hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Bilgin kul (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=424)
-   -   Kur’an’daki musa ile bilgin kul kıssası (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=265)

ÖmerFurkan 2. October 2008 01:57 AM

Kur’an’daki musa ile bilgin kul kıssası
 
[CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] KUR’AN’DAKİ MUSA İLE BİLGİN KUL KISSASI[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Allah’a kayıtsız şartsız teslim olma ve geçici şeylerden uzak durma konularında önemli bilgi ve ilkeler içeren Kehf suresinin bünyesindeki “ashab-ı kehf (mağara arkadaşları)”, zengin adam-yoksul adam, Musa ile “bilgin kul” ve Zülkarneyn ile Ye’cüc Me’cüc kıssaları, bizler için ibret dolu birer örnek teşkil etmektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Ancak, bu kıssalardan bir tanesi, Musa ile “bilgin kul” kıssası, İsrailiyat kültürü altında âdeta rivayet bombardımanına tutulmuş ve bu konuda binlerce hikâye, menkıbe yazılmıştır. İşin kötü tarafı, bu rivayet bombardımanı sonucunda Kur’an’dan onay almayan ve İslâm ilkeleri ile kesinlikle bağdaşmayan, [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red]Veli,[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red]Hızır,[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red]İlm-i Ledün[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red]Kulların gaybı bilebilmeleri,[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red]Velinin nebiden üstünlüğü [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]gibi bir çok abuk sabuk inanış, ne yazık ki Müslümanlara kabul ettirilmiştir. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Bizim bu makaleyi yazmamızdaki amaç, işin gerçeğini kardeşlerimizle paylaşıp, kardeşlerimizi İsrailiyat batağından uzak tutmaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Musa ile “bilgin kul” kıssası, Kehf suresinin 60 – 82. ayetlerinde anlatılmıştır. 60 – 64. ayetler, Musa’nın yolculuğa çıkışı, genç yardımcısı, sahra (iki denizin birleştiği yer), balık konularını içermekte, “bilgin kul” ise 65. ayette ortaya çıkmaktadır. 60 – 64. ayetlerde anlatılanlar da önemli olmakla birlikte, rivayet bombardımanın bu ayetlerdeki hasarı imanı, tevhidi zedeleyecek boyutta değildir. Bu sebeple biz, bu kısmın sadece mealini vermekle yetinip, yorumlarımızı, yanlışa, batıla ve hurafeye malzeme yapılan 65 – 82. ayetler için yapmış bulunuyoruz.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red][B]60 – 80. ayetlerin meali: [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]60- Ve bir vakit Musa genç hizmetçisine “Ben iki denizin birleştiği yere varıncaya[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] kadar durmayacağım, yahut senelerce gideceğim.” demişti.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]61- Bunun üzerine iki denizin birleştiği yere vardıklarında ikisi de balıklarını[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] unuttu. O zaman o denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]62- Bu şekilde geçtikleri zaman genç hizmetçisine: “Getir kuşluk yemeğimizi;[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk.” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]63- Genç: “Gördün mü? Büyük Kaya’ya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] unuttum; onu anmamı muhakkak şeytan unutturdu. O, şaşılacak bir şekilde[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] denizdeki yolunu tuttu.” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]64- Musa, “İşte bu, aradığımızdı!” dedi. Hemen izlerini takip ederek gerisin geri[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] döndüler.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]65- Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]66- Musa ona: “Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmen[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] şartıyla sana tâbi olabilir miyim?” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]67- O: “Doğrusu sen benimle beraber olmaya sabredemezsin.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]68- Ve havsalanın almadığı şeyenasıl sabredeceksin!” dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]69- Musa: “İnşallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmem.”