Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18. August 2012, 10:31 AM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart %99 müslüman ülke ve müslümanları!

[IAllah'ın selamı üzerinize olsun.

Bugün bulunduğumuz ortamda; müslümanların dini yaşamlarının geldiği noktayı, dinin pratiklerinden hemen her ülkedeki örnekleriyle görmek ve içler acısı durum tespiti yapmak mümkündür.

Örneğin % 99 unun müslüman olduğu dillendirilen ülkemizde gerçekten bu oranda müslüman varmı dır, yoksa bu oran en basit yaklaşımla kendini kandırmakmıdır?

Müslümanlığın ne olduğunu gerçek anlamda bilenlerin, "Allah'tan başka ilah yoktur, sadece Allah vardır" diyenlerin bunu ne kadar anladıkları ve bu deyişi ne kadar yaşamlarına aktarıp savunabildikleri gerçekten tespit edilebilseydi; bu oran tam tersine dönerek % 1 in altında kalmazmıydı?

Müslüman kimliğiyle ortalıkta dolaşanların, % kaçının iman etmenin ne olduğunu tam olarak anladıklarını ve anlatabileceklerini söyleyebilirmiyiz?

Kendine müslüman diyen ve dünya hayatı için gerek okullarda, gerek çalışma hayatında ve gerekse sosyal/kültürel alanda ciltler halinde kitaplar okuyanlar çoktur.


Peki, bu kimselerin içinde; Allah'ın, “ insanların kurtuluşunu sağlamak için indirdiği” ve (ipi olarak nitelediği) kuranı gerçekten anlamak, öğrenmek ve yaşamak için okuyup bitirmeden ölenlerin oranını %95 lerin üzerinde tahmin ve iddia etsek yanlış olurmuyuz?

Hayır , olmayız tabiî ki…

Bütün göstergeler, tarafsız ve samimi bir ölçüyle değerlendirilecek olsa; bu iddiaların tam yakınlıkta doğru olacağını görürüz.

O halde müslümanlara ne oluyor da, sadece sözde müslüman olarak kalıp, kuranı hayatlarına sokamadan yaşayıp gidebiliyorlar.

Üstelik burada, müslümanları kitaptan uzak tutacak imansızların karşı koyulamayacak bir baskısı, saldırısı ve savaşı da yokken; müslümanlar neden bu durumdadırlar?


Bunun sebebi; dinden görünen ve kendilerine alim diyen, ufak dünya çıkarlarına dini satarak; "siz kuranı anlayamazsınız, onu peygamber ve mirasçıları olan alimler anlar, size açıklar, siz de anlatılanlara göre yaşarsanız, dini yaşamış olursunuz" gibi sözlerle insanları kurandan uzaklaştıran, tv.ler başta olmak üzere medyalarda abuk soruları cevaplayan din tüccarları zalimler değimlidir?

Peki bu hep böylemi devam edecektir, devam etmelimidir? Bunun önüne geçilecek bir durum yokmudur?

Tabiki vardır.

Artık, müslümanlığın ve islamın ne olduğunu gerçekten bilen müslümanların bu olumsuzlukları hemen her ortamda dillendirip, bunu mikrop gibi yayanların karşısına çıkması gerekir.

Bu nedenle, başta ilahiyat ve diyanet gibi kurumlarda etkin rolleri olanların, bunun önderliğini yapmaları gerekir.

Ülke yönetiminde bulunanların; adına demokrasi denen ve laiklik gibi de dini engellemeye yönelik yamalarla, göstermelik islami serbestileri sunmasını tenkit ederek; bunun Müslümanlara bir kazanımı olmadığını anlatabilmelidirler.

Tağutlara baş eğmeden, başta kendileri tağutlarla mücadele ederek, Müslümanlara nasıl mücadele edileceğinin örneklerini göstermelidirler.

Müslümanların bilinçleneceği ortamları yaratıp, dinin istediği şartları sağlamaları yönünde hem şahsen mücadele etmeli, hem de müslümanları bu konuda bilgilendirmek amaçlı organizasyonlar yapabilmeli, bu amaçla teşkilatlanma çalışmaları yapmalıdırlar.

% 99 u Müslüman olan (!) bir ülkede; islamda kadınların başlarını kapatması emri (bana göre baş kapnması emri yoksa da) ne uymalarını sağlamak üzere; “üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması” konusunda yaşanan ve hafızalarda tazeliğini koruyan olayların örneği üzerinden giderek konuyu kapatacağım.

Müslüman kadınların; dini kabullerinin sonucu olarak namus olarak gördüklerin bir başörtüsü; bu oranda Müslüman olan bir ülkede yasaklanıyor, bu durumda alimler tarafından kabul edilebiliyor.

Sonra; başörtüsü, üniversiteler için kazanılmaya çalışılıyor ve sanki her alanda ve bunu yapmak isteyen herkese bu hakkın verilmesi gibi sonuç doğurmuşçasına övünmeler yapılabiliyor!

Üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırsanız ve gerçekten her üniversitede bu özgürlük uygulanarak hanımlar okusa ve bitirse ne olacaktır? Kime faydası olacaktır?

Üniversite sonrası gideceği alanlarda bu yasak devam edecekse; bunu kaldıramıyorsanız, zaten üniversiteler de da kalkmaması daha iyi olmazmı? Nasıl olsa; üniversiteden sonra çalışma ve kamusal alanlara (kamusal olmayan alan nereleri kalırsa artık) giremeyeceklerse; üniversitelerde neden zaman kaybettirilir ki, neden ekonomik kayıplar istenir ki? Böylesi durumlarda Müslüman hanımlar daha çok kayıplara düşürülmüş olmazmı?

Bu nasıl görülemez, nasıl açıklanamaz insanlara? Anlayan varsa bize de anlatsın lütfen!

Düşünebiliyormusunuz, hem ülkenin % 99 u Müslüman diyeceksiniz, hem de islamın emirlerine ters hükümleri kabul edip yaşayarak, Müslüman kalabileceksiniz!

Şimdi, burada kim daha fazla suçludur? İslama ters hükümler koyanlarmı, yoksa bu hükümleri kabul ederek kendilerine Müslüman diyenlermi ?

Müslümanların içinde en fazla kim suçlu peki? “Siz kuranı anlamazsınız” denilerek kurandan uzaklaştırılan ve dini hep başkalarının belirlemesine göre yaşayan halkmı daha suçlu, yoksa kendisine İslam alimi dedirten, diyanetin ve ilahiyatın etkin kadrolarında da İslam için görev yapan (!) zalim olduğunun farkında olmayanlar mı daha suçlu?


Evet, cevap hemen ortaya çıkıyor. Sevgili İslam (z)alimlerimiz daha fazla suçludur!

Çünkü; islama ters bir hükümle karşılaştıkları zaman onunla mücadele etmeleri ve Müslümanlara da bunu anlatabilmeleri gerekir.

Ama, mücadele etmek bir kenara; bunun yanlışlığını bile dillendiremeyip; hala islama hizmet kadrolarında İslam adına çalıştığı görüntüsüyle maaş almaya devam etmişlerdir.

[i]Şimdi bunlara seslenmek gerek;

Diyelim ki, islama ters hükümlerin konulmasını engellemeye gücünüz yetmeyeceğini düşündüğünüz için, buna karşı çıkmadınız!

Peki, bu durumda gerçekten gücünüz yetmiyorsa; size bu konuda bir sorumluluk yüklenmeyeceğini ama, ilgili makamlarınızda da gücünüz yetmeden oturamayacağınızı da düşünüp, oraları terk etmeyi ve gücü yeteceklere oraları açmayı da bilmeniz gerekmezmiydi?

Sizler, bu görevlerinizden ayrılarak; halka sebeplerini anlatabilseydiniz, daha güçlenmezmiydiniz?

Sizin, gücünüz dillendirmeye dahi yetmiyorsa; belki siz orada olmazsanız, en azından bunu dillendirip karşı çıkmaya gücü yetenlerin oraya gelebileceğini, bunları engellediğinizi de düşünemedinizmi?


[i]Düşünemediniz değilmi? Eee, siz o zaman neyi düşündünüz be alim büyüklerimiz? Düşünseniz de uygulamaya dökemediyseniz nasıl alim kaldınız?

Bu tağuti hükümlere sessiz kalarak onları onayladığınızı zalimlerden olduğunuzu göremedinizmi? Yada gördüyseniz bile, dünyada aç kalacağınız korkusu, ahretteki yerinizden dahamı ağır bastı?

Ama, Allah Teala herkese bir şekilde rızık vereceğini bilmenize rağmen, konforunuzdan, makamınızdan, nüfuzunuzdan biraz taviz vererek nasipler aramayı da istemediniz değilmi?


O zaman hesap gününü ya tam bilmediğinizi, yada tam olarak iman etmediğinizi görün, henüz nefes alıyorken; samimi tövbelerinizi yapın, İslam için doğruları ortaya koymaya başlayın…
saygılarımla…
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla