Tekil Mesaj gösterimi
Alt 8. November 2011, 05:36 AM   #67
yeşil
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2011
Mesajlar: 107
Tesekkür: 791
69 Mesajina 174 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
yeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud of
Standart

Alıntı:
FEDAKARADAM Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
NİSA SURESİ-58. Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.
59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatınagöre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.
60. Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tâğut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
61.Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resûl'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.



Evet, bu ayetlere göre biz amel ederiz.Eğer biz yanlış düşünüyorsak doğrusunu siz araştırp bize anlatacaksınız.Bizi yanlış anlamayın, yanlışımız varsa düzeltin kardeşim...

Biz farklı ayetlere göre mi amel ederiz kardeş? Peki bu ayetlere göre amel ediyorsanız acaba ne kadar adaletli yönetiliyoruz ya da şöyle söyleyeyim yöneticilerimiz yukardaki mesajımda bahsettiğim konulara ne kadar duyarlı? Dinimiz oyuncak edilmiş biz de raina deyip duruyoruz...


Bu ayetlerden 59. ayetin ilk muhatabının kimler olduğunu vereceğim objektif tahlilden(tefsir-beşer yorumu değil) bir oku bakalım:


59. Ey iman etmiş kimseler! Allah'a itaat edin, Elçi'ye ve sizden olan emir sahibine [yöneticiye] itaat edin. Sonra eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi'ye havale edin. Bu, daha iyidir ve ilkleştirme [çözüm] bakımından daha güzeldir.
Bu âyette özel olarak muhatap alınan mü’minlere, hayatlarında karşılaşabilecekleri problemlerin çözüm yolları gösterilmektedir:
• Mü’minler, Elçi'ye ve kendilerinden olan emir sahibine [yöneticiye] itaat etmelidirler.
• Mü’minler bir problemle karşılaştıkları zaman onu Allah'a havale etmelidirler.
Allah'a itaat, Allah'ın tüm emir ve yasaklarına uymaktır. Rasûl'e itaat de, elçilik ve meliklik görevi esnasında o'nun Allah'ın hükümleri çerçevesinde alacağı kararlara [savaş ve barış kararı, bütçe oluşumu için zekât oranının belirlenmesi vs. kararlarına] uymaktır. Bu, şu âyetten daha net anlaşılabilir:

Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, ma‘rûfta sana isyan etmemeleri üzerine biat ederek [bağlılık yemini ederek] gelirlerse hemen onların biatlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. (Mümtehine/12)
Bu âyette, mü’minlerin itaat edeceği “emir sahipleri”, sizden kaydıyla kayıtlanmıştır. Yani, mü’minlerin, sadece kendilerinden olan emir sahiplerine itaat etmeleri istenmiş, kendilerinden olmayanlara itaat etmemeleri hükme bağlanmıştır. Daha evvel mü’minlere; müşrik, münâfık, Yahûdi, Hristiyan olanları, babaları ve kardeşleri bile olsa velî edinmemeleri, onlara velâyet [yönetim] yetkisi vermemeleri emredilmişti. Enfâl, Ahzâb ve Âl-i İmrân sûrelerinde işlenen velâyet konusu dikkate alındığında burada geçen “sizden olan emir sahibi” ifadesi daha net anlaşılır.
Âyette, Sonra eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi'ye havale edin buyurulmaktadır. Bu âyetin ilk muhatapları, Rasûlullah'ın hayatta olduğu ve Kur’ân'ın tamamlanmadığı bir dönemde yaşayan mü’minler idi. Onların, ihtilafa düştükleri bir meseleyi Allah'a havale etmeleri, “Allah'tan problemin çözümüne dair âyet beklemeleri”dir. Rasûlullah'a havale etmeleri ise, “Rasûlullah'tan, daha evvel inmiş âyetler çerçevesinde problemlerine bir çözüm üretmesini istemeleri”dir. Çünkü onlar Rasûlullah gibi hâmil-i Kur’ân, hâfız-ı Kur’ân değillerdi.
Bugün ise mü’min; her problemi, her anlaşmazlık ve uyuşmazlığı tamamlanmış olan Kur’ân'a havale etmek, problemi Kur’ân hükümleri ile çözmek durumundadır. Zira Allah bundan sonra yeni bir âyet indirmeyecek, başka bir Rasûl göndermeyecektir. Artık Allah, insanlığı Kur’ân ile başbaşa bırakmıştır.
Bu âyetin iniş sebebi ile ilgili şu olay nakledilmiştir:

