Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19. September 2008, 08:13 PM   #4
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

“Hikmet” sözcüğü Kur’an’da Kamer suresinin 5. ve İsra suresinin 39. ayetleri dışında, aşağıda çevirisini verdiğimiz 17 ayette daha geçmektedir ve bu ayetlerde de “zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler” anlamında kullanılmıştır:

Sad; 20: Biz onun mülkünü de pekiştirdik. Ve ona hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) ve hakkı batıldan ayıran sözü söyleme imkânını verdik.

Lokman; 12: Ant olsun ki biz, Lokman’a “Allah’a şükret!” diye hikmet (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler) verdik. Kim şükrederse kendisi için şükreder. Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övgüye en lâyık olandır.

Zühruf; 63: İsa apaçık delillerle geldiği zaman dedi ki: “Ben size hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde Allah’a karşı takvalı olun, ve bana itaat edin.

Nahl; 125: Rabbinin yoluna hikmetle (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkelerle) ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayette olanları da en iyi bilendir.

Bakara; 129: Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden bir peygamber gönder ki, onlara senin ayetlerini okusun, onlara kitabı ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) öğretsin, onları arındırsın. Hiç şüphesiz Aziz sensin, hikmet sahibi (zulüm ve fesada engel olacak yasaları koyan) Sensin.

Bakara; 151: Nitekim içinizden size bir elçi gönderdik ki size ayetlerimizi okuyor, sizi arındırıyor, size kitabı ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) öğretiyor. Ve size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.

Bakara; 231: Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa kendi nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerini oyuncak edinmeyin, Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) hatırlayıp, düşünün. Hem Allah’a takvalı davranın ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilir.

Bakara; 251: Derken, Allah’ın izniyle onları bozdular. Davud, da Calut’u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık ve hikmet (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) verdi. Ona dilediği şeylerden de öğretti. Eğer Allah, insanların bir kısmını diğer bir kısmıyla savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı (bozulur giderdi). Fakat Allah, âlemler üzerinde büyük bir lütuf sahibidir.

Bakara; 269: Dilediğine hikmet (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler) verir. Ve kime hikmet verilirse gerçekten ona pek çok hayır verilmiştir. Özlü akıl sahiplerinden başkası da iyice düşünmez.

Âl-i Imran; 48: Ve (Allah) ona kitabı, hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) ve Tevrat ile İncil`i öğretir (öğretecek).

Âl-i Imran; 81: Hani Allah peygamberlerden söz almıştı: “Ant olsun ki size kitaptan ve hikmetten (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkelerden) verdim, sonra yanınızda bulunanı doğrulayıcı bir elçi geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu ikrar edip de kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?” demişti. Onlar da: “İkrar ettik” demişlerdi. (Allah da): “Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” buyurmuştu.

Âl-i Imran; 164: Ant olsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi ayetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitap ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir iyilikte bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.

Ahzab; 34: Ve evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) anın. Şüphe yok ki Allah her şeyin inceliklerini bilir ve her şeyden haberdardır.

Nisa; 54: Yoksa onlar insanları, Allah lütuf ve kereminden verdi diye mi kıskanıyorlar? Şüphesiz Biz, İbrahim soyuna da kitap ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) vermiştik. Hem de onlara büyük bir mülk (hükümranlık) verdik.

Nisa; 113: Eğer senin üzerinde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, onlardan bir güruh seni sapıtmaya çalışırdı. Halbuki onlar, kendilerinden başkasını saptırmazlar ve sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana kitabı ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütfu büyüktür.

Cumua; 2: O (Allah), ümmîler (anakentliler; Mekkeliler) içinde, onlar, daha önceden apaçık bir sapıklık içinde iken kendilerinden olan ve onlara Allah’ın ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) öğreten bir elçi gönderendir.

Maide; 110: O zaman Allah şöyle diyecektir: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerinde ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla! Hani Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikteyken ve yetişkinken insanlarla konuşuyordun. Hani sana kitabı, hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri), Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Hani Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun ve üflüyordun, o da Benim iznimle kuş oluveriyordu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştiriyordun. Yine Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. Ve hani İsrailoğullarına apaçık mucizelerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin: “Bu ancak apaçık bir sihirdir” dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (7. June 2009), Miralay (7. May 2010), sevginur (8. November 2012)