verdiğiniz peygamber örneklemelerindede onların içtihadlerindede VAHİY KONTROLU vardır,ve vahiyle çakışmaz[ki sizde kalın harflerle izah etmişsizin] .Verdiğiniz peygamber örnekliklerindeki kuran kıssalarıda u yönde bilgi verir zaten..
Lakin laiklik öyle değildir,En kaba tabir ile laiklik din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır ki böyle bir ayrımı Rabbimiz asla kabul etmiyor.. Ve bu ayrım son bir iki yüzyılda türemiş bir ayrım değildir. Saltanatta bir nevi laik bir uygulamadır. İbadet ve muamelat ayrımı da buna benzer bir ayrımdır... Sonuçta yöneten ve yönetilenler arasında ki farkı belirleyen, seçkin zümrenin istediği gibi at oynatabilmesine rağmen, yönetilen tebanın da kişisel olarak sınırlı bir alanda inandığı gibi yaşamasına imkan sağlanırken kendisini yönetene karışmasını önleyen bir anlayış...
Bunun gibi laiklikten daha "cici" görünen demokrasi kavramı da böyledir. Çoğunluğun isteğine uymak olarak tanımlanan bu kavram, kişiler arasında var olan çekişmenin giderilmesi için parmak çokluğuna uymayı çözüm olarak sunmaktadır.
Allahın rızasına uygun bir hayat yaşamayı düstur edinmiş bir insan tek başına da olsa, doğru olmadığı müddetçe çoğunluğun isteğine uymayı yani sürü olmayı kabul etmez. Sürü olmayı güdülmeyi öngören demokrasi, her ne kadar sen de sesini duyurabilirsin çağrısını yapıyor olsa da "SESİN BİZİM SESİMİZİ BASTIRAMIYORSA GEL BİZİM TÜRKÜMÜZÜ DİNLE!" diyerek en çok gürültü çıkaranın haklı olduğunu kabul ettirmeye çalışır.
Başkasının inancına, düşüncesine saygı İslam'da yoktur. Belki saygı yerine "SABIR" vardır. Tahammül etme, süre tanıma en önemlisi zorlamama vardır.
|