Alıntı:
Peki elçinin kavminin lisanında "her zaman" , "sürekli", "hep" gibi tanımlar yok mu ki böyle ifadeler kullanmış Allah. Burada Kur'an'ı anlama ile ilgili bir yöntem sorunu var. Eğer Kur'an'da belirtilmemişse ben hangi kaynağın objektifliğine güvenerek kitabı indirildiği kavmin kültürüne göre anlayacağım ? Kur'an'ın ilk muhataplarının kültüründe bu tür tanımlamalar "her zaman" , "sürekli" anlamına gelir diyen görüşün doğruluğunu nasıl kontrol edeceğim ?
|
Kuran dan kontrol edeceksiniz. Kuran ayetlerine bütünsel olarak bakarak anlamaya çalışacaksınız. Zaten görebilen gözler ve temiz akıl sahipleri için herşey apaçık ortadadır.
Bakalım Allah ayetlerde belirli zamanlardan mı bahsetmiş, yoksa Taha 130 daki gibi genel bir zaman mı? sizce aşağıdaki tespih emirleri hangi vakit namazına (!) ait?
Âl-i İmrân 41
Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alamet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alamet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.
Âl-i İmrân 191
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler: ) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabındankoru !
Meryem 11
Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi.
Tâ-Hâ 33
Böylece seni bol bol tesbih edelim.
Enbiyâ 20
Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz (Allah'ı) tesbih ederler.
Mü’min 55
(Resulüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbih et.
Tûr 48
Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.
İnsan 26
Gecenin bir kısmında O'na secde et; gecenin uzun bir bölümünde de O'nu tesbih et.
Eğer yukarıdaki ayetleri tadiline uygun bir şekilde yavaş yavaş vve düşünüp anlaya anlaya okuduysanız, TAHA 130 size daha anlamlı gelecektir.
Anlayana sivrisinek saz gereği, bu kadar yeter. Şimdi Allahın emretmediği ama insanların kesin bir zaman çizelgesi oluşturduğu ruhbani ritüel manaları çıkarılan ayetleri okuyalım.
Allah bağlantıyı gören gözlerden eylesin.
Kâf 39
(Resulüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
Tâ-Hâ 130
(Resulüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!).
Rûm 17,18.
Haydi siz, akşama ulaştığınızda sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin, ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
Tûr 49
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O'nu tesbih et.
Alıntı:
Herşeyi zaman-şekil üstü görme eğilimi kendimizi daha akıllı görmemizden mi kaynaklanıyor ?
|
bu ne demek? anlamadım ben?
Alıntı:
Ben de anlıyorum Allah'ın her zaman, mümkün olduğunca çok zikredilmesi, tesbih edilmesi gerektiğini.
Benim esas sorum "tarafeyin" ve "atrafen nehari" "zülefem min el leyl" üzerine zaten.
|
Bunu da anlamadım...
ama umarım siz benim acizane ne anlattığımı anladınız.
Allah Kuran çizgisinden yolundan ve kıblesinden saptırmasın.
Allah ilmimizi artırsın.