Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19. September 2008, 08:15 PM   #5
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

“Hikmet”, Kur’an’dan ayrı bir şey değildir:

Kur’an’ı iyi tanımayanlar ve art niyetli kesimler, yukarıda sunduğumuz ayetlerdeki “ الكتاب والحكمةkitabı ve hikmeti …” ifadesinden, “hikmet, Kur’an’dan ayrı bir şeydir” sonucunu çıkarmışlar ve bu sonuca uygun olarak “hikmet”in; “sünnet, hadis, hadis-i kutsi, … (yukarıda 50’den fazla madde halinde sıraladığımız şeyler)” olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Oysa “hikmet” sözcüğü, sözcüğün bu bilgisiz veya art niyetli kişilerin öne sürdükleri anlama gelmediğini açıkça gösteren yukarıdaki ayetler dışında, Âl-i Imran suresinin 79. ve En’âm suresinin 89. ayetlerinde de mastar hâlinde “ الكتاب والحكم والنّبوّة el-kitabe ve-l- hukme ve-n-nübüvvete” şeklinde kullanılmış ve “nübüvvet (peygamberlikten)”ten ayrı bir şey olarak nitelendirilmiştir.

Ancak bu husus araştırmacıların gözünden kaçmış ve böylece, peygamberimizden asırlar sonra uydurulmuş ve peygamberimizin adı ile topluma zerk edilmiş hezeyanlar, Kur’an’dan başka bir din kaynağı hâline gelmiş ve peygamberimiz din oluşturmada Allah’a ortak edilmiştir.

Kur’an’ı iyi tanımayan veya art niyetli kimselerin bu yöndeki çabaları, sadece kendilerinin şirk batağına düşmeleri sonucunu vermekle kalmamış, ne yazık ki Kur’an’ın arı duru saf dini ile, peygamber dili ile uydurulmuş on binlerce yalanın karıştırılmasından oluşmuş kalp bir dinin ortaya çıkmasına da yol açmıştır.
İşin aslında ise “hikmet”in Kur’an’dan ayrı bir şey olması söz konusu olmadığı gibi, “hikmet” de “kitap” da Kur’an’ın bölümleridir. “Hikmet”in Kur’an’ın içinde olduğunu yukarıda İsra suresinin 39. ayetinde görmüştük.

Burada bilmemiz gereken nokta; “kitap” denildiğinde Kur’an’ın bütününün anlaşılmaması gerektiğidir. Çünkü Kur’an’da belirli ayet gruplarına da “kitap” denmektedir:

Hud; 1: Elif-Lâm-Râ. (Bu), Ayetleri hikmet içertilmiş sonra da Hakim (hikmetler koyan), Habîr (her şeyden haberdar olan Allah) tarafından detaylandırılmış bir kitaptır.

Zümer; 23: Allah, sözün en güzelini müteşabih, ikişerli bir kitap halinde indirdirmiştir. Ondan Rablerine saygısı olanların derileri ürperir. Sonra derileri de, kalpleri de Allah`ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Allah`ın rehberidir. Allah, onunla dilediğini doğru yola çıkarır. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek yoktur.

Mekke’de 52. sırada inen Hud suresinin 1. ayetinden kitabın tümünün muhkem olduğu yönünde, Mekke’de 59. sırada inen Zümer suresinin 23. ayetinden ise kitabın tümünün müteşabih olduğu yönünde bir anlam çıkmaktadır. Halbuki Âl-i Imran suresinin 7. ayeti, kitabın bir bölümünün müteşabih bir bölümünün de muhkem ayetlerden oluştuğunu bildirmektedir.

Öyleyse “kitap” ne demektir?
Aslında Kur’an iyi incelendiğinde, Rabbimizin Kur’an’ı ÜÇ ANA BÖLÜMde tanıttığı görülmektedir. Kur’an’da bu üç ana bölümden bazen biri, bazen ikisi ve bazen de üçü bir arada söz konusu edilmektedir. Bu üç ana bölüm bir arada olarak Kur’an’da; Nisa suresinin 113. ayetinde peygamberimize verilenlerin tasnifi şeklinde, Bakara suresinin 151. ayetinde de peygamberimizin topluma verdiklerinin tasnifi şeklinde açıkça belirtilmiştir:

Nisa; 113: Eğer senin üzerinde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, onlardan bir güruh seni sapıtmaya çalışırdı. Halbuki onlar, kendilerinden başkasını saptırmazlar ve sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana KİTABI ve HİKMETİ (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) indirmiş ve SANA BİLMEDİĞİN ŞEYLERİ ÖĞRETMİŞTİR. Allah’ın senin üzerindeki lütfu büyüktür.

Bakara; 151: Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik ki size ayetlerimizi okuyor, sizi arındırıyor, size KİTABI ve HİKMETİ (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) öğretiyor. Ve SİZE BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ ÖĞRETİYOR.

Ayetlerde vurgulanan ÜÇ ANA BÖLÜM şunlardır:
- Kitap
- Hikmet
- Peygamberimizin ve toplumun bilmedikleri hakkında bilgi

Nisa suresinin 113. ve Bakara suresinin 151. ayetlerinde, üçüncü sırada zikredilmiş olan “peygamberimizin ve toplumun bilmedikleri hakkında bilgi”, birinci ve ikinci sırada zikredilmiş olan “kitap” ve “hikmetin” açılımı değildir. Çünkü söz konusu edilen “bilgi” ayetlerde bedel veya atf-u beyan şeklinde değil, “vav” bağlacıyla, “kitap” ve “hikmet”e ek üçüncü bir madde olarak ifade edilmiştir.

Rabbimizin Kur’an’ üç ana bölümde tanıttığı bizzat Kur’an ile anlaşıldıktan sonraki mesele, bu bölümlerin neleri ifade ettiği meselesidir. Bunun için ise bu bölümlerin ayrı ayrı ele alınmasında yarar vardır:


a) Kitap

“Kitap” sözcüğü; “yazılan-okunan” anlamına geldiği için, bir defa buradan hemen anlıyoruz ki, Kur’an ayetleri ilk vahyden itibaren yazıya geçirilmiştir. İkinci olarak; Kur’an’nın henüz tamamlanmadığı dönemlerde eldeki mevcut olan bölümler de Kur’an’da “kitap” olarak tanımlandığı için anlıyoruz ki, “kitap” sözcüğü Kur’an’ın tamamını temsil etmemektedir. Nitekim yukarıda sunduğumuz ayetlerin bazılarındaki “kitap ve hikmet” kalıbına karşılık, Ahzab suresinin 34. ayetinde; “…Allah’ın ayetlerini ve hikmeti anın” şeklinde “ayetler” sözcüğü kullanılarak bir kalıp oluşturulmuştur. Yani “kitap” ve “ayetler” sözcükleri, Kur’an’ın bölümleri için kullanılmıştır.
Bizim görüşümüze göre “kitap ve hikmet” kalıbıyla verilen ayetlerdeki “kitap”; Zümer suresinin 23. ayetinde bahsedilen “müteşabih kitap”tır. Yani mucize nitelikli, anlamları gayet açık olmasına rağmen birbiriyle benzeşen bir çok anlamı ifade edebilen eşsiz sanat mucizeleri konumundaki müteşabih ayetlerin oluşturduğu Kur’an bölümüdür.

b) Hikmet

“Hikmet”in ne olduğunu, Kur’an’da hangi anlamda kullanıldığını (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler), yukarıda Kur’an kaynaklı olarak ayrıntılarıyla sunmuş idik. Ayrıca bilmekteyiz ki, Kur’an’da Hud suresinin 1. ayetinde olduğu gibi başka ayetlerde de, Kur’an için “hakim /hikmetler sahibi” ifadeleri kullanılmıştır. Bu bilgiler ışığı altında bize göre “hikmet”; Kur’an’ın ikinci ana bölümünü oluşturan MUHKEM (hikmet içeren) AYETLERdir.

c) Peygamberimizin ve toplumun bilmedikleri hakkında bilgi

Bu gruptaki ayetler, muhkem ve müteşabih olmayan, bizleri bilgilendiren ve ibret almamızı sağlayan, haber ve kıssa ayetleridir. Bu ayetleri bize yine Kur’an tanıtmaktadır:

Hud; 49: İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onları bundan önce ne sen bilirdin, ne de kavmin/ toplumun. O halde sabret, akıbet (final) kesinlikle takva sahiplerinindir.

Yusuf; 3: Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle Biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki sen bundan önce kesinlikle haberi (bilgisi) olmayanlardandın.

Yusuf; 102: İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip mekir (kötü plan) yaparlarken sen yanlarında değildin.

Kasas; 44: Musa’ya o emri vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde değildin. Şahitlerden (hazır bulunanlardan, görenlerden) de değildin.

Kasas; 45: Ama Biz nice nesiller var ettik de, onların ömürleri uzadıkça uzadı. Sen onlara ayetlerimizi okuyarak, Medyen halkı arasında bulunanlardan da değildin; Fakat Biz (elçi) gönderenleriz..

Kasas; 46: (Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, Tur`un yanında değildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik, seni elçi olarak gönderdik). Umulur ki öğüt alırlar.

Âl-i Imran; 44: İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) “Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak?” diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında değildin. Tartışırlarken de sen yanlarında bulunmadın.

Şura; 52: İşte biz böylece emrimizden olan ruhu vahyettik. Yoksa sen “kitap nedir? İman nedir?” bilmiyordun. Fakat biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. Şüphesiz ki sen de doğru bir yola götürüyorsun.


Sadece Kur’an’a dayanarak yaptığımız bu tahlil sonucuna göre; kitap, hikmet ve bilgi ayetleri, Kur’an harici bir şey olmayıp, Kur’an’ın parçalarıdır. Kur’an’ı doğru anlamak isteyenler “hikmet” sözcüğünü “sözcük anlamıyla” ele almalı, sonradan üretilen anlamlar ve kavramlar için ise başka adlar bulmalıdırlar.
Kaynak: İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (7. June 2009), Miralay (7. May 2010), sevginur (8. November 2012)