varlık dediğimiz evren de, aslında varlıkla yokluğun birlikte tezahürüdür. Bir filmi seyrederken dakikada 16 resim görürüz. Yani resimleri oluşturan ışık ekranda her saniye 16 kere vardır ve 16 kere yoktur. Algımızın sınırlılığıyla bu değişimleri algılayamayıp bir süreklilik olarak algılamamız gibi... evren de, saniyede 10 üzeri 43 kere yaratılıp 10 üzeri 43 kere yok olur (en küçük zaman birimi 10 üzeri eksi 43 saniye, plank sabiti). Bu geçişleri algılayamadığımızdan, var ve yokun birlikte tezahürü olan evreni bir süreklilik olarak algılar, uzay-zaman sürekliliği (space-time continuity) diye isimlendiririz.

Evrenin yaratılmasından önceki hale ve evrendeki kara deliklerin merkezindeki hale, yani mekanın ve zamanın olmadığı hale ise... uzay-zaman TEKilliği (space-time singularity) deriz. TEK = Bir = Tevhid. TEKilliğin karşıtı çokluk (plurality). Evrenin yaratılışında uzay-zaman TEKilliği çokluğa dönüşür, yani evrene/bize. Ve çokluk/evren da kara deliklerde tekrar TEKilliğe: Vahdette kesret, kesrette vahdet.

[QUOTE=galipyetkin;20027]
Sizi takip etmekten zevk alıyorum.
[/QUOTE]

Bilmukabil Galip kardeşim, ben de sizlerden çok faydalanıyor, keyif alıyorum.

kuman 20. March 2015 09:57 PM

Ozkan kardes hani hersey ilizyondu ? Hangi sinirdan bahsediyorsun ilizyonun sinirimi olur?

Evren zatın kendi görüntüsü değil.
Böyle görünmek istediği için böyle görünüyor.

Bu su demek olmuyor yani; kendi goruntusu!!!!

Bu görüntü uzay-zaman sürekliliği içindeyken,
Simdi uzay zaman surekliligi dedigin sey ilizyon olduguna gore bu cumleyi kurma sebebini anlayamadim....

Zatın kendisi zamanda ve mekandan münezzeh.
Zaman yada mekan olmadigina gore nasil munezzeh oluyor!!!!

Allah sonsuz olduğundan, görüntüsü de sonsuz olmalı.
Oysa evrenimizin sınırları var.
Burasi da bir tuhaf; evrenin basi ve sonu ve sinirlari var!!! Var olmayanin siniri nasil oluyor????

Buradan da bilimdeki sonsuz evrenler kuramına geliriz.
Her bir evren/görünüm bir geçici nefs.*
Simdi de sonsuz evren kurami. Olmayan evrenlerin olmayan sonsuz kurami.
Ozkan kardes evren yok bilim zaten ilizyon ile ugrasiyor nerden cikariyorsunuz bu kurami !?
Olmayan sonsuz evrenler kurami... biraz tuhaf olmuyor mu soyledikleriniz!!!

Madde yogunlasmis enerji diyorsunuz. Hani illizyondu??? Ne zaman gercek olduguda yogunlasmis enerji oldu...
Bir karar verin madde ilizyon mu yyoksa yogunlasmis enerjimi ???

Tebrik ederim ilizyon evrenimizde fabric oldugunu yani doku oldugunuda soylediniz .
( Bu fabric denilen sey baska bir konu icin soylenmis olmasin... yani evrenin ic yapisi yerine baska bir konuda)

Tasavufu quantum ile iliskilendirerek renklendirmek ben tasavufcularin yaptigi en buyuk yanlis. Kuantum olasilik anlatir gercek farkli olabilir.