İbn Abbâs'tan bu âyetin, Hâlid ibn Velîd hakkında nâzil olduğu rivâyet edilmiştir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) onu, içinde Ammar ibn Yâsir'in de bulunduğu bir seriyyenin komutanı olarak sefere göndermişti. Bu sefer sırasında, Ammar ile Hâlid ibn Velîd arasında, bir hususta ihtilâf meydana gelmişti. İşte bunun üzerine bu âyet nâzil olarak, “emir sahiplerine” itaat etmeyi emretmiştir:
Ve Allah ve Elçisi bir işte hüküm verdiklerinde, hiç bir mü’min erkek ve mü’min kadın için kendi işlerinde serbestlik yoktur. Ve kim Allah'a ve Elçisi'ne isyan ederse o, açık bir sapıklıkla sapmıştır. (Ahzâb/36)


Şunu belirtmem gerekirse Peygamber de dahil hiçbir yönetici Allah'ın koymuş olduğu kesin hükümler dışında hüküm koyamaz.. Biz ümmet gibi Peygamber de bu Kur'an'dan sorumlu her amelinde(Zuhruf 43/44)

Sizler kendi kafanıza göre hareket edip hiçbir tefsir, fıkıh, hadis, siyer nahiv, emsile okumamışsanız burada bizi eleştirmenize hiçbir hakkınız yoktur.

Demişsiniz acaba nereden biliyorsunuz okumadığımızı? Herkesin içini bilecek kadar gayb haberlerini nereden aldığınızı öğrenebilir miyim?
Hadi birimiz okumadık, burda birçok üye mevcut hiçbiri mi okumadı? Hadi burda hiçkimsenin bu saydıklarından zerre haberi yok sadece kuaktan dolma(!) konuşuyor diyelim peki bunlar üzerinde kafa patlatan birçok ilim adamı günümüzde de mevcut elbet sadece Rabbinden haşyet duyanlar ve sadece O'nun rızasını gözetenler ve ilminde maddi hiçbir menfaat gözetmeyenler bu ilimler arasında doğru tasnifi sunacaktır peki var mı öyle çoğunluk? Elbette ne geçmişte ne de günümüzde çoğunluk övüldü.. Peki var mı her devirde böyle bir azınlık elbette var ama doğru söyleyenler 9 köyden kovulur çoğunluk tarafından çoğu kez:


114 / 66 – Ve O, size Kitap’ı [Kur’an’ı] ayrıntılı / hakk, batıl ayrılmış olarak indirdiği hâlde, Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Ve kendilerine kitap verdiğimiz şu kişiler, onun [Kur’an’ın] şüphesiz Rabbinden hakk ile indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde sen [onların bu Kitabın Allah tarafından indirildiğini bildikleri husu¬sunda] sakın şüphecilerden olma.
115 – Ve Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek biri yoktur. O, en iyi işitendir, en iyi bilendir.
116 – Ve eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece “zann”a uyuyorlar ve sadece saçmalıyorlar.
117 - Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan kimlerin saptığını en iyi bilenin ta kendisidir. Ve O, doğru yolda olanları daha iyi bilendir.(En'am Suresi)


Biz size en doğruyu en güzelini itikad meselelerinde aydınlatmaya çalışıyoruz.Maksadımız ukalalık etmek değildir.Lakin siz bizi yanlış anlamışsınız.Dini ilimler tek başına öğrenilmez.Sizler kuru bir yorumlarla bir şeyler bildiğinizi sanıyorsunuz.Hayır, sizin yolunuz yanlıştır.Biz burada en doğru yol ne ise onu anlatmaya çalışıyoruz.Kimseyi tenkid edip töhmet altında bırakmak diye niyetimiz yoktur.Allah size hidayet versin diyorum...
İtikad hangi itikad desem? Kur'an ve gerçek sünnet(bilirsiniz ki gerçek sünnet Rabbin sünnetidir-Sünnetullah'tır ve Peygamberimiz hep bu yol üzerinde idi kılavuzu da Kur'an idi) itikadı mı yoksa beşer itikadı mı? Bizlerin de amacı ukalalık değil asla yanlış anlamayın ama beşer hükümleriyle Rabbin hükümlerini aynı kefeye koyanlarla bizim işimiz olmaz diyoruz..

Son dediklerinizde yine zanna dayalı fikirler yazmışsınız cevabımı vermiştim.. Kim doğru yolda bak ayet ne diyor:

117 - Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan kimlerin saptığını en iyi bilenin ta kendisidir. Ve O, doğru yolda olanları daha iyi bilendir.(En'am Suresi)

Ve gerçek mü'minlerin Kur'an'a göre(ayetlerle delilli) vasıflarını bildiren güzel bir yazı sunuyorum bak bakalım doğru yolda olanlar kimler:

Allah'ın Kuran'da bildirdiği mümin özelliklerinin belli başlılarını şöyle maddeleştirebiliriz:

• Müminler ancak Allah'a kulluk ederler. O'ndan başka zihinlerinde ilahlaştırdıkları hiçbir varlık yoktur. (Fatiha Suresi 1-7; Nisa Suresi 36)

• Allah'tan korkup-sakınırlar. Allah'ın yasakladığı veya rızasına aykırı olan bir şeyi yapmaktan çok çekinirler. (Al-i İmran Suresi 102; Yasin Suresi 11; Tegabün Suresi 15-16; Zümer Suresi 23)

• Yalnızca Allah'a güvenirler. (Bakara Suresi 249; Tevbe Suresi 25-26)

• Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar. (Ahzab Suresi 39)

• Allah'a şükrederler. Bu nedenle ekonomik yönden darlıkta ya da bollukta olmaları onlara herhangi bir üzüntü ya da böbürlenme vermez. (Bakara Suresi 172; İsra Suresi 3; İbrahim Suresi 7)

• Kesin bilgiyle iman etmişlerdir. Allah'ın rızasını kazanmaktan dönmek gibi bir düşünceye asla kapılmazlar. Her gün daha şevkli ve heyecanlı biçimde hizmetlerini sürdürürler. (Hucurat Suresi 15; Bakara Suresi 4)

• Kuran'a kuvvetle bağlıdırlar. Tüm hareketlerini Kuran'a göre düzenlerler. Kuran'a göre yanlış olduğunu gördükleri bir tavırdan hemen vazgeçerler. (Araf Suresi 170; Maide Suresi 49; Bakara Suresi 121)

• Sürekli Allah'ı anarlar. Allah'ın herşeyi gören ve işiten olduğunu bilir sürekli Allah'ın sonsuz kudretini hatırda tutarlar. (Al-i İmran Suresi 191; Rad Suresi yirmisekiz; Nur Suresi 37; Araf Suresi 205; Ankebut Suresi 45)

• Allah karşısında acizliklerini bilirler. Mütevazidirler. (Ancak bu insanlara karşı aciz görünmek ve ezik tavırlar sergilemek demek değildir.) (Bakara Suresi ikiyüzseksenaltı; Araf Suresi yüzseksensekiz)

• Herşeyin Allah'tan olduğunu bilirler. Bu nedenle hiçbir olay karşısında telaşa kapılmaz her zaman serinkanlı ve tevekküllü davranırlar. (Tevbe Suresi 51; Teğabün Suresi 11; Yunus Suresi 49; Hadid Suresi 22)

• Ahirete yönelmişler asıl hedef olarak ahireti belirlemişlerdir. Ancak dünya nimetlerinden de faydalanır dünyada da cennet ortamının bir benzerini oluşturmaya çalışırlar. (Nisa Suresi 74; Sad Suresi 46; Araf Suresi 31-32)

• Sadece Allah'ı ve müminleri dost ve sırdaş edinirler. (Maide Suresi 55-56; Mücadele Suresi 22)

• Akıl sahibidirler. Her an ibadet bilincinde olduklarından sürekli dikkatli ve uyanıktırlar. Devamlı olarak müminlerin ve dinin lehine akılcı hizmetler yaparlar. (Mümin Suresi 54; Zümer Suresi onsekiz)

• Tüm güçleriyle Allah adına inkarcılara özellikle inkarcıların önde gelenlerine karşı büyük bir fikri mücadele verirler. Hiç yılmadan ve gevşemeden mücadelelerini sürdürürler. (Enfal Suresi 39; Hac Suresi yetmişsekiz; Hucurat Suresi 15; Tevbe Suresi 12)

• Hakkı söylemekten çekinmezler. İnsanlardan çekindiklerinden dolayı gerçeği açıklamaktan geri kalmazlar. İnkar edenlerin haklarında söylediklerine alay ve saldırılarına aldırmazlar kınayıcıların kınamasından korkmazlar. (Maide Suresi 54 67; Araf Suresi 2)

• Allah'ın dinini tebliğ etmek için her yolu dener çeşitli biçimlerde insanları Allah'ın dinine davet ederler. (Nuh Suresi 5-9)

• Baskıcı değillerdir. Merhametli ve yumuşak huyludurlar. (Nahl Suresi 125; Tevbe Suresi yüzyirmisekiz; Hud Suresi 75)

• Öfkelerine kapılmazlar hoşgörülü ve bağışlayıcıdırlar. (Al-i İmran Suresi 134; Araf Suresi 199; Şura Suresi 40-43)

• Güvenilir insanlardır. Son derece güçlü bir kişilik sergiler etraflarına da güven telkin ederler. (Duhan Suresi 17-18; Tekvir Suresi 19-21; Maide Suresi 12; Nahl Suresi 120)

• Büyücülük ve delilikle suçlanırlar. (A'raf Suresi 132; Yunus Suresi 2; Sad Suresi 4; Hicr Suresi 6; Kamer Suresi 9)

• Baskı ve zulüm görürler. (Şuara Suresi 49 167; Ankebut Suresi 24; Yasin Suresi 18; İbrahim Suresi 6; Neml Suresi49 56; Hud Suresi 91)

• Zorluklara katlanırlar. (Ankebut Suresi 2-3; Bakara Suresi 156 214; Al-i İmran Suresi 142 146 195; Ahzap Suresi kırksekiz; Muhammed Suresi 31; Enam Suresi 34)

• Zulümden ve öldürülmekten korkmazlar. (Tevbe Suresi 111; Al-i İmran Suresi 156-yüellisekiz 169-171 173; Şuara Suresi 49-50; Saffat Suresi 97-99; Nisa Suresi 74)

• İnkarcıların saldırı ve tuzaklarıyla karşılaşır alaya alınırlar. (Bakara Suresi 14 212)

• Allah'ın koruması altındadırlar. Aleyhlerinde kurulan tüm tuzaklar boşa çıkar. Allah onları tüm iftira ve tuzaklara karşı koruyarak onları üstün kılar. (Al-i İmran Suresi 110-111 120; İbrahim Suresi 46; Enfal Suresi 30; Nahl Suresi 26; Yusuf Suresi 34; Hac Suresi otuzsekiz; Maide Suresi 42 105; Nisa Suresi 141)

• İnkarcılara karşı tedbirlidirler. (Nisa Suresi 71 102; Yusuf Suresi 67)

• Şeytanı ve yandaşlarını düşman edinmişlerdir. (Fatır Suresi 6; Zuhruf Suresi 62; Mümtehine Suresi 1; Nisa Suresi 101; Maide Suresi sekseniki)

• Münafıklara karşı mücadele eder münafık karakterlilerle birlikte olmazlar. (Tevbe Suresi seksenüç 95 123)

• İnkarcıların zorbalıklarına engel olurlar. (Ahzab Suresi 60-62; Haşr Suresi 6; Tevbe Suresi 14-15 52)

• Birbirlerine danışarak (istişare ile) hareket ederler. (Şura Suresi otuzsekiz)

• İman etmeyenlerin gösterişli yaşantısına özenmezler. (Kehf Suresi yirmisekiz; Tevbe Suresi 55; Taha Suresi 131)

• Zenginlik ve mevkiden etkilenmezler. (Hac Suresi 41; Kasas Suresi 79-seksen; Nahl Suresi 123)

• İbadetlerde titizlik gösterirler. (Bakara Suresi 238; Enfal Suresi 3; Müminun Suresi 1-2)

• Çoğunluğa değil Allah'ın verdiği kıstaslara uyarlar. (Enam Suresi 116)

• Allah'a yakınlaşmak örnek bir mümin olmak için gayret sarfederler. (Maide Suresi 35; Fatır Suresi 32; Vakıa Suresi 10-14; Furkan Suresi 74)

• Şeytanın etkisine girmezler. (A'raf Suresi 201; Hicr Suresi 39-42; Nahl Suresi doksansekiz-99)

• Atalarına körü körüne uymazlar. Kuran'a göre hareket ederler. (İbrahim Suresi 10; Hud Suresi 62 109)

• Kadınların ezilmesine göz yummazlar. (Nur Suresi 4; Talak Suresi 6; Bakara Suresi 231 241; Nisa Suresi 19)

• İsraftan kaçınırlar. (Enam Suresi 141; Furkan Suresi 67)

• İffetli davranırlar ve Allah'ın istediği şekilde evlenirler. (Müminun Suresi 5-6; Nur Suresi 3 26 30; Bakara Suresi 221; Maide Suresi 5; Mümtehine Suresi 10)

• Dinde aşırılığa kaçmazlar. (Bakara Suresi 143; Nisa Suresi 171)

• Fedakardırlar. (İnsan Suresi 8; Al-i İmran Suresi 92 134; Tevbe Suresi 92)

• Temizliğe dikkat ederler. (Bakara Suresi 125 yüzaltmışsekiz; Müddessir Suresi 1-5)

• Müminlerin arkasından konuşmaz kusurlarını araştırmazlar. (Hucurat Suresi 12)

• Haset etmekten kaçınırlar. (Nisa Suresi yüzyirmisekiz)

• Allah'tan bağışlanma dileyenlerdir. (Bakara Suresi 286; Al-i İmran Suresi 16-17 147 193; Haşr Suresi 10; Nuh Suresi yirmisekiz)




Ve son olarak ben de diyorum ki Rabbimiz hidayet nurunu bizlerden esirgemesin.. Selametle..

Konu yeşil tarafından (8. November 2011 Saat 05:50 AM ) değiştirilmiştir.
yeşil isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
yeşil Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (8. November 2011), Miralay (10. November 2011)