hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Sabır ve Dayanmak (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=261)
-   -   Sabır Nedir? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=691)

dost1 12. February 2009 02:52 AM

Sabır Nedir?
 
Selamun Aleykum Değerli Kardeşlerim!

Kur`an`ın yetmişten fazla ayetinde geçen “صبر sabr” kelimesi genel anlamıyla, halk arasında acıya katlanma, sıkıntı ve zorluklara karşı soğukkanlılıkla direnme demektir. Ancak, Allah`ın Kur`an`da, sabırlı insanları övmesi ve onları hesapsızca ödüllendireceğini bildirmesi, bu kelimenin anlamının daha derinlemesine incelenmesini ve açıklanmasını âdeta zorunlu hale getirmektedir. Bu sebeple biz de “sabr” kelimesini daha detaylı bir şekilde açıklamaya çalışacağız:

Sabır; aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etmektir (kararlı olmaktır). Bazı ibadetler ve ahlâkî davranışlar insan nefsine zor gelebilir. Meselâ, cebindeki parayla bir yoksula yardım etmektense eğlenmek, çalışmaktansa gezip tozmak insanların daha çok hoşlarına gidebilir. Ya da kış günlerinde sabah erkenden kalkmak, soğuk su ile abdest alıp namaz kılmak yerine sıcacık yataktaki uyku insanlara daha cazip gelebilir. İşte bu gibi durumlarda, insanların zor şartlarını kolay eden, üşenmeden namaz kılmalarını ve uzun yaz günlerinde bitkinlik duymadan oruç tutmalarını, iyi ve doğru davranışlarda bulunmalarını sağlayan güç; sabırdır.

Sabır; aklın ve dinin gösterdiği yolda, nefsin aşırı olan istek ve arzularına direnmektir. İnsanlar çoğu zaman nefislerine hoş gelen arzularını akıl, din ve toplum kuralları doğru bulmasa da tatmin etmek isterler. İşte sabır, nefislerin kuvvetli çekim gücüne karşı insanların hiç tereddüt etmeden erdemli davranışları seçmelerini sağlayan güçtür.

Sabır; insanın elinde olmadan başına gelen ve büyük üzüntüler veren musibetlere karşı koymak, bunların üstesinden gelmektir. Bazı sıkıntılar vardır ki, insanın irade gücünü aşar. Meselâ yakınlarının veya kendi başına gelen felâketler ya da doğal afetler gibi. Bunlar insanın doğal yapısına uymayan olaylardır ve maddî yıkımlar yanında manevî yıkımlara da yol açabilir. Ya da bir savaş ortamı içinde karşı karşıya kalınabilecek yokluklar, işkenceler ve ölüm korkusu insanın irade gücünü yok edebilir. İşte bu gibi durumlarda insanın iradesini kaybetmesini önleyen, çektiği acılara rağmen Allah`a isyan etmeden mücadelesine devam edebilmesini ve ayakta kalabilmesini sağlayan güç, sabırdır.

Sabır, bütün peygamberlerin de ortak sıfatıdır. Onların sabırlarını dile getiren Kur`an ayetlerinden öğrendiklerimize göre peygamberler de, Allah`ın dinini tebliğ ederlerken çeşitli sıkıntılara uğramışlar, eziyet görmüşler, yurtlarından çıkarılmışlar, zindanlara atılmışlar fakat daima sabretmişlerdir. Dolayısıyla her Müslüman Allah`ın elçilerini örnek almalı, kurtuluşun sabırda olduğunu düşünerek sabırlı olmalı ve bu konuda Allah`tan yardım dilemelidir.


Ancak, sabrın ne olduğunu incelerken, ne olmadığını da belirlemek gerekir ki, kavram kargaşası doğmasın.

Sabretmek; haksız yere mahkûmiyete, miskinliğe (uyuşukluğa), zillete (hor görülmeye, aşağılanmaya) razı olmak, haksız tecavüzlere, insan onuruna gölge düşürecek saldırılara katlanmak, bunlara karşı sessiz ve pasif kalmak anlamına gelmez. Çünkü meşru olmayan şeylere karşı sessiz kalmak, o davranışa ortak olmak demektir. Aksine sabır, bu tarz kötülüklerle mücadele etmek, bunlara karşı çıkmak ve bir hakkı savunmak ve korumak için çaba göstermektir, kararlı olmaktır.

İnsanın kendi gücü ve iradesiyle üstesinden gelebileceği kötülüklere katlanması ya da karşılayabileceği ihtiyaçları karşısında gevşemesi sabır değil, acizliktir, tembelliktir, korkaklıktır
Bu konuda gözden kaçırılmaması gereken en önemli nokta, sabrın kesinlikle bir atalet değil, bir hareketlilik içerdiği noktasıdır. Miskin miskin oturarak payına düşen rezillikleri “kader böyle imiş, tahammül etmeli” mantığıyla kabullenmek; M.Akif ERSOY’un da çok yerinde olarak saptadığı gibi asla Kur`an`da geçen “sabr” sözcüğü ile açıklanamaz:

“Aman yarabbi! Kur’an ne söylüyor biz ne anlıyoruz. `Sabır`; `katlanmak` değil, `göğüs germek` demektir. Neye göğüs germek? Evet, sonunda katlanılamayacak acılara katlanma ıstırabına mahkûm olmamak için, önceden her türlü şedaide (sertliklere, çetinliklere), her türlü mezalime (zulümlere), mertçesine, insancasına göğüs germek. Fedakârlıkların semtine uğramayarak, miskin miskin oturmak, sonra da hissesine düşecek rüsvaylığı (rezilliği, kepazeliği) `kader böyle imiş, tahammül etmeli` diye hazıma (sindirmeye) çalışmak, hiçbir zaman `sabır` sözcüğü ile telif olunamaz (bağdaştırılamaz).” (Doç. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Nuran Abdülkadiroğlu,, Mehmet Akif`in Kur`an-ı Kerim`i Tefsiri, Mev`ıza ve Hutbeleri, Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları)


Gerçekten de Kur`an “sabr” sözcüğü ile katlanmayı değil, göğüs germeyi kastetmektedir. Göğüs germek ise, içinde bulunulan zorlukların verdiği acılara katlanmak ama aynı zamanda o zorluğu yenmek için onunla mücadele etmek demektir. Dolayısıyla “sabr” sözcüğü, tam bir aktivite, tam bir canlılık ihtiva etmektedir.

Bu bakış açısıyla sabrın tavsiyeleşilmesi; azgınlıklarla, haksızlıklarla, karanlıklarla karşılaşan herkesin, bunlarla mücadele edebilmesini sağlamak için desteklenmesi, yüreklendirilmesi anlamındadır. Hakkın tavsiyeleşilmesi bahsinde söylediğimiz gibi, insanın hüsrandan/ zarardan kurtulabilmesi için kişisel çabası yeterli olmamakta, toplum olarak birlikte hareket edilmesi, yardımlaşılması gerekmektedir. İşte bu birlikteliğin sağlanması için Kur`an “teşvikleşme” tabirini kullanmıştır. Kur`an`da bu tabirin kullanılması, ayrıca dikkate değer bir noktadır. Çünkü tarihî gerçekler ve toplum bilimi bize göstermiştir ki, toplumsal birliktelik emir ve yasaklarla sağlanamaz. Ama tavsiye, hatırlatma, teşvik ise; aynı amaçta oluşun bir göstergesi ve sorumluluğun paylaşıldığının bir bildirgesidir. Kendisini haksızlıklar karşısında âciz hisseden kişi, yapılan teşvik sayesinde, kendisinden başkalarının da bu haksızlıkları gördüğünü ve mücadelede yalnız kalmayacağını görür ve güç kazanır. Kişilerin güçlenmesi ise toplumun güçlenmesidir ve böylece toplumun hüsrandan/ kayıptan-zarardan kurtulma şansı da artmaktadır.
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Barış 7. April 2010 07:58 AM

[QUOTE[B][COLOR="Red"]]“Aman yarabbi! Kur’an ne söylüyor biz ne anlıyoruz. `Sabır`; `katlanmak` değil, `göğüs germek` demektir. Neye göğüs germek? Evet, sonunda katlanılamayacak acılara katlanma ıstırabına mahkûm olmamak için, önceden her türlü şedaide (sertliklere, çetinliklere), her türlü mezalime (zulümlere), mertçesine, insancasına göğüs germek. Fedakârlıkların semtine uğramayarak, miskin miskin oturmak, sonra da hissesine düşecek rüsvaylığı (rezilliği, kepazeliği) `kader böyle imiş, tahammül etmeli` diye hazıma (sindirmeye) çalışmak, hiçbir zaman `sabır` sözcüğü ile telif olunamaz (bağdaştırılamaz).” (Doç. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Nuran Abdülkadiroğlu,, Mehmet Akif`in Kur`an-ı Kerim`i Tefsiri, Mev`ıza ve Hutbeleri, Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları)[/COLOR][/B][/QUOTE]

Mehmet Akif Ersoy'u İstiklal Marşının şairi olarak çocukluğumdan beri severdim.Bir de unutulmaz Çanakkale şehitleri şiiri var tabi ki.

Yukarıdaki cümleleri ise, onun şair yüreğinin Kuran'ı ne güzel anladığını ve yansıttığını gösteriyor.Tabi Safahatta paylaştığı düşünceleri de öyle.

Allah rahmet eylesin,mekanı cennet olsun inşallah.

müslümanlardan 10. April 2010 04:08 PM

Sabır ,hayatın bütün hatlarını lehine çevirmek tir....

Barış 10. April 2010 10:59 PM

[COLOR="DarkRed"][B]Nice peygamberler de vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah erleri savaştılar; Allah yolunda kendilerine isâbet eden şeylerden gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Ve Allah, sabredenleri sever.

(Âl-i İmrân/146)[/B][/COLOR]

müslümanlardan 12. April 2010 05:50 AM

SABIR,GÖNÜLDEN YÖNELENLERİN DIŞINDAKİLERE AĞIR GELEN BİR İŞTİR....bakara,45

hiiic 9. May 2010 05:42 AM

Nice peygamberler de vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah erleri savaştılar; Allah yolunda kendilerine isâbet eden şeylerden gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Ve Allah, sabredenleri sever.

(Âl-i İmrân/146)
__________________

Sabır; Allah yolunda kendine isâbet eden şeylerden gevşememek, zaafa düşmemek ve boyun eğmemek.

Ancak burda karmaşa yaşıyorum, Allah rızası için bir şey yapmaya kalktığımda hep olmadık yerlerden olmadık arızalar çıkıyor yada hergün olan iş olmuyor... Buradalarda sönme ve gevşeme yaşıyorum. "Tamam Allahım sen istemiyorsan olmaz, ben yapamam sen yaparsın" diyip arkamı dönüyorum. Bu yanlış mı? Belkide iyi olduğunu sandığım şeylerde hata var yada o işi yaparken gösteriş mi yapıyorumda aksilik çıkıyor.

Toslunba 9. May 2010 08:54 PM

Hiiç kardeşim ,söyleminiz hiç yanlış değil aksine çok isabetli.

La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim ;aliyy ve aziym olan allah'dan başka güç ve kudret sahibi yoktur.

Çok açık. İyiliği yapan sen olursan paçana dolanır. Bu fare dolu bir ambara arpa depolamaya benzer. Benimde başıma çok geldi. Allah rızası için bi sürü ağaç diktim. Alayının üstüne karayolları yol yaptı. Çok şükür hala ağaç yetiştiriyorum ama bu sefer diken ben olmayacağım inşallah.

"O okları siz atmadınız, biz attık."

Oku sen atarsan katil olur hesabını veremezsin. Biz atarsak hesap bile vermeyiz ....

İnşallah hayırları Ben değil ,benden Hakk yapar.

hiiic 12. January 2011 06:12 PM

[B]O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler. [/B]

ya ben bu sabır işinden hiç bişi anlamadım. M. akifin söylediği şey cihad. sabır ise daha çok tekamül gibi geliyor bana. Yada bela ve musibetlere aldırış etmemek gibi bişey mi demek? Çünkü Sabır çok önemli bir konu Kuranda övilen ve müminin esaslı özelliklerinden birisi. ne demek bu ? nasıl yapıcaz?

Sabırsız insan nasıl olur ?
Kurana göre ekine köküne göre ne mana çıkıyor kelime nereden geliyor?
Halk arasında kullandığımız "sabırlı ol, sabırsızlık etme" ifadeleri doğru manada mı kullanılıyor?
v.s.

Anonymous 16. January 2011 04:42 AM

[QUOTE=hiiic;8146][B]O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler. [/B]

ya ben bu sabır işinden hiç bişi anlamadım. M. akifin söylediği şey cihad. sabır ise daha çok tekamül gibi geliyor bana. Yada bela ve musibetlere aldırış etmemek gibi bişey mi demek? Çünkü Sabır çok önemli bir konu Kuranda övilen ve müminin esaslı özelliklerinden birisi. ne demek bu ? nasıl yapıcaz?

Sabırsız insan nasıl olur ?
Kurana göre ekine köküne göre ne mana çıkıyor kelime nereden geliyor?
Halk arasında kullandığımız "sabırlı ol, sabırsızlık etme" ifadeleri doğru manada mı kullanılıyor?
v.s.[/QUOTE]

Selam sevgili hiic kardeşim;

Aşağıdaki bağlantıdaki ayetler merak ettiğin konu ile ilgili olabilir:
[url]http://www.hanifler.com/showpost.php?p=8188&postcount=137[/url]

hiiic 20. July 2011 04:00 PM

Hayatımın bütün devrelerinde olduğu gibi, son zamanların buhranları ve felâketleri arasında da bir dakika geçmemiştir ki, her türlü huzur ve istirahatimi, her nevi şahsî duygularımı milletin kurtuluşu ve mutluluğu adına feda etmekten zevk duymayayım. Gerek askerî hayatımın ve gerek siyasî hayatımın bütün devir ve bölümlerini işgal eden mücadelelerimde daima hareket kuralım, millî iradeye dayanarak milletin ve vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur.

[B]M.Kemal ATATÜRK[/B]


***
İşte sabır budur.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:02 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam