Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı
Tespihin süresi olmadığı gibi başlangıç bitiş zamanı da yoktur. Belirli bir kalıbıda yoktur. Allah bu ayette aslında günün her saatini anlatmıştır. Güneş doğmadan ve batmadan önceki saatlerde yani; Gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafındaki bir kısım saatlerde Allahı an överek tespih et.
diye düşünüyorum.
|
Peki elçinin kavminin lisanında "her zaman" , "sürekli", "hep" gibi tanımlar yok mu ki böyle ifadeler kullanmış Allah. Burada Kur'an'ı anlama ile ilgili bir yöntem sorunu var. Eğer Kur'an'da belirtilmemişse ben hangi kaynağın objektifliğine güvenerek kitabı indirildiği kavmin kültürüne göre anlayacağım ? Kur'an'ın ilk muhataplarının kültüründe bu tür tanımlamalar "her zaman" , "sürekli" anlamına gelir diyen görüşün doğruluğunu nasıl kontrol edeceğim ?
Bu doğru bile olsa, neden gece ve gündüz 2 kere tarif edilmiş ki ayette ? Bu şekilde düşünülünce ayet şöyle oluyor :
Rabbini gece ve gündüz tesbih et, gece ve gündüz de tesbih et ki hoşnutluğa eresin ????
Herşeyi zaman-şekil üstü görme eğilimi kendimizi daha akıllı görmemizden mi kaynaklanıyor ?
Bence tesbihin zamanı ve süresi vardır. Belirli bir anda Allah'ı anmaya, yüceltmeye başlarsınız ve bu bir süre sonra biter. Sonra zihniniz yine diğer şeylere yönelir.
Ben de anlıyorum Allah'ın her zaman, mümkün olduğunca çok zikredilmesi, tesbih edilmesi gerektiğini.
Benim esas sorum "tarafeyin" ve "atrafen nehari" "zülefem min el leyl" üzerine zaten.