Sicim kurami sonsuz evren kurami dedigim gibi olasilik ancak fizik degil...
Neyseki ilizyondayiz bir an icin urktum...

kuman 20. March 2015 10:06 PM

Özetle evrenimiz sonsuz bilincin kurguladığı, tasavvur ettiği sonsuz sayıdaki sonlulardan biri ve evrenimizdeki her bir obje de, her bir elektron dahil olmak üzere yine aynı. Ancak hepimiz bu kurgunun kanunları ile sınırlandığımız/sonlu olduğumuz için, durumu, ancak kurgunun sınırlarına yani sonsuza (evrenimizin sınırlarına, big bange, kara deliklere) veya hiçe (atomaltı dünyaya) doğru ilerledikçe gözlemleyebilir hale geliyoruz.*

Sonsuzun kurguladigi dediginiz de yanlis bir cumle oluyor lutfen duzeltin. Kurgu yok...

Bing bang sadece bir teoridir 300 sene sonra basja bir durum oldugu saptanabilir...
Kara delikler hakkinda bilginizi tekrar gozden gecirin bence...

Gun gelecek madde nasil olustu bunu bilecegiz sadece zaman meselesi. Maddenin nasil olusyugunu anladigimiz anda ILIZYON sona erecek.
Evet bir gun biri cikip enerji su sekilde kutle kazandi derse inanacakmisiniz merak ediyorum.

ozkanates 23. March 2015 12:21 PM

[QUOTE=kuman;20030]
Ozkan kardes hani hersey ilizyondu ? Hangi sinirdan bahsediyorsun ilizyonun sinirimi olur?
[/QUOTE]

Her şey ilüzyon demek, o şeyler yok demek değil.
Onlar varlar ama birer ilüzyon olarak varlar.

[QUOTE=kuman;20030]
Evren zatın kendi görüntüsü değil.
Böyle görünmek istediği için böyle görünüyor.

Bu su demek olmuyor yani; kendi goruntusu!!!!

Bu görüntü uzay-zaman sürekliliği içindeyken,
Simdi uzay zaman surekliligi dedigin sey ilizyon olduguna gore bu cumleyi kurma sebebini anlayamadim....
[/QUOTE]

Panteizm ile panenteizm arasıdaki fark olduğu için.
Yukarıda izah edildi.

[QUOTE=kuman;20030]
Zatın kendisi zamanda ve mekandan münezzeh.
Zaman yada mekan olmadigina gore nasil munezzeh oluyor!!!!
[/QUOTE]

Zaman ve mekan varlar ama ilüzyon olarak varlar.
İlüzyonu yaratan o ilüzyondan münezzeh.

[QUOTE=kuman;20030]
Allah sonsuz olduğundan, görüntüsü de sonsuz olmalı.
Oysa evrenimizin sınırları var.
Burasi da bir tuhaf; evrenin basi ve sonu ve sinirlari var!!! Var olmayanin siniri nasil oluyor????
[/QUOTE]

Evren bir ilüzyon demek evren yok demek değil.
Evren var ancak bir ilüzyon olarak var.

[QUOTE=kuman;20030]
Buradan da bilimdeki sonsuz evrenler kuramına geliriz.
Her bir evren/görünüm bir geçici nefs.*
Simdi de sonsuz evren kurami. Olmayan evrenlerin olmayan sonsuz kurami.
Ozkan kardes evren yok bilim zaten ilizyon ile ugrasiyor nerden cikariyorsunuz bu kurami !?
Olmayan sonsuz evrenler kurami... biraz tuhaf olmuyor mu soyledikleriniz!!!
[/QUOTE]

Yukarıda izah edildi.

[QUOTE=kuman;20030]
Madde yogunlasmis enerji diyorsunuz. Hani illizyondu??? Ne zaman gercek olduguda yogunlasmis enerji oldu...
Bir karar verin madde ilizyon mu yyoksa yogunlasmis enerjimi ???
[/QUOTE]

Yukarıda izah edildi. Hepsi var ama ilüzyon olarak varlar.
Tıpkı senin rüyadayken yarattığın ve varlığına % 100 inandığın,
İçindeyken kanunlarına % 100 bağlı olduğun ama,
Uyanınca hiç birinin gerçek olmadığını görerek,
Kendi yaratımların olduğunu anlaman gibi.

[QUOTE=kuman;20030]
Tebrik ederim ilizyon evrenimizde fabric oldugunu yani doku oldugunuda soylediniz .
( Bu fabric denilen sey baska bir konu icin soylenmis olmasin... yani evrenin ic yapisi yerine baska bir konuda)
[/QUOTE]

Uzay konusunu sen açtın. Ben ise, diğer her şeyde olduğu gibi,
Yeteri kadar derine gittiğimizde aslında hiç bir şeyin aslını bilmediğimizi,
Ve bilemeyeceğimizi çünkü aslında bilinecek bir şey olmadığının,
Örmeklemesini yaptım.

[QUOTE=kuman;20030]
Tasavufu quantum ile iliskilendirerek renklendirmek ben tasavufcularin yaptigi en buyuk yanlis. Kuantum olasilik anlatir gercek farkli olabilir.
[/QUOTE]

Quantum fiziği, ağız kalabalığına getirmedikçe "ilüzyon" kelimesini kullanmıyor.
Ama anlattığı başka bir şey değil. Verdiğim çift yarık deneyi bunun örneği.

[QUOTE=kuman;20030]
Sicim kurami sonsuz evren kurami dedigim gibi olasilik ancak fizik degil...
Neyseki ilizyondayiz bir an icin urktum...[/QUOTE]

Evet, hepsi olasılık çünkü hiç biri mevcut değil.
Daha doğrusu mevcutlar ama bir ilüzyon olarak.
İlüzyonun ilüzyon olduğu ispatlanamayacağından,
Çünkü ispatlama metodojisi de ilüzyon olduğundan,
Bunlar olasılıklardır der kapatırız; şu anda yapıldığı gibi.

ozkanates 23. March 2015 12:31 PM

[QUOTE=kuman;20031]Özetle evrenimiz sonsuz bilincin kurguladığı, tasavvur ettiği sonsuz sayıdaki sonlulardan biri ve evrenimizdeki her bir obje de, her bir elektron dahil olmak üzere yine aynı. Ancak hepimiz bu kurgunun kanunları ile sınırlandığımız/sonlu olduğumuz için, durumu, ancak kurgunun sınırlarına yani sonsuza (evrenimizin sınırlarına, big bange, kara deliklere) veya hiçe (atomaltı dünyaya) doğru ilerledikçe gözlemleyebilir hale geliyoruz.*

Sonsuzun kurguladigi dediginiz de yanlis bir cumle oluyor lutfen duzeltin. Kurgu yok...
[/QUOTE]

"Sonsuzun kurguladığı" demedim "sonsuz bilincin kurguladığı" dedim.
Yani yaratıcının kurguladığı.

[QUOTE=kuman;20031]
Bing bang sadece bir teoridir 300 sene sonra basja bir durum oldugu saptanabilir...
[/QUOTE]

Elbette ama onu o zaman düşünürüz.
Şimdi şimdiyi düşünmekten ve aklı işletmekten mükellefiz.
Ayrıca mistik big bang kuramıyla başlamadı, 5.000 yıllık yazılı tarihte hep vardı.
Bilimin big bang ile aynı noktaya ancak gelmiş olması, mistiğin değil bilimin meselesi.

[QUOTE=kuman;20031]
Kara delikler hakkinda bilginizi tekrar gozden gecirin bence...
[/QUOTE]

Bir eksik tespitin varsa dinlemek isterim.

[QUOTE=kuman;20031]
Gun gelecek madde nasil olustu bunu bilecegiz sadece zaman meselesi. Maddenin nasil olusyugunu anladigimiz anda ILIZYON sona erecek.
[/QUOTE]

Bu bana sıkıntı olmaz.
Belirttiğim üzere şimdi şimdiden sorumluyuz.

[QUOTE=kuman;20031]
Evet bir gun biri cikip enerji su sekilde kutle kazandi derse inanacakmisiniz merak ediyorum.
[/QUOTE]

Tabi. Ama şu ana kadar bilimin her adımı mistiğe doğruladı.
Doğrulamayan adımları olursa, o zaman düşünür karar veririz.
Şimdiki gibi.

kuman 24. March 2015 07:28 AM

Ilizyonun sizin icin ne anlam ifade ediyor merak icindeyim.

Var ama ilizyon ne demek!!!!?
Var olan bir sey ilizyon nasil oluyor!!!!?

Ruya aleminin kanunlari, kurallari da ne demek!!?

Bence kabullerinizi gozden gecirin derim.

ozkanates 24. March 2015 12:19 PM

[QUOTE=kuman;20041]Ilizyonun sizin icin ne anlam ifade ediyor merak icindeyim.

Var ama ilizyon ne demek!!!!?
Var olan bir sey ilizyon nasil oluyor!!!!?
[/QUOTE]

Seninle yüz yüze konuştuğumu kurgulayayım.
Bu kurguda var olmanın tüm gerekleri yerine gelir.
Seni görür ve duyarım, beş duyumun beşiyle algılarım.
Seninle görüşmemle seni kurgulamam arasındaki fark,
Ancak zihnimdeki farkındalıktır.

Eğer zihnim bu farkındalığı kaybedecek olursa,
Mesela rüyada veya kimi zihin hastalıklarında olduğu gibi,
"Sen" kurgum gerçek olur, zihnimdeki sen gerçekliğe dönüşür.
Peki zihnimdeki sen var mısın? Yoksun çünkü bir kurgusun.
Peki o zaman beş duyumla algıladığım sen yok musun?
Varsın çünkü "varlık" tanımım bu beş duyudan ibaret.

Zihnimdeki sen kurgusunu ne zaman anlarım?
Rüyadan uyanınca veya zihin rahatsızlığım tedavi olunca,
Derim ki "vay meğer onların hepsi benmişim, benden başkası yokmuş".

Kanıt nedir dersek, bir kanıt yok çünkü aslında hiç bir şeyin kanıtı yok.
Sadece kanıtın olmadığı kanıtlanabilir ki benim yaptığım da bu.
Hiç bir kanıta dayanmadan gerçeklikler kurgulayarak,
Ve bunlardan birini seçerek kendimizi var ediyoruz.
Hepsi beğeniden ibaret.

Sıradan bir kişilik bölünmesi, aynı zihinde 5 ila 10 karakter yaratıyor.
Ortada 5-10 kişi olmadığı, tek kişi olduğu ne kadar anlatılırsa anlatılsın,
Kişiye fayda etmiyor çünkü bunların her biri diğeriyle aynı oranda gerçek.
Kişi ancak uyanma vakti geldiğinde, bunların tek kişi olduğunu bilebiliyor.
Ve diyor ki, "vay meğer onların hepsi benmişim, benden başkası yokmuş".

Kimi insanlar diyor ki, er geç kişinin "uyanma" vakti geliyor,
Ve o zaman diyor ki, "vay meğer onların hepsi benmişim, benden başkası yokmuş".

Dediğim gibi, hepsi beğeniden ibaret.

[QUOTE]
Ruya aleminin kanunlari, kurallari da ne demek!!?
[/QUOTE]

Rüyadayken geçerli olan kanunlar.
Rüya bittiğinde bir üst alemin kanunlarına = bir üst alemin rüyasına uyanırız.

[QUOTE]
Bence kabullerinizi gozden gecirin derim.[/QUOTE]

Burada birlikte bunu yapıyoruz.

ozkanates 24. March 2015 01:19 PM

[COLOR="Red"]Bedenin tanımı: Homo sapiens[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3501[/url]
[COLOR="red"]İnsanın tanımı: Beden + ruh[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3507[/url]
[COLOR="red"]Ruhun tanımı: Adem, melek, cin, iblis, şeytan[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3505[/url]
[COLOR="red"]Tekamül[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3509[/url]
[COLOR="red"]Cehennem, cennet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3512[/url]
[COLOR="red"]Nefs[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3512[/url]
[COLOR="red"]Cehennemden cennete nefs[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3520[/url]
[COLOR="red"]Madde alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3521[/url]
[COLOR="red"]Öbür alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3530[/url]
[COLOR="red"]Madde alem + öbür alem[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3533[/url]
[COLOR="red"]Madde alemden sonra tekamül[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showthread.php?t=3535[/url]
[COLOR="Red"]Tevhid[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19967&postcount=1[/url]
[COLOR="Red"]Kelime-i Şehadet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19996&postcount=4[/url]
[COLOR="Red"]Tevhid özet[/COLOR]
[COLOR="red"]İsimler[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19874&postcount=1[/url]
[COLOR="Red"]Bakara 30-39[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19890&postcount=2[/url]
[COLOR="red"]Özet ayetler[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19912&postcount=3[/url]
[COLOR="red"]Özet[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19912&postcount=3[/url]
[COLOR="Red"]Tevhid[/COLOR] [url]http://hanifler.com/showpost.php?p=19967&postcount=1[/url]


[COLOR="Red"]Tevhid özet:[/COLOR]

[CENTER]“[COLOR="Blue"][U]Gözler O’nu idrak etmez[/U]. Ve O gözleri idrak eder.[/COLOR]” Enam 103[/CENTER]
Gözler O’nu görmez değil, [I]idrak etmez[/I] = insan O’nu görür ama gördüğünün O olduğunu idrak etmez.

[CENTER]“[COLOR="blue"][U]Gözünüzü açın/dikkat edin![/U]1 Allah Muhît'tir, [U]her şeyi çepeçevre kuşatır[/U]2.[/COLOR]” Fussilet 54
“[COLOR="blue"]Göklerde ve yerdekiler Allah'ındır. Allah Muhît'tir, [U]her şeyi çepeçevre kuşatır[/U]2.[/COLOR]” Nisa 126[/CENTER]
1- İnsan gözünü açarak gördüklerine dikkat ettiğinde idrak eder ki,
2- Allah insanı çepeçevre kuşatır = gözün gördüğü sadece Allah.

[CENTER]"[COLOR="blue"]Doğu da batı da Allah’ındır. [U]Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır[/U].[/COLOR]" Bakara 115[/CENTER]
Allah her şeyi çepeçevre kuşattığından nereye dönersek dönelim gördüğümüz “Allah’ın yüzü”.

[CENTER]"[COLOR="blue"]Evvel/başlangıcı olmayan, Âhir/sonu olmayan, Zâhir/[U]dışta gözle görülen[/U]1, Bâtın/[U]içte gizli olan[/U]2 O’dur.[/COLOR]” Hadîd 3[/CENTER]
1- Allah’ın yüzü: Gözle gördüğümüz her şey, çevremizdeki her şey O’nun yüzü, gözle görülebileni.
2- Bir de gözle göremediklerimiz, yüzde/yüzeyde olmayanlar, içte gizli olanlar var ki, onlar da O.
Her şey, görebildiğimiz dışıyla ve göremediğimiz içiyle O = O’ndan başka varlık yok = Tevhid.

[CENTER]“[COLOR="blue"]Şehadet ederim ki ilah yok sadece Allah.[/COLOR]” Kelime-i Şehadet
“[COLOR="blue"]Şehadet ederim ki Allah’dan başka ilah yok.[/COLOR]” Kelime-i Şehadet[/CENTER]
[I]İlah yok sadece Allah[/I] ve/veya [I]Allah’dan başka ilah yok.[/I]
[I][B]Şahitlik ederim[/B][/I], yani [I][B]görüyorum[/B] ve [B]söylüyorum[/B][/I].
Çünkü Allah’dan başka gördüğüm bir şey yok.

ozkanates 27. March 2015 06:47 AM

Yin ve Yang felsefesi, [COLOR="Red"][B]dünyada bugün varolan gelmiş geçmiş tüm bilgi kaynaklarının temelinde görünebilen[/B][/COLOR], karşıt kutupları ve bu kutupların birbiriyle olabilecek her türlü ilişkisini ortaya koymaya uğraşır. Kadim Çin'in yazılı en eski belgelerinden kabul edilen Yi Çing MÖ 2800 (Değişimler, Dönüşümler Kitabı) Yin ve Yang üzerine kurulmuştur.

