Tekil Mesaj gösterimi
Alt 4. November 2012, 08:58 PM   #472
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bende başka bir zincirden bahsedeyim,
şu baştaki on evi yeniden aldık, biri bize ikisi geçime demiştik...
diğer yedisi kiraya, kira gelirlerinin örneğin yüzde otuzunu ihtiyaç sahiplerine dağıttık geri kalanını onbirinci ev ve sonrakiler için sermaye yaptık böylece sürekli artan ve kalıcı olan bir infak sistemi oluşturduk...
gelen gelirleri tek bir seferde belli kişilere bağlamak yerine uzun vadede en çok ihtiyacı olana/olanlara pay etme şansına sahip olduk ki daha geniş kitleler faydalansın...

döndük ihtiyaç fazlasına, üç ev bizde gerisi ihtiyac kapsamını aştığı için herbirini verdik ve infak sistemimizi tek bir seferde sona erdirdik...
bu sistemle kimse ihtiyaçtan fazla mal edinemez dolayısı ile ihtiyaç fazlasına sahip olma durumu bir süre sonra kendiliğinden yok olur, sistem kendi kendini tüketir bu tükenmenin sonunda herkes eşit konuma gelir mi bilinmez...

ihtiyaç fazlasını verip maldan yana rahat olma şansını ortadan kaldırtmak rabbe yakışan bir öğüt müdür, belkide ihtiyaç fazlasının benim kavrayamadığım başka bir izahı/izahları vardır, ben yanlış anlamışımdır öyleyse eyvallah...

ifadelerim yorumdan ibarettir...
Sizi : “şu baştaki on evi yeniden aldık, biri bize ikisi geçime demiştik...” demeye iten nedenler nedir?

Rabbimizin: “Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur.” (Necm;39)
ayeti ortada dururken on evi nasıl alabiliyorsunuz?

Diyelim ki aldınız.

Yine Rabbimizin :
Şüphesiz Allah'ın koruması altına girmiş kişiler, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri almış olarak bahçelerde ve pınarlardadırlar. Şüphesiz onlar, bundan önce iyilik-güzellik üretenler idiler. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Onlar, seherlerde bağışlanma dilerlerdi ve onların mallarında isteyen ve isteyemeyen için bir hak vardı.” (Zariyat;15-19) ayetleri ortada duruken bu kadar evi elinizde nasıl tutabilirsiniz?

Diyelim ki on evi aldınız. Birisini kendinize, ikisini geçiminize ayırıp yedi tanesini Rabbimizin :

Gerçekten Bizim ayetlerimize ancak kendilerine öğüt verildiği zaman secde ederek yerlere kapanan ve Rablerine hamd ile tesbih eden ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar. Onların yanları yataklardan uzaklaşır, onlar korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bağışlarlar. (SECDE;15 –16) ayetleri ortada dururken nasıl kiraya verebilirsiniz?

Değerli Kardeşlerim!
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, iman edenlerin İnfak yapmalarını , gerekçesini de belirterek istemiştir.

Bakara;195: “Ve Allah yolunda infak yapın, ellerinizi [kendinizi] ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin-güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri-güzelleştirenleri sever.

Âyetteki “ve lâ tulqû bi-eydiyekum ilettehlüketi” = Ellerinizi/kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ifadesindeki “bi-eydiyekum” ibaresi, cüziyyet mecâzı mürseli ile "kendinizi" anlamında olabileceği gibi, "eliyle ayağıyla tehlikeye gitmek" anlamında bir deyim de olabilir. Buna göre ifade, "kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın" anlamında olur.

İnfaktan kaçınanlar, kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlarlar. Zira zengin-fakir arasındaki uçurum, toplumda sosyal patlama ve kargaşaya sebep oluşturmaktadır.

Birilerinin elinde on tane ev olacak ve birilerinin bir tane bile evi olmayacak ve bu toplum İslamı yaşayanlar olacak?

İnfak o kadar önemlidir ki, Rabbimiz olan Yüce Allah; servetin, sadece zenginler arasında dolaştığında, toplumdaki dengelerin bozularak, fakirlerin haset ve kinini azdıracağını, böylece toplumun tehlikeye düşeceğini Haşr; 7–8 de:

Allah'ın, o kent halkından, Rasûlü'ne verdiği ganimetler, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşmasın diye Allah'a, Elçi'ye yakınlık sahiplerine; göç eden fakirler –ki onlar, Allah'ın lütuf ve rızasını ararken yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'a ve Elçisi'ne yardım ederler. İşte onlar, doğruların ta kendileridir,– yetimlere, miskinlere, yolcuya aittir. Elçi, size ne verdiyse onu hemen alın. Sizi neden aloyduysa ondan geri durun. Allah'a da takvâlı davranın. Şüphesiz Allah, kovuşturması çok çetin olandır.


Enfâl: 60 de:

Ve siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve savaş atları hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Ve Allah yolunda her ne harcarsanız o size eksiksiz ödenir ve siz hakksızlığa uğratılmayacaksınız.

Muhammed;38 de:

İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. Öyleyken sizden kimileri cimrilik ediyor. Ve kim cimrilik ederse kendi benliğinden cimrilik ediyordur. Ve Allah zengindir, siz ise fakirlersiniz. Eğer siz yüz çevirirseniz O [Allah], yerinize sizden başka bir toplum getirir. Sonra onlar, sizin benzerleriniz olmazlar.”

diye belirtmektedir.

Değerli Kardeşlerim!

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah; mal ve servet verdiği kimselerin, ellerinde tuttukları fazlalıkları muhafaza etmelerine veya daha da arttırmalarına imkân veren davranışlardan kaçınmalarını, kendilerine verilen bu fazlalıkları infak yoluyla harcamalarını, kişilerin gerçek kazançlarının ancak çalışıp didinerek elde edilecek cinsten olması sebebiyle boşu boşuna karşılıksız kazanç sağlama girişiminde bulunmamalarını istemekte, aksi davranışların ise “insanların kendi kendilerini tehlikeye atmaları”, hatta “birbirlerini öldürmeleri” anlamında olacağı uyarısını yapmaktadır.

Onurlu bir hayat sürdürebilmenin, dini, imanı, namusu ve vatanı koruyabilmenin yolu infak yapmaya bağlıdır.

Rabbimizin ; Necm;39- 41 de:

Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.
ifadesi, özellikle çağımızın ekonomik sorunları için bir çözüm reçetesi içermektedir. Bu reçete hem İbrahîm peygamber ve hem de Mûsâ peygamber döneminde verilmiş bir reçetedir. Yani tüm zamanlar için geçerli, evrensel bir reçetedir. Müslümanlar bu Âyetlerin ne ifade ettiğini en doğru şekilde anlamalı ve uygulamalıdırlar. Kapitalizmin arka plâna attığı ama Sosyalizm ve Komünizm olarak isimlendirilen sistemlerin bütün üst yapılarını dayandırdıkları "emek" bu reçetenin tek dayanağıdır. Yapılması gereken, önce bu Âyetlerin ifade ettiği gerçekler doğrultusunda mevcut ekonomik sistemlerin yanılgı noktalarını saptamak, sonra da bu ilâhî ilkeye uygun zulümsüz, sömürüsüz, barış içinde bir dünya toplumu oluşturma çabası içine girmek olmalıdır.


Alıntı:
Fers Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
kaynaklı/kaynaksız sözlük anlamları...

afv: ayakla basılmadık yer, malın iyisi, helaali, terketmek, mahvetmek, yok etmek, silip süpürmek, bir şeyi elde etmeye yönelik niyet etmek/kast etmek, fazlalık, artıp çoğalma, bağışlama, vazgeçme, geriye bırakma, affetme, af dileme, bir şeyin belirti ve eserini silme, yoketme, verme, düşürme, geçiverme.

bu anlamları bir kenara, ben el afv nin bu ayetteki kullanımını devamındaki ayette verilen malın niteliğini açıklamasından çıkarıyorum...

bakara/267
....enfikuu min tayyibaati..../ iyi/hoş olanlarından infak....
....ve laa teyemmemuul habiise minhu tunfikuune ve lestum bi aahıziihı illaa en tugmiduu.../ ...ondan, işe yaramazını, gözü kapalı kabul etmeyeceğinizi infaka niyetlenmeyin...
ve bana göre iki ayetteki mesaj aynıdır ikisi birbirini açıklar yani farklı kelimelerle aynı mesaj...
ali imran/134
elleziine yunfikuune fiis serraai ved darraai.../
rahatlık ve sıkıntıda infak edenler....

verilecek olan elde olanın iyisi/el afve dir, herkes refahta ve sıkıntıda olsa da elinde olanın iyisinden kendi limitinde...
Değerli Kardeşlerim!

Ayetin sadece “....enfikuu min tayyibaati..../ iyi/hoş olanlarından infak....” bu kısmını alarak yargıda bulunmak ne derece doğru olur?

Ya eyyühelleziyne amenu enfiku min tayyibati ma kesebtüm ve mimma ahrecna leküm minel Ard…
Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın..

İnfak edeceklerimiz/harcayacaklarımız nedir?
Kazandıklarımız ve yerden çıkardıklarımızın tayyib olanları.

Rabbimiz olan Yüce Allah yiyeceklerde tayyib olanları helal, murdar ve kötü şeyleri ise haram kılmıştır .

Maide; 4: Sana, kendilerine neyin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: “Size tayyibat (iyi ve temiz şeyler) helâl kılındı.” Allah’ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın, Allah’a takvalı davranın. Hiç şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

Maide; 87, 88: Ey iman edenler! Allah`ın size helâl kıldığı temiz şeyleri haram saymayın. Ve aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez. Allah’ın size verdiği rızklardan helâl ve temiz olarak yiyin ve inandığınız Allah’a takvalı davranın.

A’râf; 157: Onlar ki, onlara iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılan, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o ümmî peygamber o elçiye uyarlar. O hâlde, ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Ayrıca Bakara; 57, 172, Maide; 5, Ta Ha; 81, Müminun; 51. ayetlerine de bakılabilir.

Değerli Kardeşlerim!

Ayetlerde vurgulanın tam olarak anlaşılabilmesi için Ayetteki cümle içerisinden sadece bir iki sözcüğe bakmak yerine cümlenin tamamına,öncesine ve sonrasına birlikte bakmanın daha iyi olacağını düşünüyorum.

Birlikte bakalım inşaAllah.

Bakara 267-274:
267 Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız pis şeyleri vermeye yeltenmeyin. Ve şüphesiz Allah'ın çok zengin/hiçbir şeye muhtaç olmayan, övülen/övgüye lâyık bulunan olduğunu bilin.
268 Şeytân, sizi fakirlikle korkutur ve size çirkinliği-hayâsızlığı emreder. Allah ise, size Kendisinden bağışlama ve bol ihsan vaat eder. Ve Allah, bilgisi ve rahmeti sonsuz geniş olandır, en iyi bilendir.
269 Allah, dilediğine haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verir. Ve kime haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verilirse, gerçekten ona pek çok hayır verilmiştir. Kavrama yetenekleri olanlardan başkası da iyice düşünmez.
270 Nafaka cinsinden neyi harcamada bulunduysanız veya adak türünden ne adadıysanız şüphesiz Allah onu bilir. Ve kendi benliklerine haksızlık eden kimseler için herhangi bir yardımcı yoktur.
271 Sadakaları açıkça verirseniz, artık o, ne iyi olur; eğer onları gizlerseniz, fakirlere verirseniz de artık bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmını kapattırır. Ve Allah, işlemiş olduğunuz şeylere haberdardır.
272 Onları doğru yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediği kimseyi doğru yola getirir. Ve hayırdan harcamada bulunduğunuz şeyler sırf kendiniz içindir. Ve siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında harcamada bulunmazsınız. Ve hayırdan ne harcamada bulunursanız, o, size tastamam ödenecektir. Ve siz, haksızlığa uğratılmayacaksınız.
273 Allah yolunda harcamanız, yeryüzünde gezip dolaşmaya güç yetiremeyen kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirler için olsun. Utangaçlıklarından, bilmeyenler, onları zengin sanırlar. – Sen onları işaretlerinden tanırsın.– Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Ve siz, hayırdan neyi harcarsanız, biliniz ki, şüphesiz Allah, onu çok iyi bilendir.
274 Mallarını her zaman, gizlice ve açıkça Allah yolunda harcayan kimseler; işte onların, Rableri nezdinde ödülleri vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmezler de.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Bilgi (6. November 2012), hiiic (4. November 2012), sevginur (4. November 2012)