İslam, silm, selam, barış
 

“İslam” kelimesinin köklerinden “silm”; barış, güven ve huzur; “selam” ise güven, mutluluk, esenlik demek.

[CENTER]“[COLOR="Blue"]Ey iman sahipleri! Sabredin, sabır yarışı yapın, [U]nöbet tutarak savaşa hazırlıklı bulunun[/U]1.[/COLOR]” Ali İmran 200

“[COLOR="blue"]Fitne/[U]baskı ve bozgunculuk[/U]3, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse [U]sizi dininizden çevirinceye[/U]2 kadar [U]sizinle savaşmayı sürdürürler[/U]4.[/COLOR]” Bakara 217

“[COLOR="blue"][U]Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir[/U]6. Çünkü onlar [U]zulme uğratıldılar[/U]5.[/COLOR]” Hac 39

“[COLOR="blue"][U]Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın[/U]6. Ancak [U]aşırı gitmeyin[/U]7. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.[/COLOR]” Bakara 190

“[COLOR="blue"]Müşrikler sizinle nasıl topyekün [U]savaşıyorlarsa[/U]8 siz de onlarla topyekün savaşın.[/COLOR]” Tevbe 36

“[COLOR="blue"]Sizden uzak durmaz, size [U]barış teklif etmez ve ellerini çekmezlerse[/U]8 onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün.[/COLOR]” Nisa 91

“[COLOR="blue"]Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize [U]saldırırlarsa[/U]8, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız [U]hal ve gidişlerine son verebilirler[/U]9.[/COLOR]” Tevbe 12

“[COLOR="blue"]Fitne/[U]baskı kalmayıncaya[/U]8 ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. [U]Vazgeçerlerse[/U]9 kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir.[/COLOR]” Enfal 39

“[COLOR="blue"]Hiçbir [U]zulüm ve baskı kalmayıncaya[/U]8 ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar [U]savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır[/U]9-10-11.[/COLOR]” Bakara 193

“[COLOR="blue"]Eğer onlar [U]barışa yanaşırlarsa[/U]10 sen de [U]ona yanaş[/U]11 ve Allah'a dayan, çünkü O, işitendir, bilendir.[/COLOR]” Enfal 61

“[COLOR="blue"]Küfre batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet [U]onları bastırıp sindirdiğinizde[/U]10, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir. Nihayet, [U]harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için böyledir[/U]11.[/COLOR]” Muhammed 4

“[COLOR="blue"]Ancak [U]sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere[/U]12 [U]dokunmayın[/U]13. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, [U]sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa[/U]10, [U]artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir[/U]11.[/COLOR]” Nisa 90

“[COLOR="blue"]Eğer [U]müşriklerden[/U]12 biri senden [U]güvence dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/ounu yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür[/U]13. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.[/COLOR]” Tevbe 6

“[COLOR="blue"]Allah sizi, din hakkında [U]sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere[/U]12 [U]iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever[/U]13.[/COLOR]” Mümtahine 8[/CENTER]

1- İslam’da barış, sabırla nöbet tutma ile savaşa hazırlıklı olma dönemi çünkü…
2- Kendinden farklı olanlara, 3- baskı yapmak için barışı bozarak, 4- savaş açanlar hep var.
5- Savaş açmak bir zulüm. 6- Bu zulme uğrayanların kendini savunma hakkı = savaş izni var.
7- Ancak bu izin, aşırıya gitmemek = savaşın sürme nedeni olmamak = zulüm etmemek için,
8- Savaş açanın [I]savaşı sürdürme[/I] koşuluna, 9- ve onu [I]savaştan vazgeçirme[/I] amacına sınırlı.
10- Savaş açan savaşmaktan vazgeçtiğinde onun zulmü = zalim sıfatı son bulacağından,
11- Savaş açılanın kendini savunma hakkı = savaş izni son bulur; ve o artık [I]savaşamaz[/I].
12- Savaş açmamış veya savaş açıp sonra barış antlaşması yapmış [I]tüm[/I] insanların,
13- Güvenliği = silmi = selamı = barışı müminlerin üzerine olan bir görev.

[CENTER]“[COLOR="blue"]Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen [U]barışı kurun[/U]1. Eğer onlardan [U]biri öteki[/U]2 aleyhine [U]sınır tanımazlık[/U]3 edip [U]saldırırsa[/U]4, azgınlık edenle, [U]Allah'ın emrine dönünceye[/U]5 kadar [U]savaşın[/U]6. Eğer [U]vazgeçerse[/U]7-8-9, yine ikisi arasını [U]adalet ve dürüstlükle[/U]10 [U]sulh edin[/U]11. Kuşkusuz, Allah [U]adalette titiz davrananları[/U]12-13 sever.[/COLOR]” Hucurat 9[/CENTER]
Müminler arasında barış aynı şekilde.

[CENTER]“[COLOR="blue"]İyilik etmenize, takvaya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah'ı yeminlerinize siper haline getirmeyin.[/COLOR]” Bakara 224[/CENTER]
Günümüzdeki halin öngörüsü.

[CENTER]“[COLOR="blue"]Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin.[/COLOR]” Bakara 208[/CENTER]
İslam’da barış.