[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]70- O: “O halde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta ki[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] ben sana ondan söz açıncaya kadar.”[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]71- Bunun üzerine ikisi beraber gittiler; nihayet gemiye bindiklerinde tuttu[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] gemiyi yaraladı.Musa: “A, içindekileri boğmak için mi yaraladın onu?[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] Doğrusu kötü bir şey yaptın!” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]72- O: “Demedim mi ki sen benimle beraber olmaya sabredemezsin?” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]73- Musa: “Unuttuğum şeyle beni suçlama ve bu işimden dolayı bana güçlük[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] çıkarma!” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]74- Yine gittiler nihayet bir delikanlıya rastgeldiler; tuttu onu öldürüverdi. Musa:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] “Bir can karşılığıolmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu çok kötü[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] bir şey yaptın!” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]75- “Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]76- Musa: “Eğer bundan sonra sana birşey sorarsam, artık benimle arkadaşlık[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] etme! Doğrusu tarafımdan beyan edilecek son özre erdin.”[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]77- Bunun üzerine yine gittiler. Nihayet bir köy halkına varınca onlardan yemek[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] istediler. Ancak onlar, kendilerini misafir etmekten kaçındılar. Derken[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular, tutup onu doğrulttu. Musa: [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] “İsteseydin bunun karşılığında mutlaka bir ücret alırdın” dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]78- O: “İşte bu, seninle benim ayrılmamız olacak! Şimdi sana o sabredemediğin[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] şeylerin iç yüzünü haber vereyim. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]79- Önce gemi, denizde çalışan birtakım zavallılarındı. Ben onu kusurlu hale[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] getirmek istedim; çünkü ötelerinde bütün sağlam gemileri gaspedip alan bir[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] kral vardı. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]80- Delikanlıya gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Onun, o ikisini[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.[B][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]81- İstedik ki, Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı ve[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] merhamet bakımından daha yakınını versin. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]82- Ve gelelim duvara; o, şehirde iki yetim oğlanındı, altında onlar için bir define[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] vardı ve babaları iyi bir zat idi. Onun için Rabbin onların erginlik çağına[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Bu, Rabbinden bir rahmet olmak [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] üzeredir ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle yapmadım. İşte [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] senin sabredemediğin şeylerin açıklaması!" dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Red][B]65 – 82. ayetlerin tefsiri:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, bu ayetlerde anlatılan serüven, binlerce rivayet ve menkıbeye kaynak olmuştur. Daha doğrusu, bu uydurmaların türediği esas kaynak bu ayetler değil, bu ayetler hakkındaki Ubeyy b. Ka’b rivayetleridir. Ubeyy b. Ka’b sayesinde; Hızır adında bir süpermenimiz; elifi görse mertek sanan İlm-i Ledün sahibi köşe bucak post serip cennet pazarlaması yapan bir çok evliyamız; havada uçup suda yürüyen, dağların arkasını ve yıllar sonrasını ayan beyan görüp anlatan, peygamberden üstün tutulan velilerimiz olmuştur.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Bu bombardımanın amiral gemisi ise İbn-i Kesir’in rivayet tefsirleri kitabıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Şimdi, bu saçmalıklara dayanak kabul edilen ayetlerin gerçek anlamlarını inceleyelim ve bakalım gerçekten bu ayetler ile bu saçmalıklar arasında bir bağıntı, bir benzerlik var mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]65. Ayet: [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [B]Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Musa ile yardımcısının Sahra’da (iki denizin birleştiği yerde) buldukları kul bize göre bir peygamberdir. Çünkü ayette “Biz ona katımızdan bir rahmet vermiştik” denmiştir. Biz biliyoruz ki Yüce Rabbimiz bu ifadeyi başka ayetlerde de peygamberlerine verdikleri için kullanmıştır: [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Zühruf; 31 – 32: Yine dediler ki: “Bu Kur’an, şu iki kentin birinden, bir büyük[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] adama indirilmeli değil miydi?”[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] Ne! Yoksa Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Şimdiki[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] hayatta, onların geçimliklerini aralarında paylaştıran, birbirlerine iş[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] gördürmeleri için, kimini kimine derecelerle üstün kılan biziz. Rabbinin[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] rahmeti, onların topladıklarından daha iyidir.”[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Kasas; 86: Sen, Kitab’ın sana verileceğini hiç ummazdın. O ancak Rabbinin bir[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] rahmetidir. Öyleyse, sakın inkârcılara arka çıkma![/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]“Bilgin kul”un peygamber oluşunun bir diğer delili ise; “bilgin kul”un 82. ayette, duvar doğrultma işini kendi iradesi ile yapmadığını beyan etmesidir. Bu demektir ki, duvar altında duran iki yetime ait gömünün varlığı ve bu gömünün belli bir süre daha bulunduğu yerde korunması gereği ve dolayısıyla bunun icabı olan duvarın doğrultma işi, “bilgin kul”a vahy ile telkin edilmiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Yukarıdaki delillere dayanarak peygamber olduğunu söylediğimiz “bilgin kul” için bize bu kıssa dışında bilgi verilmemiştir. Bu durumda “bilgin kul”un Nisa suresinin 164 ve Mümin suresinin 78. ayetlerinde bahsedilen, adı ve kendi hikâyesi bildirilmemiş peygamberlerden olduğu anlaşılmaktadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Bu iki âyetten “rahmet” ile neyin kasdedildiğini öğrendikten sonra görüyoruz ki 65. âyette [B]“biz ona katımızdan rahmet vermiştik[/B]” buyuruluyor. Yine aşağıda göreceksiniz 82. âyette duvar doğrultma olayı Âlim Kul’un kendi isteğiyle yaptığı bir eylem değildir. Duvarın altında iki yetime ait gömünün varlığı, onun korunmasının gereği, onun içinde duvarın doğrultulmasının icabı Alim Kul’a (peygambere) vahy ile telkin edilmiştir. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]66. Ayet:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [B]Musa ona: "Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmen[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] şartıyla sana tabi olabilir miyim?" dedi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Musa ve “bilgin kul” tanışmışlardır. Musa, onun bilgin birisi olduğunu, doğru yolu bulma konusunda kendisine çok bilgi verilmiş olduğunu öğrenmiştir. Ve ondan “doğru yolu bulma konusunda ona öğretilenlerden öğrenmek için”, onun öğrencisi olmayı istemektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]67 – 68. Ayetler:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [B]O: “Doğrusu sen benimle beraber olmaya sabredemezsin. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Ve havsalanın almadığı şeye nasıl sabredeceksin!” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Musa`nın o yöre ve “bilgin kul” hakkında bilgisinin olmadığı bellidir. Çünkü o bölgeye yeni gelmiş ve “bilgin kul” ile yeni tanışmıştır. Ama “bilgin kul”un ifadelerinden anlıyoruz ki, “bilgin kul” o yörenin insanıdır ve bir takım görevleri vardır. Zira “bilgin kul”, Musa ile birlikte oldukları takdirde meydana gelmesi muhtemel olaylar karşısında Musa’nın, kafasının bu olayları almayacağını ve sabredemeyeceğini öngörmektedir. Yani “bilgin kul”, belli bir görevi ifa etmek için dolaştığı o bölgede, o bölgeyi iyi tanıdığı için, bazı olumsuzluklarla karşılaşabileceğini tahmin edebilmekte ve Musa’nın da bunlara sabredemeyeceğini düşünmektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]69 – 77. Ayetler:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Musa: “İnşallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmem.”[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] O: “O halde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] ki ben sana ondan söz açıncaya kadar.” [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Pazarlık yapılmış ve “bilgin kul” Musa’nın yanında gelmesine izin vermiştir. Kıssanın bundan sonraki bölümlerinde Musa’nın genç yardımcısından söz edilmez olmuştur.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Bunun üzerine ikisi beraber gittiler; nihayet gemiye bindiklerinde tuttu[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] gemiyi yaraladı. Musa: “A, içindekileri boğmak için mi yaraladın onu?[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Doğrusu kötü bir şey yaptın!” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]“Bilgin kul”un o çevreyi tanıdığı gibi, gemi sahipleri ve yolcular da “bilgin kul”u tanıyor ve ona güveniyor olmalılar ki, “bilgin kul”un gemiyi yaralamasına engel olmamışlardır. Ne “bilgin kul”, ne de o yöre hakkında bilgisi olmayan Musa ise bu işe karşı çıkmıştır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Olanlar gayet olağan şeylerdir. Bu olayda herhangi bir olağanüstülük, esrarengizlik yoktur. Kulun gaybı bilmesi gibi bir şey söz konusu değildir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] O: “Demedim mi ki sen benimle beraber olmaya sabredemezsin?" dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Musa: “Unuttuğum şeyle beni suçlama ve bu işimden dolayı bana güçlük[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] çıkarma!” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Yine gittiler nihayet bir delikanlıya rastgeldiler; tuttu onu öldürüverdi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Musa: “Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] çok kötü birşey yaptın!” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Ayette geçen “ غلام Gulam” sözcüğünün orijinal anlamı, “Cinsel ilişkiye alabildiğine düşkün ve arzulu olan” demektir. Bu özellik, çocukluk yaşından çıkmış kimselerde olur. Bu da delikanlılık çağıdır. Gulam/ delikanlı sözcüğü, şeyh/ ihtiyar sözcüğünün zıt anlamlısı olarak kullanılır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Ayetteki “Bir can karşılığıolmaksızın masum bir cana mı kıydın?” ifadesinden, “gulam”ın erişkin birisi olduğunu anlıyoruz. Zira çocuk yaşta birisi başkasını öldürürse ona kısas yapılmaz. Buradaki olay kısasa uygun görüldüğüne göre “gulam”, çocuk değil erişkin bir delikanlıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Delikanlının öldürülmesine de Musa’dan başka karşı çıkan olmamıştır. Demek ki, “bilgin kul”un delikanlıyı niçin öldürdüğünü o beldenin insanları, öldürülen delikanlının yakınları; ana-babası herkes bilmektedir. Aksi halde bir yabancının gelip de, memleketlerinde kendilerinden bir delikanlıyı öldürüp elini kolunu sallayarak çekip gitmesine kimse kayıtsız kalmazdı. Öldürme gerekçesi ise aşağıda 80 ve 81. ayetlerde açıklanmıştır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] “Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Musa: “Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, artık benimle arkadaşlık[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] etme! Doğrusu tarafımdan beyan edilecek son özre erdin.”[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Bunun üzerine yine gittiler. Nihayet bir köy halkına varınca onlardan yemek [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] istediler. Ancak onlar, kendilerini misafir etmekten kaçındılar. Derken [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular, tutup onu doğrulttu. Musa: [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] “İsteseydin bunun karşılığında mutlaka bir ücret alırdın” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]“[COLOR=Red]Bilgin kul” bu köyün veya beldenin yabancısı olmalı ki, köylüler “bilgin kul” ve Musa’ya ilgisiz kalıyorlar.[/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]78 – 79. Ayetler:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] O: “İşte bu, seninle benim ayrılmamız olacak! Şimdi sana o sabredemediğin[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] şeylerin iç yüzünü haber vereyim. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Gemi olayına gelince, denizde çalışan birtakım zavallılarındı. [U]Ben[/U] onu[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] kusurlu hale getirmek istedim; çünkü ötelerinde bütün sağlam gemileri [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] gasp edip alan bir kral vardı. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]“Bilgin kul”un o bölgeyi tanıdığının bir kanıtı da, bindikleri geminin sahiplerini tanıması ve öteki kıyıda hüküm süren zalim kraldan haberdar olmasıdır. Bunları bildiği için gemiyi yaralamış ve zalim kralın gemiye el koymasını engellemiştir. Gemi sahipleri ve gemideki yolcular da “bilgin kul”u tanıyıp ona güvenmektedirler ki, ona engel olmamışlar ve gemiye verdiği zararın karşılığını talep etmemişlerdir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, “bilgin kul”un gemideki hasarı kendi iradesi ile yapmış olmasıdır. Bu hususu kendisi de “ فاردت ان اعيبها BEN onu kusurlu hale getirmek İSTEDİM” diyerek beyan etmiştir. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]“Bilgin kul”un buradaki davranışı; “İki fesat tearuz ettikte ehaffi irtikab ile a’zamın çaresine bakılır. Yani, biri büyük diğeri daha hafif iki zarar bir anda söz konusu olduğunda, hafif olan zararı işleyerek büyük zarardan kurtulma yoluna gidilir.” (Mecelle Madde 28) genel ilkesine göredir. Yoksa burada gaybı bilme gibi olağan dışı bir durum söz konusu değildir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]80 – 81. Ayetler:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Delikanlıya gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Onun, o ikisini[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden [U]korktuk[/U]. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [B][U]İstedik[/U] ki, Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı ve [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] merhamet bakımından daha yakınını versin. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Ayetlerden anlaşıldığına göre delikanlıyı öldürme olayı resmî otoritenin; toplum olarak yasalara göre verdikleri bir karar gereği olmuştur. “Bilgin kul” bu kararın infaz memurudur; tabiri caizse cellâttır. Onun için olayı açıklarken “[B] فخشينا [/B]korktuk” ve “فاردنا istedik ki” diye kamuyu içeren, çoğul bir ifade kullanmıştır. Eğer delikanlının öldürülmesi o delikanlının yaşadığı kentte yasal bir icraat olmasaydı, hem delikanlının yakınlarının hem de şehir halkının (kamu otoritesi) “bilgin kul”a gerekli tepkiyi göstermeleri ve onu cezalandırma yönüne gitmeleri gerekirdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Gelenekçiler, bu ayetlerdeki “korktuk” ve “istedik” fiillerinin öznelerini uyduramamışlardır. “Bilgin kul”, “Hızır” veya “melek” yapılınca, korkanlar da Allah ile Hızır veya Allah ile melek olmaktadır. Buna rağmen bu sözcüklerin üzerinde durmamışlar olayın üstüne gidememişlerdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Bu olayların bilinmeyecek, yadırganacak, batın ilmi vs. gibi açıklanacak bir yanı yoktur. Normal şer’î bir icraattır. Musa “Bir can karşılığıolmaksızın masum bir cana mı kıydın?” diyerek sadece kısas ile insan öldürülebilineceğini ileri sürmüştür. Halbuki şer’an (yasal açıdan) insan, sadece, kısas için öldürülmez. Allah’a savaş açanlar da öldürülür:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Maide; 33: Allah ve elçisine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] çalışanların cezası ancak öldürülmek veya çarmıha gerilmek ya da el ve[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] ayakları çapraz olarak kesilmek ya da yeryüzünden sürülmektir. Bu onlara [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] dünyada bir rezilliktir. Öteki dünyada da onlar için büyük bir ceza vardır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01] [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Burada 80. ayete dikkat edilirse; “Delikanlıya gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Onun, o ikisini azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.”denilmektedir. Bu ifadeden de delikanlının, mümin anne ve babasını dinden çıkarmak için çaba sarfettiği (Allah ile savaştığı) anlaşılmaktadır. Yani bu durumda Maide suresinin 33. ayetine göre onun öldürülmesi meşru bir olaydır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]82. Ayet:[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] Ve gelelim duvara; o, şehirde iki yetim oğlanındı, altında onlar için bir[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] define vardı ve babaları iyi bir zat idi. Onun için -Rabbinden bir rahmet[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] olmak üzere- Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] çıkarmalarını diledi. Ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][B] yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin açıklaması!” dedi. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Kendisine rahmet (peygamberlik) verilen ve Allah tarafından bilgilendirilen “bilgin kul”, duvar meselesini açıklarken “Onun için ( ……. فاراد ربّك ) - Rabbinden bir rahmet olmak üzere- Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle yapmadım.” diye açıklamıştır.Demek oluyor ki, bu üç olaydan sadece üçüncü olay vahy ile bildirilmiştir. Yani “bilgin kul”, sadece duvar doğrultma işini kendi bilgisi ve iradesiyle gerçekleştirmemiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Ayetin orijinalindeki “ وما فعلته عن امرى ve mâ [U]fealtühü[/U] an emrî” ifadesi, tefsir ve meallerin ekserisinde (hemen hemen hepsinde) “ve ben bunların hiç birini kendi görüşümle yapmadım.” diye çevrilmiştir. Bu çeviriye göre üç olaydan hiç birinde “bilgin kul”un kendi görüşü ile davranmadığı, her üç olayda da aldığı vahyle hareket ettiği anlaşılmaktadır. Oysa bu çeviri yanlıştır. Doğru çeviri; “Ve ben onu (duvarı doğrultmayı) kendi görüşümle yapmadım” şeklindedir. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Rivayetçilerin ve dirayetsizlerin yanlış meal ve tefsirlerinin doğru olabilmesi için ayetin orijinalinin “عن امرى [B]فعلتهن[/B]وماVe mâ [U]fealtühünne[/U]an emrî” şeklinde olması gerekirdi. Ancak bu takdirde cümlenin anlamı, “Ben onları kendi görüşümle yapmadım” şeklinde olurdu. Halbuki ayetin orijinali böyle değildir. [/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Üç olayın da vahye dayandığı görüşü, ayetlerin içeriği ile uyumlu değildir. Eğer üç olay da vahye dayalı ise “bilgin kul”, 79. ayette geminin kusurlu hâle getirilme işi kendi tasarrufunda imiş gibi “ben diledim” dememeli ve 80 ile 81. ayetlerde anlatılan “gulam”ın öldürülmesi olayında başkalarını da kapsayan “korktuk” ve “istedik” şeklindeki çoğul ifadeler kullanmamalı idi. Ayrıca bu üç olay vahye dayalı olsaydı, 82. ayetteki “Ve ben onu (duvar doğrultma işini) kendi görüşümle yapmadım.” ifadesi cümlenin en sonunda, “işte senin sabredemediğin şeylerin açıklaması” ifadesinden sonra olmalı idi. [COLOR=Red]Böylece her üç olay da “bilgin kul”un kendi görüşü ile yapmadığı şeylerin kapsamına girmiş olurdu.[/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#402e01]Sonuç olarak rivayetlerin, masalların, menkıbelerin, ayetin orijinal anlamını ihmal ettirdiği anlaşılmaktadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT]

hiiic 16. June 2010 10:36 PM

emeğin için teşekkürler ama yaptığınız açıklama biraz çelişkili geldi.
Benim bu kıssastan anladığım şudur, eleştirilerinizide beklerim.
1- her ilim bilenden daha fazlasını bilen birileri mutlaka vardır.
2-bir insanın gelecekte nasıl bişi olacağı çocukluğundan bellidir anlaşılır. Artık tipinden mi anlaşılıyor bilmiyorum daha fazla araştırma sonucuna ihtiyaç var.
3-Kötü niyeli kimselerden malınızı kurtarmak istiorsanız, onu kusurlu gösterebilirsiniz.
4-eğer yatırım yapacaksanız bunu kimsenin bilmediği (öz ana babanız hariç 3. derece yakından itibaren) bir yerde değerlendirin.
5-Bir işin, bilginin altını üstünü bilmeden bodozlama dalmak yada karşı gelmek hiç yakışık almaz.
6-bazı bilgilere peygamberler bile dayanamazken biz insanların şaşırması ve kabullenmemesi gayet normaldir.

7 ve en önemlisi- Herkezin görevi farklıdır. Peygamber vahyi tebliğ eder ama onu en iyi katipler kaydeder, devleti bürokratlar yönettir, svaaşı ise komutanlar. İş bölümü olmak zorunda...Peygamber getirdiği vahyi bile belki anlamaya ve içeriğini bilemeye bilir onun görevi sadece tebliğdir bundan amaçda geldiği toplumun kendisine güvenmesidir.

yanılıyor muyum?


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:11 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam