![]() |
Değişim üzerine düşünceler (1)
[CENTER][B][U][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black]Değişim üzerine ‘’düşünceler’’(1)[/COLOR][/FONT][/SIZE][/U][/B][/CENTER]
[COLOR=black][/COLOR] [COLOR=black] [/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black]Küçük bir çocuğun minik kediye dokunduğunu görürsün. Ansızın bir tokat patlar ensesinde![/COLOR][/FONT][/SIZE][/I] [COLOR=black] [/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black]‘’Çek elini’’. Koruma içgüdüsü sandığımız bu algısal dayatma, çocuğun; özgürlüğü doyasıya yaşamasının önündeki en güçlü engel halini almıştır. Süreç içerisinde, ne kedi kalır gönülde, ne de dayatanın terminolojisinde olmayan başka bir şey…[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Tabiatımızın en güçlü güdüsüdür ‘’bağımsızlık’’. Ancak bu duyguyu unutalı çok oldu. Bizler, bağımsızlığı ‘’nefsani arzuları özgürce fiiliyata dökme’’ sanmakta olan bir toplumuz. Dolayısı ile, anlamlarımız ve yargılarımız bütünü ile çelişki ve saçmalıkla doludur. Bu öylesine vahim bir boyuta ulaşmıştır ki; ‘’kendimiz dışındaki –hiçbir şey – için aynı özgürlükleri istemez, adeta; at gözlükleri ile tüm kainat etrafımızda dönermişcesine takılıveririz kaos ve hengame bataklığına.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Çağımızın en büyük sorunu bu merkez etrafında cereyan eden basit problemciklerin ‘’bireysel ve toplumsal beka sorunu üretmesine’’ dayalı olarak açığa çıkmış olmasıdır. Yani, temelde belli bir süreç içerisinde hayata geçirilmiş ‘’kasıtlı’’ bir yozlaşma sürecinin doğurduğu tabi bir neticeyi, sorun olarak adlandırıyor ve hayıflanıyoruz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Değişmek, hiçbir zaman kolay olmamıştır. Çünkü; geliştirilen algı; her zaman ‘’güdü ve tabu’’ haline gelmiş, bu minvalde ‘’sürüleştirilen toplumlar’’ adeta kendi çıkarlarına yönelik olan değişimlerin karşısında olmuştur. Çünkü, sürü; çobanın arzularına tapınan bir yığındır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black][B][U]Mevcut konjonktür gereği[/U][/B] meseleyi başka bir form dahilinde incelemek istiyorum.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Yaşadığımız Dünya, sürekli üretim ve tüketim düzleminde dışavurumların tespiti ile dolu bir alemdir. Bu alem; üretim sürecinde ortaya koyduklarının, tüketim sürecinde sömürülüşüne defalarca kez şahit olmuş, sürekli aynı iz ve belirişler ile ‘’tekerrürlere’’ dayalı bir süregeliş içerisinde halık olmuştur. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Öyledir ki; tarihi(gerçek tarihi) doğru verileri bütünleştirmek sureti ile incelediğimizde, tarihin iki ayrı düşüncenin çatışmasının ürünü olduğunu görebilmekteyiz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bunlardan biri; aydınlanmacılık, öteki ise sürü psikozudur. Yeryüzündeki problemlerin hemen hemen bütünü; egemenlik ve bu egemenliğin temelini oluşturan ‘’meta’’ sorunundan ibarettir. Meta, güç demektir. Çünkü, varlık aleminin bünyesinde var olan her unsurun ‘’karşılıklandırılışı’’ ile birlikte açığa çıkmış, üretim ve tüketim dengelerine müdahale eden fikriyatın oluşmasına vesile olmuş ‘’tehlikeli bir araçtır’’.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Aydınlanma, hiçbir etkiye maruz kalmaksızın ‘’tabii olana dönüş’’ demektir. Aydınlanma, belirli bir kalıbın içerisinde, ‘’yeni anlam ve kavram üretme’’ manası biçilmiş bir kavram olsa da, realiteye dönüş, ana farkındalık olarak izah edilmesi gereken ‘’kilit’’ bir ifadedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Mesela, Fransız İhtilalinin temelindeki aydınlanma, tabii olmayan sistematiğe müdahale ederek ‘’tabii koşulları üretme çabasının özünü yansıtır’’. Ancak, gerçek manası ile aydınlanma, kalıplar üstü kalabilmek demektir. Kötüyü ortadan kaldırım, kötünün iyisini koyma, aydınlanma değil; sadece ‘’süsleme’’dir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Dolayısı ile, aydınlanma süreçlerini iyi analiz ettiğimizde tarihte çok ciddi aydınlanma süreçlerinin var olduğunu söylemek imkansızdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bir çelişkiden bahsetmek isterim;[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Özellikle görüşleri itibari ile ciddi saygı duyduğum bir şahsiyet olan ‘’Mir Seyit Sultan GALİYEV’’in yaşamı süresince savunduğu görüşlerin bütünü, mevcut konjonktürde bağlı kaldığı ‘’değer ve yargılara’’ dayalı olarak ortaya çıkmış görüşlerdi. Nedenine geldiğimizde; hiçbir surette ‘’İslam’’ karşısında olmayan bir görüş olan, Dialektik Meteryalizmi ele alırken, ‘’yozlaşmış ve uysallaştırılmış’’ olan Emevi dinciliğini de ‘’İslam’’ olarak kabul etmek demek; iki çelişkili kavramın ortasında boğularak can vermek demektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Yani gelen