| 
				 Mürselât sûresi 
 
			
			MEKKE DÖNEMİ
 Necm: 55
 
 1-7Küme küme gönderilip de önüne gelenleri devirdikçe deviren, toplumları canlandırdıkça canlandıran, canlandırdıkça da hakkı bâtılı ayıran, özür veya uyarı olarak öğüt bırakan Kur’ân âyetleri  kanıttır  ki  kesinlikle  tehdit  olunduğunuz,  korkutulduğunuz  şey,  kesinlikle  meydana gelecektir.72
 8Hani  o  yıldızlar  silindiği/imha  edildiği/uzaklaştırıldığı  zaman, 9gök  aralandığı  zaman,10dağlar savrulduğu zaman, 11-13tanıklık edecek elçiler, tanıklık için bekletildikleri  “Ayırt etme günü” tanıklık vakti belirlendiği zaman, -“14Ayırt etme günü”nün ne olduğunu sana ne bildirdi!
 15o gün, yalanlayanların vay hâline!
 16Biz, öncekileri değişime, yıkıma uğratmadık mı?
 17Sonra geridekileri de onların arkasına takarız. 18Biz, suçlulara, işte böyle yaparız.
 19O gün yalanlayanların vay hâline!
 20Biz sizi değersiz bir sudan oluşturmadık mı?
 21,22 Sonra onu belli bir ölçüye/vakte kadar sağlam bir yerin içinde tuttuk.
 23Demek ki Bizim gücümüz yetti. Ne güzel güç yetirenleriz Biz.
 24O gün, yalanlayanların vay hâline!
 25,26 Yeryüzünü dirilere ve ölülere bir toplanma-tutulma yeri yapmadık mı?
 27Orada  sapasağlam  yüksek  dağlar  oluşturduk  ve  size  tatlı  sular  içirdik.
 28O  gün, yalanlayanların vay hâline!
 29Kendisini  yalanlamakta  olduğunuz  o  şeye  doğru  gidin!	30,31O  üç  kol-çatal  sahibi, gölgelendirmeyen ve alevden korumayan bir gölgeye doğru gidin!
 32Gerçekten o, saray gibi kıvılcımlar atar/yağdırır33sanki kıvılcımlar sarı erkek develer gibidir.
 34O gün, yalanlayanların vay hâline!
 35Bu, onların konuşmayacakları gündür. 36Kendilerine izin de verilmez ki, özür dilesinler.
 37O gün, yalanlayanların vay hâline!
 38Bu, sizi ve öncekileri topladığımız Ayırma Günü'dür.  39Haydi, bir sinsi plânınız varsa hemen Bana bu sinsi plânı uygulayın!
 40O gün, yalanlayanların vay hâline!
 41,42 Kuşkusuz Allah'ın koruması altına girmiş kimseler gölgeler, pınarlar ve canlarının çektiği meyveler içindedirler. -“43İşlemiş olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin, için!”
 - 44İşte Biz güzel davrananları böyle karşılıklandırırız. 45O gün, yalanlayanların vay hâline!
 46Yiyin, yararlanın biraz, şüphesiz siz suçlularsınız. 	47O gün, yalanlayanların vay hâline!
 48Onlara, “Allah'a ortak koşmaktan uzak durun” denildiği zaman, ortak koşmaktan uzak durmazlar.
 49O gün, yalanlayanların vay hâline!
 50Artık Kur’ân'dan sonra hangi söze inanacaklar?
 (33/77, Mürselât/1-50)
 
 Dip not:
 
 72 	Âyetlerdeki sözcüklerin hakikat manaları, “Urf hâlinde [yığın yığın, öbek öbek, küme küme] gönderilmişlere, -dolayısıyla da büküp devirenlere- canlandırdıkça canlandıranlara da -dolayısıyla ayırdıkça ayıranlara- ve gerek özür, gerek uyarı olmak  üzere  bir  öğüt  bırakanlara  kasem  olsun  ki,  kesinlikle  tehdit  olunduğunuz  şey  elbette  meydana  gelecektir” şeklindedir. Biz Mealde mecâz anlamlarıyla sunduk.
 
				__________________Halil Ay
 |