Bir parantez. (Sayın Av. İlhami Çetin'den)
''Müslüman kişi ilimden başka yol gösteren edinmez. O, ilimden beslenir ve ilmin en gerçeğinin de orijinal vahıyde olduğunu bilir.
Yaşamı Nebi'nin yaşamına rastlamışsa, onun vahiy yorumuna katılır ve O'nun yaşamını benimser. Resul ölmüş veya kendisi O'nun zamanından sonra dünyaya gelmiş ise artık kimseye uymaz. Bu nedenle imama-mimama uyamaz; çünkü suç ve ceza ile mükâfat şahsidir, ve imam da resul olmadığından söylediği de vahiy değildir.
Bireyler ümmet toplumunu oluşturduklarında, işleri aralarında ''ŞÛRA'' iledir. Şûra ise işlerin kimseye havale edilmediği, asaleten yapıldığı, işlerine müteahhit tayin edilmediği ''ASALETEN'' yürütülme demektir. Şûra ortaklaşa yönetimdir; katılımcı demokrasinin en ileri derecesidir. Herkes ''ASİL'' olduğu için katılım da denemez. Elbirliği ile yönetim denilir......''
Bakara-104.
''Ey iman edenler! ''Râina(bizi güt)'' demeyin, ''unzurna''(bizi gözet-kaale al) deyin......''
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
|