hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Dua (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=285)
-   -   Allah'ın kulları ile haberleşme frekansı nedir? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3198)

bartsimpson 11. March 2013 11:06 AM

Allah'ın kulları ile haberleşme frekansı nedir?
 
Oğlumla pazar günü konuşurken ilginç bir konuya parmak bastı.

İnsan kulağı 20-20000 Hertz aralığındaki sesleri duyar.

20 Hertz altındaki sesler infrasonik sesler olup insan kulağına zararlıdır.

20000 Hertz üstü sesler ultrasonik sesler olup yan etkisi olmadığından tıp alanında kullanılır.

Ayrıca bu frekans aralığının üstünde kalan sesler, dış kulak tarafından işitilememekle beraber, iç kulakta gerçekleşen titreşimler beynimize aktarılır.
Bir diğer deyişle ortalama insanın işitme aralığının üstünde kalan sesleri, iç kulağımız algılar ve anlamlandırır.

Hertz; frekans birimidir. Frekans; birim zamandaki (sn.) titreşim sayısı.

Bunlardan bahsettikten sonra aklıma şu geldi....

[COLOR="Red"][I]Bakara (30) Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni zikir ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.

Al-i İmran (41) Zekeriya, "Rabbim! bana bir alâmet ver" dedi. Allah da şöyle dedi: "Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam zikir et."

Hicr (98) O halde Rabbini hamd ile zikir et ve secde edenlerden ol.

Nur (37) Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu zikir ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.

Nur (41) Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra kuşların Allah'ı zikir ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve zikirini kesin olarak bilmektedir. Allah onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir.

Furkan (58) Sen, o ölümsüz ve daima diri olana tevekkül et. O'nu her türlü övgüyle yücelterek zikir et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!

Sad (19) Kendisiyle birlikte zikir etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd'un emrine verdik. Onların her biri Allah'a yönelmişlerdi.

Zümer (75) Melekleri de, Rablerini hamd ile zikir edip yücelterek Arş'ın etrafını kuşatmış halde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur" denilmiştir.

Vakıa (74) O halde, O yüce Rabbinin adını zikir et.

Vakıa (96) Öyleyse yüce Rabbinin adını zikir et.

Haşr (24) O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu zikir eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Kalem (29) Onlar, "Rabbimizi zikir ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler.
[/I][/COLOR]
Yaratılmış her varlık Allah'ı zikir halindedir. En küçük parçasından, en büyük parçasına kadar her biri bir frekansta titreşim yayar.

Ses'te bir frekansa sahiptir.

Yani dua... "gizliden yada açıktan" yaptığımız dua...

Aşağıdaki ayetlerde, Allah kendisine yapılan duayı işiten ve cevap veren olduğunu söylüyor. Yani "duyuyor" ve "geri bildirim" yapıyor.

DEMEK Kİ ALLAH'IN KULLARINI VE TÜM YARATTIKLARINI DUYDUĞU VE ONLARA CEVAP VERDİĞİ FREKANSLAR VAR...

[COLOR="RoyalBlue"][COLOR="Blue"][I]Bakara (186) Kullarım, beni senden sorarlarsa, gerçekten ben yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.

Mümin (60) Rabbiniz şöyle dedi: "Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir." [/I]
[/COLOR][/COLOR]
Peki aşağıdaki ayetlerde bahsedildiği üzere, söz konusu kişilerden olabilmek ve duaların kabul edilmesini sağlayabilmek için, Allah ile hangi frekanstan haberleşmemiz gerekir ki hem sesimizi duyuralım, hemde cevap alalım.

[I][COLOR="Blue"]Yunus (89) Allah da, "Her ikinizin de duası kabul edildi. Öyleyse dürüst olmakta devam edin ve sakın bilmeyenlerin yolunda gitmeyin" dedi.

Yusuf (34) Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Şüphesiz ki o, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Enbiya (76) Nûh'u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

Enbiya (84) Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.

Enbiya (88) Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız.

Enbiya (90) Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya'yı bağışladık. Eşini de kendisi için, elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Saffat (75) Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
[/COLOR][/I]
Yorumlarınızı bekliyorum....

dost1 11. March 2013 06:10 PM

Selamun Aleyküm! Değerli Bartsimpson Kardeşim!

Allah Sübhandır. Semîydir/En iyi işten ve Basîydirr/En iyi görendir. Her tür frekans ile yapılan çağrıyı/duayı işitir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

galipyetkin 12. March 2013 01:54 PM

Dostum Bartsimpson.

''Dua'' ifadesinden ne anlıyorsun bilmiyorum. Ama ''Rad-l4'' Çok manidardır.

Bir arkadaşım: ''bunların Allah'ı nerede ki ellerini gökyüzüne açarak ekber putundan mı bir şeyler istiyorlar, yoksa bunlar Allah'larını hala yeryüzüne indiremediler mi? Halbuki ben Allah'ımı içimde, şahdamarımdan daha yakın, ve çevremdeki her şeyde buluyorum'' demişti.

Bir de Sayın [COLOR="Red"]hiiiç[/COLOR]'in şuradaki görüşlerini de ilginç buluyorum:
[url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=652[/url]

(Orada Tevbe-103 ayetinden de bahsedilir. Oradaki meale itibar etme. Oradaki ve diğer yerlerdekideki bütün mealler, bana göre hepsi yanlış. Hafta sonuna kadar gündeme gelirse o fırsatta, o fırsat çıkmazsa hafta sonunda o ayeti ben gündeme getireceğim.)

Saygılarımla.
Galip Yetkin

merdem 12. March 2013 08:49 PM

[QUOTE=galipyetkin;16414]Dostum Bartsimpson.

''Dua'' ifadesinden ne anlıyorsun bilmiyorum. Ama ''Rad-l4'' Çok manidardır.

Bir arkadaşım: ''bunların Allah'ı nerede ki ellerini gökyüzüne açarak ekber putundan mı bir şeyler istiyorlar, yoksa bunlar Allah'larını hala yeryüzüne indiremediler mi? Halbuki ben Allah'ımı içimde, şahdamarımdan daha yakın, ve çevremdeki her şeyde buluyorum'' demişti.

Bir de Sayın [COLOR="Red"]hiiiç[/COLOR]'in şuradaki görüşlerini de ilginç buluyorum:
[url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=652[/url]

(Orada Tevbe-103 ayetinden de bahsedilir. Oradaki meale itibar etme. Oradaki ve diğer yerlerdekideki bütün mealler, bana göre hepsi yanlış. Hafta sonuna kadar gündeme gelirse o fırsatta, o fırsat çıkmazsa hafta sonunda o ayeti ben gündeme getireceğim.)

Saygılarımla.
Galip Yetkin[/QUOTE]


Degerli Galip Kardesim,

asagidaki mealler sizin bahsettiginiz anlamda olabilir mi? Geri kalan tüm meallerde "dua et onlar icin" olarak cevirilmis. Yalniz asagidaki 2 mealci degisik olarak cevirmisler.

Selam ve dua ile.

Not: hafta sonu yokum sitede, ayin 24. de kismet olursa buradayim yine. Ayin 16. Ingiltere'ye seyahat nasip oldu. Bu yüzden karistim araya, benim de dikkatimi cekiyor konu.


Edip Yüksel Meali
Onları temizlemek ve yüceltmek için paralarından bir sadaka al ve onları özendir/destekle, zira senin desteğin onları memnun eder. ALLAH İşitendir, Bilendir.


Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bunların mallarından bir sadaka al ki, onunla kendilerini iyice temizleyip arıtasın. Onlar için dua et/onlara destek ol; çünkü senin duan/desteğin onlar için bir sükûnettir. Allah Semî'dir, Alîm'dir.

bartsimpson 12. March 2013 10:42 PM

[QUOTE=galipyetkin;16414]Dostum Bartsimpson.

''Dua'' ifadesinden ne anlıyorsun bilmiyorum. Ama ''Rad-l4'' Çok manidardır.

Bir arkadaşım: ''bunların Allah'ı nerede ki ellerini gökyüzüne açarak ekber putundan mı bir şeyler istiyorlar, yoksa bunlar Allah'larını hala yeryüzüne indiremediler mi? Halbuki ben Allah'ımı içimde, şahdamarımdan daha yakın, ve çevremdeki her şeyde buluyorum'' demişti.

Bir de Sayın [COLOR="Red"]hiiiç[/COLOR]'in şuradaki görüşlerini de ilginç buluyorum:
[url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=652[/url]

(Orada Tevbe-103 ayetinden de bahsedilir. Oradaki meale itibar etme. Oradaki ve diğer yerlerdekideki bütün mealler, bana göre hepsi yanlış. Hafta sonuna kadar gündeme gelirse o fırsatta, o fırsat çıkmazsa hafta sonunda o ayeti ben gündeme getireceğim.)

Saygılarımla.
Galip Yetkin[/QUOTE]

Galip Ağabey, frekans ve titreşimleri konusu ile dua meselesini aynı mihvalde irdelemeye çalışmam bu sebeple.

Kuranda "elçilere, rasullere" ithaf edilmiş pek çok örnek dualar var.

ve duaların kurandaki şekli ile arapça yapılıp yapılmaması...

harflerin ve kelimelerin zihinde (beyinde) yarattığı etkiler ve bazı kanalların bu vesile ile açılması...

beyindeki kanalları en çok açık olan ve rabbani yada insani algıları en iyi yorumlayabilen varlıklar rasuller idi...

kim ne derse desin Allah ile gerçek irtibat kurabilen, talepte, soruda bulunabilen ve gelen mesajı yorumlayıp karşı tarafla konuşabilen bence tek varlıklardı onlar...

hep diyoruz ya vahiy müessesesi kapanmamıştır halen açıktır diye...

peki nasıl irtibat kuracağız...

Halil Ağabey "Allah Sübhandır. Semîydir/En iyi işten ve Basîydirr/En iyi görendir. Her tür frekans ile yapılan çağrıyı/duayı işitir." diyor.

Tamamda duymak ile dinlemek ve dikkat kesilmek, cevap vermeye layık bulmak aynı mıdır?

Sanmıyorum...

Hani bir deyiş vardır. Biraz kaba kaçabilir ama "mecazen" buraya uydu diye söylüyorum.

"İtin duası kabul olsaydı bit pazarına nur yağardı" der eskiler...

Sizin arkadaşınızın ''bunların Allah'ı nerede ki ellerini gökyüzüne açarak ekber putundan mı bir şeyler istiyorlar, yoksa bunlar Allah'larını hala yeryüzüne indiremediler mi? Halbuki ben Allah'ımı içimde, şahdamarımdan daha yakın, ve çevremdeki her şeyde buluyorum'' söylemini haklı bulmakla birlikte bulunduğumuz ince çizginin de tarifini yapabilmekte zorlanmaktayım...

buna şöyle bir örnek vereyim

uzakdoğu mantralarındaki yogi ve üstadlar bilinç ve ruhen nerelere gidiyor ve geliyorlar (astral seyahat) "OMMM" ritüelleri???

onları yakınen inceleyen bir dostumun şöyle bir tesbiti olmuştu "insanlık tarihi boyunca rasullerden sonra eğitim yolu ile beyin ve zeka gücünü en iyi kullanmayı başarabilen insanlar ve topluluklar bunlardır. Ama tek bir noktada hata yapıyorlar. Allah yerine putları koyuyorlar. Vahdaniyeti esas alsalar ve kavramların yerini değiştirmeyi başarabilseler o zaman hedefe ulaşacaklar. Şimdilik ne yazıkki aldanış içindeler..."

Bu konuya sevgili hiiç ve diğer dostların önceden katkıları olmuş.

Sanırım biraz daha irdelersek ortak bir frekans bulabiliriz...

merdem 12. March 2013 11:38 PM

Sen cok yasayasin Bart Kardesim, ne kadar da kibarmis seni eskiler dedigin, benim bildigim kadariyla: Köpeklerin duasi kabul olsa gökten kemik yagardi:p

Saka bir yana, anlamadim tam manasiyla, Dua yoluyla Allah'la irtibas kurmak gibilerinden bir seyler mi düsünüyorsun?:confused:

Normal ölümlü bie insaniz hepimiz eninde sonunda. Allah'in bizlerden istedigi, O'na kulluk etmemiz, kati süretle ortak kosmamak ve her an O'nu hatirlamaktir.

Hindularin ohmmm lari gibi bir ibadet mi bekliyor Rabbimiz bizden? Bir nevi ruhbaniyet olmaz mi bu?

Rabbimiz bize sah damarimizdan daha yakin ise, zaten öyledir, bu yüzden bagira bagira dua etmemizi istemiyor.

Ayetlerini okurken ister tabiattan olsun ister Kur'an dan, insanin ruhuna isliyor. Insan tüm güzellikleri ve iyilikleri hissediyor icinde.

Almanca da Tagsträumer derler, uyanikken rüya görmek gibi bir sey.

Alis veriste olsun, sokakta yürüken olsun, evde herhangi bir mesguliyette olsun, aklina her geldiginde, Allah'i her andiginda tekrarlanir, yeni bastan yasanir. Sanki ilk defa derin derin Rabbimize yönleniyormusuz gibi.

Ama bu bir nevi tarikatcilarin düzenledikleri seanslara benzemez, onlar kendilerini sartlandiriyorlar. Allah'a dua etmek icin belli bir zaman gözetilmez, sanki ruh cagiriliyormus gibi bir ortam yaratilmaz.

Biz insaniz, ne ciniz ne melegiz, bu yüzden bizim ibadet yollarimiz, dualarimiz göklerin yerin yildizlarin daglarin agaclarin hayvanlarin secdelerine rükularina benzemez. Düsüncelerimizle, düsüncelerimizi seslendirerek yapariz ibadetlerimizi, artik ortam hangisine müsait olursa. Yalniz iken seslendirerek, toplumda oldugumuzda icten düsünerek.

En mühimi aile, akraba ve dostlar arasinda huzuru ve esitligi gözeterek, gecimlerimizi ahlaki bir sekilde düzenliyerek, insanlara güler yüzlü davranislarimizla, her zaman yardima hazir oldugumuzu ifade eden tavirlarimizla tamamlayabiliriz ibadetlerimizi.

Rabbimizin buyurdugu gibi Kendine imandan sonra hemen anne ve babaya saygi ve sevgi geliyor ibadetlerimizin basinda.

Kur'an da cok sahane dualar var, (ben meallerden okuyorum) inanirmisin her seferinde belli bir kac ayette kendimi tutamiyorum, elimde degil, gözlerimden yaslar bosaliyor. Tarif edilmez bir duygu. Sevinc, üzüntü, umut, izdirap... gecirdigim yillarin bilancosu cikiyor karsima. Hani bir roman okurken veyahut bir film seyrederken insan kaybediveriyor icinde sahnelerin. Ayetlerde aynen ortaya koyuyor her bir seyi.

Öyle telepati seklinde ibadetlerle aram yok. Ne zaman Rabbimi hatirlarsam, beni duydugundan dolayi, hic bir zeramoniye girismeden hemen o an basliyorum dualarima. Mesela asansöre bindigimde nedense hemen basliyorum Tekasur suresini okumaya, diyeceksin ne alakasi var, belki vardir. Kabir ziyaretinde de aklima geliyor. Asansörde bir nevi mezar gibi, takilip kaldiginda(!) daha ilk defa simdi böyle bir karsilastirma geldi aklima su an.


Insanin suur altina yerlesiyor bazi seyler. Ölüm hakkinda da sikca düsünmek de bir nevi ibadettir, cünkü sonunda hepimizin basina gelecektir.

Bilmiyorum senin aklina bu konu nereden takildi. Ama sunu söyliyeyim, gecenlerde Ka'be hakkinda bir video seyrettim, oldukca sacma buldum.

Prof. mudur nedir baslatti anlatmaya, efendim o siyah tas var ya Ka'be'nin kösesinde, ha iste onu öpen ve el sürenler var ya, onlarin elleri scannen yapiliyormus o tas ile, ve efendim Allah'a postalaniyormus.

Cüsss deme de ne de. Seccade de alnimiz scannen olsun bari, o da postalansin Allah'a, herhalde mail yoluyla daha cazip olur. Ahirette o scannen yapilan eller sahizlik edecekmis, Rabbimize diyeceklermis al iste tespiti bu ve bu adamlar Senin Evinin tasini öptü. O kara tasin cok büyük etkisi varmis. Falcilarinda önlerinde duruyor aladdinin lambasi gibi camlari.

Vehasili insan olarak geldik dünyaya insan olarak yasamaliyiz. Yüzyilimiz henüz uygun degil uzaylilar misali irtibat kurmaya. Ki Allah ile irtibatimiz her an vardir, ayriyeten torpilli bir irtibat yoluna gidilecegini zannetmiyorum. Kur'an da ifade edilen sekillerde ibadetlerimiz yeterlidir. Ve düsünecek olursak, mesele yanliz peygamberimize indirilmesiyle bitmiyor Kur'an, Rabbimiz hepimize ayri ayri sesleniyor kelaminla. Bu bir mucizedir.

Selam ve dua ile.

merdem 13. March 2013 01:34 AM

[QUOTE=bartsimpson;16421]Galip Ağabey, frekans ve titreşimleri konusu ile dua meselesini aynı mihvalde irdelemeye çalışmam bu sebeple.

Kuranda "elçilere, rasullere" ithaf edilmiş pek çok örnek dualar var.

ve duaların kurandaki şekli ile arapça yapılıp yapılmaması...

harflerin ve kelimelerin zihinde (beyinde) yarattığı etkiler ve bazı kanalların bu vesile ile açılması...

beyindeki kanalları en çok açık olan ve rabbani yada insani algıları en iyi yorumlayabilen varlıklar rasuller idi...

kim ne derse desin Allah ile gerçek irtibat kurabilen, talepte, soruda bulunabilen ve gelen mesajı yorumlayıp karşı tarafla konuşabilen bence tek varlıklardı onlar...

hep diyoruz ya vahiy müessesesi kapanmamıştır halen açıktır diye...

peki nasıl irtibat kuracağız...

Halil Ağabey "Allah Sübhandır. Semîydir/En iyi işten ve Basîydirr/En iyi görendir. Her tür frekans ile yapılan çağrıyı/duayı işitir." diyor.

Tamamda duymak ile dinlemek ve dikkat kesilmek, cevap vermeye layık bulmak aynı mıdır?

Sanmıyorum...

Hani bir deyiş vardır. Biraz kaba kaçabilir ama "mecazen" buraya uydu diye söylüyorum.

"İtin duası kabul olsaydı bit pazarına nur yağardı" der eskiler...

Sizin arkadaşınızın ''bunların Allah'ı nerede ki ellerini gökyüzüne açarak ekber putundan mı bir şeyler istiyorlar, yoksa bunlar Allah'larını hala yeryüzüne indiremediler mi? Halbuki ben Allah'ımı içimde, şahdamarımdan daha yakın, ve çevremdeki her şeyde buluyorum'' söylemini haklı bulmakla birlikte bulunduğumuz ince çizginin de tarifini yapabilmekte zorlanmaktayım...

buna şöyle bir örnek vereyim

uzakdoğu mantralarındaki yogi ve üstadlar bilinç ve ruhen nerelere gidiyor ve geliyorlar (astral seyahat) "OMMM" ritüelleri???

onları yakınen inceleyen bir dostumun şöyle bir tesbiti olmuştu "insanlık tarihi boyunca rasullerden sonra eğitim yolu ile beyin ve zeka gücünü en iyi kullanmayı başarabilen insanlar ve topluluklar bunlardır. Ama tek bir noktada hata yapıyorlar. Allah yerine putları koyuyorlar. Vahdaniyeti esas alsalar ve kavramların yerini değiştirmeyi başarabilseler o zaman hedefe ulaşacaklar. Şimdilik ne yazıkki aldanış içindeler..."

Bu konuya sevgili hiiç ve diğer dostların önceden katkıları olmuş.

Sanırım biraz daha irdelersek ortak bir frekans bulabiliriz...[/QUOTE]


Sevgili Bart,

it dedigin bumudur?= “IT demek Ittihat ve Terakki artigi demektir!”.

biraz önce kesfettim:p demek benim hic bir bilgim yokmus:(

aorskaya 13. March 2013 07:54 AM

[QUOTE=bartsimpson;16389]

[COLOR="Red"]DEMEK Kİ ALLAH'IN KULLARINI VE TÜM YARATTIKLARINI DUYDUĞU VE ONLARA CEVAP VERDİĞİ FREKANSLAR VAR...[/COLOR]

Peki aşağıdaki ayetlerde bahsedildiği üzere, söz konusu kişilerden olabilmek ve duaların kabul edilmesini sağlayabilmek için, Allah ile hangi frekanstan haberleşmemiz gerekir ki hem sesimizi duyuralım, hemde cevap alalım.

[I][COLOR="Blue"]Yunus (89) Allah da, "Her ikinizin de duası kabul edildi. Öyleyse dürüst olmakta devam edin ve sakın bilmeyenlerin yolunda gitmeyin" dedi.

Yusuf (34) [COLOR="Blue"]Rabbi onun duasını kabul etti [/COLOR][COLOR="Green"]ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı.[/COLOR] Şüphesiz ki o, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Enbiya (76) Nûh'u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de [COLOR="Blue"]biz onun duasını kabul ederek,[/COLOR] [COLOR="Green"]kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.[/COLOR]

Enbiya (84) Biz de [COLOR="Blue"]onun duasını kabul edip[/COLOR] [COLOR="Green"]kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik. [/COLOR]

Enbiya (88) [COLOR="Blue"]Biz de duasını kabul ettik[/COLOR] ve [COLOR="Green"]kendisini kederden kurtardık.[/COLOR] İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız.

Enbiya (90) Biz de [COLOR="Blue"]onun duasını kabul ettik[/COLOR] [COLOR="Green"]ve kendisine Yahya'yı bağışladık. Eşini de kendisi için, elverişli kıldık.[/COLOR] Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Saffat (75) Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
[/COLOR][/I]
Yorumlarınızı bekliyorum....[/QUOTE]

Selamun aleyküm,

Rabbimizin bize çok yakın olmasını hatırlarsak, ona ulaşmak için, frekansa ihtiyaç olmayacağını, dilememizin yeteceğini görürüz.

Frekans iletişimi yaratılanlar için geçerli olup, rabbimizin bizi görmesi, duyması, bilmesinden; (bizim arkamızda, önümüzde, gizlediğimizde dahi bildiğini aklımıza getirirsek) onun duyması için ille de ses/titreşim ihtiyacı olmadığını görürüz.

Hiç bir şeye ihtiyaç duymayan rabbin "samet" sıfatını hatırlarsak, hiç ses çıkarmadan, yani içimizden edeceğimiz duaları da işiten bir rabbi kavrayarak, frekans yada başka maddi/somut etkenlere gerek kalmayacağını görürüz.

Rabbimizin cevaplarını ise yine frekans şeklinde beklemememiz gerektiğini yukarıda alıntıladığım ayetleri tekrar inceleyerek görebiliriz.

Mavi ile boyadığım kısımlarda duanın kabul edildiği belirtildikten sonra cevaplarının ille de bizim işiteceğimiz şekilde bir onaylama sözü ile olmayıp, istenilenin gerçekleştirilmesi ile verildiğini görüyoruz.

Bu halde frekans iletişim, rab ile iletişimde gerekli değildir.

saygılarımla...
aorskaya

bartsimpson 13. March 2013 08:21 AM

[QUOTE=aorskaya;16426]Selamun aleyküm,

Rabbimizin bize çok yakın olmasını hatırlarsak, ona ulaşmak için, frekansa ihtiyaç olmayacağını, dilememizin yeteceğini görürüz.

Frekans iletişimi yaratılanlar için geçerli olup, rabbimizin bizi görmesi, duyması, bilmesinden; (bizim arkamızda, önümüzde, gizlediğimizde dahi bildiğini aklımıza getirirsek) onun duyması için ille de ses/titreşim ihtiyacı olmadığını görürüz.

Hiç bir şeye ihtiyaç duymayan rabbin "samet" sıfatını hatırlarsak, hiç ses çıkarmadan, yani içimizden edeceğimiz duaları da işiten bir rabbi kavrayarak, frekans yada başka maddi/somut etkenlere gerek kalmayacağını görürüz.

Rabbimizin cevaplarını ise yine frekans şeklinde beklemememiz gerektiğini yukarıda alıntıladığım ayetleri tekrar inceleyerek görebiliriz.

Mavi ile boyadığım kısımlarda duanın kabul edildiği belirtildikten sonra cevaplarının ille de bizim işiteceğimiz şekilde bir onaylama sözü ile olmayıp, istenilenin gerçekleştirilmesi ile verildiğini görüyoruz.

Bu halde frekans iletişim, rab ile iletişimde gerekli değildir.

saygılarımla...
aorskaya[/QUOTE]

Sevgili aorskaya

çok basit bir ifade...

kulaklarımız var ve çevremizdeki tüm sesleri duyuyoruz değilmi???

peki hangisini dinliyoruz???

yada hangisine cevap veriyoruz???

aorskaya 13. March 2013 09:10 AM

[QUOTE=bartsimpson;16427]Sevgili aorskaya

çok basit bir ifade...

kulaklarımız var ve çevremizdeki tüm sesleri duyuyoruz değilmi???

peki hangisini dinliyoruz???

yada hangisine cevap veriyoruz???[/QUOTE]

Sevgili bart kardeşim,

Samimi olarak sizi anlamaya, hatta neyi anlamaya çalışıpta, neleri yetersiz gördüğünüzü anlamaya çalışıyorum.

Ancak,

[QUOTE=bartsimpson;16427]
kulaklarımız var ve çevremizdeki tüm sesleri duyuyoruz değilmi???

peki hangisini dinliyoruz???

yada hangisine cevap veriyoruz???[/QUOTE] kısmında yazdıklarınızın, konu açılış yazınızda ele aldığınız,

[QUOTE=bartsimpson;16427]
DEMEK Kİ ALLAH'IN KULLARINI VE TÜM YARATTIKLARINI DUYDUĞU VE ONLARA CEVAP VERDİĞİ FREKANSLAR VAR...

Peki aşağıdaki ayetlerde bahsedildiği üzere, söz konusu kişilerden olabilmek ve duaların kabul edilmesini sağlayabilmek için, Allah ile hangi frekanstan haberleşmemiz gerekir ki hem sesimizi duyuralım, hemde cevap alalım.[/QUOTE]

kısmı ile ilgisini kuramadım.

[COLOR="Red"][I]"Kendilerine okunmakta olan kur'anın indirilmesi onlara yetmiyormu?" şeklindeki rabbimizin sözünü iyi anlayamıyormuyuz, kur'an gerçekten yetmiyormu gelebiliyor? Rabbimizin, bizlerle sözlü yada somut hissedebileceğimiz başka yöntemlerle iletişim kurmasınımı bekliyoruz, yada bizim kendisiyle böyle bir şeyi becermemiz gerektiğinimi düşünüyoruz?[/I][/COLOR]

Çoğu kardeşimizin burada yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışarak, bazende onların ayetleri zorlama yorumlarla anlamlarını kaydırmalarına, samimi bir müslüman kimliğiyle verdiğim cevaplar üzerinden beni cedelleşmek için yazan biri olarak görme ve gösterme çabalarındaki hatalarına düşmeden lütfen samimi olarak bilgilendiriniz.

(not: Eğer, samimi müslümanlarsak, amacımız kesinlikle dinin, rabbimizin doğrularını öğrenmek ve yaşamak olduğunu hiç unutmadan, gözardı da etmeden burada görüşlerimizi yazalım.

Aslında bu açıklamam, sizin yazınız üzerine olsa da tüm kardeşlerime yaptığım bir çağrıdır.)

saygılarımla,
aorskaya


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:59 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam