Sevgili arkadaşlar,
Forum kuran ve ayetlere dayalı bir forum olmasına rağmen, görüşüm odur ki arkadaşların çoğu farklı perspektiferede duyarsız kalmıyorlar ve aşırı uçlarda olmadıkça saygı ile yaklaşıyorlar.
Umarım bu yazacaklarıma da bu mihvalde yaklaşırsınız.
burada melek ve şeytan olgusunun varlık olduğunu ve olmadığını savunan iki uç var...
ve bu savlarını ayetler ile desteklemeye çalışıyorlar...
ama ne tuhaftır ki iki uç ta ayetlerle konuştuğu halde uzlaşamıyorlar...
bir an için değişiklik yapalım...
ayetleri bırakalım...
insanlık tarihine hatta dinler tarihine bakalım...
hatta dinlerden de öncesine bakalım...
her çağda insanlık iyi ve kötüyü, melek ve şeytanı bir figür olarak resmetmiş ve teşbihte bulunmuştur...
ilk insan döneminden, mitolojiler ve yunan paganizmine...uzakdoğu mistizmine kadar...
sizce insanlık tarihi kadar eski olan bu iki olgu (melek-ler ve şeytan-lar) neden figürleştirilmeye ihtiyaç duyulmuş olabilir?
Bir makaleden alıntıdır.
Takyonlar hayali parçacıklar... Standart modelin denklemlerinden böyle parçacıklar çıkıyor... Higgs bozonu gibi henüz gözlenemediler, belki de hiç gözlenemeyecekler... Işık hızından hızlı hareket ediyorlar çünkü mesaj iletemiyorlar ve diğer parçacıkların üstünde herhangi bir etkileri yok...Bozonik sicim kuramına göre; ''Bir sicimin en düşük enerjili titreşimleri, içinde belli sayıda parçacık bulunan bir kuantum alan kuramıyla tanımlanabilir. Bozonik sicim kuramı 26-boyutludur ve düşük enerjide içerdiği parçacıklardan birinin kütlesinin karesi negatiftir. Böyle parçacıklara takyon denir.
Özel görelilik açısından bakıldığında bunların imajiner durgun zamanları (proper time) vardır. Bu yüzden genelde popüler olarak "Tepkimeye girmeden çıkan parçacıklar" diye nitelendiriliyorlar. Yani bir çeşit zamanda yolculuk gibi...
Yine özel görelilikten devam edersek, özel göreliliğe uyması açısından bu parçacıkların imajiner kütlesi olması gerekiyor. Her ne kadar değişken dönüşümü ile imajiner kütleden kurtulunabilse de, bradyonlar (yani gerçel kütleye sahip parçacıklar. Elektron, proton, vs.) ile -teorik anlamda- etkileşmeleri esnasında yine bu sorun ortaya çıkmaktadır.
Özel görelilik, parçacıkların hızına bir engel koyar. Bu engel ışık hızıdır. Kütlesi sıfırdan farklı bir parçacığın ışık hızında gitmesi için sonsuz enerjiye sahip olması gerekir. Bu açıdan, nasıl bradyonlar ışık hızına erişip onun üzerine çıkamıyorlarsa, takyonların hızı da ışık hızının altına düşemez; ışık hızı yine aynı bariyeri tam ortaya koyar.
Işık hızından yüksek bir hıza sahip olmalarına rağmen görelilikteki nedensellik ilkesi sebebiyle bilgi transferine imkan vermezler.
Bradyonlara benzer şekilde enerjileri ışık hızına yaklaştıkça artar. Tek fark, hızları ışık hızından yüksek olduğu için hızları düştükçe enerjilerinin artmasıdır.
AKIL ETMEZMİSİNİZ... DÜŞÜNMEZMİSİNİZ... BİLEN İLE BİLMEYEN AYNI MIDIR?
Konu bartsimpson tarafından (7. November 2012 Saat 08:34 PM ) değiştirilmiştir.
|