Her şeyin birbirinden ayrılamaz iki karşıt kutbu vardır. "Yin" ve "Yang" kutubu. Nerede Yin ve Yang kutuplaşması oluşur, orada hareket de başlar. [COLOR="red"][B]"Bir" "Hiçlikten" gelir. "İki" de Bir'den doğar[/B][/COLOR]. Her şey ise İki'nin yani iki kutubun Yin ile Yang'ın tükenmeyen, değişen ve dönüşen sarmal döngüsünün ürünü olarak ortaya çıkar. Her şey için geçerlidir. Hücre bölünmeleri gibi gittikçe daha karmaşıklaşarak gelişir, dönüşür. Karşıt kutuplar, elektrikte akımı, mıknatısta çekme ve itmeyi tetikler.

Bir kutbun hakimiyetinin en güçlü olduğu yerde karşıt kutbu belirmeye başlar. En küçük gölge Güneş ışınlarının en heybetli vurduğu sırada görünür. Bu andan itibaren ışınlar azalır gölge uzar ve neredeyse tümüyle göreceliği karanlığa geçer. Böylece yine haddin ne olduğu da ortaya çıkar. Bu oluşum, değişim ve dönüşümün de belirtileridir. Gecenin içinde aydınlık ve sıcağın; gündüzün içinde de soğuk ve gölgenin bulunması; dişi görünümün içinde erkek, erkek görünümün içinde dişi olması; her sorunun, çözümü; sevginin, nefreti; eylemsizliğin, eylemi; savunmanın, saldırıyı barındırması gibi. Tai-çi veya yin-yang simgesinin içindeki küçük karşıt renkli daireler bu özelliği anlatır.

[B][COLOR="red"]Oluşumlar, karşıtı olmadan açıklanamazlar[/COLOR][/B]. Karşıtların biri, diğerinden bağımsız olamaz. Gündüz olmadan, gece; gece olmadan, gündüz açıklanamaz. Gece olmadığı sürece, gündüz de yoktur. Kutuplar birbirinden bağımsız ele alınamazlar. Bu durumda beden ve psikoloji ayrı ayrı incelenemez. Organların kendisi yin, işlevi ise yang'dır.

Karşıtlar, birbirine dönüşebilen yapıdadır. Dönüşüm aşamalarla, kendi sürecine bağlı olarak gerçekleşir. Her sürecin bir haddi vardır. Dönüşüm, uyum içinde veya uyumsuz gerçekleşebilir. Uyum, Yin ve Yang'ın göreceli denklik halidir. Uyumsuzlukta sürecin haddine ulaşılır ve o hadden karşıtına dönüş yapar yani karşıt kutbuna Yin Yang'a; Yang da Yin'e dönüşür. Dönüşüm, sürecin hem etken hem de etkin parçasıdır. Dönüşebilme, bitmeyen sonsuz devinimi olanaklı kılar. Kış, yaza; güz, bahara; karanlık, aydınlığa döner ve böyle takip eder sarmal gibi döne döne.

Kutuplar birbirini ürettiği, desteklediği gibi aynı şekilde tüketen, kısıtlayan ilişkisinde de olabilirler. Yanan bir mumda olduğu gibi. Yanmakta olan ip ve parafin, alevi besler. Alevin ısısı ise bu ikiliyi tüketir. Sonunda fitil veya mum bittiğinde, alev de tükenecektir. Mum, fitil ve alev ışık ve ısı olarak ortamın enerjisine geçiş yapar. Üretme ve tüketme ilişkisi dönüşümle devam eder.

Her Yin ve her Yang tekrar tekrar, kendi alt Yin ve Yang kutuplarından oluşur. Örneğin sıcaklıkta olduğu gibi. Sıcaklık olgusu, sıcak (yang) ve soğuk (yin) olarak ayrılabilir. Aynı biçimde sıcak; tekrar, çok sıcak (yang) ve az sıcak (yin)olarak bölünür ve böyle devam eder. Son derece basit bir yapı, son derece karmaşık yapının ayrılmaz parçasıdır. Bütün ve onun parçaları, birbirinden bağımsız olarak ayrı ayrı açıklanamaz. Basit yapıyla, karmaşık yapı; Yin ve Yang'ın temel ilkelerine sürekli uyar. Mikro makronun, makro mikro yapının ayrılamaz parçalarıdır. Mevlana ve Yunus Emre için "Aşk" parçanın bütünle buluşabilmesidir.

[url]http://tr.wikipedia.org/wiki/Yin_ile_Yang[/url]

kuman 28. March 2015 11:33 PM

Seninle yüz yüze konuştuğumu kurgulayayım.
Bu kurguda var olmanın tüm gerekleri yerine gelir.
Seni görür ve duyarım, beş duyumun beşiyle algılarım.
Seninle görüşmemle seni kurgulamam arasındaki fark,
Ancak zihnimdeki farkındalıktır.


Kurgunda ben yoksam 5 duyu ile nasil algiliyon ben yokum. 36 derecelik bir isi kaynagi yok....!!!!

Aynen dedigin gibi zihinsel problemin yoksa sanal olani gercek olarak algilayamazsin.



Ruya kanunlarinin ne oldugunu sordum. Bu soruya iste ruya kanunu diye cevap verirsen cevap verememis olursun.

Zihinsel problemi olmayan ornek versen daha zihinsel problem yasayan insanlari bosver simdilik... Zihninde problem varsa evet hersey HALISILASYON DUR.
O ZAT HALISILASYON MU KURUYOR YANI !!!!!!!!!!

Ilizyon tanimini bekliyorum hala...

Bir" "Hiçlikten" gelir. "İki" de Bir'den doğar

Senin dusunce yapina cok ters bir durum. HICLIK sana gore hiclik diye bir kavram olmamali. Kendinle celisirsin.

kuman 29. March 2015 09:46 PM

Eğer zihnim bu farkındalığı kaybedecek olursa,
Mesela rüyada veya kimi zihin hastalıklarında olduğu gibi,
"Sen" kurgum gerçek olur, zihnimdeki sen gerçekliğe dönüşür.
Peki zihnimdeki sen var mısın? Yoksun çünkü bir kurgusun.
Peki o zaman beş duyumla algıladığım sen yok musun?
Varsın çünkü "varlık" tanımım bu beş duyudan ibaret.

Zihnimdeki sen kurgusunu ne zaman anlarım?
Rüyadan uyanınca veya zihin rahatsızlığım tedavi olunca,
Derim ki "vay meğer onların hepsi benmişim, benden başkası yokmuş".

Yani sence O zat ruya mi goruyor yoksa ZIHNI mi karisik yada zihni mi bulanik!!!!!

Varsın çünkü "varlık" tanımım bu beş duyudan ibaret.

Bu evren senin 5 duyun icin mi yaratildi???
Neden kendini yada dusunce sistemini bu kadar buyutuyorsun ???

Sen sadece bu dunyada yasayabilecek bu dunya disinda yasayamiyacak bir varliksin. Kendini cok buyutme.

Insan

ozkanates 30. March 2015 07:11 AM

[QUOTE=kuman;20058][I]Seninle yüz yüze konuştuğumu kurgulayayım.
Bu kurguda var olmanın tüm gerekleri yerine gelir.
Seni görür ve duyarım, beş duyumun beşiyle algılarım.
Seninle görüşmemle seni kurgulamam arasındaki fark,
Ancak zihnimdeki farkındalıktır.[/I]

Kurgunda ben yoksam 5 duyu ile nasil algiliyon ben yokum. 36 derecelik bir isi kaynagi yok....!!!!
[/QUOTE]

Seninle yüzyüze görüşmemle, seninle yüzyüze görüştüğümü kurgulamam arasında, beynim açısından fark yok.
Fiziki sana bakarken, beynim gözlerimden gelen sinyalleri kullanarak senin bir imajını yaratıyor.
Seni zihnimde kurgulamamsa, beynimin aynı imajı göz sinyallerini kullanmadan yaratması.
Beynimin içi tamamen karanlık, orada hiç bir ışık/görüntü yok, hepsi imaj.
Diğer duyu organlarında da böyle.

[QUOTE]
Aynen dedigin gibi zihinsel problemin yoksa sanal olani gercek olarak algilayamazsin.
[/QUOTE]

Veya uykuda. Bunlar birer benzeşim/analoji. Olayın kendisi değil.

[QUOTE]
Ruya kanunlarinin ne oldugunu sordum. Bu soruya iste ruya kanunu diye cevap verirsen cevap verememis olursun.
[/QUOTE]

Rüya kanunu rüyada tabi olduğun kanunlar.
Senaryonu kurarken sahip olduğun sınırlar.

[QUOTE]
Zihinsel problemi olmayan ornek versen daha zihinsel problem yasayan insanlari bosver simdilik... Zihninde problem varsa evet hersey HALISILASYON DUR.
O ZAT HALISILASYON MU KURUYOR YANI !!!!!!!!!!

Yani sence O zat ruya mi goruyor yoksa ZIHNI mi karisik yada zihni mi bulanik!!!!!
[/QUOTE]

Rüya görmek, kurgulamak, halüsinasyon vs. hepsi benzetme yoluyla anlatma için.
Sonsuz bir bilinç düşün, biz o bilincin kurgularıyız.

[QUOTE]
Ilizyon tanimini bekliyorum hala...
[/QUOTE]

Var olmayan şeylerin varmış gibi algılanması.
Rüyandaki sen ve diğer tüm gördüklerin gibi.
Tevhid görüşünde şu anki sen ve diğer tüm gördüklerin.

[QUOTE]
Bir" "Hiçlikten" gelir. "İki" de Bir'den doğar

Senin dusunce yapina cok ters bir durum. HICLIK sana gore hiclik diye bir kavram olmamali. Kendinle celisirsin.[/QUOTE]

Çift yarık deneyi yazımda izah ettiğim üzere, sonsuzluk aynı zamanda hiçlik.
Varlık, bu Sonsuz/Hiç yapısının geçici tezahürü/görünümü olarak var.

Sıfırın +1 ve -1 'e bölünmesi yazımda izah ettiğim üzere.
+1 ve -1 geçici varlık halleri ve er geç Hiç'e/Sonsuz'a, var olmama haline dönerler.

Kuran diliyle ifade edersek,
Bir (Allah) Hiç'likten (O'ndan) gelir. İki (dualite) Bir'den (Allah'dan) doğar.
Çokluk (biz) ikiliğin tekrar tekrar ikiliğe bölünmesiyiz.

Kuran ikilik kavramını doğu/batı, gece/gündüz, karanlık/ışık, güneş/ay, acı/tatlı deniz vb. ikiliklerle izah eder:

[CENTER]“[COLOR="Blue"][U]İki deniz[/U]1 birbirine eşit olmaz. [U]Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır[/U]3; [U]şu tuzludur, acıdır[/U]2. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün.[/COLOR]” Fatir 12, Rahman 17-24[/CENTER]
1- Dualite =, 2- negativite +, 3- pozitivite.

[QUOTE]
Bu evren senin 5 duyun icin mi yaratildi???
Neden kendini yada dusunce sistemini bu kadar buyutuyorsun ???

Sen sadece bu dunyada yasayabilecek bu dunya disinda yasayamiyacak bir varliksin. Kendini cok buyutme.
[/QUOTE]

İlgisi yok.
Var olma halimizi 5 duyu ile tanımlarız.
Daha doğrusu beynimizin 5 duyudan gelen sinyalleri kullanarak yarattığı imajlarla.
Ama beynimiz aynı imajları 5 duyu olmadan da yaratıyor.
O halde şu an bakmakta olduğum ekranın hangisi olduğunu bilme şansım yok.
Ben ben miyim yoksa rüyamdaki ben miyim?

Bu "ben kimim" sorunsalını üreten de ben değilim.
Felsefenin temel konusudur ve felsefenin başlangıcından beri tartışılır.

Sokrates'in mağara adamı:

Bir adam varmış, bir mağarada doğmuş.
Bir sandalyeye bağlı, duvara bakarak yaşarmış.
Hayatı, duvara vuran 2 boyutlu gölgeler bilmiş.
Günün birinde sandalyeden kurtularak kaçmış.
Dışarıdaki üç boyutlu hayatı görüp öğrenince,
Mağarada kalanlara kıyamamış geri dönmüş.
Onlara dışarıdaki 3 boyutlu hayatı anlatmış.
Mağaradakiler görüp bilmedikleri bu hayatı,
Tasavvur edememiş, dalga geçmişler.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:18 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam