iki konuda dusunce belirtmek isterim
Kuran 'ın Peygamber efendimizi takip etmemizi emrettiği doğrudur. Doğru olmadığını dusundugum nokta ise hadisler=peygamber eslemesidir. Hadisler peygamber degildir, Peygamberimiz yaklasik 1400 yıl once vefat etmistir. Cuma namazlarında ve pek cok yerde duydugum "peygamberimiz soyle demistir" yerine " soyle dedigi rivayet edilr" cumlesi kullanilirsa, Peygamberimize iftira atma riski de ortadan kalkabilir kanaatindeyim.
diger mesele icin once su ayetleri vermek isterim
Âl-i İmrân / 139
Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
Nisa/90
Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.
BAKARA - 148*
Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Burada 3 kelimenin altı cizilebilir: ustunluk, ozgurluk, yarisma.
Tespit kesindir ki dunyanin yonetimi asirlardir musluman olmayanlarin elindedir. Ustun olan onlar, bizler degiliz. Bundan daha vahim olarak, biz muslumaniz diyenleri hep horlanirken, itilip kakilirken, fakirlik ve pislik icinde gormekteyiz. Durum boyleyken hangi musluman gurup gercek dogru yolda oldugunu idda edebilir?
ozgurluklerin korundugu bir yarisma ortami bunu saglayabilir, yoksa kimin daha dogru oldugunun ispati ancak hesap gununden sonra mumkun gozukuyor.
|