hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Hadis Araştırmaları (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=15)
-   -   Hadislerin tarihselliği (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3081)

gavs 12. December 2012 09:27 PM

Hadislerin tarihselliği
 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=3]İslam dünyasını meşgul eden en önemli tartışmalardan biridir,tarihsellik..[/SIZE][/FONT]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Kısaca tarihsellik,zamana bağlı medeniyet ,kültürel yapının değişmesiyle verilen hükümlerinde değişmesi gerektiği ilkesini savunur.Mecellede şöyle bir ibarevardır.;[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]Ezmânın teğayyürü ile ahkâmın teğâyyürü inkâr edilemez."[/COLOR][/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Zamanlar değiştikçe, hükümler de değişebilir. Bir zaman ve yerde örf, âdet ve teâmül olan bir şey, zamanın geçmesiyle değişip, yerini başka bir âdet ve teâmül'e bırakabilir. Bir ictihadın dayanağı, böylece değişen örf, âdet ve mesâlihise, buna dayanan hükümlerde ,mesnedin değişmesi sebebiyle değişebilir.[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Kuranı kerimde,ilahıyatcılar arasında tarihsellik tartışmasından nasibini almıştır.Kuranı kerimi tarihsellikten çıkaran en önemli fikir,İnsan üstü bir varlık (Allah)tarafından indirilmiş olması,korunmuş olması,hem kendi zamanına,hemde insan var oldukca tüm zamanlarda hidayet kaynağı olma özelliğini koruyabileceği anlayış olmuştur..[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Tarihsellik fikrini savunan ilahıyatcılara karşı ,Allahın tüm zamanlara seslenen bir kitab inderemeye kadir olabilirlik ilkesi olmuştur.Her nekadar kuranı kerimde ,zamanına göre at ve deve ,ok gibi araçlara vurgu yapılarak ağrıda bulunulsada ,önemli olan bizden ameli veya emri yerine getirmek ilkesine binaen ,güncel tefsirlerde bu ifedelerin yerini tank ,araba,silah gibi araçlar almıştır..[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]İmamı bekıllanın dediği gibi "akıl(tüm bilimler) ile nakil(kuran,hadis..) çatıştığında akıl kabul edilir nakil tevil edilir....[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Zaten kuranı kerimde bilimsel gelişime bağlı olarak her zaman yeniden tefsir edilmiş ve yorumlanmıştır[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Fakat hadislere baktığımzda ,işler tamamen değişmektedir..Hadislerin bir korunmsası yoktur..Yalana açıktır..Yıllarca yalandan arındırılmak için ,sıhhat derecesi için çeşitli metodolojiler geliştirilmekkle birlikte,Hiçbir zaman hadisler üzerindeki “gerçekten bu resulemi aittir” şubhesini ortadan kaldırılamamıştır..Asla ilahi kitap ile mukayese bile edilemezler..[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Dolayısıyla hadisler ,resule ithaf edilen ,onun söylediği zannedilen,hiçbir kutsiyet ifade etmeyen ve bağlayıcılığı daima tartışılan,redde açık ,yardımcı kaynak olarak görülmelidirler..[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Her nekadar gelenekci ve yenilikci İslam ulemasında hadis kavgası devam etmekteysede,[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Şimdi işin içine birde hadislerin tarihselliği girmiştir..[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Açacak olursak,resulullah ,vahyi sadece dini tamamalamak ,göstermek adına almıştır,diğer sosyal faliyetlerinde vahiy almamıştır..Gelen vahyi yazdırırıp uygularken,kendi sosyal faliyetlerini hal ,haraket ve söylemlerini,yazdırmamıştır…Resulullah davranışlarında bulunduğu toplumun kültür ve geleneklerine uymuş,ana teması islama aykırı olmadıkca hiçbir kültürel yapıyı bozmamış, onlar gibi davranmıştır..[/FONT][/SIZE]


[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Rasûl’ün bir ömür boyu sergilediği davranışları arasında, ihtilâflı durumların bulunması doğal olacaktır. Çünkü onun her bir söz ve davranışı için farklı tarihsel etkiler söz konusudur. Bu bir tutarsızlık olarak da algılanmamlıdır.[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Sıklıkla kullanılan bir ihtilâfu’l-hadîs örneğine göre Rasûlullah (a.s.), kurban etlerinin üç günden fazla bekletilip saklanmasını yasaklamıştır.. Bir başka rivâyete göre ise,bunun tam aksi yönde bir beyanda bulunarak kurban etlerinin üç günden fazla bekletilmesi ve depolanmasına izin vermiştir. Buradaki yasak ile izin arasında,bir ihtilâf olduğu varsayılmaktadır.[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Rasûlullah(a.s.)’ın kurban etleri konusundaki yasağı diğerinden önce gerçekleşmiştir.Buradaki yasak, kurban sahiplerinin kendileri ile alakalı olmayıp, şartların getirdiği bir hareketi içermektedir. Bunu zorlayan tarihsel nedenin ne olduğunu yine bazı rivâyetlerden anlamaktayız. Bu rivâyetlere göre, toplum bir kıtlık sürecine girmiş, kurban kesenlerin sayısı azalmış ve o günlerde çölden birtakım muhtaç insanlar gelmiştir. Böyle bir durumda beslenme sıkıntısı yaşanacağındanRasûlullah (a.s.), herkesin kurban etinden yararlanabilmesini sağlamak gayesi ile, bu türden bir çözüm yoluna başvurmuştur.. Rasûlullah (a.s.)’ın bu davranışı, bir tarihselliğin gereğini yerine getirmedeki başarısını göstermektedir….[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Hadislerdeki tarihsellik tartışmasının gündeme getirdiği peygamberin bir başka özelliği, dîn-dünya ayırmında bulunmasıdır. Pek çok İslâmbilgini, bundan ilhâm alarak, Rasûlullahın söz ve davranışlarını, dînî ve dünyevî şeklinde iki kategoride değerlendirmişlerdir... Bu ayırıma göre onun dünya işlerine ait söz ve davranışları dînî alanın dışındadır ve örnek alınması gerekmemektedir.. Bu dualitenin belirginleştiği şahıslardan birisi Şâh Veliyyullah ed-Dehlevî’dir (ö. 1176/1762). “Ben sadece bir insanım, size dîninizle ilgili bir şey emrettiğimde ona uyunuz...”. şeklindeki merfû rivâyeti veZeyd b. Sâbit’in birkaç parağraf sonra zikredeceğimiz sözlerini referans olarak kullanan Dehlevî, Rasûlullâh'ın (a.s.) yönetici sıfatından kaynaklanan; “Kim savaştığı kişiyi öldürürse, onun üzerindeki eşyalar kendisinin olur”. gibi emirlerini ve tıbba yönelik tavsiye ve uygulamalarını bu kapsamda görmektedir.. İbni Haldûn da benzeri bir kanaate sahiptir. Zira ona göre, Rasûlullâh’ın (a.s.) tıp öğretmek gibi bir görevi bulunmamaktadır.. Bu yüzden Rasûlullâh (a.s.),hastaları çoğu zaman liyakatli tabîblere gönderiyordu. Rivâyete göre, Sa’d b.Ebî Vakkâs’ı, rahatsızlandığı bir sırada, Sakîf kabîlesinin meşhur tabîbi olanHâris b. Kelede’ye göndermişti.. Rasûlullah’ın (a.s.) kendiside hastalığının son zamanlarında, değişik bölgelerden gelen tabipler tarafından tedavi edilmiştir..[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Bu örnekleridahada arttırabiliriz..Aslında ortaya çıkan sonuç şu..Sosyokultürel olayları anlatan hadislerin hiç bir değerinin kalmadığı (kendi zamanıiçin geçerli olduğu ilkesi),mesela sakal bırakmak,sarık sarmak,deveyebinmek,temizlenmek,yemek ,içmek ,tıpla ilgili öneriler,…v.b[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Mezheb imamlarının fetvalarının tarihsel olduğu..1300 sene sonra bize hiç bir şey ifade etmediği veya edemeyeceği..[/FONT][/SIZE]



[SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Kendi zamanınızda dinin, kuran, bilim,tarihsel veriler çerçevesinde yeniden tanımlanması ,güncellenmesi gerekliliği anlayışıdır….[/FONT][/SIZE]


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:28 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam