İnsanları, "Demokrasinin araplara ulaşması inan hiç kolay değil, çünkü kafaları kolay almaz." türünden ırkı anlamda aşağılamaya çalışmanız -üzerinde önemli durduğunuz- "insanca yaşamanın" neresindedir?
Sevgili dost 1, burada hedef alınan insanlardan bir ırk değil, onların bağnazlık seviyesinin anılmasıdır. Demokrasi ve islamin yönetimlerin özelliklerini vermiş ve bir karşılaştırma yapmışsınız, oysa siziin 'ehil' lerin seçilimi dediğiniz şey bile demokrasiden geçer ve bir benzeyiş falan değildir. Demokrasinin türevleri vardır, bizde olan demokrasi zengin demokrasisidir, benim andığım ise sosyal demokrasidir.
Allah dilerse elçi gönderir ama açıkçası benim işime gelmez. Kuranın bağlayıcılığına gelince, onun Allah katından indirildiğine inanırım ama onu evrensel olarak görmem, ondan faydalanırım ama onu tümüyle bağlayıcı görmem.
İslam ülkeleri sözde islamı bağlayıcı gördükleri için bağlanıp kaldılar, ne insanlıktan nasip aldılar nede adaletten. Emir adındaki soytarılarca senelerce güdüldüler, güdülmeye de devam ediyorlar.
Aramızdaki bu ayrılığın esas nedeni, en azından kendim için açıklaması şöyle: Allah bir din göndermemiş ancak öğüt vermiştir. İnsan öğüdü, aklı vicdanı ve mantığıyla alır ve elbette yaradanın var olduğunu bu şekliyle idrak eder, hesap kitap gününü umar ve bekler. Ama bu durumdaki adama da anlamadığı bir dille gelen vahyi hele saçma sapan meallerle 'Allah bak bunu dedi' demek, insafa sığmaz.
İslamın konuşulduğu bir site olarak bilmiyordum burayı, ben sanıyordum ki, fikri hür vicdanı hürlerin alanı. Her neyse, sevgiler saygılar. Esen kalınız.
|