Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı
öldürülenler için kısas dendi demek, biri diğerini öldürmüş başladılar hesaba, öldürülenin fikrinide sormadılar nasılsa,
belki dile gelse "ulan dünyayı verseniz ne fayda değişmem aldığım üç kuruş nefese, siz kimsiniz tutuştunuz benim adıma girdiniz hesaba" der midir bilinmez...
sonra çıkardılar kardeşini/yakınını/herkimse meydana verdiler yetkiyi, tutuşturun eline/cebine sus payını, ha belki tok gözlü çıkarsa eğer "yok brader önemi, giden gitti nasılsa" der belki...
yetmedi birde adama üç kuruş diyete sildirdiler kardeşinin doyamadığı! ömrünü...
|
1- Sen bu şekilde kabul edince gerçek öyle olmuyor. Yaratanın, yarattıkları için takdir ettiği cezalandırmaya söz söylemeye hakkın varmıdır? Onun hükümlerine karşı çıkmak gibi bir ayrıcalığın varmıdır da bunları yazabiliyorsun?
Rabbimiz, haksız yere öldürenin de maktülün yakınları tarafından afedilmedikçe öldürülmesi emrini vermişse, senin adil bulmayışın ancak günümüzde dillendirilen "çağdaşlık" masalına yakın durmandan kaynaklanabilir.
Ayrıca, kısas cezası bu dünyada verilen karşılıktır. Hesap gününde öbür taraf için nasıl bir karşılığı olacağını ise sadece rabbim bilmektedir.
2- Ayrıca; öldürülenin fikri, hangi durumlarda sorulabiliyor da kısasta onun fikrinin sorulmadığını yazabiliyorsun?
Ölenin yakınlarının af etmesini anlayamayan sen, zamanımızdaki pratiklerden tanık olduğumuz, genel af, meclis yada cumburbaşkanı affı veya bazı ülkerin eyalet valilelerinin affını kabul edebiliyormusun? Kabul edemiyorsan, katile ne ceza verilmelidir.
Bu nedenle, sözlerindeki yanlış kabullerine daha fazla değinmeden, rabbin bir konuda verdiği hükme sadece boyun büküp kabul etmek gerektiğini hatırlatarak son veriyorum.
Not: Bu yazıda kısasa ayrıca taşınacaktır. Cevaplamak istersen oradan cevaplamanı rica ederim.
selamlar,
aorskaya