Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
|
ALINTI YAPTIM, ŞU YAZIYI BİR OKUYUN HELE....
Mezhepsizler, teknolojinin ilerlemesinden bahsederek, hiç bir misal vermeden sayısız problemler çıktığını bunları çözmek için içtihada ve asra göre tefsire ihtiyaç olduğunu durmadan yazıyorlar.
Tercüman Gazetesi'nde Muhammed Erol diye birisi, Kur'ân-ı Kerîmin her asra göre yeniden tefsir edilmesini savunuyordu. Asra göre tefsir yazmak isteyen birisi, âlim ve kâmil bir velî'ye gelerek niyetini açıklar. Mübarek âlim şu manada cevap verir :
«Bir kitap ancak ihtiyaç olursa yazılır. Yeni bir tefsire ihtiyaç var mıdır? Ehl-i sünnet âlimleri bugüne kadar yazdığı tefsirlerde bir noksanlık mı bıraktılar da bu noksanlıkları tamamlayacaksınız? Veya tefsirlerine bid'atler, fazlalıklar karıştırdılar da siz bunları mı ayıklayacaksınız? Elli bin cild kitap okudum, muteber tefsirlerin hiç birisinde noksanlık veya fazlalık görmedim. Yazacağın tefsiri yırtar çöp tenekesine atarım.»
Mektubat'ta ise şöyle buyrulmaktadır:
«Nasihat istiyorsunuz, faideli şeyleri açıklamamı arzu ediyorsunuz. Ehl-i sünnet âlimleri ve tasavvuf büyükleri faideli şeylerin hepsini yazdılar. Lüzumlu bilgilerden açıklanmadık hiç bir şey bırakmadılar. Kurtulmak ve saadete kavuşmak isteyen ancak Ehl-i sünnet vel cemaat âlimlerinin gösterdiği yolda yürümelidir. (C. 1/69)
Ehl-i sünnet âlimleri, âyet-i kerîmelere kendi anlayışlarına, düşünüşlerine göre mana vermedi. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem'in, âyetlerden anlayıp bildirdiklerini Eshâb-ı kiramdan öğrendiler, bu öğrendikleri manaları kitaplarına yazdılar. Peygamber aleyhisselâmın bildirdiğinden başka türlü tefsir etmek caiz değilken asra göre tefsir yazmağa kalkmak büyük bir cinayettir.
İslâmiyette çözülmemiş hiç bir mes'ele kalmamıştır. Ehl-i sünnet âlimleri kıyamete kadar yapılacak olan her işin yollarını Eshâb-ı kiramın açıklamasından, Kitab ve Sünnetten çıkarıp bizlere bildirmişlerdir. Mezhepsizlerin içtihada yeltenmelerine fırsat bırakmamışlardır. Buna rağmen mezhepsizler, kendi bozuk düşüncelerine Kur'ân yolu, Eshâb yolu, Selef yolu, Sünnet-i Senniyye gibi isimler vererek gençleri kandırmağa çalışıyorlar. Bu bakımdan nakle dayanmayan, içinde şahsî düşünce olan kitapların okunması çok zararlıdır.
TUHFET-ÜS-SÂLİKİN kitabında İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin şöyle buyurduğu bildirilmektedir:
«Üç kimse Kur'ân-ı kerîmin manasını anlayamaz:
1 - Arapçayı iyi bilmeyen ve tefsir okumamış olan,
2 -Büyük günaha devam eden. Ehl-i sünnet itikadından küfre sapmayacak kadar ayrılmak bile büyük günahtır. Bunun için bid'at sahipleri Kur'ân-ı kerîmi anlayamaz. Çünkü bid'atin zulmü kalbi karartır.
3 - İtikad bilgilerinden birisini yanlış anlayıp Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği hak sözü kabul etmeyen de Kur'ân-ı kerîmi anlayamaz.»
Görüldüğü gibi, bir kimsenin ana lisânı vehhâbîler gibi Arapça olsa da bid'at veya küfür ehli ise Kur'ân-ı Kerîmi doğru anlayamaz ve yanlış anlayışı sebebiyle peşinden gidenleri felâkete sürükler. Mezhepsizler Kur'ân-ı kerîmi doğru anlayabilselerdi bid'at ehli ile birleşme teklifinde bulunmazlardı.
Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire ihtiyaç olmaz. Çünkü dine yeni bir şey eklemek bid’at olur. Dinimizin emirlerini değiştirmek kadar büyük sapıklık olur mu? Her çağa, her asra göre değişik tefsir yazmak demek, dini her asırda, bozmak demektir.
Kur’an-ı kerimin manasını Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Doğru tefsir kitabı Onun hadis-i şerifleridir. Tefsir âlimleri, tefsirlerini Peygamber efendimizden ve Eshab-ı kiramdan naklederek meydana getirdiler. Bunların tefsirleri asra uygundur. Kur’an-ı kerimin emirleri, her asırdaki insan için aynıdır. Önceki asırlar için başka, sonraki asırlar için başka manası yoktur.
Kur’an-ı kerimi en iyi bilen Peygamber efendimizdir. Onun açıklamaları bellidir. Bundan daha başka şekilde açıklamak, dini değiştirmek olur, reform olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ümmetime en çok tehlikeli olacak kimse, Kur’an-ı kerimi yersiz tevil edendir.) [Taberani]
Din bilgileri, zamanla değişmeyen ilimlerdir. Bu bakımdan din hakkında türedi yazarların yeni fikirlerine ihtiyâç yoktur. islâm âlimleri, açıklamadık konu ve mes'ele bırakmamışlardır. Yapılacak iş, islâm âlimlerinin
kitaplarını bugünkü gençliğin anlıyacağı şekilde tercüme etmektir.(Milel-nihâl c.2, s.116,218; Mir'ât-ül-usûl son kısmı)
Mecelle’nin Dürer-ül-hükkam şerhinde (Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete dayanan hükümler değişebilir. Nassa dayanan hükümler zamanla değişmez) deniyor.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Bazıları, yapacakları değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannediyorlar. Ortaya bid’atler çıkarıyorlar. Bid’atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değildir. Kâmildir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.) [Maide 3]
Dini noksan sanıp, tamamlamaya [asra göre, çağdaş tefsir yazmaya] çalışmak bu âyet-i kerimeye inanmamak olur. (1/260)
***Kur'ân-ı kerîmi kendi görüşüne, anlayışına göre tefsîr eden kâfir olur. (Hadîs-i
şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî 234)
***İslam âlimlerinin büyüklerinden ibni Hacer-i Mekki hazretleri bir fetvasında buyuruyor ki:
İslam âlimlerinin tefsirlerinden almayıp da, kendi anladığını ve kendi görüşlerini tefsir olarak yazan ehliyetsiz kimselerin tefsirlerini milletin önüne sürenlere mahkemeler mani olmalıdır! Böyle nakli esas almayan tefsirler bâtıldır, bozuktur. Bu tefsirleri milletin önüne süren din adamları sapıktır. Başkalarını da doğru yoldan saptırmaya çalışmaktadır. (Fetava-yı hadisiyye)
***Bir kimse, kendi görüşüne göre Kur’an-ı kerime mana verse, verdiği mana doğru olsa da, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata etmiş olur. Verdiği mana yanlış ise kâfir olur. (Berika)
***Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kur’an-ı kerimi, kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa dahi, mutlaka hata etmiştir.) [Nesai]
***Bize tefsîr kitaplarına göre amel etmek emredilmedi. Fıkıh kitaplarına tâbi olmamız emredildi. (Hâdimî hazretleri)
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK)
Konu FEDAKARADAM tarafından (22. November 2011 Saat 12:05 AM ) değiştirilmiştir.
|