Tekil Mesaj gösterimi
Alt 2. November 2012, 12:50 PM   #69
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- Rabbimin kelimeleri tükenmez. Ancak, kuranda bizler için gerekli olan her şeyi açıklayacak yeteri kadar kelimeyi kuranda kullanmıştır.

2- kuran kendi kendini açıklar.

3- Kuranın açıklamadığı konularda herkes serbesttir.

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Lütfen bu çizgiden ayrılmayalım.

1) Hadisleri terk ettim demek ile zihniyetimiz değişmiyor.

2_a) Yıllarca bu zihinle yoğrulmuş ferdlerin, uydurulmuşları kurana uyarlamaları neticesinde bakış açıları değişmeye uğramamaktadır.

2_b) Melekler, kitaplar, ahkam hükümleri, ibadetler .... Bu zihini sorgulamaya bunları da katalım inş.

3) Rabbimiz hatalarımızı affetsin.
1) Hadisleri terk ettim demek ile zihniyetimiz değişmiyor.

Hala anlamıyorsun kardeşim,

Hadisi tespit etme imkanımız yokki onu kabul yada terk söz konusu olabilsin. Eğer, hadisleri %100 tespit etme imkanı olsaydı, bu şekilde tespit edilen hadisleri terk etmezdim.

Çünkü, kuranı herkesten iyi peygamber açıklayabilirdi ve % 100 peygamber sözü varken de yeniden anlamaya çalışmaya uğraşmak en az zaman kaybı olurdu, fazlasını ise ölçemiyorum...

Ancak, rabbimizin takdiri sonucu, kuranı peygamberden mahrum kalarak kendimiz ve kendimizden daha iyi olan ama peygamber kadar olamayacak kimselerden anlamak zorundayız.


2_a) Yıllarca bu zihinle yoğrulmuş ferdlerin, uydurulmuşları kurana uyarlamaları neticesinde bakış açıları değişmeye uğramamaktadır.

Hadis ile hadis rivayetini hala birbirinden ayırt edemeyişinizi göz ardı ederek, rivayetlerin etkisinden kurtulamayan yani rivayetleri kurana daha baskın tutanların, rivayetlerdeki uydurmaları kurana rağmen tercih etmeleri gerçekten de çok büyük yanlış olup, ebedi cehennem tehlikesi yaratmaktadır.

2_b) Melekler, kitaplar, ahkam hükümleri, ibadetler .... Bu zihini sorgulamaya bunları da katalım inş.

Rivayetçilerin, rivayetleri kurandan öncelikli tutmalarını eleştirip, bunların tehlikesinden bahsederken, rivayetleri reddetmek adına, kurandaki anlatımları, mutlaka rivayetlerin tersine anlamaya çalışanlarında olduğunu görüyorum.

Rivayetlerde, yanlış, uyduruk, saçma çok iddia varsa da, yine kurana ters olmayan ve doğru olan görüşlerde vardır, olabilir, olacaktırda.

İşte, kurandaki gerçeklerin bu doğruyu içeren rivayetle örtüşmesi halinde de, sırf rivayetlere karşı olan tutum yüzünden bu doğruyu terk etmekte yanlıştır.

Melek, kitaplar, ibadetler... Kısaca kuranın bütünü hakkında biz önce kendi anlayışımızı, hiç bir ön yargı olmadan ortaya koyabilmeli, sonra aynı konuda başka görüşlere de bakabilmeliyiz.

Eğer, bizim vardığımız sonuçtan daha mantıklı ve doğru olduğuna inandığımız başka bir görüşle karşılaşıyorsak, bunun rivayette olmasına bakmadan onu kabul edip, bizimkini terk edebilmeliyiz.

Yoksa, rivayet fobimiz yüzünden daha doğruları terkedersek, doğru kabul etmek istediğimiz yanlışları yaşamış oluruzki, bu durumda fayda yerine zarar göreceğimizi bilmemiz gerekir.


3) Rabbimiz hatalarımızı affetsin.

Hata için af dilemeye gerek yoktur.

Hata, zaten bilinmeden yapılan şeylerdir, bilinmeyene güç yetirilmez. Kimseye de gücünün yetmediği yüklenmeyeceğinden, bu nedenle rabbimiz onları affeder.

Ancak, bilerek yaptığımız yanlışlar vardırki, bunlara da hata denmez, suç denir. Suçu ise rabbimiz kendiliğinden affetmez. Ancak, onu affettirecek bir tövbe yada eylemde bulunmamız halinde affeder.

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (2. November 2012 Saat 12:56 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla