| 
				  
 
			
			C. SONUÇ
 
 Gerek bizim ve gerekse başka araştırmacıların yaptıkları ve ortaya
 koydukları tespitlerin sonucu olarak şunu söyleyebiliriz: Hangi
 yaş döneminde olursa olsun çocuklar dinle ilgilenmektedirler. Bu ilgi
 onlar için bir gelişme basamağıdır ve kendiliğindendir.432 Bütün bu
 gelişmeler boyunca, çocukları sürekli meşgul eden ve devamlı onların
 meraklarını çeken ise, şüphesiz ki Allah kavramıdır. Her ne kadar
 çocuklar, konuşmaya ve anlamaya başladıkları yıllardan itibaren
 Allah’ı duymuşlar ve O’nu düşünmeden ve tereddüt etmeden kabul
 etmişlerse de, kavrama güçleri geliştikçe “Allah’ı anlama” arzusu
 sürekli canlılığını korumaktadır.433
 
 Çocuklardaki bu ilgi, istek ve arzuyu; Yaratan-yaratılan arasındaki
 görünmez ve doğal ilişki olarak değerlendirebiliriz. Bu ilgi,
 istek ve arzu hangi çağda, hangi bölgede, hangi din mensubu anne
 ve babadan doğarsa doğsun ve cinsiyeti ne olursa olsun bütün çocukların
 fıtratında mevcuttur. Zamanı gelince kendiliğinden ortaya
 çıkmaktadır. Bu konuda anne ve babalarla okula düşen görev; çocuklardaki
 bu doğal duygunun sağlıklı bir şekilde ve gelişim aşamalarına
 uygun olarak ortaya çıkmasına yardımcı olmaktır. Çocukların
 sağlıklı bir kişilik kazanmaları, toplum içerisinde dengeli, tutarlı ve
 saygın bir yer edinebilmeleri için buna ihtiyaçları vardır. Ailenin,
 okulun ve sosyal çevrenin çocuklara yapacakları en büyük yardımların
 başında da bu gelir.
 
 Mustafa ÖCAL
 Yard. Doç. Dr., U.Ü. İlâhiyat Fakültesi
 
 
 T.C.
 ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
 İLÂHİYAT FAKÜLTESİ
 Cilt: 13, Sayı: 2, 2004
 s. 59-80
 
 
 (ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİNDEN ALINTIDIR.)
 
				 Konu Barış tarafından (10. October 2008  Saat 10:31 PM ) değiştirilmiştir.
 |