Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
|
Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
1- Kuranda geçen “salat” deyiminin namaz demek olmadığını belirtmişsiniz. Salat; (sadece) namaz demek değilse de namazı da kapsamazmı? Namaz ve sonrasında yapılan dualarıda içermezmi, niçin?
|
Salat ve namaz birbirinden farklı iki kavramdır. Salat namazı kapsamaz. “salât” sözcüklerinin bilinen “namaz” ile alakası yoktur.
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
2- Namaza, tazarrulu dua demişsiniz. Bu namaz nedir? Sorusunun cevabıdır. Ama aynı zamanda bu deyim, yada bu deyimi karşılayan başka kelime kuranda geçmez. (yada ben bulamadım diyelim)
Siz, namazı hangi ayetlerde “tazarrulu dua” veya başka (salattan başka) kelimeden buluyorsunuz?
|
Bu namaz/tazarrulu dua, yapılması gerekendir/farzdır.
Yazımızda bu ayet belirtilmişti. Sanırım dikkatinizden kaçtı.
A’raf;55: “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn”
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez
A‘râf;205:” Vezkür Rabbeke fiy nefsike tedarruan ve hıyfeten ve dunel cehri minel kavli bil ğuduvvi vel asali ve la tekün minel ğafiliyn “
Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!
Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.
Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.
“namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.
Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.
Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
3- İkinci sorudaki deyim yada namazı işaret eden (salattan) başka kelime kuranda yoksa, salatta bildiğimiz namazla ilgilenmiyorsa (ki bu sizin iddianızdır) bildiğimiz namaz size göre kuranda yokmudur? Diğer bir anlatımla, bildiğimiz namaz dinin emri değilmidir?
|
Değerli Kardeşim! Bu sorunuzdan yazıyı yeterince okuyup değerlendirmediğinizi düşünüyorum. Sorunuzun cevabı olacak kısmı yazımdan olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdım.
“Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır.
Bugünkü kılınan namaz salat değildir.
Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır.
Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.
Salat, yapılması gerekendir/farzdır...
Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.”
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?
|
Yazımda belirttiğim ifade:
“Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır. “
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
1- Bu ayetlerde geçen salat, “zihinsel ve mali destek” ise gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde, kime yada kimlere nasıl zihinsel destek verilebilir, nasıl mali destek verilebilir?
|
Dinin indiği coğrafyada insanların hareket halinde oldukları zamanlar bu zamanlardır.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
2- Zihinsel destek bir bakıma kabul edilebilir görülse de mali destek için neden vakitler belirlensin, üstelik neden gündüzün iki ucu ve geceye yakın zamanlar olsun?
|
Dinin indiği coğrafyada insanların hareketli oldukları saatler bu vakitlerdedir. Öğle, ikindi vakti diye bildiğimiz vakitlerde o coğrafyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir.
Bugün camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşündünüz mü?
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
3- Mali destek (infak hükümlerinden de delillendirilmeye çalışılırsa) zaman kısıtlamasından bağımsız olarak; gerek ve imkan bulunan her durumda yapılması gerekli değilmidir?
|
Salatların toplu olarak yapılması salat kurumlarının oluşturulmasında ve oluşturulanların ayakta tutulmasında önemlidir. Unutmayalım ki, Medinede yeni bir devlet kuruldu. Bu devletin başındaki kişi Allah’ın Resulu Muhammed idi (selam olsun.) Bu devletin günümüzde olduğu gibi her bölüme bakan bakanları vardı. Salatlar önemine göre ya Mescidi Nebevi ya da Musallada yapılırdı. Kur’an’da salatı ikame emri ile zekatın verilmesi emrinin peşpeşe geldiğini gözardı etmemek gerekir.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
4- Mali destek için, zihinsel eğitim için herkesin ayakta ve rahat toplanabilecek olduğu zamanlar daha uygun değimlidir?
|
Daha uygundur. Bunun için de o coğrafyadaki en uygun olan vakitler salat için belirtilmiştir . Önemine göre de ya mescid ya da musallalarda/salat merkezlerinde yapılmıştır.
Lütfen! camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşünür müsünüz?
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Bütün bunlardan, bu ayetlerin; sizin “tazarrulu dua” diye tanımladığınız (ve benimde tanım olarak katıldığım) namazı anlattığı görülmezmi?
|
Ayetlerden kastınız “ salatın ikamesi” ile ilgili ayetler ise , bu bildiğimiz namaz değildir. Salat ile namaz birbirinden farklıdır. “ salât” sözcüklerinin bilinen “ namaz” ile alakası yoktur.
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
1- [eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. anlamındaki salatın, tehlike olması durumunda bitirilmesi gerekmezmi?
|
Salatın ikamesi bütün müslümanlara kıble yapılmıştır. Salatı ikame kurumları mutlaka oluşturulmalıdır ve bunların ayakta tutulması işletilmesi için de sürekli çaba harcanmalıdır.
Tehlike anında yapılan salatlar da tehlikeye nasıl karşı konulabileceği ile ilgili olacak çalışmalardır. Tehlikenin durumuna göre karar verilir.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
2- Bulunulan yerde olabilecek tehlikeden korkuluyorsa, yaya veya binekle hareket halindeyken, “eğitim-öğretim kurumu” nasıl çalıştırılabilir? Bir an için yaya veya binek üzerinde hareketle, bu kurum çalıştırılmaya kalkılsa, diğer kişi yada kişilerinde yaya veya binekli olarak hareket etmeleri gerektiğinden, bu başarılabilirmi, yada verimli olabilirmi?
|
Her ev bir mescid/okul haline getirilerek bulunulan yerde tehlikeden korunma ve tehlikeye karşı koyma yolları öğretilir. Her durumda ve koşulda yapılabilir. Kurtuluş Savaşında milletimizin takındığı tavır bu türdendir.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
3- Bu açıkladığım durumlar gösteriyorki, bunlar zihinsel, mali destek yada eğitim-öğretim değildir.
Çünkü; bunların imkansızlığına yada verimsizliğine karşılık, bildiğimiz namaz pekala mümkün olmakta ve başarıyla yerine getirilebilinmektedir.
Saygılarımla…
aorskaya
|
]
Günümüzde ne yazık ki, mescidler ve camilerde salat çoğunlukla sözkonusu değildir. Yapılanlar; bilinçten, huşudan yoksun bırakılan zamlandırılmış namazlardır.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
|