Tekil Mesaj gösterimi
Alt 4. April 2012, 05:57 AM   #29
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

HARAM AYLAR ve NESİ (erteleme)06

Haram ay haram aya karşılıktır.Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir. (2/194)

Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mes-cid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar. (2/217)

Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir. (5/2)

Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir. (5/97)

Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir. (9/5)

Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir. (9/36)



Nesî usûlünün ortadan kaldırılıp sırf kamerî takvimin yeniden ihyâ ve ihdas edilmesi İslâm için bir çok faydalar sağlamıştır. Bu, Devletin maliye teşkilatına, halkın hiç farkına varamayacağı bir şekilde her otuz üç güneş yılında bir fazla malî yıl’ın idrak edilmesi şeklinde kendisini gösterir. Bundan başka bu sırf kamerî takvim ramazan ayının muhtelif mevsimlere isabet etmesi sebebiyle oruç tutanların muhtelif iklim şartlarında açlık ve susuzluğa tahammül etmelerini ve bunlara karşı talimli olmaları sûretiyle askerî faydalar da sağlar. Bütün bunların üstünde ekseriyeti teşkil eden pek fazla tahsili ve bilgisi olan

Müslümanların çöl veya ücra köylerde yaşayıp büyük şehirlerle alakası kesilse bile zamanlarını hesaplamalarında muayyen aylarda ramazan orucunu tutmalarında ve hacca gitmelerinde büyük faydalar sağlar. Sonuncusu olmamakla beraber bir diğer faydası da takvimlerde rastlanan hesaplama hatalarının zaman zaman düzeltilmesine de ihtiyaç bırakmaz.



Câhiliye döneminde Arap toplumunun ay, yıldızlar ve gökyüzü ile ilgili gelişmiş kültürleri bulunmaktadır. Yıldızların ve gökyüzünün yerleri yönettiği şeklindeki kadîm inanç onların gökyüzünü daima gözlemelerini sağlamıştır. Buna binaen Araplar ay ve yıl hesaplarını gökyüzü gözlemlerine dayandırmışlardır. Arapların uyguladıkları nesî sonucunda iki durum ortaya çıkmaktadır. Nesî yapılan senelerde ayların sayısı on üçe yükselmektedir. Bunun sonucunda hac kamerî aylar arasında yer değiştirmiştir. Diğer taraftan, gerçekte haram olan bir ayın mekânı başka bir ayla yer değiştirmiştir. Bunun sonucunda Hz.İbrahim zamanında ve daha sonrasında takip edilen saf kamerî düzen bozulmuş ve saf kamerî düzenin kullanılması sonucunda elde edilen faydaların yok olmasına sebep olmuştur. İslâm öncesi Arap toplumunda nesî uygulaması iki amacı gerçekleştirmiştir. Birincisi haccın kamerî düzende olduğu gibi mevsimleri deverân etmesine engel olmuş ve belli bir mevsimde tutulması sağlanmıştır. Bunun sonucunda haccın ve panayırların da zamanında değişme olmuştur. Uygulanan sistemin sonuçları hac ve panayırlarla ilgisi olan tüm Arapları etkilemektedir. Bu durumda nesînin tüm yarımada Araplarını ilgilendirdiğini söyleyebiliriz. Bir diğeri, peş peşe gelen üç haram ayın zilkade, zilhicce ve muharremin arasına helal bir ay koyularak Arapların bazı senelerde üç ay boyunca savaştan uzak kalmamalarını sağlamıştır. Nesî sistemi Araplarca, normal düzenin dışında algılanmıştır. Bu sebeple nesî yaptıkları ayı fazladan bir ay sayarak haram ayların arasına katmamışlardır. Öyle ki nesîyi bir fasıla olarak görmüşler ve nesî ayının ardından olağan düzenlerini yaşamaya devam etmişlerdir. Normal süreçte haram olan bir ayı helal bir aya dönüştürmeleri nesîyi normal dışı algıladıklarının en büyük delilidir.
Kaynaklarda kesin ifadeler bulunmasa da nesîyi Arap toplumunun büyük çoğunluğu uyguluyor olmalıdır. Çünkü Hac zamanı tüm Arap yarımadasını ilgilendiren bir fenomendi ve bu zamana uyabilmek için nesî uygulamasını nazar-ı dikkate almaları gerekiyordu. Ayeti Kerime’de189 geçen ifadeleri hac zamanını belirleme hususunda tartışmaların olduğu şeklinde yorumlayanlar olmuştur, ancak Kureyş’in belirlediği zamanın dışında hac için Mekke’ye 189 Bakara- 2/197 gelenlerin olduğuna kaynaklarda rastlanmamaktadır. Ancak Araplar arasında haram ayların haramlığının kabulü konusunda anlaşmazlıklar olduğu ve bazı kabilelerin haram ayları kabul etmediğini biliyoruz. Araplar nesîyi hac zamanını istedikleri mevsimde tutabilmek ve haram ayların yerlerini değiştirmek için kullanıyorlardı. Nesî tatbikatının usûlü konusunda kaynaklarda farklı rivayetler bulunduğunu görmekteyiz. Bu hususta müellifler her sene, her iki senede bir, her üç senede bir veya iki sene arasındaki fark bir ayı tamamladığı zaman seneye bir ay eklemesi yapıldığı şeklinde usûller sunmaktadırlar. Aslında bu sonuncu rivayet tüm rivayetleri birleştirebilmemizi sağlamaktadır. Şöyle ki şemsî ve kamerî sene arasındaki fark günleri bazen üç, bazen iki bazen de ard arda iki sene nesî yapılmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda bu rivayetler uygulanan sisteminin katî kurallara bağlı bir düzeni bulunmadığını göstermektedir. Arapların kendi imkanlarıyla yaptıkları gözlemlerle o gün için elde ettikleri sonuçları değerlendirerek belli bir düzen oluşturmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Onların gayesi sadece zamanın yer değiştirmesine engel olmaktı. Zannımca uyguladıkları nesî sistemini kesin kurallara bağlama endişesi taşımıyorlardı. Zamanın elverdiği yani kamerî düzenin izin verdiği nispette kamerî ve şemsî seneyi müsavî kılmaya çalışıyorlardı. Ancak belli bir düzen kullanmıyorlardı demekle, Arapların nesîyi uygulama konusunda tamamen keyfi davrandıkları kastedilmemektedir.

Alıntı:
Somut bilgidir. Kullandigim araclari belirttim. Onlari lütfen siz de kullanin.
O somut bilgiler Recep ayını ayırıp haram ay saymıyor mu?

O somut bilgiler Ramazan ayı diye bir ay yazmıyor mu?

Çalışmaların için çok teşekkürler. Çok çalışılmış bir yazı dizisi olmuş.

Konu pramid tarafından (4. April 2012 Saat 06:00 AM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla