Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
|
Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir.
Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.
“namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir.
Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.
Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.
Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.
|
Selamun aleyküm,
Sayın dost1,
"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" etmeyi nasıl namaz olarak bulabiliyorsunuz.
Bu hem araf 55.ayette anlama ters düşmektedir, hem de vakitleri anlatan ayetlerde, namazla ilgili olarak salat yerine, [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] deyiminin geçmesini gerekli kılar.
Yine namazla ilgili ön şart olan abdest ayetlerinde de salat ifadesi namazı karşılamaktadır.
Araf 55.ayetteki,"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" yı namaz olarak değilde, herhangi bir zaman veya mekanla sınırlandırmaksızın yapacağımız duanın şekli olarak kabul etmemize engel ne olabilir?
Araf 55.ayeti önceki ve sonraki ayetlerle bir arada ele alıp anlamaya çalışırsak, burada geçen "alçala alçala ve açık-gizli dua"nın sadece dua biçimini gösterdiğini daha kolay görebiliriz.
ARAF SURESİ ALINTILAR:
50-51. Ve ateşin ashâbı, cennetin ashâbına, “Biraz su veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın” diye seslendiler. Onlar da, “Allah, dinlerini alaya ve eğlenceye alan, basit, iğreti hayata aldanan inkârcılara ikisini de gerçekten yasaklamıştır!” dediler. –Bu günle karşılaşacaklarını umursamadıkları, âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi, Biz de bu gün onları umursamayacağız [cezalandıracağız]–.
52. Hiç kuşkusuz onlara, inananlar için, bir kılavuz ve rahmet olarak, tam bir bilgiyle detaylandırdığımız bir Kitap getirmiştik.
53. Onun ilk plâna çıkmasından başka ne bekliyorlar? Onun ilk plâna çıkacağı gün geldiğinde, önceleri onu umursamayanlar, “Rabbimizin elçileri gerçekten bize gerçeği getirmişti. Acaba bizim için aracılık edecek aracılar var mı? Veya geri gönderilip de yaptıklarımızdan başkasını yapabilir miyiz?” diyecekler. Kuşkusuz kendilerini kayba uğratmışlardı. Uydurdukları şeyler de onlardan ayrılmıştır.”
54. Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki yaratma ve emir sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne cömerttir!
55. Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez.
********************
50ve 51.ayete baktığımızda, cehennemliklerin istekleri ve isteğin karşılanmayacağı anlatımı,
52.ayette de bunun gerekçesinin, yol gösterici olarak kitap indirilmesi olduğu,
53.ayette de indirilen kitabı umursamayıp, o kitaptan sorumlu olduklarını akıl edemedikleri, ancak kitaptan sorulacakları gün geldiğinde ve kitap öne çıktığında yani kitaptan sorulduklarında ise; o kitabın gerçekleri içerdiğini anlayacaklarını, kurtuluş için başkalarını arayacaklarını yada geri gönderilmeyi isteyecekleri, ama kabul edilmeyerek hüsrana uğrayacakları bildirilmektedir.
54.ayette ise rabbimiz kısaca yeniden hatırlatılarak, yaratma ve emrin sadece ona özgü olduğu, (başka emirler yerine, rabbin emirlerinin mutlaka yapılması gerektiği) ve (bunların yapılması halinde) rabbimizin çok cömert olacağı gösterilmektedir.
55. ayette ise (işte bunların devamı olarak, öncekilerin durumuna düşmemeyi, rabbin tek yaratan ve tek emir sahibi olduğunu, isteklerinin yapılması halinde çok cömert olduğu hatırlanarak) rabbimize yalvara yakara, alçala alçala gizli/açık dua etmemiz gerektiği belirtilmektedir.
Burada, namazla ilgili bir anlatımı ben bulamıyorum.
Öncekilerin durumuna düşmemek için bu ayette dua etmek vardır. Üstelik namaz gibi belli vakitlerle sınırlama olmadan bu vardır. Üstelik bu dualar içinde abdest veya başka bir ön şartta belirtilmemiştir.
Şu halde, bu ayetten namazı belirlemek, ayetin beklediği duayı sadece namaz gibi belli vakitlere hapsetmek olurki, bu önceden gelen anlatılanların durumuna düşmemek için her an yapılabilecek duayı sekteye uğratmak, kısıtlamak demektir.
A‘râf;205:Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! [/quote]
Bu ayette de, sadece namaz vakitlerinde değil, (akla gelen ve imkan bulunan) her zaman alçala alçala, saygıyla ürpererek dua edilmesinin istenmesi de yukarıda bahsettiğim gibi namazı değil, duayı gösteriyor.
sayın dost1, yukarıda belirttiğim nedenlerle sizin araf 55.ayetten namaz tespitinize katılamıyorum.
Ayrıca; namazın farz olduğunu açıklamışsınız, ben onu görmemişim.
Dolayısıyla, namazın farz oluşu ile ilgili sorularım dışındaki soruları uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ediyorum.
saygı ve selamlarımla...
aorskaya
|