Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12. October 2012, 07:05 PM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Haluk Gümüştabak Kardeşim!

Alıntı:
halukgta Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
...
Bu yazıyı yazmamdaki neden, asla başını örtenlere saygısızlık anlamında algılanmamalıdır. Amacım Allah ın ayetlerini doğru anlamak adına, sizleri düşünmeye davet etmektir. Buna Rabbim şahittir.

Kadınlarda başın örtülmesi, bizlerinde geleneğidir. Bunun devam etmesinde de, elbette hiçbir sakınca yoktur. Yeter ki bunun Allah emri olduğunu, örtenlerin iffetli kadın, örtmeyenler iffetinden şüphe edilmesi gerekenlerdir denmemelidir. Çünkü Allah emretmediği halde, bunlarda Allah katındandır diyenlere, Rabbin uyarısı dikkatle düşünülmelidir.

Kur’an din adına, şekilsel bir kıyafet asla emretmemiştir. Çünkü insanların din ve inanç adına ayrışmasına, bölünmesine karşıdır. Dinde bölünmeyin diyen Allah ı, ne yazık ki dinlemediğimiz, anlayamadığımız gibi, şekilsel simgelerle dinde kadınlarımızı bölmenin, ayrıştırmanın da yanlışlığını fark edememişiz.

Allah takvaca üstün olmaktan bahseder. Ama bizler takvanın gizli oluşu, Yalnız Allah ın bilmesi, bizlerin çok hoşuna gitmediği için olsa gerek, nefsimizin dürtüsüyle, inancımızı şekilsel hale sokarak, topluma sunmanın acımasız hazını duymaya çalışıyoruz. Böylece komşularımız, hatta en yakınlarımızdan, başını örtmeyen kadınlarımıza takındığımız tavır, onlara söylediğimiz sözler düşündürücüdür.

Eğer başını örtmeyen bir kadına, İFFETSİZ yakıştırmasını yapıyorsak, bu düşünce bizlerin Kur’an dan, Allah ın dininden ne derece uzak olduğumuzu gösteriyor demektir. DİN TOPLUMU, ŞEKİLSEL KIYAFETLERLE, SİMGEYLE ASLA AYRIŞTIRMAZ. Kıyafet geleneklere, yaşam şekline ve iklime göre değişiklikler arz edeceğinden, serbest bırakılmış ve bu konuda asla hiç bir hüküm özellikle Kur’an da verilmemiştir. Sizleri tek bir ümmet yaratmadım, dünya üzerine yaydım derken, Rabbin bu sözleriyle, bizlere ne anlatmak istediğini, akıl Kur’an çizgisinde doğru anlamalıyız.

EĞER TOPLUM OLARAK, DİN ADINA GİYİM-KUŞAM, KIYAFETLERLE AYRIŞIYORSAK, O DİNDEN ASLA DEĞİLDİR, LÜTFEN BUNU UNUTMAYALIM.

Peygamberimizin bu konuyla ilgili bir hadisi geldi aklıma.
(Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.
Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20 )
Anlayana, düşünene çok şeyler anlatıyor. Fakat bizler öyle yanlış itikatlarımıza, öyle deliller arıyoruz ki, ancak nefsimizi oyalıyoruz. Allah haram ve helal ne emretmişse, bu açıkça Kur’an da vardır. Allah Kur’an da Kadınında, erkeğinde kıyafeti konusunda, hiçbir şekilsel kıyafet belirtilmemiş, yalnız ana kurallar konmuştur.

Hz. Ömer in aşağıdaki sözleri, sanırım dikkatle düşünülmelidir.
Hz. Ömer:
İnancına göre yaşamazsan, yaşadığını inanç zannetmeye başlarsın.

Kur’an gerektiği konularda, çok önemli detaya girer ve bizleri bilgilendirir. Örneğin Bakara 233. Ayetinde, bir annenin çocuğunu 24 ay süt emzirmesinin önemine işaret eder. Nisa 23. Ayetinde, aynı anneden süt emmiş, sütkardeşlerin birbiriyle evlenemeyeceğini açıklar. İki kız kardeşi aynı anda alıp, evlenmenin yasak olduğu detayını dahi verir. Boşanmış kadınların, üç adet dönemi geçmeden, tekrar evlenmemeleri gerektiği uyarısını yapar. Sizce bunlar en ince detay değil de nedir?

Tüm bunları söyleyen, açıklayan Yaradan, kadının saçı namahrem olup, kapatılmasını emretseydi, apaçık yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, bizlere söylemez miydi? Bazı kelimelerin arkasından, herkesin anlayamayacağı şekilde, açıkça değil de, dolaylımı anlatırdı bizlere?


Allah Nahl 116. Ayetinde, bizlerin dikkatini çekerek bakın nasıl uyarıyor.

(Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.)

Demek ki açıkça Allah, kadın saçlarını göstermesi haramdır demediği halde, bizler bazı ayetlerinde ki, kelimelerin ardına sığınarak, aslında burada Allah dolaylı olarak, kadın saçını örtmelidir, saçını göstermesi HARAMDIR diyorsak, lütfen bu yanlışın bizleri nerelere götüreceğini de iyi hesap edelim. Çünkü Allah a karşı yalan uydurmak, haramların, günahların en büyüğüdür.


Başörtüsü konusu bugün, içinden çıkılamayacak bir durumdadır. Bu konu ülkemizde siyasete öyle bir alet edildi ki, bu düşünceyi, fikri öne sürenlerin bile, bazen söyledikleri dikkate alınmaz oldu. Sizlere bir örnek vermek istiyorum. Günümüz de başın örtülme şekline dahi yön veren bir kişinin, sözlerini yorumsuz sizlere nakletmek istiyorum. Bu sözleri söylediği dönemde, ilginç yorumlar yapılmış ve bu sözlerin unutulması adına çok çaba harcanmıştı. Düşünen, aklını kullanan gerçekleri anlayacaktır.

(Kadınların başlarını örtmesi iman meselesi ölçüsünde önem arz etmez. Allah’a karşı kulluk, umumi manada kulluk ölçüsünde önem arzetmez bunlar. Teferruata ait meseledir. Nitekim Allah’a iman meselesi Mekke’de Efendimize tebliğ edilmiş, namaz meselesi orada bize farz kılınmış, daha sonra da zekât bize farz kılınmış. Ama tesettür meselesine gelince biraz farklı. Zannediyorum Peygamberliğin 16. ve 17. senesinde müslüman kadınların başları açıktır. Temel meseleler varken, teferruatla uğraşılmamalı.”
Fethullah Gülen 1995)


Dilerim Rabbimden, Kur’an gerçeklerini fark edebilen batılın, hurafenin, sanı ve rivayetin ardı sıra değil, hakkın FURKAN IN peşinden koşan, Rabbin halis kullarından oluruz. Bunu başaramayan toplumlar, Allah ile aldatılmaktan asla kurtulamazlar.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK


Maaşaallah! Ne güzel anlatmışsınız. Allah razı olsun.

Değerli Kardeşim!
Yazınızdaki bir paragrafta geçen Nisa 31 sanırım sehven yazılmış. Düzeltirseniz mutlu olurum.

"Nisa suresi 31. ayetinde, Allah başın örtülmesini açıkça emretmiyor, ama dolaylı bir şekilde, başında örtülmesi emrediliyor mantığından yola çıkalım. Peki, Allah ayetlerini dolaylı bir şekilde emrettiğini söylüyor muydu? Kesinlikle hayır. Ne diyordu onlarca ayetinde, biz açık, anlaşılır, detaylı bir şekilde, birçok örneklerle ayetlerimizi indirdik, açıkladık demiyor muydu? Demek ki Kur’an dan, dolaylı bir hüküm aramamız mümkün
değil. Bunu yaparsak, bizleri yanlışa götürecektir."



Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla