Ben Anonymous kardeşimin fikrine daha yatkınım.
Öncelikle acemi birliğinde iki el ateş etmiş askeri Güneydoğuya gönderiyorlar. Yıllarca zor şartlarda eğitim görmüş,kayadan kayaya atlarken şarjör değiştiren teröristin karşısına çıkarıyorlar. Sonra da askerimiz vurlunca ortalık ayağa kalkıyor. Vay efendim,"Şehitler ölmez,vatan bölünmez!" naraları havalarda uçuşur.
Yanlış anlaşılmasın vurulan askerimizin şehitliğini tartışmıyorum.
Ama gözgöre göre ölüme giden gençlerimizden bahsediyorum. Tabii ki,Allah için,bayrak için, vatan için seve seve canımızı vereceğiz. Lakin iki el silah sıkarak oralara gitmek resmen intihardır.
Haluk bey abimiz,herhangi bir savaşa karşı hazırlıklı olunması açısından askerliği elzem görmüş. Kardeşlerim, halkımız zaten doğuştan silaha meraklıdır. Genelde az ya da çok silah kullanmayı bilmeyenimiz nadirdir. Düğünlerde,maç sonlarında,vs... ortalık havaya silah sıkanlarımızla doludur. Merak etmeyin,bir savaş esnasında canı gönülden cepheye koşacak insanlarımız çoktur.
Günümüz elektronik ve teknolojik harp stratejileri zamanıdır. Gelişmiş gözetleme teknikleriyle Anonyous kardeşimin de bahsettiği gibi,tek bir asker bile oturduğu yerden etrafı rahat ve güvenli gözetleyebilir.
Bir tek askerin masraf yönünden devlete verdiği zarar da cabası.
|