olarak, dinin gerçeğini ve sömürü karşısında paylaşımın nasıl olacağını izah yöntemini, belirli kalıplardan çıkmaksızın kavramak imkansızdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bu noktada devreye giren en etkin unsur ; ‘’Evrensel Akıl’’dır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Kuran’da bu gerçek ‘’yunus 100’’ de net biçimde ifade edilir; ‘’Allah aklını kullanmayanların üzerine rics/pisliği yağdırır’’…[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bugün, çağımızın en temel sorunu ‘’kalıp ve ezberlerin’’ diktasında yol aldığı gerçeğini dahi kabul etmeyişidir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bunun en net delilini bir örnek ile ifade edeyim;[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]AKP ile birlikte tavan yapan ‘’dinci akım’’, Kurani ve Muhammedi İslam’ın hiçbir yerinde yer edinemeyecek kadar dindışıdır. Bunu defalarca kez makalelerimizde ‘’ilmi veriler sunmak sureti ile ifade ettik’’.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bu kanadın anlattıklarını ‘’gerçek din’’ olarak kabul edip benimseyen diğer kanadın ürettiği muhalefet, sadece bir çırpınış olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir husus üzerinde tartışılırken ; ‘’e tabi öylede, yine de laiklik gereği olmaz!!’’ gibi söylemleri sıkça işittiğimiz bu süreç, adeta iki kutbun da acizliğini gözler önüne sermektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Ne dinciler ‘’Kurani ve Muhammedi İslam’’ın dairesi içerisindedir. Ne de, ben aydınım diyerek kendisini yaftalayıp, belirli ideolojik kırıntıların kendisine yüklediği önyargılar hasebi ile ‘’dini, öcü olarak görüp incelemeyen’’ ve bu dinci güruhun söylemlerini din saymak sureti ile ‘’karşıt duruş sergileyenler’’ bilimsel duruş dairesi içerisindedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Kısacası, rezaletin daniskasını gözlerimizle gördüğümüz halde, çoğunluk olarak ortaya koyduğumuz basiretsizlik altında ezilmekteyiz…[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black](EN'ÂM suresi 116. ayet) Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I] [COLOR=black] [/COLOR] [SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black]Kuran’ın bu ayeti, ilginç bir iddia ortaya atmaktadır. Yeryüzündekilerin çoğunluğu seni saptırır. Bu, her daim evrensel aklın mensuplarının ‘’azınlık’’ olacağının haberidir. [B][U]Kaldı ki, ‘’lastik ayakkabı ile okula giden kız çocuklarının olduğu bir ülkede, namussuzca mersedes marka arabalara binen şahsiyeti kırık din pehlivanlarının’’ dindar olduğunu zaten düşünmüyoruz.[/U][/B][/COLOR][/FONT][/SIZE] [COLOR=black] [/COLOR] [B][U][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black]Dindarlık, camide namaz kılmak sureti ile günah çıkartmak. Sonraki süreçte, algı üreten, sömüren ve dayatan sistematik ile halvet olmak manasına getiriliyorsa, bu ‘’İslam’’ dininin değil, başka bir dinin dindarları için söyleniyor demektir…[/COLOR][/FONT][/SIZE][/U][/B] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]İslam, ‘’s-l-m’’ kökünden gelen, barış,esenlik,refah,huzur,güvenli bölge,parçalanmayan ve bölünmeyen kitle..vs. manalara gelen bir kelimedir. Arapça da ‘’başına MA eki koyduğunuz kalıpların bütünü, o işin içinde bulunma halini yansıtır’’. Yani, MA ve SELAM, Muslim olarak karşımıza çıkar ki, bu kelimenin manası; yukarıdaki fiillerin içinde olan kişi demektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bu kişinin, Irak’ta 3 milyon insanı mağdur bırakmış, kendi ülkesinin iç işlerine ‘’gerdek maymunu’’ gibi burnunu sokan ‘’emperyalist devletler’’ ile müttefik olması, Kurani ölçüde imkansızdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Kuran, bu müttefiklere ‘’Münafık’’, yani ‘’Mümin görüntülü müşrik’’ demektedir. Bugün, Türk halkının aldatıldığı DİN olgusunu kullanan odakların bütünü, İmam Ali’nin deyimi ile ‘’Din elbisesini tersten giymiş müşriklerdir’’…[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Nedenine gelelim;[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Son 7 yıllık süreçte ülkemizde yaşanan olayların tamamı, Amerikan-Yahudi oligarşisinin çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu reel gerçeğin faili olan ‘’idris kılıklı iblisler’’, topluma ‘’din elbisesini tersten giyerek caka satarken’’, vakıflar kanunundan petrol yasasına, Ermenistan ile sınır kapılarının açılmasından KİT’leri peşkeş çekmeye kadar, hertürlü işbirliğine girişmiş, verilen tavizler ve dışarıdan pompalanan Küresel sermaye kırıntılarına teslimiyet ile adeta ‘’Şeytan ile kan kardeşi olmuşlardır’’.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Kuran’ın Salat dediği, ve ilk rüknu ‘’Bağımsızlık’’ olan bir fiiliyatın yakından uzaktan içine girmeyen bu çarpıklık, toplumlara ‘’uysallaştırılmış dinciliğin İslam adı altında pazarlanması sureti ile’’ şirin gösterilmiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Mesela;[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black](TEVBE suresi 34. ayet) Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I] [COLOR=black] [/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black](TEVBE suresi 35. ayet) Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır: "İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi tadın biriktirmiş olduklarınızı!"[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I] [COLOR=black] [/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=black](MEÂRİC suresi 18. ayet) Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Gerçek İslam, referansını Kuran’dan alır. Bu din, tarihin başından beri var olan ‘’tevhid’’ inancının özüdür. İnsancı ve akılcıdır. Toplumsal sınıflar karşısında elde ettiği başarıları düşündüğümüzde bunu daha net görebiliriz. İbrahim Peygamber’in tepkisi, taş ve tahta putlara değildi. O putlar üzerinden işleyen, servet-sermaye merkezli sisteme, o sistemden vazgeçemeyen oligarşiye idi. Çünkü, Allah’ın; taş ve tahtaya üstünlük sağlama gibi bir egosu olmaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Mekke’de ki çoktanrıcıların tamamı; Allah’ın varlığını kabul eden; ancak iktisadi düzlemde oluşturdukları ‘’SÖMÜRÜ SİSTEMİNİ’’ ayakta tutma adına putlar inşa etmiş ve bunları belli gayeler için kullanmakta olan bir toplum idi. Muhammedi Devrim, mistik yönü kadar, toplumsal-sosyolojik yönü ve iktisadi yönü ile de ön planda olmalıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Sonraki süreçte, yıkılan sistemin kırıntılarından beslenen antik oligarşi, kendi sistemini İslam içerisinde dirilterek, Allah elçisine yalan söz isnad etme işine girişmiş, Devrimci İslam yok edilmiş, yerine ‘’toplumla ilgilenmeyen ritüel dinciliği getirilmiştir’’.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Devrimci İslam, sermaye yığan elitleri, yerden yere vurup, onların hanedanlığına balta indirirken, uysal İslam ; içini boşalttığı kavramların ardına sığınarak, toplumları ‘’Kuran’’dan kopartmış, ve kendi ürettiği tahakkümlere esir kılmıştır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bu durum günümüzde aynen devam etmektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Devrimci İslam, sınıfsız ve düzlemsiz bir toplumu ideal olarak belirlemiş, bu yönde bir halk devrimi üretmiştir. Ancak uysal İslam ise, altın işlemeli kubbelerin altında fetva veren, Yahudi menşei ruhbancılığı üreterek; algılara müdahale etmek koşulu ile ‘’sömürüyü mübah kılmıştır’’.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Günümüzde, Küresel Sömürü sisteminin öyle ya da böyle bir tarafında konumlanıp, din adına tavır ve duruş sergileyen bütün kişi ve zümreler; bu soytarılığın 21.yy’da ki temsilcisi konumundadırlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Onların anlattıklarını ‘’din’’ sanmak sureti ile dinin tamamına karşı olanlar ise, bu soytarılığın başarısını tescilleyen; yapay kutuplar içindeki zavallılardır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Şekilperest, ataperest, ecdatperest dincilik; varlığının enerjisini, sürüleştirdiği kitlelerin partizan ve fanatik ruhundan alır. Bunun ürettiği ‘’kalabalık; karanlıktır’’ denklemi, tarihte; gerçek İslam adına fiiliyat üreten tüm aydınları katletmiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Öyle ki, Türkiye’nin Kurtuluş mücadelesini dahi küfür sayacak kadar azıtan bu şahsiyetsiz hareket, günümüzde egemen anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Peki aydınlanmanın bu noktadaki yeri ve önemi nedir ?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Kavram ve olguların özüne inmedikçe; iki kutuplu sürecek bu çatışmanın galibi kim olursa olsun, yığınların üzerinde keyif çatan halk düşmanları tek kar eden güruh olacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]White House’nin avlusunda istavroz çıkartan Haçlı komutanlarının bu işte parmağı olduğu aşikardır. Onlar; SÖMÜRÜ ideolojisi üretme hususundaki uzmanlıkları ile bilinir…[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Ne yapmalı dersiniz ?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bunu daha sonra cevaplarız nasipse.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Bugünlük bu kadar…[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black] [/COLOR] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=black]Saygılarımla.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=black][/COLOR] [URL="http://www.bagimsizyorum.com/?mxz=YaziD&hid=16"][COLOR=black]http://www.bagimsizyorum.com/?mxz=YaziD&hid=16[/COLOR][/URL] |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:42 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam